| Rahman, Rahim ALLAH adına! |
56. VAKIA / 1Sure Ayet Sayısı: 96 Kitap Sırası: 56 Nüzul Sırası: 46 Nüzul Yeri: MEKKE | Vakıa vuku ettirilmiştir!... | اِذَا وَقَعَتِ الْوَاقِعَةُۙ | .1 | 1 |
izâ Kök: harfKelime: izaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Birden bire. / Bir de bakılır ki. Kelime Anlam: Şart edatı. Eğer … se/sa.
Belirli bir vakti ifade eden şart edatıdır. Gerçekleşmesi kesin olan hususlarda kullanılır. Cümleye kesinlik anlamı katar.
Mazi fiille birlikte kullanılırsa geniş zaman anlamı katar.
Cümlenin başında yer alır.
Olumsuz şart cümlesi olarak kullanılmak istendiğinde لَمْ ile beraber kullanılır.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
kaatil Kök: VK:A:Kelime: ... veri girişi devam ediyor ...
vâkıatu. Kök: VK:A:Kelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | |
Diğer Meal: Kesin gerçekleşecek (olan Kıyamet) koptuğu zaman, onun kopuşunu yalanlayacak kimse olmayacaktır.
|
56. VAKIA / 2-3Sure Ayet Sayısı: 96 Kitap Sırası: 56 Nüzul Sırası: 46 Nüzul Yeri: MEKKE | Ne hafz olan… ne de ref olan... (hiç kimse) onun vuku bulduğuna kazib olamaz! | لَيْسَ لِوَقْعَتِهَا كَاذِبَةٌۢ | .2 | 2 |
leyse Kök: harfKelime: leyseKelime Anlam: Yokluk. Mevcut olmayan. Adem. / Olmadı, değildir anlamında harf. (Bunun aslı "lâyese" idi. Yâ'yı tahfif için "leyse" oldu.) Gaflet. / Bahâdırlık, kahramanlık. / Yük çekici olmak
li Kök: harfKelime: liKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, için, dolayı, yüzünden, tarafından anlamlarını karşılar.
vak'atihâ Kök: VK:A:Kelime: ... veri girişi devam ediyor ...
kâzibetun. Kök: KZ!BKelime: kazibİsim, Etken, Dişil Kök Anlam: ✦ Yalan söylemek. Uydurmak.
✦ Yalan. Uydurma, asılsız söz. Kelime Anlam: ✦ Kizb eden. Yalan söyleyen. Yalancı. | | | | | | خَافِضَةٌ رَافِعَةٌۙ | .3 | 3 |
hâfidatun Kök: H:FD:Kelime: ... veri girişi devam ediyor ...
râfiatun. Kök: RFA:Kelime: rafiİsim, Etken, Dişil Kelime Anlam: Yükseltici. Hamil. Kaldırıcı, kaldıran.
Er Rafi : ALLAH'ın dağıtma fiili. | | | | |
Diğer Meal: 3,4,5,6,7. Yeryüzü şiddetle sarsıldığı, dağlar parça parça dağılıp saçılmış toz olduğu ve siz de üç sınıf olduğunuz zaman, O, (kimini) yükseltir, (kimini) alçaltır.
|
56. VAKIA / 4-5-6Sure Ayet Sayısı: 96 Kitap Sırası: 56 Nüzul Sırası: 46 Nüzul Yeri: MEKKE | Arz, sarsılarak sarsılmıştır. Dağlar bess olarak bess olmuştur… ve ardından münbess olup heba olmuştur. | اِذَا رُجَّتِ الْاَرْضُ رَجاًّۙ | .4 | 4 |
izâ Kök: harfKelime: izaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Birden bire. / Bir de bakılır ki. Kelime Anlam: Şart edatı. Eğer … se/sa.
Belirli bir vakti ifade eden şart edatıdır. Gerçekleşmesi kesin olan hususlarda kullanılır. Cümleye kesinlik anlamı katar.
Mazi fiille birlikte kullanılırsa geniş zaman anlamı katar.
Cümlenin başında yer alır.
Olumsuz şart cümlesi olarak kullanılmak istendiğinde لَمْ ile beraber kullanılır.
ruccetil Kök: RCCKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
ardu Kök: eRD:Kelime: arzİsim, Dişil Kelime Anlam: İnsanın Allah'tan aldığı emri uyguya aldığı nokta. Aşağı. Toprak. Zemin. Yeryüzü. Dünya. Memleket, ülke. Küre. İklim. Davarın ayağının altı.
reccen. Kök: RCCKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | | | وَبُسَّتِ الْجِبَالُ بَساًّۙ | .5 | 5 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
bussetil Kök: BSSKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
cibâlu Kök: CBLKelime: cibalİsim, Eril, Çoğul Kök Anlam: ✦ Sert ve büyük kaya katmanı. Sert ve mukavim yükselti, dağ.
✦ Erkeklerden oluşan topluluk ve topluluğun şefi.
✦ Zihniyetin, değişmesi çok zor olan unsurları.
✦ Kişinin fıtratından var olan veya cenin halindeyken anne karnında kendisine işlenen huyları, cibilliyet.
✦ Devede hörgüç. Kelime Anlam:
bessen. Kök: BSSKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | | | فَكَانَتْ هَبَٓاءً مُنْبَثاًّۙ | .6 | 6 |
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
kânet Kök: KVNKelime: kevnFiil, 3.ncü, Dişil, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Hudus. Varlık, var olmak. Vücud, alem, kainat. Mevcudiyet.
hebâen Kök: H!BVKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
munbessen. Kök: BS!S!Kelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | |
|
56. VAKIA / 7-8-9-10Sure Ayet Sayısı: 96 Kitap Sırası: 56 Nüzul Sırası: 46 Nüzul Yeri: MEKKE | Siz, üç zevc olursunuz!... Bunlar;
✦ Meymene ashabı!... Ancak... meymene ashabı!
✦ ve Meş'eme ashabı!... Ancak... meş'eme ashabı!
✦ ve Sabıklar!... Sabık olanlar! | وَكُنْتُمْ اَزْوَاجاً ثَلٰثَةًۜ | .7 | 7 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
kuntum Kök: KVNKelime: kevnFiil, 2.nci, Eril, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Hudus. Varlık, var olmak. Vücud, alem, kainat. Mevcudiyet.
ezvâcen Kök: ZVCKelime: ezvacİsim, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Çeşit. Tür. / Sınıf. Cins. / Bir şeyi tamamlayan, bütünleyen, noksanlarını ikmal şeyler. / En az iki şeyden meydana gelen. Bunların her biri. // Karı ve kocanın herbiri.
selâseten. Kök: S!LS!Kelime: selaseİsim, Dişil Kelime Anlam: | | | | | | فَاَصْحَابُ الْمَيْمَنَةِ مَٓا اَصْحَابُ الْمَيْمَنَةِۜ | .8 | 8 |
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
ashâbul Kök: S:HBKelime: ashabİsim, Eril, Çoğul
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
ashâbul Kök: S:HBKelime: ashabİsim, Eril, Çoğul | | | | | | وَاَصْحَابُ الْمَشْـَٔمَةِ مَٓا اَصْحَابُ الْمَشْـَٔمَةِۜ | .9 | 9 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
ashâbul Kök: S:HBKelime: ashabİsim, Eril, Çoğul
meş'emeti Kök: ŞeMKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
ashâbul Kök: S:HBKelime: ashabİsim, Eril, Çoğul
meş'emeti. Kök: ŞeMKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | | | وَالسَّابِقُونَ السَّابِقُونَۙ | .10 | 10 |
ves Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
sâbikûnes Kök: SBK:Kelime: sabıkİsim, Etken, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Geçmiş. Önceki. / Zamanca veya rütbece ileride olan. / Eskiden işlenmiş suç.
sâbikûne. Kök: SBK:Kelime: sabıkİsim, Etken, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Geçmiş. Önceki. / Zamanca veya rütbece ileride olan. / Eskiden işlenmiş suç. | | | | |
Diğer Meal: Ahiret mutluluğuna erenler var ya; ne mutlu kimselerdir! Kötülüğe batanlara gelince; ne mutsuz kimselerdir! (İman ve amelde) öne geçenler ise (Ahirette de) öne geçenlerdir. İşte onlar (Allah’a) yaklaştırılmış kimselerdir.
|
56. VAKIA / 11-12Sure Ayet Sayısı: 96 Kitap Sırası: 56 Nüzul Sırası: 46 Nüzul Yeri: MEKKE | İşte onlar, naim cennetlerinde mukarreb olanlardır. | اُو۬لٰٓئِكَ الْمُقَرَّبُونَۚ | .11 | 11 |
mukarrebûne. Kök: K:RBKelime: mukarrebİsim, TEF'İL Kalıbı, Edilgen, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Yakınlaşmış. Yakınlaştırılmış. Yakın. Büyük zât veya padişah gibi kimselere hizmette yaklaşmış olan. | | | | | | ف۪ي جَنَّاتِ النَّع۪يمِ | .12 | 12 |
fî Kök: harfKelime: fiKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -da, -de eklerini ve "içinde", "hakkında" kelimelerini karşılar. "İçinde, içine, hakkında, hususunda, üzere, dâir, mütedair, beherine ve herbirine" mânalarına gelir.
Mekâna ve zamana âidiyyeti bildirir.
Ta'lil için, isti'lâ için ve yine harf-i cerr olan "bâ, ilâ, min, maa" harflerinin yerine kullanılır.
Geçen mef'ul ile gelecek fasıl arasında geçer.
Te'kid mânası da vardır.
cennâtin Kök: CNNKelime: cennetİsim, Dişil, Çoğul Kelime Anlam: Etrafı çevrilerek ve kapatılarak korumaya alınmış bahçe.
naîmi. Kök: NA:MKelime: naimİsim, Eril Kelime Anlam: Bol miktardaki nimet. Bolluk ve bahtiyarlık içinde yaşayış. Nizam-ü hal ve mal. Cennet'in sekiz kısmından dördüncü tabakası. // Taze, körpe. Kılçıksız, yumuşak, kemiksiz. Etli sebze. | | | | |
Diğer Meal: Onlar, Naîm cennetlerindedirler.
|
56. VAKIA / 13-14Sure Ayet Sayısı: 96 Kitap Sırası: 56 Nüzul Sırası: 46 Nüzul Yeri: MEKKE | Sülleti evvelkilerdendir… Birazı da ahirdekilerdendir. | ثُلَّةٌ مِنَ الْاَوَّل۪ينَۙ | .13 | 13 |
sulletun Kök: S!LLKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
minel Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
evvelîne. Kök: eVLKelime: evvelİsim, Eril, Çoğul Kelime Anlam: İlk. Birinci.
El Evvel : Evveli, başlangıcı olmayan. İbtidası olmayıp, herşey üzerine sabık olan. | | | | | | وَقَل۪يلٌ مِنَ الْاٰخِر۪ينَۜ | .14 | 14 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
kalîlun Kök: K:LLKelime: kalil ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam:
minel Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
âhirîne. Kök: eH:RKelime: ahirİsim, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Sonra gelen. Sonraki. Son, en son.
