17. İSRA / 5Sure Ayet Sayısı: 111 Kitap Sırası: 17 Nüzul Sırası: 50 Nüzul Yeri: MEKKE | Ardından… bu ikisinden ilkinin vadesi geldiği zaman, sizin üzerinize... BİZ'im VARLIĞIMIZA abd olan, beis şedid sahibleri baas ettik… ve ardından onlar, diyarınızın hilalini cevs ettiler.
Vaad edilen, fiil edildi! | فَاِذَا جَٓاءَ وَعْدُ اُو۫لٰيهُمَا بَعَثْنَا عَلَيْكُمْ عِبَاداً لَنَٓا اُو۬ل۪ي بَأْسٍ شَد۪يدٍ فَجَاسُوا خِلَالَ الدِّيَارِۜ وَكَانَ وَعْداً مَفْعُولاً | .5 | 5 |
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
izâ Kök: harfKelime: izaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Birden bire. / Bir de bakılır ki. Kelime Anlam: Şart edatı. Eğer … se/sa.
Belirli bir vakti ifade eden şart edatıdır. Gerçekleşmesi kesin olan hususlarda kullanılır. Cümleye kesinlik anlamı katar.
Mazi fiille birlikte kullanılırsa geniş zaman anlamı katar.
Cümlenin başında yer alır.
Olumsuz şart cümlesi olarak kullanılmak istendiğinde لَمْ ile beraber kullanılır.
câe Kök: CYeKelime: caeFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman
ve'du Kök: VA:DKelime: vaadİsim, Eril Kelime Anlam: Söz verme. Söz verilen şey. Bir kimsenin yapacağına veya yapmayacağına dâir söz vermiş olduğu husus.
ûlâhumâ Kök: eVLKelime: ulaİsim Kelime Anlam: Birinci, ilk, evvel. Eskiden vezirlikten sonra gelen sivil rütbe. Şanlı, şerefli kimse.
beasnâ Kök: BA:S!Kelime: baas ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam: Köklü bir değişimle yeniden başlatma. / Yeniden hayatlandırma, diriltme. İhya. / Uykudan uyandırma. / Diriliş. / Gönderme, gönderilme. / Rönesans.
El Bais : Beraberliğinde, birleşmesinde ortak, sebep. Karışma, herşey birbirine karışıktır. Mevtten sonra hayy eden. Köklü değişimler için Nebi irsal eden.
aleykum Kök: harfKelime: alaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, üzre, üzerine, üzerinde.
ibâden Kök: A:BDKelime: ibadİsim, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Emir alan ve aldığı emri yerine getiren. Buna mecbur olan. / Hareketlerini belirleyecek emirleri almak üzere mabuda bağlantılı olmak. / Köle. Kelime Anlam:
lenâ Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
ulî Kök: eVLKelime: uliİsim, Eril, Çoğul Kelime Anlam:
be'sin Kök: BeSKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
şedîdin Kök: ŞDDKelime: şedidİsim, Eril, Tekil, Sıfat Kelime Anlam: Sert, sıkı, şiddetli. Musibet, belâ.
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
câsû Kök: CVSKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
hılâled Kök: H:LLKelime: hilalİsim, Eril Kelime Anlam: Sâfi ve halis. Sıdk ile dostluk etmek. Ara. Aralık. Zaman ve vakit. İki şey arasına sokulmuş olan. Buluttan yağmurun çıktığı yer. Kulak ve diş karıştırmak gibi şeylerde kullanılan ucu sivri nesne. Gr: Bir kelimenin aslını ve ondan türeyenleri gösteren tertip. Kelime Anlam: Samimi ve cân-ı gönülden olan dostluk. En güzel takdir edici ve samimi arkadaşlık. Kılınç gediği. Nakışlı deri. Ağızda bâki kalan dişler. Dişler arasında kalan yemek artığı.
diyâri Kök: DVRKelime: diyarİsim, Dişil, Çoğul Kelime Anlam: Yer, mekan, konak. Memleket.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
kâne Kök: KVNKelime: kevnFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Hudus. Varlık, var olmak. Vücud, alem, kainat. Mevcudiyet.
ve'den Kök: VA:DKelime: vaadİsim, Eril Kelime Anlam: Söz verme. Söz verilen şey. Bir kimsenin yapacağına veya yapmayacağına dâir söz vermiş olduğu husus.
mef'ûlen. Kök: FA:LKelime: mefulİsim, Edilgen, Eril Kelime Anlam: Yapılan iş. Fâilin eseri. | | | | |
Diğer Meal: Nihayet bu iki bozgunculuktan ilkinin zamanı gelince (sizi cezalandırmak için) üzerinize, pek güçlü olan birtakım kullarımızı gönderdik. Onlar evlerinizin arasına kadar sokuldular. Bu, herhâlde yerine gelmesi gereken bir va’d idi.
|