İçeriğe geç
KÖK Ara:
KELİME Ara:
ANLAM içinde Ara:
❝ A:K:L ❞ kökünden türeyen kelimeler... 7 Kayıt Listeleniyor.
Aynı Kökten Türeyen: xoxox akıl Ukul Ukala Aklî Lâyu'kal makul Ma'kulat taakkul ukala
xoxox
ع ق ل A:K:L
akıl
ع ق ل A:K:L

İmsak ve imtisak. Men'etmek. Sığınacak yer. Diyet. Düşünme ve anlama kabiliyeti. İlim, zihinde hâsıl olan sûret. İnsan zihninin sıfatı. Kalbde Hak ve bâtılı ayırdedebilen bir nur. Huk: Bir cinayetten dolayı, icab eden diyeti vermektir. Kırmızı mihfe örtüsü.

DuruMeal'de toplam 48 kayıtta geçiyor.
Çğl.UkulÇğl.Ukala
Aklî
ع ق ل A:K:L

Akıl ile bilinen veya bulunan şey. Akla mensub. Akla dâir ve müteallik.

Lâyu'kal
ع ق ل A:K:L

Anlaşılmaz, akıl ermez. Akıl ile idrak olunmaz.

makul
ع ق ل A:K:L

Aklın uygun bulduğu, ancak akıl ile bilinir ve nakle müstenid olmayan mesele ve ilim.

Çğl.Ma'kulat
taakkul
ع ق ل A:K:L

Hatırlama. Zihin yararak anlama. Akıl erdirme. Hatıra getirme

ukala
ع ق ل A:K:L

Halk dilinde: Akıllılık iddia edenler.

2. BAKARA / 44

Birr ile nasa emir ediyorsunuz da… kitab tilavet ettiğiniz halde… kendi nefslerinizi unutuyorsunuz… öyle mi!?
Hala akıl etmiyor musunuz!?

2. BAKARA / 73

Ardından BİZ, onun (dişi sığırın) birazı ile ona darb etmenizi söylemiştik.
Böyledir!...
ALLAH mevt olanı hayy eder... ve ayetlerini size gösterir… umulur ki akıl edersiniz.

2. BAKARA / 75-76

Size iman etmelerine mi tama ediyorsunuz!?
Onlardan, ALLAH'ın kelamını kat'iyyetle işiten bir ferik olmuştu! Sonra, akıl ettikleri şey sonrasında... alim oldukları halde... onu tahrif etmişlerdi.
İman edenlerle mülaki olduklarında, "iman ettik" derlerdi. Hali olduklarında ise bazıları bazılarına (birbirlerine),
"ALLAH'ın size feth ettiği şeyleri onlara hadis mi ediyorsunuz? Rabbinizin indinde onu size hüccet etmeleri için mi!? Siz akıl etmiyor musunuz!" derlerdi.

2. BAKARA / 75-76

Size iman etmelerine mi tama ediyorsunuz!?
Onlardan, ALLAH'ın kelamını kat'iyyetle işiten bir ferik olmuştu! Sonra, akıl ettikleri şey sonrasında... alim oldukları halde... onu tahrif etmişlerdi.
İman edenlerle mülaki olduklarında, "iman ettik" derlerdi. Hali olduklarında ise bazıları bazılarına (birbirlerine),
"ALLAH'ın size feth ettiği şeyleri onlara hadis mi ediyorsunuz? Rabbinizin indinde onu size hüccet etmeleri için mi!? Siz akıl etmiyor musunuz!" derlerdi.

2. BAKARA / 164

Muhakkak;
semaların ve arzın halkıyetinde...
gece ve gündüzün ihtilafında...
nasın menfaatine şeyler ile bahrda cereyan eden gemilerde...
suyun, ALLAH'ın semadan inzal ettiği kısmında...
ve ardından onunla arzda, mevtinden sonra hayy olanlarda...
bütün dabbenin orada bess olmasında...
rihlerin tasrifinde...
sema ile arz arasında müsahhar sehabta...
akıl eden kavim için kesinlikle ayetler vardır!

2. BAKARA / 170

Onlara
"ALLAH'ın inzal ettiğine tabi olun!" denildiğinde, derler ki:
"Bilakis!
Biz ata-babalarımızı üzerine lafi olduğumuz şeye tabi oluruz."
Ya, ata-babaları hiç bir şeye akıl edemeyen ve de ihtida olamayan olmuşlarsa...!?

2. BAKARA / 171

-- Dava(ları) ve nida(ları) müstesna --
Kafirlerin meseli... işitmeyeceği şeyle nak edenin meseli gibidir…
Sağırdırlar!...
Dilsizdirler!...
Kördürler!…
ve artık onlar, akıl etmezler.

2. BAKARA / 242

Böyledir!...
ALLAH, ayetlerini size beyan ediyor… umulur ki akıl edersiniz.

3. ALİ İMRAN / 65

Ey kitab ehli!
İbrahim hakkında neden hacc ediyorsunuz!?
Tevrat ve İncil onun sonrasında inzal edilmedi mi? Akıl etmiyor musunuz!

3. ALİ İMRAN / 118

Ey iman edenler!
Sizin gayrınızdan bitaneler ittihaz etmeyin!... onlar sizi habal etmekten alüv olmazlar... ve size anet verecek şeyler vedd ederler.
Buğzları, kat'iyyetle ağızlarından ibda olmaktadır!... ancak sadrlarında hafy ettikleri şey, daha kebirdir.
Eğer siz akıl eden olursanız... ayetleri, sizin için kat'iyyetle beyan ettik!

5. MAİDE / 58

Salata nida edildiğinizde, hüzüv ve laib ittihaz ediyorlar. Bu, muhakkak onların akıl etmeyen kavim olmalarındandır.

5. MAİDE / 103

ALLAH; ne "Bahire", ne "Saibe", ne "Vasile", ne de "Hamm" (diye adlandırılan kurbanlıklar) kılmamıştır. Fakat, kafir olanlar, ALLAH'a karşı kizb iftira ediyorlar.
Onların pek çoğu akıl edemez.

6. ENAM / 32

Dünya hayatı, ancak, laib ve lehvdir!
Elbette dar-ul ahiret, ittika edenler için hayrdır. Artık akıl etmez misiniz?

6. ENAM / 151

De ki:
"Gelin!...
Rabbinizin size haram kıldığı şeyleri tilavet edeyim:
O'na sakın hiç bir şey şirk koşmayın!
Ana-babaya ihsan üzre olun!
İmlaktan evladlarınızı katl etmeyin!
Sizi ve yalnızca onları rızıklandırıyoruz BİZ!
Fahiş olanlara karib olmayın... ondan zahir olana da, batın olana da!
Hakk ile olmadan... ALLAH'ın haram kıldığı nefsi katl etmeyin!
Bunlara sizi böyle vasiyet ettirdi!... umulur ki akıl edersiniz."

7. ARAF / 169

Artık, onların hilafında, kitaba varis olan halef... bu ednanın arız olanını ahz ediyor... ve
"(nasıl olsa) bize gafur olunacak" diyorlar.
Eğer mislinde bir arız daha verilse, onu da ahz ederler...!
Onlara, ALLAH üzre hakk dışında kavil etmeyeceklerine, kitab misakı ahz edilmemiş miydi!?... onda olanı ders etmemişler miydi!?
İttika edenler için dar-ul ahiret hayrdır. Akıl etmiyor musunuz?

8. ENFAL / 22

Muhakkak, ALLAH indinde dabbenin şerr olanı, akıl etmeyen sağırlar, dilsizlerdir.

10. YUNUS / 16

De ki:
"Şayet ALLAH dileseydi, ben size onu tilavet etmezdim... ve siz bunu idra edemezdiniz.
Önceden ömürde kat'iyyetle kendinizde lebs olmuştum!... artık akıl etmez misiniz!?"

10. YUNUS / 42

Onlardan seni işitenler vardır!
Artık, şayet akıl etmiyorlarsa… sağırlara sen mi işittireceksin?

10. YUNUS / 100

Nefsin iman etmesi, ancak, ALLAH'ın izni iledir!
O, akıl etmeyenlere rics verir.

11. HUD / 51

"Ey kavmim!
Bu karşı sizden ecire sail değilim. Benim ecrim, sadece, beni fatr edenedir. Artık akıl etmez misiniz!?"

12. YUSUF / 2

Muhakkak ki BİZ onu, arabiyye Kur'an olarak inzal ettik… umulur ki akıl edersiniz.

12. YUSUF / 109

Onlara senden önce, ancak, karye ehlinden kendilerine vahy ettiğimiz erkek kimseler irsal ettik.
Arzda seyir ederek… öncekilerin akibetlerinin nasıl olduğuna nazar etmezler mi!?
İttika edenler için, dar-ul ahiret elbette/kesinlikle hayrdır.
Akıl etmiyor musunuz!?

13. RAD / 4

Arzda,
mütecavir kıtalar...
ve inebden (üzüm) ve zerden (ekin) cennetler...
ve sınvan ve sınvan gayrısında nahllar (hurma ağaçları)
vardır. Bunlar, vahid su ile iska olur... ve üküllerinde, bazısını bazısına fazl ederiz.
Muhakkak bunda, akıl eden kavim için elbette/kesinlikle ayetler vardır.

16. NAHL / 12

Sizin için, gece ve gündüzü ve güneşi ve kameri teshir etti. Necmler, O'nun emrine musahhardır.
Muhakkak bunda, akıl eden kavim için elbette/kesinlikle ayetler vardır.

16. NAHL / 67

Hurma semerelerinden ve ineblerden (üzüm),
sekr edici olanlar da…
hasene rızklar da...
ittihaz edebilirsiniz.
Muhakkak bunda akıl eden kavim için elbette/kesinlikle ayetler vardır.

21. ENBİYA / 10

elbette kat'iyyetle!... size kitab inzal ettik… sizin zikriniz onun içindedir!
Artık akıl etmez misiniz!

21. ENBİYA / 66-67

Dedi ki:
"Siz... size hiçbir menfaat... ve de hiçbir darr etmeyecek... ALLAH'ın gayrısından şeylere mi abd oluyorsunuz?
Yuh olsun size ve ALLAH'ın gayrısından başka abd olduklarınıza!
Artık akıl etmeyecek misiniz!?"

22. HACC / 46

Arzda seyir etmediler mi!... artık, akıl edecekleri kalbleri veya işitecekleri kulakları yok muydu!?
Muhakkak basarları kör olmadı… fakat sadrlarındaki kalbleri kör oldu!

23. MUMİNUN / 80

O, hayy edendir… ve mevt edendir.
Gece ve gündüzün ihtilafı O'nundur.
Artık akıl etmez misiniz!?

24. NUR / 61

Köre harec yoktur...
ve arice (topal) harec yoktur...
ve mariz olana harec yoktur.

Kendi evlerinizden
veya babalarınızın evlerinden
veya annelerinizin evlerinden
veya erkek kardeşlerinizin evlerinden
veya kız kardeşlerinizin evlerinden
veya amcalarınızın evlerinden
veya halalarınızın evlerinden
veya dayılarınızın evlerinden
veya teyzelerinizin evlerinden
veya miftahlarına malik olduğunuz evlerden
veya size sadık olanlardan,
yemek yemenize, nefsleriniz üzre (harec) yoktur.
Cemian veya şetta olarak yemek yemeniz size cünah değildir.

Evlere dahil olduğunuz zaman... artık ALLAH indinden tahiyye olarak, tayyib mübarek şekilde nefsleriniz üzre selamlayın!

Böyledir!...
ALLAH, size ayetlerini size beyan eder... umulur ki akıl edersiniz.

25. FURKAN / 44

Yoksa sen, onların pek çoğunun işiteceğini veya akıl edeceklerini mi hesab ediyorsun?
Onlar enam (hayvan) gibidir!
Bilakis!
Onlar, sebil olarak dalalettedirler.

26. ŞUARA / 28

Dedi ki:
"Eğer akıl ederseniz… Şark tarafının ve garb tarafının ve bu ikisi arasında olanların Rabbidir."

28. KASAS / 60

Şeylerden size verilenler… artık onlar, dünya hayatının metasıdır ve ziynetidir.
ALLAH indinde olanlar ise hayrlı ve bakidir.
Akıl etmiyor musunuz!

29. ANKEBUT / 35

Akıl eden kavim için... elbette kat'iyyetle ondan beyan edilmiş ayet terk ettik!

29. ANKEBUT / 43

Bu meselleri, nas için darb ediyoruz.
Ancak, ilim edenler buna akıl edebilir!

