İçeriğe geç
KÖK Ara:
KELİME Ara:
ANLAM içinde Ara:
❝ A:Z!B ❞ kökünden türeyen kelimeler... 8 Kayıt Listeleniyor.
Aynı Kökten Türeyen: xoxox azab Azb Iztırab Muazzeb Muazzib Mu'zib Ta'zib
xoxox
ع ذ ب A:Z!B
azab
ع ذ ب A:Z!B

Eziyet. Büyük sıkıntı. Şiddetli elem.

DuruMeal'de toplam 326 kayıtta geçiyor.
Azb
ع ذ ب A:Z!B

Kesme. / Isırıp koparma. / Azarlama. / Hastalıktan hırpalanma. // Fazla susuzluktan yemek yemeği terketme. / Men'etme. / Feragat. // Tatlı, latif, hoş ve şirin (yemek, içecek)

DuruMeal'de toplam 2 kayıtta geçiyor.
Iztırab
ع ذ ب A:Z!B

Acı, elem, sıkıntı, vesvese, azab.

Muazzeb
ع ذ ب A:Z!B

Eziyet çeken, azab içinde bulunan. Sıkıntıda kalan.

DuruMeal'de toplam 4 kayıtta geçiyor.
Muazzib
ع ذ ب A:Z!B

Ta'zib eden, azab ederek eziyet veren.

Mu'zib
ع ذ ب A:Z!B

Azab ve eziyet veren

Ta'zib
ع ذ ب A:Z!B

Azab verme. Eziyet etme. / Men eylemek.

2. BAKARA / 6-7

Muhakkak kafirleri, nezr etsen de veya nezr etmesen de, seviyedir… onlar iman etmezler!
ALLAH, onların,
kalblerini...
ve işitmelerini...
ve gışa olmuş basarlarını...
hatm etmiştir! Azim azab onlaradır!

2. BAKARA / 10

Kalblerinde maraz vardır onların... ve ardından ALLAH, marazı onlara ziyade etmektedir.
Kizb etmiş oldukları şeyler ile elim azab onlar içindir.

2. BAKARA / 49

sizi sui azaba sevm eden...
oğullarınızı zebh eden...
ve kadınlarınızı istihya eden...
Firavun alinden sizi necat etmiştik. Bunda, Rabbinizden azim bir bela vardı.

2. BAKARA / 85-86

Sonra siz, işte busunuz!
Nefslerinizi katl ediyorsunuz!...
ve sizden feriki, diyarlarından ihrac ediyorsunuz!...
Onlara ism ve düşmanlık ile tezahür ediyorsunuz!...
ve esirler verirlerse fidyeleşiyorsunuz.
Onları ihrac etmek, size haram edilendi!

Kitabın bazı (kısmına) iman ediyorsunuz da, bazı (kısmına) kafir misiniz!? Artık sizden buna fail olanların cezası... dünya hayatında hizy olmaktan başka değildir!

Kıyamet yevminde, onlar azabın en şedidine redd edilirler.
ALLAH, amel ettiklerinize gafil değildir.
İşte onlar, ahiret ile dünya hayatı iştira edenlerdir. Artık onlardan azab hafifletilmez ve de onlara nasr edilmez.

2. BAKARA / 85-86

Sonra siz, işte busunuz!
Nefslerinizi katl ediyorsunuz!...
ve sizden feriki, diyarlarından ihrac ediyorsunuz!...
Onlara ism ve düşmanlık ile tezahür ediyorsunuz!...
ve esirler verirlerse fidyeleşiyorsunuz.
Onları ihrac etmek, size haram edilendi!

Kitabın bazı (kısmına) iman ediyorsunuz da, bazı (kısmına) kafir misiniz!? Artık sizden buna fail olanların cezası... dünya hayatında hizy olmaktan başka değildir!

Kıyamet yevminde, onlar azabın en şedidine redd edilirler.
ALLAH, amel ettiklerinize gafil değildir.
İşte onlar, ahiret ile dünya hayatı iştira edenlerdir. Artık onlardan azab hafifletilmez ve de onlara nasr edilmez.

2. BAKARA / 90

Ne beistir!... nefslerini iştira ettikleri şey!...
ALLAH, KENDİSİNE ibadet edenlerden dilediği kimseye KENDİ fazlından inzal etti.
ALLAH'ın inzal ettiği şeye bagy etmek suretiyle kafir oldular!...

Ardından da gazab ile gazaba beva oldular.
Kafirler için muhin azab vardır.

2. BAKARA / 96

Kesinlikle onları, hayat üzre, nasın ve şirk koşanların en harisi olarak vecd edersin. Onların her biri, bin sene ömür versek, vedd eder. Onların ömürlenmesi azabtan zahzah edecek değildir.
ALLAH, onların amel ettikleri şeylere basirdir.

2. BAKARA / 104

Ey iman edenler!
"Raina" demeyin!
"Unzurna" deyin!... ve işitin!...
Elim azab, kafirlerindir!

2. BAKARA / 114

ALLAH'ın mescidlerinde... orada O'nun isminin zikir edilmesine mani olan kimseden...
ve onları harab etmeye say eden kimseden...
daha zalim kimdir!
İşte onlar...
Onlar için oraya dahil olmak, ancak, korkuyladır!...
Onlar için dünyada hizy vardır...
Onlar için ahirette azim azab vardır.

2. BAKARA / 126

İbrahim demişti ki:
"Rabbim!
Bu beldeyi emin kıl.
Ehlinden ALLAH'a ve ahir yevme iman edenleri semerelerden rızıklandır."
Dedi ki:
"Kafirleri... artık onları da biraz metalandırır... sonra nar azabına muztar ederim.
Orası ne de beis masirdir!"

2. BAKARA / 161-162

Muhakkak, kafirler ve kafir olarak mevt olanlar… işte onlar...
ALLAH'ın
ve meleklerin
ve nasın
laneti onların hepsinin üzerinedir… bunda ebedidirler.
Onlardan azab hafifletilmez... ve onlara nazar edilmez.

2. BAKARA / 165

Nasdan, ALLAH'ın gayrısından endad ittihaz eden kimseler... ALLAH'a hubb eder gibi onlara hubb ederler!
İman edenlerin ALLAH'a hubb etmeleri daha şedidtir.

Keşke, azab görülürken, zalimler,
kuvvetin cemian ALLAH'ın olduğunu...
ve ALLAH'ın azabının şedid olduğunu...
görselerdi.

