Yakuboğulları ve Yahudiler: Birinci Tapınak ve Yahudi Krallıkları
Hz. Davud ve Hz. Süleyman Dönemi
Hz. Davud bin İşay (Yesse), MÖ. 1004–965 yılları arasında İsrailoğullarının on iki kabilesini siyasi bir birlik altında topladı. Kudüs’ü fethederek bu şehri birleşik krallığın başkenti yaptı.
Hz. Davud, İsrailoğullarında hem Kral hem de Allah’ın elçisi olan ilk şahsiyettir.
Bu dönemde İsrail Krallığı, Birleşik Monarşi sistemiyle yönetiliyor; her kabilenin kendine ait özerk toprakları bulunuyordu. Bu sistemde iki önemli istisna vardır: Leviler ve Yusuf Kabilesi.
Levi Kabilesi: Leviler din işlerinden sorumluydu ve diğer kabilelerin din işlerini yürütmeleri için her kabile kendi topraklarından bir ya da birkaç şehri Levilere verdiler. Böylece Levilerin kendi özerk devletleri yerine diğer kabilelerin topraklarında özerk şehirleri vardı.
Yusuf Kabilesi: Yusuf’un adına doğrudan bir kabile bulunmamaktadır. Onun iki oğlu, Menaşe ve Efraim’in soyundan gelenler ayrı kabileler olarak kabul edildi. Böylece İsrail Krallığında Menaşe ve Efraim kabilelerinin toprakları oldu.
Hz. Davud, ölümünden önce oğlu Süleyman’ı veliaht ilan etti. MÖ. 965–930 yılları arasında hüküm süren Hz. Süleyman, krallığın en görkemli dönemini yaşattı. Adaletli, bilgili ve bilge kişiliğiyle tanınan Süleyman, Kudüs’teki ilk Yahudi tapınağı olan Beyt HaMikdaş’ı (Süleyman Mabedi) inşa ettirdi. Bu dönem, tarih literatüründe Birinci Tapınak Dönemi olarak anılır. Kutsallığı pekişen Kudüs, bu inşayla birlikte İbrani halkının ruhani merkezi haline geldi.
Aynı zamanda Hz. Süleyman, Yemen’in Sebe Kraliçesi Belkıs ile evlenerek siyasi bir ittifak gerçekleştirdi. Saltanatının son döneminde, devlet hem ekonomik hem de siyasi olarak geniş bir coğrafyaya yayıldı; Mısır’dan Fırat Nehri’ne kadar olan bölge hâkimiyet altına alındı.
Kudüs’te vefat eden Hz. Süleyman, dünyada “hakim” olan dört kişiden biridir. (Diğerleri; Zülkarneyn, Nemrut ve Buhtun-Nasar/Nebukadrezzar).
Krallık İkiye Bölündü
Hz. Süleyman’ın MÖ. 930 yılında ölümü, krallık için bir dönüm noktası oldu. Kabileler arasında çıkan çekişmeler, kentleşmenin getirdiği sosyo-ekonomik gerilimler ve yabancı etkiler krallığı sarstı. İnanç birliği çözülmeye başladı. Peygamberlik iddiaları artarken, her kabilenin kendi lideri farklı yorumlarla yeni kurallar ileri sürmeye başladı.
Hz. Süleyman’ın oğlu Rehabeam tahta çıktığında, siyasi ve dinî birlik sarsılmıştı.
Birleşik İsrail Krallığı, MÖ. 924’te Kral Süleyman’ın ölümünden sonra ikiye bölündü.
İsrail Krallığı: Kuzeyde on kabilenin birleşimiyle Jeroboam’ın kral olduğu, başkenti Samaria (Samiriye/Nablus) olan İsrail Krallığı kuruldu (MÖ. 930 – MÖ. 720). Zevulun, İssakar, Aşer, Naftali, Dan, Menaşe, Efraim, Ruben, Gad ve bu kabilelerin topraklarında bulunan Leviler kuzeydeki İsrail Krallığı’na bağlıydı.
Yahuda Krallığı: Güneyde Rehav’am’ın kral olduğu, başkenti Kudüs olan Yehuda Krallığı (MÖ. 930 – MÖ. 586) kuruldu. Davud’un mensup olduğu Yahuda, Bünyamin, Şimon ve bu kabilelerin topraklarında bulunan Leviler bu krallığa bağlıydı.
Kuzey İsrail Krallığı, MÖ. 732 ile MÖ. 722 yılları arasında Asurlular tarafından dağıtıldı. Halkı, Asur’un Horasan bölgesine sürgün edildi. Sürgün edilen Yahudilerin bir kısmı, (Ermenistan halkları ve İyon göçmenleri de dahil olmak üzere) çeşitli halklarla kaynaşarak daha sonra Med halkının oluşumuna katkı sundu. Med halkından, bir yahudi hanedanı olan Ahameniş Hanedanı kuruldu. Asur Devletinin yıkılmasından sonra bu hanedan Pers hakimiyetini ele geçirdi.
Güneydeki Yahuda Krallığı, MÖ. 587’de Babil Kralı II. Nebukadnezar tarafından yıkıldı. Kudüs ele geçirildi ve Birinci Tapınak tahrip edildi. Yahudiler Babil’e sürgün edildi. Bu süreçte, tapınakta saklanan Ahit Sandığı’nın, onu korumakla görevli kabilenin eliyle bilinmeyen bir yere götürüldüğü rivayet edilmektedir.
Yazı Özeti
Yahudi tarihinin kökenlerinden modern döneme; teolojik, tarihsel ve ezoterik boyutlarıyla kapsamlı bir okuma.

