İçeriğe geç
KÖK Ara:
KELİME Ara:
ANLAM içinde Ara:
❝ A:RF ❞ kökünden türeyen kelimeler... 17 Kayıt Listeleniyor.
Aynı Kökten Türeyen: xoxox Arafat Arefe Arf A'raf Arif Urefa Avarif irfan itiraf maarif Ma'rifet Ma'ruf Ma'rufat Mutearefe Mutearife Mutearif Mutearrif Ta'rif Ta'rife Urf A'raf
xoxox
ع ر ف A:RF
Arafat
ع ر ف A:RF

Mekkenin 16 kilometre doğusunda Hacıların arefe günü toplandıkları tepe ve bunun eteğindeki ova. Tepenin diğer bir adı Cebel-ür Rahme (Rahmet dağı) dır.
Adem ile Havva cennet'ten çıkarıldıktan sonra burada bir araya geldiler.
Hz.İbrahim (as) Cebrail ile burada konuştu.
Hz.Muhammed (sav) veda hutbesini burada okudu.

Arefe
ع ر ف A:RF

Kurban bayramından bir evvelki gün.

Arf
ع ر ف A:RF

Sırt, tepe. / Yüksek yer. / Bir şeyin yüksek yeri, kısmı. Atın yelesi. Horuzun ibiği. / Cennetle Cehennem arası bir yer.

DuruMeal'de toplam 2 kayıtta geçiyor.
Çğl.A'raf
Arif
ع ر ف A:RF

İrfan sahibi. / Aşina, vakıf. / Hakkaniyetli. / Sabırlı ve mütehammil. / Çok düşünmeğe ihtiyaç kalmaksızın, tekellüfsüz gördüğünü bilen ve anlayan. / Çok irfanlı, çok tanınmış, meşhur alim. / Bir işten iyi anlayan.

DuruMeal'de toplam 21 kayıtta geçiyor.
Çğl.Urefa
Avarif
ع ر ف A:RF

Marifetler. Arifler. İşten anlar olanlar. Güzel ahlak.

irfan
ع ر ف A:RF

Amaca hizmet eden zekanın, Dava Adamı olan (yani amaçlanan, yani ikrar veren) kişiye ikram olmasından sonra, o kimsede kendiliğinden hasıl olan, anlayış, takdir ve ilim kabiliyeti. İrfan, bir amaca kendisini vakf etmek erdemini göstermiş olan insana, içten 5 ÖZ DUYUMU vasıtası ile gelen ilim üstü ilimdir. / Zekadan kaynaklanan zihni kemaliyet. / İkrar. Mücazat. Fık: Esrar-ı İlahiyeye, iman ve Kur'an hakikatlarına vukufiyet.

itiraf
ع ر ف A:RF

İrfanını kabul etmek. / Arif olanın, arif olmayana vecibesi gereği olan paylaşım, açıklama. / Kabahatini saklamamak, söylemeyi kabul etmek (Kabahatini bilmek ariflik gerektirir).

DuruMeal'de toplam 3 kayıtta geçiyor.
maarif
ع ر ف A:RF

İrfan verilen, Arif olunan yer. / Bir memlekette arifler yetiştirmek için irfan temin eden kurum, buna çalışan bakanlık. / Çehrenin manzarada zahir olan yerleri, kişiye arif olunacak alametler.

Ma'rifet
ع ر ف A:RF

Arifin, irfan sahibi olması. / Hüner. Üstadlık. Sanat. / Tuhaflık, garib hareket. / Vasıta, tavassut. / İlim ve fenlerle tahsil olunan malumat.

DuruMeal'de toplam 1 kayıtta geçiyor.
Ma'ruf
ع ر ف A:RF

Arifin irfan sahibi olduğu mevzu. Arif olunan irfan, ilim, malumat, bilgi, beceri, hüner. / Bilinen, tanınmış, meşhur. / Şeriatın makbul kıldığı veya emrettiği. Adl, ihsan, cud, tatlı dil, iyi muamele.

