İçeriğe geç
Home » DuruVizyon Blog » Türkiye’de Çay Tiryakiliği

Türkiye’de Çay Tiryakiliği

Türklerde Çay

Türkiye’de Çay Tiryakiliği

MÖ. 27.nci yüzyılda Çin’de, çay bitkisinin taze yapraklarından ilaç yapılarak kullanılmış.

MÖ. 10.ncu yüzyılda nasıl demleneceği öğrenilmiş ve sadece özel günlerde ve festival türünde toplumsal eğlencelerde içecek olarak tüketilmeye başlanmış.

Orijinal adı latin harfleri ile yazılışı “cha”, Türkçe okunuşu “ça” şeklindeymiş. İpek yolu üzerinden Asya’ya yayıldıkça “çay” şeklinde ifade edilmiş.

805 senesinde Japonya’da çay üretimi başlamış. Aynı dönemde Kore, Vietnam gibi bölgelerde de tanınmış.

Ne tuhaf ki o dönemde, çay üretimi, Hindistan’a ulaşamamış! Fakat, 12.nci yüzyılda İpek Yolu üzerinden Asya kıtasının kuzey kesimlerine kadar ulaşmış. 13.ncü yüzyılda Moğol yayılmasından kaçan Horasan göçerleri aracılığıyla Anadolu’ya doğru yayılmaya başlamış.


Sömürgeciliğin ardından 17.nci yüzyıl ortalarında Portekiz’de çay üretilmeye başlanmış. Buradan İngiltere’ye geçmiş ve tüketimi hızla artmış. 1675 senesinde, ülke ekonomisini korumak amacıyla, İngiltere’de ithalat yoluyla temin edilen çayın kullanımı yasaklanmış. İngiltere’nin dünya çay üretimini tamamen kendi kontrolüne almasının ardından bu yasak kaldırılmış. 1785 senesinden sonra, İngiltere ve İrlanda’da artık günlük yaşamda kullanılmaya başlanmış.

1700’lerin sonunda Avrupa’dan Amerika’ya gerçekleşen istilacı göçlerle çay, bugünün Newyork’u olan koloniye geçmiş.

Hindistan’da tanınması, ancak sömürge yıllarında İngiltere üzerinden olmuş. Ayrıca İngilizler, bu ülkeyi üretim merkezi olarak kullanmışlar.

1773 senesinde İngilizlerin çıkardığı Çay Kanunu ile dünya çay tekeli, Doğu Hindistan Kumpanyasına verilmiş.


1871’de İngiltere Glasgow’da Thomas Lipton ilk çay dükkanını açmış. Lipton, 1890’da, Seylan’da ilk çay tarlasını satın almış ve kısa sürede tüm adayı çay bahçesi haline getirmiş. Amerika’da, sıcak havalarda çay satamayan Richard Blechynden ise çayı soğuk halde sunmayı akıl etmiş ve Ice Tea kavramı doğmuş.

1908’de de poşet çay keşfedilmiş.


Çay ile Sultan II. Abdulhamid döneminde, İstanbul’daki tüccarlar sayesinde tanışan Osmanlı Saray Mutfağı, bu bitkiyi, Çin’den getirilen tohumlar ile 1892’de Bursa’da üretmeyi denemiş. Ancak ekolojik şartların uygunsuzluğundan dolayı üretim başarılamamış.

1833 senesinde, Ruslar da çay üretmeyi denemiş ama yanlış yer seçiminden ötürü önce başaramamışlar. Fakat 1892’de Batum civarında bu üretim gerçekleşmiş.

Bu tarihlere kadar çay, elitler dışında, Anadolu halkı tarafından oldukça kısıtlı olarak tanınıyormuş. 1909’dan sonra İngiltere’nin sömürgecilik faaliyetlerinin de etkisi ile Anadolu’da çay tüketimi hızla yayılmaya başlamış.

Lozan Antlaşmasından 6 ay kadar sonra, Türkiye’de çay üretimi düşünülmüş. Doğu Karadeniz Bölgemizin Batum’a yakınlığından ötürü bu bölgenin uygun olacağı kanısına varılmış ve bu konuda 6 Şubat 1924 tarihinde bir kanun hazırlanmış. Kanunun yürürlüğe girmesinin ardından Rize’de “Bahçe Kültürleri İstasyonu” adı altında bir kamu işletmesi kurulmuş. Bu üretimin organize edilmesi için; 1900 senesinde Selanik Ziraat Mektebini bitiren, Ziraat Umum Müfettişi Zihni Derin görevlendirilmiş.

Doğu Karadeniz’de ilk çay ekimi, kanunun çıkmasından 13 sene sonra, 1937 yılında yapılabilmiş. Batum’dan alınan 20 ton çay tohumu ile ilk üretime başlanmış. Daha sonra 1939 yılında 30 ton, 1940 yılında 40 ton daha çay tohumu ithal edilmiş.

Türkiye’de ilk yaş çay yaprağı hasadı ve kuru çay üretimi 1938 yılında gerçekleştirilebilmiş.

25 Mayıs 1942 tarihinde yayımlanan kanun ile Türkiye’de Çay ve Kahve Tekeli oluşturulmuş.

1940 senesinde İngiltere’ye sipariş verilen çay makinelerinin 1946 senesinde Türkiye’ye ulaşması ile 60 ton/gün kapasiteli ilk çay fabrikası 1947’de Rize’de açılmış.

Kısa süre içinde, üretilen çayın kalitesi, İngiliz dostlarımızın beklediği standartlara yükseltilmiş.


Türk Çay Kültürü, ancak 1930’lardan sonra oluşturulabilmiş. Nihayet anavatanı Çin olan ve İngiltere tarafından dünya üzerinde yaygınlaştırılan çay, Türkiye’de de pazar edinmiş.

1984 senesinde Çay Tekeli kaldırılmış. İlerleyen yıllarda, dünyada en çok çay bitkisi üretilen 6 ülke arasında yer edinmişiz. Aynı zamanda Türkiye, en çok çay tüketen ülke (yani en geniş pazar) konumuna gelmiş.

Bütün bunlardan sonra, insanın aklına; “çay, nasıl milli içecek oldu!?” sorusu gelmiyor değil!… Bilen desin!


Yazı Özeti

Çay bitkisinin, Türk Toplumu ile bağlantısının çok ilginç öyküsü...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir