İçeriğe geç
Home » DuruVizyon Blog » Günün Kısımları ve Salat Vakitleri

Günün Kısımları ve Salat Vakitleri

Günün Kısımları ve Salat Vakitleri

 

GÜNDOĞUMU: Güneşin ufuktan doğuverdiği, bir ucundan görünüverdiği andır.

GÜNBATIMI: Güneşin ufukta tamamen kayboluverdiği andır. Bu an aynı zamanda, oruç açmak için “İFTAR” vaktidir. İftar kelimesi (kök: FTR) fatır, fitre, fütur kelimeleri ile aynı köktendir.

FECR: Gün doğumundan evvel, mekanın en karalık olduğu zamanda bir aydınlığın çıkıverdiği an, yani “İMSAK” vaktidir. Bu zamana “ŞAFAK” yada “TAN” vakti de denir. Güneş doğmadan önce, beyaz ipliğin siyah iplikten çıplak gözle ayırt edilebildiği zamandır. FECR ile gün doğumu arasında, dünya ve güneşin uzay boşluğundaki hareketleri bakımından 19 derecelik açı vardır.

ÖRF-İ GÜNORTASI – ZEVAL – ÖĞLE: Gün içinde nesnelerin gölgelerinin en kısa olduğu andır. Bu anda güneş en tepe noktadadır. “ZEVAL” vakti de denir. Öğlen vaktidir. Bu an, Gündoğumu ile Günbatımı arasındaki zamanın tam ortasıdır.

ŞER-İ GÜNORTASI – İSTİVA: Fecr ile Günbatımı arasında geçen zamanın tam ortasıdır. Zevalden biraz öncedir. Zeval ile İstiva arasında dünya ve güneşin hareketleri bakımından 9,5 derece kadar fark vardır. İstiva, “yükselme, yüksekte olma” manasındadır.

ÖRF-İ GÜN: Gün doğumundan gün batımına kadar olan zamana denir.

ŞER-İ GÜN (NEHAR): Fecr vaktinden Günbatımına kadar geçen zamana denir.

DUHA VAKTİ: Güneşin, doğduktan sonra, bir mızrak boyu yükseldiği ve artık çıplak gözle güneşe bakılamayacak kadar parladığı zamana denir. Dahve (Duha) kelimesi “güneşin yükselerek nesneleri zahir etmesi” manasınadır. Bayram Namazları için Duha vaktinin girmesi beklenir.

DAHVE-İ KÜBRA: Fecr ile İstivanın ortasıdır. Şer-i Günün dörtte bir anıdır.

KUŞLUK VAKTİ: Duha vakti ile Dahve-i Kübra vaktinin arasında geçen zamandır. Bu zamana DUHA da denir.

ASR-I EVVEL: Öğleden sonra, güneşin altındaki bir cismin (mesela bir elektrik direğinin) boyunun gölgesine eşit olduğu andır. Bu anda, güneş ışınları, yere 45 derece açı ile gelmektedir.

ASR-I SANİ: Öğleden sonra, cismin gölgesinin, cismin boyunun iki katı olduğu andır. Bu anda, güneş ışınları, yere 63,5 derece açı ile gelmektedir. Güneşin zararlı ışınları, bu açıdan sonra kırılarak ve dağılarak, zarar vermeyecek seviyeye düşer.

İŞTİBAK-İ NÜCUM: Günbatımı ile İşa-i Sani arasındaki zamanın yaklaşık ortasıdır. (Yaklaşık 10 derece). İştibak-ı nücum; “yıldızların gökyüzünde görülmeye başlanması” demektir.

İŞA-İ EVVEL: Günbatımından sonra hava önce kararır, sonra gökyüzü kızıl olur. Bu kızıllığın beyazlığa dönüverdiği andır. İşa sözcüğü; “şualanma, ışıma, ışığın hüzme hüzme olması” anlamınadır.

İŞA-İ SANİ: Günbatımından sonra, hava önce kararır. Sonra kızıllaşır. Sonra beyazlanır. İşa-i Sani, bu beyazlığın da kaybolduğu zamandır. Bu andan sonra GECE başlar. İşa-i Evvel ile İşa-i Sani arasında dünya ve güneşin hareketleri bakımından 2 derecelik bir açı vardır. Günbatımı ile İşa-i Sani arasında, dünya ve güneşin hareketleri bakımından 19 derecelik açı vardır.

