İçeriğe geç
KÖK Ara:
KELİME Ara:
ANLAM içinde Ara:
❝ A:RD: ❞ kökünden türeyen kelimeler... 19 Kayıt Listeleniyor.
Aynı Kökten Türeyen: xoxox Ârız arz Ma'rız Ma'ruz Ma'ruzât Urz Urza Ârıza Avarız Ârızan Ârızî Muaraza Muarız Muarızîn mutearrız taarruz Tearuz i'raz Muarraz Maarız meâriz Mu'riz Ta'riz Ta'rizât Irz
xoxox
ع ر ض A:RD:
Ârız
ع ر ض A:RD:

Dünya malı. Geçici olmak. Sonradan olan şey. Gelen. Tesadüfî vakıa. Takılan. Yapışan. Kalın ve geniş bulut. Dağ, bulut. v.s. gibi görmeye mâni olan herşey. Bir şeyin zâtına ve hakikatına ait ve lâzım olmayıp başka bir varlıktan bazan vâki ve kaim olan. Ön dişlerin haricindeki onaltı dişin herbiri. Hasta olduğundan dolayı kesilen deve. Seyrek sakallı kimse. Yanak. Bir şeyi arz ve takdim edici olan.

DuruMeal'de toplam 8 kayıtta geçiyor.
arz
ع ر ض A:RD:

İzâh etmek. Açıklamak. Takdim etmek. Bir kimseye bir şeyi izhar etmek. Bir büyüğe bir şeyi hürmetle vermek. Bir işi büyüğüne hürmetle anlatmak. Kıymetli bir şeyi diğer bir şeyle değiştirmek. Bir şeyin birden, âniden meydana gelmesi. Altın ve paradan gayrı mal, metâ. Bir şeyin uzunluk mukabili olan genişliği. Bir muamelede aldanmak. Sağlam insanın hemen ölmesi. Delirmek. Coğ: Bir yerin yeryüzünde hatt-ı istivâdan (ekvatordan) olan uzaklığı. Koz: Bir yıldızın mıntıkatul bürucdan olan uzaklığı.

DuruMeal'de toplam 15 kayıtta geçiyor.
Ma'rız
ع ر ض A:RD:

Bir şeyin görünüp çıktığı yer. Bir şeyin bildirildiği, arzolunduğu makam.

Ma'ruz
ع ر ض A:RD:

Bir şeyin etkisine uğramak veya uğratmak. Arzolunmuş, arzolunan. Serilmiş, yayılmış. Verilmiş, sunulmuş. Anlatılmış. Bir şeye karşı siper alan.

Çğl.Ma'ruzât
Urz
Urza
ع ر ض A:RD:

Hedef. Mania, engel, siper. Açıktan hedef gibi bir şeye mâruz olup duran. Hâcet, ihtiyaç. Taraf, nâhiye, cânip. Vasat, orta.

DuruMeal'de toplam 1 kayıtta geçiyor.
Ârıza
ع ر ض A:RD:

Sonradan olan noksanlık. İsabet eden belâ ve keder. Bozulma. Gelip geçici. Hariçten gelen te'sirle olan. Bir şeyin olmasına veya görülmesine mâni olan birşey. Mânia, Engel. Fevkalâde hallerde ve bilhassa harp sebebi ile geçici olarak alınan vergi.

Çğl.Avarız
Ârızan
ع ر ض A:RD:

Geçici olarak. Tesadüfen, tevafukan, rast gele.

Ârızî
ع ر ض A:RD:

Zâtî ve irsî olmayıp sonradan hâsıl olan. Zâtî ve esastan olmayıp sonradan zuhur ve taalluk eden. Muvakkat, geçici.

Muaraza
ع ر ض A:RD:

Bir şeyden yan verip sapmak. Biri ile yarışmak. Birbirine karşı gelmek. Sözle karşılıklı mücadele. Söz mücadelesi.

Muarız
ع ر ض A:RD:

Bir şeyden yan çizen. Muâraza eden. Karşı gelen.

Çğl.Muarızîn
mutearrız
ع ر ض A:RD:

Başkasının hakkına tecavüz eden, hududuna geçen, Saldıran, sataşan, taarruz eden.

taarruz
ع ر ض A:RD:

Bir şey veya bir kimse üzerine şiddetle saldırma. Çatma. Düşmana hücum etme. Sataşma. İlişme.