El Ahir : Sonu olmayan. | | | | |
Diğer Meal: Onların çoğu öncekilerden, azı da sonrakilerdendir.
|
56. VAKIA / 15-16Sure Ayet Sayısı: 96 Kitap Sırası: 56 Nüzul Sırası: 46 Nüzul Yeri: MEKKE | Mevzune serirler üzre… mütekabil olarak müttekidirler. | عَلٰى سُرُرٍ مَوْضُونَةٍۙ | .15 | 15 |
alâ Kök: harfKelime: alaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, üzre, üzerine, üzerinde.
sururin Kök: SRRKelime: sururİsim, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Kelime Anlam:
mevdûnetin. Kök: VD:NKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | | | مُتَّكِـ۪ٔينَ عَلَيْهَا مُتَقَابِل۪ينَ | .16 | 16 |
muttekiîne Kök: VKeKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
aleyhâ Kök: harfKelime: alaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, üzre, üzerine, üzerinde.
mutekâbilîne. Kök: K:BLKelime: mutekabilİsim, TEFA'UL Kalıbı, Etken, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Karşılıklı olarak birbirini kabul etme. / Birbirine denk olma, denkliği kabul etme. / Karşılıklı, biri diğerinin karşısında. | | | | |
Diğer Meal: Onlar, karşılıklı yaslanmış vaziyette mücevheratla işlenmiş tahtlar üzerindedirler.
|
56. VAKIA / 17-18-19-20-21Sure Ayet Sayısı: 96 Kitap Sırası: 56 Nüzul Sırası: 46 Nüzul Yeri: MEKKE | Muhalled velidler onlara tavaf ettirir;
✦ ondan (içmekle) sada olunmayan ve de nezf olunmayan, pınarlardan (doldurulmuş) küvbler ve ibrikler ve kaseleri…
✦ ve tahayyür ettiklerinden fakihleri…
✦ ve iştahlandıklarından kuş etlerini. | يَطُوفُ عَلَيْهِمْ وِلْدَانٌ مُخَلَّدُونَۙ | .17 | 17 |
yetûfu Kök: T:VFKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
aleyhim Kök: harfKelime: alaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, üzre, üzerine, üzerinde.
vildânun Kök: VLDKelime: vildanİsim, Eril, Çoğul Kök Anlam: ✦ Doğmak. Doğurmak. (yuvled: doğurmak, yuled: doğurulmak)
✦ Neden olmak. Yol açmak. Kelime Anlam:
muhalledûne. Kök: H:LDKelime: muhalledİsim, TEF'İL Kalıbı, Edilgen, Eril, Çoğul, Sıfat Kelime Anlam: Ebedî. Dâimî. Bâki. Sürekli olarak kalan. Şaheser. | | | | | | بِاَكْوَابٍ وَاَبَار۪يقَ وَكَأْسٍ مِنْ مَع۪ينٍۙ | .18 | 18 |
bi Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
ekvâbin Kök: KVBKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
ke'sin Kök: KeSKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
min Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
maînin. Kök: A:YNKelime: mainİsim, Eril, Tekil Kelime Anlam: Pınar. Suyun kaynağı. Gizli olanın izhar olduğu yer. | | | | | | لَا يُصَدَّعُونَ عَنْهَا وَلَا يُنْزِفُونَۙ | .19 | 19 |
la Kök: harfKelime: laKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder.
yusaddeûne Kök: S:DA:Kelime: ... veri girişi devam ediyor ...
anhâ Kök: harfKelime: anKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -den, -dan / Uzaklık ve geçip aşmak içindir.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
la Kök: harfKelime: laKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder.
yunzifûne. Kök: NZFKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | | | وَفَاكِهَةٍ مِمَّا يَتَخَيَّرُونَۙ | .20 | 20 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
fâkihetin Kök: FKH!Kelime: fakihe ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam: Yaş meyve, yemiş, yaş hurma ağacı. Şenlendiren, sevindiren.
mim Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
yetehayyerûne. Kök: H:YRKelime: hayrFiil, TEFA'UL Kalıbı, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geniş Zaman Kök Anlam: Hayy olana rücu etmek. Allah'tan alınan emre amede ve itaatkar olmak. Kelime Anlam: Meşru davranış. En iyi, seçkin. Seçmek. | | | | | | وَلَحْمِ طَيْرٍ مِمَّا يَشْتَهُونَۜ | .21 | 21 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
lahmi Kök: LHMKelime: lahmeİsim, Eril Kelime Anlam:
tayrin Kök: T:YRKelime: tayriİsim, Eril
mim Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
yeştehûne. Kök: ŞH!VKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | |
Diğer Meal: 17,18,19,20,21. Ebediyen genç kalan uşaklar, onların etrafında; içmekle başlarının dönmeyeceği ve sarhoş olmayacakları, cennet pınarından doldurulmuş sürahileri, ibrikleri ve kadehleri, beğendikleri meyveleri ve arzu ettikleri kuş etlerini dolaştırırlar.
|
56. VAKIA / 22-23-24Sure Ayet Sayısı: 96 Kitap Sırası: 56 Nüzul Sırası: 46 Nüzul Yeri: MEKKE | Amel etmiş oldukları şeylere ceza olarak… meknun inci emsalinde güzel gözlü huriler vardır!... | وَحُورٌ ع۪ينٌۙ | .22 | 22 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
hûrun Kök: HVRKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
înun. Kök: A:YNKelime: inİsim, Çoğul, Sıfat Kelime Anlam: | | | | | | كَاَمْثَالِ اللُّؤْلُؤِ۬ الْمَكْنُونِۚ | .23 | 23 |
ke Kök: harfKelime: keKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). gibi, sanki anlamlarındadır. Benzetme içindir.
emsâlil Kök: MS!LKelime: emsalİsim, Eril, Çoğul Kök Anlam: Gibi görünmek. Benzer olmak. Kelime Anlam: Bir umumi kaideye delalet eden meşhur söz. Ata sözü. İbretli ve küçük hikaye. Dokunaklı ve manalı söz. Benzer. Misil. Delil. Hüccet. Kelime Anlam: Bir şeyin benzer hali. Benzer. Örnek. Düş. Rüya. Ahlak ve adabla ilgili kıssa ve hikaye. Bir şeyin örneği ve sıfatı. Kısas. Heykel, put. Mat: Kat sayı.
lu'luil Kök: LeLeKelime: luluİsim, Eril Kelime Anlam: İnci. Parlak. Ziyalı. Kıymetli. / Birlik içinde olan topluluk. / Çok miktarda olan.
meknûni. Kök: KNNKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | | | جَزَٓاءً بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ | .24 | 24 |
cezâen Kök: CZYKelime: cezaİsim, Eril Kelime Anlam:
bi Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
kânû Kök: KVNKelime: kevnFiil, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Hudus. Varlık, var olmak. Vücud, alem, kainat. Mevcudiyet.
ya'melûne. Kök: A:MLKelime: amelFiil, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam: İş. Çalışma. Bir emri veya vazifeyi yerine getirme. Bir bilginin iş olarak tatbiki. Kar, iş işleme. | | | | |
Diğer Meal: Onlar için saklı inciler gibi, iri gözlü huriler de vardır. (Bütün bunlar) işledikleri amellere karşılık bir mükâfat olarak (verilir.)
|
56. VAKIA / 25-26Sure Ayet Sayısı: 96 Kitap Sırası: 56 Nüzul Sırası: 46 Nüzul Yeri: MEKKE | Orada, lagv işitmezler. Tesim yapılmaz orada!
Sadece… "Selam!, Selam!" denilir! | لَا يَسْمَعُونَ ف۪يهَا لَغْواً وَلَا تَأْث۪يماًۙ | .25 | 25 |
la Kök: harfKelime: laKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder.
yesme'ûne Kök: SMA:Kelime: simaFiil, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam: Dinlemek, kulak vermek. İşitmek. Çalgı dinlemek. Herkesin işitmesi istenilen güzel zikir ve sözler. Mevlevilerin ve sair dervişlerin "ney" veya "def" ile beraber ilahi okuyarak raksları ve nağme terennüm etmeleri, dönmeleri.
fîhâ Kök: harfKelime: fiKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -da, -de eklerini ve "içinde", "hakkında" kelimelerini karşılar. "İçinde, içine, hakkında, hususunda, üzere, dâir, mütedair, beherine ve herbirine" mânalarına gelir.
Mekâna ve zamana âidiyyeti bildirir.
Ta'lil için, isti'lâ için ve yine harf-i cerr olan "bâ, ilâ, min, maa" harflerinin yerine kullanılır.
Geçen mef'ul ile gelecek fasıl arasında geçer.
Te'kid mânası da vardır.
lagven Kök: LG:VKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
la Kök: harfKelime: laKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder.
te'sîmen. Kök: eS!MKelime: ism ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam: Günah. Büyük günah. Cürüm. Suç. / İyilikten ve iyi olmaktan uzaklaştıran herşey. | | | | | | اِلَّا ق۪يلاً سَلَاماً سَلَاماً | .26 | 26 |
illâ Kök: harfKelime: illaKelime Anlam:
kîlen Kök: K:VLKelime: kavlFiil, Edilgen, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Anlaşma. Sözleşme. Konuşulan söz. Söz cümlesi. İtikad, delalet. Tarif. İlham.
selâmen Kök: SLMKelime: selamİsim, Eril Kelime Anlam: (Sıfat) Selamet. Emniyet. Barış. Huzur. Esenlik. Rahatlık. Bütün korktuklarından emin olma. Salim olma. / Gelip geçici olmama. / Aşina, bilindik. / Söz veya işaretle nezaket gösterme, esenlik dileme, merhaba. / Silm olarak isimlenen kavramın Allah’tan izharına ve ikramına selam denir. Bu nedenle selam Allah’tır ve Selam Allah’tandır.
Es Selam : Herşeyinde bir selam, bir rahatlık, bir esenlik var demektir.
Kuddüsüs Selam; takdis edildiği zaman rahatlık temin edilir. Hastalığın arkasından hissedilen rahatlık gibi.
selâmen. Kök: SLMKelime: selamİsim, Eril Kelime Anlam: (Sıfat) Selamet. Emniyet. Barış. Huzur. Esenlik. Rahatlık. Bütün korktuklarından emin olma. Salim olma. / Gelip geçici olmama. / Aşina, bilindik. / Söz veya işaretle nezaket gösterme, esenlik dileme, merhaba. / Silm olarak isimlenen kavramın Allah’tan izharına ve ikramına selam denir. Bu nedenle selam Allah’tır ve Selam Allah’tandır.
Es Selam : Herşeyinde bir selam, bir rahatlık, bir esenlik var demektir.
Kuddüsüs Selam; takdis edildiği zaman rahatlık temin edilir. Hastalığın arkasından hissedilen rahatlık gibi. | | | | |
Diğer Meal: Orada ne boş bir söz, ne de günaha sokan bir şey işitirler. Sadece “selâm!”, “selâm!” sözünü işitirler.
|
56. VAKIA / 27Sure Ayet Sayısı: 96 Kitap Sırası: 56 Nüzul Sırası: 46 Nüzul Yeri: MEKKE | Yemin ashabı!... Ancak... yemin sahabı! | وَاَصْحَابُ الْيَم۪ينِ مَٓا اَصْحَابُ الْيَم۪ينِۜ | .27 | 27 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
ashâbul Kök: S:HBKelime: ashabİsim, Eril, Çoğul
yemîni Kök: YMNKelime: yeminİsim, Eril Kelime Anlam: Kasem. Yemin, and. Mübarek. Sağ, sağ taraf, sağ el. Sözü Allah'ı zikrederek kuvvetlendirmek. El tutuşarak, Allah'a bağlılıklarını bildirerek, Allah'a ve birbirlerine söz vererek ahitleşmek. Fık: Zevcesi ölmüş er.
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
ashâbul Kök: S:HBKelime: ashabİsim, Eril, Çoğul
yemîni. Kök: YMNKelime: yeminİsim, Eril Kelime Anlam: Kasem. Yemin, and. Mübarek. Sağ, sağ taraf, sağ el. Sözü Allah'ı zikrederek kuvvetlendirmek. El tutuşarak, Allah'a bağlılıklarını bildirerek, Allah'a ve birbirlerine söz vererek ahitleşmek. Fık: Zevcesi ölmüş er. | | | | |
Diğer Meal: Ahiret mutluluğuna erenler, ne mutlu kimselerdir!
|
56. VAKIA / 28-29-30-31-32-33-34Sure Ayet Sayısı: 96 Kitap Sırası: 56 Nüzul Sırası: 46 Nüzul Yeri: MEKKE | ✦ Mahzud sidre…
✦ ve manzud talh…
✦ ve memdud zıllar…
✦ ve meskub sular…
✦ ve kata edilmemiş ve memnu edilmemiş bir çok fakihler…
✦ ve merfu firaşlar içindedirler. | ف۪ي سِدْرٍ مَخْضُودٍۙ | .28 | 28 |
fî Kök: harfKelime: fiKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -da, -de eklerini ve "içinde", "hakkında" kelimelerini karşılar. "İçinde, içine, hakkında, hususunda, üzere, dâir, mütedair, beherine ve herbirine" mânalarına gelir.
Mekâna ve zamana âidiyyeti bildirir.
Ta'lil için, isti'lâ için ve yine harf-i cerr olan "bâ, ilâ, min, maa" harflerinin yerine kullanılır.
Geçen mef'ul ile gelecek fasıl arasında geçer.