2. BAKARA / 166-167

Tabi olunanlar, tabi olanlardan teberri olduklarında ve azabı gördüklerinde... onlar ile sebeblerini kata ederler.

Tabi olanlar derler ki:
"Keşke bize bir kerre daha verilse… ve ardından, bizden teberri ettikleri gibi onlardan teberri etsek."

Böyledir!...
ALLAH, kendilerine amellerinin hasretini gösterir! Onlar nardan haric olamazlar.

2. BAKARA / 174-175-176

Muhakkak, ALLAH'ın kitabtan inzal ettiklerini
ketm edenler...
ve ona az bir semen iştira edenler...
işte onlar... batınlarında, ancak, nar yerler!

Kıyamet yevminde... ALLAH,
onlara kelime ettirmez!
onlara tezkiye ettirmez!
ve onlara elim azab vardır!

İşte onlar...
huda ile dalaleti...
ve mağfiret ile azabı...
iştira edenler... artık onlar, nara nasıl sabır ederler!?

Bunlar... ALLAH'ın, kitabı bi-hakkın inzal etmesi iledir!
Muhakkak kitab hakkında ihtilafa düşenler, kesinlikle baid şikak içindedirler.

2. BAKARA / 174-175-176

Muhakkak, ALLAH'ın kitabtan inzal ettiklerini
ketm edenler...
ve ona az bir semen iştira edenler...
işte onlar... batınlarında, ancak, nar yerler!

Kıyamet yevminde... ALLAH,
onlara kelime ettirmez!
onlara tezkiye ettirmez!
ve onlara elim azab vardır!

İşte onlar...
huda ile dalaleti...
ve mağfiret ile azabı...
iştira edenler... artık onlar, nara nasıl sabır ederler!?

Bunlar... ALLAH'ın, kitabı bi-hakkın inzal etmesi iledir!
Muhakkak kitab hakkında ihtilafa düşenler, kesinlikle baid şikak içindedirler.

2. BAKARA / 178-179

Ey iman edenler!
Katl hakkında, kısas üzerinize ketb edildi!
hürr ile hürr!
abd ile abd!
dişi ile dişi!

Kendisine onun kardeşinden bir şey afv edilen kimse... artık o, marufa tabi edilir... ve ona ihsan ile eda edilir.
Bu, Rabbinizden tahfif ve rahmettir!

Artık, bundan sonra... düşmanlık eden kimse... artık elim azab onadır!
Eyy lübb sahibleri!...
Hayat, sizin için kısastadır!... umulur ki ittika edersiniz.

2. BAKARA / 200-201-202

Menseklerinizi kaza ettiğinizde… artık, ata-babalarınızı zikir ettiğiniz gibi... veya daha şedid zikir ile ALLAH'ı zikr edin!

Nastan kimseler,
"Rabbimiz!
Bize dünyada ver."
derler. Onlara ahirette, halak yoktur.

Onlardan,
"Rabbimiz!
Bize dünyada haseneler ve ahirette haseneler ver. Bizi narın azabından vaky et."
diyenler… işte onlar, kesb ettiklerinden nasibleri olanlardır.

ALLAH, hesabı seri olandır.

2. BAKARA / 284

Semalarda olanlar ve arzda olanlar ALLAH'ındır.
Nefsinizde olanı ibda etseniz de hafy etseniz de, ALLAH onunla sizi hesaba çeker… ve ardından,
dilediği kimseye gafur olur
ve dilediği kimseye azab eder.
ALLAH herşeye kadirdir.

3. AL-İ İMRAN / 3-4

Onların ellerinin arasındakine musaddık olan kitabı, sana bi-hakkın inzal etti.
Tevrat ve İncil'i nas için huda olarak önceden inzal etmişti. Furkanı da inzal etmişti.

Muhakkak, ALLAH'ın ayetlerine kafir olanlar... onlara şedid azab vardır.
ALLAH, azizdir, intikam sahibidir.

3. AL-İ İMRAN / 16-17

"Rabbimiz!
Muhakkak biz iman ettik.
Bize... zenblerimize gafur ol!
Bizi narın azabından vaky et." diyen o kimseler;
sabır edenler
ve sadık olanlar
ve kanit olanlar
ve infak edenler
ve seherlerde istiğfar edenlerdir.

3. AL-İ İMRAN / 21-22

ALLAH'ın ayetlerine kafir olanlar
ve Nebileri hakk gayrısında katl edenler
ve nasdan kıst ile emir eden kimseleri katl edenler…
artık onları, elim azab ile ibşar et.
İşte onlar, dünyada ve ahiretde amelleri habt olanlardır. Onlara nasırlardan yoktur.

3. ALİ İMRAN / 56

"Kafirler…
artık onlara, dünyada ve ahirette şedid azabla azab edeceğim… ve onlara nasırlardan olmayacak!"

3. ALİ İMRAN / 77

Muhakkak, ALLAH'a ahdlerine ve yeminlerine az bir semen iştira edenler... işte onlar... ahirette onlara halak yoktur.
ALLAH, kıyamet yevminde
onlara kelime ettirmez...
ve onlara nazar etmez...
ve onları tezkiye ettirmez.
Onlar için elim azab vardır.

3. AL-İ İMRAN / 87-88

İşte onlar… onların cezası... ALLAH'ın ve meleklerinin ve cemian nasın lanetinin üzerlerine olmasıdır!
Bunda ebedidirler!
Azab hafifletilmez onlardan!... nazar da edilmez onlara!

3. ALİ İMRAN / 91

Muhakkak... kafirler ve kafir olarak mevt olanlar… artık, arz melaası altın fidye vermiş olsalar bile... hiç birisinden kabl edilmez!
İşte onlar… onlar için elim azab vardır… ve onlara nasır yoktur!

3. ALİ İMRAN / 105

Kendilerine beyyineler gelmesinin ardından tefrik olup ihtilafa düşenler gibi olmayın. İşte onlar... onlara azim azab vardır.

3. ALİ İMRAN / 106

Yevmde, beyazlaşan (ağaran) vechler ve kararan vechler vardır.
Vechleri kararanlara:
"İmanınızdan sonra, kafir mi oldunuz!? Artık, küfretmiş olduğunuz şeyler ile azabı tadın!"

3. ALİ İMRAN / 128

Emirden sana bir şey yoktur!
Ya onlara tevbe eder...
ya da artık, onlar muhakkak zalimdir ve onlara azab edilir.

