İçeriğe geç
Tüm Yazılar


Öncelikle biyolojik olarak yaşam süren gövdenin, insanın kendisi olmadığı, sadece insan tarafından kullanılan bir aparat olduğunun kabul edilmesi gereği vardır.


Hucurat Suresi 14.ncü ayetteki “eslemna” fiilini, "İSLAM" şeklinde tercüme etmek isteyenler olmuştur.




Persler, bugünün tarih oluşturucuları tarafından dayatıldığı gibi, Ortadoğu yada batı Asya halkı değildir!


Zannedilir ki... Kur'an, arapçaymış...! Belki siz de böyle zannediyorsunuzdur...


Eşler birbirlerine dokuz bağ ile bağlanırlar... ve gerçekten nikahlanmış olurlar.


SLM kökü, Kelam-ı Kadim’de geçen anahtar kavramlardan birisidir ve İslam Dini’nin önemli hususlarını içinde barındırmaktadır. SLM kökünden türeyen iki ana kök kavram söz konusudur.


İnanmakla başlayan ve güven, gerçekçilik, hakimiyet ve kesin yargı ile devam eden sürecin sonucu yetki ve adalet sahibi olmaktır. Böylece yanılmasız akıl devreye girer. Yanılmasız aklın temeli inanmaktır.


Kelam-ı Kadim, Allah Rasulü Nebinin bizzat kıraat ettiği Kur’an’dan, Allah’ın emri ve izni ile ashabına ve ümmetine tilavet ettiği kısmıdır. Kur'an kıraat edebilmemiz için gerekli olan imanın güven kaynağıdır.


Aşura kelimesi… “onuncu” anlamına gelmektedir. Yılın onuncu gününü ifade eder.


Eyy CHP'li Yurttaşım!... Artık senin de ülke için, millet için bir şeyler yapman gerekiyor! SIRA SENDE...!


O gün, silahlı cephede mücadele ederek zaferi sırtlanan milliyetçi mütedeyyin Türk Milleti, bu gün de siyasi mücadele ile zaferi sırtlanmak zorundadır!


Anadolu Türk Devleti, tarihin hiç bir döneminde, "İmparator"lar veya "Padışah"lar tarafından idare olunmamıştır!


Türkiye Cumhuriyeti 2.nci YÜZYILINA girerken...




Çay nasıl milli içecek oldu???


"Sizden birisi... MÜNKER görürse… onu eliyle… olmuyorsa lisanı ile... o da olmuyorsa kalbi ile GAR ETSİN. İmanın en zayıf hali işte budur."


Doğanın oluşturduğu hareketlenmenin, uyanışın, gayretlenmenin; doğanın tüm unsurları üzerine galip gelmesi de bahar olarak adlandırılır.


Zevce kelimesi, karı ile koca anlamında sıkıştırılmaya ve kısıtlanmaya çalışılmaktadır.


ETKİ AJANI… belli bir amaç için... hedeflediği bir kesimi veya kurumu etkilemeye angaje olan kişilere denir.


Bu yüce isim, lisan açısından da adının sahibi gibi, bir ezeliyet perdesi içindedir. Başlangıçtan itibaren özel bir isim olarak kullanılmıştır.


Son Peygamber ifadesi ile… hitam bulan sadece Nübüvvet olduğu halde, Risaletin de son bulduğuna İslam Ümmetini inandırmaya kalkışmışlardır.


Bozkurt, Türk milleti ile özdeşleşmiş ve milli değer haline gelmiştir. Bilinen Türk tarihinin ve yazıtlarının tamamında Bozkurt vardır… özeldir… ve önemlidir.


Amel-i Saliha...


Aileler, gerekirse, elinde avucunda olanı satar savar, Eğitim ve Sağlık ihtiyaçlarını muhakkak giderir.


Akılda beliriveren sevgiye "pınar", Gönülde beliriveren sevgiye "hilal" denilir.


İnsan; NİCELİĞİ ile AMAÇ, NİTELİĞİ ile SAHİPTİR!


Uygun şartlar yerine gelirde, tohum ve toprak anlaşabilirse, tohum toprak içinde kendini feda eder.


Hz. Musa, Mısır'dan ayrılırken, Mısır medeniyetinin kaynağı olan tüm teknolojik kaynakları da yanına alıyordu.


Türk Soyu ve Medeniyetler


Bir kimse, bir şeyin, inançlarına uygun olmadığını iddia ediyorsa, o şeyi yapmaz...


Hiç bir şey, tarih geçmişliğinde yaşanıp da bitmemiştir. Anılan her hadise, kişi derinliğinde sürmektedir.


Amaçları, bizi tartıştırarak ayrıştırmak... ayrıştırarak, İSTİKLALİMİZİ ve İSTİKBALİMİZİ ÇALMAK!


Niceliği, niteliğinin gereklerini yerine getirmeyen ÖLÜDÜR...


İslam yaşantısında DAİM olmak, CİDDİYET ve KARARLILIK meselesidir.


