| Rahman, Rahim ALLAH adına!  |
| Hamd, rabb-il alemin ALLAH'ındır.  | اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَمٖينَلا | .2 | 2. | el-hamduel-hamdu Kök: | HMD | Kelime: | hamd |
-İSİM- | Kelime Anlam: Övgü. Övmek. |
lili Kök: | H.CER | Kelime: | li |
-HARF- | Kelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, için, dolayı, yüzünden, tarafından anlamlarını karşılar. |
llahillahi Kök: | ALLAH | Kelime: | allah |
-ÖZEL İSİM- | Kelime Anlam: "Allah" ismi celali;
bütün duygularımızın, düşüncelerimizin... bütün "varlık"ların ilk şartı olan derin ve bir tek gizli duygunun, görünen ve görünmeyen varlıkların birleştikleri noktanın; hiçbir engel olmaksızın, doğrudan doğruya gösterdiği... yüce Allah'ın zatına delalet eden, yalnızca O'na ait olan özel bir isimdir. Bu yüce isim, lisan açısından da adının sahibi gibi, bir ezeliyet perdesi içindedir. Başlangıçtan itibaren özel bir isim olarak kullanılmıştır.Allah'ın zatı, bütün isimler ve vasıflardan önce bulunduğu gibi; "ALLAH" ismi de öyledir.
✦ Allah ismi; ilâhlık vasfından değil... ilâhlık ve mabudiyet vasfı, O'ndan alınmıştır.
✦ Allah, ibadet edilen zat olduğu için Allah değildir... O, Allah olduğu için O'na ibadet edilir.
✦ O'nun "Allah"lığı... tapılmaya ve kulluk edilmeye layık olması... kendiliğindendir.
✦ Mahlukat, Allah'ı mabud olarak ister tanısın ister tanımasın... O bizzat mabuddur. O'na her şey... hatta, O'nu inkar edenler bile, O'na abd olmak zorundadırlar.Allah lafzının, İnsan ağzından, alem-i ilahiye doğru şekilde sunulması, salınması… İslam'ı ve İslam mensublarını güçlü, takatli ve kudretli kılacaktır.Bu lafz, olması gerekenden farklı şekilde sada edilirse, sadece insanlık değil, hayvanat ve nebadat dahil olmak üzere bütün kain olanlar, bu etkiden zarar görecektir. |
rabbirabbi Kök: | RBB | Kelime: | rabb |
-İSİM- | Kelime Anlam: Yetiştiren, eğiten. Terbiye eden. Vicdan. |
l-âlemîne.l-âlemîne. {لا} Kök: | ALM | Kelime: | alemin |
-İSİM- Çoğul | ::: alem✦ Cihan, kâinat. Dünya. Her şey.
✦ Cemaat. Halk. Cemiyet.
✦ Dehr.
✦ Hususi hal ve keyfiyet.
✦ Bir güneş ile ona tabi olan ve etrafında devreden seyyarelerin teşkil ettiği daire.
✦ Kümülatif ilmin, halıktan mahluka ikramında, cüzlere, parçalara evrilmeden önce ki külliyeti.
✦ Alamet niteliği olan şey (idrak edilmese bile).
✦ Bayrak. Nişan, işaret. Özel isim.
✦ Üst dudakta olan yarık.
✦ Mc: Yüksek dağ. Büyük alim. | |
Diğer Meal: 2. Hamd, Âlemlerin Rabbi, Rahmân, Rahîm, hesap ve ceza gününün (ahiret gününün) mâliki Allah’a mahsustur.