3. ALİ İMRAN / 129

Semalarda onlanlar ve arzda olanlar ALLAH'ındır. Dilediğine gafur olur ve dilediğine azab eder.
ALLAH, gafurdur, rahimdir.

3. ALİ İMRAN / 176

Küfürde seri olanlar seni hüzünlendirmesin.
Muhakkak onlar, ALLAH'a bir şey darr edemezler. ALLAH, ahirette, onlara hazz vermemek irade ediyor. Onlar için azim azab vardır.

3. ALİ İMRAN / 177

Muhakkak, iman ile küfür iştira edenler... ALLAH'a bir şey darr edemezler. Onlara elim azab vardır.

3. ALİ İMRAN / 178

Kafirler, nefsleri için imla etmemizi, kendileri için hayr hesab etmesinler!
Onlara ismi ziyade etmeleri için imla ederiz. Onlara muhin azab vardır.

3. ALİ İMRAN / 181

"ALLAH fakirdir ve biz ganiyiz" diyenlerin kavillerini, ALLAH, elbette kat'iyyetle işitti!
Kavil ettikleri şeyleri...
ve Nebileri hakkın gayrısında katl ettiklerini...
ketb edeceğiz… ve diyeceğiz ki:
"Harık azabı tadın!"

3. ALİ İMRAN / 188

Verdikleri ile ifrah olanları ve fail olmadıkları şeyler ile ahmed edilmeye muhabbet duyanları hesab etme… artık onların, azabtan fevz olacaklarını hesab etme.
Onlar için elim azab vardır.

3. ALİ İMRAN / 191

Kıyamda ve kuudda ve cenbleri üzere ALLAH'ı zikir edenler…
ve semaların ve arzın halk edilişi hakkında tefekkür edenler:
"Rabbimiz!
Sen bunu batıla halk etmedin.
Sen subhansın! Artık bizi, nar azabından vaky et!"

4. NİSA / 14

ALLAH'a ve Rasulüne asi olan ve O'nun hududuna düşmanlık eden kimse… onu, orada ebedi olacakları nara dahil eder. Ona muhin azab vardır.

4. NİSA / 18

Kendilerine mevt hazır olduğunda "muhakkak ben el-an tevbe ettim" diyene kadar seyyie amel işleyenlere...
ve kafir olarak mevt olanlara...
tevbe yoktur.
İşte onlar... BİZ, onlar için elim azab atid ettik.

4. NİSA / 25

Sizden, muhsan, mü'min kandınlarla nikahlanmaya tavl olarak istitaat etmeyen kimse, melekesi yemininizde olandan ve iman etmiş delikanlı kızlarınızdan...

ALLAH, sizin imanınıza alimdir.
Bazınız bazınızdansınız (siz birbirinizdensiniz).

Artık ehlinin izniyle onları nikahlayın.
Müsafeha gayrısında muhsan olanlara, maruf ile ecirlerini verin. Uhsin olmuşken hıdn ittihaz eden olmayın.

Artık eğer fahiş olanı işlerlerse... ardından onlara, muhsan kadınların azabının nısfıdır.

Bu, içinizden, anetten haşy edenler içindir. Sabır etmeniz sizin için hayrdır.
ALLAH, gafurdur, rahimdir.

4. NİSA / 37

Bahl edenler ve nasa bahl ile emir edenler, ALLAH'ın, fazlından kendilerine verdiğini ketm ederler.
BİZ, kafirler için muhin azab atid ettik.

4. NİSA / 56

Muhakkak, ayetlerimize kafir olanları yakında nara saly edeceğiz. Azabı tatmaları için cildleri nazc oldukça, gayrı cildlerle bedellendireceğiz.
Muhakkak ki ALLAH, aziz, hakim olandır.

4. NİSA / 93

Bir mü'mini taammüden katl eden kimse… artık onun cezası, içinde ebedi olacağı cehennemdir. ALLAH, ona gazab etmiştir ve lanet etmiştir ve onun için azim azab idad etmiştir.

4. NİSA / 102

Onlarda olup ta... ardından onlara salat ikame ettirdiğinde, onlardan bir taife seninle beraber kaim olsun ve silahlarını ahz etsinler. Ardından secde ederken artık onlar veranızdan olsunlar.
Salat etmeyen diğer taife de gelsin ve ardından seninle beraber salat etsin. Onlar da tedbirlerini ve silahlarını ahz etsinler.

Kafirler, keşke silahlarınızdan ve metanızdan gafil olsanız da, üzerinize vahid bir meyl ile meyl yapsalar diye vedd eder.
Matardan eza çekerseniz veya mariz iseniz, silahlarınızı vaz etmenizde size cünah yoktur.
Hazerinizi ahz edin.
Muhakkak ki ALLAH, kafirler için muhin azab idad etmiştir.

4. NİSA / 138

Elim azabın kendileri için olduğunu, münafıklara ibşar et.

4. NİSA / 147

Eğer,
şükür ederseniz...
ve iman ederseniz...
ALLAH, sizin azabınıza fail olmaz!
ALLAH, şakir, alim olandır.

4. NİSA / 151

İşte onlar hakk olarak kafirdirler.
BİZ, kafirler için muhin azab atid etmişizdir.

4. NİSA / 160-161

Artık, Hadü kimselerden...
zulüm ile...
ve çoğunu ALLAH sebilinden sadd etmeleri ile…
kendilerine helal edilmiş tayyib olanları (bazılarını), onlara haram kıldık.
Onlar,
ribayı ahz ettiler... ki o, kat'iyyetle kendilerinden nehy edilmişti!
ve nasın mallarını batıl ile yediler.
Onlardan kafir olanlar için... elim azab atid ettik.

4. NİSA / 173

Salih (iş)lere amil olarak iman edenlere...
onlara ecirlerini vefa edecektir...
ve KENDİ fazlından, onlara ziyade edecektir.

İstinkaf edenler ve istikbar edenler...
onlara elim azabla azab edecektir...
Onlar için ALLAH'ın gayrısından veliy ve de nasır mevcud olmaz.

5. MAİDE / 18

Yahudiler ve nasraniler,
"Biz, ALLAH'ın oğullarıyız ve muhabbet duyduklarıyız" diyorlar.
De ki:
"Öyleyse neden size zenbleriniz ile azab ediyor?
Bilakis!
Siz, halk edilmişlerden beşersiniz."
O, dilediğine gafur olur, dilediğine azab eder. Semaların ve arzın ve arasındakilerin mülkü ALLAH'ındır. Masir O'nadır.