Hz. Musa(as) İlm-i Ledun Kıssası


Sömürgecilikte Özel Günler...


Acilen BASIN SUÇLARI MAHKEMESİ Kurulmalıdır!


STRES NEDEN OLUR... NASIL ÖNLENİR...


TARİHTEN NASIL DERS ÇIKARACAĞIZ?


SİHİR tuzağına yakalanmamak için İnsan, ÖZVARLIĞI ile bedenine hakim olmak, kendi kainatında ki her zerreye SAHİBLİK yapmak ve her zerreyi HAKİMİYETİNE almak zorundadır.


Ramazan odur ki; her anında Allah’tan bize bir haber, bir ilham gelmektedir.


Anadolu KAST SİSTEMİNİN en alt kademesinde, mütedeyyin ve milliyetçi halk tabası bulunmaktadır.


Mana yapısı olarak İNSAN VARLIĞI, kendi vücuduna, kendi vücudunda ki tüm kainat maddesine HAKİMİYET kurmakla, Kainatı TASARRUFU altına alır.


Kur'an kıraat edilir... Kelam-ı Kadim tilavet edilir.


Kulları Allah’tan ayrı değildir ki! Ne var ki İnsan, maalesef unutmakla maluldür. Allah’ı da, Allah’ın Duru’sunu da, Dava’sını da unutuverir....

Adam kafasında ki Hızır'ı bekliyor, ama...


Osmanlı bakiyesi Ortadoğu topraklarının küresel sömürge odaklarından kurtulması için ciddi bir plan yapılması ve faaliyete geçilmesi gerekiyordu.


Küresel Sömürgeci Güç konumunda bulunan odaklar, Toplumları Yıkım Planı başlığıyla yayımladıkları bu planı uygulayarak, özellikle Müslüman Toplumların mahv-u perişan olmasına neden olmuşlardır.


Abdiyet ve İbadet kavramlarında, bir bakıma, fiil-fail ilişkisi vardır. İbadet abdiyetin sonucudur. Ancak abdiyet, körü körüne kölelik değildir.


Anahtar; İnsan olabilmenin şartı, "unutmadan anmak"tır.


Allah adına iş yapmak, vahdet meselesidir. "Allah adına" bir işe başlayan vekil-i sahibtir.


Bir şeyi sahibine emanet etmeye kalkmak ancak kendini kandırmaktır. Hiç bir şey zaten ait olduğu sahibine emanet edilemez!


Regaib'i idrak ve ihya edebilmek için, öncelikle İnsan denilenin ne olduğunu anlamak zorundayız. Öncelikle kendimizi tanımak zorundayız.


Haçlı/Siyonist işgalci ve sömürgeci Yıkıcı Odakların, Anadolu Türk Devleti'ni önce parçalamak sonra da yok etmek emelleri, hiç vaz geçmeyecekleri temel ideolojileridir.


Beden, canlılığının emir ve iradesi altında yaşamak için var. Tıpkı kainatın, hayatın emir ve iradesinde yaşaması gibi…


İnsan, Allah'ın kendisine ilettiği emri duymasa da, Allah'ın iradesine icbar olur ve yerine getirir.


Sürekli kurgulamak olayı içinde faaliyet gösteren düşünce sistemi, hiçbir anda boş durmaz, duramaz. Fiziksel hastalıklarımızın bile kaynağı düşüncelerimizdir.


Kişi, kendisini İslam’dan uzaklaştıran düşünce ve esaretlerden, kendisini alıkoyarsa, doğal ve kaçınılmaz olarak yönleneceği yer İslam’dır.


Türkiye Devleti 26 Ağustos 1071'de kurulmuş, İstiklal Savaşımız Mondros Antlaşması ile başlamış ve 29 Ekim 1923'de Cumhuriyet Sistemi yönetime geçilmiştir. Tarihimiz böyledir.


Tarih boyunca DÜNYA'ya EGEMENLİĞİ'ni kaybetmeyen TÜRK Milletinin, 16 Büyük Dünya Devleti...


Üniversite hocaları arasında, büyük tasfiyeler gerçekleşti ve Türk yükseköğrenim sistemi tümüyle yerleşik düzenin denetimine girdi.


Fulbright Anlaşması, yeni nesillerin nasıl şekilleneceğini ve nasıl bir düşünce ve inanç sisteminde olacağını belirleyerek ülkemizi tam bir sömürge konumuna getirmiştir.


Köy Enstitülerinin kurulmasında ulaşılmak istenen hedef, geniş halk kitlelerinin eğitim düzeyini yükseltmek, böylece reformların yerleşmesi için gerekli koşulları yaratmak, halkın politik, ekonomik ve kültürel yaşama aktif olarak katılmasını sağlamak ve aynı zamanda kendi hakları konusunda bilinçlendirmektir.


Öğretmenlerimiz, Milli Eğitim Sistemimizde, 1949'da ABD ile yapılan anlaşmaya uygun olarak, EĞİTMEME ve ÖĞRETMEME projesinin parçaları olmuştu.


24 Kasım 1928’de Bakanlar Kurulu kararı, Millet Mektepleri Teşkilatı Talimatnamesi ile Millet Mektepleri açılmış ve Mustafa Kemal, BAŞÖĞRETMEN ilan edilmiştir.


YIKICI TARAF, Dünya yaşantısının gücüne ve hakimiyetine inanır. Kutsalları yoktur. Sadece madde sevgisiyle hareket eder.


İslam’ın, Allah’ın dininin KAMİL noktası olduğu düşünüldüğünde, "MÜSLÜMAN" olmanın ötesinde bir inanç seviyesi düşünülemez!


Sömürgeci Zihniyetin Tükettiği Haslet:  YERLİ MALI KULLANMAK!


Mehmet Akif Ersoy tarafından yazılan İstiklal Marşımızın, günün Türkiye'sine uyum sağlamıyor olması gerekçe gösterildi.


Aşık Veysel Ankara'da... Karaoğlan Çarşısının girişinde... Polis durduruyor!


İlacın "kimyasal silah" olarak kullanıldığı ve başka hastalıklara yada genetik bozulmalara neden oldukları bilinmektedir. Eczacılık mesleği, milli savunma sisteminin parçası olmalıdır.


Nereden bakarsak bakalım, Ayasofya, sadece muhteşem bir bina değildir.


Beyaz Türk'ler; 1865'de temeli atılmış ve kadrosu, o dönemin Firavunları tarafından oluşturulmuş, masonik bir örgütlenmedir.


Mutluluk Senin Elinde!


CAN ile CANAN, evinde birlikte -ayrılmadan- yaşayacak! İNSAN olmanın şartı bu!


Sahiblik mazhariyetinde olan insan, anlatmaya değil, anlamaya memurdur!


Aklımızı CAN Noktasına, ÖZ'e, yaratan ve yaşatan, tek ve bütün güce katacağız.


Emir üzere abd olarak yaşayan İnsan’ın Düşe ve Düşünmeye ihtiyacı yoktur. Zaten itaat halindedir!


Aşk, sevgi ile; sevgi alaka ile başlar...


İslam’ın, Allah’ın dininin KAMİL noktası olduğu düşünüldüğünde, "MÜSLÜMAN" olmanın ötesinde bir inanç seviyesi düşünülemez!


İnsanlar, gerek yaşamsal ihtiyaçlarını karşılayabilmek, gerekse itikatlarının gerektirdiği ibadetlerini yerine getirebilmek için zamanı belirlemeye ve takvim kullanmaya ihtiyaç duyarlar.


Ezan; hem beşerin verimini düzenler; hem de ilan edildiği mahalde, arzın ve semanın verimini tanzim eder.


Ekonomik özgürlüğümüzü elimizden almak maksadıyla, küresel güçlerin planladıkları sahte tanımlamalardan arınmak ve zihinlerimizi özgürleştirmek zorundayız.


Bir ülkenin kalkınması ve güçlenmesi için gereken ekonomik girişimleri devletin mi yoksa özel sektörün mü yapacağı tartışması iyi niyetli bir tartışma değildir.


Gelişen ve Büyüyen Türkiye, Küresel Sömürgeci Güçler tarafından durdurulmak zorundadır. Gücü, Adalet Duygusu ile birleşirse, Dünya'ya vereceği yön sonları olur.


IMF’nin gayesi gelişmekte olan ülkeleri kalkındırmak değildir. Onun amacı sanayileşmiş ülkelerin ticaret ve yatırımlarının kesintisiz akışını sağlamaktır.


Dörtlü Takrir, 7 Haziran 1945'te CHP'li Celâl Bayar, Refik Koraltan, Adnan Menderes ve Fuad Köprülü'nün meclis grubunda açık olarak görüşülmek üzere verdiği önergedir. Adnan Menderes'i "İdam Sehpası"na götüren sürecin başlangıcıdır.


Mustafa Kemal'in 1923 seçimleri için hazırladığı, ilk seçim beyannamesi niteliğinde ki dokuz ilke.


Türk Takvimi, Türklerin yaşadığı coğrafyanın ve tabiatın içinden çıkmıştır. Türklerin yaşadığı orta iklim kuşağı dört mevsime imkân verir. Dolayısıyla Türk takvimi, güneşe dayalı ve güneş yılı esaslıdır.


Genel kaynaklardan derlediğimiz bilgiler, soyağacı şeklinde şema haline getirilmiştir.


Çocuk şaşırıyor! Nasıl böyle bir “yarım ahbab” olur? Cinayeti üstüne alan bir ahbab… nasıl yarım olur!?


Türkiye, öz varlığı ile birlikte, kendi gönül coğrafyası ile de çok güçlüdür. Bu büyüklük, doğru yönetimle hakim olunmak zorunda olunan bir güçtür.


Hz. Yunus ve Kelam-ı Kadim'de Yunus Kıssası...


Eğer bir düzen yada kural ülkemde işler hale gelecek ise bunun, benim milletimin gerek fıtratı ile gerek inançları ile gerekse ülküleri ile bağdaşması gerekir.


Rasulullah'ın ikramında ki bereket...


Aziz Üstel, 2018 - Sabah Gazetesinde yayımlanan Illimunati ve hakimiyet sahibi 13 aile hakkında yayınlanan köşe yazısı serisi.


Kızıl Elmanın Kapısı, Misak-ı Milli'dir. Türk ve İslam Birliğinin oluşması için ön şart, Türkiye'nin Misak-ı Milli sınırlarına ulaşmasıdır.


Arz ve Sema, İnsan yapısında mevcuttur. ALLAH’ın emir ve iradesi, İnsan’ın kendi yapısından yine kendi yapısına nüzul eder...


Miladi 632, Hicretin 10ncu senesiydi. Hz. Muhammed (sav) daha önce Umre yapmış ancak hiç Hacc farzını yerine getirmek için imkan bulamamıştı.


Bahar, doğada ki ateşlenmenin başladığı ve sürdüğü zaman dilimidir. Aynı şekilde İnsan için de sahipliğine hakimiyet kurma zamanıdır.


Tarih ve olayları kavraya bilmek için askeri, ekonomik, siyasal ve diplomatik gelişmeler ardı ardına izlenmeli ve neden sonuç ilişkileri incelenmelidir.


Milli Eğitim Sistemimiz, öğretmemek ve eğitmemek üzerine inşa edilmiştir. Ülkemizin ihtiyaçlarına uygun hale getirilmesi için öncelikle çok fazla dağınık görünen sistemin derlenip toparlanmaya da ihtiyacı vardır.


Hak Değirmende Olur atalar sözünü duyunca kimimizin aklı yel değirmenlerine gidiyor. Oysa söz, tam olarak Allah'ın kainata düzenini nasıl verdiğini anlatıyor.


Soner Yalçın, 2007 - Amerikalı misyonerler, merkezi Boston’da olan ve 1810 yılında kurulan "American Board of Commissioners for Foreing Missions" (kısaca ABCFM ya da BOARD) diye bilinen misyoner teşkilatının üyeleriydi.


TRT Dergisi, 2006 - "Sizler birlik ve beraberlik içinde çalışmazsanız, güçlü ve kuvvetli olmazsanız, düşmanlar yine Çanakkale’ye gelirler, ülkenizi işgal eder ve öz yurdunuzda hür yaşamayı size çok görürler…"


Gerçekler hiç bir zaman net değildir. Bu nedenle herkesin "doğru"ları farklıdır...


Allah, yaptığı herşeyi, kendisinden yaptıkları ile yapar. Çünkü Allah, kendisinden başka hiç bir şey olmayandır.


Hikmet İmamoğlu, 2005 - Önemle üzerinde duracağımız şey zihnimizin hassasiyetini kaybetmemek; zihnimizin hassasiyetini kaybedersek içimizden gelen “Muhammedi emirleri” duymuyoruz.


Kişi aklına gelenleri belirleyemez. Sadece aklına gelenleri düşünür, hatta seçebilir.


Sakıp Sabancı'nın kendi tecrübelerinden dile getirdiği, çocuğunuza dininizin gereklerini telkin etmek konulu yazısı...


Bütün insanlık bu denli kandırılmış olabilir mi…!


Akşam Gazetesi, 2004 - 'Hıristiyan hükumetlerin, sizden İslam ülkelerinde yerine getirmenizi istediği asıl göreviniz, Müslümanların Hristiyan yapılması değildir. Asıl göreviniz Müslüman ülkelerdeki nesillerin dinini öğrenmesine mani olmak, onları dinlerinden soğutmaktır.'


Hikmet İmamoğlu, 2003 - Allah’ı, yani yaşatanını kendi derinliklerinde duyup, birliğini yaşamak şartını yerine getirmekte olan insanlarda korku, keder, bunalım, hatta neşesizlik dahi bulunmaz.


Nereden bakarsanız bakın, boya ve kaplamalar çok eski zamanlardan bu yana evrim geçirerek eşyalarımız ve çevremiz arasındaki öncelikli koruma duvarı haline gelmiştir.


Renklerin Dünyası...


Batı için 'KADIN'; sadece bir META’dan ibarettir ve sadece 'CİNSEL BİR OBJE' olarak görülmeye devam etmektedir. Bu gün Batı'nın Medeniyet anlayışı; toplumun kadınlarının ne kadar cinsellik ortaya çıkardığına ve kadınların çıplaklığına bağlanmıştır.


Sömürgeci anlayışın batılılaşmak ve çağdaşlaşmak görünütüsü altında içimize yerleştirdiği alışkanlıklardan birisidir Aziz Valentine Günü.


İsrailoğulları, Cumartesi yasağında hile yapıyordu. Kendilerine verilen cezada asıl dehşet, müminlerin olduğu tarafta yaşandı. Olan bitene sessiz kalanlar da maymuna çevrildi.


Yolundan dönen Karun'un kıssası...: “Ulan oğlum akıllı ol!…”


Öncelikle biyolojik olarak yaşam süren gövdenin, insanın kendisi olmadığı, sadece insan tarafından kullanılan bir aparat olduğunun kabul edilmesi gereği vardır.


Hucurat Suresi 14.ncü ayetteki “eslemna” fiilini, "İSLAM" şeklinde tercüme etmek isteyenler olmuştur.




Persler, bugünün tarih oluşturucuları tarafından dayatıldığı gibi, Ortadoğu yada batı Asya halkı değildir!


Zannedilir ki... Kur'an, arapçaymış...! Belki siz de böyle zannediyorsunuzdur...


Eşler birbirlerine dokuz bağ ile bağlanırlar... ve gerçekten nikahlanmış olurlar.


SLM kökü, Kelam-ı Kadim’de geçen anahtar kavramlardan birisidir ve İslam Dini’nin önemli hususlarını içinde barındırmaktadır. SLM kökünden türeyen iki ana kök kavram söz konusudur.


İnanmakla başlayan ve güven, gerçekçilik, hakimiyet ve kesin yargı ile devam eden sürecin sonucu yetki ve adalet sahibi olmaktır. Böylece yanılmasız akıl devreye girer. Yanılmasız aklın temeli inanmaktır.


Kelam-ı Kadim, Allah Rasulü Nebinin bizzat kıraat ettiği Kur’an’dan, Allah’ın emri ve izni ile ashabına ve ümmetine tilavet ettiği kısmıdır. Kur'an kıraat edebilmemiz için gerekli olan imanın güven kaynağıdır.


Aşura kelimesi… “onuncu” anlamına gelmektedir. Yılın onuncu gününü ifade eder.


Eyy CHP'li Yurttaşım!... Artık senin de ülke için, millet için bir şeyler yapman gerekiyor! SIRA SENDE...!


O gün, silahlı cephede mücadele ederek zaferi sırtlanan milliyetçi mütedeyyin Türk Milleti, bu gün de siyasi mücadele ile zaferi sırtlanmak zorundadır!


Anadolu Türk Devleti, tarihin hiç bir döneminde, "İmparator"lar veya "Padışah"lar tarafından idare olunmamıştır!


Türkiye Cumhuriyeti 2.nci YÜZYILINA girerken...




Çay nasıl milli içecek oldu???


"Sizden birisi... MÜNKER görürse… onu eliyle… olmuyorsa lisanı ile... o da olmuyorsa kalbi ile GAR ETSİN. İmanın en zayıf hali işte budur."


Doğanın oluşturduğu hareketlenmenin, uyanışın, gayretlenmenin; doğanın tüm unsurları üzerine galip gelmesi de bahar olarak adlandırılır.


Zevce kelimesi, karı ile koca anlamında sıkıştırılmaya ve kısıtlanmaya çalışılmaktadır.


ETKİ AJANI… belli bir amaç için... hedeflediği bir kesimi veya kurumu etkilemeye angaje olan kişilere denir.


Bu yüce isim, lisan açısından da adının sahibi gibi, bir ezeliyet perdesi içindedir. Başlangıçtan itibaren özel bir isim olarak kullanılmıştır.


Son Peygamber ifadesi ile… hitam bulan sadece Nübüvvet olduğu halde, Risaletin de son bulduğuna İslam Ümmetini inandırmaya kalkışmışlardır.


Bozkurt, Türk milleti ile özdeşleşmiş ve milli değer haline gelmiştir. Bilinen Türk tarihinin ve yazıtlarının tamamında Bozkurt vardır… özeldir… ve önemlidir.


Amel-i Saliha...


Aileler, gerekirse, elinde avucunda olanı satar savar, Eğitim ve Sağlık ihtiyaçlarını muhakkak giderir.


Akılda beliriveren sevgiye "pınar", Gönülde beliriveren sevgiye "hilal" denilir.


İnsan; NİCELİĞİ ile AMAÇ, NİTELİĞİ ile SAHİPTİR!


Uygun şartlar yerine gelirde, tohum ve toprak anlaşabilirse, tohum toprak içinde kendini feda eder.


Hz. Musa, Mısır'dan ayrılırken, Mısır medeniyetinin kaynağı olan tüm teknolojik kaynakları da yanına alıyordu.


Türk Soyu ve Medeniyetler


Bir kimse, bir şeyin, inançlarına uygun olmadığını iddia ediyorsa, o şeyi yapmaz...


Hiç bir şey, tarih geçmişliğinde yaşanıp da bitmemiştir. Anılan her hadise, kişi derinliğinde sürmektedir.


Amaçları, bizi tartıştırarak ayrıştırmak... ayrıştırarak, İSTİKLALİMİZİ ve İSTİKBALİMİZİ ÇALMAK!


Niceliği, niteliğinin gereklerini yerine getirmeyen ÖLÜDÜR...


İslam yaşantısında DAİM olmak, CİDDİYET ve KARARLILIK meselesidir.


Hz. Musa(as) İlm-i Ledun Kıssası


Sömürgecilikte Özel Günler...


Acilen BASIN SUÇLARI MAHKEMESİ Kurulmalıdır!


STRES NEDEN OLUR... NASIL ÖNLENİR...


TARİHTEN NASIL DERS ÇIKARACAĞIZ?


SİHİR tuzağına yakalanmamak için İnsan, ÖZVARLIĞI ile bedenine hakim olmak, kendi kainatında ki her zerreye SAHİBLİK yapmak ve her zerreyi HAKİMİYETİNE almak zorundadır.


Ramazan odur ki; her anında Allah’tan bize bir haber, bir ilham gelmektedir.


Nereden bakarsanız bakın, boya ve kaplamalar çok eski zamanlardan bu yana evrim geçirerek eşyalarımız ve çevremiz arasındaki öncelikli koruma duvarı haline gelmiştir.


Renklerin Dünyası...


Anadolu KAST SİSTEMİNİN en alt kademesinde, mütedeyyin ve milliyetçi halk tabası bulunmaktadır.


Mana yapısı olarak İNSAN VARLIĞI, kendi vücuduna, kendi vücudunda ki tüm kainat maddesine HAKİMİYET kurmakla, Kainatı TASARRUFU altına alır.


Kur'an kıraat edilir... Kelam-ı Kadim tilavet edilir.


İsrailoğulları, Cumartesi yasağında hile yapıyordu. Kendilerine verilen cezada asıl dehşet, müminlerin olduğu tarafta yaşandı. Olan bitene sessiz kalanlar da maymuna çevrildi.


Yolundan dönen Karun'un kıssası...: “Ulan oğlum akıllı ol!…”


Kulları Allah’tan ayrı değildir ki! Ne var ki İnsan, maalesef unutmakla maluldür. Allah’ı da, Allah’ın Duru’sunu da, Dava’sını da unutuverir....

Adam kafasında ki Hızır'ı bekliyor, ama...


Eğer bir düzen yada kural ülkemde işler hale gelecek ise bunun, benim milletimin gerek fıtratı ile gerek inançları ile gerekse ülküleri ile bağdaşması gerekir.


Kızıl Elmanın Kapısı, Misak-ı Milli'dir. Türk ve İslam Birliğinin oluşması için ön şart, Türkiye'nin Misak-ı Milli sınırlarına ulaşmasıdır.


Türkiye, öz varlığı ile birlikte, kendi gönül coğrafyası ile de çok güçlüdür. Bu büyüklük, doğru yönetimle hakim olunmak zorunda olunan bir güçtür.


Tarih ve olayları kavraya bilmek için askeri, ekonomik, siyasal ve diplomatik gelişmeler ardı ardına izlenmeli ve neden sonuç ilişkileri incelenmelidir.


Osmanlı bakiyesi Ortadoğu topraklarının küresel sömürge odaklarından kurtulması için ciddi bir plan yapılması ve faaliyete geçilmesi gerekiyordu.


Küresel Sömürgeci Güç konumunda bulunan odaklar, Toplumları Yıkım Planı başlığıyla yayımladıkları bu planı uygulayarak, özellikle Müslüman Toplumların mahv-u perişan olmasına neden olmuşlardır.


Batı için 'KADIN'; sadece bir META’dan ibarettir ve sadece 'CİNSEL BİR OBJE' olarak görülmeye devam etmektedir. Bu gün Batı'nın Medeniyet anlayışı; toplumun kadınlarının ne kadar cinsellik ortaya çıkardığına ve kadınların çıplaklığına bağlanmıştır.


Sömürgeci anlayışın batılılaşmak ve çağdaşlaşmak görünütüsü altında içimize yerleştirdiği alışkanlıklardan birisidir Aziz Valentine Günü.


Allah, yaptığı herşeyi, kendisinden yaptıkları ile yapar. Çünkü Allah, kendisinden başka hiç bir şey olmayandır.


Kişi aklına gelenleri belirleyemez. Sadece aklına gelenleri düşünür, hatta seçebilir.


Abdiyet ve İbadet kavramlarında, bir bakıma, fiil-fail ilişkisi vardır. İbadet abdiyetin sonucudur. Ancak abdiyet, körü körüne kölelik değildir.


Anahtar; İnsan olabilmenin şartı, "unutmadan anmak"tır.


Allah adına iş yapmak, vahdet meselesidir. "Allah adına" bir işe başlayan vekil-i sahibtir.


Bir şeyi sahibine emanet etmeye kalkmak ancak kendini kandırmaktır. Hiç bir şey zaten ait olduğu sahibine emanet edilemez!


Arz ve Sema, İnsan yapısında mevcuttur. ALLAH’ın emir ve iradesi, İnsan’ın kendi yapısından yine kendi yapısına nüzul eder...


Bahar, doğada ki ateşlenmenin başladığı ve sürdüğü zaman dilimidir. Aynı şekilde İnsan için de sahipliğine hakimiyet kurma zamanıdır.


Bütün insanlık bu denli kandırılmış olabilir mi…!


