İçeriğe geç
KÖK Ara:
KELİME Ara:
ANLAM içinde Ara:
❝ A:DV ❞ kökünden türeyen kelimeler... 11 Kayıt Listeleniyor.
Aynı Kökten Türeyen:Adv xoxox Adavet Âdiye Âdiyât Aduvv A'da Eadi Adva Advan Muteaddi Muteadi Mu'ted Mu'tedî Udva' Udvan
Adv
xoxox
ع د و A:DV

Koşmak. Hızla ilerlemek (özellikle at ve deve gibi binekler için kullanılır ve saldırganlık içerir).
Düşmanlık etmek. Haddi aşmak. Saldırmak. Zalim.
Hazırlamak. Yayılmak. Salgın hastalığın hızla yayılması.
Uzaklık, mesafe (hem konum için hem de ilişkiler için).

Adavet
ع د و A:DV

Husumet, düşmanlık. Kin. buğz. Garaz. (zıttı; muhabbet)
Hızla koşmak, seyirtmek (at ve deve gibi binek hayvanlar için).
Daima muharebeye koşup hücum eden topluluk (çoğul).
Uzaklık.

DuruMeal'de toplam 6 kayıtta geçiyor.
Çğl.ÂdiyeÇğl.Âdiyât
Aduvv
ع د و A:DV

Düşman, hasım. Zalim.
Haddi aşan.

DuruMeal'de toplam 60 kayıtta geçiyor.
Çğl.A'daÇğl.Eadi
Adva
ع د و A:DV

Hastalık başkasına bulaşmak.

Advan
ع د و A:DV

Çok koşan. Koşuşturan.

Muteaddi
ع د و A:DV

Başkasının hakkına tecavüz eden, saldıran, sataşan.
Gr: Lâzım fiilinin mukabili. Geçişli fiil. (Anlatmak, düşündürmek gibi)

Muteadi
ع د و A:DV

Düşmanlık eden, adavet eden.

Mu'ted
ع د و A:DV

Düşmanlık eden. Zâlim kimse.

DuruMeal'de toplam 9 kayıtta geçiyor.
Mu'tedî
ع د و A:DV

Sesini yükselten.
Haddini aşan, tecâvüz eden. Zâlim.

Udva'
ع د و A:DV

Uzak, mesafeli yer.
Kuru, sert yer. Üzerine oturulduğunda rahat olmayan yer.
Evin uzak olması.

DuruMeal'de toplam 1 kayıtta geçiyor.
Udvan
ع د و A:DV

Düşmanlık, haksızlık, zulüm.

DuruMeal'de toplam 7 kayıtta geçiyor.
2. BAKARA / 36

Şeytan, o ikisini oradan zelle etti... ve ardından onları, içinde oldukları şeyden ihrac etti.
BİZ dedik ki:
"Bazınız bazınıza (birbirinize) aduvv olarak hebt olun!
Müstekarr ve metalanma, bir hiyne kadar sizin için arzdadır!"

2. BAKARA / 61

Siz demiştiniz ki:
"Ey Musa!
Biz vahid taama sabır edemeyiz. Bizim için Rabbini davet et... arzda nebat ettiği şeylerden bize ihrac etsin; bakl (sebze) ve aksee (kabak) ve füvm (sarımsak, buğday) ve ades (mercimek) ve basal (soğan)."

O dedi ki:
"O hayr olan ile... o edna olanı bedellendirmemi mi istiyorsunuz!?
Mısıra hebt olun!...
Artık muhakkak size, sual ettikleriniz kesinlikle vardır."

Onlara zillet ve meskenet darb edildi. ALLAH'tan gazab ile beva oldular. Bu, onların ALLAH'ın ayetlerine kafir olmaları ve Nebileri hakk gayrısında katl etmeleri iledir. Bu, isyan etmeleri ve düşmanlık etmiş olmaları iledir.

2. BAKARA / 65-66

Kendinizden, cumartesi gününe düşmanlık edenlere, BİZ'im onlara:
"Hasii maymunlar olun!" dememizle... elbette kat'iyyetle alim olmuştunuz!

Artık BİZ bunu, elinin arasında olanlar ve halfinde olanlar için nekal... ve muttakiler için meviza kıldık.

2. BAKARA / 85-86

Sonra siz, işte busunuz!
Nefslerinizi katl ediyorsunuz!...
ve sizden feriki, diyarlarından ihrac ediyorsunuz!...
Onlara ism ve düşmanlık ile tezahür ediyorsunuz!...
ve esirler verirlerse fidyeleşiyorsunuz.
Onları ihrac etmek, size haram edilendi!