5. MAİDE / 33

Muhakkak, ALLAH ve Rasulü ile harb edenlerin ve arzda fesad için say edenlerin cezası;
katl edilmeleridir!...
veya salb edilmeleridir!...
veya ellerininin ve ayaklarının hilafen (çapraz olarak) kata edilmesidir!...
veya arzdan nefy edilmeleridir!
Böyledir!...
Dünyada hizy onlaradır! Ahirette de azim azab onlaradır!

5. MAİDE / 36

Muhakkak, cemian arzda olanlar ve onunla birlikte misli de kendilerinin olsa ve kıyamet yevminin azabından onu fidye etseler… kafirlerden kabl edilmez.

Onlar için elim azab vardır.

5. MAİDE / 37

Nardan ihrac olmak irade ederler... ondan haric olamazlar! Onlar için mukim azab vardır.

5. MAİDE / 40

Bilmez misin!?
Muhakkak ki ALLAH… semaların ve arzın mülkü O'nundur!
O, dilediği kimseye azab eder ve dilediği kimse için gafur olur.
ALLAH, herşeye kadirdir.

5. MAİDE / 41

Ey Rasul!
Kalbleri iman etmeden, ağızları ile "İman ettik" diyenlerden ve hadü kimselerden küfürde seri olanlar seni hüzünlendirmesin.
Onlar, BEN'i kizb etmek için dinlerler. Başka kavimler için dinlerler. Bazılarının mevzilerinden kelimeleri tahrif ederler.
"Eğer size bu verilirse hemen ahz edin, eğer verilmezse hazer edin" derler.
ALLAH'ın fitne vermek irade ettiği kimse... artık onun için, ALLAH'tan bir şeye malik olamazsın.
İşte onlar, kalblerinin tahir olmasını, ALLAH'ın irade etmediği kimselerdir.
Onlar için dünyada hizy vardır.
Onlar için ahirette de azim azab vardır.

5. MAİDE / 73

"ALLAH, üçlünün üçüncüsüdür" diyenler elbette kat'iyyetle kafir oldu!
İlah, ancak, vahid ilahtır!

Eğer kavil ettiklerinden kendilerini nehy etmezlerse, onlardan kafir olanlara kesinlikle elim azab mess olacaktır.

5. MAİDE / 80

Onlardan çoğunun kafirlere tevella ettiklerini gör!
ALLAH'ın onlara suht etmesiyle… nefslerinin kendileri için takdim ettiği şeyler, elbette beistir!
Azab içinde ebedidir onlar!

5. MAİDE / 94

Ey iman edenler!
ALLAH, ellerinizin ve mızraklarınızın nail olacağı sayddan şey ile gayb ile kimin korktuğuna ALLAH'ın alim olması için kesinlikle sizi belv eder ve size remh eder.
Bundan sonra düşmanlık eden kimse... artık ona elim azab vardır.

5. MAİDE / 115

ALLAH dedi ki:
"Muhakkak ki BEN, onu size inzal edeceğim.
Ancak, ondan sonra, sizden kafir olan kimse… muhakkak BEN, alemlerden bir tek kimseye azab etmediğim bir azabla, ona azab ederim."

5. MAİDE / 118

"Eğer onlara azab edersen… artık muhakkak onlar, SANA abd olanlardır.
Eğer onlara gafur olursan… artık muhakkak ki SEN... SEN azizsin, hakimsin."

6. ENAM / 15

De ki:
"Muhakkak ben, eğer Rabbime asi olursam, azim yevmin azabından korkarım."

6. ENAM / 30

Şayet onları, Rabblerine vakf edildiklerinde görsen!...
"Bu, hakk değil miymiş?" diyecek.
Onlar, "Bilakis! Rabbimize yemin olsun!" diyecekler.
"Artık küfür etmiş olduklarınızın azabını tadın!" diyecek.

6. ENAM / 40

De ki:
"Gördünüz mü!?
Eğer ALLAH azabını size verse veya saat size gelmiş olsa… eğer siz sadıklarsanız... ALLAH'tan gayrısını mı davet edersiniz!?"

6. ENAM / 47

De ki:
"Gördünüz mü!?
Eğer ALLAH azabını, ansızın veya cehren size verse, zalimlerin kavminden başkası helak edilir mi!?"

6. ENAM / 49

Ayetlerimizi kizb edenler… onlara, fasık olmuş oldukları şeyler ile azab mess olur.

6. ENAM / 65

De ki:
"O,
fevkinizden veya ayaklarınızın altından size azab baas etmeye…
veya sizi şialar halinde ilbas etmeye...
ve bazınızın beisini bazınıza tattırmaya...
kadirdir."
Nazar et!... Ayetleri nasıl da sarf ediyoruz… umulur ki fıkh edersiniz.

6. ENAM / 70

Vezr et!...
Dinlerini, laib ve lehv olarak ittihaz edenleri!...
ve dünya hayatını kendilerine garr edenleri!

Zikir ettir ona!...
Nefsin kesb ettiği şeyler ile ibsal olduğunu!...
Onun, ALLAH'ın gayrısında veliysi ve şefaatçisi olmadığını!...
Bütün adil olanlar adil olsa bile... ondan ahz edilemediğini!

İşte onlar... kesb ettikleri şey ile ibsal olanlardır! Onlara, kafir olmuş oldukları şeyler ile hamimden şarab ve elim azab vardır.

6. ENAM / 93

ALLAH'a kizb ederek iftira eden...
yahut kendisine birşey vahy edilmediği halde, "Bana vahy olundu" diyen...
yahut, "ALLAH'ın inzal ettiği şey mislince ben de inzal edeceğim" diyen...
kimseden daha zalim kimdir?
Şayet, zalimleri bir görsen;
mevt gamrı içinde olduklarında...
ve meleklerin ellerini bast ederek; "Nefslerinizi ihrac edin bakalım! Bu yevmde, ALLAH'a karşı hakk gayrısında söylemiş olduğunuz şeyler ile... ve ayetlerine istikbar etmiş olmanız ile muhin azaba cezalanacaksınız!" (denildiğinde)...

6. ENAM / 124

Kendilerine bir ayet ulaştığında, "ALLAH Rasullerine verilenin misli, bizim kendimize verilinceye kadar iman etmeyiz" derler.
ALLAH, risaletini nereye yapacağına alimdir!
Cürm işleyenlere, mekr etmiş oldukları şey ile... Allah indinde sagar ve şedid bir azab isabet edecektir.