DuruMeal'de toplam 35 kayıtta geçiyor.
Çğl.Ma'rufat
Mutearefe
Mutearife
ع ر ف A:RF

Hakikat olduğu apaçık belli olan. İsbata ihtiyacı olmayan. Herkesin arif olduğu, bildiği. Tanınmış. Meşhur. Doğruluğu aşikar. Man: İsbatı icab etmeyen söz.

Mutearif
ع ر ف A:RF

Birbirine arif olan, tanıyan, tanışan.

Mutearrif
ع ر ف A:RF

Bir şeye arif olmak için çabalayan. İrfan için koşan.

Ta'rif
ع ر ف A:RF

Ariflerin arasında irfan paylaşımı. / Bir şeyi belli noktalar ve işaretlerle inceden inceye anlatıp bildirmek, tanıtmak. / Bir maddeyi bütünüyle bir ibare halinde anlatmak. / Gr: Bir ismi marife etmek. / Arafat'ta vakfe yapmak.

Ta'rife
ع ر ف A:RF

Tarif için izlenen yöntem. / Bir şeyi lâzım olduğu şekilde anlatıp bildiren yazı.

Urf
ع ر ف A:RF

Örf. Amaçlanmış (ikrar vermiş) İnsan topluluğuna, her bir İnsana bahş olunan irfan dışında, topluca bahş olunan ilim üstü kaideler bütünü / İnsanlar arasında güzel görülmüş, red ve inkar edilmeyip mükerreren yapılagelmiş olan şey. Fık: Şer'an ve şeriata bağlı.

DuruMeal'de toplam 4 kayıtta geçiyor.
Çğl.A'raf
2. BAKARA / 89

ALLAH indinden onlara, beraber olduklarına musaddık bir kitab geldiğinde... önceden, kafirlere karşı fetih istiyorken... arif oldukları şey kendilerine geldiğinde, ona kafir oldular!
Artık ALLAH'ın laneti, kafirlerin üzerinedir.

2. BAKARA / 146

Kendilerine kitab verdiklerimiz... ona, oğullarına arif oldukları gibi ariftirler!
Muhakkak onlardan bir ferik... alim oldukları halde… kesinlikle hakkı ketm eder.

2. BAKARA / 178-179

Ey iman edenler!
Katl hakkında, kısas üzerinize ketb edildi!
hürr ile hürr!
abd ile abd!
dişi ile dişi!

Kendisine onun kardeşinden bir şey afv edilen kimse... artık o, marufa tabi edilir... ve ona ihsan ile eda edilir.
Bu, Rabbinizden tahfif ve rahmettir!

Artık, bundan sonra... düşmanlık eden kimse... artık elim azab onadır!
Eyy lübb sahibleri!...
Hayat, sizin için kısastadır!... umulur ki ittika edersiniz.

2. BAKARA / 180-181-182

Sizden birinize mevt hazır olduğunda... eğer bir hayr tereke edecekse... ana-babası ve akrabaları için maruf ile vasiyet etmesi... muttakiler üzre hakk olarak üzerinize ketb edildi!

İşittiği şeyin ardından, onu bedellendiren kimse… artık muhakkak onun ismi, ancak, onu bedellendirenin üzerinedir.
Muhakkak ki ALLAH, semidir, alimdir.

Vasiyet edenin cenef ile veya ism ile olmasından (davranmasından) korkan... ve ardından onların aralarını ıslah eden kimse… artık onun üzerine ism yoktur.

Muhakkak ki ALLAH, gafurdur, rahimdir.

2. BAKARA / 198-199

Rabbinizden fazl ibtiga etmeniz size cünah değildir.

Arafattan ifaza olduğunuzda... artık, Meş'ar-ül Haram indinde ALLAH'ı zikir edin!... Size hidayet ettiği gibi O'nu zikir edin!... muhakkak siz, onun öncesinde... kesinlikle dall olanlardınız!

