İçeriğe geç
Duru Meal
Önceki KayıtSonraki Kayıt
24. NUR / 63
Sure Ayet Sayısı: 64
Kitap Sırası: 24
Nüzul Sırası: 102
Nüzul Yeri: MEDİNE

Rasulün davetini, bazınızın bazınıza daveti gibi tutmayın!
ALLAH, içinizden livaz ederek tesellül edenlere kat'iyyetle alimdir! Artık onun emrine muhalif olanlar, başlarına bir fitne isabet etmesinden... veya elim azaba uğramaktan hazer etsinler.

Orijinal Metin: Diğer Meal:
لَا تَجْعَلُوا دُعَٓاءَ الرَّسُولِ بَيْنَكُمْ كَدُعَٓاءِ بَعْضِكُمْ بَعْضاًۜ قَدْ يَعْلَمُ اللّٰهُ الَّذ۪ينَ يَتَسَلَّلُونَ مِنْكُمْ لِوَاذاًۚ فَلْيَحْذَرِ الَّذ۪ينَ يُخَالِفُونَ عَنْ اَمْرِه۪ٓ اَنْ تُص۪يبَهُمْ فِتْنَةٌ اَوْ يُص۪يبَهُمْ عَذَابٌ اَل۪يمٌ .63
63
la
Kök: harfKelime: la

Kelime Anlam:

Edat (Harf-i Cer). (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder.

tec'alû
Kök: CA:LKelime: cal

Fiil, 2.nci, Eril, Çoğul, Geniş Zaman

Kelime Anlam:

Yaratmak, halk. Almak. İş işlemek. Yapmak.
1.Tafak ve ahz (inşâ ve ikbal) manasına; bir işi işlemeğe müteveccih olup başlamak ve işler olmak.
2. Halketmek, yaratmak.
3. Kavl ve irsal.
4. Tehiyye ve tesviye (tanzim ve düzeltme).
5. Takdir.
6. Tebdil.
7. Bir şeyi bir şeye dahil etmek.
8. Bir şeyi kalbe ilka ve İlham eylemek.
9. İtikat.
10. Tesmiye.
11. Bir şeyi diğer bir şeyden icad ve tekvin.
12. Bir şeyi bir sıfat ve haletten diğer bir sıfat ve halete döndürmek, kılmak, tasyir.
13. Bir nesne üzerine hükmeylemek gerek hak ve gerek batıl olsun - vaz'eylemek bir hususu bir kimse ile bir vecih üzere şartlaşmak ve azv ve nisbet eylemek ve hükm-ü şer'i.

duâer
Kök: DA:VKelime: dava

İsim, Eril

Kelime Anlam:

Belirli bir amaca ulaşmak için gereken tüm fikir ve edimleri üzerine görev edinmek. Takib edilen fikir.
Bir kimsenin hakkını aramak üzere mahkemeye müracaat etmesi. Hak iddia etmek. Birisinin hâkimin huzurunda başka birisinden hak istemesi.
İnat. Ayak diremek.
Çağırma. Ziyafet.
Bir kimseyi bir şeye sevketmek.
Bir fikri kabul ettirmek için deliller söylemek.

rasûli
Kök: RSLKelime: rasul

İsim, Eril

Kelime Anlam:

Taşıyıcı. Elçi. Getiren ve götüren. / Rasul bir gövde değil, manevi bir sıfattır. Elle tutulup, gözle görülmediği halde; tutan elleri, gören gözleri, hatta kalpleri bile kumanda eden, yetkisi altında tutan, mutlak yürürlüğünü icra eden mücerret ve manevi bir sıfattır. / Kendisine kitap verilmemiş olan, kendisinden önceki inzal edileni devam ettiren Allah elçisi. / Huk: Tasarrufta hakkı olmaksızın, birisinin sözünü olduğu gibi bir başkasına bildiren kimse. / Allah'tan kuluna, kulundan da Allah'a taşıyan.

beynekum
Kök: BYNKelime: beyn

İsim, Mekan Zarfı

Kelime Anlam:

Arası. Arasında. Aralık. İki şeyin arası. İkisinin ortası. Firkat. Ayrılık. Beyan. Burnu ve ayakları uzun karga.

ke
Kök: harfKelime: ke

Kelime Anlam:

Edat (Harf-i Cer). gibi, sanki anlamlarındadır. Benzetme içindir.

duâi
Kök: DA:VKelime: dava

İsim, Eril

Kelime Anlam:

Belirli bir amaca ulaşmak için gereken tüm fikir ve edimleri üzerine görev edinmek. Takib edilen fikir.
Bir kimsenin hakkını aramak üzere mahkemeye müracaat etmesi. Hak iddia etmek. Birisinin hâkimin huzurunda başka birisinden hak istemesi.
İnat. Ayak diremek.
Çağırma. Ziyafet.
Bir kimseyi bir şeye sevketmek.
Bir fikri kabul ettirmek için deliller söylemek.

ba'dıkum
Kök: BA:D:Kelime: bazı

İsim, Eril

Kelime Anlam:

Bir şeyin bir kısmı. Bir parça. Bâzısı. Biraz. Diğer.

ba'den
Kök: BA:D:Kelime: bazı

İsim, Eril

Kelime Anlam:

Bir şeyin bir kısmı. Bir parça. Bâzısı. Biraz. Diğer.

kad
Kök: harfKelime: kad

Kelime Anlam:

Kesinlik, kat'iyyet bildirir. Fiil, tahkik, ümid, rica, intizar, yakınlık, azlık veya çokluk ifade edebilir.

ya'lemu
Kök: A:LMKelime: ilim

Fiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geniş Zaman

Kelime Anlam:

Bilgi.
Bilinmiş ve bilinecek olanların tümünün Hayat-ı ilahi içinde ki kümülatif varlığı. (İlm-i Küll)
Bir muhataptan, okumak, görmek, dinlemek gibi yollardan edinilen bilgi, malumat (İlm-i cüz).
Kişinin bir ilim vericiden (muallim), dıştan 5 DUYU yoluyla ve ders edinerek (talim) edindiği bilgi. Öğrenme.

llahu
Kök: ALLAHKelime: allah

Özel İsim

Kelime Anlam:

"Allah" ismi celali;
bütün duygularımızın, düşüncelerimizin... bütün "varlık"ların ilk şartı olan derin ve bir tek gizli duygunun, görünen ve görünmeyen varlıkların birleştikleri noktanın; hiçbir engel olmaksızın, doğrudan doğruya gösterdiği... yüce Allah'ın zatına delalet eden, yalnızca O'na ait olan özel bir isimdir.
Bu yüce isim, lisan açısından da adının sahibi gibi, bir ezeliyet perdesi içindedir. Başlangıçtan itibaren özel bir isim olarak kullanılmıştır.

Allah'ın zatı, bütün isimler ve vasıflardan önce bulunduğu gibi; "ALLAH" ismi de öyledir.
Allah ismi; ilâhlık vasfından değil... ilâhlık ve mabudiyet vasfı, O’ndan alınmıştır.
Allah, ibadet edilen zat olduğu için Allah değildir... O, Allah olduğu için O’na ibadet edilir.
O’nun "Allah"lığı... tapılmaya ve kulluk edilmeye layık olması... kendiliğindendir.
Mahlukat, Allah'ı mabud olarak ister tanısın ister tanımasın... O bizzat mabuddur. O'na her şey... hatta, O'nu inkar edenler bile, O’na abd olmak zorundadırlar.

