Ramaz; güneşin hissedilen hararetinin artması, şiddetlenmesi, yakıcı hale gelmesi anlamına gelir.
Remza; zeminin kavurucu sıcak hale gelmesi veya güneşin altında çok fazla ısınmış taş demektir.
Güneş, dünyaya en yakın semada bulunan; dünyanın temel enerji ve yaşam kaynağıdır. Kadim Kelam’da, kandil ve yıldız olarak bahsedilenlerdendir.
İnsan Varlığında Güneş
İnsan varlığında “güneş”; gönül makamında yer tutan semanın, insana en yakın olan haber, emir ve ilham kaynağını ifade eder.
Ramazan, işte bu yüzden her anında Allah’tan bize bir haberin, bir ilhamın geldiği özel bir haldir.
Gönlümüzde yer bulan güneş kandilinden, aklımızda yer bulan arz âlemimize gelen haber, ilham ve emirlerle; akıl ve onun unsurları olan duygu, mantık, şuur, hareket ve tefekkür merkezlerimiz, aşkın yakıcılığına gark olur.
Ramazan’ın İnceliği
Bu halin fazileti, insanda ancak namütenahi bir incelik, hassasiyet ve anlayışla zuhur eder.
Bu incelik, hassasiyet ve anlayış, Kelam-ı Kadim’de açıkça emredilen 22 hususun icabı ile temin edilir.
Eksikliklerimizin ortadan kalkması için de Receb ve Şaban aylarında, Regaib ve Beraat vesilesiyle affımız sağlanmıştır.
Ramazan’ın Üç Esası
Ramazan halinin üç esası vardır:
- Gündüzleri: Oruç
 - Akşamları: Teravih
 - Geceleri: Sahur
 
Oruç / Savm
“Oruç” kelimesi, Farsçadan Türkçe’ye geçmiş “gün” anlamındaki ruç/roç/roz/ruz kökünden gelir. Gün boyu yememek, içmemek ve nefsani duygulardan uzak durmak demektir.
Kadim Kelam’da geçen Savm ise; sakınmak, korunmak, uzak durmak, men etmek, el çekmek, terk etmek gibi anlamlar taşır. Ayrıca suyun akışı, akması anlamı da vardır.
İbadet olarak oruç; fecr vaktinden akşama kadar yemeden içmeden ve nefsani duygulardan uzak durmak şeklinde tanımlanır. Bu zaman dilimi, bir günün aydınlık kısmına yani mahlukatın eylem vaktine karşılık gelir.
Teravih
Teravih, “ruh” kökünden gelir. İki şey arasında nefeslenmek, ferah bulmak anlamındadır.
Gündüzünü oruçla geçirmeye niyet eden kişi, akşamdan teravih ile vücudunu (gövdesini değil) hazırlamış olur.
Nitekim salat; düzene koymak, disiplin etmek, nizamlamak ve her şeyi var oluş nedenine uygun hale sokmaktır.
Sahur
Sahur, seher vaktinde uyanık olmak ve bu vakitte uyanık halde yenilen yemek demektir.
Seher vakti; yatsı ezanı (işa-i sani) ile fecr arasındaki vaktin (leyl) son kısmıdır. Günün en karanlık vaktidir.
Seher Vaktinde, artık gecenin tüm karanlığı çökmüştür. Maddi ve manevi olumlar, bu karanlık ile kendilerini gizlemiştir. Bedenlerin en dingin ve en tepkisiz, niyetlerin en temiz, kişinin maneviyatının en saf, en yüksek olduğu zaman bu zamandır.
Uykuda olanlar için de bu vakit, bilinçaltı hareketlerinin en yoğun olduğu zamandır.
İşte böyle bir ruhsallık içinde, günün orucu için gıdasını alan kişi, fecr ile birlikte tekrar orucuna başlar.
Selamlar… Selamlar…