Sonra, nasın ifaza olduğu yerden ifaza olun!... ve ALLAH'a istiğfar edin!
Muhakkak ki ALLAH, gafurdur, rahimdir.

2. BAKARA / 228

Mutallaka kadınlar, kendi nefsleri ile üç kur tarabbus ederler.

ALLAH'a ve ahir yevme iman etmişlerse, ALLAH'ın rahimlerinde halk ettiği şeyi ketm etmeleri kendileri için helal değildir.

Eğer ıslah olmayı irade ederlerse... kocaları, kadınlarının (kendilerine) redd olmalarına (geri dönmelerine) daha çok hakk sahibidirler.

Kadınların (hakkları) da maruf ile üzerlerine olan mislincedir. Derece, karıları üzerine erkekler içindir.

ALLAH, azizdir, hakimdir.

2. BAKARA / 229

Boşanma iki merredir... artık ondan sonra, maruf ile imsak edin veya ihsan ile tesrih edin.

Onlara verdiğiniz şeylerden ahz etmeniz size helal değildir. ALLAH'ın hududuna ikame edemeyeceklerinden korkmaları müstesna.
Eğer siz de, onların ALLAH'ın hududunu ikame edemeyeceklerinden korkarsanız... artık, kadının fidye vermesinde o ikisine cünah yoktur.

İşte bunlar, ALLAH'ın hudududur... artık bunlara düşmanlık etmeyin.

ALLAH'ın hududuna düşmanlık eden kimse... artık işte o, o zalimlerdendir.

2. BAKARA / 231

Kadınları talak ettiğinizde... ve ardından ecelleri baliğ olunca... artık onları maruf ile imsak edin... veya maruf ile serh edin.

Düşmanlık etmek için darr ederek onları imsak etmeyin!... buna fail olan kimse... artık kendi nefsine kat'iyyetle zalim olmuştur!

ALLAH'ın ayetlerini hüzüv ittihaz etmeyin!
ALLAH'ın üzerinizdeki nimetini...
ve size vaaz etmek için kitabtan ve hikmetten size inzal ettiği şeyi...
zikir edin!

ALLAH'a ittika edin!
Muhakkak ki ALLAH'ın herşeye alim olduğuna... alim olun!

2. BAKARA / 232

Kadınları boşadığınızda ve ardından onların ecelleri baliğ olduğunda... aralarında maruf ile razı olurlarsa, artık onları zevceleri ile nikahlanmaktan azil etmeyin!

Bu, içinizden ALLAH'a ve ahir yevmine iman etmiş olanlara, vaazdır.
Bu, sizin için en zekiyy ve en tahir olandır.
ALLAH alimdir. Siz alim değilsiniz.

2. BAKARA / 233

Anneler evladlarını iki kamil havl emzirirler. Bu, emzirmeyi tamamlamayı irade eden içindir.
Onların rızkı ve kisvesi, maruf ile evlad kendisinden olan erkeğe aittir.

Nefs, sadece, vasi olduğuna mükellef edilir.

Ne anne evladı yüzünden, ne de baba evladı yüzünden darr edilmesin.
Varise düşen de bunun mislidir.
Eğer kendi aralarında anlaşarak ve teşavür ederek fisal irade ederlerse... artık o ikisine cünah yoktur.
Evladlarınızı emzirtmeyi irade ederseniz, maruf ile vereceğiniz şeyi teslim ettiğinizde, artık size yine bir cünah yoktur.

ALLAH'tan ittika edin ve alim olun ki ALLAH, amel ettiklerinize basirdir.

2. BAKARA / 234

Sizden vefat edenlerin geriye vezr ettikleri zevceler... kendi kendilerine dört ay ve aşr (on gün) tarabbus ederler.

Ecelleri baliğ olduğunda, maruf ile nefslerinde fail oldukları şeyde size cünah yoktur.