Tearuz
ع ر ض A:RD:

Muâraza. İki kişi arasında zıddiyet, mümânaat etmek. Muarız olmak.

i'raz
ع ر ض A:RD:

Yüz çevirmek. Başka tarafa dönmek. İctinab, çekinmek.

DuruMeal'de toplam 28 kayıtta geçiyor.
Muarraz
ع ر ض A:RD:

Bir sözü söyleyip başka bir şey murad etme ve cem' olmak, toplamak itibariyle ma'razlar, ta'rizler, adem-i tasrihler, sarahatsizlikler.

Çğl.MaarızÇğl.meâriz
Mu'riz
ع ر ض A:RD:

İ'raz eden. Yüz çeviren. Başka tarafa dönen. Ta'riz eden. Dokunaklı konuşan.

DuruMeal'de toplam 21 kayıtta geçiyor.
Ta'riz
ع ر ض A:RD:

Dokunaklı söz söylemek. Kapalıca yapılan sitem. Kinâye ile söylemek, taş atma.

Çğl.Ta'rizât
Irz
ع ر ض A:RD:

Namus. Temizlik. Cinsî haysiyet. Ehil ve ıyal. İnsanın korumağa mükellef olduğu nefsi, hasebi, şerefi ve mahremleri, zemmedilecek veya medhedilebilecek durumları. şeref, itibar, "ona sahip olan kişileri diğer insanlardan ayıran bölme, bölüm"

2. BAKARA / 31

Adem'i isimlerin hepsine alim etti...
Sonra, onları meleklere arz etti… ve ardından dedi ki:
"Eğer sadıklarsanız... BANA haber verin bu isimleri!"

2. BAKARA / 83

BİZ, İsrailoğullarına misak ahz etmiştik:
"ALLAH'tan başka abd olmayın!
Ana-babanıza ve kurb sahiblerine ve yetimlere ve miskinlere ihsanda bulunun!
Nas için hüsn konuşun!
Salatı ikame edin!
Zekat verin!"
Sonra, sizden azınızdan başkası, tevella ettiniz.
Siz muriz olanlarsınız!

2. BAKARA / 224-225

Nas arasında...
berr olmaya...
ve ittika etmeye...
ve ıslah olmaya...
(dair) yeminlerinize ALLAH'ı urza kılmayın!
ALLAH, semidir, alimdir.

ALLAH, yeminlerinizde ki lagv ile sizi ahz etmez... fakat kalblerinizin kesb ettiği şeyler ile sizi ahz eder!
ALLAH, gafurdur, halimdir.

2. BAKARA / 235

Kadınlara hıtbe arz etmenizde...
veya nefsinizde kenn etmenizde...
size cünah yoktur.

ALLAH alimdir ki; muhakkak siz onları zikir edeceksiniz. Fakat;
onlara, maruf kavl söylemeniz dışında, sırr vaad etmeyin.
Kitabın eceli iblağ oluncaya kadar, nikah akdine azim etmeyin.

Alim olun ki;
muhakkak ALLAH, nefsinizde olana alimdir. Artık O'ndan hazer edin.

Alim olun ki;
muhakkak ALLAH, gafurdur, halimdir.

3. AL-İ İMRAN / 23-24

Kendilerine kitabtan nasib verilmiş olanları görmüyor musun!?

Kendi aralarında hüküm vermesi için ALLAH'ın kitabına davet edilirler. Sonra onlardan, muriz olan bir ferik tevella eder.

Bunun sebebi,
"Nar, madud yevmler dışında bize mess etmez."
demeleridir.

İftira atmış oldukları şeyler, onları, dinleri hakkında garr eder.

3. ALİ İMRAN / 133

Rabbinizden mağfirete…
ve arzı; semalar ve arz (kadar) olan, muttakiler için idad edilmiş cennete…
seri olun!

4. NİSA / 16

İçinizden bunu yapan iki kimse… artık o ikisine eza edin.
Eğer onlar tevbe ederlerse ve ıslah olurlarsa, artık onlardan iraz edin.
Muhakkak ki ALLAH, tevvab, rahim olandır.

4. NİSA / 63

İşte onlar, kalblerinde olana ALLAH'ın alim olduğu kimselerdir. Artık;
onlardan iraz et…
onlara vaaz et…
onlar için nefslerine beliğ kavl söyle.

4. NİSA / 81

Sana "itaatimiz sanadır!" derler.
Ardından, senin indinden ibraz olunca... onlardan bir taife, senin kavl ettiklerinin garısında beyat ederler.
ALLAH, onların beyat ettikleri şeyleri ketb etmektedir.

Artık sen, onlardan iraz et... ve vekil olarak ALLAH'a kafi olarak (olacak şekilde) ALLAH'a tevekkül et!

4. NİSA / 94

Ey iman edenler!
ALLAH sebilinde darb ettiğinizde... artık tebeyyün edin.
Size selam ilka eden kimseye, dünya hayatının arızlarına ibtiga ederek, "Sen mü'min değilsin" demeyin.
ALLAH indinde pek çok magnemler vardır.
Böyledir!...
Siz de önceden böyleydiniz... ve ardından ALLAH, sizi menn etti.
Artık tebeyyün edin!
Muhakkak ki ALLAH, amel ettiklerinize habir olandır.

4. NİSA / 128

Eğer bir kadın, kocasının nüşuz etmesinden veya iraz olmasından korkarsa, aralarını sulh ile ıslah etmelerinde o ikisine cünah yoktur.
Sulh hayrdır.
Nefsler şuhha ihzar edilmiştir.
Eğer ahsen olursanız ve ittika ederseniz... artık muhakkak ki ALLAH, amel ettiklerinize habir olandır.

4. NİSA / 135

Ey iman edenler!
ALLAH için kıst ile kavvam şüheda olun, velev ki nefsiniz veya ana-babanız veya akrabanız aleyhinde bile olsa.
Ganiy veya fakir de olsalar... ALLAH, ikisine de evladır.
Adil oluyorsunuz diye hevanıza tabi olmayın.
Eğer levy ederseniz veya muriz olursanız, muhakkak ki ALLAH, amel ettiklerinize habir olandır.

5. MAİDE / 42

Onlar, BEN'i kizb için dinlerler.
Onlar, suht yerler.
Eğer sana gelirlerse, artık aralarında hüküm ver veya onlardan iraz et. Eğer onlardan iraz edersen, artık sana bir şey darr edemezler. Eğer hakem olmuşsan, aralarında kıst ile hüküm ver.
Muhakkak ki ALLAH, muksitlere muhabbet duyar.

6. ENAM / 4

Rabblerinin ayetlerinden kendilerine verilen ayetlere, ancak, muriz olmaktadırlar!

6. ENAM / 35

Eğer onların iraz etmeleri sana kebir ise... arzda nafıka veya semada süllem ibtiga etmeye istitaat edebiliyorsan… haydi ayetler getir!... Şayet ALLAH dileseydi, onları elbette huda üzre cem ederdi.
Artık sakın, cahillerden olma!

6. ENAM / 68

Ayetlerimiz hakkında havz olanları gördüğünde, gayrı hadise havz oluncaya kadar, onlardan iraz et.
Eğer şeytan sana unutturursa… artık zikir ettikten sonra, zalimler kavmiyle beraber kuud etme.

6. ENAM / 106

O'ndan başka ilah olmayan Rabbinden sana vahy edilene tabi ol!
Müşriklerden iraz et!

7. ARAF / 169

Artık, onların hilafında, kitaba varis olan halef... bu ednanın arız olanını ahz ediyor... ve
"(nasıl olsa) bize gafur olunacak" diyorlar.
Eğer mislinde bir arız daha verilse, onu da ahz ederler...!
Onlara, ALLAH üzre hakk dışında kavil etmeyeceklerine, kitab misakı ahz edilmemiş miydi!?... onda olanı ders etmemişler miydi!?
İttika edenler için dar-ul ahiret hayrdır. Akıl etmiyor musunuz?

7. ARAF / 199

Afvı ahz et!
Örf ile emir et!
Cahillerden iraz et!

8. ENFAL / 23

Şayet ALLAH, onlarda bir hayra alim olsaydı, elbette onlara işittirirdi.
Şayet onlara işittirseydi, kesinlikle onlar tevella ederlerdi ve muriz olurlardı.

8. ENFAL / 67

Arzda ishan oluncaya kadar esar etmek Nebi için olamaz.
Siz dünya arızını irade ediyorsunuz! ALLAH, ahireti irade ediyor.
ALLAH, azizdir, hakimdir.

9. TEVBE / 42

Şayet karib arız ve kasd edilmiş sefer olsaydı elbette/kesinlikle sana tabi olurlardı. Fakat şakk edilecek olan onlara baid geldi.

Onlar, ALLAH'a half edecekler:
"Şayet istitaat etseydi, sizinle beraber elbette/kesinlikle ihrac olurduk."
Onlar kendi nefslerini helak ediyorlar. Onların elbette/kesinlikle kazib olduklarına ALLAH alimdir.

9. TEVBE / 76

Ardından, KENDİ fazlından onlara verildiğinde, ona bahl oldular… muriz olarak tevella ettiler.

9. TEVBE / 95

Onlara inkılab ettiğinizde... kendilerinden iraz olmanız için… size, ALLAH ile half edecekler.
Artık onlardan arız olun!
Muhakak onlar ricstir. Kesb etmiş oldukları şeylere ceza olarak, mevaları cehennemdir.

11. HUD / 18

Kim ALLAH'a kizb ederek iftira edenden daha zalimdir!?
İşte bunlar, Rabblerine arz edilecekler ve şahidler de, "Rabblerini kizb edenler, işte bunlardır" diyecekler.
Değil mi ki... ALLAH'ın laneti zalimler üzredir!?

11. HUD / 76

"Ey İbrahim!
Bundan iraz et... muhakkak Rabbinin emri kat'iyyetle gelmiştir! Muhakkak onlara, redd olunamayacak azab verilecektir."

12. YUSUF / 28-29

Ardından kamisinin dübrden kudde olduğunu görünce, dedi ki:
"Muhakkak kadının keydidir. Muhakkak kadının keydi azimdir.
Bundan arız ol, Yusuf!"

"Sen de zenbin için istiğfar et… muhakkak sen, hata edenlerdensin."

12. YUSUF / 105

Semalarda ve arzda ayetlerden niceleri vardır… onlara merr olurlar da ondan muriz olurlar.

15. HİCR / 81

Onlara ayetlerimizi verdik… ve ardından onlar, muriz olanlar oldular.

15. HİCR / 94

Artık, sana emir olunanı sada et... ve müşriklerden iraz et!

17. İSRA / 28

Eğer, Rabbinden rica ettiğin bir rahmet ibtiga ederek, onlardan iraz edecek olursan… artık onlara, meysur kavil kavl et!

17. İSRA / 67

Bahr içinde, size darr mess ettiği zaman… yalnızca O'nun dışında... davet ettiğiniz kimseler dall olur. Ardından sizi berre necat edince, iraz edersiniz.
İnsan kafir olandır.

17. İSRA / 83

İnsana,
nimet verdiğimiz zaman, iraz eder... ve canibine ney olur.
şerr mess ettiği zaman, yeise kapılır.

18. KEHF / 47-48

Yevmde; dağları seyir ettiririz... ve arzı bariz olarak görürsün!
Onları haşr ederiz!... ve ardından onlardan hiç birisini gadr etmeyiz!
Saff saff, senin Rabbine arz edilirler!
Evvel merrede sizi halk ettiğimiz şekilde, elbette kat'iyyetle BİZ'e gelirsiniz!
Bilakis!
Siz, size vaad ettiklerimizi size kılmayacağımıza zeam etmiştiniz!?

18. KEHF / 57

Rabbinin ayetleri ile zikir ettirilen...
ve ardından onlara iraz eden...
ve eli ile takdim ettiği şeyi unutan...
kimseden, daha zalim olan kimdir!?
Muhakkak ki BİZ, onu fıkh etmelerine... kalbleri üzre kinanlar... ve kulaklarında vakr kıldık.
Sen onları hudaya davet etsen de... artık ebediyyen ihtida olmazlar.

18. KEHF / 100-101

Yevme-izinde…
aynları BEN'i zikir etmekten gıta içinde olan...
ve işitmeye istitaat edemeyen...
kafirlere cehennemi arz ederek arz ederiz.

20. TAHA / 100

Ondan iraz olan kimse… muhakkak o, kıyamet yevminde, vizre hamil olacaktır.

20. TAHA / 124

BEN'i zikir etmekten iraz olan kimse… artık muhakkak ona zank maişet vardır… onu, kıyamet yevminde kör olarak haşr ederiz.

21. ENBİYA / 1

Nas için, hesab karib olmuştur!... onlar ise, muriz olarak gaflet içindeler.

21. ENBİYA / 24

Yoksa O'nun gayrısından ilahlar mı ittihaz ettiler?
De ki:
"Haydi getirin burhanınızı!
Bu, benimle beraber olan kimselerin zikridir… ve benden önceki kimselerin zikridir."
Bilakis!
Onların pek çoğu hakka alim değiller. Artık onlar murizler.

21. ENBİYA / 32

Semayı mahfuz sakf kıldık.
Onlar, oradaki ayetlerden hala murizler!

21. ENBİYA / 42

De ki:
"Gecede ve gündüzde sizi Rahmandan kim kila edecek?"
Bilakis!
Onlar Rabblerinin zikrinden murizler.

23. MU'MİNUN / 1-2-3-4

Şu mü'minler, kat'iyyetle felahtadır:
Salatında huşu duyanlar...
ve Lagv olandan muriz olanlar...
ve Zekatlarına fail olanlar…

23. MUMİNUN / 71

Şayet hakk, onların hevalarına tabi olsaydı, semalar ve arz elbette/kesinlikle fesada uğrardı.
Bilakis!
BİZ, onlara, zikirleri ile geldik… ve ardından onlar, zikirlerinden muriz olmaktalar.

24. NUR / 33

Nikah bulamayanlar, ALLAH kendilerini fazlından ganiy edinceye kadar afif olmanın gereklerini yerine getirsinler!

Melekesi yeminlerinizde olanlardan kitab ibtiga edenler... artık onlara... onlar hakkında hayrlı olduğuna alimseniz... size verilmiş ALLAH malından onlara vererek... katib olun (mukatebe/azadlık sözleşmesi yapın)!

Fetalarınızı... eğer tahassun irade ediyorlarsa... dünya hayatının arızını ibtiga için bagy olmaya ikrah etmeyin!
İkrah edilen o (kız) kimse... artık muhakkak ki ALLAH... onların ikrah edilmesinden sonra... gafurdur, rahimdir.

24. NUR / 48

Aralarında hüküm vermesi için... ALLAH'a ve Rasulüne davet edildikleri zaman, kendilerinden bir ferik muriz olmuştur.

26. ŞUARA / 5

Rahman'ın muhdesinden kendilerine gelen bütün zikirler… onları, ancak, muriz etmiştir.

28. KASAS / 55

Lagv işittikleri zaman, ondan iraz ederler… ve derler ki:
"Bizim amelimiz bize, sizin ameliniz ise sizedir. Size selam olsun. Biz cahillere bagi olmayız."

32. SECDE / 22

Rabbinin ayetlerini zikir eden kimse… sonra onlardan iraz eden... daha zalim olan kimdir!?
Muhakkak ki BİZ, mücrimlerden intikam alanız!

32. SECDE / 30

Artık sen, onlardan iraz et!
Nazar et!... muhakkak onlar da nazar etmekteler.

33. AHZAB / 72-73

Muhakkak ki BİZ, semalara ve arza ve dağlara emanet arz ettik!... ancak bunlar, ona (emanete) hamil olmaktan imtina ettiler!... ve ondan (emanetten) işfak ettiler.

Ona (emanete) İnsan hamil oldu!

Muhakkak o (emanet)… ALLAH'ın, münafık erkeklere ve münafık kadınlara ve müşrik erkeklere ve müşrik kadınlara azab etmesi için... zalum ve cehul idi.

Mü'min erkeklere ve mü'min kadınlara, ALLAH, tevbe eder. ALLAH, gafur, rahim olandır.

34. SEBE / 16

Onlar, iraz ettiler… ve ardından BİZ, üzerlerine Arim seylini irsal ettik!
Onların iki cenneti ile...
hamt (çürümüş, acı) üküllerin zat olan...
ve eseleye ve sidreden şeylere zat olan...
iki cenneti bedellendirdik.

36. YASİN / 45-46

Onlara denilmiştir ki:
"Ellerinizin arasında olana ve halfinizde olana muttaki olun!... umulur ki size rahmet edilir."

Ancak onlar… Rabblerinin ayetlerinden gelen bütün ayetlerden, sadece, muriz olurlar!

38. SAD / 31-32-33

Ona aşiyy ile, ciyad safinler arz edildiğinde… demişti ki:
"Muhakkak ben, Rabbimi zikirden hayr hubbuna ahbab oldum"
Hatta… hicab ile tevari edince…
"onu bana redd edin!"
Ardından sekilerini ve unklarını mesh etmeye tafk etti.

38. SAD / 67-68-69-70

De ki:
"O azim haberdir. Siz ondan murizsiniz. Onlar ıhtisam ederlerken... a'la meleler (Mele-il Ala) ile (ilgili) ilimden bende yoktu. Bana, sadece, benim mübin nezir olduğum vahy ediliyor."

40. MUMİN / 46

Nar!...
Gudüvv ve aşiyy ona arz olunurlar.
"Saatin kaim olacağı yevmde... firavun alini şedid azaba dahil edin!"

41. FUSSİLET / 2-3-4

Ayetleri, alim olan kavim için beşir ve inzar edici olarak... arabiyye Kur'an olarak fasl edilen Kitab, Rahman, Rahimden tenzil olmaktadır.
Ancak onların pek çoğu arız olur... ve artık onlar işitmezler.

41. FUSSİLET / 13

Eğer iraz ederlerse, artık de ki:
"Ad ve Semudun saikası mislince saikaya sizi inzar ettim."

Ebu Cehil ile Kureyş'in ileri gelenlerinden bir topluluk şöyle dediler: "Muhammed'in işi bizi şüpheye düşürdü, sihir, kehanet, falbakıcılık ve şiiri bilen bir adam arasanız, onunla konuşsa da bize onun durumunu bir anlatsa." dediler.
Bunun üzerine Utbe b. Rebia:
"Ben vallahi şiiri, fal bakmayı, sihri dinlemişim, ona dair bir ilim edinmişimdir. Eğer öyle ise Muhammed bana gizli kalmaz." dedi ve vardı:
"Ya Muhammed, sen mi daha hayırlısın, Haşim mi; sen mi hayırlısın, Abdulmuttalib mi?" dedi.
Rasulullah cevap vermedi.
"Ya Muhammed, sen bizim ilâhlarımızı kötülüyor, atalarımızı sapık olarak gösteriyorsun, eğer başkanlık senin olsun istiyorsan bayraklarımızı sana dikelim ve eğer mal istiyorsan sana mallarımızdan senin ve arkandakilerin ihtiyaçlarını giderecek mal toplayalım ve eğer kadın ihtiyacın varsa Kureyş kızlarından beğeneceğin on tanesini seninle evlendirelim." dedi.
Rasulullah susuyor söylemiyordu.
Utbe sözünü bitirdiği zaman, Rasulullah,
"Bismillahirrahmanirrahim" deyip, bu sureyi baştan okudu. Bu ayete geldiğinde Utbe hemen Rasulullah’ın mübarek ağızlarını tuttu "Rahime" yemin vererek vazgeçmesini rica etti.
Kureyş'e çıkmadı, birkaç gün görünmeyince Ebu Cehil "Ey Kureyş topluluğu!" dedi. "Utbe neden görünmüyor? Zannederim Muhammed'e saptı, galiba onun yemeği hoşuna gitti, bu mutlak ihtiyacından olmalı, kalkın gidelim bakalım" dedi.
Vardılar. Ebu Cehil "Ey Utbe" dedi. "Sen Muhammed'e saptın o galiba hoşuna gitti, bir ihtiyacın varsa seni Muhammed'e muhtaç etmeyecek mal toplayabiliriz."
Bunun üzerine Utbe kızdı ve bundan sonra Muhammed'e ebediyyen bir şey söylemeyeceğine billahi diyerek yemin etti ve olup biteni anlattı.
"Bana" dedi, "bir şey ile cevap verdi ki: Vallahi o sihir değil, şiir de değil, fal bakıcılık da değildir."
Vallahi bilirsiniz ki Muhammed bir şey söylediği zaman yalan çıkmaz, onun için başınıza bir azap inmesinden korktum."
41. FUSSİLET / 51

İnsanı nimetlendirdiğimizde iraz eder... ve canibine ney olur.
Ona şerr mess olduğunda... o zaman, arız bir davet sahibi olur.