Kitabın bazı (kısmına) iman ediyorsunuz da, bazı (kısmına) kafir misiniz!? Artık sizden buna fail olanların cezası... dünya hayatında hizy olmaktan başka değildir!

Kıyamet yevminde, onlar azabın en şedidine redd edilirler.
ALLAH, amel ettiklerinize gafil değildir.
İşte onlar, ahiret ile dünya hayatı iştira edenlerdir. Artık onlardan azab hafifletilmez ve de onlara nasr edilmez.

2. BAKARA / 97

Cebraile düşman olan kimselere de ki:
"Muhakkak o, onu…
onların elinin arasında olana musaddık olarak...
ve huda olarak...
ve mu'minler için buşra olarak...
senin kalbine ALLAH'ın izniyle inzal etti."

2. BAKARA / 98

ALLAH'a
ve onun meleklerine
ve onun Rasullerine
ve Cebraile
ve Mikaile
düşman olan kimse…
artık muhakkak ki ALLAH, kafirlere düşmandır.

2. BAKARA / 168-169

Ey nas!
arzdaki helal, tayyib olanlardan...
şeytanın hatvelerine tabi olmadan…
yeyin!
Muhakkak o, sizin için mübin düşmandır. Muhakkak o size, ancak, sui ve fahiş ile... alim olmadığınız şeyleri ALLAH'a kavil etmenizi emir eder.

2. BAKARA / 178-179

Ey iman edenler!
Katl hakkında, kısas üzerinize ketb edildi!
hürr ile hürr!
abd ile abd!
dişi ile dişi!

Kendisine onun kardeşinden bir şey afv edilen kimse... artık o, marufa tabi edilir... ve ona ihsan ile eda edilir.
Bu, Rabbinizden tahfif ve rahmettir!

Artık, bundan sonra... düşmanlık eden kimse... artık elim azab onadır!
Eyy lübb sahibleri!...
Hayat, sizin için kısastadır!... umulur ki ittika edersiniz.

2. BAKARA / 190

Size kıtal edenlere... ALLAH sebilinde, muted olmadan kıtal edin!
Muhakkak ki ALLAH, mutedlere muhabbet duymaz.

2. BAKARA / 193

Fitne olmayıncaya kadar...
ve din ALLAH için oluncaya kadar onlarla kıtal edin!
Eğer kendilerini nehy ederlerse… artık düşmanlık, sadece, zalimler üzredir!

2. BAKARA / 194

Haram ay, haram ay iledir (karşılıktır)!
Haramlar kısas(a tabi)dır!
Size düşmanlık eden kimse… artık ona, size düşmanlık ettikleri şeyin misli ile düşmanlık edin!

ALLAH'a ittika edin!
ALLAH'ın muttakilerle beraber olduğuna alim olun!

2. BAKARA / 208-209

Ey iman edenler!
Kaffeten silme dahil olun!
ve Şeytanın hatvelerine tabi olmayın! Muhakkak o, sizin için mübin düşmandır.

Size beyyine kılınan şeylerin ardından zelle olursanız… artık alim olun ki… ALLAH, azizdir, hakimdir.

2. BAKARA / 229

Boşanma iki merredir... artık ondan sonra, maruf ile imsak edin veya ihsan ile tesrih edin.

Onlara verdiğiniz şeylerden ahz etmeniz size helal değildir. ALLAH'ın hududuna ikame edemeyeceklerinden korkmaları müstesna.
Eğer siz de, onların ALLAH'ın hududunu ikame edemeyeceklerinden korkarsanız... artık, kadının fidye vermesinde o ikisine cünah yoktur.

İşte bunlar, ALLAH'ın hudududur... artık bunlara düşmanlık etmeyin.

ALLAH'ın hududuna düşmanlık eden kimse... artık işte o, o zalimlerdendir.

2. BAKARA / 231

Kadınları talak ettiğinizde... ve ardından ecelleri baliğ olunca... artık onları maruf ile imsak edin... veya maruf ile serh edin.

Düşmanlık etmek için darr ederek onları imsak etmeyin!... buna fail olan kimse... artık kendi nefsine kat'iyyetle zalim olmuştur!

ALLAH'ın ayetlerini hüzüv ittihaz etmeyin!
ALLAH'ın üzerinizdeki nimetini...
ve size vaaz etmek için kitabtan ve hikmetten size inzal ettiği şeyi...
zikir edin!

ALLAH'a ittika edin!
Muhakkak ki ALLAH'ın herşeye alim olduğuna... alim olun!

3. ALİ İMRAN / 103

ALLAH'ın habline cemian mu'tasım olun!
Tefrik olmayın!
ALLAH'ın üzerinize nimetini zikir edin!

