İçeriğe geç
Büyük Orta Doğu Projesi

Büyük Orta Doğu Projesi

10.yyda Anadolu’da yaygınlaşan Türkiye Devleti’nin hâkimiyeti 18.yy da en geniş topraklarına ulaştı. 19.yy ikinci yarısının başlarında petrol madeninin keşfedilmesi ile Türkiye Devleti’nin hâkim olduğu toprakların neredeyse tamamının petrol yatakları üzerinde olduğu anlaşıldı. Bu tespitten sonra, düşmanlar açısından yapılabilecek tek şey artık bu imparatorluğun paramparça edilerek, önce bu maden yataklarının bulunduğu toprakların, sonra da petrol madeninin ele geçirilmesi olacaktı.

1902 yılında Mezopotamya’da petrol bulunduğu ilk kez dünyaya duyuruldu. 7 Ocak 1913 tarihinde de benzin üretiminin patenti alındı.

Dünya haritası üzerinde, 18.yyda Türkiye Devletinin hâkimiyetinde bulunan topraklara bir ad verilmesi gerekiyordu. Buralara “Türkiye’nin Eski Toprakları” denilemezdi. İşte bu nedenle Türk hakimiyetine girmiş olan tüm topraklara “Middle East” dediler.

Yani “ORTA DOĞU”.

Osmanlı İmparatorluğu dönemi Türkiye Devleti’nden parçalayarak kopardıkları topraklar üzerinde yeni ve sömürge devletler oluşturan egemen güçler, 20.yyın hemen başlarından itibaren bölgenin tüm kaynak ve zenginliklerini sömürmeye başladılar.

Söz konusu bölgenin tüm nüfusu Müslüman halklardan oluşmaktaydı.

Bölgenin kendi kontrollerinde sürekli olarak kalmasını temin için planlar yapan egemen güçler, bölge halklarının hem dini inançlarını zedeleyerek, mezhepsel bölünmeler yarattılar hem de aşiret yapılar üzerinden ayrışmalar yaratarak etnik bölünmeler yarattılar. Mezhepsel ve etnik olarak bölünüp parçalanmış bölge halkı, kendi içlerinde sürekli kavga yada savaş ettirilerek, oluşan kaos ortamından hem sömürgecilik eylemlerini sürdürdüler, hem de bölgenin toparlanmasını imkansız hale getirdiler.

Zaten bölge insanı, tarih boyunca kendi kendilerini toparlayabilen bir kabiliyete sahip olmamışlardı. Orta doğu olarak anılan bölgede yaşayan insanlar, İslamiyet (Hz.Muhammed (sav) ve Hulafa-i Raşidin) sonrasında bir arada barış içinde toparlayabilen ve bir arada yaşatabilen tek güç Türk’lerdi.

Türkler de, bölgeyi parçalayan ve sömüren egemen güçler tarafından, bölgenin tekrar toparlanmasına engel olmak için, sürekli kontrol altında tutuluyor ve milli ve inanç değerlerinden sistematik olarak uzaklaştırılıyordu.

Türkiye Devleti, Cumhuriyet Döneminde çok zorlu dönemleri büyük bir sabır ve metanet ile atlattı.

Osmanlı bakiyesi Orta doğu topraklarının yeniden bir araya getirilmesi, halklarının özgürleştirilmesi, küresel sömürgeci odakların kuklası durumunda ki yöneticilerden kurtulması için ciddi bir plan yapılması ve faaliyete geçilmesi gerekiyordu.

Küresel sömürgeci odaklar ise, 100 sene önce yapılan paylaşımların yenilenmesini ve sömürge oluşumlarının güncellenmesini planlıyorlardı. Özellikle, bu yüzyılda ortaya çıkan İsrail Devletinin de hesaplara dahil edilmesi, ve büyük İsrail projesinin de uygulanması hevesiyle, kendi çıkarlarına uygun bir plan hazırlayarak BÜYÜK ORTA DOĞU PROJESİ adı altında harekete geçtiler.

Oysa Milli ve İnançlı Türk İnsanının ve kadim Türk Devletinin Ortadoğu için farklı planları vardı. Kendi amaçlarımızı açıkça ortaya koymaksızın, kendi BÜYÜK ORTA DOĞU PROJEMİZİ uygulamaya almıştık.

Bu projenin başında, 2002 yılına gelindiğinde, seçimlerden galip çıkarak iktidar olan Erdoğan Cumhuriyetin 80.yılında Türkiye yönetimine geldi. Kadim devletin planları tam olarak işliyordu.

Erdoğan, BÜYÜK ORTA DOĞU PROJESİ’nin eş başkanı olduğunu açıkladığında, tamamen kendi Projemiz için çalışacağını açıklıyordu aslında. Küresel sömürgeci odakların bunun farkına varması biraz zaman aldı. Ancak bu zaman içinde Türkiye, Orta doğu coğrafyasında yaşayan halklar arasında çok fazla yol almıştı.

Artık Türkiye Devleti, yeniden Orta Doğu’nun hakimi oluyordu.

Bu girişimin karşılığında, hem devlet hem millet hem de yöneticilerimiz olarak çok fazla ve çok ağır saldırılar aldık. Ancak kadim devlet yapımız ve inanç sahibi milletimiz sayesinde hepsini en az zarar ile atlatmayı başardık ve yolumuzdan dönmedik.

Sömürgeci odakların hazırladığı proje bu gün batmıştır. Farklı projelerin peşinde koşmaktadırlar. Fakat kadim Türk Devletinin yaptığı BÜYÜK ORTA DOĞU PROJESİ başarı ile sürmektedir.

Recep Tayyip Erdoğan, milletin gönlünde, bu projenin artık eş başkanı değil, tek başkanıdır.