29. ANKEBUT / 63

Eğer onlara sual etsen:
"Semadan suyu inzal eden... ve ardından mevt olduktan sonra arzı hayy eden kimdir?"
elbette/kesinlikle,
"ALLAH" diyeceklerdir.
De ki:
"Hamd etmek ALLAH'ındır."
Bilakis!
Onların pek çoğu akıl etmezler.

30. RUM / 24

Korku ve tama olarak berk irade etmesi…
ve semadan su inzal etmesi...
ve ardından onunla arzı mevt olmasından sonra hayy etmesi…
O'nun ayetlerindendir.
Muhakkak bunda, akıl eden kavim için, elbette/kesinlikle ayetler vardır.

30. RUM / 28

Size nefslerinizden mesel darb ediyor...
Sizi rızıklandırdığımız şeyler içinde; melekesi yeminlerinizde olanlardan... artık onda seva olduğunuz...
Nefsinizden korktuğunuz gibi onlardan korktuğunuz...
şerikleriniz var mıdır!?

Böyledir!...
Ayetlerimizi akıl eden kavim için fasl ederiz.

36. YASİN / 60-61-62

"BEN size ahd etmemiş miydim, ey Ademoğulları!...
Şeytana abd olmamanızı;
muhakkak onun sizin için mubin düşman olduğunu;
ve BANA abd olmanızı;
sırat-ı mustakimin bu olduğunu!

Sizin cibilliyetinizin çoğunu elbette kat'iyyetle dall etmişti... akıl etmiyor muydunuz!?"

36. YASİN / 68

Halkıyet içinde… ömürlendirdiğimiz kimseyi neks ederiz.
Hala akıl etmezleri mi!?

37. SAFFAT / 137-138

Muhakkak siz, sabah vaktinde ve gecede kesinlikle onlara merr ediyorsunuz.
Hala akıl etmez misiniz!?

Mekke'den Şam'a giden tircaret yolları Lut Kavminin yaşadığı yerden geçmektedir.
39. ZUMER / 43

Yoksa, ALLAH'ın gayrısından şefaatçiler mi ittihaz etiler!?
De ki:
"Şayet, bir şeye malik olmamış olsalar... ve de akıl etmeseler bile mi!?"

40. MUMİN / 67

Müsemma ecele ulaşmanız için...
Turabdan sizi halk eden O'dur.
Sonra nutfeden,
Sonra alaktan.
Sonra sizi tıfl olarak ihrac eder.
Sonra sizin şedidinize iblağ olmanız için...
sonra şeyhler olmanız için...
Sizden (bazı) kimseler ise önceden vefat ettirilir.
Umulur ki akıl edersiniz.

43. ZUHRUF / 3

Muhakkak ki BİZ onu arabiyye Kur'an kıldık… umulur ki akıl edersiniz.

45. CASİYE / 5

Gece ve gündüzün ihtilafı…
ALLAH'ın semadan rızık olarak inzal ettiği...
ve ardından onunla arzda mevtten sonra hayy etmesi...
Rihleri tasrif etmesi...
Akıl eden kavim için ayetlerdir.

49. HUCURAT / 4-5

Muhakkak, hacerlerin (oda) verasından sana nida edenler... onların pek çoğu… şayet senin onların yanına ihrac olmana kadar sabır etselerdi, elbette/kesinlikle kendileri için hayr olduğunu akıl edemezler!
ALLAH gafurdur, rahimdir.

57. HADİD / 17

ALLAH'ın... arzı, mevt olmasının ardından hayy ettiğine… alim olun!
Sizin için ayetleri kat'iyyetle beyan etmiş olduk!... umulur ki akıl edersiniz.

59. HAŞR / 14

Onlar muhassan karyelerde veya cidarların verasından olmadıkça... cemian sizinle kıtal edemezler.
Onların kendi aralarında ki beisleri şedidtir.
Sen onları cemian hesab edersin… ancak onların kalbleri şettadır. Bu, onların akıl etmeyen kavim olmaları iledir.

67. MULK / 10

Derler ki:
"Şayet işitmiş olsaydık… veya akıl etseydik… seir ashabının içinde olmazdık."

Sure Listesi

Kelam-ı Kadim'de Geçen Kelimeler Sözlüğü;Teolog A.Kadir İmamoğlu tarafından derlenerek hazırlanmıştır.