Siz düşman olmuştunuz da ardından kalblerinizin arasına ülfet etmişti... ve ardından onun nimeti ile kardeş oluvermiştiniz. Nardan bir hufrenin (çukur) (şefe) kenarında idiniz ve ardından sizi ondan inkaz etmişti.

Böyledir!...
ALLAH, ayetlerini size beyan eder... umulur ki ihtida olursunuz.

3. ALİ İMRAN / 112

ALLAH'tan habl ile ve nasdan habl ile olmadıkları sürece... nerede sekf olurlarsa olsunlar!... zillet onların üzerine darb edildi!
ALLAH'tan gazab ile beva oldular!
Miskinlik onların üzerlerine darb edildi!
Bu... muhakkak onların,
ALLAH'ın ayetlerine kafir olmuş olmalarındadır!...
ve Nebileri hakk gayrısında katl etmiş olmalarındandır!
Bu...
isyan ettikleri şey iledir...
ve düşmanlık ediyor olmalarındandır!

4. NİSA / 14

ALLAH'a ve Rasulüne asi olan ve O'nun hududuna düşmanlık eden kimse… onu, orada ebedi olacakları nara dahil eder. Ona muhin azab vardır.

4. NİSA / 30

Düşmanlık ve zulüm ile buna fail olan kimse… artık onu, yakında nara saly edeceğiz.
Bu, ALLAH'a yesir olandır.

4. NİSA / 45

ALLAH… veliy olarak ALLAH'a kafi olarak… ve nasır olarak ALLAH'a kafi olarak... sizin düşmanlarınıza alimdir.

4. NİSA / 92

Bir mü'minin, bir mü'mini öldürmesi... hata ile olması dışında... olamaz!
Hata ile bir mü'mini katl eden...
tasadduk ettiklerinin dışında, ehline müsellem diyet (ödeyerek) bir mü'min rakabeyi tahrir etsin!
Eğer, (maktul) size düşman bir kavimden ve de bir mü'min ise... ardından, mü'min bir köle tahrir etsin!
Eğer sizinle kendileri arasında misak olan bir kavimden ise... ardından, ehline müsellem diyet (ödeyerek) mü'min bir rakabe tahrir etsin!
Bunları mevcud edemeyen, ALLAH'tan tevbe olarak, mütetabi iki ay oruç tutsun!
ALLAH, alim, hakim olandır.

4. NİSA / 101

Arzda darb ediyorken eğer kafirlerin fitnesinden korkuya düşerseniz… salattan kasr etmeniz, size cünah değildir.
Muhakkak kafirler, sizin için mübin düşman olmuştur.

4. NİSA / 154

Misakları ile… Tur'u onların fevkine ref ettik.
Onlara, "Sacidlerin babından dahil olun" dedik.
Onlara, "Cumartesi konusunda düşmanlık etmeyin" dedik.
Onlardan galiz bir misak ahz ettik.

5. MAİDE / 2

Ey iman edenler!
ALLAH'ın şiarına...
ve haram aya...
ve hedyeye...
ve kıladelere...
ve Rabblerinden fazl ve rıdvan ibtiga ederek Beyt-i Haram'a iman edenlere...
halel getirmeyin.

Helal olduğunuzda (ihramdan çıktığınızda), artık sayd edebilirsiniz.
Sizi Mescid-i Haram'dan sadd etmelerinden... düşmanlıklarından ötürü kavme karşı olan şaniniz, sakın ola size cürüm işletmesin!
Birr ve takva üzere avn edişin.
İsm ve düşmanlık üzre avn edişmeyin!
ALLAH'a ittika edin.
Muhakkak ki ALLAH'ın, ikabı şedidtir.

5. MAİDE / 14

"Biz nasraniyiz" diyen kimselerden misak ahz etmiştik. Onlar kendilerine zikir ettirilen şeyden hazz duymayı unuttular.
Ardından, aralarında, kıyamet yevmine kadar, düşmanlığı ve buğzu igrav ettik.

ALLAH, sanat ettikleri şeyleri onlara haber verecek!

5. MAİDE / 62

Onlardan çoğunun, ismde ve düşmanlıkta ve suht yemekte seri olduklarını görürsün.
Amel etmiş oldukları şey, elbette beistir.

5. MAİDE / 64

Yahudiler, "ALLAH'ın eli magluldur" dediler.
Kavil ettikleri ile kendi elleri gall edildi ve lanetlendiler.
Bilakis!
O'nun eli mebsuttur. Nasıl dilerse infak eder.
Rabbinden sana inzal edilen şey, onlardan kesirinin tuğyanını ve küfrünü, elbette ziyade edecektir.
BİZ, onların arasına, kıyamet yevmine kadar düşmanlık ve buğz ilka ettik.
Harb için nar vakd ettikleri bütün kerreler, ALLAH onu itfa etmiştir.
Onlar arzda fesad say ederler.
ALLAH, müfsidlere muhabbet duymaz.