42. ŞURA / 45

Onları görürsün ki... ona arz olunurken, züllden huşuyla, hafi tarftan nazar ederek bakarlar.
İman edenler derler ki:
"Muhakkak hasar alanlar, kıyamet yevminde kendilerini ve ehlini hasara uğratanlardır."
Değil mi ki... muhakkak zalimler mukim azabtadır!

42. ŞURA / 48

Artık eğer arız olurlarsa... seni, onlara hafız olarak irsal etmedik!
Senin üzerine olan, sadece, belağdır.
Muhakkakki BİZ, İnsana BİZ'den rahmet taddırdığımızda... onunla ifrah olur.
Eğer, kendi elleriyle takdim ettikleri ile kendilerine seyyieler isabet ederse... artık muhakkak İnsan küfürdedir.

46. AHKAF / 3

BİZ, semaları ve arzı ve ikisinin arasındakileri, ancak, bi-hakkın ve müsemma ecel ile halk ettik.
Kafirler nezr edildikleri şeyden muriz oldular.

46. AHKAF / 20

Kafirler, yevmde nara arz edilirler...
"Siz tayyib olanlarınızı dünya hayatınızda zehab ettiniz... ve onunla metalandınız.
Artık yevmde, arzda hakk gayrısı ile istikbar ettiğiniz şeyler... ve fasıklık yapmış olduğunuz şeyler ile muhin azabla cezalandırılacaksınız."

46. AHKAF / 24

Ardından vadilerine istikbal eden arızı gördüklerinde dediler ki:
"Bu imtar ettirecek arızdır."
Bilakis!
O, acele istediğiniz… içinde elim azab olan rihtir!

46. AHKAF / 34

Kafirler, yevmde nara arz edilirler...
"Bu, bi-hakkın değil mi?"
Derler ki:
"Bilakis!
Yemin olsun Rabbimize!"
Der ki:
"Artık, kafir olduğunuz şeyler ile azabı tadın!"

53. NECM / 29

Artık…
BİZ'i zikir etmekten tevella eden...
ve dünya hayatından başka (bir şey) irade etmeyen...
kimselerden iraz et!

54. KAMER / 2-3

Eğer bir ayet görseler...
"müstemir sihirdir" diyerek iraz ederler...
kendi hevalarına tabi olarak kizb ederler.
Bütün emirler müstakırrdır.

57. HADİD / 21

Rabbinizden mağfirete... ve
arzı, arzın seması ve arz (toplamı) gibi olan...
ALLAH'a ve Rasullerine iman eden kimseler için idad edilmiş olan…
cennete sebak edin.
Bu ALLAH'ın fazlıdır… bunu dilediği kimseye verir. ALLAH, azim fazl sahibidir.

66. TAHRİM / 3

Nebi, zevcelerinin bazılarına hadis sırr etmişti. Ardından (zevcesi) bunu (diğerine) haber ettiğinde... ALLAH, bunu ona, birazına arif ederek ve birazından iraz ederek... izhar etmişti.
Ardından Nebi, bunu (zevcesine) haber verince, dedi ki:
"Sana bunu kim haber verdi?"
Dedi ki:
"Bana, alim ve habir olan haber verdi."

69. HAKKA / 18

Yevme-izinde arz olunursunuz… Hafi olanlar, sizden hafy olmaz!

72. CİNN / 16-17

Şayet tarık üzre istikametlenirlerse... bu konuda onları fitne etmek için... onları elbette gadak su ile iska ederiz.
Rabbini zikir etmekten iraz olan kimse… O, onu, azabın saadesine islak eder.

74. MUDDESSİR / 49-50-51

Artık... onlar için ne vardı da... kasvereden firar eden müstenfir eşekler gibi tezkireden muriz oldular!?

Sure Listesi

Kelam-ı Kadim'de Geçen Kelimeler Sözlüğü;Teolog A.Kadir İmamoğlu tarafından derlenerek hazırlanmıştır.