İçeriğe geç
Home » DuruVizyon Blog » Abdiyet ve İbadet

Abdiyet ve İbadet

Abdiyet ve İbadet

Sözcük Tanımları

Abd, “kusursuz itaat halinde yaşayan” anlamında verilmektedir. Çoğulu abid olarak aktarılır. Bu sözcük zamanda “ibadet eden” anlamını taşır. İbad kelimesi ise abd kelimesinin çoğuludur. Ayrıca i’bad, “itaat ettirmek” anlamında if”al kalıbından fiildir.

İslam terimi olarak ele alındığında abd, Allah’ın buyruklarına kusursuz şekilde itaat eden kişi anlamına gelir.


İtaat Anlayışı ve Kelam

Peki, nasıl bir itaat söz konusudur?

Günlük yaşantımızda ortak kanı, Allah’ın en son 1400 sene önce, Sevgililer Sevgilisi Allah Resulü ile konuştuğu gibi bir durum ortaya çıktığıdır. Oysa semalarda ve arzda her şeyin sahibi ve halk edicisi olan Allah’ın sabit sıfatlarından biri Kelamdır. Yani Allah her an ve her durumda konuşmayı sürdürür.

Her an ve her durumda “kelam”ı hakk olan ve devam eden Allah’ın konuşması, sohbet etmek gibi değildir. Her şeyin maliki ve halk edicisi olan Allah, her zerreye, her an ve her durumda ‘tenezzülen’ emretmeye, yol ve işaret göstermeye devam etmektedir.

Allah’ın konuşması, zahiren bizim kendi aramızdaki konuşmalar gibi açık ve aşikar değildir. Sessiz, hecesiz ve harfsiz bir konuşmadır; iradesinin irsalinden ibarettir.


Allah’ın Kelamının İletiliş Şekilleri

Allah, iradesinin irsali olan kelamını insana iki şekilde iletir:

  1. İçten duyumlar: Mana yapımızın derinliklerindeki Rasul noktası üzerinden iletilir.
  2. Dıştan duyular: Madde yapısı aracılığıyla, beş duyu ile algılanır.

Gerçekte her iki iletinin farkı yoktur. Mana yapımızın dışında, madde ile algıladığımız her şey zaten mana vücudumuzun yansımasıdır. Fizik derslerinde öğretildiği üzere, zahir bir şeyin aynadan yansıyan görüntüsüdür. Madde dünyamız da mana vücudumuzun yansımasından başka bir şey değildir.

Dolayısıyla Allah’ın kelamı, mana yapımızdan geliyorsa, eş zamanlı olarak madde dünyamızdan da ulaşır.


Allah’ın Emir ve Tebliğleri

Bilindiği üzere Allah, sadece iyilerin ve güzellerin Allah’ı değildir. O kötü yada çirkin diye nitelediğimiz şeylerin de Allah’ıdır.

Hattı-zatında Allah nezdinde iyi-kötü, güzel-çirkin, doğru-yanlış ve sair kavramlar da yoktur. Allah’ın yaptığı ve/veya yarattığı her şey hakk’tır. Allah adildir. İyi kötü, güzel çirkin gibi nitelemeler Allah’ın adaletine uygun olmaz. Ancak tabiki bu ifadeler zahiri madde dünyamızda birbirimize bir şeyleri anlatabilmemiz ve kendi aramızda anlaşabilmemiz için kullandığımız görece kavramlardır.

Allah’ın emir ve tebliğleri, hususi ve umumi olmak üzere iki kısımdan oluşur:

  • Umumi kelam: Topluma veya ortama yapılır ve birçok birey duyar.
    Örnek olarak, bir mahallede ekmek fırınına ihtiyaç duyulması durumunda Allah’ın umumi kelamı o toplumda bireylere iletilir. Uyan kişiler harekete geçerek ihtiyacı karşılar. Allah hem mahallenin ihtiyacını giderir, hem de bireylerin rızkını verir.
  • Hususi kelam: Her bireye özeldir ve kişinin kendi içinden veya dışından iletilir.

Hiçbir kişi ve zerre, ameliyle Allah’ı inkar edemez. Kişinin fiili, mutlak surette Allah’ın irade ettiği ve hususi kelamı ile emrettiği şekildedir. Allah’ın izni ve emri olmadan yaprak bile kımıldamaz.


Hayr ve Şerr

Yani, sonuç itibariyle, kişinin fiili mutlak surette Allah’ın irade ettiği ve hususi kelamı ile emrettiği şekildedir. Yoksa Allah’a rağmen hiçbir şey olmaz.

İncelik, kişinin amelini neye istinaden yaptığıdır:

  • Allah’ın irade-i irsali olan kelamına uyarak yapılan fiil → Hayr
  • Allah’ın varlığını unutarak, emr-i ilahiyi duymadan, nefs-i benliğin güdümünde kalmak → Şerr

Abd ve İbadet Tanımı

Allah’ın emr-i ilahisi ile eyleme geçen kişiye, abd denilir.

Allah’ın emri ile eyleme geçmek ise ibadet olarak tanımlanır.


Yazı Özeti

Abdiyet ve ibadet nedir? Allah’ın kelamının insanlara iletilişi, hususi ve umumi emirleri ve ibadet kavramını DuruVizyon bakışıyla keşfedin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir