İçeriğe geç
KÖK Ara:
KELİME Ara:
ANLAM içinde Ara:
❝ A:ND ❞ kökünden türeyen kelimeler... 10 Kayıt Listeleniyor.
Aynı Kökten Türeyen: xoxox Anîd Anede Anûd inad ind inde isti'nad Muanede Muanid Muannid Muteannid Muteannidin Taannud Taannudât
xoxox
ع ن د A:ND
Anîd
ع ن د A:ND

Çok inadçı. Daima suyu akıp iyileşmeyen yara.

DuruMeal'de toplam 4 kayıtta geçiyor.
Çğl.Anede
Anûd
ع ن د A:ND

Muannid. Çok inatçı.

inad
ع ن د A:ND

Israr, muannidlik, ayak direme, dediğinden vazgeçmeme.

ind
inde
ع ن د A:ND

Arapçada zaman veya mekan konusunda yanındalık, içindelik anlamında kullanılır. (huzur içerir).

DuruMeal'de toplam 184 kayıtta geçiyor.
isti'nad
ع ن د A:ND

İnatlaşma, inat yapma. Muannidlik.

Muanede
ع ن د A:ND

İnad etme, ayak direme.

Muanid
Muannid
ع ن د A:ND

İnadcı. Kimseye uymayan. Dediğini yapmak isteyen.

Muteannid
ع ن د A:ND

İnad eden, direnen.

Çğl.Muteannidin
Taannud
ع ن د A:ND

İnad etme. Ayak direme.

Çğl.Taannudât
2. BAKARA / 54

Musa, kavmine demişti ki:
"Ey kavmim!
Muhakkak siz, dişi buzağı ittihaz etmekle nefsinize zalim oldunuz.
Artık, bari'nize tevbe edin ve ardından nefslerinizi katl edin! Bari'nizin indinde, bu size hayrdır."
Ardından size tevbe etti.
Muhakkak ki O... tevvab, rahim olan O'dur!

2. BAKARA / 62

Muhakkak,
iman edenler
ve ALLAH'a ve ahir yevme, salih (iş)lere amil olarak iman eden;
- hadüler,
- ve nasraniler,
- ve sabiiler...
artık onlara... Rabbleri indinde onların ecirleri;
onlara korku yoktur…
ve onlar hüzünlenmezler.

2. BAKARA / 75-76

Size iman etmelerine mi tama ediyorsunuz!?
Onlardan, ALLAH'ın kelamını kat'iyyetle işiten bir ferik olmuştu! Sonra, akıl ettikleri şey sonrasında... alim oldukları halde... onu tahrif etmişlerdi.
İman edenlerle mülaki olduklarında, "iman ettik" derlerdi. Hali olduklarında ise bazıları bazılarına (birbirlerine),
"ALLAH'ın size feth ettiği şeyleri onlara hadis mi ediyorsunuz? Rabbinizin indinde onu size hüccet etmeleri için mi!? Siz akıl etmiyor musunuz!" derlerdi.

2. BAKARA / 79

Artık... kendi elleriyle kitab ketb eden kimselerin... vay haline!...
Sonra onunla az bir semen iştira etmek için derler ki:
"Bu ALLAH'ın indindendir."
Artık... elleriyle ketb ettiklerinden!... vay haline onların!...
Vay haline onların!... kendilerine kesb etiklerinden!...

2. BAKARA / 80-81

Derler ki:
"Madud yevmlerden sonra bize nar mess etmez."
De ki:
"ALLAH indinde bir ahd mi ittihaz ettiniz siz!?
ALLAH, ahdini asla tahlif etmez.
Yoksa siz, ALLAH'a, alim olmadığınız bir şey mi söylüyorsunuz?"
Bilakis!
Seyyieler kesb eden ve hataları kendisini ihata eden kimse… artık işte onlar, nar ashabıdır. Orada ebedidirler.

2. BAKARA / 89

ALLAH indinden onlara, beraber olduklarına musaddık bir kitab geldiğinde... önceden, kafirlere karşı fetih istiyorken... arif oldukları şey kendilerine geldiğinde, ona kafir oldular!
Artık ALLAH'ın laneti, kafirlerin üzerinedir.

2. BAKARA / 94-95

De ki:
"ALLAH'ın indinde… dar-ul ahiret, nasın gayrısında halis olarak sizin için ise… eğer sadıksanız… mevt olmayı temenni edin haydi!"
Elleriyle takdim ettikleri şey ile bunu ebediyyen temenni edemezler!
ALLAH, zalimlere alimdir.

2. BAKARA / 101

ALLAH indinden onlara, beraber olduklarına musaddık bir Rasul geldiğinde... kitab verilenlerden bir ferik nebz etti.
Sanki alim değiller gibi... ALLAH'ın kitabını zuhurlarına vera ettiler!

2. BAKARA / 103

Keşke onlar iman etselerdi ve ittika etselerdi…
ALLAH'ın indinden mesubeleri, kesinlikle hayr olurdu.
Keşke alim olmuş olsalardı.

2. BAKARA / 109

Kitab ehlinin çoğu... kendilerine beyan edilmiş hakk olan şeyin ardından (rağmen)... nefsleri indindeki hased yüzünden... imanınızın ardından, keşke küfür edenlere redd olsanız diye vedd ederler.
Artık siz,
ALLAH emrini verinceye kadar onları afv edin ve safh edin.
Muhakkak ki ALLAH, kulli şeye kadirdir.

2. BAKARA / 110

Salat ikame edin!
Zekat verin!
Hayr olandan, nefslerinize takdim ettiğiniz şey (neyse)… ALLAH indinde ona vecd olursunuz.
Muhakkak ki ALLAH, amel ettiklerinize basirdir.

2. BAKARA / 111-112

Diyorlar ki:
"Hadü veya nasrani olan kimselerden başkası asla cennete dahil olamaz."
Bu onların emanisidir.
De ki:
"Eğer sadıksanız, burhanınızı getirirsiniz!"
Bilakis!
Muhsin olarak vechini ALLAH'a silm eden kimse... artık onun ecri, Rabbinin indindedir... onlara korku yoktur... ve onlar hüzünlenmezler.

2. BAKARA / 140

Yoksa siz... İbrahim ve İsmail ve İshak ve Yakub ve torunlarının... hadü veya nasrani olduklarını mı söylüyorsunuz!?
De ki:
"Siz mi bilirsiniz... yoksa ALLAH mı?"
ALLAH'tan şahadeti ketm eden kimse... O'nun indinde, daha zalim kimdir!?
ALLAH, sizin amel ettiklerinize gafil değildir.

2. BAKARA / 191-192

Nerede sekf ederseniz... onlara kıtal edin!... ve sizi ihrac ettikleri yerden, (siz de) onları ihrac edin!

Fitne, katl etmekten daha şedidtir.

Orada sizinle kıtal etmedikleri sürece... Mescid-i haram indinde onlarla kıtal etmeyin!... ancak eğer sizinle kıtal ederlerse... artık onlara kıtal edin.

Böyledir!...
Kafirlerin cezası budur!
Eğer kendilerini nehy ederlerse… artık muhakkak ki ALLAH, gafurdur, rahimdir.

2. BAKARA / 198-199

Rabbinizden fazl ibtiga etmeniz size cünah değildir.

Arafattan ifaza olduğunuzda... artık, Meş'ar-ül Haram indinde ALLAH'ı zikir edin!... Size hidayet ettiği gibi O'nu zikir edin!... muhakkak siz, onun öncesinde... kesinlikle dall olanlardınız!

Sonra, nasın ifaza olduğu yerden ifaza olun!... ve ALLAH'a istiğfar edin!
Muhakkak ki ALLAH, gafurdur, rahimdir.

2. BAKARA / 217

Sana haram aydan... onda yapılan kıtalden sual ediyorlar
De ki:
"Onda yapılan kıtal kebirdir.
ALLAH'ın sebilinden sadd etmek...
ve O'na ve Mescid-i Haram'a küfür etmek...
ve ehlini ondan ihrac etmek...
ALLAH indinde en kebirdir!

Fitne, katlden daha kebirdir!"

İstitaat edebilseler, siz dininizden redd edinceye kadar sizi katl etmekten zeyl etmezler.
Sizden, dininden redd olan kimse... artık o mevt olursa... o kafirdir... ve artık, işte onların amelleri, dünyada ve ahirette habt olur.
İşte onlar, nar ashabıdırlar ve orada ebedidirler.

2. BAKARA / 255

ALLAH!...
ilah, sadece, O'dur.
Hayydır.
Kayyumdur.
O'nu ne vesn... ne de nevm ahz etmez.
Semalarda olanlar ve arzda olanlar O'nundur.

O'nun izni ile olmadan, O'nun indinde şefaat edecek kimdir?

Ellerinin arasında olanlara ve halfinde olanlara alimdir.
O’nun ilminden, sadece, dilediği kadarını ihata edebilirler!

O'nun kürsüsü, semalara ve arza vasidir... bu ikisini hıfz etmek O'na zor gelmez.

O, aliyydir, azimdir.

2. BAKARA / 262

Mallarını ALLAH sebilinde infak eden…
sonradan,
infak ettiği şeyleri minnete tabi kılmayan…
ve eza etmeyen kimseler…
onların ecirleri Rabblerinin indindedir… onlara korku yoktur ve onlar hüzünlenmezler.

2. BAKARA / 274

Gecede ve gündüzde, sırr olarak ve aleniyen… mallarını infak edenler…
artık ecirleri, Rabblerinin indinde, kendilerinedir...
ve onlara korku yoktur...
ve onlar hüzünlenmezler!

2. BAKARA / 277

Muhakkak;
salih (iş)lere amil olarak iman edenler…
ve salat ikame edenler...
ve zekat verenler…
► onların ecirleri, Rabbleri indinde kendilerinedir.
► Onlara korku yoktur...
► ve onlar hüzünlenmezler.

2. BAKARA / 282

Ey iman edenler!
Birbirinize müsemma ecele kadar, belirlenmiş bir borç ile borçlandığınız zaman onu ketb edin.
Aranızda bir katib onu adaletle ketb etsin.
Katib, ALLAH'ın kendisine alim ettiği gibi yazmaktan kaçınmasın... aynı şekilde ketb etsin.
Üzerinde hakk bulunan kimse (borçlu)... Rabbi olan ALLAH'a ittika etsin ve ondan bir şey bahs etmeden imlal ettirsin.
Eğer üzerinde hakk bulunan kimse (borçlu), sefih veya zayıf ise veya kendisi onu imlal ettirmeye istitaat edemez ise, artık veliysi onu adaletle imlal ettirsin.

Erkeklerinizden iki şahidin şahid olmasını sağlayın.
Eğer iki erkek kimse olmuyorsa, o zaman, bir erkek kimse ve şahadetlerinden razı olacağınız iki kadını... ikisinden biri dalalete düşerse, o zaman, ikisinden birisi diğerine zikir ettirsin diye.
Şahidler davet edildikleri zaman kaçınmasınlar.
Sagir veya kebir, vadesine kadar onu yazmaktan sem etmeyin.

Bu, ALLAH'ın indinde en kıst olandır ve şahadet için akvamdır ve rayb etmemeniz için ednadır.
Ancak aranızda devr etmeye hazır olan ticaret ise, o zaman, bunu ketb etmemeniz size cünah değildir.
Bey' ettiğinizde de şahid edinin.

Katib ve şahidler darr edilmesin.
Eğer böyle yaparsanız, artık muhakkak o, sizin için füsuk olur.
ALLAH'a ittika edin. ALLAH sizi alim ediyor.
ALLAH herşeye alimdir.

3. ALİ İMRAN / 7

O, sana kitab inzal edendir.
Ondan bazı ayetler muhkemdirler... onlar ana kitabtır.
Diğerleri de müteşabihtir.

Kalblerinde zeyg olanlar, fitne ibtiga etmek ve tevilini ibtiga etmek üzere, onun müteşabih olanlarına, kendilerini tabi ederler!

Onun te'viline, ancak, ALLAH alimdir.
İlimde rasih olanlar derler ki:
"Biz ona iman ettik. Hepsi Rabbimizin indindendir."
Ancak, lübb sahibleri tezekkür eder.

3. AL-İ İMRAN / 14-15

Nas için,
kadınlardan...
ve oğullardan...
ve altından ve gümüşten kantar kantar biriktirilmişlerden...
ve müsevvem atlardan...
ve enamdan...
ve harsdan...
şehvet hubbu ziynetlendi. Bunlar, dünya hayatının metalarıdır.
ALLAH... O'nun indi, hüsn-ü meabtır.

De ki:
"Bunlardan hayr olanı size haber vereyim mi?

İttika edenler için, Rabblerinin indinde,
içinde ebedi olacakları, altından nehirler cereyan eden cennetler...
ve mutahhar zevceler...
ve ALLAH'tan rıdvan vardır."
ALLAH, kendisine abd olanlara basirdir.

3. AL-İ İMRAN / 14-15

Nas için,
kadınlardan...
ve oğullardan...
ve altından ve gümüşten kantar kantar biriktirilmişlerden...
ve müsevvem atlardan...
ve enamdan...
ve harsdan...
şehvet hubbu ziynetlendi. Bunlar, dünya hayatının metalarıdır.
ALLAH... O'nun indi, hüsn-ü meabtır.

De ki:
"Bunlardan hayr olanı size haber vereyim mi?

İttika edenler için, Rabblerinin indinde,
içinde ebedi olacakları, altından nehirler cereyan eden cennetler...
ve mutahhar zevceler...
ve ALLAH'tan rıdvan vardır."
ALLAH, kendisine abd olanlara basirdir.

3. ALİ İMRAN / 19

Muhakkak din, ALLAH indinde, İslam'dır.
Kitab verilenleri ihtilafa düşüren, ancak, kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki bagydir.
ALLAH'ın ayetlerine kafir olan kimse... artık muhakkak ki ALLAH, hesabı seri olandır.

3. ALİ İMRAN / 37

Rabbi onu, hasene kabul ile kabl etti... hasene nebat olarak nebatlandırdı... ve ona Zekeriyya'yı kefil kıldı.
Zekeriyya, onun yanına, mihraba her dahil olduğunda, onun indinde, rızıka vecd oluyordu.

Diyordu ki:
"Ey Meryem!
Bu sana nereden (geldi)?"

Diyordu ki:
"Bunlar, ALLAH'ın indinden."
Muhakkak ki ALLAH, dilediği kişiyi hesabsızca rızıklandırır.

3. ALİ İMRAN / 59

Muhakkak, ALLAH'ın indinde İsa'nın meseli, Adem'in meseli gibidir.
Onu turabdan halk etti… sonra ona "OL!" dedi... ve ardından hemen olmaktadır.

3. AL-İ İMRAN / 72-73-74

Kitab ehlinden bir taife dedi ki:
"İman edenlere inzal olana, gündüz vechinde iman edin ve ahirinde kafir olun. Ola ki onlar da rücu ederler.
Siz, kendi dininize tabi olandan başkasına sakın iman etmeyin."

De ki:
"Muhakkak huda, ALLAH'ın hudasıdır!"

Size verilen şeyin mislinin birinize verileceğine veya Rabbinizin indinde size hacc edecekleri konusunda...

De ki:
"Muhakkak fazl ALLAH'ın eli iledir.
Onu dilediğine verir. ALLAH, vasidir, alimdir.
Rahmeti ile dilediği kimseye hass kılar.
ALLAH, azim fazl sahibidir."

3. ALİ İMRAN / 78

Muhakkak, onlardan elbette bir ferik, sizin, onun kitabtan olduğunu hesab etmeniz için kitaba lisanlarını levy ederler… oysa o kitabtan değildir.
"Bu, ALLAH'ın indindendir" derler.
O, ALLAH'ın indinden değildir... alim oldukları halde, ALLAH'a kizb kavl ederler.

3. ALİ İMRAN / 126

ALLAH bunu, sizin için büşra olmasından ve sizin kalblerinizin bununla kesinlikle tatmin olmasından başka kılmaz. Nasr, ancak, aziz ve hakim ALLAH indindendir.

3. ALİ İMRAN / 156

Ey iman edenler!
Arzda darb eden veya gazi olmuş kardeşleri için "Şayet indimizde olsalardı, mevt olmazlardı ve katl edilmezlerdi" diyen kafirler gibi olmayın!
ALLAH'ın bunu yapması, onların kalblerinde hasret kılmak içindir. ALLAH, yuhyidir (hayy eden) ve yumittir (mevt eden). ALLAH amel ettiklerinize basirdir.

3. ALİ İMRAN / 163

Onlar ALLAH indinde derece derecedirler. ALLAH, amel ettiklerine basirdir.

3. ALİ İMRAN / 165

Onlara, kat'iyyetle iki misli isabet etmiş olan!... musibet size isabet ettiğinde, dediniz ki:
"Bu nasıl olur!"
De ki:
"O, nefsinizin indindendir."
Muhakkak ki ALLAH, herşeye kadirdir.

3. ALİ İMRAN / 169

ALLAH sebilinde katl olanları mevt olmuş hesab etmeyin!
Bilakis!
Hayydırlar... Rabblerinin indinde... rızıklanmaktadırlar.

3. ALİ İMRAN / 195

Ardından Rabbleri, onlara isticab etti.
Muhakkak ki BEN, sizden, erkek veya dişi, amil olanın amelini zayi etmem. Bazınız bazınızdansınız (birbirinizdensiniz).
Artık,
hicret edenler...
ve diyarlarından ihrac edilenler...
ve BEN'im sebilimde eza edilenler...
ve katl edenler...
ve katl olanlar...
ALLAH indinden sevab olarak,
kesinlikle onların seyyielerine kafir olacağım
ve kesinlikle onları altından nehirler cereyan eden cennetlere dahil edeceğim.
Sevabların hüsn olanı, ALLAH'ın indindedir.

3. ALİ İMRAN / 198

Fakat, Rabblerine ittika edenler… onlara, ALLAH'ın indinden nüzul olarak, içinde ebedi olacakları, altından nehirler cereyan eden cennetler vardır. ALLAH indinde olanlar, berr olanlar için hayrdır.

3. ALİ İMRAN / 199

Muhakkak, kitab ehlinden...
ALLAH'a...
ve size inzal edilene...
ve kendilerine inzal edilene...
iman eden kimseler...
ALLAH'a huşu duyarlar!...
ALLAH'ın ayetleri ile az bir semen iştira etmezler!...
İşte onlar... Rabblerinin indinde, ecirleri onlaradır(verilir)!
Muhakkak ki ALLAH, hesabı seri olandır.

4. NİSA / 78

Nerede olursanız olun, velev ki müşeyyed burclar içinde bile olsanız, mevti idrak edersiniz.

Eğer onlara hasene isabet ederse,
"Bu, ALLAH indindendir." derler.
Eğer onlara seyyie isabet ederse,
"Bu, senin indindendir." derler.

De ki:
"Hepsi ALLAH indindendir."
Neler oluyor bu kavme ki, neredeyse hiç bir hadisi fıkh etmiyorlar!

4. NİSA / 81

Sana "itaatimiz sanadır!" derler.
Ardından, senin indinden ibraz olunca... onlardan bir taife, senin kavl ettiklerinin garısında beyat ederler.
ALLAH, onların beyat ettikleri şeyleri ketb etmektedir.

Artık sen, onlardan iraz et... ve vekil olarak ALLAH'a kafi olarak (olacak şekilde) ALLAH'a tevekkül et!

4. NİSA / 82

Kur'an'ı tedbir edinmiyorlar mı!?

Şayet o, ALLAH'tan gayrısının indinden olsaydı... elbette onda çok ihtilaf vecd ederlerdi.

4. NİSA / 94

Ey iman edenler!
ALLAH sebilinde darb ettiğinizde... artık tebeyyün edin.
Size selam ilka eden kimseye, dünya hayatının arızlarına ibtiga ederek, "Sen mü'min değilsin" demeyin.
ALLAH indinde pek çok magnemler vardır.
Böyledir!...
Siz de önceden böyleydiniz... ve ardından ALLAH, sizi menn etti.
Artık tebeyyün edin!
Muhakkak ki ALLAH, amel ettiklerinize habir olandır.

4. NİSA / 134

Dünya sevabı irade eden kimse… artık dünya ve ahiret sevabı ALLAH indindedir.
ALLAH, semi, basir olandır.

4. NİSA / 139

Onlar, mü'minlerin gayrısından, kafirleri veliy ittihaz edenlerdir.
Onların indinde izzet mi ibtiga ediyorlar!? Muhakkak izzet, cemian ALLAH'ındır.

5. MAİDE / 43

Nasıl oluyor da… sana tahakküm ediyorlar!?
Onların indinde, içinde ALLAH'ın hükmü bulunan Tevrat var!... sonra bunun ardından, tevella ediyorlar.
İşte onlar, iman edenler ile değillerdir.

5. MAİDE / 52

Artık, kalblerinde maraz olanların,
"Bize, daire isabet etmesinden haşy ediyoruz." diyerek seri olduklarını görürsün.
Gerekir ki (belki)… ALLAH, fetih ile veya indinden emir ile verir... ve ardından onlar, nefslerinde sırr ettikleri şeylere nadimler oluverirler.

5. MAİDE / 60

De ki:
"ALLAH indinde mesube olarak bundan daha şerr olanı size haber vereyim mi?
ALLAH indinde musibete uğrayanlar;
ALLAH'ın lanetlediği kimseler
ve kendilerine gazab ettiği kimseler
ve onlardan maymun ve domuz kıldıkları
ve "tagut"a abd olanlardır.
İşte onlar, mekan olarak şerrdirler. Seva sebilden daha çok dalalettedirler."

6. ENAM / 2

O, sizi, tinden halk edendir… sonra ecel kaza etmiştir.
Müsemma ecel, O'nun indindedir.
Sonra siz, imtira edersiniz!

6. ENAM / 50

De ki:
"Ben size, ALLAH'ın hazineleri indimdedir, demiyorum. Gayba alim değilim. Size, ben bir meleğim, de demiyorum.
Ben, sadece, bana vahy olunana tabi oluyorum."
De ki:
"Kör ve basir istiva olur mu!?
Tefekkür etmez misiniz!?"

6. ENAM / 57

De ki:
"Muhakkak ben, Rabbimden beyyineler üzreyim. Siz onları kizb ediyorsunuz. Acele ettiğiniz şey benim indimde değil!
Hüküm... sadece ALLAH'ındır. O, hakk kıssa eder. O, fasl edenlerin hayrlısıdır."

6. ENAM / 58

De ki:
"Acele ettiğiniz şey, benim indimde olsaydı, benim ve sizin aranızda emir kesinlikle kaza edilmiş olurdu."
ALLAH, zalimlere alimdir.

6. ENAM / 59

Gaybın miftahları, O'nun indindedir… sadece, O alimdir.
Berr ve bahr içinde olanlara O alimdir.
O'nun alim olması dışında yaprak (bile) ıskat olmaz.
Arzın zulmetleri içinde habbe yoktur ki… ratb yoktur ki... ve yabis yoktur ki... kitab-ı mübinde olmasın!

6. ENAM / 109

Eğer kendilerine ayet gelirse, elbette O'na iman edeceklerine, cehd yeminleriyle ALLAH'a kasem ettiler.

De ki:
"Muhakkak ayetler, ancak, ALLAH'ın indindedir… şuur edemezsiniz… gelince iman etmeyecekler!"

6. ENAM / 124

Kendilerine bir ayet ulaştığında, "ALLAH Rasullerine verilenin misli, bizim kendimize verilinceye kadar iman etmeyiz" derler.
ALLAH, risaletini nereye yapacağına alimdir!
Cürm işleyenlere, mekr etmiş oldukları şey ile... Allah indinde sagar ve şedid bir azab isabet edecektir.

6. ENAM / 127

Onlar için, Rabblerinin indinde "dar-us selam" vardır.
O, amel etmiş oldukları şey ile onlara veliy olur.

6. ENAM / 148

Şirk koşanlar diyecekler ki:
"Şayet ALLAH dileseydi, biz ve ata-babalarımız, şirk koşmazdık... ve hiçbir şeyden haram etmezdik."

Böyledir!...
Onların öncesinden olanlar da kizb etmişti. Hatta beisimizi tadmışlardı.

De ki:
"Sizin indinizde, bize ihrac edeceğiniz, ilimden var mı?
Siz sadece zanna tabi oluyorsunuz.
Siz sadece hars ediyorsunuz."

7. ARAF / 29

De ki:
"Rabbim kıst ile emir etti.
Bütün mescidlerin indinde, vechlerinizi ikame edin!
Dinde O'na muhlis olarak O'nu davet edin!
Sizi ibda ettiği gibi, ida edeceksiniz."

7. ARAF / 31

Ey Ademoğulları!
Bütün mescidlerin indinde, ziynetlerinizi ahz edin!
Yeyin... ve şürb edin... ancak israf etmeyin!
Muhakkak ki O, müsriflere muhabbet duymaz.

7. ARAF / 131

Kendilerine hasene geldiğinde, "Bu bizimdir" derler.
Eğer seyyie isabet ederse... Musa ve onunla beraber olanlara uçururlar.
Değil mi ki... muhakkak onların uçucu (uğursuz) şeyleri, ALLAH indindedir!?... fakat pek çoğu alim değiller.

7. ARAF / 134

Üzerlerine ricz vuku bulduğunda, dediler ki:
"Ey Musa!
Senin indine ahd ettiği şey ile Rabbini bize davet et. Eğer üzerimizden riczi keşf edersen sana kesinlikle iman edeceğiz... ve israiloğullarını seninle birlikte kesinlikle irsal edeceğiz."

7. ARAF / 157

- maruf ile emir eden...
- ve münkeri nehy eden...
- ve tayyib olanları kendilerine helal kılan...
- ve habis olanları kendilerine haram eden...
- ve kendilerinden ısrları ve üzerlerine konulmuş gulleri vaz eden...
Tevrat'ta ve İncil'de... kendi indlerinde mektub (ketb edilmiş) olarak vecd oldukları ümmi Nebi Rasule tabi olanlar...
ve ardından;
ona iman edenler
ve ona taazzür edenler
ve ona nasr edenler
ve onunla beraber inzal edilen nura tabi olanlar... işte onlar felaha ulaşanlardır.

7. ARAF / 187

Sana mürsa olacak saatten sual ediyorlar.
De ki:
"Muhakkak onun ilmi Rabbimin indindedir. Onun vakti için, O'ndan başkası tecelli edemez. Semalarda ve arzda sekaldir. O size, sadece, ansızın verilir."
Sanki sen ona hafiysin gibi sana sual ediyorlar.
De ki:
"Muhakkak onun ilmi ALLAH indidedir. Fakat nasın pek çoğu alim değildir."

7. ARAF / 206
SECDE AYETİ

Muhakkak, Rabbinin indide olanlar, O'na ibadet etmekten, istikbar etmezler. O'na sebbih ederler, secde ederler.

8. ENFAL / 4

İşte onlar… onlar hakk mü'minlerdir.
Onlar için, Rabblerinin indinde dereceler ve mağfiret ve kerim rızk vardır.

8. ENFAL / 10

ALLAH bunu, ancak, bununla kalbleriniz itminan olması için büşra olarak kıldı. Nasr, ancak, ALLAH'ın indindendir.
Muhakkak ki ALLAH, azizdir, hakimdir.

8. ENFAL / 22

Muhakkak, ALLAH indinde dabbenin şerr olanı, akıl etmeyen sağırlar, dilsizlerdir.

8. ENFAL / 28

Alimsiniz ki;
Mallarınız ve evladlarınız fitnedir...
ve ALLAH… azim ecir O'nun indindedir!

8. ENFAL / 32

Demişlerdi ki:
"ALLAHumme!
Eğer, SEN'in indinden hakk olan bu ise… artık üzerimize semadan hacerler imtar et veya elim azab ile bize gel."

8. ENFAL / 35

Beyt indinde onların salatı, ancak, muka ve sady etmektir.
Artık, kafir olmuş olduğunuz şeyler ile azabı tadın!

8. ENFAL / 55

Muhakkak, ALLAH indinde, dabbenin şerr olanı, kafirlerdir. Artık onlar iman etmezler.

9. TEVBE / 7

Nasıl olabilir; müşriklerin ALLAH indinde ve onun Rasulü indinde ahdi olsun!... Mescid-i Haram indinde ahdleştiğiniz kimseler müstesna.
Artık onlar size istikametli oldukça, siz de onlara istikametlenin.
Muhakkak ki ALLAH, muttakilere muhabbet duyar.

9. TEVBE / 19

Hacc edenlere iska etmeyi ve Mescid-i Haram'ın imarını… ALLAH'a ve ahir yevme iman eden ve ALLAH sebilinde cihad eden kimse gibi mi kıldınız(sandınız)!?
ALLAH indinde istiva olamazlar!
ALLAH, zalimlerin kavmini ihda etmez.

9. TEVBE / 20

İman edenler...
ve hicret edenler...
ve ALLAH sebilinde malları ve nefsleri ile cihad edenler...
onların ALLAH indinde dereceleri daha azimdir. İşte onlar... onlar faizdirler.

9. TEVBE / 22

Orada ebediyen ebedidirler.
Muhakkak ki ALLAH… azim ecir O'nun indindedir.

9. TEVBE / 36

Muhakkak, ALLAH'ın kitabında, semaların ve arzın halkıyet yevminde, ALLAH indinde ayların iddeti on ikidir.
Bunlardan dördü haram olanlardır.

Bu, kayyime dindir!
Artık onlarda, nefsinize zulüm etmeyin!

Kaffeten sizinle kıtal ettikleri gibi siz de kaffeten müşriklerle kıtal edin.
Alim olun ki; muhakkak ki ALLAH, muttakilerle beraberdir.

9. TEVBE / 52

De ki:
"Bize, sadece, iki haseneden birini terabbus edin!
Biz de size, ALLAH'ın, KENDİ İNDİNDEN veya bizim elimizden... azabı size isabet ettirmesini terabbus ediyoruz.
Artık terabbus edin... muhakkak biz de terabbus edenleriz."

9. TEVBE / 99

Arablardan, ALLAH'a ve ahir yevmine iman edenler vardır. Onlar, infak ettiğini ALLAH indinde karib olmaya ittihaz ederler ve Rasule salatlar ederler.
Değil mi ki... muhakkak o, kendileri için kurbettir!? ALLAH onları rahmetine dahil edecektir.
Muhakkak ki ALLAH, gafurdur, rahimdir.

10. YUNUS / 2

Nası nezr etsin...
ve iman edenlere, kendileri için Rabblerinin indinde "sıdk kademe" olduğuna ibşar etsin diye…
kendilerinden bir erkek kimseye vahy etmemiz, nas için çok mu acayibtir ki... kafirler:
"Muhakkak bu, elbette/kesinlikle mübin sihirbazdır." derler!?

10. YUNUS / 18

Kendilerine darr ve de menfaat etmeyen, ALLAH'ın gayrısından şeylere abd oluyorlar.
Diyorlar ki:
"Bunlar, ALLAH indinde bizim şefaatçimizdir."
De ki:
"Siz, ALLAH'a semalarda ve arzda, O'nun alim olmadığı bir şeyi mi haber veriyorsunuz!
O, onların şirk koştukları şeylerden subhandır, tealidir."

10. YUNUS / 68

"ALLAH, evlad ittihaz etti" dediler.
Subhandır O'!...
O, ganiydir!

Semalarda olanlarlar ve arzda olanlar O'nundur!
Eğer indinizde buna dair bir sultan yoksa... ALLAH'a dair alim olmadığınız şey mi söylüyorsunuz!?

10. YUNUS / 76

Ardından kendilerine, indimizden hakk geldiğinde, dediler ki:
"Muhakkak bu, elbette mübin sihirdir."

11. HUD / 28

Dedi ki:
"Ey Kavmim!
Görüyor musunuz!?
Eğer ben Rabbimden beyyineler üzre isem... ve bana indinden Rahmet vermişse... ve ardından bu, sizin üzerinize körlük kılınmışsa...
siz onu kerih görüyorken... size onu ilzam mı edeceğiz!?"

11. HUD / 31

"Size,
***ALLAH'ın hazineleri indimdedir.*** demiyorum.
Gayba alim değilim.
***Ben meleğim.*** demiyorum.
Aynlarınızın izdira ettiği kimseler için, ***ALLAH onlara hayr vermeyecek.*** diyemem.
ALLAH, nefslerinde olana alimdir. O zaman, muhakkak ben, elbette/kesinlikle zalimlerden olurdum."

11. HUD / 59

İşte Ad kavmi!...
onlar, Rabblerinin ayetleri ile cahd ettiler…
ve Rasullerine asi oldular…
ve bütün anid cebbarın emrine tabi oldular.

11. HUD / 82-83

Ardından emrimiz geldiğinde, aliyy olanı sefil kıldık!
Üzerlerine… Rabbinin indinde müsevvem olmuş, siccilden manzud hacerler imtar ettik!
Bu, zalimlerden baid değildir.

12. YUSUF / 17

"Ey babamız!
Muhakkak biz istibak zehab etmiştik. Yusuf'u metamızın indine terk etmiştik. Ardından onu kurt yemiş. Velev ki BİZ sadık olsak da... sen bize iman edecek değilsin." dediler.

12. YUSUF / 42

Necat edeceğini zann ettiği kimseye dedi ki:
"Rabbinin indinde benden zikir et."
Ancak şeytan ona, rabbine zikir etmesini unutturdu… ve ardından, sicnde bid (üç ila dokuz) sene daha lebs oldu.

12. YUSUF / 59-60

Cihazları ile cehz olduklarında, dedi ki:
"Babanızdan olan kardeşinizi bana getirin. Görmüyor musunuz, ben keyli vefa ediyorum ve ben nüzul olanların hayrlısıyım.
Eğer onu getirmezseniz, artık size indimde keyl olmaz… ve bana karib olamazsınız!"

12. YUSUF / 79

Dedi ki:
"Metamızı indinde vecd ettiğimiz kimseden başkasını ahz etmekten ALLAH'a uvz ederiz.
Muhakkak biz, o zaman, zalim oluruz."

13. RAD / 8

ALLAH,
bütün dişilerin hamil olduğu şeye…
ve rahimlerin gayz ettiği şeye…
ve de ziyade ettiği şeye…
alimdir.
Herşey, O'nun indinde, mikdar iledir.

13. RAD / 39

ALLAH, dilediğini mahv eder ve de sabitler.
Ana kitab O'nun indindedir.

13. RAD / 43

Kafirler diyorlar ki:
"Sen mürsellerden değilsin."

De ki:
"Sizinle benim aramda... indinde kitab ilmi olan kimse, şahid olarak ALLAH'a kafidir."

14. İBRAHİM / 15

Fetih istediler!... ve bütün anid cebbar habe oldu.

14. İBRAHİM / 37

"Rabbimiz!
Muhakkak ben, SEN'in muharrem beytinin (Kabe) indindeki ekin yetişmeyen vadiye, zürriyetimden iskan ettim.
Rabbimiz!
Salat ikame etmeleri için!
Artık nasdan, fuadları onlara heva edilmiş kimseler kıl. Semerelerden onları rızıklandır... umulur ki şükür ederler."

14. İBRAHİM / 46

Onlar mekrlerini kat'iyyetle mekr etmişlerdi!
Mekrleri, dağları kendilerinden zail edecek olsa… onların mekri, ALLAH'ın indindedir.

15. HİCR / 21

Hazineleri indimizde olmayan bir şey yoktur. BİZ, ancak, malum kader ile onu inzal ederiz.

16. NAHL / 95

ALLAH'a ahdinize az bir semen iştira etmeyin.
Eğer alim olursanız... muhakkak ALLAH indinde olan… o sizin için, ancak hayrdır.

16. NAHL / 96

Sizin indinizde olan şeyler nefd olur… ALLAH indinde olan şeyler ise bakidir.
Sabır edenleri, elbette/kesinlikle cezalandıracağız… onların ecirleri, amel etmiş olduklarının ahseni iledir.

17. İSRA / 23-24

Rabbin…
yalnızca O'ndan başkasına abd olmamanı...
ve ana-babaya ihsanlı olmanı...
kaza etti.

Eğer onlardan birisi veya ikisi birden senin indinde kibere iblağ olurlarsa... artık,
onlara "of, aman" deme!…
onları nehr etme!
Onlara kerim kavl söyle!
O ikisine, Rahmetten züll cenahını hafz et!
De ki:
"Rabbim!
Beni sagir iken irba ettirdikleri gibi... o ikisine rahmet eyle."

17. İSRA / 38

Bu seyyie olanların hepsi… Rabbinin indinde, mekruh olanlardır.

18. KEHF / 46

Mallar ve oğullar, dünya hayatının ziynetidir.
Salih bakiyeler ise... Rabbinin indinde sevab olarak da hayrdır... emel olarak da hayrdır.

18. KEHF / 65

Ardından, BİZ'e abd olanlardan, BİZ'im indimizden rahmet verdiğimiz ve BİZ'im VARLIĞIMIZIN ilminden alim ettiğimiz bir abde vecd oldular.

18. KEHF / 86

Hatta, güneşin gurub olduğu yere baliğ olduğunda… hamie bir ayn içinde igrab olurken ona vecd oldu… ve onun indinde bir kavme vecd oldu.
Dedik ki:
"Ey Zilkarneyn!
Ya azab edersin…
ya da haklarında hüsna ittihaz edersin..."

19. MERYEM / 55

Ehline salat ve zekat ile emir eden oldu… Rabbinin indinde marziye idi.

19. MERYEM / 76

ALLAH, ihtida etiklerine hudayı ziyade eder!
Salih bakiyeler, Rabbinin indinde...
hem sevab olarak hayrdır...
ve hem de redd olunacak yer olarak hayrdır.

19. MERYEM / 78

Gayb mı tulu oldu ona... yoksa Rahman'ın indinden ahd mi ittihaz etti?

19. MERYEM / 87

Rahman indinde... sadece, ahd ittihaz eden kimse, şefaata malik olacaktır.

20. TAHA / 52

"Onun ilmi, Rabbimin indinde, kitabtadır. Rabbim, dalalete düşmez ve unutmaz."

21. ENBİYA / 19

Semalarda ve arzda olan kimseler, O'nundur! O'nun indinde ki kimseler, O'na abd olmaktan istikbar etmezler... ve istihsar etmezler.

21. ENBİYA / 84

Ona isticab ettik… ve ardından, darrdan ona olanları keşf ettik.
Ona,
indimizden rahmet olarak...
ve abd olanlar için zikir olarak...
ehlini ve onunla beraber mislini verdik.

22. HACC / 30

Böyledir!...
ALLAH'ın haramlarını azim eden kimse... artık bu, Rabbinin indinde kendisi için hayrdır.

Size tilavet edilenler dışında en'am, size helal kılınmıştır.
Artık vesenlerin ricsinden ictinab edin... ve de zur kavilden ictinab edin.

22. HACC / 47

Azaba acele etmeni istiyorlar...
ALLAH, asla vaadinden hilaf etmez! Muhakkak ki Rabbinin indinde bir yevm, sizin adedlemenizden bin sene gibidir.

23. MUMİNUN / 117

ALLAH ile birlikte, kendisine burhan olmayan ahir ilah davet eden kimse… artık muhakkak onun hesabı, ancak Rabbinin indindedir.
Muhakkak o, felaha ulaşamaz!...
Kafirler!...

24. NUR / 12-13

Keşke, o zannı işittiğinizde…
mü'min erkekler ve mü'min kadınlar, kendi nefslerine hayr olarak... "bu mübin ifktir" deselerdi keşke!?
Keşke,
Onlar, buna dört şahid ile gelselerdi keşke!?
Şahidler ile gelmediklerinde... artık işte onlar... ALLAH indinde onlar, kazibdir.

24. NUR / 15

Hakkında ilminiz olmayan şeyi...
lisanınız ile telakki ettiğiniz zaman…
ve ağızlarınızla kavil ettiğiniz zaman…
onu, heyyin hesab ediyorsunuz… oysa o, ALLAH indinde azimdir.

24. NUR / 39

Kafir kimseler... onların amelleri, dümdüz çöldeki serab gibidir.
Zeme kimse... oraya ulaşıpta bir şeye vecd olmadığı zamana kadar onu su hesab eder!
Onun indinde ALLAH'a vecd olur… ve ardınan… hesabını vefa eder.
ALLAH, hesabı seri olandır.

24. NUR / 61

Köre harec yoktur...
ve arice (topal) harec yoktur...
ve mariz olana harec yoktur.

Kendi evlerinizden
veya babalarınızın evlerinden
veya annelerinizin evlerinden
veya erkek kardeşlerinizin evlerinden
veya kız kardeşlerinizin evlerinden
veya amcalarınızın evlerinden
veya halalarınızın evlerinden
veya dayılarınızın evlerinden
veya teyzelerinizin evlerinden
veya miftahlarına malik olduğunuz evlerden
veya size sadık olanlardan,
yemek yemenize, nefsleriniz üzre (harec) yoktur.
Cemian veya şetta olarak yemek yemeniz size cünah değildir.

Evlere dahil olduğunuz zaman... artık ALLAH indinden tahiyye olarak, tayyib mübarek şekilde nefsleriniz üzre selamlayın!

Böyledir!...
ALLAH, size ayetlerini size beyan eder... umulur ki akıl edersiniz.

27. NEML / 40

İndinde kitabtan ilim olan birisi dedi ki:
"Ben onu, tarfını irtadd etmeden önce sana veririm."

Ardından onu, indinde müstakır olarak görünce, dedi ki:
"Bu, Rabbimin fazlındandır... şükür mü edeceğim yoksa küfür mü edeceğim, beni belv etmesi içindir.
Şükür eden kimse... artık muhakkak kendi nefsi için şükür etmiştir.
Küfür eden kimse ise... artık Rabbim ganiydir, kerimdir."

27. NEML / 47

Dediler ki:
"Seni ve seninle beraber olanları uğursuzluk sayıyoruz."
Dedi ki:
"Sizin uçucularınız ALLAH indindedir.
Bilakis!...
Siz, fitne olunan kavimsiniz."

28. KASAS / 27

Dedi ki:
"Muhakkak, sekiz hicac ecirlerin üzere, şu iki kızımdan birini sana nikahlamayı irade ediyorum. Artık, eğer bunu aşra tamam edersen senin indindendir.
Sana meşakkatli olmasını irade etmem. İnşALLAH beni salih kimselerden vecd edeceksin."

28. KASAS / 37

Musa dedi ki:
"İndinden huda ile gelen kimseye… ve darın akibetinin kime olduğuna Rabbim alimdir.
Muhakkak onlar... zalimler, felaha ulaşamazlar!"

28. KASAS / 48

Ardından onlara BİZ'im indimizden hakk kılındığında, dediler ki:
"Musa'ya verilen şeylerin misli, ona da verilseydi ya!"
Onlar,
önceden Musa'ya verilenlere de kafir olmamışlar mıydı?
"Zuhur eden iki sihirbazdır" dememişler miydi!
"Muhakkak biz, hepsine kafiriz" dememişler miydi!

28. KASAS / 49

De ki:
"Eğer sadıksanız... ALLAH indinden, bu ikisinden daha hidayetli olan bir kitab ile gelin… ona tabi olayım!"

28. KASAS / 60

Şeylerden size verilenler… artık onlar, dünya hayatının metasıdır ve ziynetidir.
ALLAH indinde olanlar ise hayrlı ve bakidir.
Akıl etmiyor musunuz!

28. KASAS / 78

Dedi ki:
"Muhakkak bunlar bana, indimdeki ilim üzere verildi."

ALLAH'ın kendinden önceki karinlerden, kuvvet bakımından ondan daha şedid ve cemaat olarak daha kalabalık olanları kat'iyyetle helak etmiş olduğuna alim değil miydi!?
Mücrimlere zenblerinden sual edilmez!

29. ANKEBUT / 17

"Muhakkak siz, ancak, ALLAH'ın gayrısından vesenlere abd oluyorsunuz... ve ifkler halk ediyorsunuz. Muhakkak, ALLAH'ın gayrısından abd olduklarınız, sizi rızıklandırmaya malik olamazlar.
Artık rızkı, ALLAH'ın indinde ibtiga edin. O'na abd olun... ve O'na şükür edin!
Siz, O'na rücu edeceksiniz!"

29. ANKEBUT / 50

Diyorlar ki:
"Ona Rabbinden bir ayet inzal olaydı ya!"
De ki:
"Muhakkak ayetler, ancak, ALLAH'ın indindedir. Muhakkak ben… ancak, mübin nezirim."

30. RUM / 39

Sizin, Ribadan, nasın mallarının içinde irba olması için verdiğiniz hiç birşey… artık, ALLAH indinde irba olmaz!
ALLAH'ın vechini irade ederek, zekattan verdiğiniz şey... artık işte onlar... onlar izaf ettirenlerdir.

31. LOKMAN / 34

Muhakkak ki ALLAH...
saatin ilmi, O'nun indindedir!
Gays inzal eder.
Rahimlerde olana alimdir.
Nefs, gaden ne kesb edeceğini idra edemez.
Nefs, arzın neresinde mevt olacağını idra edemez.
Muhakkak ki ALLAH, alimdir, habirdir.

32. SECDE / 12

Şayet Rabblerinin indinde, mücrimlerin reisleri neks olduğunda, onları görsen...
"Rabbimiz!
Basar olduk ve işittik… artık bizi rücu ettir... salih amel işleyelim.
Muhakkak biz mukiniz."

33. AHZAB / 5

Onları babaları için (adıyla) davet edin. Bu, ALLAH indinde en kıst olandır.
Eğer babalarına alim değilseniz, onlar sizin dinde kardeşlerinizdir ve mevalinizdir.
Hata olarak yaptığınız şeyde size cünah yoktur. Fakat kalblerinizde taammüden yaptıklarınız öyle değildir.
ALLAH, gafur, rahim olandır.

33. AHZAB / 53

Ey iman edenler!
Nebinin evine... size izin verilmesi dışında... nazır olanlar gayrısında... taam etmek için ansızın dahil olmayın!
Fakat davet edildiğinizde dahil olun... ve ardından taam ettiğinizde neşr olun.
Hadis için ünsiyet peydahlamayın.
Muhakkak bu nebiye eza oluyor... ancak o sizden istihya ediyor. ALLAH, hakk olandan istihya etmez!
Kadınlardan bir meta sail olduğunuzda... ardından hicabın verasından sail olun. Bu sizin kalbleriniz ve onların kalbleri için daha tahirdir.
Sizin ALLAH Rasulüne eza etmeniz ve kendisinden sonra onun zevcelerini nikahlamanız ebediyen olamaz! Muhakkak bu, ALLAH indinde azim olandır!

33. AHZAB / 63

Nas, saati sual ediyor.
De ki:
"Muhakkak onun ilmi ALLAH indindedir."
İdra edemezsin… ola ki saat karib olmuştur!

33. AHZAB / 69

Ey iman edenler!
Siz Musa'ya eza eden kimseler gibi olmayın!
Ardından ALLAH onu, onların kavillerinden beri kılmıştı... ve ALLAH indinde vecih olmuştu.

34. SEBE / 23

O'nun indinde, O'nun izin verdiklerinin dışında kimselerin şefaati menfaat vermez.
Hatta, kalblerine efza edilince, derler ki:
"Rabbiniz ne dedi?"
Denilir ki:
"Aliyy, kebir olan hakk'ı"

34. SEBE / 31

Kafirler diyorlar ki:
"Biz bu Kur'an'a da... elimizin arasında olana da iman etmiyoruz."
Şayet zalimlerin, Rabblerinin indinde mevkuf olduklarını görsen!...
Bazısı bazısına (birbirlerine) kavl rücu eder durur.
İstizaf edilenler, istikbar edenlere derler ki:
"Siz olmasaydınız, biz elbette/kesinlikle mü'minler olurduk!"

34. SEBE / 37

Mallarınız ve de evladlarınız, sizin İNDİMİZE kurb olmanıza zülfa değildir.
Salih (iş)lere amil olarak iman edenler müstesna!... Artık işte onlar... onlara, amel ettikleri şeyle cezaları zıf edilir. Onlar gurfelerde emindirler.

35. FATIR / 39

O, sizi yeryüzünde halifeler kılandır.
Kafir kimseler… artık küfürleri kendilerinedir.
Rabblerinin indinde...
kafirlerin küfürleri, sadece, maktlarını ziyade eder...
ve kafirlerin küfürleri, sadece, hasarlarını ziyade eder.

37. SAFFAT / 48-49

Onların indinde... güzel gözlerle tarfını kasr edenler vardır… kenn edilmiş beyza gibidirler.

37. SAFFAT / 167-168-169-170

Muhakkak söylerlerdi ki:
"Şayet indimizde evveldekilerden zikr eden olsaydı… elbette ALLAH'a muhles olarak abd olurduk."
Ancak, O'na kafir oldular… ve ardından yakında alim olacaklar.

38. SAD / 9

Yoksa, aziz, vehhab olan senin Rabbinin rahmet hazineleri, onların indinde mi!?

38. SAD / 25

Ardından ona gafur olduk.
Böyledir!...
Muhakkak onun için İNDİMİZDE kesinlikle zülfa ve hüsn meab vardır.

38. SAD / 40

Muhakkak onun için... İNDİMİZDE kesinlikle zülfa ve hüsn meab vardır.

38. SAD / 47

Muhakkak onlar, BİZ'im indimizde kesinlikle hayr olanların ıstıfa olmuş olanlardır.

38. SAD / 51-52

Oradaki müttekiler... orada, pek çok fakihler ve şarablar davet ederler… ve onların indinde, tarfını kasr eden tirbler vardır.

39. ZUMER / 31

Sonra... muhakkak siz, kıyamet yevminde Rabbinizin indinde ıhtisam edeceksiniz.

39. ZUMER / 34-35

Rabblerinin indinde diledikleri şey onlarındır.
Muhsinlerin cezası...
ALLAH'ın, amellerinin sui olanına kendilerinden kafir olması için…
ve ecirlerini, amel etmiş olduklarının ahseni ile cezalandırması için…
böyledir.

40. MUMİN / 25

Ardından onlar, kendilerine BİZ'im indimizden bi-hakkın gelince, dediler ki:
"Onunla beraber, iman edenlerin erkek çocuklarını katl edin... ve kadınlarını istihya edin."
Kafirlerin keydi, ancak, dalalet içindedir.

40. MUMİN / 34-35

Önceden, elbette kat'iyyetle beyyinelerle Yusuf size gelmişti!... ve ardından onunla gelen şeyden şekk içinde olmanız zeyl olmamıştı.
Hatta helak olduğunda siz demiştiniz ki:
"Kesinlikle ALLAH ondan sonra Rasul baas etmez."

Böyledir!...
ALLAH'ın indinde ve iman edenlerin indinde kebir makt olarak… kendilerine gelen ALLAH'ın ayetleri hakkında sultan gayrısında cedel eden… mürtab müsrif kimseyi ALLAH, dalalette bırakır.

Böyledir!...
ALLAH, bütün cebbar mütekebbirlerin kalbleri üzre tab eder.

40. MUMİN / 83

Ardından, Rasulleri beyyinler ile geldiğinde... ilimden indlerinde olan ile ifrah oldular. Kendisiyle istihza etmiş oldukları şey onları hayk etti.

41. FUSSİLET / 38

Eğer istikbar ederlerse… artık Rabbinin indinde olanlar, gece ile ve gündüz ile… sem etmeden O'nu sebbih etmektedir.

41. FUSSİLET / 50

Elbette, darr mess etmesinin ardından... eğer ona BİZ'den rahmet tattırırsak... kesinlikle der ki:
"Bu benimdir.
Ben, saatin kaim olacağını zann etmiyorum. Elbette eğer, Rabbime rücu olursam, muhakkak O'nun indinde benim için hüsna vardır."
Artık kesinlikle kafirlere, amil oldukları ile haber edeceğiz... ve kesinlikle onlara galiz azabtan tattıracağız.

41. FUSSİLET / 52

De ki:
"Gördünüz mü, eğer ALLAH indinden ise... sonra siz de ona kafirseniz… baid şikak içinde olan o kimseden daha dall olan kim olabilir?"

42. ŞURA / 16

O'na isticab ettikten sonra ALLAH hakkında hacc edenler... onların hüccetleri,
Rabblerinin indinde idhad olur.
Gazab onların üzerinedir!...
ve şedid azab onlar içindir!

42. ŞURA / 22

Zalimleri, kesb ettikleri şeylerden (ötürü) müşfik görürsün... o, kendilerine vaki olur.
Salih (iş)lere amil olarak iman edenler ise...
cennet ravzalarındadırlar... Rabblerinin indinde, diledikleri şeyler onlar içindir.
Böyledir!...
Bu, kebir fazldır.

42. ŞURA / 36

Şeyden size verilenler… artık onlar, dünya hayatının metasıdır.
Allah indinde olanlar...
iman edenler ve Rabblerine tevekkül edenler için...
hayr ve bakidir!

43. ZUHRUF / 33-34-35

Şayet, nas vahid ummet olacak olmasaydı... Rahman'a kafir olan kimselere… elbette,
evlerine gümüşten sakflar
ve üzerinde zuhur edecekleri miraclar…
ve evlerine bablar
ve üzerinde itka edecekleri serirler…
ve zuhruf (yaldızlı gösterişler, süsler)...
kılardık.

Bütün bunlar, ancak ve sadece, dünya hayatının metalarıdır.
Ahiret, Rabbinin indinde muttakilerindir.

43. ZUHRUF / 49

Dediler ki:
"Ey sihirbaz!
İndindeki ahid ile Rabbini bizim için davet et… muhakkak biz, elbette/kesinlikle mühtediyiz."

43. ZUHRUF / 85

Semaların ve arzın ve ikisinin arasında olanların mülkü kendisine ait olan… bereketlidir.
Saatin ilmi O'nun indindedir.
Siz O'na rücu edeceksiniz.

44. DUHAN / 4-5-6

İndimizden emir edilen bütün hakim emirler, onda fark edilir.
Muhakkak ki BİZRabbinden rahmet irsal eden olduk.
Muhakkak ki O'… O semidir, alimdir.

