Sağlık ve Eğitim, toplumumuzda bedeli ne olursa olsun, karşılanan ihtiyaçlardır.
Aileler, gerekirse, elinde avucunda olanı satar savar, “aman çocuğumuzun eğitim eksik kalmasın!”, “aman çoluk çocuğuna, ana-babama bir şey olmasın!” diyerek, bu iki ihtiyacı muhakkak giderir.
Üstelik, bu iki ihtiyacı gidermek için, iktisat edilmez, tasarrufa gidilmez. Hata yapmaktan, eksik bırakmaktan, yarın pişmanlık duymaktan korkulur, sakınılır. İşte tam bu nedenle, Öğretmenlerin ve Hekimlerin, toplumumuzu sömüren kesimler olmasının önüne geçilememiştir.
Bu iki grup insan, toplumun bu hassasiyetini, geçimlerini üst seviyelere çıkarmak için fırsat olarak görür. Zaten yerine getirmek zorunda oldukları ameliyeler için koşulların el verdiği ölçüde çıkar, menfaat ve de özellikle para derdine düşerler.
Sömürü sadece ekonomik yönde değildir… Farklı cepheleri olduğu gibi, kişileri “öz değerler”inden uzaklaştırmak bile bir sömürüdür.
Bu iki grubun, toplum üzerinde ki sorgulanmazlığı ve sömürü kabiliyeti, bu iki meslek alanını, güçlü sömürgeci odakların hedefi, bu iki meslek grubunu da kontrol altında tutulması gereken merkezler haline getirmiştir.
Kontrol altında tutan odaklar tarafından, özellikle liyakatsiz olarak tesis edilen bu iki meslek grubu, hiç bir zaman verim ortaya koyamamış,
ne toplum ne millet ne de ümmet için bir fayda sağlayamamıştır.
İstisnalar elbette vardır… ancak genel durum maalesef bundan ibarettir.