|
| Rahmandır, Rahimdir.  | اَلرَّحْمٰنِ الرَّحٖيمِلا | .3 | 3. | er-rahmânier-rahmâni Kök: | RHM | Kelime: | rahman |
-İSİM- | Kelime Anlam: Rahm kökünden sıfattır. Bütün yaratıklara rızıklarını veren, her an bütün mahlukat hakkında hayır ve rahmet irade buyuran, bütün mahlukatına sayısız nimetler veren. Nizam ve adalet sahibi. Er Rahman: ALLAH'ın düzelticiliğinin, terbiye ediciliğinin, eğiticiliğinin ismidir. Olumsuzlukların olumluya dönmesi, düzelmesi, her şeyin olması gereken düzene kavuşması ALLAH'ın Rahmetidir. İkaz edilen toplumların, yanlış olan hallerden Sırat-ı müstakime yani her an ALLAH'ın emrini duyarak ve uygu ile yaşamaya yönelmeleri ALLAH'ın Rahmetiyle olacaktır. |
r-rahîm.r-rahîm. {لا} Kök: | RHM | Kelime: | rahim |
-İSİM- | Kelime Anlam: Rahm kökünün ism-i fail'idir. Rahmet edici, acıyan, merhamet eden. Döl yatağı, rahim. Yakın hısım, akraba. Er Rahim: ALLAH'ın halk ettiği şeyin şekillenmesine denir. Şah damarımızdan yakın oluşunun ispatıdır. Teşekkül ettirici, yoktan var etme, zahiren yok iken var olmak. Varedilen, var olan noktadaki feyl-i ilahi. |
| |
|
| Din yevminin malikidir.  | مَالِكِ يَوْمِ الدّٖينِط | .4 | 4. | mâlikimâliki Kök: | MLK | Kelime: | malik |
-İSİM- | Kök Anlam: ** Melek; yetenek, kabiliyet, tasarruf etme etme gücü, bir sıfatı kullanabilmek yeteneği anlamlarındadır. Melek tanımının failine Melik denir. Melik; yetenekli, sahip, mutasarrıf anlamlarına gelir. Melek, madde ile mananın kesiştiği yerdir. | Kelime Anlam: Sâhib. Malı elinde bulunduran. Bir şeyin mülkiyetini elinde tutan. Cehennem zebânilerine hâkim ve onları idare eden meleğin adı. |
yevmiyevmi Kök: | YVM | Kelime: | yevm |
-İSİM- | Kelime Anlam: Gün. Yirmidört saatlik zaman. Sene. Asır. Devir. Devre. Süreç. |
d-dîn.d-dîn. {ط} Kök: | DYN | Kelime: | din |
-İSİM- | Kök Anlam: Din; ALLAH ile halkettikleri arasında ki münasebetin düzeni, nizamıdır. Kişinin imanı, kararı, inancı ve öncelikleri ile değerleri neticesinde, düşüncesi, sözleri ve hareketleri ile izhar olduğu yaşantı şeklidir. ALLAH'a ittika eden kimse, ALLAH'ın ahlakı ile ahlaklanır ve Muhammedin yaşantısını yaşar. ALLAH'tan gayrısına abd olan kimse ise şeytani yaşantı ile izhar olur.Muhammedi yaşantı, tekamüle uğrayarak, tamamlanmış olan İslam Dinidir. İlk İnsandan, Hatem-ul Enbiyaya kadar ve dahi bu güne kadar tek bir din vardır ve bu din İslam'dır. İslam Dini, Hz.RasulALLAH ile tekamüle ulaşıncaya kadar muhtelif aşamalardan geçmiş ve sürekli gelişme içinde olmuştur. Bu aşamalardan bazıları, bu gün İslam karşıtı kesimler yada bilmeyenler tarafından, İslam'dan başka ve/veya ona alternatif dinler varmış gibi yansıtılarak algı çalışması yapılmaktadır. Oysa, Din tektir ve İslam'dır. | Kelime Anlam: Din; ALLAH ile halkettikleri arasında ki münasebetin düzeni, nizamıdır. |
| |
|
| Biz, yalnızca SANA ibadet etmeye mecburuz... ve yalnızca SEN'den iane dilemeye mecburuz.  | اِيَّاكَ نَعْبُدُ وَ اِيَّاكَ نَسْتَعٖينُط | .5 | 5. | iyyâ-keiyyâ-ke Kök: | EYY | Kelime: | iyya |
-HARF- | Kelime Anlam: Sadece. Yalnızca. Ancak… Mecburiyet... mahkumiyet... alternatifi ve istisnası olmayan bir durumu belirtmek için kullanılır. |
na'buduna'budu Kök: | ABD | Kelime: | abd |
-FİİL- 1.nci kişi Çoğul Geniş Zaman | Kök Anlam: İnsan, emir üzere yaşar. Bunu inkar eden kişide dahi, kaynağını açıklayamadığı ancak talep ve isteklerini duyduğu, kendi derinlerinde bir yer vardır. Çok sıkıştığında, "canım öyle istedi" diyerek bunu dile vurur. İşte o en derinlerinden, kendisini yönetene bağlı olmaya abd olmak denilir. Kişinin mabudu;
✦ ya ALLAH'tır,
✦ ya da ALLAH'tan gayrıdır.
ALLAH'tan gayrı ise beş olabilir: ✦ servet, ✦ şehvet, ✦ şöhret, ✦ nüfuz, ✦ mevki. | Kelime Anlam: ✦ Emir alan ve aldığı emri yerine getiren. Buna mecbur olan.
✦ Hareketlerini belirleyecek emirleri almak üzere mabuda bağlantılı olmak.
✦ Köle. |
veve Kök: | H.ATIF | Kelime: | ve |
-HARF- | Kelime Anlam: Üç farklı şekilde kullanılabilir.