5. MAİDE / 78

İsrailoğullarından kafirler, Davud'un ve Meryem oğlu İsa'nın lisanıyla lanetlenmiştir!
Bu, onların isyan ettikleri ve düşmanlık etmiş oldukları şeyler iledir.

5. MAİDE / 82

İman edenlere de... şirk içinde olanlara da... düşmanlıkta nasın en şedidi olarak...
Yahudilere...
vecd olursun.
İman edenlere meveddet olarak en karib olanların
"muhakkak biz nasraniyiz!"
diyenlere vecd olursun.
Bu,
- onlardan kıssisler ve ruhbanlar olması iledir...
- ve onların istikbar etmemesi iledir.

5. MAİDE / 87

Ey iman edenler!
ALLAH'ın size helal ettiği tayyib olanları haram etmeyin ve de muted olmayın!
Muhakkak ki ALLAH, mutedlere muhabbet duymaz.

5. MAİDE / 91

Muhakkak şeytan, hamr ve meyser ile aranıza düşmanlık ve buğz vaki etmek ve ALLAH'ı zikir etmekten ve salattan sizi sadd etmek irade eder. Artık kendinize nehy ettiniz değil mi!?

5. MAİDE / 94

Ey iman edenler!
ALLAH, ellerinizin ve mızraklarınızın nail olacağı sayddan şey ile gayb ile kimin korktuğuna ALLAH'ın alim olması için kesinlikle sizi belv eder ve size remh eder.
Bundan sonra düşmanlık eden kimse... artık ona elim azab vardır.

5. MAİDE / 107

Ardından, eğer, o ikisinin ism hakk etmeye meyilli olduklarına asr olunursa, ardından, kendilerine evla olmasını hakk etmeye meyilli olanlardan başka iki kişi, onların makamlarına kaim olur.
Ardından ALLAH'a kasem ederler:
"Kesinlikle şahadetimiz, onların şahadetinden hakktır. Biz düşmanlık etmeyiz. Muhakkak o zaman elbette zalim kimselerden oluruz."

6. ENAM / 108

Onların, ALLAH'ın gayrısından davet ettiklerine sebb etmeyin... sonra onlar da ilmin gayrısında, düşmanca ALLAH'a sebb ederler.

Böyledir!...
Bütün ümmete, kendi amellerini ziynetledik.
Sonra, mercileri Rabblerine olacaktır... ve ardından O, amel etmiş oldukları şeyler ile onlara haber verecektir.

6. ENAM / 112-113

Böyledir!...
Nebilerin hepsi için ins ve cinn şeytanları aduvv kıldık.
Bazısı bazısına (onlar birbirine),
ahirete iman etmeyenlerin fuadlarının kendilerine meyletmesi için…
ve kendilerinden razı olmaları için…
iktiraf edenlerin iktiraf etmeleri (emek çekerek günah kazanmak) için…
garr olarak, zuhruf kaviller vahy ederler. Şayet Rabbin dileseydi, buna fail olamazlardı.
Artık onları iftira ettikleri şeylere vezr et.

6. ENAM / 119

Ne oluyor size!?
Muztar olmanız dışında... size haram kıldığı şeyler size kat'iyyetle tafsil edilmişken!... üzerine ALLAH'ın ismi zikir edilenlerden yemiyorsunuz!?
Muhakkak onların çoğu, ilmin gayrısında hevalarına uymakla dalalete düşüyorlar.
Muhakkak ki Rabbin... O, mutedlere alimdir.

6. ENAM / 141-142

Arşı olan ve arşı olmayan cennetleri inşa eden O'dur... ve muteşabih olarak; hurmayı ve üküllerinden muhtelif ziraati ve zeytini ve narı... ve müteşabih gayrısında olanları...!
ve enamdan hamil olanları ve firaş yapılanları…!

Semere verdiğinde semeresinden yeyin ve hasad yevminin hakkını verin.
İsraf etmeyin!
Muhakkak ki O, müsriflere muhabbet duymaz.

ALLAH'ın sizi rızıklandırdığı şeylerden yeyin. Şeytanın hatvelerine tabi olmayın. Muhakkak o, sizin için mübin aduvvdur.

7. ARAF / 22

Ardından onları, garr ile dalalete düşürdü!
Ardından şecerenin zevkine (tadına) vardıklarında... o ikisinin sui olanları ibda oldu. Cennet varağından kendilerini hasf etmeye tafk ettiler.