AKŞAM – AŞİYY: Gün batımı ile İşa-i Sani arasına denilir.

ÖRF-İ GECE: Günbatımı ile Gündoğumu arasındaki zamana denir.

ŞER-İ GECE (LEYL): İşa-i Sani ile FECR arası zamana denir.

GECE YARISI: İşa-i Sani ile Fecr arasının, tam ortası “GECE YARISI” denir. Gece Yarısı, saat olarak, Gün Ortası ile aynı saattir. Yani gün ortası saat 12:20 de olmuş ise, GECE YARISI da gece 12:20 de olur.

SEHER: İşa-i Sani ile Fecr arası (yani LEYL), 6 eşit zaman aralığına bölünür. Fecrden önceki, gecenin sabaha en yakın olan son altıda birlik kısmına “SEHER” vakti denilir.

Seher vakti günün en karanlık vaktidir. Seher Vaktinde, artık gecenin tüm karanlığı çökmüştür. Maddi ve manevi olumlar, bu karanlık ile kendilerini gizlemiştir. Bedenlerin en dingin ve en tepkisiz, niyetlerin en temiz, kişinin maneviyatının en saf, en yüksek olduğu zaman bu zamandır. Uykuda olanlar da rüya gibi bilinçaltı hareketlerinin en yoğun zamanındadır.

Seher vaktinde, bedeni ibadetlere ara verilir ve sadece TEFEKKÜR edilir. Kerahat vakitlerin dışında, seher vaktinde de hiçbir farz, kaza yada nafile salat ikame etmemek efdaldir. Bu vakit, imkanı olan için sadece tefekkür vaktidir.

TEHECCÜD VAKTİ: Seher Vaktinden önceki 1/6 lık kısıma, “TEHECCÜD VAKTİ” denir. Teheccüd kelimesi “bölümlemek, bir bütünü bölümlere ayırarak ele almak ve hecelemek, heceleyerek okumak” manalarındadır. Bu vakitte, nafile salat eda edilir. Teheccüd vakti olarak adlandırılan gecenin 5nci 1/6lık kısmında yapılan nafile ibadet, nafileler arasındaki en kıymetlilerindendir.

KERAHAT VAKİTLERİ

Kerahat ve mekruh kelimeleri kerih (KRH) kökünden gelir.

  • ÖĞLEN KERAHAT VAKTİ: Zeval ile istiva vakitlerinin arası “KERAHAT” vakitlerinden sayılır ve güneşin yaklaşık 9,5 derecelik hareketine karşılık gelir. Bu zaman dilimi, güneşin en parlak olduğu zamandır.
  • İŞRAK: Gündoğumundan Duha Vaktine kadar olan zaman denir. Dünya ve güneşin hareketleri bakımından yaklaşık 5 dereceye karşılık gelir. Güneşin bir mızrak boyu yükselmesi olarak ifade edilir. Bu zamanda güneşe çıplak gözle bakılabilmektedir.
  • İSFİRAR: Yine aynı şekilde gün batımından önce güneşe çıplak gözle bakılabilen zamandır. Dünya ve güneşin hareketleri bakımından yaklaşık 5 dereceye tekabül eder. Bu zamanda güneşe çıplak gözle bakılabilmektedir. İsfirar; sararmak, sarı olmak manasındadır.

SALAT VAKİTLERİ

Namaz, kelimesi Pers dilinden Türkçemize girmiştir. Kelimenin aslı “salat”tır. Kur’an’da Salat ikame etmek olarak emredilmiştir. Salat, Allah’ın madde ve mana alemine, her an ve kesintisiz olarak düzen verme eylemidir. ALLAH, irade etiklerini, halk ettikleri ile yapar. Kainatın düzenine nizam vermesini de, salat ile yapar. Salat, kişinin kainata karşı borcudur.