46. AHKAF / 10

De ki:
"Gördünüz mü!
Eğer...
o, ALLAH indinden ise...
ve siz ona kafir olduysanız...
ve israiloğullarından bir şahid, onun misline şahid olmuşsa...
ve ardından ona iman ederse...
ve siz istikbar ederseniz!..."
Muhakkak ki ALLAH zalimlerin kavmini ihda etmez.

46. AHKAF / 23

Dedi ki:
"Muhakkak ilim, ancak, ALLAH'ın indindedir.
Ben, irsal olunduğum şeye sizi belağ ediyorum. Fakat ben sizi cahillik eden kavim olarak görüyorum."

47. MUHAMMED / 16

Onlardan sana istima eden kimse... hatta... senin indinden ihrac olunca... ilim verilenlere der ki:
"Az önce o ne dedi?"
İşte onlar,
ALLAH'ın kalbleri üzre tab ettikleridir...
ve kendi hevalarına tabi olanlardır.

48. FETİH / 5

Mü'min erkekleri ve mü'min kadınları,
içinde ebedi olacakları, altından nehirler cereyan eden cennetlere dahil etmesi
ve kendilerinden seyyilerine kafir olması içindir.
Bu olan, ALLAH indinde azim fevzdir.

49. HUCURAT / 3

Muhakkak, ALLAH Rasulünün indinde savtlarını gazz edenler... işte onlar... ALLAH, onların kalblerini takva için imtihan etmektedir.
Mağfiret ve azim ecir onlar içindir.

49. HUCURAT / 13

Ey nas!
Muhakkak ki BİZ sizi, zekerden ve ünsadan halk ettik.
Kendinize arif olmanız için... sizi şubeler ve kabileler halinde kıldık.
Muhakkak ALLAH indinde sizin daha kerim olanınız, daha çok ittika edeninizdir.
Muhakkak ki ALLAH alimdir, habirdir.

50. KAF / 4

BİZ, arzın onlardan neyi naks ettiğine kat'iyyetle alimiz!
BİZ'im indimizde hafız kitab vardır.

50. KAF / 24-25-26

"İkiniz… hayra mani olan, muted, murib anid keffarın hepsini cehenneme ilka edin!...
ALLAH'la beraber başka bir ilah edineni... artık siz ikiniz, onu şedid azaba ilka edin!"

51. ZARİYAT / 32-33-34

Dediler ki:
"Muhakkak biz, müsrifler için...
Rabbinin indinde müsevvem olmuş...
tinden hacerler irsal etmek için…
mücrimlerin kavmine irsal edildik."

52. TUR / 37

Yoksa onların indinde Rabbinin hazineleri mi var?
Yoksa onlar, musaytır mı?

52. TUR / 41

Yoksa gayb onların indinde de... artık ketb mi ediyorlar!?

53. NECM / 13-14

O bunları, sidret-ül müntehanın indinde... uhra inzalde de elbette kat'iyyetle görmüştü!

53. NECM / 15

Meva cenneti onun indindedir.

53. NECM / 35

Gaybın ilmi onun indinde de... artık onu mu görüyor!?

54. KAMER / 34-35

Muhakkak ki BİZ, onlara hasıb irsal etmiştik.
Lut'un ailesi dışında… onları, indimizden bir nimet olarak... seher vaktinde necat etmiştik.

Böyledir!...
BİZ, şükür edeni cezalandırırız.

54. KAMER / 54-55

Muhakkak muttakiler,
cennetlerdedir...
ve neherdedir...
Muktedir melikin indinde sıdk makaddadır.

57. HADİD / 19

ALLAH'a ve Rasullerine iman eden kimseler… işte onlar,
sıddık olanlardır...
ve Rabblerinin indinde şühedadırlar.
onlar için, ecir ve nur vardır.
Kafirler ve ayetlerimizi kizb edenler... işte onlar,
cahim ashabıdır.

61. SAFF / 2-3

Ey iman edenler!
Faili olmayacağınız şeyi ne diye konuşursunuz!?
Faili olmayacağınız şeyi söylemeniz, ALLAH indinde kebir makttır!

62. CUMA / 11

Ticareti veya lehvi görünce ona fazz oldular... ve seni kaim olarak terk ettiler.
De ki:
"ALLAH'ın indinde olanlar lehvden ve ticaretten hayrdır. ALLAH, rızk verenlerin hayrlısıdır."

Rivayete göre; bir Cuma vaktinde… Rasulullah (sav) miberde ayakta hutbede iken, şehre bir kervan girdiğinin duyulmuması üzerine… cemaat mescidi terk etmiş ve sadece 12 kişi kalmıştır. Buna istinaden bu ayet inzal olmuştur.
63. MUNAFİKUN / 7

"Fazz oluncaya kadar, ALLAH Rasulünün indinde olanlara infak etmeyin!"
diyenler onlardır!
Semalarda ki ve arzda ki hazineler ALLAH'ındır… fakat münafıklar fıkh edemezler.

64. TEGABUN / 15

Muhakkak mallarınız ve evladlarınız, ancak, fitnedir!
ALLAH!... azim ecir, O'nun indindedir!

66. TAHRİM / 11

ALLAH, iman edenlere, firavun'un hanımını mesel darb eder. O demişti ki:
"Rabbim!
SEN'in indinde, cennette, benim için bir beyt bina et. Beni firavundan ve onun amellerinden necat et. Beni zalimler kavminden necat et."

67. MULK / 26

De ki:
"Muhakkak ilim, ancak, ALLAH indindedir!
Muhakkak ben, ancak, mübin nezirim."

68. KALEM / 34

Muhakkak muttakiler için... Rabblerinin indinde, Naim cennetleri vardır.

68. KALEM / 47

Yoksa gayb onların indinde de... artık ketb mi ediyorlar!?

73. MUZZEMMİL / 20

Muhakkak ki Rabbin, senin ve seninle beraber olan bir taifenin... gecenin üçte ikisinden edna ve yarısı kadar ve üçte biri kadar kıyam ettiğine alimdir.

ALLAH geceyi ve gündüzü kaderlendirir.
Onu ihsa edemeyeceğinize alimdir... ve ardından size tevbe eder.

Artık Kur'an'dan yesir olanı kıraat edin!

O...
Sizden (bazınızın) mariz olacağına...
diğerlerinin arzda darb edeceğine...
ALLAH'ın fazlından ibtiga edeceklerine...
ve diğer bir kısmının ALLAH sebilinde kıtal edeceklerine...
alimdir!

Artık ondan, yesir olanı kıraat edin!

ve salatı ikame edin!
ve zekatı verin!
ALLAH'a hasene karz ile ikraz edin!
Nefsleriniz için hayrdan takdim ettiğiniz şey... ona, ALLAH'ın indinde hayr ve daha azim ecir olarak vecd olursunuz.
ALLAH'a istiğfar edin!
Muhakkak ki ALLAH gafurdur, rahimdir.

74. MUDDESSİR / 15-16-17

Sonra, hala daha… ziyade etmemi mi tama ediyor!?
Hayır!
Muhakkak o, ayetlerimize anid oldu… onu sauda irhak ettireceğim.

81. TEKVİR / 19-20-21

Muhakkak o, elbette,
kerim...
mekin arşın sahibinin indinde kuvvet sahibi…
orada itaat edilen...
emin...
Rasulün kavlidir.

92. LEYL / 19-20

O'nun indinde, hiç kimse için... ceza edilen bir nimet olmaz… ancak a'la Rabbinin vechini ibtiga ederek!...

98. BEYYİNE / 7-8

Muhakkak, salih (iş)lere amil olarak iman edenler...
işte onlar... onlar, beriyyenin hayrlısıdır.
Rabblerinin indinde onların cezası; içinde ebediyen ebedi olacakları, altından nehirler cereyan eden, Adn cennetleridir.
ALLAH onlardan razıdır, onlar da O'ndan razıdır.
Bu, Rabblerine haşy edenler içindir.

Sure Listesi

Kelam-ı Kadim'de Geçen Kelimeler Sözlüğü;Teolog A.Kadir İmamoğlu tarafından derlenerek hazırlanmıştır.