Rabbleri o ikisine nida etti:
"Sizi şu şecereden nehy etmedim mi BEN!
Muhakkak şeytan sizin için mübin aduvvdur... demedim mi size!?"

7. A'RAF / 24-25

Dedi ki:
"Bazınız, bazınıza (birbirinize) aduvv olarak hebt olun!
Mustekarr ve metalanma, bir hiyne kadar arzda sizin içindir!"

Dedi ki:
"Orada hayy olacaksınız!...
ve orada mevt olacaksınız!...
ve oradan ihrac olacaksınız!"

7. ARAF / 55

Tazarru ederek ve hafi olarak Rabbinizi davet edin.
Muhakkak ki O, mutedlere muhabbet duymaz.

7. ARAF / 129

Dediler ki:
"Sen bize gelmeden de… sen bize geldikten sonra da bize eza edildi."
Dedi ki:
"Gerekir ki (belki)… Rabbiniz düşmanınızı helak eder... ve arzda sizi istihlaf eder.
Artık O, nasıl amel ettiğinize nazar edecektir!"

7. ARAF / 150

Musa, kavmine, gazaba ve esefle rücu ettiğinde, dedi ki:
"Benden sonra, halefimde ne beis işlediniz! Rabbinizin emrine acele mi ettiniz!"
Levhaları ilka etti ve kardeşinin reisini ahz etti. Onu kendine cerr etti. Dedi ki:
"Anamın oğlu!
Muhakkak kavim istizaf oldu. Neredeyse beni katl ediyorlardı. Artık düşmanları bana şemate ettirme! Beni zalim kavim ile beraber kılma!"

7. ARAF / 163

Onlara, bahra hazır olan karyeden sual et.
Cumartesi gününde düşmanlık etmişlerdi.
Onların sebt oldukları yevmde hutlar (balık) şerr ederek gelmişti. Sebt olmadıkları yevmde ise gelmemişti.

Böyledir!...
Fasık olmuş oldukları şeyler ile onları belv ediyorduk.

8. ENFAL / 42

Siz udvanın dünyasında idiniz. Onlar udvanın kusvasında idiler. Rekb ise sizden daha sefilde idi.
Şayet vaad edişmiş olsanız, miadınızda elbette ihtilafa düşerdiniz.
Fakat, ALLAH'ın emri kaza etmesi içindir. Helak olanın, beyyinelerle helak olması için ve hayy olanın beyyinelerle hayy olması için mef'ul olmuştur.
Muhakkak ki ALLAH, kesinlikle semidir, alimdir.

8. ENFAL / 60

Onlar için, kuvvetten istitaat ettiğiniz kadar, ribat haylden idad edin.
ALLAH'ın düşmanını
ve kendi düşmanınızı
ve onların gayrısından sizin alim olmadığınız, ALLAH'ın alim olduğu başkalarını bununla irhab edersiniz.
ALLAH sebilinde infak ettiğiniz şeyler, size vefa edilir. Zulme uğramazsınız.

9. TEVBE / 10

Mü'minler hakkında, illiyetle rakib olamazlar ve de zimmet etmezler.
İşte onlar… onlar, muted olanlardır.

9. TEVBE / 83

Artık eğer ALLAH seni onlardan bir taifeye rücu ederse ve ardından huruc etmek için senden izin isterlerse, de ki:
"Siz benimle beraber ebediyyen ihrac olmayacaksınız. Benimle beraber düşmanla kıtal etmeyeceksiniz. Muhakkak siz, kuud etmeye evvel merrede razı olmuştunuz. Artık half olanlarla beraber kuud edin!"

9. TEVBE / 114

İbrahim'in, babası için istiğfar etmesi, yalnızca ona vaad ettiği vaadinden başka değildi.
Ardından kendisine, onun ALLAH'a aduvv olduğu beyan olunduğunda, ondan beri oldu.
Muhakkak İbrahim, evvahtı, halimdi.

9. TEVBE / 120

Medine ehline ve onların havlindeki arablara;
ALLAH Rasulünden half olmaları...
ve onun nefsinden kendi nefslerine rağbet etmeleri...
olamaz.
Bu, kendilerine salih amel ketb edilmesi dışında...
kendilerine ALLAH sebilinde, zeme ve nasab ve mahmasa isabet etmesin...
ve kafirleri gayz edecek mevtıya vatı olmasınlar...
ve aduvvdan bir naile nail olmasınlar...
diyedir.
Muhakkak ki ALLAH, muhsinlerin ecirlerini zayi etmez.