Salat için vakit, kesintisiz olarak devam eder. Dünya üzerinde bir yerde sabah vaktiyken, başka bir yerde öğle vakti, diğer bir yerde akşam vakti, diğer başka bir yerde ise yatsı vaktidir. Salatın evvel ve ahir vakitleri arasında ikame edildiğini de dikkate alırsak, Allah, her an, her saniyede salat ikame etmektedir.

İslami ibadetlerin ritüellerinde gün içi vakitlendirmeler Güneş’in durum ve konumuna göre, yıl içindeki vakitlendirmeler ise Ay’ın durum ve konumuna göre yapılmaktadır.

Güneşin görünüşüne bakarak haftanın neresinde olduğunuz yada bir ay içinde kaçıncı günde olduğunuz anlaşılmayabilir. Ama günün hangi saatinde olduğunuzu yada hangi mevsimde olduğunuzu anlaya bilirsiniz.

Ayın görünüşüne bakarak da günün hangi saatinde olduğunuzu yada hangi mevsimde olduğunuzu anlayamazsınız. Sadece ayın kaçıncı haftasında olduğunuzu ve ayın son ve ilk günlerini anlaya bilirsiniz.

Namaz ibadeti için güneşe ihtiyacınız vardır. Oruç ibadeti için, orucun başladığı ve bittiği günü aya bakarak belirlersiniz. Bunun dışında imsak ve iftar vakitleri yine güneşledir. Hac ibadeti için aya bakarak zilhiccenin girdiğini belirlersiniz. On günü yine güneşle sayarsınız.

Salat, günde 5 vakittir. Bu vakitler, bulunduğumuz memlekette, yani bize göre, güneşin tebarüz ettiği konum ile belirlenir. Beşer alemini yaşayan İnsan, günde beş kere, ALLAH huzurunda miracını gerçekleştirerek, Rabbine rücu eder ve Cemalullah ile şereflenir.

AKŞAM SALATI VAKTİ (SALAT-UL MAGRİB)

Vakti, günbatımı (güneşin ufukta kaybolması) ile başlar. İşa-i Sani vaktine kadar devam eder. Sonra kazaya kalır.
Ancak vaktin evvelinde (ilk yarısında) ikame etmek efdaldir.

Bu vakitte; güneşin hararet etkisi iyice zayıflamış, gündüzün harareti artık düşmeye ve bu nedenle havada hareketlenmeler, esintiler oluşmaya başlamıştır. Memleketin durumuna göre ya alçak yerler ile yüksek yerler arasında ya da deniz ile kara arasında veya buna benzer türlü hava hareketleri ortaya çıkmıştır. Bu esinti ve hareketlenmeler, hava ile birlikte havanın içinde yer edinmiş her türlü maddi ve manevi varlık ve olgunun yer değişmesine, karışmasına ve dolaylı olarak gelişmesine neden olur.

Akşam salatının genel olarak vaktinde ikame edilmesi; tüm bu hava hareketlerinin ve bu hareketlerden kaynaklanan değişimlerin ve gelişmelerin nizama girmesine etkilidir.

Havanın bu seyri; insanın aldığı nefesi, bu nefesin takibini, kontrolünü ve her nefesinden kendine kazanımlarını, ilmini ve irfanını etkiler. Akşam salatı insanda bunları düzene koyar.

YATSI SALATI VAKTİ, SALAT-UL İŞ’A

Vakti, İşa-i Sani ile başlar, Seher vaktine kadar devam eder. Sonra kazaya kalır.
Yatsı Salatını, Gece yarısından evvel kılmak evladır. Vitr namazı ertelenebilir. Teheccüd vaktinde kılınması evladır. Ancak terk edilmez.

Güneşin batmasından sonra yani akşam vaktinde, gökyüzünde önce bir kızıllık meydana gelir; sonrasında bu kızıllık yerini beyaz bir aydınlığa bırakır. İşte bu beyaz aydınlığın kaybolup da gökyüzünün kararması ile Yatsı vakti girer.

Bu vakitte; güneşin ışık özelliği ve harareti başka yerlere gitmiş, artık, memlekete karanlık çökmüştür. Tüm nesneler kendilerini olabildiğince saklamıştır. Canlılar, emin oldukları yerlerde kendilerini güvene ve dinlenmeye almıştır. Akıllar, gündüzün muhasebesi ile meşguliyete düşmüştür. Maddi ve manevi kayıp ve kazanımların ferahı yada sıkıntısı tebarüz etmiştir.