ALLAH, amel ettiklerinize habirdir.

2. BAKARA / 235

Kadınlara hıtbe arz etmenizde...
veya nefsinizde kenn etmenizde...
size cünah yoktur.

ALLAH alimdir ki; muhakkak siz onları zikir edeceksiniz. Fakat;
onlara, maruf kavl söylemeniz dışında, sırr vaad etmeyin.
Kitabın eceli iblağ oluncaya kadar, nikah akdine azim etmeyin.

Alim olun ki;
muhakkak ALLAH, nefsinizde olana alimdir. Artık O'ndan hazer edin.

Alim olun ki;
muhakkak ALLAH, gafurdur, halimdir.

2. BAKARA / 236

Temas etmediğiniz veya kendilerine farzları farz etmediğiniz kadınları
boşamışsanız, size cünah yoktur.
Musi kader üzre ve muktir kader üzre maruf meta ile o kadınları metalandırın.
Bu, muhsinler üzre hakktır.

2. BAKARA / 240

Sizden vefat edip de zevcelerini vezr edenler, bir seneye kadar zevcelerinin, havlinden ihrac edilmeksizin metalanmalarını vasiyet etmiş olmalıdır!

Ancak eğer (kendiliklerinden) ihrac olurlarsa... artık onların maruftan nefslerine fail olacağı şeylerde size cünah yoktur.

ALLAH, azizdir, hakimdir.

2. BAKARA / 241

Mutallaka kadınlara… maruf ile metalanmaları hakktır… (bu sorumluluk) muttakiler üzrinedir!

2. BAKARA / 263

Maruf kavil ve mağfiret, ezaya tabi sadakattan hayrdır.
ALLAH, ganiydir, halimdir.

2. BAKARA / 272-273

Onların hudası senin üzerine değildir. Fakat, ALLAH dilediği kimseyi ihda eder.

Hayrdan infak ettiğiniz şey...
artık o, kendi nefsleriniz içindir. Siz, ALLAH'ın vechini ibtiga etmekten başka infak edemezsiniz!

Hayrdan...
ALLAH sebilinde hasr olan...
ancak, arzda darb etmeye istitaat edemeyen...
teaffüf olmalarından ötürü, cahillerin ganiy olarak hesab ettiği...
fakirler için infak ettiğiniz şeyler... zulüm edilmeden size vefa edilir!

Sen, onlara simaları ile arif olursun... onlar nasa ilhaf ederek sail olmazlar.

Hayr olandan infak ettiğiniz şeyler...
artık muhakkak ki ALLAH, ona alimdir.

3. ALİ İMRAN / 104

Hayr olana davet eden…
ve maruf ile emir eden…
ve münkeri nehy eden…
kendinizden bir ümmet olsun!
İşte onlar, felaha ulaşanlar onlardır.

3. ALİ İMRAN / 110

Maruf ile emir etmektesiniz!...
ve münkeri nehy etmektesiniz!...
ve ALLAH'a iman etmektesiniz!
Siz, nas için ihrac edilmiş, hayr olan ümmetsiniz!

Şayet kitab ehli de iman etseydi... elbette kendileri için hayr olurdu. Onlardan mü'min olanlar vardır... ancak pek çoğu fasıktır.

3. ALİ İMRAN / 114

ALLAH'a ve ahir yevme iman ederler.
Maruf ile emir ederler ve münkerden nehy ederler.
Hayr olanda seri olurlar.
İşte onlar, salihlerdendir.

4. NİSA / 5

ALLAH'ın size kıyam kıldığı mallarınızı sefihlere vermeyin.
Onları onunla rızıklandırın ve kisveleyin ve onlar için maruf kavil söyleyin.

4. NİSA / 6

Yetimleri nikaha baliğ oluncaya kadar belv edin. Eğer onlardan rüşde ünsiyeti olan olurlarsa... artık mallarını kendilerine def edin.