10. YUNUS / 74

Sonra onun ardından, Rasulleri kendi kavimlerine baas ettik… ve ardından onlara beyyineler kıldılar.
Ancak onlar, önceden kendilerine kizb ettirdikleri şeylere iman eden olmadılar!

Böyledir!...
BİZ, düşmanlık edenlerin kalblerini tab ederiz!

10. YUNUS / 90

İsrailoğullarına bahrda cevaz verdik.
Ardından... Firavun ve ordusu, bagy ederek ve düşmanlık ederek, onlara tabi oldu (takib etti).
Hatta... gark olduklarını idrak ettiklerinde dedi ki:
"İsrailoğulları'nın iman ettiğinden başka ilah olmadığına iman ettim. Ben de Müslümanlardanım."

12. YUSUF / 5

Babası:
"Ey oğlum!
Rüyanı kardeşlerine kıssa etme. Yoksa, sana keydle keyd kurarlar.
Muhakkak şeytan, İnsan için mübin düşmandır."

17. İSRA / 53

BANA abd olanlara de ki:
"Ahsen olanı kavil etsinler!"
Muhakkak onların aralarında nezg eden, şeytandır!… muhakkak şeytan, İnsan için mübin düşmandır.

18. KEHF / 28

Vechini irade ederek Rabblerini davet edenlerle birlikte, gadat ve aşiyy ile nefsine sabır et.
Dünya hayatının ziynetini irade ederek... aynın onlara düşmanlık etmesin!
BİZ'i zikir etmekten kalbini gafil kıldığımız...
ve hevalarına tabi olan...
ve emri ifrat olan...
kimseye itaat etme!

18. KEHF / 50

Meleklere;
"Adem'e secde edin"
dediğimizde… iblis dışında hemen secde ettiler.

O, Rabbinin emrine fasık olmak suretiyle cinnlerden oldu.
Siz, BEN'im gayrımda onu ve onun zürriyetini mi veliy ittihaz ediyorsunuz?
Onlar sizin için aduvvdur. Zalimler için ne beis bedeldir!

20. TAHA / 37-38-39

"BİZ sana, başka merrede de, elbette kat'iyyetle menn etmiştik!
Vahyimizi, annene vahy etmiştik:
***Onu sandığın içine kazf et… ve ardından ummana kazf et! ki... ardından umman, onu sahile ilka etsin. BANA düşman olan... ve ona düşman olan, onu ahz edecektir.***
Aynım üzre sanat olman için, sana KENDİMİZDEN muhabbet ilka etmiştim."

20. TAHA / 80

Ey israiloğulları!
Sizi düşmanınızdan kat'iyyetle necat ettik!
Tur'un eymen cenbinde size vaad ettik.
Size menne ve selva inzal ettik.

20. TAHA / 117-118-119

Ardından dedik ki:
"Ey Adem!
Muhakkak bu, sana ve zevcene aduvvdur.
Artık sakın siz ikinizi cennetten ihrac etmesin… yoksa şaki olursun.
Muhakkak orada sana acıkmak yoktur...
ve ara olmak da yoktur.
Muhakkak orada zeme olmak yoktur...
ve dahv olmak da yoktur."

20. TAHA / 123

Dedi ki:
"Bazınız bazınız (birbiriniz) için aduvv olarak oradan cemian hebt olun!
Size BEN'den huda verildiğinde... hemen hudaya ittiba eden kimse... artık o, dall olmaz ve şaki olmaz."

25. FURKAN / 31

Böyledir!...
BİZ, bütün Nebilere… hadiy olarak ve nasır olarak Rabbine kafi olarak (olacak şekilde)… mücrimlerden aduvv kıldık.

26. ŞUARA / 75-76-77-78-79-80-81-82

Dedi ki:
"Sizin ve kadem ata-babalarınızın abd olduğunuz şeyi gördünüz mü?
Artık, muhakkak onlar, benim için aduvvdur.
Rabb-il alemin dışında... O ki:
Beni halk edendir...
ve ardından beni ihda eden O'dur.
Bana taam ettiren ve beni iska eden O'dur.
Marazım olduğunda… ardından şifa veren O'dur.
Beni mevt edecek, sonra hayy edecektir.
Din yevminde; bana, hatama gafur olmasına tama ettiğimdir."

28. KASAS / 8

Ardından, Firavun ailesi... kendilerine aduvv ve hüzün olması için onu iltikat etti.
Muhakkak Firavun ve Haman ve orduları hata etmiş oluyordu.