Te'kid mânası da vardır.
sidrin Kök: SDRKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
mahdûdin. Kök: H:D:DKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | | | وَطَلْحٍ مَنْضُودٍۙ | .29 | 29 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
talhın Kök: T:LHKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
mendûdin. Kök: ND:DKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | | | وَظِلٍّ مَمْدُودٍۙ | .30 | 30 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
zıllin Kök: Z:LLKelime: zıllİsim, Eril Kelime Anlam: Gölge. Perde. Mc: Sahip çıkma, koruma, himaye etme.
memdûdin. Kök: MDDKelime: memdudİsim, Edilgen, Eril, Sıfat Kelime Anlam: Uzatılmış, yayılmış olan. Çekilmiş. | | | | | | وَمَٓاءٍ مَسْكُوبٍۙ | .31 | 31 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
mâin Kök: MVH!Kelime: maeİsim, Eril
meskûbin. Kök: SKBKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | | | وَفَاكِهَةٍ كَث۪يرَةٍۙ | .32 | 32 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
fâkihetin Kök: FKH!Kelime: fakihe ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam: Yaş meyve, yemiş, yaş hurma ağacı. Şenlendiren, sevindiren.
kesiratin Kök: KS!RKelime: kesirİsim, Dişil, Tekil, Sıfat Kelime Anlam: Çok. Bol. Kesret üzere olan. Türlü. Çeşitli. Artan parçalar, geri kalan adetler. Artık. Kelime Anlam: Kırmak. Parçalamak. Parçalara ayırmak. Mat: Bir bütünün parçalarından her biri. | | | | | | لَا مَقْطُوعَةٍ وَلَا مَمْنُوعَةٍۙ | .33 | 33 |
la Kök: harfKelime: laKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder.
maktûatin Kök: K:T:A:Kelime: maktuİsim, Edilgen, Dişil Kelime Anlam: Kesilmiş, kat olunmuş. Pazarlıksız, değeri ve pahası biçilmiş. Götürü.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
la Kök: harfKelime: laKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder.
memnûatin. Kök: MNA:Kelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | | | وَفُرُشٍ مَرْفُوعَةٍۜ | .34 | 34 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
furuşin Kök: FRŞKelime: firaşİsim, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Döşek. Yatak. Yere serilen şey, örtü. Minder. Şilte. Döşeme.
merfûatin. Kök: RFA:Kelime: merfuİsim, Edilgen, Dişil Kelime Anlam: Yükseltilmiş. Yüksekte. Terfi ettirilmiş. Ref' olunmuş. Hükümsüz bırakılmış. Gr: Zamme ile harekelenmiş harf. Yani: Harfin harekesi, ötre (mazmum) "u, ü, o, ö şeklinde" okunan harf. | | | | |
Diğer Meal: 28,29,30,31,32,33,34. (Onlar), dikensiz sidir ağaçları ve meyveleri küme küme dizili muz ağaçları altında, yayılmış sürekli bir gölgede, çağlayan bir su başında, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler üzerindedirler.
|
56. VAKIA / 35-36-37-38Sure Ayet Sayısı: 96 Kitap Sırası: 56 Nüzul Sırası: 46 Nüzul Yeri: MEKKE | Muhakkak ki BİZ... onları (müennes), inşa ile BİZ inşa ettik… ve ardından, BİZ onları, yemin ashabı için tirb, arub bakireler kıldık. | اِنَّٓا اَنْشَأْنَاهُنَّ اِنْشَٓاءًۙ | .35 | 35 |
innâ Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
enşe'nâhunne Kök: NŞeKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
inşâen. Kök: NŞeKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | | | فَجَعَلْنَاهُنَّ اَبْكَاراًۙ | .36 | 36 |
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
cealnâhunne Kök: CA:LKelime: calFiil, 1.nci, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Yaratmak, halk. Almak. İş işlemek. Yapmak.
1.Tafak ve ahz (inşâ ve ikbal) manasına; bir işi işlemeğe müteveccih olup başlamak ve işler olmak.
2. Halketmek, yaratmak.
3. Kavl ve irsal.
4. Tehiyye ve tesviye (tanzim ve düzeltme).
5. Takdir.
6. Tebdil.
7. Bir şeyi bir şeye dahil etmek.
8. Bir şeyi kalbe ilka ve İlham eylemek.
9. İtikat.
10. Tesmiye.
11. Bir şeyi diğer bir şeyden icad ve tekvin.
12. Bir şeyi bir sıfat ve haletten diğer bir sıfat ve halete döndürmek, kılmak, tasyir.
13. Bir nesne üzerine hükmeylemek gerek hak ve gerek batıl olsun - vaz'eylemek bir hususu bir kimse ile bir vecih üzere şartlaşmak ve azv ve nisbet eylemek ve hükm-ü şer'i.
ebkâren. Kök: BKRKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | | | عُـرُباً اَتْـرَاباًۙ | .37 | 37 |
uruben Kök: A:RBKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
etrâben. Kök: TRBKelime: etrabİsim, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Yaşıt, akran. Yaşta diğerine eşit olan nesne. Anasından saçlı ve dişli doğan oğlan. Lezzet. | | | | | | لِاَصْحَـابِ الْيَم۪ينِۜ | .38 | 38 |
li Kök: harfKelime: liKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, için, dolayı, yüzünden, tarafından anlamlarını karşılar.
ashâbil Kök: S:HBKelime: ashabİsim, Eril, Çoğul
yemîni. Kök: YMNKelime: yeminİsim, Eril Kelime Anlam: Kasem. Yemin, and. Mübarek. Sağ, sağ taraf, sağ el. Sözü Allah'ı zikrederek kuvvetlendirmek. El tutuşarak, Allah'a bağlılıklarını bildirerek, Allah'a ve birbirlerine söz vererek ahitleşmek. Fık: Zevcesi ölmüş er. | | | | |
Diğer Meal: Biz onları (hurileri) yepyeni bir yaratılışta yarattık. 36,37,38. Onları ahiret mutluluğuna erenler için, hep bir yaşta eşlerini çok seven gösterişli bakireler yaptık.
|
| Ayn Secavendi |
56. VAKIA / 39-40Sure Ayet Sayısı: 96 Kitap Sırası: 56 Nüzul Sırası: 46 Nüzul Yeri: MEKKE | Sülleti evvelkilerdendir ve sülleti ahirindekilerdendir. | ثُلَّةٌ مِنَ الْاَوَّل۪ينَۙ | .39 | 39 |
sulletun Kök: S!LLKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
minel Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
evvelîne. Kök: eVLKelime: evvelİsim, Eril, Çoğul Kelime Anlam: İlk. Birinci.
El Evvel : Evveli, başlangıcı olmayan. İbtidası olmayıp, herşey üzerine sabık olan. | | | | | | وَثُلَّةٌ مِنَ الْاٰخِر۪ينَۜ | .40 | 40 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
sulletun Kök: S!LLKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
minel Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
âhirîne. Kök: eH:RKelime: ahirİsim, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Sonra gelen. Sonraki. Son, en son.
El Ahir : Sonu olmayan. | | | | |
Diğer Meal: Bunların birçoğu öncekilerden, birçoğu da sonrakilerdendir.
|
56. VAKIA / 41Sure Ayet Sayısı: 96 Kitap Sırası: 56 Nüzul Sırası: 46 Nüzul Yeri: MEKKE | Şimal ashabı!... Ancak... şimal ashabı! | وَاَصْحَابُ الشِّمَالِۙ مَٓا اَصْحَابُ الشِّمَالِۜ | .41 | 41 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
ashâbuş Kök: S:HBKelime: ashabİsim, Eril, Çoğul
şimâli Kök: ŞMLKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
ashâbuş Kök: S:HBKelime: ashabİsim, Eril, Çoğul
şimâli. Kök: ŞMLKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | |
Diğer Meal: Kötülüğe batanlar ise ne mutsuz kimselerdir!
|
56. VAKIA / 42-43-44Sure Ayet Sayısı: 96 Kitap Sırası: 56 Nüzul Sırası: 46 Nüzul Yeri: MEKKE | Barid ve kerim olmayan… semum ve hamim ve yahmumdan zıllar içindedirler. | ف۪ي سَمُومٍ وَحَم۪يمٍۙ | .42 | 42 |
fî Kök: harfKelime: fiKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -da, -de eklerini ve "içinde", "hakkında" kelimelerini karşılar. "İçinde, içine, hakkında, hususunda, üzere, dâir, mütedair, beherine ve herbirine" mânalarına gelir.
Mekâna ve zamana âidiyyeti bildirir.
Ta'lil için, isti'lâ için ve yine harf-i cerr olan "bâ, ilâ, min, maa" harflerinin yerine kullanılır.
Geçen mef'ul ile gelecek fasıl arasında geçer.
Te'kid mânası da vardır.
semûmin Kök: SMMKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
hamîmin. Kök: HMMKelime: hamimİsim, Eril, Tekil Kelime Anlam: Çok sıcak ve çok kızgın nesne (bilhassa su). / Çok yüksek enerjili madde yada ışınım. / Yakın hısım, soy sop. / Samimi arkadaş. / Kâmus'ta anlatıldığı üzere "soğuk su" mânâsına da gelir. Bu kelime, iki zıt mânâyı ifade eden kelimelerdendir. Zira soğuk kaynak suyu sıcakta buğulanır. | | | | | | وَظِلٍّ مِنْ يَحْمُومٍۙ | .43 | 43 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
zıllin Kök: Z:LLKelime: zıllİsim, Eril Kelime Anlam: Gölge. Perde. Mc: Sahip çıkma, koruma, himaye etme.
min Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
yahmûmin. Kök: HMMKelime: yahmumİsim, Eril Kelime Anlam: Kara duman. Tütün. Kara nesne. | | | | | | لَا بَارِدٍ وَلَا كَر۪يمٍ | .44 | 44 |
la Kök: harfKelime: laKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder.
bâridin Kök: BRDKelime: berd ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam: Soğuk. Soğukluk. Soğutmak. Soğuk su ile gusletmek. / Uyumak. Sabit olmak. Ölmek. / Noksan hararet. / Zayıf olmak. / Bir şeyi eğelemek. Sürme çekmek. / Söğmek. / Tutya, çinko.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
la Kök: harfKelime: laKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder.
kerîmin. Kök: KRMKelime: kerimİsim, Eril, Tekil, Sıfat Kelime Anlam: Takdir edilerek kabul görmüş olan ikram. / Şerefli. Güzide, seçkin, kıymetli şey.
El Kerim : İkram fiili. | | | | |
Diğer Meal: 42,43,44. Onlar, iliklere işleyen bir ateş ve bir kaynar su içindedirler. Ne serin ve ne de yararlı olan zifirî bir gölge içinde!.
|
56. VAKIA / 45Sure Ayet Sayısı: 96 Kitap Sırası: 56 Nüzul Sırası: 46 Nüzul Yeri: MEKKE | Muhakkak onlar, bundan önce turfe olanlardı. | اِنَّهُمْ كَانُوا قَبْلَ ذٰلِكَ مُتْرَف۪ينَۚ | .45 | 45 |
innehum Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
kânû Kök: KVNKelime: kevnFiil, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Hudus. Varlık, var olmak. Vücud, alem, kainat. Mevcudiyet.
kable Kök: K:BLKelime: kablİsim, Zaman Zarfı Kelime Anlam: Ön. Önce. Evvel. / Öndeki. İlerideki. Evvelki. (hem mekan hem de zaman olarak kullanılır.) // Hiç bir tecrübeye dayanmayan… sadece akıl yoluyla.
zâlike Kök: harfKelime: zelikeKelime Anlam:
mutrefîne. Kök: TRFKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | |
Diğer Meal: Çünkü onlar, bundan önce (dünyada varlık içinde) sefahata dalmış ve azgın kimselerdi.
|
56. VAKIA / 46Sure Ayet Sayısı: 96 Kitap Sırası: 56 Nüzul Sırası: 46 Nüzul Yeri: MEKKE | Azim hıns üzre ısrar etmişlerdi. | وَكَانُوا يُصِرُّونَ عَلَى الْحِنْثِ الْعَظ۪يمِۚ | .46 | 46 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
kânû Kök: KVNKelime: kevnFiil, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Hudus. Varlık, var olmak. Vücud, alem, kainat. Mevcudiyet.
yusirrûne Kök: S:RRKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
alel Kök: harfKelime: alaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, üzre, üzerine, üzerinde.
hınsil Kök: HNS!Kelime: ... veri girişi devam ediyor ...
azîmi. Kök: A:Z:MKelime: azimİsim, Eril, Tekil, Sıfat Kelime Anlam: Azimet eden. Gidici. // Büyük. Yüce. Çok ileri. Ç: İzam, Uzema'
El Azim : Mutlakiyet, mutlak yapmak, olmak fiili. Biz de azmimizde ALLAH'ın azmi ile beraberiz. Bazen duymayız, gafil oluruz. Daima hassas olmak icab eder. AZAMETLİ OLAN | | | | |
Diğer Meal: Büyük günah üzerinde ısrar ediyorlardı.
|
56. VAKIA / 47-48Sure Ayet Sayısı: 96 Kitap Sırası: 56 Nüzul Sırası: 46 Nüzul Yeri: MEKKE | Demişlerdi ki:
"Biz mevt olduğumuz zaman mı... ve turab ve kemikler olduğumuz zaman mı... gerçekten biz mebas mı olacak mışız?
Evveldeki ata-babalarımız da mı?" | وَكَانُوا يَقُولُونَ اَئِذَا مِتْنَا وَكُنَّا تُرَاباً وَعِظَاماً ءَاِنَّا لَمَبْعُوثُونَۙ | .47 | 47 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
kânû Kök: KVNKelime: kevnFiil, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Hudus. Varlık, var olmak. Vücud, alem, kainat. Mevcudiyet.
yekûlûne Kök: K:VLKelime: kavlFiil, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam: Anlaşma. Sözleşme. Konuşulan söz. Söz cümlesi. İtikad, delalet. Tarif. İlham.
e Kök: soruKelime: eKelime Anlam:
izâ Kök: harfKelime: izaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Birden bire. / Bir de bakılır ki. Kelime Anlam: Şart edatı. Eğer … se/sa.
Belirli bir vakti ifade eden şart edatıdır. Gerçekleşmesi kesin olan hususlarda kullanılır. Cümleye kesinlik anlamı katar.
Mazi fiille birlikte kullanılırsa geniş zaman anlamı katar.