Büyüyor olduklarından ötürü bedr ile ve israf ederek yemeyin.
Ganiy olan kimse, artık afif olmayı istesin. Fakir olan kimse, onu maruf ile yesin.

Onlara mallarını def ederken... hasib olarak ALLAH'a kafi olarak (olacak şekilde)... onlar üzerine şahid edinin!

4. NİSA / 8

Kurb sahibleri ve yetimler ve miskinler, kısmete hazır olduklarında... onları ondan rızıklandırın. Onlara maruf kavl söyleyin.

4. NİSA / 19

Ey iman edenler!
Kadınlara kerhen ter'is olmanız size helal değildir.
Mübeyyin olarak fahiş olanı işlemeleri dışında... kendilerine verdiklerinizin bazısını zehab etmek için onları azil etmeyin.
Onlara maruf ile aşr olun.
Eğer onlardan ikrah ederseniz... gerekir ki (belki)… sizin ikrah ettiğinize... ALLAH, onda, çok hayr kılmıştır.

4. NİSA / 25

Sizden, muhsan, mü'min kandınlarla nikahlanmaya tavl olarak istitaat etmeyen kimse, melekesi yemininizde olandan ve iman etmiş delikanlı kızlarınızdan...

ALLAH, sizin imanınıza alimdir.
Bazınız bazınızdansınız (siz birbirinizdensiniz).

Artık ehlinin izniyle onları nikahlayın.
Müsafeha gayrısında muhsan olanlara, maruf ile ecirlerini verin. Uhsin olmuşken hıdn ittihaz eden olmayın.

Artık eğer fahiş olanı işlerlerse... ardından onlara, muhsan kadınların azabının nısfıdır.

Bu, içinizden, anetten haşy edenler içindir. Sabır etmeniz sizin için hayrdır.
ALLAH, gafurdur, rahimdir.

4. NİSA / 114

Necvanın çoğunda hayr yoktur.
Sadakati veya marufu veya nasın arasını ıslahı emir eden kimse müstesna.
ALLAH'ın marzasını ibtiga ederek buna fail olan kimse… artık yakında ona azim ecir vereceğiz.

5. MAİDE / 83

Rasule inzal edileni işittiklerinde, hakktan arif oldukları şeyden (ötürü)... aynlarının demadan feyzlendiğini görürsün.
Derler ki:
"Rabbimiz!
İman ettik!
Artık bizi, şahid olanlarla beraber ketb et."

6. ENAM / 20

Kendilerine kitab verdiklerimiz, oğullarına arif oldukları gibi ona ariftirler. Nefslerinde hasar alanlar... artık onlar, iman etmezler.

7. ARAF / 46

İkisinin arasında hicab... ve Araf üzre, simaları ile hepsine arif olan erkek kimseler vardır.
Cennet ashabına,
"Size selam olsun" diye nida ederler.
Onlar (henüz) dahil olmamışlardır… onlar tama etmektedirler.

7. ARAF / 48

Araf ashabı, simaları ile arif oldukları erkek kimselere nida ederler:
"Cemaatiniz ve istikbar ettiğiniz şey sizi daha ganiy etmedi."

7. ARAF / 157

- maruf ile emir eden...
- ve münkeri nehy eden...
- ve tayyib olanları kendilerine helal kılan...
- ve habis olanları kendilerine haram eden...
- ve kendilerinden ısrları ve üzerlerine konulmuş gulleri vaz eden...
Tevrat'ta ve İncil'de... kendi indlerinde mektub (ketb edilmiş) olarak vecd oldukları ümmi Nebi Rasule tabi olanlar...
ve ardından;
ona iman edenler
ve ona taazzür edenler
ve ona nasr edenler
ve onunla beraber inzal edilen nura tabi olanlar... işte onlar felaha ulaşanlardır.

7. ARAF / 199

Afvı ahz et!
Örf ile emir et!
Cahillerden iraz et!

