Aklın Çalışma Modeli
Aşağıda, özet akış şeması verilen model, ayrı ayrı detaylı olarak açıklanacaktır.
…
Akıl, Duygu merkezi, Mantık merkezi ve Bellekten oluşur.
Mantık merkezinin içinde ayrıca; Şuur, Yargı, Hayal merkezleri gibi dahili şubeler bulunur.
Duygu merkezi, Aklın giriş kapısı gibidir. Duygu merkezine;
- hem Öz Yapıdan duyum
- hem de doğadan algı girişi olur.
Duygu merkezine ulaşan duyumlar ve algılar, karıştırılıp, ayrıştırılarak seçilir ve imgelere dönüştürülür.
Kişinin Akıl sisteminde işleyenler ile Bellekte depolananlar dışında kalan her şey doğaya aittir. Birey, kendi eylem ve söylemleri de dahil olmak üzere bütün varlık ve olayları duyu algıları aracılığıyla yeniden algılar ve imgeler. Üçüncü kişilerle kurulan ilişki ve iletişimden elde edilen bilgiler de aynı şekilde algı ve imge sürecinden geçer. Kişinin kendi varlığından ve yaşamından kaynaklananlar, Bellekte “hatıra” kavramı altında imgelenir.
İmgelerin değerlendirilmesinde aklın etkenleri önemli rol alır;
- Ciddiyet, Dikkat, Anlayış, Takdir, Yargı.
Akıl;
- Ciddiye almadığı şeylerle ilgilenmez.
- Ciddiyet etkeni olsa bile Dikkat etkeni yoksa; Akıl, şeyleri anlamlandırmaz.
Duygu merkezinde oluşan İmgeler;
- Ciddiyet ve/veya Dikkat etkenlerini geçemezse şuuraltına gönderilir.
- Ciddiyet ve Dikkat etkenlerinden geçerse Mantık merkezine havale edilir.
Ciddiyet ve Dikkat etkenleri, Mantık sisteminin 3’lü faktörünün etkisi altında çalışır.
Mantık merkezinin işleyişi, 3’lü faktör iledir;
- Aidiyet, İnanç ve Amaç.
Kişi,
-
-
- Doğrudan Öz Yapıya Aidiyet duyar ve Öz Duyumlarına uygun İnançla Öz’ün Amacına uygun yaşarsa, gerçek İnsan sıfatını yaşar.
- Farklı Aidiyet duyguları içinde farklı İnanç ve Amaç faktörleri benimserse, Öz Yapıdan ayrılır ve sanal bir “Ben” tezahür eder.
-
Mantık merkezi ve Şuur merkezindeki işleyiş sırasında Anlayış ve Takdir etkenleri devreye girer.
- Takdir etkeni Yargıya dönüştüğünde Bilgi oluşur.
Bilgi, imgelerin takdiri sonucunda elde edilen verilerdir. Bilginin türleri imgelerin kaynaklarına göre oluşur.
İnanç faktörü, Amaç ve Güven duyumlarını ortaya çıkarır.
- Amaç duyumu aynı zamanda 3’lü faktörün bileşenidir.
Mantık merkezinde yeniden şekillenen İmge, Şuur merkezine iletilir.
- Şuur merkezi, düşüncenin yerleşkesidir.
Düşünce, İmgeleri kavramlaştırarak onları kişinin kendisi için faydalı hale sokmak üzere faaliyet gösterir.
Düşünce, gerekli gördüğünde Bellekten daha önce depolanmış imge-kavram verilerini çeker.
Şuur merkezinde işleyen düşünceye zaman zaman şuuraltı verileri de etki eder.
Şuuraltı verileri;
-
-
- Duygu merkezinde imgelendikten sonra Akıl sisteminde başka hiçbir işlem görmeyen ve doğrudan Bellekte depolanan verilerdir.
- Kişinin daha önceden eylem olarak ortaya koyduğu; fakat 3’lü faktörün güncellenmiş durumuna uygun düşmediğinden unutularak yaşanmamış kabul edilmek istenilen (pişmanlık içeren) davranışların bazıları da şuuraltına yerleştirilir.