28. KASAS / 15

Ehlinden gaflet hiyni üzre, medineye dahil oldu.
Orada, birbirini katl etmek üzere olan iki adam mevcudtu. Biri kendi şiasından, diğeri ise düşmanlarındandı. Kendi şiasından olan, düşmandan olana karşı gavs istedi.
Musa onu vekz etti... ve ardından ona kaza oldu.
Dedi ki:
"Bu, şeytanın amelindendir. Muhakkak o, mübin dalalete düşürücü düşmandır."

28. KASAS / 19

Ardından irade edipte... ikisine de düşman olan kimseyi batş ettiğinde,
"Ey Musa!
Dün bir nefsi katl ettiğin gibi, beni de katl etmeyi mi irade ediyorsun? Sen arzda, sadece, cebbar olmayı irade ediyorsun. Sen ıslah edenlerden olmayı irade etmiyorsun."

28. KASAS / 28

Dedi ki:
"Bu, benim ve senin aramızdadır. İki ecelden hangisini kaza edersem, artık bana düşmanlığın yoktur.
ALLAH, kavil ettiğimiz şeye vekildir."

35. FATIR / 6

Muhakkak şeytan, size aduvvdur!... artık siz de onu aduvv olarak ittihaz edin!

Muhakkak o, hizblerini, ancak, seir ashabından olmaya davet eder.

36. YASİN / 60-61-62

"BEN size ahd etmemiş miydim, ey Ademoğulları!...
Şeytana abd olmamanızı;
muhakkak onun sizin için mubin düşman olduğunu;
ve BANA abd olmanızı;
sırat-ı mustakimin bu olduğunu!

Sizin cibilliyetinizin çoğunu elbette kat'iyyetle dall etmişti... akıl etmiyor muydunuz!?"

41. FUSSİLET / 19-20

Yevmde, ALLAH'ın düşmanları nara haşr olur.
Ardından onlar, oraya varıncaya kadar...
işitmeleri...
ve basarları...
ve cildleri...
amel etmiş oldukları şeylere şahid olarak vaa'z ederler.

41. FUSSİLET / 28

Böyledir!...
ALLAH düşmanlarının cezası, nardır.
Onlar için orada, ayetlerimizi cahd etmiş olmalarına ceza olarak, ebedi dar vardır.

41. FUSSİLET / 34-35

Haseneler ve seyyieler istiva olamaz… Ahsen şekilde onu def et! Artık o zaman, seninle onun arasında ki düşmanlık, sanki hamim veliy gibi olur.
Buna, ancak, sabır edenler mülaki olur… ancak, azim hazz sahibi mülaki olur.

43. ZUHRUF / 62

Şeytan sakın sizi sadd etmesin… muhakkak o sizin için mübin düşmandır.

43. ZUHRUF / 67

Yevme-izinde, muttakiler dışında... halil olanların bazısı bazısına düşmandır.

46. AHKAF / 5-6

ALLAH'ın gayrısından… kıyamet yevmine kadar kendisine isticab edemeyecek olanı davet eden kimseden… daha dall olan kimdir!?
Onlar kendi davalarından gafildir!
Nas haşr olduğunda… onlar kendilerine düşman olur... ve ibadetlerine kafir olur.

50. KAF / 24-25-26

"İkiniz… hayra mani olan, muted, murib anid keffarın hepsini cehenneme ilka edin!...
ALLAH'la beraber başka bir ilah edineni... artık siz ikiniz, onu şedid azaba ilka edin!"

58. MUCADELE / 8

Necvadan nehy edilenleri görmedin mi?
Sonra nehy edildikleri şeye ida ederler... ve ism ve udvan ile Rasule isyan necva ederler.
Geldiklerinde, ALLAH'ın onunla seni hayy etmediği şeyle, seni hayy ediyorlar.
Kendi nefslerinde ise;
"Söylediğimiz şeylere, ALLAH bize azab verse ya!" diyorlar.
Onlara saly olacakları cehennem hasbtır. Ne de beis masirdir!

58. MUCADELE / 9

Ey iman edenler!
Necva ettiğinizde... sakın ola, ism ve udvan ve Rasule isyan (hakkında) necva etmeyin. Birrden ve takvadan necva edin.
Haşr olacağınız ALLAH'a ittika edin.

60. MUMTEHİN / 1

Ey iman edenler!
BEN'im düşmanlarımı ve (dolayısıyla) kendi düşmanlarınızı, veliy olarak ittihaz etmeyin!
Onlara meveddet ile lika oluyorsunuz!

Onlar hakktan size gelen şeye kat'iyyetle kafir oldular! Rasulü ve yalnızca sizi... Rabbiniz ALLAH'a iman ediyorsunuz diye ihrac etmekteler.