6. EN'AM / 156-157

"Öncemizden iki taife üzre kitab inzal oldu… ve biz de onların derslerinden kesinlikle gafil olduk!"
demeyesiniz… yada
"Şayet bize kitab inzal edilseydi, elbette onlardan daha çok ihda olurduk!"
demeyesiniz diye... artık size, Rabbinizden huda ve rahmet olarak kat'iyyetle beyyineler gelmiştir!

Artık kim... ALLAH'ın ayetlerini kizb eden kimseden... ve O'ndan suduf eden kimseden daha zalimdir?

Ayetlerimizden suduf edenleri, suduf etmiş oldukları şey ile, azabın en suisi ile cezalandıracağız.

7. ARAF / 38

Der ki:
"Öncenizden kat'iyyetle hilv olmuş, cinnden ve insden ümmetlere dahil olun narda!"
Dahil olan herbir ümmet, kendi kardeşine lanet eder. Hatta, orada cemian idrak ettiklerinde ahirdekiler, evvelkiler için derler ki:
"Rabbimiz!
İşte bunlar bizi dalalete düşürdüler. Artık onlara nardan azabı zıf et."
Der ki:
"Hepiniz için bir kat fazladır!... fakat siz alim değilsiniz!"

7. ARAF / 39

Onların ulasındakiler, onların uhrasındakiler için der ki:
"Size, bizim üzerimize fazl yoktur... artık, kesb etmiş olduklarınız ile siz de azabı tadın!"

7. ARAF / 59

Nuh'u kavmine, elbette kat'iyyetle irsal ettik! Onlara dedi ki:
"Ey kavmim!
ALLAH'a abd olun! O'ndan gayrı size ilah yoktur.

Muhakkak ben azim yevmin azabının sizin üzerinize olmasından korkuyorum."

7. ARAF / 73

Semud kavmine, kardeşleri Salih dedi ki:
"Ey kavmim!
ALLAH'a abd olun! O'ndan gayrı sizin için ilah yoktur.
Rabbinizden size kat'iyyetle beyyineler geldi!
ALLAH'ın şu devesi, sizin için ayettir. Artık onu vezr edin... ALLAH'ın arzında yesin... ve ona sui ile mess etmeyin!
Yoksa, elim azab sizi ahz eder."

7. ARAF / 141

Sizi, Firavun ailesinden necat ettiğimizde... onlar size sui azab sevm ediyorlardı. Oğullarınızı katl ediyorlar ve kadınlarınızı istihya ediyorlardı.
Bunlarda, Rabbinizden azim bela vardı.

7. ARAF / 155-156

Musa, BİZ'imle mikatı için, kavminden, yetmiş adam ihtiyar etti. Ardından recf onları ahz ettiğinde, dedi ki:

"Rabbim!
Şayet dileseydin, onları ve yalnızca beni, önceden helak ederdin. İçimizden sefihlerin fail oduğu şeyler ile bizi mi helak edeceksin?

Bu, sadece, SEN'in fitnendir. Dilediğin kimseyi onunla dall edersin ve dilediğin kimseyi ihda edersin. SEN veliymizsin! Bize gufran ol ve rahmet et. SEN gafurların hayrlısısın.

Bu dünyada ve de ahirette, bizim kendimize hasene ketb et. Muhakkak biz, sana haid olduk."

Dedi ki:
"Azabım dilediğim kimseye isabet eder.
Rahmetim ise herşeye vasidir.
Artık onu;
zekatlarını vererek ittika edenler için...
ve ayetlerimize iman edenler için...
ketb edeceğim."

7. ARAF / 164

Onlardan bir ümmet demişti ki:
"Siz, ALLAH'ın helak edeceği veya şedid azabla azablandıracağı kavme ne diye vaaz ediyorsunuz?"
Demişlerdi ki:
"Rabbinize mazeret olarak.
ve (ayrıca) umulur ki ittika ederler (diye)."

7. ARAF / 165

Ardından, kendilerine zikir ettirilen şeyi unutuklarında... BİZ,
sui olandan nehy edenleri, necat ettik.
ve zalimleri, fasık olmuş oldukları şey ile, beis azab ile ahz ettik.

7. ARAF / 167

Rabbin, kıyamet yevmine kadar, en sui azabı kendilerine sevm edecek kimseleri... kesinlikle onlara baas edeceğini, ezan etmişti.
Muhakkak ki Rabbinin ikabı, elbette seridir.
Muhakkak ki O, kesinlikle gafurdur, rahimdir.

8. ENFAL / 14

Siz böylesiniz!...
Artık tadın onu!... kafirler için nar azabını!

8. ENFAL / 32

Demişlerdi ki:
"ALLAHumme!
Eğer, SEN'in indinden hakk olan bu ise… artık üzerimize semadan hacerler imtar et veya elim azab ile bize gel."

8. ENFAL / 33

ALLAH onlara, sen onların içinde oldukça, azab edecek değildir!
ALLAH, onlar istiğfar ederken de onlara azab edecek olan değildir.

8. ENFAL / 34

ALLAH onlara neden azab etmesin?
Onlar mescid-i haramdan sadd ediyorlar. Onlar onun veliyleri de değiller.
Onun veliyleri, sadece, muttakilerdir. Fakat onların pek çoğu alim değiller.

8. ENFAL / 35

Beyt indinde onların salatı, ancak, muka ve sady etmektir.
Artık, kafir olmuş olduğunuz şeyler ile azabı tadın!

8. ENFAL / 50

Şayet kafirleri, melekler, vechlerine ve dübürlerine darb ederek vefat ettirirken bir görseydin!
"Harık azabı tadın bakalım!"

8. ENFAL / 68

Şayet ALLAH'tan kitab sebak olmasaydı, ahz ettiğiniz şey hakkında size kesinlikle azim azab mess olurdu.

9. TEVBE / 3

ALLAH'tan ve Rasulünden, ekber hacc yevminde nas için ezandır!
Muhakkak ki ALLAH ve Rasulü, müşriklerden beridir.
Eğer tevbe ederseniz, artık bu sizin için hayrdır.
Eğer tevella ederseniz, alim olun ki; siz, ALLAH'ın mucizlerinin gayrısındasınız.
Elim azabı kafirlere ibşar et!

9. TEVBE / 14-15

Onlara kıtal edin!
ALLAH,
sizin ellerinizle onlara azab etsin…
ve onları hızy etsin…
ve onlara karşı size nasr etsin…
ve mü'min kavimlerin sadrlarına şifa versin…
Kalblerinin gayzını zehab etsin.
ALLAH, dilediği kimseye tevbe eder.
ALLAH, alimdir, hakimdir.