Kainattaki her varlık, kendini ALLAH’a feda etmek için, İnsan’ı amaçlamaktadır. Yatsı salatının genel olarak vaktinde ikame edilmesi; kainattaki her varlığın İnsan için amaçlanmasını, ve İnsana olan daveti nizam eder. Müslüman bir insanın, İnsanlığının kemale ermesi de Yatsı salatında düzen bulur.

Gerek kainatın insanlık faydasına nizamının temini, gerekse İnsan’ın kemale ulaşması için, yatsı salahı vaktinde, yatsı salatı dışında; vitr, teravih, teheccüd ve nafile salatlar ikame edilir. Bunların hepsi İnsan-ı Kamil içindir.

SABAH SALATI VAKTİ, SALAT-US FECR / SALAT-I VUSTA

Vakti, Fecr ile (imsak, Fecr-i Sadık ya da Şafak diye ifade edilen zamanda) başlar, Gün doğumuna (güneşin ufukta beliriverdiği an) kadar devam eder. Sonra kazaya kalır.

Sabah salatının, vaktin evvelinde (ilk yarısında) kılınması evladır.

Bu vakit, ALLAH’ın, habibi Muhammed için yarattığı evrende, tüm nimetlerin dağıtıldığı ve nasiblenmenin nizam edildiği zaman dilimidir. Bu nimetler içinde, meyvesinden, sebzesinden tutun da, muhabbet ve sevgiye kadar her tür ikram mevcuttur. Özellikle memleketin yer altı ve yer üstü suları, yağmurları, bulutlarının hareketleri bu saatte nizama gelir.

Sabah salatının, genel olarak vaktinde ikame edilmesi; nimetlerin paylaşımındaki nizamdan tutun, o memlekette bereketin artması, susuzluğun giderilmesi, topraktan alınan ürünlerin artması için önemlidir. Su ile toprak arasındaki ilişki de bu vakitte düzene gelir.

Sabah salatını ikame eden Müslümanlarda, ALLAH sevgisi, korkusu ve ALLAH’tan Feyz almak nasibi çoğalarak düzene girer.

Sabah ezanı normal olarak fecr (imsak) vaktinde okunur. Ancak ülkemizde ramazan ayları dışında sabah ezanları vaktinde değil, gün doğumuna bir saat kala okunmaktadır. Bunun amacı sabah namazına katılan cemaatin, namazdan sonra bekleme gereği duymadan işlerine güçlerine bakması içindir. Ancak bize göre bu uygulamadan vaz geçilmelidir.

SALAT-I VUSTA

Gün, AKŞAM vakti ile başlar. Günün ilk salatı AKŞAM SALATI, son salatı İKİNDİ salatıdır. SABAH SALATI aynı zamanda “SALAT-I VUSTA” yani “orta salat”tır. Kelam-ı Kadim’de özellikle “SALAT-I VUSTA”ya hafız olunması emir edilmektedir.

Sabah ezanında diğer ezanlara göre özel olarak salata davet vardır. Aynı zamanda SABAH salatı en kısa ve kılınması en kolay namazdır. Diğer vakitlere göre hem kainat için hem de insan için muazzam manaları ve faydaları vardır.

ÖĞLEN SALATI VAKTİ, SALAT-UZ ZUHR

Vakti, Zeval vakti ile başlar, Asr-ı Saniye kadardır. Sonra kazaya kalır.

Bu vaktin başı, o günün içinde; güneşin, bulunduğumuz noktaya en yakın olduğu vakittir. Güneşin tam tepede olmasından biraz sonra, yani öğlen vakti içinde, günün en sıcak, en hararetli saatleri yaşanır.

Öğlen salatının, genel olarak vaktinde ikame edilmesi; ısı ve hayat kaynağı olarak güneşten faydalanma nispetini, dolayısıyla o memleketin ve insanın hararetini nizama koyar.

Müslüman İnsanda hararetin tebarüzü Aşk-ı İlahidir.