-
Düşünce sonucunda oluşan sonuç;
- ya Belleğe,
- ya da Yargı merkezine havale edilir.
Yargı merkezi, düşüncenin oluşturduğu sonucu;
- Vicdan, Kalp hisleri ve etik (ahlak) değerler ile kıyaslamalar yaparak değerlendirir.
Vicdan, Öz Yapıdan gelen duyumların etkisindedir.
- Amaç ve Güven, Öz Yapıya bağlanmışsa Gerçekçilik, Hakimiyet ve Yargı duyumları duyumlanabilir.
- Bu 5 duyum, beraberce Vicdanı oluşturur.
Duyum Yargı ile Etken Yargı çakışırsa Yanılmaz Akıl ortaya çıkar.
Yanılmaz Aklın;
- Yol göstericisi Amaç duyumu,
- Dayanağı Güven duyumudur.
Kalp hisleri, 3’lü faktörün işleyişinden doğan, Sevgi ilişkisidir.
- Sevgi bütün eylemlerin etkileyicisi olan ana unsurdur.
Kalp aynı zamanda diğer bireyler ile doğa ötesi iletişimin merkezidir.
Etik değerler, kişinin Akıl yapısında belirlenmiş Yargı hükümleridir. Bu değerler Bellekte Ahlak kavramı içinde depolanır.
Yargı merkezinin onaylamadığı düşünce tekrar Mantık merkezine havale edilir. Mantık merkezi ve Şuur merkezinde yeniden işlenir. Süreç tekrarlar.
Yargı merkezi düşünceyi onaylarsa;
- ya Hareket merkezine havale eder: karar, ya eyleme ya da iletişime dönüşür.
- ya da Hayal merkezine havale eder: karar ya kurgu ya da tasarı şeklinde işlenir.
Akıl, çalışma sisteminde iç iletişim dilini kullanır. İletişim için düşünce, konuşma diline çevrilir.
Kişinin kendi eylemleri de, ortaya konulduktan sonra doğanın bir parçası olur. Bunlar, duyu algıları yoluyla kişi tarafından üçüncü taraf verisi olarak algılanır ve imgelenir; hatıra kavramı altında Belleğe yerleştirilir.
Yargı merkezinde onaylanan düşünce, Mantık sistemindeki 3’lü faktörün güncellenmesine hükmedebilir.
- Böylece Aidiyet ve İnanç faktörleri sorgulanır ve güncellenir.
- Aidiyet ve İnanç faktörlerinin güncellenmesi Aklın etkenlerini de etkiler.
- Aklın etkenlerindeki değişim, Duygu merkezinin Öz Yapıdan gelen hislere olan yönelimini de etkiler.
Kişisel gelişim bu şekilde sağlanır.
Aklın çalışma sistemi, benlik türlerini kişilik tiplerini belirler:
- Öz Benlik: Öz Yapısına dayalı İnsan
- Zan Benlik: Hayvan Tipler ve Eşya Tipler
- Hiç Benlik: Gölge Tipler
Öz Yapıdan ayrılarak “sanal Ben” kimliği ile yaşayan kimse, algılarına bağımlı bir yaşama mahkum olur. Bu durum, kişinin Özgürlüğünü elinden alır. Doğa algılarını, Öz Duyumları ile şekillendiren kimse, Öz adına yaşam sürer ve sınırsız bilgi ve kudretin sahibi olur; tam anlamıyla özgürlüğünü yaşar.
DuruVizyon Kuramının Ortaya Koyduğu Modeller
Yazı Özeti
Akıl, Gövdenin kontrolünün Benlikte kalması için faaliyet gösteren cisim ötesi bir prensiptir.


Geri bildirim: Dil, Anlam ve İletişim Modeli - DuruVizyon
Geri bildirim: Varlık Modeli - DuruVizyon
Geri bildirim: Cihad ve Savaş Ayrımı - DuruVizyon
Geri bildirim: Düşünce Nedir? - DuruVizyon
Geri bildirim: Allah'ın Sıfatları - DuruVizyon
Geri bildirim: Zaman Modeli - DuruVizyon
Geri bildirim: Ahlak Nedir? - DuruVizyon
Geri bildirim: Kavram ve Kavram Kargaşası - DuruVizyon