9. TEVBE / 26

Sonra, Rasulü üzerine ve mü'minler üzerine, ALLAH, sekinesini inzal etti. Sizin görmediğiniz ordu inzal etti ve kafirlere azab etti.
Bu, kafirlerin cezasıdır.

9. TEVBE / 34

Ey iman edenler!
Muhakkak habrlardan ve ruhbanlardan çoğu,
nasın mallarını elbette/kesinlikle batıl ile yerler…
ve ALLAH sebilinden sadd ederler.
ALLAH sebilinde infak etmeksizin... altın ve gümüş kenz edenleri… artık onları elim azab ile ibşar et!

9. TEVBE / 39

Nefr etmezseniz…
size elim azab ile azab eder…
ve sizin gayrınızda bir kavmi yerinize istibdal eder.
Siz O'na bir şey darr edemezsiniz.
ALLAH, herşeye kadirdir.

9. TEVBE / 52

De ki:
"Bize, sadece, iki haseneden birini terabbus edin!
Biz de size, ALLAH'ın, KENDİ İNDİNDEN veya bizim elimizden... azabı size isabet ettirmesini terabbus ediyoruz.
Artık terabbus edin... muhakkak biz de terabbus edenleriz."

9. TEVBE / 55

Artık onların malları ve de evladları sana acayib gelmesin.
Muhakkak ki ALLAH, dünya hayatında onlara, bunlarla azab etmeyi… ve nefslerinin kafirler olarak zehk olmasını irade ediyor.

9. TEVBE / 61

Onlardan, "O kulaktır" diyerek Nebiye eza edenler!...
De ki:
"Sizin için "hayr kulağı"dır o;
ALLAH'a iman eder.
Mü'minler için iman eder.
Sizden iman edenler için rahmettir."
ALLAH Rasulüne eza edenler... elim azab onlaradır.

Araplar casusa "ayn", yani "göz" dedikleri gibi, her söylenene kanan, her işittiğine inanan saf kimseye de "üzün" yani "kulak" derler.
9. TEVBE / 66

Tazir etmeyin!
Siz, imanınızın ardından kat'iyyetle kafir olmuş oldunuz!
Sizden bir taifeyi afv etsek bile... mücrim oldukları şeyler ile, diğer taifeye azab edeceğiz.

9. TEVBE / 68

ALLAH,
münafık erkeklere…
ve münafık kadınlara…
ve kafirlere…
içinde ebedi olacakları cehennem narını vaad etti. O, onlara hasbtır!
ALLAH, onlara lanet etmiştir. Onlar için mukim azab vardır.

9. TEVBE / 74

Söylemediklerine (dair) ALLAH'a half ediyorlar.
elbette kat'iyyetle söylediler küfür kelimesini!... ve İslamlarından sonra kafir oldular!
Nail olamadıkları şeye de hemm ettiler. Onlar, ancak, ALLAH ve Rasulü fazlından ganiy etti diye onlara nekam ettiler.
Artık,
eğer tevbe ederlerse, onlar için hayr olur.
elbette kat'iyyetle
Eğer tevella ederlerse, ALLAH onlara, dünyada ve ahirette, elim azabla azab edecektir. Onlar için arzda veliy ve de nasır yoktur.

9. TEVBE / 79

Sadakalar hakkında, mü'minlerden tatavvu edenleri ve sadece cehd ettiklerine vecd olanları lemz edenler ve ardından onlara sahr edenler... ALLAH, onlara sahr eder. Onlar için elim azab vardır.

9. TEVBE / 85

Onların malları ve de evladları sana acayib gelmesin. Muhakkak ki ALLAH, ancak, bunlarla dünyada onlara azab etmeyi ve nefslerinin, kafirler olarak zehk olmasını irade ediyor!

9. TEVBE / 90

Arablardan muazzir olanlar, kendilerine izin verilmesi için geldiler. ALLAH'a ve Rasulüne kizb edenler kuud ettiler. Onlardan kafir olanlara elim azab isabet edecektir.

9. TEVBE / 101

Havlinizde ki Arablardan ve medine ehlinden münafıklar vardır. Onlar, nifak üzre merid olmuşlardır.
Sen onlara alim değilsin. BİZ alimiz onlara!
Onlara iki merre azab edeceğiz. Sonra azim azaba redd olacaklar.

9. TEVBE / 106

Başkaları, ALLAH'ın emrine irca edilmiştir.
Onlara ya azab eder ya da onlara tevbe eder.
ALLAH, alimdir, hakimdir.

10. YUNUS / 4

Cemian merciniz O'nadır!
ALLAH'ın vaadi hakktır!
Muhakkak ki O,
halk etmeyi ibda eder...
sonra, salih (iş)lere amil olarak iman edenlere kıst ile ceza vermek için ida eder.

Kafirler!...
Onlar için küfür etmiş oldukları şeyler ile
hamimden şarab...
ve elim azab...
vardır.

10. YUNUS / 15

Beyan edilmiş ayetlerimiz kendilerine tilavet edildiğinde... BİZ'e lika olmaya rica etmeyenler derler ki:
"Bundan gayrı Kur'an getir veya bunu bedellendir."
De ki:
"Benim onu kendi kendime bedellendirmem olamaz. Ben, sadece, bana vahy olunana tabi edildim. Muhakkak... eğer Rabbime isyan edersem... azim yevmin azabından korkarım."

10. YUNUS / 50

De ki:
"Görmez misiniz!... O'nun azabının gecelerken veya gündüz vakti size verileceğini!...
Mücrimler neden bunda acele etmeyi isterler?"

10. YUNUS / 52

Sonra zalim olanlara denilir ki:
"Tadın ebedi azabı!
Siz, sadece, kesb etmiş olduğunuz şeyler ile cezalandırılırsınız!"

10. YUNUS / 54

Şayet arzda olanlar(ın hepsi), zalim nefsin hepsine ait olsaydı… azabı gördüklerinde nedameti sırr ederek… elbette/kesinlikle (hepsini) O'na fidye verirlerdi!
Onların aralarında… kendilerine zulüm edilmeden… kıst ile kaza edilir!

10. YUNUS / 70

Onlara, dünyada meta vardır!...
Sonra mecileri BİZ'edir!…
Sonra kafir oldukları şey ile onlara şedid azab tattırırız!

