İçeriğe geç
Türk Dünya Hakimiyeti

20.yy Türk İstikbal Mücadelesi

Yeryüzünde, tüm plan ve stratejiler, inanç/itikat kaynaklıdır.

İslam’ın yer yüzüne siyasi ve ilmi hakimiyet kurduğu dönemler de, inanç ve itikadına bağlı DAVA ADAMLARI’nın sayesinde olmuştur.

Müslümanların davalarından uzaklaştırılması, inanç ve itikat yapılarının bozulması ile İslam toplumları geri kalmışlık içine düşmüş, yerleşik oldukları kıymetli coğrafyalar üzerinde sömürü unsuru haline gelmiştir.

Bugün mevcut olan tüm “Devlet” yapıları, tamamen göstermeliktir ve sömürüye hizmet etmektedir.

Hiç kimse, mesela ABD yada İngiltere yada Almanya diye bir devlet olduğunu iddia edemez. Tüm bu devletler, ya en üst yönetimleri ile ya da bazıları devlet içine yerleştirilmiş kadrolar ile, Haçlı/Siyonist işgalci ve sömürgeci Yıkıcı Odakların kontrolündedir. Bu durum, ülkemizde de yıllarca böyle sürmüştür.

Haçlı/Siyonist işgalci ve sömürgeci Yıkıcı Odaklar, Dünya Mağdurlarına karşı acımasız bir mücadele sürdürmektedir!

 

Haçlı/Siyonist işgalci ve sömürgeci Yıkıcı Odakların gündemi

Bugün, Haçlı/Siyonist işgalci ve sömürgeci Yıkıcı Odakların gündemi şu şekildedir;

    • Bir Yol – Bir Kuşak Projesinin Ele Geçirilmesi!
    • Akdeniz Hidro-Karbon Yatakları!
    • Afrika Yeraltı Zenginliklerine Sömürge Hakimiyeti!
    • Antarktika Hidro- Karbon Yatakları!
    • Enerji Yollarının Kontrolü!
    • Su Kaynaklarının Kontrolü!
    • Verimli Tarım Alanlarının Kontrolü!
    • Doların Rezerv Hakimiyetinin Sürdürülmesi!
    • Bilişim Teknolojilerinin Gaspı!
    • Uyuşturucu Piyasalarının Kontrolü!
    • Ucuz İşgücü Kaynakları Yaratılması!
    • Silah Üretimleri ve Teknolojileri!
    • Siyonist/Haçlı Ülküleri!

Emperyalizmin Argümanları

Bu gündemlerini gerçekleştirebilmek için önlerine çıkan her engeli acımasızca yok eden Haçlı/Siyonist işgalci ve sömürgeci Yıkıcı Odaklar, ezelden beri kendilerine en büyük korkuyu yaşatan Türk Milletinin ve Sünni İslam itikadının önce durdurulması, sonra da yok edilmesi için muazzam çabalar harcamaktadırlar.

 

Dünya üzerinde TÜRK HAKİMİYETİ’ne engel olmak için;

    • 16 Ağustos 1838 Balta Limanı Antlaşması
    • 24 Ağustos 1854 ilk Dış Borçlanma
    • 1859’dan itibaren Devlet Yapısını hedef alan Masonik Gizli Örgütlenmeler
    • 1839, 1856, 1876 Sözde Ulusçuluk Akımlarının dayatılarak Toplumsal Yapının Parçalanması
    • 1908-1918 arası Masonik Örgütlenmeli Darbeler ile Devlet yapısının çökertilmesi
    • 30 Ekim 1918 Mondros Antlaşması ile Vatan İşgali
    • 22 Haziran 1919 Sevr Dayatması
    • 1934-36 arasında CHP’nin ele geçirilmesi
    • 1938’de Mustafa Kemal’in öldürülmesi
    • 1938 – 1949 yılları arasında, Devlet ve Eğitim sisteminin kontrol altına alınması
    • 1960 – 2000 yılları arasında Devlet ve Eğitim sisteminde ki toparlanmalara karşı yapılan darbeler
    • 1993’de Cumhurbaşkanının öldürülmesi
    • 29 Mayıs 2013 “Gezi Parkı” Terör ve Kaos projesi
    • 17-25 Aralık 2013 Hukuk Darbesi Girişimi
    • 19 Ocak 2014 Mit tırları kumpası ile Ortadoğu hinterlandında genişlemeye engel olma çabası
    • 15 Temmuz 2016 fiili İşgal girişimi

hamlelerini ortaya Haçlı/Siyonist işgalci ve sömürgeci Yıkıcı düşman Odaklar, bu süreçte, ne yazık ki başarılı oldu.

 

Anadolu Türk Devleti’ni Parçalama Hayalleri

Bu süreç boyunca, Türk Devletini, Balkanlardan, Kafkaslardan, Ortadoğu’dan ve Kuzey Afrika’ dan çıkaran ve tüm bu bölgeleri sömürge haline getiren Haçlı/Siyonist işgalci ve sömürgeci Yıkıcı Odakların, nihayet SEVR HAYALLERİ doğrultusunda, Anadolu Türk Devletini, daha küçük parçalara bölmek ve parçalamak istediklerini biliyoruz.

