İçeriğe geç
Duru Meal
Önceki KayıtSonraki Kayıt
21. ENBİYA / 48-49
Sure Ayet Sayısı: 112
Kitap Sırası: 21
Nüzul Sırası: 0
Nüzul Yeri: MEKKE

elbette kat'iyyetle!... BİZ, ziya ve zikir olarak
Rabblerinden gayb ile haşy eden…
ve saatten müşfik olan…
muttakiler için Musa'ya ve Harun'a Furkan'ı verdik.

Orijinal Metin: Diğer Meal:
وَلَقَدْ اٰتَيْنَا مُوسٰى وَهٰرُونَ الْفُرْقَانَ وَضِيَٓاءً وَذِكْراً لِلْمُتَّق۪ينَۙ .48
48
ve
Kök: harfKelime: ve

Kelime Anlam:

Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.

le
Kök: harfKelime: le

Kelime Anlam:

kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.

kad
Kök: harfKelime: kad

Kelime Anlam:

Kesinlik, kat'iyyet bildirir. Fiil, tahkik, ümid, rica, intizar, yakınlık, azlık veya çokluk ifade edebilir.

âteynâ
Kök: eTYKelime: ita

Fiil, İF'AL Kalıbı, 1.nci, Çoğul, Geçmiş Zaman

Kelime Anlam:

Vermek. Bahşetmek. İhsan etmek.

mûsâ
Kök: MVSKelime: musa

Özel İsim
ve
Kök: harfKelime: ve

Kelime Anlam:

Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.

hârûnel
Kök: HRNKelime: harun

Özel İsim

Kelime Anlam:

İlerleyeceği yerde duran veya geri giden hayvan.

furkâne
Kök: FRK:Kelime: furkan

... veri girişi devam ediyor ...

Kelime Anlam:

Hak ile batılı birbirinden ayıran. İyi ile kötüyü, doğru ile yanlışı farkedip ayıran. Ayırmak, ayırd etmek. Fârık veya Mefruk.

ve
Kök: harfKelime: ve

Kelime Anlam:

Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.

dıyâen
Kök: D:VeKelime: ziya

İsim, Eril

Kelime Anlam:

Aydınlık. Işık. Şule. Ziya. Nur.

ve
Kök: harfKelime: ve

Kelime Anlam:

Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.

zikren
Kök: Z!KRKelime: zikr

İsim, Eril, İsim Fiil

Kelime Anlam:

Anmak, hatırlamak. Yad etmek. Anılmak. Anımsamak, akılda tutmak, aklına getirmek. Hatırlatmak, dile getirmek, adını söylemek. Bir şeyi zihinde hazır etme. Akıldan çıkarmamak, unutmamak.

lil
Kök: harfKelime: li

Kelime Anlam:

Edat (Harf-i Cer). -e, -a, için, dolayı, yüzünden, tarafından anlamlarını karşılar.

muttekîne.
Kök: VK:YKelime: muttaki

İsim, İFTİ'AL Kalıbı, Etken, Eril, Çoğul

Kelime Anlam:

İttika eden. Takva sahibi olan. Kendisini takva sahibi yapan. Ehl-i takva.

اَلَّذ۪ينَ يَخْشَوْنَ رَبَّهُمْ بِالْغَيْبِ وَهُمْ مِنَ السَّاعَةِ مُشْفِقُونَ .49
49
ellezîne
Kök: harfKelime: ellezi

Kelime Anlam:

Has İsm-i Mevsul. Kendisinden sonra gelen cümleyi kendisinden önce ki isme sıfat yapar.

yahşevne
Kök: H:ŞYKelime: haşy

Fiil, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geniş Zaman

Kelime Anlam:

Korkmak

rabbehum
Kök: RBBKelime: rabb

İsim, Eril

Kelime Anlam:

Yetiştiren, eğiten. Terbiye eden. Vicdan.

bil
Kök: harfKelime: bi

Kelime Anlam:

Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.

gaybi
Kök: G:YBKelime: gayb

İsim, Eril

Kelime Anlam:

Gizli olan. Görünmeyen. Göz önünde bulunmayan, hazırda olmayan. Görünmeyen alem. Belirsiz. Güman. Hislerle veya akıl ile bilinmeyen şey. Kaybolmuş olan. Gr: Üçüncü şahıs, hazırda olmayan kimse.

ve
Kök: harfKelime: ve

Kelime Anlam:

Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.

hum
Kök: zamirKelime: hum

Zamir

Kelime Anlam:

Muttasıl zamir. III. Şahıs


Kelime Anlam:

Munfasıl zamir. III. Şahıs

mines
Kök: harfKelime: min

Kelime Anlam:

Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.

sâati
Kök: SVA:Kelime: saat

İsim, Dişil

Kök Anlam:

Benlikten arınmış hareket. Emr-i ilahiye uygunluğu duymak.
Bir günün yirmi dörtte biri, saat. Altmış dakikalık zaman.
Zaman, vakit. Belirli bir vakit.



Kelime Anlam:

Benlikten arınmış hareket. Emr-i ilahiye uygunluğu duymak.
Bir günün yirmi dörtte biri, saat. Altmış dakikalık zaman.
Zaman, vakit. Belirli bir vakit.

muşfikûne.
Kök: ŞFK:Kelime:

... veri girişi devam ediyor ...
Arama Kriterleri: (Sure: ) (Ayet: ) (Aranan: ) (Aranan: )
Sure No:
Ayet No:
Etiketlerde Ara:
Mealde Ara:
Sure Listesi

Orijinal Kelimeleri Kelam-ı Kadim Meali; Teolog A.Kadir İmamoğlu tarafından hazırlanmıştır.