İçeriğe geç

Dininizin Gerekleri

Çocuğunuza Dininizin Gereklerini Telkin Ettiniz mi?

Yazan: Sakıp Sabancı

Çeşitli yerlerde söylemişimdir.

Bizde Din’i eleştirmek mecburiymiş gibi, birçok alanlarda hep bu yolu takip ederiz.

Kardeşim!.. Eğer televizyonda “Küçük Ev” dizisinde adam, ailesiyle birlikte kamp kurup, yemek yiyeceği sırada bu nimetleri verdiği için el açıp Allah’a şükrediyorsa, İrtica mı yapıyor?

Bu İrtica değildir!

Size bir kaç misal vereyim;

 

En son, Carter beni Amerika’ya davet etti. Bir açılışa gittik.

3 bin kişiye bir akşam yemeği verildi. Ertesi sabah, kahvaltıya 150 kişi seçilmişti. Ben de o 150 kişinin içindeydim. Sekiz’er, on’ar kişilik masalarda oturuldu. Dünyanın birçok yerlerinden gelmiş önemli insanlarla tanışıldı. Bir yandan sohbet ediliyor bir yandan da bekleniyor. Kimse kahvaltıya başlamıyor. Biraz sonra papaz geldi, herkes ayağa kalktı, ceketini ilikledi. Papaz şükran duasını yaptı ondan sonra yemeğe başlandı.

 

Yine Amerika’dayım. Teksas’ta kalp ameliyatı olacağım. Ameliyat olmama karar verilmiş.

Bir papaz geliyor. Diyor ki: “Ben senin dosyanda gördüm ki Müslümansın. Eğer reaksiyonun yoksa ben din adamıyım. Allah birdir. Ameliyata girmeden önce sana dua etmek istiyorum, kabul eder misin?”

Tabi ben bu olay karşısında çok mutluluk duydum, gözlerim yaşardı. Ben hastanede ciddi bir ameliyat olurken orada papazın bulunması, gelip bana yardımcı olmak istemesi… Ona sizinle aynı fikirdeyim deyip teşekkür ettim.

 

Yine buna benzer bir olayı bir yerde söylemiştim.

Kızımı Londra yakınındaki Harvard kolejine götürdüm.

O sırada bana dediler ki; “Kolejin yemekhanesi şurada, yatakhanesi burada, dershanesi burada, kütüphanesi burada vs. kolejin bütün kısımlarını ayrı ayrı gösterdiler. Sonra kiliseyi göstererek; “dini ibadet yeri de burasıdır” dediler.

Sonra: “şimdi senin kızın Müslüman, dini ibadet günlerinde Kur’an’ı getirsin istediği günlerde okusun.

Odasında kalıp Kur’an okumasını siz telkin ettiniz mi?” diye bana sordular.

Allah var, bizi görüyor. Doğrusu ben kızımla beraber Kur’an’ı kerim getirmemiştim, kızıma da telkinde bulunmamıştım.

Çok utandım, sırtım terledi. O gavur dediğimiz adamın bana verdiği dersten çok mahcup oldum. Adeta yüzüme şamar patlatmıştı.

Türkiye’ye geldiğimde hemen açıklamalı Kur’an gönderdim. Kızıma anlattık… bunu ben bizzat yaşamıştım.