İçeriğe geç
duruvizyon e-dergi

Türk Soyu ve Medeniyetler

TÜRK SOYU ve Hz. ADEM

Hz. İbrahim, Hz. Nuh’un 11nci torunudur.

Hz. Nuh mö. 3500’lerde yaşamıştır.

Hz. İbrahim ise mö. 2500’lerde yaşamıştır.

Hz. İbrahim’in soyunun, İbrahim b. Târah (Âzer), b. Nahor, b. Sarug (Şarug) b. Rau (Ergu), b. Falığ, b. Âbir, b. Şalıh, b. Erfahşed, b. Sâm, b. Nuh, olduğu bilinmektedir.

Yani, Hz. İbrahim SAMİ soyundandır.

Hz. Nuh’un da Hz. Adem’in 11nci torunu olduğu evliya rivayetidir.

Bu durumda, Hz. Nuh ile Hz. Adem arasında da 1000-1500 yıl olduğu düşünülebilir.

Buna göre, Hz. Adem’in mö. 5000’lerde yaşadığı düşünülmekte ve kabul edilmektedir.

Oysa, ön Türklerden olan Etrükslerin mö. 5000’lerde İskandinavyaya kadar gelmiş oldukları tespit edilmiştir.

Yine Evliya rivayetlerinde, Hz. Adem olarak bildiğimiz İnsan atasının, İnsanlık tarihinde ki dördüncü Adem olduğu bildirilmektedir.

Hz. Adem’in yaşadığı kabul edilen mö. 5000’lerde, Türkler Kuzey Avrupa’ya kadar gelmişlerse, Türklerin bir önce ki medeniyetten ahir oldukları pekala söylenebilir!

TÜRK İSMİ ve TÜRK bin YAFES bin NUH…

Nuh (as) ve oğulları, tufan sonrası, gemi Cudi’de karaya oturduktan sonra, Risalet görevi ile bölgeye dağılmışlardır.

Nuh Tufanı ile sadece belirli bir kavim helak olmuştur. Dünya üzerinde yaşayan ve tufanı görmeyen başkaca kavimler vardır.

Bu kavimlerin arasında Türkler de vardır.

Nuh(as)’ın oğullarından Yafes, babası ile birlikte gemiden karaya çıkınca, Türklerin yaşadığı bölgeye görevlendirilmiştir.

Hz. Nuh’un oğulları, babalarının tavsiyesi ile kendi çocuklarına, görev aldıkları bölgelerde ki kavimlerin isimlerini vermişlerdir.

Yafes de Türklerin arasına göçmekle, çocuklarından birisine Türk ismini vermiştir.

Yafes’in oğlu Türk de yine kendi çocuklarına, Türk Boylarının/Kavimlerinin isimlerini vermiştir.

YANİ;

Yafes’in soyundan olduğumuz için TÜRK olarak isimlendirilmedik…

TÜRK olduğumuz için Yafes çocuklarına bu isimleri vermiştir.

Hz. ADEM öncesi MEDENİYETLER

Mısır Piramitlerinin, mö. 12.000’lerde,

Göbeklitepe Medeniyetinin mö. 15.000’lerde,

Bosna Piramitlerinin mö. 29.000’lerde

üstelik bunların her birinin muazzam teknolojiler ile inşa edildiği bilindiğine göre, hele hele, Bosna piramitlerinde, halen de mevcut olan, dünyadan dışarıya yönlü “manyetik alan ışını” incelendiğinde, mö. 5.000’lerde yaşayan Hz. Adem’den önce ki medeniyet tasavvur edilebilir.

Yukarıda andığımız tarihlerin hepsi, mö.10.950 deki BÜYÜK TUFANDAN ÖNCEDİR.

Bu TUFAN’da, Atlantis Kıt’asının ve Medeniyetinin yok olduğu düşünülmektedir!

Oysa Atlantis İlminin,

TUFAN’ın kendilerine, ilahi olarak haber edilmesinden sonra,

BOSNA’ya, MISIR’a ve TANRI DAĞLARI’na

şifreli olarak nakil edildiği rivayetleri vardır.

Yine yukarıda anılan medeniyet delillerine bakıldığında,

bu rivayetlerin doğruluk payının ne deneli yüksek olduğu görülmektedir.

Dünya üzerinde 3 ayrı bölgede BÜYÜK TUFANDAN yıllar yıllar önce “yedeklenen” ileri ilim verilerinin, Dönemin İSLAM’ına ait olduğu şüphe götürmeyecek bir gerçektir.

MISIR MEDENİYETİ

Atlantis ilminin, Mısır ve Bosna bölgesinde kullanıldığı,

Tanrı Dağlarına aktarılan yedeklerin ise o bölgede yaşayan bir kavim tarafından korunup saklanarak, kullanılmasının ve açığa çıkmasının engellediği, Bilim İnsanları tarafından kabul görmektedir.

Mısıra nakil edilen medeniyet arşivi, bilinen MISIR medeniyetinin ve tarihinin oluşmasına neden olmuştur.

Mısır’da bu Atlantis ilminin yayılması ve korunması, Thot zamanından Menes zamanına kadar yani mö. 5000’lere kadar

HORUS unvanı verilen ruhbanlar aracılığı ile sağlanmıştır.

Bilimsel Kayıtlarda da;

Mısır’ın, Hermes-Thot zamanından Menes zamanına kadar Horus’a bağlı ruhbanlar kurulu tarafından yönetildiği belirtilmektedir.

Atlantis ilmi, Mısır’da iki şekilde yaşamıştır.

  1. Halkın anlayarak kullandığı EGZOTERİK KISIM, OSİRİS öğretisi
  1. Halkın anlamadığı, yada Halktan gizlenen EZOTERİK kısım; HORUS öğretisi (yada ISIS misterleri)

(ISIS’ın OSIRIS’ın kadını, HORUS’un da bunların oğulları olduğu yönünde rivayet vardır. Bu rivayette ilk teslis/üçleme görülür.)

Horus öğretisine ait teknolojiler daha sonra Mısır Hanedanları tarafından ele geçirilmiş ve kullanılmıştır.

Bu teknolojiler,

bu gün bile anlaşılmakta zorlanan,

çok ileri düzeyde fen ve psiko teknolojiler olmakla birlikte, günümüzde SİHİR olarak tanımlanmaktadır.