10. YUNUS / 88

Musa dedi ki:
"Rabbimiz!
Muhakkak SEN, Firavun'a ve onun melelerine, dünya hayatında ziynet ve mallar verdin.
Rabbimiz!
Senin sebilinden dall ettirsinler diye mi?
Rabbimiz!
Sen onların malları üzre tams et... ve kalbleri üzre şedid ol... artık onlar elim azabı görünceye kadar iman etmezler."

10. YUNUS / 96-97

Muhakkak... üzerlerine Rabblerinin kelimesi hakk olanlar… kendilerine bütün ayetler gelse bile... elim azabı görünceye kadar iman etmezler!

10. YUNUS / 98

Keşke… Yunus'un kaviminden başka... iman eden... ve ardından imanlarından menfaat gören bir (başka) kavim olsaydı!

İman ettiklerinde... dünya hayatındaki hizy azabını onlardan keşf ettik... ve onları bir hiyne kadar metalandırdık.

Hz. Yunus’un fazileti hakkında, ALLAH Rasulü Hz. Muhammed (sav) Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:
***Hiçbir kula “Yûnus bin Mettâ’dan daha hayırlıyım.” demek yakışmaz!*** (Buhârî, Enbiyâ, 35; Müslim, Fedâil, 166)
11. HUD / 3

"Rabbinize istiğfar edin.
Sonra, O'na tevbe edin!
Müsemma ecele kadar hasene metadan sizi metalandırsın…
ve fazl sahiblerine, kendi fazllarını versin.

Eğer tevella ederseniz... artık muhakkak ben, üzerinize kebir yevmin azabından korkarım."

11. HUD / 8

Eğer, azabı kendilerinden, madud ümmete tehir etsek, elbette,
"O'nu ne habs ediyor?" derler.

Değil mi ki... kendilerine verilen yevm, onlardan sarf edilen değildir!.. istihza etmiş oldukları şey, onları hayk eder.

11. HUD / 20

İşte onlar, arzda aciz bırakanlar olamazlar. Onlar için, ALLAH'ın gayrısından veliyler yoktur. Onlar için azab izaf edilir. Onlar işitmeye istitaat eden olmadılar. Onlar basir olmadılar.

11. HUD / 26

"ALLAH'tan başkasına abd olmayın!
Muhakkak ben, sizin üzerinize elim yevmin azabından korkuyorum."

11. HUD / 39

"Artık yakında, hızy edici azabın kime verileceğine alim olacaksınız."
Mukim azab onların üzerine hall olacak.

11. HUD / 48

Denildi ki:
"Ey Nuh!
BİZ'den selam ile hebt ol!...
Sana ve seninle beraber olan kimselerden ümmetlere bereketler var.
Metalandıracağımız ümmetler var ki… sonra onlara, BİZ'den elim azab mess edecek."

11. HUD / 58

Emrimiz geldiğinde...
Hud'u ve onunla beraber iman edenleri, KENDİMİZDEN rahmet ile necat ettik… ve onları galiz azabtan necat ettik.

11. HUD / 64

"Ey kavmim!
Bu ALLAH'ın nakası sizin için ayettir… artık onu vezr edin, ALLAH'ın arzında yesin... ona sui ile mess etmeyin!
Yoksa sizi karib azab ahz eder."

11. HUD / 76

"Ey İbrahim!
Bundan iraz et... muhakkak Rabbinin emri kat'iyyetle gelmiştir! Muhakkak onlara, redd olunamayacak azab verilecektir."

11. HUD / 84

Medyen'e kardeşleri Şu'ayb, dedi ki:
"Ey kavmim!
ALLAH'a abd olun! O'ndan gayrı size ilah yoktur.

Mikyali ve mizanı nakıs etmeyin. Muhakkak ben sizi hayr ile görüyorum... ve muhakkak ben, muhit yevmin azabının size olmasından korkuyorum."

11. HUD / 93

"Ey Kavmim!
Mekanetiniz üzre amel edin… muhakkak ben de amilim.
Yakında, hızy edici azabın verileceği kimseye... ve kazib olan kimseye alim olacaksınız.
Rakib olun… muhakkak ben de sizinle beraber rakibim."

11. HUD / 103

Muhakkak bunda, ahiret azabından korkanlar için elbette/kesinlikle ayetler vardır.
Bu, nasın cem edildiği yevmdir. Bu, meşhud yevmdir.

12. YUSUF / 25

Bab'a istibak ettiler. Kadın, dübründen kamisini kudde etti… ve bab'ın ledasında, kadının seyyidine lafi oldular.
Kadın dedi ki:
"Senin ehline sui irade edenin cezası, sicn veya elim azabtan başka nedir?"

12. YUSUF / 107

ALLAH'ın azabından gaşiyenin gelmeyeceğinden... veya ansızın şuurlarında olmadan saatin verilmeyeceğinden, emin mi oldular!?

13. RAD / 34

Dünya hayatında azab, onlar içindir!
Ahiret azabı ise, elbette/kesinlikle daha şakktır!... ve onları ALLAH'tan vaky edecek de yoktur!

14. İBRAHİM / 2

Semalarda olanlar ve arzda olanlar kendisine ait olan ALLAH'tır.
Vay haline kafirlerin!... şedid azabtan!

14. İBRAHİM / 6

Musa kavmine demişti ki:
"ALLAH'ın üzerinize nimetlerini zikir edin.
O,
sizi sui azaba sevm eden...
ve oğullarınızı zebh eden ve kadınlarınızı istihya eden...
firavun alinden sizi necat etmişti.
Bunda, Rabbinizden azim bela vardır."

14. İBRAHİM / 7

Rabbiniz ezan ettirmişti:
"elbette/kesinlikle, eğer şükür ederseniz, elbette/kesinlikle size ziyade ederim.
elbette/kesinlikle, eğer kafir olursanız, muhakkak azabım elbette/kesinlikle şedidtir."

14. İBRAHİM / 16-17

Sadid sudan iska edilen cehennem, onun verasındandır… onu cera etmek ister… neredeyse sevg edemez!
Her mekandan, mevt ona gelir… ancak o meyyit değildir!
Onun verasından da galiz azab!...

14. İBRAHİM / 21

ALLAH'a cemian ibraz olurlar.
Zayıflar istikbar edenlere derler ki:
"Muhakkak biz, size tabi idik. Artık siz, ALLAH'ın azabından bir şeyi bizden ganiy edebilir misiniz?"
Derler ki:
"Şayet ALLAH bize hidayet etseydi, elbette/kesinlikle size hidayet ederdik. Ceza etsek veya sabır etsek bize sevadır, bize mahis yoktur."