9. TEVBE / 67

Münafık erkekler ve münafık kadınların bazısı bazısındadır (birbirlerindendir).
Münker ile emir ederler ve maruf olanı nehy ederler.
Ellerini kabz ederler.
Onlar, ALLAH'ı unuttular... ve ardından O'da onları unuttu!
Muhakkak münafıklar... onlar, fasıklardır.

9. TEVBE / 71

Mü'min erkekler ve mü'min kadınlar...
Onların,
Maruf ile emir eden...
ve münkeri nehy eden...
ve salatı ikame eden...
ve zekatı veren...
ALLAH'a ve Rasulüne itaat eden...
bazısı, bazısının (birbirlerinin) veliyleridir.
İşte onlara, ALLAH rahmet edecektir.
Muhakkak ki ALLAH, azizdir, hakimdir.

9. TEVBE / 102

Diğerleri, zenblerini itiraf ettiler… salih ameli ve başka seyyie olanı halita etmişlerdi.
Gerekir ki (belki)… ALLAH, onlara tevbe eder.
Muhakkak ki ALLAH, gafurdur, rahimdir.

9. TEVBE / 112

Tevbe edenler,
ibadet edenler,
hamd edenler,
saih olanlar,
rüku edenler,
sacidler,
maruf'a amir olanlar,
ve münkeri nehy edenler…
ALLAH'ın hududuna hafız olanlardır. Mü'minleri ibşar et.

10. YUNUS / 45

Onları haşr edeceğimiz yevmde, sanki gündüzden bir saat dışında lebs olmamışlar gibi... kendi aralarında birbirlerine arif olurlar.
ALLAH'a lika olmaya kizb ettirenler...
ve mühtedi olmayanlar...
kat'iyyetle hasar almışlardır!

12. YUSUF / 58

Yusuf'un kardeşleri geldiler... ve ardından onun yanına dahil oldular.
O, onlara arif oldu… ancak onlar münkir oldu.

12. YUSUF / 62

Yanında ki delikanlılara dedi ki:
"Onların bidaatlerini rahllerinin içine bırakın. Umulur ki, ehillerine inkılab ettiklerinde buna arif olurlar… umulur ki rücu ederler."

16. NAHL / 83

Onlar, ALLAH'ın nimetine ariftirler… sonra onu inkar ederler. Onların pek çoğu kafirdir.

22. HACC / 41

Onlar ki... eğer kendilerini arzda imkanlandırırsak…
salat ikame ederler…
ve zekatı verirler…
ve marufu emir ederler…
ve münkerden nehy ederler.
Emirlerin akibeti ALLAH'adır.

22. HACC / 72

Beyan edilmiş ayetlerimiz kendilerine tilavet edildiği zaman, münker kafirlerin vechlerinde arif olursun... Neredeyse, kendilerine ayetlerimizi tilavet edenlere satv edecekler!
De ki:
"Şimdi size daha şerr olanı haber vereyim mi!?...
Nar!...
ALLAH, kafirlere, bunu vaad etti. Ne beis masirdir!"

23. MU'MİNUN / 68-69-70

Onlar kavli dübür etmediler mi?
Yoksa, kendilerine, evvelki ata-babalarına gelmeyen bir şey mi geldi?
Yada onlar, Rasullerine arif değiller de onun için mi ona munkirler?
Yada, "O cinnet getirmiş!" mi diyorlar?
Bilakis!
Pek çoğu hakk olanı kerih görse de... o, hakk ile geldi.

24. NUR / 53

Eğer sen kendilerine emir edersen, elbette/kesinlikle ihrac olacaklarına... cehd yeminle ALLAH'a kasem ettiler.
De ki:
"Kasem etmeyin.
Marifetiniz; itaatinizdir!
Muhakkak ki ALLAH, amel ettiklerinize habirdir."

27. NEML / 93

De ki:
"Hamd etmek ALLAH'ındır.
O, ayetlerini size gösterecektir!... ve ardından siz, onlara arif olacaksınız!
Rabbin amel ettiklerinize gafil değildir!"

31. LOKMAN / 15

Eğer seni, hakkında ilmin olmayan bir şeyi BANA şirk koşmaya cehd ederlerse... artık onlara itaat etme!
Dünyada onlara maruf ile sahib çık!
Ancak, BANA inabe edenlerin sebiline tabi ol!
Sonra rücu yeriniz, BEN'im... ve ardından, amel etmiş olduğunuz şeyleri, size BEN haber vereceğim.

31. LOKMAN / 17

"Ey oğlum!
Salat ikame et!
Maruf ile emir et!
ve münkeri nehy et!
İsabet edenlere sabır et!
Muhakkak işte bunlar, azim emirlerdendir."

33. AHZAB / 6

Nebi, mü'minlere nefslerinden evladır.
Onun zevceleri, onların anneleridir.
ALLAH'ın kitabında, uli-l erham'ın bazısı, mü'minlerden ve muhacirlerden bazısına evladır (miras konusunda)... ancak veliylerinize maruf olarak fail olmanız müstesna.
Bunlar kitabta satırlanmış olanlardır.

33. AHZAB / 32

Ey Nebi'nin kadınları!
Siz, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz.
Eğer ittika ediyorsanız, artık kavl ile tahzi olmayın!... ve ardından, kalbinde maraz olanlar tama etmesin.
Maruf kavil ile kavil edin.

33. AHZAB / 59

Ey Nebi!
Zevcelerine
ve kızlarına
ve mü'minlerin kadınlara söyle!...
cilbablarından kendi üzerlerine edna etsinler!
Bu, onlara arif olunmasına... ve ardından onlara eza edilmesine ednadır.

ALLAH, gafur, rahim olandır.

40. MU'MİN / 10-11

Muhakkak kafirlere nida edilir:
"Kesinlikle ALLAH'ın maktı, sizin kendi nefsinize maktınızdan ekberdir. Siz, imana davet edilmiştiniz… ve ardından, kafir olmuştunuz."

Derler ki:
"Rabbimiz!
Bizi iki kere mevt ettin ve iki kere hayy ettin. Ardından zenblerimizi itiraf ettik… artık huruc üzre sebil var mı!?"

47. MUHAMMED / 5-6

Onları ihda edecektir...
ve onların bevllerini ıslah edecektir…
ve onları, kendilerine arif ettiği cennete dahil edecektir.

47. MUHAMMED / 20-21

İman edenler derler ki:
"Keşke sure inzal edilseydi!?"
Muhkem sure inzal edildiğinde... ve onda, kıtal zikir edildiğinde... görürsün ki… kalblerinde maraz olanlar, mevtten üzerlerine gaşy haliyle sana nazar ederler!
Artık onlara, itaat ve maruf kavl evladır.

Ardından, emir azm edildiğinde... şayet ALLAH'a sadakat gösterselerdi... elbette/kesinlikle onlar için hayrlı olurdu.

47. MUHAMMED / 30

Şayet BİZ dilersek, elbette/kesinlikle onları sana gösteririz… ve ardından onlara,
elbette/kesinlikle simaları ile arif olursun...
ve elbette/kesinlikle onlara kavillerinin lahninden arif olursun.
ALLAH, amel ettiklerinize alimdir.

49. HUCURAT / 13

Ey nas!
Muhakkak ki BİZ sizi, zekerden ve ünsadan halk ettik.
Kendinize arif olmanız için... sizi şubeler ve kabileler halinde kıldık.
Muhakkak ALLAH indinde sizin daha kerim olanınız, daha çok ittika edeninizdir.
Muhakkak ki ALLAH alimdir, habirdir.

55. RAHMAN / 37-38-39-40-41

Sema şakk olduğunda ve ardından dihan gibi varid olduğunda…

Artık, siz ikiniz, Rabbinizin hangi alüvlerini kizb ediyorsunuz?