1- Ve bağlacı,
2- Ant, yemin (Harf-i Cer),
3- Hal, durum (iken)
(İsim cümlesi olarak kullanılır. Cümle içinde fiil kullanılmışsa muzari olur. Fiil cümlesinde kullanılacaksa قد ile birlikte kullanılır.) |
iyyâ-keiyyâ-ke Kök: | EYY | Kelime: | iyya |
-HARF- | Kelime Anlam: Sadece. Yalnızca. Ancak… Mecburiyet... mahkumiyet... alternatifi ve istisnası olmayan bir durumu belirtmek için kullanılır. |
nestaînu.nestaînu. {ط} Kök: | AVN | Kelime: | istiane | İSTİF'AL Kalıbı
-FİİL- 1.nci kişi Çoğul Geniş Zaman | Kelime Anlam: Yardım istemek. İane istemek. |
| |
Diğer Meal: 5. (Allahım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz.
|
| Bize, mustakim sırat hidayet et!...  | اِهْدِنَا الصِّرَاطَ الْمُسْتَقٖيمَلا | .6 | 6. | ihdi-naihdi-na Kök: | H!DY | Kelime: | heda |
-FİİL- 2.nci kişi Emir | Kelime Anlam: Hidayet erişmek, ulaşmak. Doğru yolu bulmak. |
s-sırâtes-sırâte Kök: | S:RT: | Kelime: | sırat |
-İSİM- | Kelime Anlam: Yan sınırları belirli olan geniş ve işlek cadde. Yol. |
l-mustakîm.l-mustakîm. {لا} Kök: | K:VM | Kelime: | mustakim | İSTİF'AL Kalıbı
-İSİM- | Kelime Anlam: İstikamet üzere olan. Doğru, istikametli. Sapmayan, eğri olmayan, düz, dik. Hilesiz, temiz, saf. |
| |
Diğer Meal: 6. Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil.
|
| Kendilerine magzub ve dall olanların gayrısındakileri inam ettiğin sırata!...  | صِرَاطَ الَّذٖينَ اَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْلا غَيْرِ الْمَغْضُوبِ عَلَيْهِمْ وَ لَا الضَّٓالّٖينَ | .7 | 7. | sırâtsırât Kök: | S:RT: | Kelime: | sırat |
-İSİM- | Kelime Anlam: Yan sınırları belirli olan geniş ve işlek cadde. Yol. |
ellezîneellezîne Kök: | İ.MEVSUL | Kelime: | ellezi |
-HARF- | Kelime Anlam: Has İsm-i Mevsul. Eril-Tekil.
✦ Kendisinden sonra gelen cümleyi kendisinden önce ki isme sıfat yapar. |
en'amteen'amte Kök: | NAM | Kelime: | inam | İF'AL Kalıbı
-FİİL- 2.nci kişi Geçmiş Zaman | Kelime Anlam: Başkasına iyilik yapmak. Nimet vermek. İhsan etmek. Doğruya sevketmek, hidayete ulaştırmak. İyilik etmek, bahşiş vermek. Tar: Osmanlı İmparatorluğu zamanında yeniçerilerin aylıklarına yapılan zam. |
aley-himaley-him {لا} Kök: | H.CER | Kelime: | ala |
-HARF- | Kelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). "...-e", "...-a", "… üzre", "… üzerine", "… üzerinde" anlamlarında… |
gayrıgayrı Kök: | GYR | Kelime: | gayr |
-İSİM- | Kelime Anlam: Diğer. Başka, başkası. Rakib. Yabancı. Artık. (kıskançlık içerir) (İstisnâ edâtıdır. Başlarına getirildiği kelimeyi nefy yapar.) |
l-magdûbil-magdûbi Kök: | GD:B | Kelime: | magzub |
-İSİM- |
aley-himaley-him Kök: | H.CER | Kelime: | ala |
-HARF- | Kelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). "...-e", "...-a", "… üzre", "… üzerine", "… üzerinde" anlamlarında… |
veve Kök: | H.ATIF | Kelime: | ve |
-HARF- | Kelime Anlam: Üç farklı şekilde kullanılabilir.
1- Ve bağlacı,
2- Ant, yemin (Harf-i Cer),
3- Hal, durum (iken)
(İsim cümlesi olarak kullanılır. Cümle içinde fiil kullanılmışsa muzari olur. Fiil cümlesinde kullanılacaksa قد ile birlikte kullanılır.) |
lala Kök: | OLUMSUZ | Kelime: | la |
-HARF- | Kelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder. Fiil cümlesinin başına gelir. |
d-dâllîne.d-dâllîne. Kök: | D:LL | Kelime: | dall |
-İSİM- Çoğul | Kelime Anlam: Kendine özüne geri dönüş yolunda kaybolan. Kur'ân ve imân yolundan sapan. Sapkın. Şaşkın. Azan. Azıcı, azdırıcı. Dalalette olan. |
| |
|