İçeriğe geç
duruvizyon e-dergi

9 Zilhicce… Neyin Bayramı?

Adem (as) dünya hayatına yuvarlanıp indiğinde kendi varlığından türeyen Havva ile ayrı düşmüşlerdi. Birisi Hint Dağlarında, diğeri Cidde Dağlarında bulmuştu kendisini. Havva, tahrif edilmiş Kitab-ı Mukaddes’te sürekli olarak Adem’in (as) “karısı” olarak anılır. Bu, bilinçli bir kavram manipülasyonudur. Hatta Kabala’da Adem’in başka eşleri olduğundan bile dem vurulur.

Adem kimdir?

Kitab-ı Kerim’de “Rabbin meleklere; «Muhakkak ki BEN’im kesin kararım: arzda bir halifedir.» demişti” buyrulur (Bakara/30). Bu ayet bağlamında Adem, “halife”dir.

Halife, bir yetki sahibinden başkaca, onun ardından, o yetkiyi kullanmaya tasarruf edecek kimse demektir. Bu kimse (halife) ile yerine geldiği yetkili (selef) birebir aynı değillerdir, birbirinden farklı usul ve uslub sahibidirler. Ancak görev ve sorumlulukları aynıdır.

Allah’ın (cc) ifadesine göre Adem, arz için halifedir. Ayrıca Adem beşerdir (Hicr/28). Bu ifadeler birer isim cümlesidir. İsim cümleleri zamana bağlı değildir. Tüm zamanlar için geçerlidir de denilebilir, zamansızlık içinde söylenmiştir de denilebilir.

Yani Adem, Allah’ın var ettiği bütün kainat için Allah’ın bütün yetkilerini Allah adına kullanma yetkisine sahip beşer bir halifedir. Allah ona bütün isimleri (kavramları, mahiyetleri, kıymetleri) bütün halde öğretmiştir (Bakara/31). Böylece o, her şeyi ve her durumu takdir yeteneğini de kazanmış olur. Artık bütün melekler (melekeler, yetenekler, kuvveler) ona secde etmekte ve onun emrine ve tasarrufuna girmektedir. Adem, her bir kişinin bütün kainatı sevk ve idare eden kabiliyetidir.

Havva kimdir?

Havva, Adem’in zevcesi olarak tanıtılmaktadır.

Zevce (müzekkeri; zevc), birbirini tamamlayan, bütünleyen, eksik ve noksanlarını gideren şeylerin her birisidir. Bir puzzle’ın her bir parçası zevcedir. Öğreten ile öğrenen, koca ile karı veya bir işletmenin ortakları birbirinin zevcesidir. Aynı zamanda, insanın aklı ile gönlü, mantığı ile duyguları, zahiri ile batını, beşeriyeti ile maneviyatı da birbirlerine zevcedir. Bir zigotu, bir yavrunun ilk hücresini oluşturan erkek üreme hücresi (sperm) ile kadın üreme hücresi (yumurta) da birbirinin zevcesidir. Adem ile Havva da birbirine zevcedir. Yani ikisi birlikte bir bütündür.

Yetki sahibi olan Adem, zevcesi olmadan eksik olacağından, Adem ile Havva ancak ikisi birlikte yetki sahibi halifelik görevini yerine getirebilecektir.

Havva’dan bahsedilirken müennes (dişil) yapı kullanılması, onun bir “kadın” olmasından ziyade edilgen bir kuvve olmasından ötürüdür. Adem isminin müzekker (eril) yapısı da onun etken bir kuvve olduğuna delalet etmektedir ki zaten halife yetkilerini yerine getirebilmesi için etken olmak zorundadır.

Özetle, Adem ile Havva, Allah adına kainatı sevk ve idare etmeye halife kılınmış bir gücün etken ve edilgen yönleridir. Bu ikisinin bir isim cümlesinde “beşer” olarak tanımlanması tek bir Adem ile Havva olmasını değil, her bir beşerin Adem ile Havva kuvvesine sahip olduğunu göstermektedir. Her bir kimsenin akıl ve benlik, bencillik tarafı Havva kuvvesine, kapsayıcı zihniyeti ve sahipliği ise Adem kuvvesine işarettir.

Başlangıçta, her kişide, Adem ve Havva birlikte var edilmiştir. Annesinden doğan bir bebeğin hiçbir benlik hissiyatı yoktur. Ademiyeti Havva’ya tamamen sahiptir. Kendi ayak parmağını bile sanki kendisinin değilmiş gibi ağzına götürüp emmeye çalışır. Ne var ki bir zaman sonra “ben” demeye, “benim” demeye başlar. Sokakta bulduğu bir taş kırığına bile “bu benim” diyerek feveran edecek noktaya gelir. İşte bu durum, Havva’nın Adem’i şecereye (birlikten uzak dallı budaklı düşüncelere) yaklaştırmasıdır. Artık Adem ile Havva ayrılmış, rivayete göre Adem Hint dağlarına, Havva ise Cidde Dağlarına (yani birbirlerinden çok uzağa, ayrı) düşmüşlerdir. Adem ile Havva’nın ayrı düşmeleri, onlar birbirilerini tamamlayan ve bütünleyen birer zevce olmalarından ötürü, Adem’in (yani kişinin) eksik kalmasına ve dolayısı ile halifelik görevini (yani, kainatı Allah adına sevk ve idare etmek görevini) hakkıyla yerine getirememesine neden olur.

Arafat’ta Vakfe yapmak…

Kişinin yetki ve sorumluluklarını tekrar kazanarak görevini bi-hakkın yerine getirebilmesi için Adem ile Havva’nın tekrar buluşmasına ve Adem’in Havva’yı uhdesine almasına zorunluluk vardır. İşte bu buluşma, rivayete göre Arafat Dağında gerçekleşir.

Arafat, kişinin Ariflik mertebesidir. Vakfe yapmak, vakıf olmak, idrak etmek, farkına varmak anlamındadır. Arafat Dağında vakfe yapmaktan maksat kişinin Arifliğine vakıf olarak bunun farkına varması, idrak etmesidir. Bu, bir anlık meseledir.

Manevi olarak yaşanan bu hadisenin dünyevi ritüeli “Hacc” olarak isimlenir. Hacc, delillendirmek, belgelendirmek, ispat olarak ortaya koymak demektir.

İşin aslı, kişinin kendi Arifliğine vakıf olmasıdır. Bu halde, Adem ile Havva buluşmuş olur. Kişinin bütün kapsayıcılığı ile enaniyeti bir araya gelir. Aklı ve benliği, kişiye hata yaptırmayacak kadar kainatı sahiplenir. Böylece yetkilerini takınır ve Allah adına her isteğine ulaşmaya kudret sahibi olur.

Zilhiccenin 9.ncu gününde bu hale ulaşan kişi, takip eden 4 günü bayram mutluluğu içinde geçirecektir.

Kurban nedir?

Kurban, kurbiyet, yakınlık, yatkın ve meyilli olmak demektir. Kurban kesmek, yakın ve meyilli olduğu şeylerden kendisini kurtarmak anlamına gelir. Arifliğine vakıf olan kişi, Allah ile arasına giren ve yetkilerinden kendisini uzaklaştıran her engeli, vakıf olduğu Ariflik ile fark etmeye ve bunlardan teker teker arınmaya başlar. Kişi, böylece kurbanını kesmiş olur.

Mevlam nasip eylesin.