Ya Eyyuhellezine Amenu!
Ey İman Etmiş Olanlar!
Peki, Neye İman Etmiş olanlar?
İman ‘gayb’adır!
Düşünelim:
Bir trafik kazası olmuş olsun…
Kazayı yaşayan inşalardan birisi ile karşılaşayım.
Bana geçirdiği trafik kazasının her detayını anlatsın.
Neredeydiler, ne oldu, nasıl oldu, kim yaptı, kim ne yaptı, ve sair herşey…
Ama ben orada değildim.
Ama bana öyle bir anlattı ki, ben oradaymışım gibi sanki, her konuda anlattı bana.
Şimdi, ben, bana anlatılanlarla, olmuş olan o trafik kazası hakkında bir mahkeme olsa, şahitlik yapabilir miyim?
Hayır!
Ben orada değildim. O trafik kazasını yaşamadım. Şahitlik yapamam!
Kim şahitlik yapabilir?
Bana o kazayı anlatan kazazede yapabilir. Ama ben yapamam!
O kazanın içinde bulunan kazazede, kazayı bizzat yaşadığı için o kazaya ŞAHİT olmuştur.
Ben ise o kazazedenin sözlerine duyduğum güven kadar İMAN ETMİŞ olurum.
Allah Rasulü’nün Tebliği
Hz Muhammed(SAV) efendimiz;
çevresinde bir grubu, bir araya toplayıp, sordu:
“Ey Kureyşoğulları!
Size, ‘şu dağın ardından bir ordu geliyor, savaşa hazırlanın’ desem,
Bana inanır mısınız?”
Orada bulunanlar cevap verdiler:
“İnanırız Ya Muhammed. Sen Emin olansın. Sen ne dersen sana inanırız!”
Hz. Muhammed (sav), bunun üzerine şöyle söyledi;
“O halde, size bildiriyorum ki, ‘La İlahe il-Allah’.”
Bu noktada,
Hz Muhammed (sav)’in davetinde olanlardan, kendisine güven duyanlar, Efendimizin sözlerine güvenerek, ona inandıkları için, İMAN ETMİŞ oldular.
Yani,
Ben, bana anlatılan, babamdan, hocamdan, atamdan duyduğum bir şeye,
onlara güvendiğim ölçüde İMAN ETMİŞ olurum.
Gerçek bir İNANÇ için,
ŞAHİTLİK gerekir, bizzat içine bulunarak, yaşamış olmak gerekir, yaşamış olmanın verdiği kesinlik gerekir.
Kur’an, İman Etmek ile Müslüman olmayı ayırmıştır!
Ya Eyyühellizine Amenu!
Ey İman Etmiş Olanlar!
ittekullahe hakka tukatihi!
Allah’a bi-hakkın takva ile ittika edin.
ve lâ temûtu enne illâ ve entum muslimûn!
ve sizler, sakın ola ki, Müslüman olmadan ölmeyin!
(Ali İmran/102)
İman Etmek, İman edebilmiş olmak çok mühimdir, çok değerlidir. Kimisi, ne kadar anlatırsan anlat, anlamaz. Ne kadar delil gösterirsen göster, kabul edemez. İçine sindiremez. Bunun için İman Etmek çok önemli, çok değerlidir.
Kelam-ı Kadim, çok büyük oranda iman ehline hitap eder.
Ana unsur olarak, Allah’a ve Ahiret gününe imanı konu eder.
Ancak; İslam Dini’nin, İhlasın, Takvanın gereklerini ve şartlarını da anlatır.
İman Etmek için, güven duyulan bir başkasını dinlemek yeter. Kimisi babasını, kimisi hocasını, kimisi atasını dinleyerek İman Ehli olur, olabilir.
Ancak, Müslüman olmak için, Kur’an’ı, Kerim yapmak şarttır! Kur’an-ı Kerim okumadan İslam mensubu olunamaz!
İSLAM OLMAK
Mü’min; İman eden anlamındadır.
Müslüman yada Müslim; İslam olan, İslam dinine tabi olan anlamındadır.
Bazı ayetlere birlikte bakalım…
Al-i İmran Suresi 3:19ncu ayette;
“Muhakkak ki ALLAH’ın indinde, din, İslam’dır.”
Maide Suresi 5:3ncü ayette;
“Bu yevmde, dininizi, sizin için ikmal ettim. Üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için, din olarak İslam’a razı oldum.”
Saff Suresi 61:7nci ayette;
“ALLAH’a kizb ederek iftira eden kimseden daha zalim olan kimdir!?
O, İslam’a davet ediyor!
ALLAH, zalimlerin kavmini ihda etmez.”
Allah indinde tek din olan İslam’a mensub olana, “mü’min” değil, “MÜSLÜMAN” denir.
Ayrıca;
Bakara Suresi 2:132nci ayette;
“İbrahim onunla kendi oğullarına ve Yakub’a vasiyet etti.
“Ey oğullarım!
Muhakkak ki ALLAH, dini sizin için ıstıfa etti. Artık siz, sakın Müslüman olmadan mevt olmayın!””
Al-i İmran Sursi 3:102nci ayette;
“Ey iman edenler!
Hakk takva ederek ALLAH’a ittika edin!
Sakın ola, sizler Müslüman olmadan mevt olmayın!”
A’raf Suresi 7:126ncı ayette;
“”Rabbimiz!
Üzerimize sabır ifrag et.
Bizi Müslümanlar olarak vefat ettir!””
Neml Suresi 27:81nci ayette ve tekraren Rum Suresi 30:53ncü ayette;
“Körleri, dalaletlerinden hidayete erdirecek, sen değilsin.
Sen, sadece, ayetlerimize iman eden ve ardından Müslüman olanlara işittirebilirsin!”
GÖRÜLECEĞİ ÜZERE, AYETLERDE AÇIK OLARAK, İMAN EDENLER, İSLAM/MÜSLÜMAN OLMAYA DAVET VE TEŞVİK EDİLMEKTEDİR.
“Ey iman edenler” ifadesi;
Kelam-ı Kadim’de, Allah’ın ve ahiret gününün varlığını kabul eden herkes için kullanılmıştır. Bu kabul, bir beyanı kabul etmek şeklindedir. Bu beyan, ayetler, Rasuller, yada arz üzerinde gözlemlenen deliller olabilir.
Bakara suresi 2nci ayette, İmanın gayba olduğu açıkça belirtilmektedir.
Oysa, günde beş vakit okunan Ezan-ı Muhammedi’de bile, Allah’a ve Muhammed’e “ŞAHİT OLMA” emri verilmektedir.
İslam’ın temel şartı;
“ŞAHADETİ KELİMEYE GETİRMEKTİR.” Yani, ŞAHİT OLMAKTIR.
Gayba şahit olunamayacağı KESİNDİR!
İslam’ın, Allah’ın dininin en KAMİL noktası olduğu düşünüldüğünde;
İslam’a mensub olana Müslüman denildiğine göre;
Müslüman olmanın ötesinde bir inanç seviyesi düşünülemez!…
Bir çok kimsenin düşüncesinde olduğu gibi, “İman Etme“nin “Müslüman Olma”nın ötesinde olduğu fikriyatının, ümmet-i Muhammed’e ve İslam Alemine bedeli çok ağır olmaktadır!
Selamlar… Selamlar… Selamlar…