Cümlenin başında yer alır.
Olumsuz şart cümlesi olarak kullanılmak istendiğinde لَمْ ile beraber kullanılır.
mitnâ Kök: MVTKelime: mevtFiil, Edilgen, 1.nci, Çoğul, Geçmiş Zaman Kök Anlam: Dünya yaşantısının yüklediği görevlerden paydos olma hali. Gövdeli yaşantının bitmesi. Kelime Anlam: Dünya yaşantısının yüklediği görevlerden paydos olma hali. Gövdeli yaşantının bitmesi.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
kunnâ Kök: KVNKelime: kevnFiil, 1.nci, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Hudus. Varlık, var olmak. Vücud, alem, kainat. Mevcudiyet.
turâben Kök: TRBKelime: turabİsim, Eril Kelime Anlam:
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
izâmen Kök: A:Z:MKelime: azmİsim, Eril, Çoğul Kelime Anlam:
e Kök: soruKelime: eKelime Anlam:
innâ Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
le Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
meb'ûsûne. Kök: BA:S!Kelime: baas ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam: Köklü bir değişimle yeniden başlatma. / Yeniden hayatlandırma, diriltme. İhya. / Uykudan uyandırma. / Diriliş. / Gönderme, gönderilme. / Rönesans.
El Bais : Beraberliğinde, birleşmesinde ortak, sebep. Karışma, herşey birbirine karışıktır. Mevtten sonra hayy eden. Köklü değişimler için Nebi irsal eden. | | | | | | اَوَاٰبَٓاؤُ۬نَا الْاَوَّلُونَ | .48 | 48 |
e Kök: soruKelime: eKelime Anlam:
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
âbâunel Kök: eBVKelime: ebİsim, Eril, Çoğul Kök Anlam: (Ebâ, Ebu, Ebi)
✦ Baba. Ata, dede. (ikil:) Amca ve baba. Anne ve baba.
✦ Dava. Uğruna yaşanılan gaye. Kelime Anlam: (Ebâ, Ebu, Ebi)
✦ Baba. Ata, dede. (ikil:) Amca ve baba. Anne ve baba.
✦ Dava. Uğruna yaşanılan gaye.
evvelûne. Kök: eVLKelime: evvelİsim, Eril, Çoğul, Sıfat Kelime Anlam: İlk. Birinci.
El Evvel : Evveli, başlangıcı olmayan. İbtidası olmayıp, herşey üzerine sabık olan. | | | | |
Diğer Meal: Diyorlardı ki: “Biz öldükten, toprak ve kemik yığını hâline geldikten sonra mı, biz mi bir daha diriltilecekmişiz?” “Evvelki atalarımız da mı?”
|
56. VAKIA / 49-50-51-52-53-54-55-56Sure Ayet Sayısı: 96 Kitap Sırası: 56 Nüzul Sırası: 46 Nüzul Yeri: MEKKE | De ki:
"Evveldekiler ve ahirdekiler…
kesinlikle, malum yevmde, mikat üzre cem edilecektir. Sonra, muhakkak siz... Ey mükezzib dall olanlar!
✦ Kesinlikle zakkum şeceresinden yiyeceksiniz!
✦ ve ardından batınlarınızı ondan melaa edeceksiniz!
✦ ve ardından üzerine hamim şürb edeceksiniz!
✦ ve ardından him (deve)lerin şürb etmesi gibi şürb edeceksiniz!"
Din yevminde onlara nüzul edecek olacak budur! | قُلْ اِنَّ الْاَوَّل۪ينَ وَالْاٰخِر۪ينَۙ | .49 | 49 |
kul Kök: K:VLKelime: kavlFiil, 2.nci, Eril, Tekil, Emir Kelime Anlam: Anlaşma. Sözleşme. Konuşulan söz. Söz cümlesi. İtikad, delalet. Tarif. İlham.
innel Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
evvelîne Kök: eVLKelime: evvelİsim, Eril, Çoğul Kelime Anlam: İlk. Birinci.
El Evvel : Evveli, başlangıcı olmayan. İbtidası olmayıp, herşey üzerine sabık olan.
vel Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
âhirîne. Kök: eH:RKelime: ahirİsim, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Sonra gelen. Sonraki. Son, en son.
El Ahir : Sonu olmayan. | | | | | | لَمَجْمُوعُونَ اِلٰى م۪يقَاتِ يَوْمٍ مَعْلُومٍ | .50 | 50 |
le Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
mecmûûne Kök: CMA:Kelime: mecmunİsim, Edilgen, Eril, Çoğul
ilâ Kök: harfKelime: ilaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, -e doğru, -e kadar / Sona eriş, bitiş içindir.
mîkâti Kök: VK:TKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
yevmin Kök: YVMKelime: yevmİsim, Eril Kelime Anlam: Gün. Yirmidört saatlik zaman. Sene. Asır. Devir. Devre. Süreç.
ma'lûmin. Kök: A:LMKelime: malumİsim, Edilgen, Eril Kelime Anlam: ✦ Bilinen, belli olan.
✦ İlm edinilmiş mevzu.
✦ Resul-i Ekrem'in bir nâmıdır. | | | | | | ثُمَّ اِنَّكُمْ اَيُّهَا الضَّٓالُّونَ الْمُكَذِّبُونَۙ | .51 | 51 |
summe Kök: harfKelime: summeKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (sonra) matuf şeyler arasında hem sıra olduğunu, hem de fiillerin meydana gelişi arasında uzun bir surenin bulunduğunu gösterir.
innekum Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
eyyuhed Kök: harfKelime: eyyuKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, insan, hayvan ve cansızlar için. hangisini ..., neyi..., kimi..., se/sa
dâllûnel Kök: D:LLKelime: dallİsim, Etken, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Kendine özüne geri dönüş yolunda kaybolan. Kur'ân ve imân yolundan sapan. Sapkın. Şaşkın. Azan. Azıcı, azdırıcı. Dalalette olan.
mukezzibûne. Kök: KZ!BKelime: mukezzibİsim, TEF'İL Kalıbı, Etken, Eril, Çoğul Kök Anlam: ✦ Yalan söylemek. Uydurmak.
✦ Yalan. Uydurma, asılsız söz. Kelime Anlam: ✦ Tekzib eden. Yalanlayan, yalan çıkaran. | | | | | | لَاٰكِلُونَ مِنْ شَجَرٍ مِنْ زَقُّومٍۙ | .52 | 52 |
le Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
âkilûne Kök: eKLKelime: akilİsim, Etken, Eril, Çoğul Kelime Anlam:
min Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
şecerin Kök: ŞCRKelime: şecer ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam: Ağaç. Kütük. Saplı nebat. Soy. Sülale. Bir soyun bütün fertlerini gösterir cetvel. Dallı budaklı şey. Çetrefilli işler.
min Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
zakkumin. Kök: ZK:MKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | | | فَمَالِـؤُ۫نَ مِنْهَا الْبُطُونَۚ | .53 | 53 |
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
mâliûne Kök: MLeKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
minhel Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
butûne. Kök: BT:NKelime: butunİsim, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Karın. İç. Soy, nesil. İç yüz. Sır, esrar. | | | | | | فَشَارِبُونَ عَلَيْهِ مِنَ الْحَم۪يمِۚ | .54 | 54 |
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
şâribûne Kök: ŞRBKelime: şaribİsim, Etken, Eril, Çoğul Kelime Anlam:
aleyhi Kök: harfKelime: alaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, üzre, üzerine, üzerinde.
minel Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
hamîmi. Kök: HMMKelime: hamimİsim, Eril, Tekil Kelime Anlam: Çok sıcak ve çok kızgın nesne (bilhassa su). / Çok yüksek enerjili madde yada ışınım. / Yakın hısım, soy sop. / Samimi arkadaş. / Kâmus'ta anlatıldığı üzere "soğuk su" mânâsına da gelir. Bu kelime, iki zıt mânâyı ifade eden kelimelerdendir. Zira soğuk kaynak suyu sıcakta buğulanır. | | | | | | فَشَارِبُونَ شُرْبَ الْه۪يمِۜ | .55 | 55 |
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
şâribûne Kök: ŞRBKelime: şaribİsim, Etken, Eril, Çoğul Kelime Anlam:
şurbel Kök: ŞRBKelime: şurbİsim, Eril Kelime Anlam: İçme, içirilme. Bir şeyi durumu dolaylı olarak ortaya koyma. Huy, ahlak (sahibi olma).
hîmi. Kök: H!YMKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | | | هٰذَا نُزُلُهُمْ يَوْمَ الدّ۪ينِۜ | .56 | 56 |
hâzâ Kök: harfKelime: hezeKelime Anlam:
nuzuluhum Kök: NZLKelime: inzalİsim Kelime Anlam: İndirme. İndirilme. Nüzul ettirme. / Birden bire inme. / Tenasül aletinden meninin çıkması.
yevmed Kök: YVMKelime: yevmİsim, Eril Kelime Anlam: Gün. Yirmidört saatlik zaman. Sene. Asır. Devir. Devre. Süreç.
dîni. Kök: DYNKelime: dinİsim, Eril Kelime Anlam: Din; ALLAH ile halkettikleri arasında ki münasebetin düzeni, nizamıdır. | | | | |
Diğer Meal: De ki: “Şüphesiz öncekiler ve sonrakiler, mutlaka belli bir günün belli bir vaktinde toplanacaklardır.” Sonra siz ey haktan sapan yalanlayıcılar! Mutlaka (cehennemde) bir ağaçtan, zakkumdan yiyeceksiniz. Karınlarınızı ondan dolduracaksınız. Üstüne de o kaynar sudan içeceksiniz. Kanmak bilmez susamış develerin suya saldırışı gibi içeceksiniz. İşte bu hesap ve ceza gününde onlara ziyafetleridir.
|
56. VAKIA / 57Sure Ayet Sayısı: 96 Kitap Sırası: 56 Nüzul Sırası: 46 Nüzul Yeri: MEKKE | Sizi BİZ halk ettik BİZ!
Artık keşke sadakat gösterseydiniz! | نَحْنُ خَلَقْنَاكُمْ فَلَوْلَا تُصَدِّقُونَ۟ | .57 | 57 |
nahnu Kök: zamirKelime: nahnuZamir Kelime Anlam:
halaknâkum Kök: H:LK:Kelime: halkFiil, 1.nci, Çoğul, Geçmiş Zaman Kök Anlam: ✦ Yaratmak.
✦ Örneği ve benzeri olmayan bir şeyi yaratmak, ilk kez var etmek, icad.
✦ Bir şeyi yumuşatıp düzleştirmek.
✦ Halk, toplum. Kelime Anlam: ✦ Yaratmak.
✦ Örneği ve benzeri olmayan bir şeyi yaratmak, ilk kez var etmek, icad.
✦ Bir şeyi yumuşatıp düzleştirmek.
✦ Halk, toplum.
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
lev Kök: harfKelime: levKelime Anlam: Şart Edatı (Harf-i Cer). Eğer … se/sa anlamındadır.
Genellikle mazi fiiller ile kullanılır. Geçmiş zamanda gerçekleşmemiş bir eylemi ifade eder.
Bazen gerçekleşmesi imkansız olan istekleri ifade için kullanılır.
la Kök: harfKelime: laKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder.
tusaddikûne. Kök: S:DK:Kelime: sıdkFiil, TEF'İL Kalıbı, 2.nci, Eril, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam: Doğru söz. Bir şeyin her hususu tam ve kâmil olması. Ahdinde sâbit olmak.
Hakikata muvâfık olan. Kalb temizliği.
Peygamberlere mahsus en mühim beş hasletten birisi. | | | | |
Diğer Meal: Sizi biz yarattık. Hâlâ tasdik etmeyecek misiniz?
|
| Ayn Secavendi |
56. VAKIA / 58-59Sure Ayet Sayısı: 96 Kitap Sırası: 56 Nüzul Sırası: 46 Nüzul Yeri: MEKKE | Akıttığınız meniyi görüyor musunuz?
Onu siz mi halk ettiniz… yoksa halk eden BİZ miyiz? | اَفَرَاَيْتُمْ مَا تُمْنُونَۜ | .58 | 58 |
e Kök: soruKelime: eKelime Anlam:
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
raeytum Kök: ReYKelime: raeFiil, 2.nci, Eril, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Görmek, anlamak. Gösteriş.
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
tumnûne. Kök: MNYKelime: umniyye ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam: Umut, ümid. Temenni. Arzu, istek, talep. Niyet. | | | | | | ءَاَنْتُمْ تَخْلُقُونَهُٓ اَمْ نَحْنُ الْخَالِقُونَ | .59 | 59 |
e Kök: soruKelime: eKelime Anlam:
entum Kök: zamirKelime: entumZamir
tahlukûnehû Kök: H:LK:Kelime: halkFiil, 2.nci, Eril, Çoğul, Geniş Zaman Kök Anlam: ✦ Yaratmak.
✦ Örneği ve benzeri olmayan bir şeyi yaratmak, ilk kez var etmek, icad.