Ardından yevme-izinde, inse ve de cinne zenblerinden sual edilmez.

Artık, siz ikiniz, Rabbinizin hangi alüvlerini kizb ediyorsunuz?

Mücrimlere simalarından arif olunur.
Artık onlar, kademleri ile nasiyeleri ile ahz edilirler.

12. tekrar.
13. tekrar.
60. MUMTEHİN / 12

Ey Nebi!
sana biat eden mu'min kadınlar,
ALLAH'a bir şeyi şirk koşmamak...
ve serak yapmamak...
ve zinada bulunmamak...
ve evladlarını katl etmemek...
ve buhtan ile elleri ve ayakları arasında bir iftira uydurmamak...
ve maruf olanda sana asi olmamak...
üzere, sana tabi olmak için geldiklerinde... onların biatlerini kabul et!... o kadınlar için ALLAH'a istiğfar et!

Muhakkak ki ALLAH gafurdur, rahimdir.

65. TALAK / 2-3

Ecellerini belağ ettiğinizde... ardından... onları maruf ile imsak edin... veya maruf ile fark edin.
Sizden adil iki kişi şahid olsun... ve şahadeti ALLAH için ikame edin!
ALLAH'a ve ahir yevmine iman etmiş olanlara... vaaz olunan budur.
ALLAH'a ittika eden kimse... O,
ona mahrec kılar...
onu hesaba katmadığı yerden rızıklandırır.
ALLAH'a tevekkül eden kimse… artık O,
ona hasbtır.
Muhakkak ki ALLAH'ın emri baliğ olur.
ALLAH, herşey için kat'iyyetle kader kılmıştır!

65. TALAK / 6-7

İskan olduğunuz yerde, vecd olduğunuz kadar o kadınları iskan edin. Onları dıyk etmek için onları darr etmeyin.
Eğer onlar hamile iseler... artık onlara yüklerini vaz edinceye kadar infak edin.

Ardından eğer sizin için emzirirlerse... artık onların ecirlerini ödeyin. Aranızda maruf ile temir edin.
Eğer teasür olursa... vüsat sahibinin, vüsatından infak etmesi için… artık ona başkası emzirecektir.

Rızkı kendisine ikdar olunan kimse... artık o da, ALLAH'ın kendisine verdiğinden infak etsin!
ALLAH, nefsi, sadece, kendisine verdiği şeye mükellef eder!
ALLAH, usra ardından yüsr kılacaktır.

66. TAHRİM / 3

Nebi, zevcelerinin bazılarına hadis sırr etmişti. Ardından (zevcesi) bunu (diğerine) haber ettiğinde... ALLAH, bunu ona, birazına arif ederek ve birazından iraz ederek... izhar etmişti.
Ardından Nebi, bunu (zevcesine) haber verince, dedi ki:
"Sana bunu kim haber verdi?"
Dedi ki:
"Bana, alim ve habir olan haber verdi."

67. MULK / 11

Ardından zenblerini itiraf ederler.
Artık seir ashabına suhk olsun!

77. MURSELAT / 1-2-3-4-5-6-7

Yemin olsun,
örfün mürsellerine...
ve ardından, asıfın asıflarına...
ve neşrin naşirlerine...
ve ardından, farkın farıklarına...
ve ardından, özür veya nezr olarak zikir ilka edenlere!...

Muhakkak… ancak, size vaad edilen, kesinlikle vaki olur.

83. MUTAFFİFİN / 22-23-24

Muhakkak berr olanlar,
elbette naimdedirler…
erikeler üzerinde nazar ederler.
Vechlerinde, naimin nazirine arif olursun.

Sure Listesi

Kelam-ı Kadim'de Geçen Kelimeler Sözlüğü;Teolog A.Kadir İmamoğlu tarafından derlenerek hazırlanmıştır.