İçeriğe geç
Home » DuruVizyon Blog » Ezan-ı Muhammedî

Ezan-ı Muhammedî

Ezan-ı Muhammedi

Ezan-ı Muhammedî Hakkında…

  • Ezan; ilan etmek, duyurmak demektir. Bu maksatla yüksekçe bir yerden ve ahalinin duyabileceği kadar yüksek avaz ile okunur.
  • Ezan ilk kez, 15 Haziran 622 tarihinde, Mescid-i Nebevi’de sabah vaktinde okunmuştur.
  • Ezan; tümüyle emir kipindedir!
  • Ezan ile bütün kainat, tevhide, salata ve felaha çağırılmaktadır. Bu çağrı, bir davet değil, icbardır!
  • Ezan; kainat var olduğundan beri sürekli olarak okunmuştur ve okunacaktır. Ezan, sadece insan ve beşere değil, tüm mahlukat için okunmaktadır.
  • Ezan; duyan için, içinde bulunduğu karanlıkta, istikamet alacağı tarafı gösteren “nur”dur. Her mahluk (hayvanat ve cemadat, dağlar taşlar bile), emir kipinde okunan ezanı huşu içinde dinler, kabul kipinde tekrar eder.
  • Ezan; hem beşere salatın vaktini haber vererek beşerin verimini düzenler; hem de ilan edildiği mahalde, arzın ve semanın verimini ve bu verimin bereketini tanzim eder. Ayrıca da her vakit okunan ezanın ayrı ayrı hususi amaç ve sonuçları da vardır.
  • Ezan; ilahi adet üzere, günde beş vakit okunmakla birlikte, zulmet anında da okunur.

Günümüzde sabah ve ikindi ezanları vaktinde okunmadığı için yaşamın, bu vakitlerde düzene konulan unsurlarında, beşer açısından aksaklıklar yaşanmaktadır. (İkindi, torağın ve insana ait maddi manevi vücudun düzenini; Sabah ise maddi manevi bereketin ve bollaşmanın düzenini temin etmektedir.)

Günümüzde, Ezan-ı Muhammedi’nin okunmasında, ilan edilmesinde, hem lafzı bakımında hem usulü bakımından, hem de vakti bakımından açık ve net bir takım sabotaj girişimleri görülmektedir. Bu girişimlerin, hem planlayanlar için hem de maruz kalanlar için bir imtihan olduğu açıktır!


Ezan-ı Muhammedi

ALLAH’U EKBER:

Allah ekberdir, yani en kebir olandır! Allah öyle bir kebirdir ki; geride Allah’tan başka hiçbir şey yoktur.

Gördüğümüz görmediğimiz, idrak edebildiğimiz edemediğimiz, keşfedilmiş edilmemiş velhasıl bilinen bilinmeyen her ne varsa, hep beraber Allah’ın kibriyasındadır. Hiç birisi Allah’tan ayrı değildir. Beşerin, kendisinden ayrı bir Allah var olduğunu zannetmesi, hatadır. Allah’tan ayrı bir “BEN” yoktur; “BEN”den ayrı da ALLAH yoktur. Allah gökte ya da şurada burada falan değildir. Her yerdedir!

EŞHEDU EN LA İLAHE İLL ALLAH

Şahit olun! ALLAH’tan başka ilah yoktur!

Şahitlik, bir olayın, bir durumun bizzat içinde olmakla, bil-fiil yaşamakla olur! Öğretilenle, haber verilenle, rivayet edilenle, hayal edilenle, sanılan-zannedilenle şahitlik olmaz. Şahit olmadığı halde, şahitlik iddiasında olana “yalancı şahit” denir. Suçtur! Atarlar içeriye maazallah.

  • Herhangi bir konuda güven duyulan şey, ilahtır.
  • Bir zorlukla karşılaşıldığı anda, o zorluğu aşmak için akla gelen ilk çözüm yöntemi, o kimsenin ilahıdır, tanrısıdır.
  • Amaç edinilen gayede, umut bağlanılan, ilahtır.
  • Sade bir anda, aklı meşgul eden şey ilahtır.
  • Değer verilen, zevk duyulan, umut bağlanan, güven duyulan her şey, ilahtır!

Allah’tan başka neye güvenilse yıkılır! Neye umut bağlansa, yarım/eksik kalınır! Değer verilen şeyden zarar görülür! Allah dışında aklı meşgul eden her şey, insanlık vasfını yıkar, yerle bir eder!

EŞHEDU ENNE MUHAMMEDEN RASULULLAH

Şahit olun!… Muhammediyet, Allah’a Rasuldür!

Burada anılan Muhammed, makamdır, manadır, herkesin kendisinde olandır. Beşer olan Hz. Muhammed değildir (öyle olsa tenvin almazdı). Bu makamın varlığına ve işlevlerine, bizzat şahit olmak emredilmektedir.

HAYYA ALA-S SALAH

Salat üzere Hayatlanın!

Hayat; ilim, semi, basar, irade, kudret, kelam, tekvin sıfatlarını da içine alarak; Allah’ın, mahlukuna isbatı olmakla birlikte; mahlukun da Allah’ı keşfetmesine ve O’na ulaşmasına sebeptir. Hayy olmanın izharı nefes alıp vermektir, yani nefes alıp verenle birlikteliktir. Bireyden tezahürüne “can” denilir (bir çok yerde ruh ile karıştırılır). 

Salat, Allah’ın düzenini, kainata hakim kılmayı sağlayan uygulamalar dizgesidir. Allah’ın emrine amadeliktir. Özel ritüelleri olmakla birlikte, genel anlamda yaşam şeklidir. Yaşam şekli olmakla, “din”in temelidir.

HAYYA ALA-L FELAH

Felah üzere Hayatlanın!

Felah; sıkışan, gerilim içinde olan bir şeyin, bir yarılma, bir açılma sonucu ulaştığı rahatlama demektir. Ancak felah kavramında, ulaşılan rahatlama ve saadet ve selamet, kesintisiz süreklilik arz eder. Geçici yada ara ara süren bir şey değildir.

Tohumun, toprağın içinde yarılarak filiz vermesi ve nihayetinde bir eser meydana geldiği gibi aynı zamanda bir muhabbetin neticesidir.

ALLAH’U EKBER

ALLAH ekberdir, en kebir olandır!

LA İLAHE İLL ALLAH

ALLAH’tan başka ilah yoktur!


Yazı Özeti

Günümüzde, Ezan-ı Muhammedi’nin okunmasında, ilan edilmesinde, hem lafzı bakımında hem usulü bakımından, hem de vakti bakımından açık ve net bir takım sabotaj girişimleri görülmektedir.

“Ezan-ı Muhammedî” hakkında 1 yorum

  1. Geri bildirim: Günün Kısımları ve Salat Vakitleri - DuruVizyon

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir