İçeriğe geç
KÖK Ara:
KELİME Ara:
ANLAM içinde Ara:
❝ A:H!D ❞ kökünden türeyen kelimeler... 8 Kayıt Listeleniyor.
Aynı Kökten Türeyen: xoxox ahd ahid Uhud Ahid Ma'hed Maahid Ma'hudiyyet Muahid muteahhid Muteahhidîn Taahhud
xoxox
ع ه د A:H!D
ahd
ahid
ع ه د A:H!D

Kendi kendine söz vererek bir işi üzerine alma, ant // Vaadetme. Söz verme. / Yemin. And. Misak. / Asır. Devir. / Tevhid. Mukavele. Vasiyet. // tanıma, / yükümlülük, yemin, söz verme.

DuruMeal'de toplam 36 kayıtta geçiyor.
Çğl.Uhud
Ahid
ع ه د A:H!D

Muâhede eden. Ahdolunmuş nesne.

Ma'hed
ع ه د A:H!D

Buluşma yerleri. Anlaşma yapılan ve sözleşilen yerler.

Çğl.Maahid
Ma'hudiyyet
ع ه د A:H!D

Söz verilmiş olma. Ahdedilmiş bulunma. Belli olma.

Muahid
ع ه د A:H!D

Andlaşma yapanlardan her biri. Yeminli ve anlaşmalı olanlardan her biri. İslâm hükümetine vergi ödeyerek kendini himâye ettiren gayr-ı müslim.

muteahhid
ع ه د A:H!D

Taahhüd eden. Bir işi üzerine alan.

Çğl.Muteahhidîn
Taahhud
ع ه د A:H!D

Bir işin veya bir şeyin yapılması için söz verme, üzerine almak. İltizam etme. Resmi söz verme. Yüklenme. Postaya verilen bir şeyin, yerine varmasını sağlama.

2. BAKARA / 26-27

Muhakkak ki ALLAH, mesel darb etmekten istihya etmez!
Bazen, bir sivrisineği...
ve hatta bazen, onun fevkinde olanı...
ya da hatta... iman eden... ve ardından hakk olanın Rabblerinden olduğuna alim olanları...
ve hatta... kafir olan... ve ardından "bu mesel ile ALLAH ne irade etti?" diyenleri.

Çoğunu bunlarla dalalete düşürür... ve çoğunu bunlarla ihda eder.

Bunlarla dalalete düşürdükleri, sadece...
misaklarından sonra ALLAH'ın ahdini nakz eden...
ALLAH'ın, vasl olunmasını emir ettiği şeyi kata eden...
ve arzda fesad çıkaran...
fasıklardır!
İşte onlar hüsranda olanlardır.

2. BAKARA / 40

Ey israiloğulları!
Zikir edin!... sizi nimetlendirdiğim nimetimi!
Ahdime vefa edin!... BEN'de sizin ahdinize vefa edeyim!
Yalnızca BANA… artık rehb edin!

2. BAKARA / 80-81

Derler ki:
"Madud yevmlerden sonra bize nar mess etmez."
De ki:
"ALLAH indinde bir ahd mi ittihaz ettiniz siz!?
ALLAH, ahdini asla tahlif etmez.
Yoksa siz, ALLAH'a, alim olmadığınız bir şey mi söylüyorsunuz?"
Bilakis!
Seyyieler kesb eden ve hataları kendisini ihata eden kimse… artık işte onlar, nar ashabıdır. Orada ebedidirler.

2. BAKARA / 100

Ahd ederek ahd etikleri her seferde, onlardan bir ferik, onu nebz etmedi mi?
Bilakis!
Onların pek çoğu iman etmezler.

2. BAKARA / 124

Rabbi, İbrahim'i kelimeler ile belv ettiğinde… o, onları tamam etmişti.
Dedi ki:
"Muhakkak ki BEN seni, nasa imam kılacağım."
"Benim zürriyetimden de..." demişti.
Dedi ki:
"BEN'im ahdime zalimler nail olamaz!"

2. BAKARA / 125

BİZ, beyti, nas için mesabe ve emin kıldığımızda... İbrahim'e ve İsmail'e,
taifler için
ve akifler için
ve rüku eden sacidler için
beyti tahir etmelerini ahd etmiştik.
***Makam-ı İbrahim'den musalla ittihaz edin.

2. BAKARA / 177

Vechlerinize şark tarafı ve garb tarafı kiblasına veliyy ettirmeniz... birrr değidlir!
Fakat birr;
ALLAH'a ve ahir yevmine ve meleklere ve kitaba ve Nebilere iman eden...
ve kurb sahiblerine ve yetimlere ve miskinlere ve sebil çocuklarına (yolcu) ve saillere ve rakabeler içinde olanlara, muhabbet duydukları mallardan veren...
ve salat ikame eden...
ve zekat veren...
ve ahd verdiklerinde ahdlerine vefa gösteren...
ve beiste ve darrda ve beis hiyninde sabır edendir.
Sadakat gösterenler, işte onlardır.
İşte onlar... onlar, muttakilerdir.