✦ Bir şeyi yumuşatıp düzleştirmek.
✦ Halk, toplum. Kelime Anlam: ✦ Yaratmak.
✦ Örneği ve benzeri olmayan bir şeyi yaratmak, ilk kez var etmek, icad.
✦ Bir şeyi yumuşatıp düzleştirmek.
✦ Halk, toplum.
em Kök: harfKelime: emKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). yahut, yoksa / bir işin, bir şeyin beyan edilmesini istemek için kullanılır.
nahnul Kök: zamirKelime: nahnuZamir Kelime Anlam:
hâlikûne. Kök: H:LK:Kelime: halıkİsim, Etken, Eril, Çoğul Kök Anlam: ✦ Yaratmak.
✦ Örneği ve benzeri olmayan bir şeyi yaratmak, ilk kez var etmek, icad.
✦ Bir şeyi yumuşatıp düzleştirmek.
✦ Halk, toplum. Kelime Anlam: Yoktan yaratan. Yaratıcı.
El Halık : Halkediciliği. var olmaya başlamak, var olma niyeti gibi...
Her varlığın ALLAH'ın tecellisi ile bir halik tarafı vardır; ana karnında, insan gönlünde, toprakta ALLAH'ın halik fiili tezahür eder. | | | | |
Diğer Meal: Attığınız o meniye ne dersiniz?! Onu siz mi yaratıyorsunuz, yoksa yaratan biz miyiz?
|
56. VAKIA / 60-61Sure Ayet Sayısı: 96 Kitap Sırası: 56 Nüzul Sırası: 46 Nüzul Yeri: MEKKE | ✦ Sizin emsalinizi bedellendirmek
✦ ve alim olmadığınız şey içinde sizi inşa etmek üzre…
mevti, BİZ kaderledik sizin aranızda!
BİZ, mesbuk değiliz! | نَحْنُ قَدَّرْنَا بَيْنَكُمُ الْمَوْتَ وَمَا نَحْنُ بِمَسْبُوق۪ينَۙ | .60 | 60 |
nahnu Kök: zamirKelime: nahnuZamir Kelime Anlam:
kaddernâ Kök: K:DRKelime: kadrFiil, TEF'İL Kalıbı, 1.nci, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: İtibar. Değer, kıymet. Haysiyet. Derece miktarı. Miktar. Meblağ. Takat. Takdir, rızkı taksim eylemek. Gına.
beynekumul Kök: BYNKelime: beynİsim, Mekan Zarfı Kelime Anlam: Arası. Arasında. Aralık. İki şeyin arası. İkisinin ortası. Firkat. Ayrılık. Beyan. Burnu ve ayakları uzun karga.
mevte Kök: MVTKelime: mevtİsim, Eril Kök Anlam: Dünya yaşantısının yüklediği görevlerden paydos olma hali. Gövdeli yaşantının bitmesi. Kelime Anlam: Dünya yaşantısının yüklediği görevlerden paydos olma hali. Gövdeli yaşantının bitmesi.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
nahnu Kök: zamirKelime: nahnuZamir Kelime Anlam:
bi Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
mesbûkîne. Kök: SBK:Kelime: mesbukİsim, Edilgen, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Geçmiş. Sebkedilmiş. Arkada bırakılmış. Başkasından geri kalmış. İlmihalde: Evvelce imamla namaza durmamış olup, sonradan imama uyan. // Kalıba dökülmüş. | | | | | | عَلٰٓى اَنْ نُبَدِّلَ اَمْثَالَكُمْ وَنُنْشِئَكُمْ ف۪ي مَا لَا تَعْلَمُونَ | .61 | 61 |
alâ Kök: harfKelime: alaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, üzre, üzerine, üzerinde.
en Kök: harfKelime: enKelime Anlam: Kendisinden sonra gelen fiili isimleştirmektedir.
nubeddile Kök: BDLKelime: bedeleFiil, TEF'İL Kalıbı, 1.nci, Çoğul, Geniş Zaman
emsâlekum Kök: MS!LKelime: emsalİsim, Eril, Çoğul Kök Anlam: Gibi görünmek. Benzer olmak. Kelime Anlam: Bir umumi kaideye delalet eden meşhur söz. Ata sözü. İbretli ve küçük hikaye. Dokunaklı ve manalı söz. Benzer. Misil. Delil. Hüccet. Kelime Anlam: Bir şeyin benzer hali. Benzer. Örnek. Düş. Rüya. Ahlak ve adabla ilgili kıssa ve hikaye. Bir şeyin örneği ve sıfatı. Kısas. Heykel, put. Mat: Kat sayı.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
nunşiekum Kök: NŞeKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
fî Kök: harfKelime: fiKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -da, -de eklerini ve "içinde", "hakkında" kelimelerini karşılar. "İçinde, içine, hakkında, hususunda, üzere, dâir, mütedair, beherine ve herbirine" mânalarına gelir.
Mekâna ve zamana âidiyyeti bildirir.
Ta'lil için, isti'lâ için ve yine harf-i cerr olan "bâ, ilâ, min, maa" harflerinin yerine kullanılır.
Geçen mef'ul ile gelecek fasıl arasında geçer.
Te'kid mânası da vardır.
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
la Kök: harfKelime: laKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder.
ta'lemûne. Kök: A:LMKelime: talimFiil, 2.nci, Eril, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam: İlim vermek, öğretmek. Yetiştirmek. Alıştırmak. Belletmek. İdman. | | | | |
Diğer Meal: Sizin yerinize benzerlerinizi getirmek ve sizi bilemeyeceğiniz bir şekilde yeniden yaratmak üzere aranızda ölümü biz takdir ettik. (Bu konuda) bizim önümüze geçilmez.
|
56. VAKIA / 62Sure Ayet Sayısı: 96 Kitap Sırası: 56 Nüzul Sırası: 46 Nüzul Yeri: MEKKE | İlk neşete elbette kat'iyyetle alim olmuştunuz!... Keşke tezekkür etseniz! | وَلَقَدْ عَلِمْتُمُ النَّشْاَةَ الْاُو۫لٰى فَلَوْلَا تَذَكَّرُونَ | .62 | 62 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
le Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
kad Kök: harfKelime: kadKelime Anlam: Kesinlik, kat'iyyet bildirir. Fiil, tahkik, ümid, rica, intizar, yakınlık, azlık veya çokluk ifade edebilir.
alimtumun Kök: A:LMKelime: ilimFiil, 2.nci, Eril, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Bilgi.
Bilinmiş ve bilinecek olanların tümünün Hayat-ı ilahi içinde ki kümülatif varlığı. (İlm-i Küll)
Bir muhataptan, okumak, görmek, dinlemek gibi yollardan edinilen bilgi, malumat (İlm-i cüz).
Kişinin bir ilim vericiden (muallim), dıştan 5 DUYU yoluyla ve ders edinerek (talim) edindiği bilgi. Öğrenme.
neşetel Kök: NŞeKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
ûlâ Kök: eVLKelime: ulaİsim, Dişil Kelime Anlam: Birinci, ilk, evvel. Eskiden vezirlikten sonra gelen sivil rütbe. Şanlı, şerefli kimse.
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
lev Kök: harfKelime: levKelime Anlam: Şart Edatı (Harf-i Cer). Eğer … se/sa anlamındadır.
Genellikle mazi fiiller ile kullanılır. Geçmiş zamanda gerçekleşmemiş bir eylemi ifade eder.
Bazen gerçekleşmesi imkansız olan istekleri ifade için kullanılır.
la Kök: harfKelime: laKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder.
tezekkerûne. Kök: Z!KRKelime: zikrFiil, TEFA'UL Kalıbı, 2.nci, Eril, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam: Anmak, hatırlamak. Yad etmek. Anılmak. Anımsamak, akılda tutmak, aklına getirmek. Hatırlatmak, dile getirmek, adını söylemek. Bir şeyi zihinde hazır etme. Akıldan çıkarmamak, unutmamak. | | | | |
Diğer Meal: Andolsun, birinci yaratılışı(nızı) biliyorsunuz. O hâlde düşünseniz ya!
|
56. VAKIA / 63-64-65Sure Ayet Sayısı: 96 Kitap Sırası: 56 Nüzul Sırası: 46 Nüzul Yeri: MEKKE | Görüyor musunuz... hars ettiklerinizi?...
Siz mi onu ziraat ediyorsunuz yoksa onu ziraat eden BİZ miyiz?
Şayet dileseydik... elbette/kesinlikle onu hutam kılardık… tefekküh ederek zalil kalırdınız. | اَفَرَاَيْتُمْ مَا تَحْرُثُونَۜ | .63 | 63 |
e Kök: soruKelime: eKelime Anlam:
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
raeytum Kök: ReYKelime: raeFiil, 2.nci, Eril, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Görmek, anlamak. Gösteriş.
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
tahrusûne. Kök: HRS!Kelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | | | ءَاَنْتُمْ تَزْرَعُونَهُٓ اَمْ نَحْنُ الزَّارِعُونَ | .64 | 64 |
e Kök: soruKelime: eKelime Anlam:
entum Kök: zamirKelime: entumZamir
tezreûnehû Kök: ZRA:Kelime: ... veri girişi devam ediyor ...
em Kök: harfKelime: emKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). yahut, yoksa / bir işin, bir şeyin beyan edilmesini istemek için kullanılır.
nahnuz Kök: zamirKelime: nahnuZamir Kelime Anlam:
zâriûne. Kök: ZRA:Kelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | | | لَوْ نَشَٓاءُ لَجَعَلْنَاهُ حُطَاماً فَظَلْتُمْ تَفَكَّهُونَ | .65 | 65 |
lev Kök: harfKelime: levKelime Anlam: Şart Edatı (Harf-i Cer). Eğer … se/sa anlamındadır.
Genellikle mazi fiiller ile kullanılır. Geçmiş zamanda gerçekleşmemiş bir eylemi ifade eder.
Bazen gerçekleşmesi imkansız olan istekleri ifade için kullanılır.
neşâu Kök: ŞYeKelime: şaeFiil, 1.nci, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam: Diledi, istedi, murad eyledi.
le Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
cealnâhu Kök: CA:LKelime: calFiil, 1.nci, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Yaratmak, halk. Almak. İş işlemek. Yapmak.
1.Tafak ve ahz (inşâ ve ikbal) manasına; bir işi işlemeğe müteveccih olup başlamak ve işler olmak.
2. Halketmek, yaratmak.
3. Kavl ve irsal.
4. Tehiyye ve tesviye (tanzim ve düzeltme).
5. Takdir.
6. Tebdil.
7. Bir şeyi bir şeye dahil etmek.
8. Bir şeyi kalbe ilka ve İlham eylemek.
9. İtikat.
10. Tesmiye.
11. Bir şeyi diğer bir şeyden icad ve tekvin.
12. Bir şeyi bir sıfat ve haletten diğer bir sıfat ve halete döndürmek, kılmak, tasyir.
13. Bir nesne üzerine hükmeylemek gerek hak ve gerek batıl olsun - vaz'eylemek bir hususu bir kimse ile bir vecih üzere şartlaşmak ve azv ve nisbet eylemek ve hükm-ü şer'i.
hutâmen Kök: HT:MKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
zaltum Kök: Z:LLKelime: zallFiil, 2.nci, Eril, Çoğul, Geçmiş Zaman
tefekkehûne. Kök: FKH!Kelime: tefekkuh ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam: Yemiş toplayıp vermek. Meyvedar olmak. Meyvelenmek. Pişman olmak. Pek hoşlanıp hayrette kalmak. | | | | |
Diğer Meal: Ektiğiniz tohuma ne dersiniz?! Onu siz mi bitiriyorsunuz, yoksa bitiren biz miyiz? Dileseydik, onu kuru bir çöp yapardık da şaşkınlık içinde şöyle geveleyip dururdunuz:
|
56. VAKIA / 66-67Sure Ayet Sayısı: 96 Kitap Sırası: 56 Nüzul Sırası: 46 Nüzul Yeri: MEKKE | "Muhakkak biz, elbette/kesinlikle magrem olanlarız…
Bilakis (Hatta)!... Biz mahrum bırakılanlarız!" (derdiniz). | اِنَّا لَمُغْرَمُونَۙ | .66 | 66 |
innâ Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
le Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
mugremûne. Kök: G:RMKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | | | بَلْ نَحْنُ مَحْرُومُونَ | .67 | 67 |
bel Kök: harfKelime: belKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Bilakis. Olumsuz soruya olumlu cevap anlamında evet demektir. / Vazgeçme bildirir. “öyle değil böyle”, “fakat”, “hiç olmazsa”, “bilakis” gibi manalar verdirir. / Kendinden önce bir emir veya olumlu hüküm gelmişse, o emri veya hükmü kaldırır, gelmemiş gibi yapar.
nahnu Kök: zamirKelime: nahnuZamir Kelime Anlam:
mahrûmûne. Kök: HRMKelime: mahrumİsim, Edilgen, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Maddi veya manevi nimetlerden uzak kalmak. Malı bereket bulmaz olan bedbaht. | | | | |
Diğer Meal: “Muhakkak biz çok ziyandayız!” “Daha doğrusu büsbütün mahrumuz!”
|
56. VAKIA / 68-69-70Sure Ayet Sayısı: 96 Kitap Sırası: 56 Nüzul Sırası: 46 Nüzul Yeri: MEKKE | Şürb ettiğiniz suyu görüyor musunuz?
Siz mi bulutlardan onu inzal ettiniz... yoksa BİZ mi inzal edicileriz?
Dileseydik onu ücac yapardık!… Artık keşke, şükür etseniz! | اَفَرَاَيْتُمُ الْمَٓاءَ الَّذ۪ي تَشْرَبُونَۜ | .68 | 68 |
e Kök: soruKelime: eKelime Anlam:
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
raeytumul Kök: ReYKelime: raeFiil, 2.nci, Eril, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Görmek, anlamak. Gösteriş.
mâe Kök: MVH!Kelime: maeİsim, Eril
llezî Kök: harfKelime: elleziKelime Anlam: Has İsm-i Mevsul. Kendisinden sonra gelen cümleyi kendisinden önce ki isme sıfat yapar.
teşrabûne. Kök: ŞRBKelime: şerbFiil, 2.nci, Eril, Çoğul, Geniş Zaman | | | | | | ءَاَنْتُمْ اَنْزَلْتُمُوهُ مِنَ الْمُزْنِ اَمْ نَحْنُ الْمُنْزِلُونَ | .69 | 69 |
e Kök: soruKelime: eKelime Anlam:
entum Kök: zamirKelime: entumZamir
enzeltumûhu Kök: NZLKelime: inzalFiil, İF'AL Kalıbı, 2.nci, Eril, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: İndirme. İndirilme. Nüzul ettirme. / Birden bire inme. / Tenasül aletinden meninin çıkması.
minel Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
muzni Kök: MZNKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
em Kök: harfKelime: emKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). yahut, yoksa / bir işin, bir şeyin beyan edilmesini istemek için kullanılır.
nahnul Kök: zamirKelime: nahnuZamir Kelime Anlam:
munzilûne. Kök: NZLKelime: munzilİsim, İF'AL Kalıbı, Etken, Eril, Çoğul Kelime Anlam: İnzal eden, aşağı indiren. Bir şeyi indiren. | | | | | | لَوْ نَشَٓاءُ جَعَلْنَاهُ اُجَاجاً فَلَوْلَا تَشْكُرُونَ | .70 | 70 |
lev Kök: harfKelime: levKelime Anlam: Şart Edatı (Harf-i Cer). Eğer … se/sa anlamındadır.
Genellikle mazi fiiller ile kullanılır. Geçmiş zamanda gerçekleşmemiş bir eylemi ifade eder.
Bazen gerçekleşmesi imkansız olan istekleri ifade için kullanılır.
neşâu Kök: ŞYeKelime: şaeFiil, 1.nci, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam: Diledi, istedi, murad eyledi.
cealnâhu Kök: CA:LKelime: calFiil, 1.nci, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Yaratmak, halk. Almak. İş işlemek. Yapmak.
1.Tafak ve ahz (inşâ ve ikbal) manasına; bir işi işlemeğe müteveccih olup başlamak ve işler olmak.
2. Halketmek, yaratmak.
3. Kavl ve irsal.
4. Tehiyye ve tesviye (tanzim ve düzeltme).
5. Takdir.
6. Tebdil.
7. Bir şeyi bir şeye dahil etmek.
8. Bir şeyi kalbe ilka ve İlham eylemek.
9. İtikat.
10. Tesmiye.
11. Bir şeyi diğer bir şeyden icad ve tekvin.
12. Bir şeyi bir sıfat ve haletten diğer bir sıfat ve halete döndürmek, kılmak, tasyir.
13. Bir nesne üzerine hükmeylemek gerek hak ve gerek batıl olsun - vaz'eylemek bir hususu bir kimse ile bir vecih üzere şartlaşmak ve azv ve nisbet eylemek ve hükm-ü şer'i.
ucâcen Kök: eCCKelime: ucacİsim, Eril Kelime Anlam:
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
levlâ Kök: harfKelime: levlaKelime Anlam: Şart Edatı (Harf-i Cer). Bir seyin men'inden diger bir seyin mevcutlugu. Kelime Anlam: Şart edatı. … mazsa / … masaydı
teşkurûne. Kök: ŞKRKelime: şukrFiil, 2.nci, Eril, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam: Nimetler karşısında duyulan memnunluk. | | | | |
Diğer Meal: İçtiğiniz suya ne dersiniz?! Siz mi onu buluttan indirdiniz, yoksa indiren biz miyiz? Dileseydik onu acı bir su yapardık. O hâlde şükretseydiniz ya!.
|
56. VAKIA / 71-72-73Sure Ayet Sayısı: 96 Kitap Sırası: 56 Nüzul Sırası: 46 Nüzul Yeri: MEKKE | Çaktığınız narı görüyor musunuz?
Onun şeceresini siz mi inşa ettiniz... yoksa BİZ mi inşa ediciyiz?
BİZ onu, tezkir ve mukvin olanlar için meta kıldık. | اَفَرَاَيْتُمُ النَّارَ الَّت۪ي تُورُونَۜ | .71 | 71 |
e Kök: soruKelime: eKelime Anlam:
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
raeytumun Kök: ReYKelime: raeFiil, 2.nci, Eril, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Görmek, anlamak. Gösteriş.
nâre Kök: NVRKelime: narİsim, Dişil Kök Anlam: ✦ Elektromanyetik ışıma.
Hayatı ilahi, mana alemden madde aleme enerji olarak geçiş yapar. Maddenin temeli enerjidir. Enerji, madde alemde yayılımını ve maddeleşmesini EM ışıma olarak yapmaktadır.
Enerjiden kaynaklanan ışımanın olumlu kısmına NUR... yakıcı, bozucu ve olumsuz kısmına NAR denir. Kelime Anlam: ✦ Işıma.
✦ Yansıyan ışık. Aydınlık. Parıltı. Parlaklık. Her çeşit zulmetin zıddı. Işık.
✦ Zulmeti def eden vasıta.
✦ Ateş.
✦ Yakıcı, azab verici her şey.
✦ Bir meyve adı.
El Nur: Işık, kaynak fiili.
lletî Kök: harfKelime: elletiKelime Anlam: Has İsm-i Mevsul. Kendisinden sonra gelen cümleyi kendisinden önce ki isme sıfat yapar.
tûrûne. Kök: VRYKelime: ira ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam: Bağış yapma, iyilikte bulunma. / Çakmaktan ateş çıkarma. / Parlama. | | | | | | ءَاَنْتُمْ اَنْشَأْتُمْ شَجَرَتَـهَٓا اَمْ نَحْنُ الْمُنْشِؤُ۫نَ | .72 | 72 |
e Kök: soruKelime: eKelime Anlam:
entum Kök: zamirKelime: entumZamir
enşe'tum Kök: NŞeKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
şeceretehâ Kök: ŞCRKelime: şecere ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam: Ağaç. Kütük. Saplı nebat. Soy. Sülale. Bir soyun bütün fertlerini gösterir cetvel. Dallı budaklı şey. Çetrefilli işler.
em Kök: harfKelime: emKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). yahut, yoksa / bir işin, bir şeyin beyan edilmesini istemek için kullanılır.
nahnul Kök: zamirKelime: nahnuZamir Kelime Anlam:
munşiûne. Kök: NŞeKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | | | نَحْنُ جَعَلْنَاهَا تَذْكِرَةً وَمَتَاعاً لِلْمُقْو۪ينَۚ | .73 | 73 |
nahnu Kök: zamirKelime: nahnuZamir Kelime Anlam:
cealnâhâ Kök: CA:LKelime: calFiil, 1.nci, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Yaratmak, halk. Almak. İş işlemek. Yapmak.
1.Tafak ve ahz (inşâ ve ikbal) manasına; bir işi işlemeğe müteveccih olup başlamak ve işler olmak.
2. Halketmek, yaratmak.
3. Kavl ve irsal.
4. Tehiyye ve tesviye (tanzim ve düzeltme).
5. Takdir.
6. Tebdil.
7. Bir şeyi bir şeye dahil etmek.
8. Bir şeyi kalbe ilka ve İlham eylemek.
9. İtikat.
10. Tesmiye.
11. Bir şeyi diğer bir şeyden icad ve tekvin.
12. Bir şeyi bir sıfat ve haletten diğer bir sıfat ve halete döndürmek, kılmak, tasyir.
13. Bir nesne üzerine hükmeylemek gerek hak ve gerek batıl olsun - vaz'eylemek bir hususu bir kimse ile bir vecih üzere şartlaşmak ve azv ve nisbet eylemek ve hükm-ü şer'i.
tezkireten Kök: Z!KRKelime: tezkireİsim, TEF'İL Kalıbı, Dişil, İsim Fiil Kelime Anlam: Pusula. Herhangi bir iş için izin verildiğini bildirmek üzere alınan resmi vesika. Bazı meslek sahipleri için yazılan, o şahsın şahsi ve mesleki durumu hakkında bilgi. Biyografi.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
metâan Kök: MTA:Kelime: meta ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam: Fayda. Menfaat. Kıymetli eşya. Dünya geçimliği. Tüccar malı.
lil Kök: harfKelime: liKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, için, dolayı, yüzünden, tarafından anlamlarını karşılar.
mukvîne. Kök: K:VYKelime: mukvinİsim, İF'AL Kalıbı, Etken, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Bilgisiz, cahil. Düşüncesiz. Çölde yada vahşi doğada yaşayanlar. Issız yerde yaşam. Yumurtası çok olan kertenkele. | | | | |
Diğer Meal: Tutuşturduğunuz ateşe ne dersiniz?! Onun ağacını siz mi yarattınız, yoksa yaratan biz miyiz? Biz onu bir ibret ve ıssız yerlerde yaşayanlara bir yarar kaynağı kıldık.
|
56. VAKIA / 74Sure Ayet Sayısı: 96 Kitap Sırası: 56 Nüzul Sırası: 46 Nüzul Yeri: MEKKE | Artık azim Rabbini adına, sebbih et! 1.nci tekrar. | فَسَبِّحْ بِاسْمِ رَبِّكَ الْعَظ۪يمِ۟ | .74 | 74 |
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
sebbih Kök: SBHKelime: sebbihFiil, TEF'İL Kalıbı, 2.nci, Eril, Tekil, Emir Kelime Anlam: İdrak hali ile açıkça ve net olarak beyan etmek. / Noksansızlığına... Yerli yerindeliğine (evvelde ve ahirde ve zahirde ve batında)… Tam olması gerektiği gibi olduğuna… inanmak ve ikna olmak. Bunların idrakinde olmak ve beyan etmek. (Kavramsal olarak Allah'a özgüdür!)
bi Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
smi Kök: SMVKelime: adınaİsim, Eril Kelime Anlam: Onun yetkisi ile. Vekil olarak.
rabbikel Kök: RBBKelime: rabbİsim, Eril Kelime Anlam: Yetiştiren, eğiten. Terbiye eden. Vicdan.
azîmi. Kök: A:Z:MKelime: azimİsim, Eril, Tekil, Sıfat Kelime Anlam: Azimet eden. Gidici. // Büyük. Yüce. Çok ileri. Ç: İzam, Uzema'
El Azim : Mutlakiyet, mutlak yapmak, olmak fiili. Biz de azmimizde ALLAH'ın azmi ile beraberiz. Bazen duymayız, gafil oluruz. Daima hassas olmak icab eder. AZAMETLİ OLAN | | | | |
Diğer Meal: O hâlde, O yüce Rabbinin adını tesbih et (yücelt).
|
| Ayn Secavendi |
56. VAKIA / 75-76Sure Ayet Sayısı: 96 Kitap Sırası: 56 Nüzul Sırası: 46 Nüzul Yeri: MEKKE | Artık hayır!...
Kasem olsun ki… necmlerin mevkilerine!
*** Şayet alim olsanız… muhakkak ki bu, elbette/kesinlikle azim bir kasemdir! *** | فَلَٓا اُقْسِمُ بِمَوَاقِـعِ النُّجُومِۙ | .75 | 75 |
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
la Kök: harfKelime: laKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder.
uksimu Kök: K:SMKelime: kasmFiil, İF'AL Kalıbı, 1.nci, Tekil, Geniş Zaman
bi Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
mevâkiin Kök: VK:A:Kelime: ... veri girişi devam ediyor ...
nucûmi. Kök: NCMKelime: nucumİsim, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Yıldız. Kabak ve hıyar gibi yayvan (sapsız) nebat. Kur'an-ı Kerim'in her defa inzal edildiği kısım. Ceste ceste, kısım kısım oluş. Kur'an-ı Kerim'in her defa inzal edildiği kısım. Belirli olan vakit. Belirli vakitte yapılan vazife. Huk: Bir borcun taksitlerini ödemek için hulül eden muayyen borç. | | | | | | وَاِنَّهُ لَقَسَمٌ لَوْ تَعْلَمُونَ عَظ۪يمٌۙ | .76 | 76 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
innehu Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
le Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
kasemun Kök: K:SMKelime: kasemİsim, Eril Kelime Anlam:
lev Kök: harfKelime: levKelime Anlam: Şart Edatı (Harf-i Cer). Eğer … se/sa anlamındadır.
Genellikle mazi fiiller ile kullanılır. Geçmiş zamanda gerçekleşmemiş bir eylemi ifade eder.
Bazen gerçekleşmesi imkansız olan istekleri ifade için kullanılır.
ta'lemûne Kök: A:LMKelime: talimFiil, 2.nci, Eril, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam: İlim vermek, öğretmek. Yetiştirmek. Alıştırmak. Belletmek. İdman.
azîmun. Kök: A:Z:MKelime: azimİsim, Eril, Tekil, Sıfat Kelime Anlam: Azimet eden. Gidici. // Büyük. Yüce. Çok ileri. Ç: İzam, Uzema'
El Azim : Mutlakiyet, mutlak yapmak, olmak fiili. Biz de azmimizde ALLAH'ın azmi ile beraberiz. Bazen duymayız, gafil oluruz. Daima hassas olmak icab eder. AZAMETLİ OLAN | | | | |
Diğer Meal: Yıldızların yerlerine yemin ederim ki, -eğer bilirseniz, gerçekten bu, büyük bir yemindir-
|
56. VAKIA / 77-78-79-80Sure Ayet Sayısı: 96 Kitap Sırası: 56 Nüzul Sırası: 46 Nüzul Yeri: MEKKE | Muhakkak bu, elbette/kesinlikle...
✦ meknun kitabtaki…
✦ sadece, mutahhar olanların mess edebileceği…
✦ Rabb-il aleminden tenzil olan…
Kur'an-ı Kerim'dir. | اِنَّهُ لَقُرْاٰنٌ كَر۪يمٌۙ | .77 | 77 |
innehu Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
le Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
kur'ânun Kök: K:ReKelime: kuranÖzel İsim, Eril Kelime Anlam: Kuran. Yönlendiren, yöneten. / Allah'tan mahluka her an gelmeye devam eden emirler.
kerîmun. Kök: KRMKelime: kerimİsim, Eril, Tekil, Sıfat Kelime Anlam: Takdir edilerek kabul görmüş olan ikram. / Şerefli. Güzide, seçkin, kıymetli şey.
El Kerim : İkram fiili. | | | | | | ف۪ي كِتَابٍ مَكْنُونٍۙ | .78 | 78 |
fî Kök: harfKelime: fiKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -da, -de eklerini ve "içinde", "hakkında" kelimelerini karşılar. "İçinde, içine, hakkında, hususunda, üzere, dâir, mütedair, beherine ve herbirine" mânalarına gelir.
Mekâna ve zamana âidiyyeti bildirir.
Ta'lil için, isti'lâ için ve yine harf-i cerr olan "bâ, ilâ, min, maa" harflerinin yerine kullanılır.
Geçen mef'ul ile gelecek fasıl arasında geçer.
Te'kid mânası da vardır.
kitâbin Kök: KTBKelime: kitabİsim, Eril Kelime Anlam:
meknûnin. Kök: KNNKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | | | لَا يَمَسُّهُٓ اِلَّا الْمُطَهَّرُونَۜ | .79 | 79 |
la Kök: harfKelime: laKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder.
yemessuhû Kök: MSSKelime: messFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: Yapışmak, değmek, dokunmak. Meydana gelmek.
illel Kök: harfKelime: illaKelime Anlam:
mutahherûne. Kök: T:H!RKelime: mutahharİsim, TEF'İL Kalıbı, Edilgen, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Temiz. Pâk. Kudsi, pâklanmış. Tâhir kılınmış. Mübârek. | | | | | | تَنْز۪يلٌ مِنْ رَبِّ الْعَالَم۪ينَ | .80 | 80 |
tenzîlun Kök: NZLKelime: inzalİsim, TEF'İL Kalıbı, Eril, İsim Fiil Kelime Anlam: İndirme. İndirilme. Nüzul ettirme. / Birden bire inme. / Tenasül aletinden meninin çıkması.
min Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
rabbil Kök: RBBKelime: rabbİsim, Eril Kelime Anlam: Yetiştiren, eğiten. Terbiye eden. Vicdan.
âlemîne. Kök: A:LMKelime: aleminİsim, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Kümülatif ilmin, halıktan mahluka ikramında, cüzlere, parçalara evrilmeden önce ki külliyeti. / Cihan, kâinat. Dünya. Her şey. / Cemaat. Halk. Cemiyet. / Dehr. / Hususi hal ve keyfiyet. / Bir güneş ile ona tabi olan ve etrafında devreden seyyarelerin teşkil ettiği daire. | | | | |
Diğer Meal: O, elbette değerli bir Kur’an’dır. Korunmuş bir kitaptadır. Ona, ancak tertemiz olanlar dokunabilir. Âlemlerin Rabb’inden indirilmedir.
|
56. VAKIA / 81Sure Ayet Sayısı: 96 Kitap Sırası: 56 Nüzul Sırası: 46 Nüzul Yeri: MEKKE | Artık bu hadis ile siz müdhen misiniz!? | اَفَبِهٰذَا الْحَد۪يثِ اَنْتُمْ مُدْهِنُونَۙ | .81 | 81 |
e Kök: soruKelime: eKelime Anlam:
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
bi Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
hâzel Kök: harfKelime: hezeKelime Anlam:
hadîsi Kök: HDS!Kelime: ... veri girişi devam ediyor ...
entum Kök: zamirKelime: entumZamir
mudhinûne. Kök: DH!NKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | |
Diğer Meal: Şimdi siz, bu sözü mü küçümsüyorsunuz ve Allah’ın verdiği rızka O’nu yalanlayarak mı şükrediyorsunuz?
|
56. VAKIA / 82Sure Ayet Sayısı: 96 Kitap Sırası: 56 Nüzul Sırası: 46 Nüzul Yeri: MEKKE | Siz kendi kizb ettiklerinizi, kendinize rızk ediniyorsunuz! | وَتَجْعَلُونَ رِزْقَـكُمْ اَنَّكُمْ تُكَذِّبُونَ | .82 | 82 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
tec'alûne Kök: CA:LKelime: calFiil, 2.nci, Eril, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam: Yaratmak, halk. Almak. İş işlemek. Yapmak.
1.Tafak ve ahz (inşâ ve ikbal) manasına; bir işi işlemeğe müteveccih olup başlamak ve işler olmak.
2. Halketmek, yaratmak.
3. Kavl ve irsal.
4. Tehiyye ve tesviye (tanzim ve düzeltme).
5. Takdir.
6. Tebdil.
7. Bir şeyi bir şeye dahil etmek.
8. Bir şeyi kalbe ilka ve İlham eylemek.
9. İtikat.
10. Tesmiye.
11. Bir şeyi diğer bir şeyden icad ve tekvin.
12. Bir şeyi bir sıfat ve haletten diğer bir sıfat ve halete döndürmek, kılmak, tasyir.
13. Bir nesne üzerine hükmeylemek gerek hak ve gerek batıl olsun - vaz'eylemek bir hususu bir kimse ile bir vecih üzere şartlaşmak ve azv ve nisbet eylemek ve hükm-ü şer'i.
rızkakum Kök: RZK:Kelime: rızkİsim, Eril Kelime Anlam: Allah'ın herkese lütuf ve kısmet ettiği ve bekaya sebeb olan nimet. Yiyip içecek şey. Maddi manevi ihtiyaca lazım nimet. // (rızık: doyuran, beslenen, eklenen varlık demek.)
ennekum Kök: harfKelime: enneKelime Anlam: Şart edatı. her nerede … se/sa; her nereye … se/sa; her neresi … se/sa Kelime Anlam: İsim cümlesinin manasını masdara çevirir. “enne” tercüme edilirken; “-olduğunu, -dığını” olarak tercüme edilir. Te’kid yani pekiştirme harfidir. Cümle başında gelmez. “enne”nin ismi, “mansub”; haberi merfu olur.
tukezzibûne. Kök: KZ!BKelime: kizbFiil, TEF'İL Kalıbı, 2.nci, Eril, Çoğul, Geniş Zaman Kök Anlam: ✦ Yalan söylemek. Uydurmak.
✦ Yalan. Uydurma, asılsız söz. Kelime Anlam: ✦ Yalan söylemek. Uydurmak.
✦ Yalan. Uydurma, asılsız söz. | | | | |
|
56. VAKIA / 83-84-85Sure Ayet Sayısı: 96 Kitap Sırası: 56 Nüzul Sırası: 46 Nüzul Yeri: MEKKE | Artık keşke boğaza iblağ olduğunda… siz, izin hiynine nazar etseydiniz!
BİZ, ona sizden daha karibiz... fakat siz basar edemezsiniz. | فَلَوْلَٓا اِذَا بَلَغَتِ الْحُلْقُومَۙ | .83 | 83 |
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
lev Kök: harfKelime: levKelime Anlam: Şart Edatı (Harf-i Cer). Eğer … se/sa anlamındadır.
Genellikle mazi fiiller ile kullanılır. Geçmiş zamanda gerçekleşmemiş bir eylemi ifade eder.
Bazen gerçekleşmesi imkansız olan istekleri ifade için kullanılır.
la Kök: harfKelime: laKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder.
izâ Kök: harfKelime: izaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Birden bire. / Bir de bakılır ki. Kelime Anlam: Şart edatı. Eğer … se/sa.
Belirli bir vakti ifade eden şart edatıdır. Gerçekleşmesi kesin olan hususlarda kullanılır. Cümleye kesinlik anlamı katar.
Mazi fiille birlikte kullanılırsa geniş zaman anlamı katar.
Cümlenin başında yer alır.
Olumsuz şart cümlesi olarak kullanılmak istendiğinde لَمْ ile beraber kullanılır.
belegatil Kök: BLG:Kelime: belğFiil, 3.ncü, Dişil, Tekil, Geçmiş Zaman
hulkûme. Kök: HLK:Kelime: hulkum ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam: İnsan veya hayvan boğazı. Ağızdan mideye giden yol. | | | | | | وَاَنْتُمْ ح۪ينَئِذٍ تَنْظُرُونَۙ | .84 | 84 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
entum Kök: zamirKelime: entumZamir
hîne Kök: HYNKelime: hiynİsim, Eril Kelime Anlam: Vakit. Bir süre. Sırasında. Aynı sırada. Esnasında, sürerken. O zamanda.
izin Kök: harfKelime: izinKelime Anlam: "Hem, vakt, yevm, hiyn" gibi kelimelerden sonra ek olarak kullanılır.
Mesela: Hiyne izin: O vakit ki. Yevme izin: O gün ki, kelimelerinde olduğu gibi.
// Mazi fiillerinden evvel "iz" gelirse: İz kuntu muallimen: Muallim olduğum zaman manasına geliyor. (iz) Yazılmasa manası, muallim idim olur. //
tenzurûne. Kök: NZ:RKelime: nazaraFiil, 2.nci, Eril, Çoğul, Geniş Zaman | | | | | | وَنَحْنُ اَقْرَبُ اِلَيْهِ مِنْكُمْ وَلٰـكِنْ لَا تُبْصِرُونَ | .85 | 85 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
nahnu Kök: zamirKelime: nahnuZamir Kelime Anlam:
akrabu Kök: K:RBKelime: akrabİsim, Eril, Tekil
ileyhi Kök: harfKelime: ilaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, -e doğru, -e kadar / Sona eriş, bitiş içindir.
minkum Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
lâkin Kök: harfKelime: lakinKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (bunun aksine) “fakat”, “ancak” manasına gelir.
la Kök: harfKelime: laKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder.
tubsırûne. Kök: BS:RKelime: besaraFiil, İF'AL Kalıbı, 2.nci, Eril, Çoğul, Geniş Zaman | | | | |
Diğer Meal: Can boğaza geldiğinde, onu geri döndürsenize! Oysa siz o zaman bakıp durursunuz. Biz ise ona sizden daha yakınız. Fakat siz göremezsiniz.
|
56. VAKIA / 86-87Sure Ayet Sayısı: 96 Kitap Sırası: 56 Nüzul Sırası: 46 Nüzul Yeri: MEKKE | Eğer siz, medinler gayrısında iseniz… eğer siz sadık iseniz… onu rücu ettirseniz ya! | فَلَوْلَٓا اِنْ كُنْتُمْ غَيْرَ مَد۪ين۪ينَۙ | .86 | 86 |
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
lev Kök: harfKelime: levKelime Anlam: Şart Edatı (Harf-i Cer). Eğer … se/sa anlamındadır.
Genellikle mazi fiiller ile kullanılır. Geçmiş zamanda gerçekleşmemiş bir eylemi ifade eder.
Bazen gerçekleşmesi imkansız olan istekleri ifade için kullanılır.
la Kök: harfKelime: laKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder.
in Kök: harfKelime: inKelime Anlam: Şart edatı. eğer …se/sa.
Cümleye ihtimal anlamı katar.
kuntum Kök: KVNKelime: kevnFiil, 2.nci, Eril, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Hudus. Varlık, var olmak. Vücud, alem, kainat. Mevcudiyet.
gayre Kök: G:YRKelime: gayrİsim, Eril Kelime Anlam: Diğer. Başka, başkası. Rakib. Yabancı. Artık. (kıskançlık içerir) (İstisnâ edâtıdır. Başlarına getirildiği kelimeyi nefy yapar.)
medînîne. Kök: DYNKelime: medinİsim, Edilgen, Eril, Çoğul Kelime Anlam: | | | | | | تَرْجِعُونَـهَٓا اِنْ كُنْتُمْ صَادِق۪ينَ | .87 | 87 |
terciûnehâ Kök: RCA:Kelime: raceaFiil, 2.nci, Eril, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam:
in Kök: harfKelime: inKelime Anlam: Şart edatı. eğer …se/sa.
Cümleye ihtimal anlamı katar.
kuntum Kök: KVNKelime: kevnFiil, 2.nci, Eril, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Hudus. Varlık, var olmak. Vücud, alem, kainat. Mevcudiyet.
sadıkîne. Kök: S:DK:Kelime: sadıkİsim, Etken, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Doğru, hakikatli, sadakatlı, dürüst. | | | | |
Diğer Meal: Eğer hesaba çekilmeyecekseniz ve doğru söyleyenler iseniz, onu geri döndürsenize!
|
56. VAKIA / 88-89-90-91-92-93-94Sure Ayet Sayısı: 96 Kitap Sırası: 56 Nüzul Sırası: 46 Nüzul Yeri: MEKKE | Artık,
✦ Ya mukarreblerden olur… ve artık revh ve reyhan ve Naim cenneti (onadır).
✦ Ya yemin ashabından olur… ve artık, "Yemin ashabından sana selam olsun!" (denir ona).
✦ Ya da mükezzib dallerden olur… ve artık ona hamim nüzul olur… ve o, cahime saly edilir! | فَاَمَّٓا اِنْ كَانَ مِنَ الْمُقَرَّب۪ينَۙ | .88 | 88 |
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
emmâ Kök: harfKelime: emmaKelime Anlam: Şart Edatı. Lâkin, ancak şu kadar var ki.
in Kök: harfKelime: inKelime Anlam: Şart edatı. eğer …se/sa.
Cümleye ihtimal anlamı katar.
kâne Kök: KVNKelime: kevnFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Hudus. Varlık, var olmak. Vücud, alem, kainat. Mevcudiyet.
minel Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
mukarrebîne. Kök: K:RBKelime: mukarrebİsim, TEF'İL Kalıbı, Edilgen, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Yakınlaşmış. Yakınlaştırılmış. Yakın. Büyük zât veya padişah gibi kimselere hizmette yaklaşmış olan. | | | | | | فَرَوْحٌ وَرَيْحَانٌ وَجَنَّتُ نَع۪يمٍ | .89 | 89 |
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
ravhun Kök: RVHKelime: ravhİsim, Eril Kelime Anlam: Rahatlık. Rahmet ve kolaylık. Serin serin esen rüzgârın gövdeye dokunmasiyle verdiği serinlik ve sefa. Koklamak.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
reyhânun Kök: RVHKelime: reyhanİsim, Eril Kelime Anlam: Hoş güzel koku. Rızık ve maişet, rahmet. Ekin yaprağı. Fesleğen denilen kokulu bir ot.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
cennetu Kök: CNNKelime: cennetİsim, Dişil Kelime Anlam: Etrafı çevrilerek ve kapatılarak korumaya alınmış bahçe.
naîmin. Kök: NA:MKelime: naimİsim, Eril Kelime Anlam: Bol miktardaki nimet. Bolluk ve bahtiyarlık içinde yaşayış. Nizam-ü hal ve mal. Cennet'in sekiz kısmından dördüncü tabakası. // Taze, körpe. Kılçıksız, yumuşak, kemiksiz. Etli sebze. | | | | | | وَاَمَّٓا اِنْ كَانَ مِنْ اَصْحَابِ الْيَم۪ينِۙ | .90 | 90 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
emmâ Kök: harfKelime: emmaKelime Anlam: Şart Edatı. Lâkin, ancak şu kadar var ki.
in Kök: harfKelime: inKelime Anlam: Şart edatı. eğer …se/sa.
Cümleye ihtimal anlamı katar.
kâne Kök: KVNKelime: kevnFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Hudus. Varlık, var olmak. Vücud, alem, kainat. Mevcudiyet.
min Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
ashâbil Kök: S:HBKelime: ashabİsim, Eril, Çoğul
yemîni. Kök: YMNKelime: yeminİsim, Eril Kelime Anlam: Kasem. Yemin, and. Mübarek. Sağ, sağ taraf, sağ el. Sözü Allah'ı zikrederek kuvvetlendirmek. El tutuşarak, Allah'a bağlılıklarını bildirerek, Allah'a ve birbirlerine söz vererek ahitleşmek. Fık: Zevcesi ölmüş er. | | | | | | فَسَلَامٌ لَكَ مِنْ اَصْحَابِ الْيَم۪ينِ | .91 | 91 |
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
selâmun Kök: SLMKelime: selamİsim, Eril Kelime Anlam: (Sıfat) Selamet. Emniyet. Barış. Huzur. Esenlik. Rahatlık. Bütün korktuklarından emin olma. Salim olma. / Gelip geçici olmama. / Aşina, bilindik. / Söz veya işaretle nezaket gösterme, esenlik dileme, merhaba. / Silm olarak isimlenen kavramın Allah’tan izharına ve ikramına selam denir. Bu nedenle selam Allah’tır ve Selam Allah’tandır.
Es Selam : Herşeyinde bir selam, bir rahatlık, bir esenlik var demektir.
Kuddüsüs Selam; takdis edildiği zaman rahatlık temin edilir. Hastalığın arkasından hissedilen rahatlık gibi.
leke Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
min Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
ashâbil Kök: S:HBKelime: ashabİsim, Eril, Çoğul
yemîni. Kök: YMNKelime: yeminİsim, Eril Kelime Anlam: Kasem. Yemin, and. Mübarek. Sağ, sağ taraf, sağ el. Sözü Allah'ı zikrederek kuvvetlendirmek. El tutuşarak, Allah'a bağlılıklarını bildirerek, Allah'a ve birbirlerine söz vererek ahitleşmek. Fık: Zevcesi ölmüş er. | | | | | | وَاَمَّٓا اِنْ كَانَ مِنَ الْمُكَذِّب۪ينَ الضَّٓالّ۪ينَۙ | .92 | 92 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
emmâ Kök: harfKelime: emmaKelime Anlam: Şart Edatı. Lâkin, ancak şu kadar var ki.
in Kök: harfKelime: inKelime Anlam: Şart edatı. eğer …se/sa.
Cümleye ihtimal anlamı katar.
kâne Kök: KVNKelime: kevnFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Hudus. Varlık, var olmak. Vücud, alem, kainat. Mevcudiyet.
minel Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
mukezzibîned Kök: KZ!BKelime: mukezzibİsim, TEF'İL Kalıbı, Etken, Eril, Çoğul Kök Anlam: ✦ Yalan söylemek. Uydurmak.
✦ Yalan. Uydurma, asılsız söz. Kelime Anlam: ✦ Tekzib eden. Yalanlayan, yalan çıkaran.
dâllîne. Kök: D:LLKelime: dallİsim, Etken, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Kendine özüne geri dönüş yolunda kaybolan. Kur'ân ve imân yolundan sapan. Sapkın. Şaşkın. Azan. Azıcı, azdırıcı. Dalalette olan. | | | | | | فَنُزُلٌ مِنْ حَم۪يمٍۙ | .93 | 93 |
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
nuzulun Kök: NZLKelime: inzalİsim Kelime Anlam: İndirme. İndirilme. Nüzul ettirme. / Birden bire inme. / Tenasül aletinden meninin çıkması.
min Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
hamîmin. Kök: HMMKelime: hamimİsim, Eril, Tekil Kelime Anlam: Çok sıcak ve çok kızgın nesne (bilhassa su). / Çok yüksek enerjili madde yada ışınım. / Yakın hısım, soy sop. / Samimi arkadaş. / Kâmus'ta anlatıldığı üzere "soğuk su" mânâsına da gelir. Bu kelime, iki zıt mânâyı ifade eden kelimelerdendir. Zira soğuk kaynak suyu sıcakta buğulanır. | | | | | | وَتَصْلِيَةُ جَح۪يمٍۙ | .94 | 94 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
tasliyetu Kök: S:LYKelime: tasliyeİsim, TEF'İL Kalıbı, Dişil, İsim Fiil Kök Anlam: ✦ Ateşe girmek.
✦ Tutuşturmak.
✦ Ateşte pişirmek, kızartmak.
✦ Sıkıntı çekerek yanmak.
cahîmin. Kök: CHMKelime: cahimİsim, Dişil Kelime Anlam: Çok sıcak yer. Şiddetli ve kat kat birbiri üzerine yanan ateş. Çukur yerde yanan ateş. Cehennem'in bir tabakası. | | | | |
Diğer Meal: Fakat (ölen kişi) Allah’a yakın kılınmışlardan ise, ona rahatlık, güzel rızık ve Naîm cenneti vardır. Eğer Ahiret mutluluğuna ermiş kişilerden ise, kendisine, “Selâm sana Ahiret mutluluğuna ermişlerden!” denir. Ama haktan sapan yalancılardan ise, işte ona da kaynar sudan bir ziyafet vardır. Bir de cehenneme atılma vardır.
|
56. VAKIA / 95Sure Ayet Sayısı: 96 Kitap Sırası: 56 Nüzul Sırası: 46 Nüzul Yeri: MEKKE | Muhakkak budur... kesinlikle hakk el-yakin budur! | اِنَّ هٰذَا لَهُوَ حَقُّ الْيَق۪ينِۚ | .95 | 95 |
inne Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
hâzâ Kök: harfKelime: hezeKelime Anlam:
le Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
huve Kök: zamirKelime: huveZamir Kelime Anlam: Munfasıl zamir. III. Şahıs
hakkul Kök: HK:K:Kelime: hakkİsim, Eril Kelime Anlam: Batılın zıddı. Gerçek. Her sabit ve doğru olan şey. Adalet. Herkesin meşru olan salahiyeti, iktidarı, bir şey üzerindeki malikiyyeti. Dava ve iddia. Hakikate uygunluk. Pay, hisse. Münasib. Vukuu vacib, geleceği şüphesiz olan. Yapacağını yalansız yapan kimse.
El Hakk : Doğruluk fiili.
yakîni. Kök: YK:NKelime: yakinİsim, Eril, Tekil, Sıfat Kelime Anlam: Sabit olmak, durulmak, sükûnete kavuşmak. / Vâkıadan edinilen bilgi, / Sabit inanış, / Kanaat / Şüphe ve tereddütten sonra ulaşılan kesinlik / Şüphesiz, sağlam ve kat'i olarak bilmek. | | | | |
Diğer Meal: Şüphesiz bu, kesin gerçektir.
|
56. VAKIA / 96Sure Ayet Sayısı: 96 Kitap Sırası: 56 Nüzul Sırası: 46 Nüzul Yeri: MEKKE | Artık azim Rabbini adına, sebbih et! 2.nci tekrar. | فَسَبِّـحْ بِاسْمِ رَبِّكَ الْعَظ۪يمِ | .96 | 96 |
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
sebbih Kök: SBHKelime: sebbihFiil, TEF'İL Kalıbı, 2.nci, Eril, Tekil, Emir Kelime Anlam: İdrak hali ile açıkça ve net olarak beyan etmek. / Noksansızlığına... Yerli yerindeliğine (evvelde ve ahirde ve zahirde ve batında)… Tam olması gerektiği gibi olduğuna… inanmak ve ikna olmak. Bunların idrakinde olmak ve beyan etmek. (Kavramsal olarak Allah'a özgüdür!)
bi Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
smi Kök: SMVKelime: adınaİsim, Eril Kelime Anlam: Onun yetkisi ile. Vekil olarak.
rabbikel Kök: RBBKelime: rabbİsim, Eril Kelime Anlam: Yetiştiren, eğiten. Terbiye eden. Vicdan.
azîmi. Kök: A:Z:MKelime: azimİsim, Eril, Tekil, Sıfat Kelime Anlam: Azimet eden. Gidici. // Büyük. Yüce. Çok ileri. Ç: İzam, Uzema'
El Azim : Mutlakiyet, mutlak yapmak, olmak fiili. Biz de azmimizde ALLAH'ın azmi ile beraberiz. Bazen duymayız, gafil oluruz. Daima hassas olmak icab eder. AZAMETLİ OLAN | | | | |
Diğer Meal: Öyleyse yüce Rabbinin adını tesbih et.
|