Allah lafzının, İnsan ağzından, alem-i ilahiye doğru şekilde sunulması, salınması… İslam’ı ve İslam mensublarını güçlü, takatli ve kudretli kılacaktır.
Bu lafz, olması gerekenden farklı şekilde sada edilirse, sadece insanlık değil, hayvanat ve nebadat dahil olmak üzere bütün kain olanlar, bu etkiden zarar görecektir.

llezîne
Kök: harfKelime: ellezi

Kelime Anlam:

Has İsm-i Mevsul. Kendisinden sonra gelen cümleyi kendisinden önce ki isme sıfat yapar.

yetesellelûne
Kök: SLLKelime:

... veri girişi devam ediyor ...
minkum
Kök: harfKelime: min

Kelime Anlam:

Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.

livâzen
Kök: LVZ!Kelime:

... veri girişi devam ediyor ...
fel
Kök: harfKelime: fe

Kelime Anlam:

Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.

yahzeri
Kök: HZ!RKelime: hazer

Fiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geniş Zaman

Kelime Anlam:

Çekinme. Zarar verebilecek şeyden kaçınma. Korunma. Endişe. İhtiyat.

llezîne
Kök: harfKelime: ellezi

Kelime Anlam:

Has İsm-i Mevsul. Kendisinden sonra gelen cümleyi kendisinden önce ki isme sıfat yapar.

yuhâlifûne
Kök: H:LFKelime: halefe

Fiil, MUFA'ALE Kalıbı, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geniş Zaman
an
Kök: harfKelime: an

Kelime Anlam:

Edat (Harf-i Cer). -den, -dan / Uzaklık ve geçip aşmak içindir.

emrihî
Kök: eMRKelime: emir

İsim, Eril

Kelime Anlam:

Emredici olan. Seyyid. Şerif. Yüksek rütbeli zabit. Bir memleketin, bir aşiretin veya kabilenin reisi. Büyük ve meşhur bir soydan gelen. Hz.Peygamber'in (A.S.M.) soyundan gelen. Zengin.


Kelime Anlam:

İş buyurma. Buyurulan şey. Madde, husus, hadise.

en
Kök: harfKelime: en

Kelime Anlam:

Kendisinden sonra gelen fiili isimleştirmektedir.

tusıbehum
Kök: S:VBKelime: isabet

Fiil, İF'AL Kalıbı, 3.ncü, Dişil, Tekil, Geniş Zaman

Kelime Anlam:

Doğruca varıp erişmek. Doğru düşünmek, matluba uygun iş işlemek. Rastlamak. Ecir, mükâfât, karşılık vermek. Doldurmak.

fitnetun
Kök: FTNKelime: fitne

İsim, Dişil

Kelime Anlam:

Akıl ve kalbi saptıracak şey. Muharebe. Azdırma. Karışıklık. Ara bozmak. Dedikodu. Küfr. Delilik. Potada altın ve gümüşü eritmek. İmtihan ve tecrübe etmek.

ev
Kök: harfKelime: ev

Kelime Anlam:

Edat (Harf-i Cer). yahut, veya, ya da / Tereddüt, şüphe veya iki şeyden birini seçme serbestisini ifade eder.

yusîbehum
Kök: S:VBKelime: isabet

Fiil, İF'AL Kalıbı, 3.ncü, Eril, Tekil, Geniş Zaman

Kelime Anlam:

Doğruca varıp erişmek. Doğru düşünmek, matluba uygun iş işlemek. Rastlamak. Ecir, mükâfât, karşılık vermek. Doldurmak.

azâbun
Kök: A:Z!BKelime: azab

İsim, Eril

Kelime Anlam:

Eziyet. Büyük sıkıntı. Şiddetli elem.

elîmun.
Kök: eLMKelime: elim

İsim, Eril, Tekil, Sıfat

Kelime Anlam:

Acı veren, acıtan, ağrıtan. Çok şiddetli ağrı veren.

Arama Kriterleri: (Sure: ) (Ayet: ) (Aranan: ) (Aranan: )
Sure No:
Ayet No:
Etiketlerde Ara:
Mealde Ara:
Sure Listesi

Orijinal Kelimeleri Kelam-ı Kadim Meali; Teolog A.Kadir İmamoğlu tarafından hazırlanmıştır.