3. AL-İ İMRAN / 75-76

Kitab ehliden öyle kimse vardır ki, eğer ona kantar ile emanet etsen eda eder.
Onlardan öyle kimse de vardır ki, eğer ona bir dinar emanet etsen, onun üzerine kaim olmaya daim olmadıkça sana eda etmez.

Bu onların:
"bize ümmiler hakkında sebil yoktur" demelerindendir... onlar, alim oldukları halde Allah'a kizb konuşurlar.

Bilakis!
Ahdine vefa eden ve ittika eden kimseler… artık muhakkak ki ALLAH, muttaki olanlara muhabbet duyar.

3. ALİ İMRAN / 77

Muhakkak, ALLAH'a ahdlerine ve yeminlerine az bir semen iştira edenler... işte onlar... ahirette onlara halak yoktur.
ALLAH, kıyamet yevminde
onlara kelime ettirmez...
ve onlara nazar etmez...
ve onları tezkiye ettirmez.
Onlar için elim azab vardır.

3. ALİ İMRAN / 183

"ALLAH; narın yeyeceği bir kurban verinceye kadar Rasule iman etmeyelim diye bize ahd etti."
diyenler… onlara de ki:
"Size, benden önce, beyyineler ile ve bu dedikleriniz ile kat'iyyetle Rasuller gelmişti!
Eğer sadıksanız... onları neden katl ettiniz!?"

6. ENAM / 152

"Şedidine iblağ oluncaya kadar... ahsen şekilde olması dışında... yetimin malına karib olmayın!
Keyli vefa edin!
Kıst ile mizan edin!
BİZ, nefsi, sadece, vasi olduğuna mükellef ederiz!
Kavil ettiğinizde... şayet kurb sahibi bile olsa... artık adil olun!
ALLAH'a ahdinizi vefa edin!
Bunlara sizi böyle vasiyet ettirdi!... umulur ki tezekkür edersiniz."

7. ARAF / 102

Pek çoğunda ahde vecd olmadık... ancak, pek çoğuna kesinlikle fasıklar olarak vecd olduk.

7. ARAF / 134

Üzerlerine ricz vuku bulduğunda, dediler ki:
"Ey Musa!
Senin indine ahd ettiği şey ile Rabbini bize davet et. Eğer üzerimizden riczi keşf edersen sana kesinlikle iman edeceğiz... ve israiloğullarını seninle birlikte kesinlikle irsal edeceğiz."

8. ENFAL / 56

Onlardan ahd aldığın kimseler, sonra ahdlerini, bütün merrede nakz ederler. Onlar ittika etmezler.

9. TEVBE / 1

ALLAH'tan ve Rasulünden... müşriklerden ahd ettiklerinize beraettir!

9. TEVBE / 4

Ahdleşmiş olduğunuz müşriklerden,
sonra bir şey naks etmemiş olanlar…
ve size karşı kimseye zıhar etmemiş olanlar…
müstesnadır.
Artık onlara ahdlerinizi, müddedine kadar tamam edin.
Muhakkak ki ALLAH, muttakilere muhabbet duyar.

9. TEVBE / 7

Nasıl olabilir; müşriklerin ALLAH indinde ve onun Rasulü indinde ahdi olsun!... Mescid-i Haram indinde ahdleştiğiniz kimseler müstesna.
Artık onlar size istikametli oldukça, siz de onlara istikametlenin.
Muhakkak ki ALLAH, muttakilere muhabbet duyar.

9. TEVBE / 12

Eğer,
ahdlerinin ardından yeminlerini neks ederlerse…
ve dininizde taan ederlerse...
artık küfrün imamları ile kıtal edin.
Muhakkak onların kendilerine yeminleri yoktur… umulur ki nehy ederler.

9. TEVBE / 75

Onlardan, ALLAH'a ahd veren kimseler:
"Eğer fazlından bize verirse, elbette/kesinlikle biz sadakatli oluruz ve elbette/kesinlikle salihlerden oluruz."

9. TEVBE / 111

Muhakkak ki ALLAH, cenneti onlara vererek... mü'minlerden nefslerini ve mallarını iştira etmiştir.
ALLAH sebilinde kıtal ederler... ve ardından katl ederler ve de katl olurlar... (bu) Tevrat'ta ve de İncil'de ve de Kur'an'da hakk vaaddir!
ALLAH'tan ahd ile daha vefalı olan kimse... artık, onların onunla bey' ettiklerine, sizin de bey' etmenize istibşar olun.
Böyledir!...
O, azim fevzdir.

13. RAD / 19-20-21-22

Rabbinden sana inzal edilenin hakk olduğuna alim olan... kör olan kimse gibi midir!?
Muhakkak... ancak,
ALLAH'a ahdlerine vefa eden...
ve de misakı nakz etmeyen…
ve ALLAH'ın vasl olunmasını emir ettiği şeylere vasl olan...
ve Rabblerine haşy eden...
ve sui hesabtan korkan...
ve Rabblerinin vechine ibtiga ederek sabır eden...
ve salat ikame eden...
ve kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden, sırr olarak ve alenen infak eden...
ve hasene ile seyyieyi dar eden...
(ulu-l elbab) lübb sahibleri tezekkür edebilir.
İşte onlar... darın ukbası onlarındır!