Düşmanın planları içinde;

    • Güneydoğu Anadolu’dan bir Kürt Devleti,
    • Karadeniz’den bir Rum Devleti,
    • Doğu Anadolu’dan bir Ermeni Devleti,
    • Boğazlar ve Marmara bölgesinden, Bağımsız Devletler Topluluğu adı altında bir federe yapı,
    • Ege Kıyıları, İzmir havalisi ve Batı Akdeniz’den bir SMYRNA Devleti çıkarmak

olduğunu defalarca yazdık, dile getirdik. Bütün bu projelerin, Haçlı/Siyonist işgalci ve sömürgeci Yıkıcı Odakların büyük hayalleri doğrultusunda olduğunu da hep vurguladık.

İzmir ve havalisinde projelendirilen, Smyrna Devleti için; bu bölgede yaşayan halkın, Anadolu insanından, Anadolu insanının da bu bölgeden koparılması, ayrıştırılması, uzaklaştırılması planlarının olduğunun da defalarca altını çizdik.

Bu proje üzerine çalışmalarının yeni olmadığını, hatta, kültürel ve ideolojik olarak epey bir yol aldıklarını da örnekleri ile ortaya koymuştuk.

15 Temmuz 2016 Darbe ve Fiili İşgal Girişimine kadar olan zaman içerisinde, Türkiye’ye karşı ortaya koydukları düşmanlık ve saldırıların sonucunda, Türkiye’nin uluslararası stratejisi durumuna gelen AVRASYA Politikalarının, Haçlı/Siyonist işgalci ve sömürgeci Yıkıcı Odaklara vereceği çok büyük zararları bilen düşman, kendi kontrolünde bir hükümet oluşturabilmek ve Türkiye’yi tekrar “BATI” çizgisine getirebilmek için yeniden oyun kurmaya başladı.

 

20.yy Türk İstiklal Mücadelesi

Türk Milleti ve Devleti ise, 1918 Mondros Antlaşması ile başlayan İstiklal Mücadelesini 100 seneyi aşkın zamandır büyük bir kahramanlıkla 3 aşamada sürdürdü.

  • 1918 – 1923 yılları arasında ki Birinci Dönem İstiklal Mücadelesi dönemi,
  • 1923 sonrasında, sürekli olarak geliştirilen hinterland
    • Dünya üzerinde ki Türk Toplumları ile ilişkiler
    • Osmanlı Dönemi, Türk Hakimiyet Bölgeleri ile ilişkiler
    • Müslüman coğrafyalar ile geliştirilen ilişkiler
  • TÜRK HAKİMİYETİ’nin YENİDEN TESİSİNE yönelik olarak, son dönem kazanımlar;
    • 14 Mayıs 2013’de Dış Borç Boyunduruğunun tümüyle ortadan kaldırılması
    • 16 Nisan 2017’de Başkanlık Sistemi yönetim şekline geçiş.

Bugün merkezi Amerika’da bulunan Haçlı/Siyonist işgalci ve sömürgeci Yıkıcı Odakların, Türkiye üzerinde ki en önemli argümanı;

    • ele geçirmiş oldukları Milli Eğitim Sistemimiz ve
    • bu sistem içinde projelendirdikleri “Lümpen Ulusalcı” kesimi, ülkemizin kritik noktalarında (özellikle siyaset ve kamu-özel ekonomi kuruluşlarına) yerleştirmiş olmalarıdır.

 

Türkiye üzerinde planlanan oyun;

  • Türk Milleti arasına nifak tohumları ekerek, toplumsal parçalanma yaratmak,
  • Bu parçalanma üzerinden, Türk Devlet Yapısını zayıflatmak,
  • Zayıflayan Devlet yapısı ve idaresi üzerinden Devlet Yönetimi üzerinde baskı kurmak,
  • Sömürgeci Basın ve Sosyal Medya üzerinden, yalan ve iftiralar içeren “şüpheli” yayınlar ile toplum dengelerini sarsmak,
  • Son dönemde ülkesinin sömürülmesine karşı koyarak, büyük atılımlar gerçekleşmesini sağlayan ve kendi “kutsal” çıkarlarına aykırı davranan milli kadroları itibarsızlaştırmak ve iş göremez hale getirmek,
  • Terör saldırıları ile toplumsal infial ve kaos ortamı yaratmak, kalkınmaya odaklanan ülke enerjisini farklı mecralara deşarj etmek,
  • Aynı zamanda, Ekonomik saldırılar ve proje belirsizlikler üzerinden Türk Ekonomisini baltalayarak, hem ülke kalkınmasına engel olmak hem de toplumda infial oluşturmak,
  • Siyasi dengeleri bozacak suni yapılanmalar ile olası bir seçimden önce, Cumhur İttifakını zayıflatmak ve dağıtmak,
  • Nihayetinde, kendi hakimiyetlerine dayanan bir hükümet yapısı ve siyasi konjonktür oluşturmak,

olarak karşımıza çıkmaktadır.

Tüm bu yaşanmışlıklar ve muhatap olduğumuz saldırılar karşısında en büyük dayanağımız, inancımız; yegane gücümüz ise Millet olarak Bir ve Beraber olmamızdır.

Müslüman-Türk’ün, üstesinden gelemeyeceği hiçbir düşman yoktur!