İKİNDİ SALATI VAKTİ, SALAT-US ASR

Vakti, Asr-ı Sani ile başlar, İşrak vakti girene (çıplak gözle ve gözleri kısmadan güneşe bakılabilen zamana) kadar devam eder. Sonra kazaya kalır.

Bu vakitte; günün en hararetli, yakıcı ve kurutucu kısmı olan öğlen vaktinde kendini korumaya alan toprak, artık, güneşten faydasını artırmıştır. İnsan tarafından, sabah vaktinde bereketi düzenlenen ve kuşluk vaktinde, yine sabahtan nizamlanan suyunu alan toprağın, bu vakitte; verimliliği tanzim edilir.

Toprağın, insanda karşılığı bedenidir. İnsanın gerek maddi beden yapısı ve bunun özellikleri ve sağlığı; gerekse manevi vücudu, ikindi salatı ile nizam bulur.


ÖĞLEN ve İKİNDİYİ CEM ETMEK:

Öğlen Salatı, Asr-ı Evvele kadar ikame edilmemişse, Asr-ı Evvel ile Asr-ı Sani arasında İkindi Salatı ile CEM edilebilir.

CEM ETMEK; ardışık iki namazı eksiksiz olarak ardı ardına, peşi sıra ikame etmek demektir. Böyle ikame ederken, mekan değiştirilmez ve ara verilmez. Aralarda konuşulmaz. Öğlen salatının farzı için alınan kamet ile ikindi salatının farzı da kılınır, ayrıca kamet gerekmez.

Ancak, Arefe (9 Zilhicce) gününe özel olarak; öğlen ve ikindi namazlarını cem etmek vacibtir. Bu güne mahsus olarak, asr-ı evvel ile asr- sani arasında bir vakitte, öğlenin sünneti, farzı ve ikindinin farzı ikame edilerek tamamlanır, gerisi icab etmez.


CUMA SALATI

Cuma günleri, öğle salatı cemaat ile ikame edilirse, 4 rekat olan farzının 2 rekatı Cuma Hutbesi olarak ikame edilir. Diğer iki rekat için Cuma Salatı olarak niyetlenilir. Salatın ikamesinin öncesinde ve özellikle sonrasında, bütün ummet, işine gücüne bakmak üzere muhitine yayılır. Cuma günü tatil yapılmaz!

Cemaatte bulunulamaz da tek başına ikame edilirse, aynen aslı (öğlen) gibi ikame edilir.

Cuma namazının ardından ‘tedbiren’ öğle namazı ikame etmek hem Cuma namazını hem de tedbiren kılınan öğle namazını geçersiz kılar.

Cuma Hutbesi farz namazı hükmündedir ve ona göre gereği yerine getirilir. Hutbe esnasında, kaide-i ahire oturuşu gibi oturulur, konuşulmaz, kimseye cevap verilmez, başka iş ve düşünce ile uğraşılmaz.

Cuma Salatı, tam Zeval vaktinde kılınır, vakit geciktirilmez. Kazaya kalmaz.

Cuma Salatına cemaat bulamayan kimse, CUMA gününün Öğlen vaktini, vaktin evvelinde ikame eder; ertelenmez.


BAYRAM (ID) SALATI

Duha vaktinde eda edilir. Ertelenmez. Kazası da olmaz.


EZAN

Salat vaktinin girdiği, EZAN ile haber verilir.

Ezan; duyuru, duyurma, ilan etme manasındadır. Ezan ile Tevhid hatırlatılarak, Müslümanlar, salata ve felaha davet edilir. İlk Ezan, 15 Haziran 622 günü, sabah salatı vaktinde okunmuştur.


Yazı Özeti

ALLAH, irade etiklerini, halk ettikleri ile yapar. Bunun bilincinde olanlar, Allah’ın yetki ve sahiplik makamını hakkıyla takdir edebilir.

“Günün Kısımları ve Salat Vakitleri” hakkında 2 yorum

  1. Geri bildirim: Salat ve Kozmik Düzen - DuruVizyon

  2. Geri bildirim: Salatın Şartları ve Rükünleri - DuruVizyon

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir