Tabiat / Doğa / Nature
Doğa, diğer bir ifadeyle tabiat, yani tabii olan ve tabii olarak ortaya çıkan varlıklardır. Buradaki “tabiilik”, bir belirlenimi (determinism) ifade eder. Belirlenim, neden-sonuç ilişkilerinin zorunluluğudur: Ortaya çıkan bir sonuç, mutlaka bir nedene bağlıdır. Geriye doğru gidildiğinde her neden, önceden bir sonuçtur.
Bu bağlamda, tarih boyunca filozoflar “ilk neden” kavramını farklı biçimlerde tanımlamışlardır: Platon’a göre İyi ideası (the Good), Aristoteles’e göre hareket ettirici olmayan hareket ettirici (unmoved mover), Stoacılara göre logos, yani evrenin rasyonel düzeni, İbn Sînâ’ya göre vacib-ul vücud (zorunlu varlık / necessary being); Augustinus, Thomas Aquinas, Descartes, Leibniz ve Newton gibi düşünürler ise bunu Tanrı kavramıyla açıklamışlardır.
Filozoflar, evrenin ve varlıkların kaynağını ifade ederken farklı terimler kullanmışlardır. Augustinus ve Thomas Aquinas Latince Deus ile Tanrı’yı ifade ederken, Aquinas ayrıca ens necessarium (zorunlu varlık) ve causa prima (ilk neden) kavramlarını da kullanmıştır. René Descartes, Tanrı’yı mutlak ve kusursuz varlık olarak yine Deus kelimesiyle belirtmiş, Leibniz ise felsefi bağlamda “best possible being” (en iyi mümkün varlık) ifadesini tercih etmiştir. Isaac Newton da evrenin düzenleyicisi ve doğal yasaların kaynağı olarak Tanrı’yı, Latince Deus olarak ifade etmiştir. Bu kavramsal çeşitlilik, klasik filozofların ilk neden anlayışlarını farklı terminolojilerle ifade ettiklerini gösterir.
Bizim DuruVizyon yaklaşımımıza göre de belirlenim, neden-sonuç ilişkisidir; fakat biz, bu nedenlerin önceki sonuçlardan oluştuğu klasik deterministik anlayışı kabul etmiyoruz. Evet, her şey bir nedenle ortaya çıkmaktadır; ancak bu neden, insan zihniyetidir. Yani doğadaki ve evrendeki tüm süreçlerin temel kaynağı, insan bilincinin ve zihinsel etkinliğinin kendisidir. Bu perspektif, klasik felsefi görüşlerden farklı olarak, nedenlerin yalnızca dışsal ve önceden belirlenmiş süreçler değil, insan zihniyetine dayalı aktif oluşumlar olduğunu vurgular.
Doğa, kesintisiz ve sürekli bir işleyişe sahiptir. Bu işleyişin ileri aşamalarına ilişkin bilgi ve potansiyel, şimdiki durumda mevcuttur; yani doğa, kendi içinde geleceğin bilgisine sahiptir. Bununla birlikte doğa, geçmişten bağımsızdır; geçmişe en yakın hali yalnızca şimdiki andır.
Kainat / Evren / Universe
Doğanın meydana getirdiği her oluşum, zaman içinde bir eser ve bilgi birikimi olarak kalır. Allah’ın “kün” emrinin sonucunda bu oluşum, kain hale dönüşmüştür. Böylece doğanın şimdiki andaki işleyişinin geçmişe yansıması, kainatı (evren / universe) meydana getirir.
Şimdiki zamanda işleyen doğa, geçmişe evren olarak yansır. Doğada olacakların bilgisi, evrende ise olmuşların bilgisi bulunur. Doğa, şu anda ve yakın zamanda iş görür; evren ise geçmişten gelir. Doğa, kişinin yakın çevresindeki ilgi alanındadır; kainat ise mekâna bağlı olmayıp, sonsuzluk boyutunda her yerde mevcuttur. Doğa kontrol edilebilir ve yönetilebilir; evren ise yalnızca izlenebilir ve gözlemlenebilir.
Kişi, doğanın bir unsuru olarak evrenin de bir parçasıdır; ancak öncelikli olarak doğaya dahildir. Kişinin eylemleri, doğanın tabii ve olağan işleyişi içinde yer alır ve doğanın bir parçasıdır. Bu eylemler de, tıpkı doğa süreçleri gibi, insan zihniyetinin bir sonucudur.
Böylece insan zihniyeti, kendi eylemlerini düşünsel bağlamda ve doğayı metafizik boyutta doğrudan şekillendirmektedir. Evreni ise, geçmişe yansıyan süreçler üzerinden dolaylı olarak insan zihniyeti oluşturur.


Geri bildirim: Zaman Modeli - DuruVizyon