BEN'im sebilimde cihad üzere ihrac olmuşken ve BEN'im rızamı ibtiga ediyorken... onlara karşı meveddet ile sırr ediyorsunuz!
BEN, hafy ettiklerinize ve ilan ettiklerinize alimim!
Sizden buna fail olan kimse... artık seva sebilden kat'iyyetle dalalete düşmüş olacaktır!

60. MUMTEHİN / 2

Eğer onlar, sizi sekf etseler... size düşman olurlar… ve size, ellerini ve lisanlarını sui ile bast ederler.
"Keşke siz kafir olsanız" diye vedd etmekteler.

60. MUMTEHİN / 4

İbrahim'de ve onunla beraber olanlarda, sizin için kat'iyyetle hasene üsve vardır!
Onlar kendi kavimlerine demişlerdi ki:
"Muhakkak biz,
sizden...
ve sizin ALLAH'ın gayrısında abd olduğunuz şeylerden...
beriyiz... biz size kafiriz.
Siz ALLAH'a, O'nun vahdetine iman edinceye kadar... sizin ve bizim aramızda ebedi olarak adavet ve buğz bede oldu."
İbrahim'in, babası için:
"elbette sana istiğfar edeceğim... ancak ben senin için ALLAH'tan bir şeye malik değilim"
demesi müstesna.
"Rabbimiz!
Biz SANA tevekkül ettik... ve SANA inabe ettik. Masir SANA'dır."

60. MUMTEHİN / 7

Gerekir ki (belki)… ALLAH, sizin ve onlardan düşman olduklarınızın arasına meveddet kılar.
ALLAH kadirdir… ALLAH gafurdur, rahimdir.

61. SAFF / 14

Ey iman edenler!
Meryem oğlu İsa, havarilere,
"ALLAH'a ensar kimdir?"
dediğinde, havarilerin,
"ALLAH'a ensar biziz"
dedikleri gibi... ALLAH'a ensar olun!

Ardından, İsrailoğullarından bir taife iman etmişti... ve onlardan bir taife kafir olmuştu... ve ardından iman edenlere, düşmanları üzre eyd etmiştik... ve ardından zahir oluvermişlerdi.

63. MUNAFİKUN / 4

Onları gördüğünde... cisimleri sana acayib gelir.
Eğer konuşurlarsa sözlerini, isnad edilmiş ahşablar gibi işitirsin. Bütün sayhaları kendi üzerlerine hesab ederler.
Onlar düşmandır!... artık, onlardan hazer et!...
ALLAH onları katl etsin! Nasıl da ifk ediyorlar.

64. TEGABUN / 14

Ey iman edenler!
Muhakkak, zevcelerinizden ve evladlarınızdan bazıları size aduvvdur… artık onlara hazer edin!

Eğer,
afv ederseniz...
ve safh ederseniz...
ve gafur olursanız…
artık muhakkak ki ALLAH, gafurdur, rahimdir.

65. TALAK / 1

Ey Nebi!
Kadınları boşadığınız zaman... artık onları iddetleri içinde boşayın... ve iddetlerini ihsa edin.

Rabbiniz ALLAH'a ittika edin!

Mübeyyin olarak fahiş olanı işlemeleri dışında... onları evlerinden ihrac etmeyin ve onlar da ihrac olmasınlar.

Bu, ALLAH'ın hudududur!

ALLAH'ın hududuna düşmanlık eden kimse... artık kat'iyyetle kendi nefsine zalim olmuş olur! İdra edemezsin... ola ki ALLAH bundan sonra emir ihdas eder.

68. KALEM / 10-11-12-13-14

Hiçbir;
mehin hallafa …
hemmaza, nemime ile meşşailere …
hayra mani olunana, esim muatede …
utulle...
bundan başka (bilhassa) zenime;
mal ve oğul sahibi oldular diye itaat etme!

83. MUTAFFİFİN / 10-11-12-13

Yazıklar olsun yevme-izinde... din yevmine kizb eden mükezziblere!
Ona, ancak, bütün esim muted olanlar kizb eder! Kendilerine ayetlerimiz tilavet edildiğinde, derler ki: "Evveldekilerin esatiri!"

100. ADİYAT / 1-2-3-4-5

Yemin olsun!
Dabh şeklinde adv edenlere!
ve ardından, kadh ederek ira edenlere!
ve ardından, subhada gayretli olanlara!
ve ardından, nak ederek havaya karıştıranlara!
ve ardından, cemaat içinde vasat duranlara!

Sure Listesi

Kelam-ı Kadim'de Geçen Kelimeler Sözlüğü;Teolog A.Kadir İmamoğlu tarafından derlenerek hazırlanmıştır.