13. RAD / 25

Misak vermelerinin sonrasında ALLAH'a ahdlerini nakz edenler...
ve kendisine vasl olunmasını ALLAH'ın emir ettiği şeyi kata edenler...
ve arzda fesad çıkaranlar...
işte onlar... Lanet onlaradır! Darın suisi onlaradır!

16. NAHL / 91

Ahd verdiğiniz zaman, ALLAH'a ahdinize vefa edin!
ALLAH'ı kat'iyyetle üzerinize kefil yaparak tevkid etmenizin ardından, yeminlerinizi nakz etmeyin!
Muhakkak ki ALLAH, fail olduğunuz şeylere alimdir.

16. NAHL / 95

ALLAH'a ahdinize az bir semen iştira etmeyin.
Eğer alim olursanız... muhakkak ALLAH indinde olan… o sizin için, ancak hayrdır.

17. İSRA / 34

En şedidine iblağ oluncaya kadar… yetimin malına, sadece, ahsen ile karib olun!
Ahde vefa gösterin!... muhakkak ahd mesul eder!

19. MERYEM / 78

Gayb mı tulu oldu ona... yoksa Rahman'ın indinden ahd mi ittihaz etti?

19. MERYEM / 87

Rahman indinde... sadece, ahd ittihaz eden kimse, şefaata malik olacaktır.

20. TAHA / 86

Musa, gazban ve esif olarak kavmine rücu etti.
Dedi ki:
"Ey kavmim!
Rabbiniz, size hasene vaad ile vaad etmemiş miydi?
Ahd size tavl mı geldi?
Yoksa, Rabbinizden gazabın üzerinize hall olmasını mı irade ettiniz?
Artık bana olan vaadinizden, siz hilaf ettiniz!"

20. TAHA / 115

Önceden Adem'e de elbette kat'iyyetle ahd ettik!... ardından o, unuttu… Onda bir azime vecd olmadık!

23. MU'MİNUN / 8-9-10-11

ve Emanetlerine ve ahdlerine riayet edenler…
ve Salatlarını hıfz edenler…

İşte bunlar, Firdevse varis olan, varislerdir… onlar orada ebedidirler.

Sure başından buraya kadar, iman edenler ile ilgili olarak 7 vasıf sayılmaktadır.
33. AHZAB / 15

Onlar, önceden elbette kat'iyyetle!… dübürlerine tevella etmeyeceklerine... ALLAH'a ahd vermişlerdi… ve ALLAH'a ahdlerinden mesul idiler.

33. AHZAB / 23-24

Mü'minlerden erkek kimseler, ALLAH'a ahd ettikleri şeye sadakat gösterdiler.
ALLAH sadıkları, sadakatleri ile cezalandıracağı için…
onlardan nahbını kaza edenler...
ve onlardan, tebdil ile bedellendirmeden nazar edenler vardır.
Münafıklara ise, eğer dilerse azab eder... veya onlara tevbe eder. Muhakkak ki ALLAH, gafur, rahim olandır.

36. YASİN / 60-61-62

"BEN size ahd etmemiş miydim, ey Ademoğulları!...
Şeytana abd olmamanızı;
muhakkak onun sizin için mubin düşman olduğunu;
ve BANA abd olmanızı;
sırat-ı mustakimin bu olduğunu!

Sizin cibilliyetinizin çoğunu elbette kat'iyyetle dall etmişti... akıl etmiyor muydunuz!?"

43. ZUHRUF / 49

Dediler ki:
"Ey sihirbaz!
İndindeki ahid ile Rabbini bizim için davet et… muhakkak biz, elbette/kesinlikle mühtediyiz."

48. FETİH / 10

Muhakkak sana biat edenler... muhakkak, ancak, ALLAH'a biat ederler!
ALLAH'ın eli onların ellerinin fevkindedir.
Nekes olan kimse… artık muhakkak o, ancak, kendi nefsine nekes olur!
ALLAH'a karşı ahd ettiği şeylere vefa eden kimse... artık ona, azim ecir verilecektir.

70. MEARİC / 29-30-31-32-33-34-35

Ferclerine... zevceleri veya melekesi yeminlerinde olanlar dışında… hafız olanlar…
ki böylelikle muhakkak onlar, levm edilenlerin gayrısında olanlardır. Bunun verasını ibtiga eden kimse ise... artık işte onlar… onlar düşmandır!
Kendilerine emanet edilenlere ve ahdlerine riayet edenler...
Şahadetlerine kaim olanlar...
Salatları üzre hafız olanlar...
İşte onlar... ikram edilmiş cennetlerdedirler!

Sure Listesi

Kelam-ı Kadim'de Geçen Kelimeler Sözlüğü;Teolog A.Kadir İmamoğlu tarafından derlenerek hazırlanmıştır.