Regaib'i idrak ve ihya edebilmek için, öncelikle İnsan denilenin ne olduğunu anlamak zorundayız. Öncelikle kendimizi tanımak zorundayız.


Haçlı/Siyonist işgalci ve sömürgeci Yıkıcı Odakların, Anadolu Türk Devleti'ni önce parçalamak sonra da yok etmek emelleri, hiç vaz geçmeyecekleri temel ideolojileridir.


Hak Değirmende Olur atalar sözünü duyunca kimimizin aklı yel değirmenlerine gidiyor. Oysa söz, tam olarak Allah'ın kainata düzenini nasıl verdiğini anlatıyor.


Beden, canlılığının emir ve iradesi altında yaşamak için var. Tıpkı kainatın, hayatın emir ve iradesinde yaşaması gibi…


İnsan, Allah'ın kendisine ilettiği emri duymasa da, Allah'ın iradesine icbar olur ve yerine getirir.


Sürekli kurgulamak olayı içinde faaliyet gösteren düşünce sistemi, hiçbir anda boş durmaz, duramaz. Fiziksel hastalıklarımızın bile kaynağı düşüncelerimizdir.


Kişi, kendisini İslam’dan uzaklaştıran düşünce ve esaretlerden, kendisini alıkoyarsa, doğal ve kaçınılmaz olarak yönleneceği yer İslam’dır.


Türkiye Devleti 26 Ağustos 1071'de kurulmuş, İstiklal Savaşımız Mondros Antlaşması ile başlamış ve 29 Ekim 1923'de Cumhuriyet Sistemi yönetime geçilmiştir. Tarihimiz böyledir.


Tarih boyunca DÜNYA'ya EGEMENLİĞİ'ni kaybetmeyen TÜRK Milletinin, 16 Büyük Dünya Devleti...


Öğretmenlerimiz, Milli Eğitim Sistemimizde, 1949'da ABD ile yapılan anlaşmaya uygun olarak, EĞİTMEME ve ÖĞRETMEME projesinin parçaları olmuştu.


24 Kasım 1928’de Bakanlar Kurulu kararı, Millet Mektepleri Teşkilatı Talimatnamesi ile Millet Mektepleri açılmış ve Mustafa Kemal, BAŞÖĞRETMEN ilan edilmiştir.


Soner Yalçın, 2007 - Amerikalı misyonerler, merkezi Boston’da olan ve 1810 yılında kurulan "American Board of Commissioners for Foreing Missions" (kısaca ABCFM ya da BOARD) diye bilinen misyoner teşkilatının üyeleriydi.


Akşam Gazetesi, 2004 - 'Hıristiyan hükumetlerin, sizden İslam ülkelerinde yerine getirmenizi istediği asıl göreviniz, Müslümanların Hristiyan yapılması değildir. Asıl göreviniz Müslüman ülkelerdeki nesillerin dinini öğrenmesine mani olmak, onları dinlerinden soğutmaktır.'


Aziz Üstel, 2018 - Sabah Gazetesinde yayımlanan Illimunati ve hakimiyet sahibi 13 aile hakkında yayınlanan köşe yazısı serisi.


Gerçekler hiç bir zaman net değildir. Bu nedenle herkesin "doğru"ları farklıdır...


TRT Dergisi, 2006 - "Sizler birlik ve beraberlik içinde çalışmazsanız, güçlü ve kuvvetli olmazsanız, düşmanlar yine Çanakkale’ye gelirler, ülkenizi işgal eder ve öz yurdunuzda hür yaşamayı size çok görürler…"


Sakıp Sabancı'nın kendi tecrübelerinden dile getirdiği, çocuğunuza dininizin gereklerini telkin etmek konulu yazısı...


Milli Eğitim Sistemimiz, öğretmemek ve eğitmemek üzerine inşa edilmiştir. Ülkemizin ihtiyaçlarına uygun hale getirilmesi için öncelikle çok fazla dağınık görünen sistemin derlenip toparlanmaya da ihtiyacı vardır.


YIKICI TARAF, Dünya yaşantısının gücüne ve hakimiyetine inanır. Kutsalları yoktur. Sadece madde sevgisiyle hareket eder.


İslam’ın, Allah’ın dininin KAMİL noktası olduğu düşünüldüğünde, "MÜSLÜMAN" olmanın ötesinde bir inanç seviyesi düşünülemez!


Sömürgeci Zihniyetin Tükettiği Haslet:  YERLİ MALI KULLANMAK!


Mehmet Akif Ersoy tarafından yazılan İstiklal Marşımızın, günün Türkiye'sine uyum sağlamıyor olması gerekçe gösterildi.


Aşık Veysel Ankara'da... Karaoğlan Çarşısının girişinde... Polis durduruyor!


İlacın "kimyasal silah" olarak kullanıldığı ve başka hastalıklara yada genetik bozulmalara neden oldukları bilinmektedir. Eczacılık mesleği, milli savunma sisteminin parçası olmalıdır.


Üniversite hocaları arasında, büyük tasfiyeler gerçekleşti ve Türk yükseköğrenim sistemi tümüyle yerleşik düzenin denetimine girdi.


Hikmet İmamoğlu, 2003 - Allah’ı, yani yaşatanını kendi derinliklerinde duyup, birliğini yaşamak şartını yerine getirmekte olan insanlarda korku, keder, bunalım, hatta neşesizlik dahi bulunmaz.


Hikmet İmamoğlu, 2005 - Önemle üzerinde duracağımız şey zihnimizin hassasiyetini kaybetmemek; zihnimizin hassasiyetini kaybedersek içimizden gelen “Muhammedi emirleri” duymuyoruz.


Fulbright Anlaşması, yeni nesillerin nasıl şekilleneceğini ve nasıl bir düşünce ve inanç sisteminde olacağını belirleyerek ülkemizi tam bir sömürge konumuna getirmiştir.


Nereden bakarsak bakalım, Ayasofya, sadece muhteşem bir bina değildir.


Beyaz Türk'ler; 1865'de temeli atılmış ve kadrosu, o dönemin Firavunları tarafından oluşturulmuş, masonik bir örgütlenmedir.


Mutluluk Senin Elinde!


CAN ile CANAN, evinde birlikte -ayrılmadan- yaşayacak! İNSAN olmanın şartı bu!


Sahiblik mazhariyetinde olan insan, anlatmaya değil, anlamaya memurdur!


Aklımızı CAN Noktasına, ÖZ'e, yaratan ve yaşatan, tek ve bütün güce katacağız.


Emir üzere abd olarak yaşayan İnsan’ın Düşe ve Düşünmeye ihtiyacı yoktur. Zaten itaat halindedir!


Aşk, sevgi ile; sevgi alaka ile başlar...


İslam’ın, Allah’ın dininin KAMİL noktası olduğu düşünüldüğünde, "MÜSLÜMAN" olmanın ötesinde bir inanç seviyesi düşünülemez!


İnsanlar, gerek yaşamsal ihtiyaçlarını karşılayabilmek, gerekse itikatlarının gerektirdiği ibadetlerini yerine getirebilmek için zamanı belirlemeye ve takvim kullanmaya ihtiyaç duyarlar.


Ezan; hem beşerin verimini düzenler; hem de ilan edildiği mahalde, arzın ve semanın verimini tanzim eder.


Ekonomik özgürlüğümüzü elimizden almak maksadıyla, küresel güçlerin planladıkları sahte tanımlamalardan arınmak ve zihinlerimizi özgürleştirmek zorundayız.


Bir ülkenin kalkınması ve güçlenmesi için gereken ekonomik girişimleri devletin mi yoksa özel sektörün mü yapacağı tartışması iyi niyetli bir tartışma değildir.


Gelişen ve Büyüyen Türkiye, Küresel Sömürgeci Güçler tarafından durdurulmak zorundadır. Gücü, Adalet Duygusu ile birleşirse, Dünya'ya vereceği yön sonları olur.


IMF’nin gayesi gelişmekte olan ülkeleri kalkındırmak değildir. Onun amacı sanayileşmiş ülkelerin ticaret ve yatırımlarının kesintisiz akışını sağlamaktır.


Köy Enstitülerinin kurulmasında ulaşılmak istenen hedef, geniş halk kitlelerinin eğitim düzeyini yükseltmek, böylece reformların yerleşmesi için gerekli koşulları yaratmak, halkın politik, ekonomik ve kültürel yaşama aktif olarak katılmasını sağlamak ve aynı zamanda kendi hakları konusunda bilinçlendirmektir.


Dörtlü Takrir, 7 Haziran 1945'te CHP'li Celâl Bayar, Refik Koraltan, Adnan Menderes ve Fuad Köprülü'nün meclis grubunda açık olarak görüşülmek üzere verdiği önergedir. Adnan Menderes'i "İdam Sehpası"na götüren sürecin başlangıcıdır.


Mustafa Kemal'in 1923 seçimleri için hazırladığı, ilk seçim beyannamesi niteliğinde ki dokuz ilke.


Türk Takvimi, Türklerin yaşadığı coğrafyanın ve tabiatın içinden çıkmıştır. Türklerin yaşadığı orta iklim kuşağı dört mevsime imkân verir. Dolayısıyla Türk takvimi, güneşe dayalı ve güneş yılı esaslıdır.


Genel kaynaklardan derlediğimiz bilgiler, soyağacı şeklinde şema haline getirilmiştir.


Miladi 632, Hicretin 10ncu senesiydi. Hz. Muhammed (sav) daha önce Umre yapmış ancak hiç Hacc farzını yerine getirmek için imkan bulamamıştı.


Çocuk şaşırıyor! Nasıl böyle bir “yarım ahbab” olur? Cinayeti üstüne alan bir ahbab… nasıl yarım olur!?


Hz. Yunus ve Kelam-ı Kadim'de Yunus Kıssası...


Rasulullah'ın ikramında ki bereket...