14. İBRAHİM / 22

Emir kaza olduğunda, şeytan der ki:
"Muhakkak ki ALLAH, size hakk vaadi vaad etti. Ben de size vaadde bulundum... ve ardından ben size hilaf oldum.
Benim için, sizin üzerinize sultan, sadece, sizi davet ediyor olmamdı... ve ardından bana siz kendiniz isticab ettiniz.

Artık beni levm etmeyin de... nefslerinizi levm edin!
Size musrih ben değilim... siz de bana musrih değilsiniz. Muhakkak ben, beni şirk koştuğunuz şeye önceden kafir olmuştum."
Muhakkak zalimler... elim azab onlaradır!

14. İBRAHİM / 44-45

Nası, kendilerine azab verilecek yevme inzar et!
Artık zalimler derler ki:
"Rabbimiz!
Bizi, karib ecele tehir et ki… senin davetine icab olalım... ve Rasullerine tabi olalım."

Siz değilmiydiniz... önceden,
"size zeval olmadığına" kasem edenler!?
Nefslerine zalim olanların meskenlerinde iskan olmuştunuz.
Onlara nasıl fail olduğumuz size beyan olmuştu.
Sizin için meseller de darb etmiştik.

15. HİCR / 49-50

BANA abd olanlara…
BEN'im gafur, rahim olduğumu...
ve BEN'im azabımın… onun, elim azab olduğunu...
haber ver!

16. NAHL / 26

Onların öncesinden olanlar kat'iyyetle mekr etmişlerdi!... Ardından ALLAH, binalarını kaidelerinden yıktı... ve ardından fevklerinde ki sakf, üzerlerine harra oldu.
Onların şuurunda olmayan yerden, onlara azab geldi.

16. NAHL / 45-46-47

Seyyieler mekr edenler...
ALLAH'ın kendilerini onunla arza hasf etmesinden…
veya şuurlarında olmayan yerden kendilerine azab vereceğinden…
veya kendi takallübleri içinde ahz etmesinden…
emin midirler!?
Artık onlar, aciz bırakacak değillerdir.
veya kendilerini korku üzre ahz etmeyeceğinden!
Artık muhakkak ki Rabbiniz, elbette/kesinlikle rauftur, rahimdir.

16. NAHL / 63

ALLAH'a yemin olsun!…
Senin öncenden ümmetlere de elbette kat'iyyetle irsal ettik!...
ve ardından şeytan, amellerini kendilerine ziynetledi...
ve ardından o, onlara, yevmde de veliy oldu.
Elim azab onlaradır!

16. NAHL / 85

Zalimler, azabı gördükleri zaman, artık
onlardan hafifletilmez…
ve onlara nazar edilmez.

16. NAHL / 88

Kafirler ve ALLAH'ın sebilinden sadd edenler… onlara, ifsad etmiş oldukları şeyler ile, azabların fevkinde azab ziyade ederiz.

16. NAHL / 94

Yeminlerinizi, aranızda dehal olarak ittihaz etmeyin!
Ardından kadem, sabitlendikten sonra zelle olur da… ALLAH'ın sebilinden sadd ettiğiniz şey ile sui olanı tadarsınız… ve azim azab sizin olur.

16. NAHL / 104

ALLAH'ın ayetlerine iman etmeyenleri, kesinlikle ALLAH ihda etmez.
Elim azab, onlar içindir.

16. NAHL / 106

Kerh edilen kimseler dışında...
imanının ardından ALLAH'a kafir olan kimseler...
ve kalbi, imanı ile mutmain olan... fakat küfür ile sadrını şerh eden kimseler...
artık ALLAH'tan gazab, onların üzerinedir!... ve onlara, azim azab vardır.

16. NAHL / 112-113

ALLAH, emin, mutmain olan karyenin meselini darb etti:
Onların rızkı ragad olarak bütün mekanlardan gelmekteydi. Ardından ALLAH'ın nimetlerine kafir oldular… ve ardından ALLAH onlara, sanat etmiş oldukları şeyler ile açlık ve korku libası taddırdı.
Onlara, elbette kat'iyyetle kendilerinden Rasul de gelmişti!... ve ardından onu da kizb etmişlerdi.
Ardından onları, azab ahz etti. Onlar zalimdiler.

16. NAHL / 117

Pek az metadır… elim azab onlar içindir!

17. İSRA / 9-10

Muhakkak bu Kur'an, en kavi olana ihda eder.
Salih (iş)lere amil olan mü'minlere...
kendileri için kebir ecir olduğunu...
ve ahirete iman etmeyenlere…
onlar için de elim azab atid etiğimizi...
ibşar eder.

17. İSRA / 15

İhtida eden kimse… artık muhakkak, ancak kendi nefsi için ihtida etmiştir.
Dall olan kimse… artık muhakkak, ancak, kendisine dall olmuştur.
Vezreden, başka bir vizr vezr etmez.
BİZ, Rasul baas edinceye kadar azab eden olmayız.

17. İSRA / 54

"Rabbiniz size alimdir…
Eğer dilerse size rahmet eder...
veya eğer dilerse size azab eder."
BİZ seni onlara vekil olarak irsal etmedik.

17. İSRA / 57

İşte o davet edilenler...
"hangimiz daha karibdir" diye, Rabblerine vesile ibtiga ederler.
O'nun rahmetini rica ederler.
O'nun azabından korkarlar.
Muhakkak senin Rabbinin azabı mahzur olur.

17. İSRA / 58

Bir karye yoktur ki... kıyamet yevminden önce,
onu helak eden...
veya ona şedid azab ile azab eden...
BİZ olmayalım.
Bu, kitabta mestur olmuştur.

18. KEHF / 55

Kendilerine huda geldiği zaman, nasın iman etmesine ve Rabblerine istiğfar etmesine mani olan... ancak, evvelkilerin sünnetinin kendilerine gelmiş olması... veya azabın kendilerine kubul olarak gelmiş olmasıdır.

18. KEHF / 58

Rahmet sahibi Rabbin, gafurdur.
Şayet kesb ettikleri şeyler ile onları ahz etseydi... azabı kendilerine elbette/kesinlikle acele ederdi.
Bilakis!
Onlar için vaad edilen vardır… onun gayrısında mevil mevcud değildir.

18. KEHF / 86

Hatta, güneşin gurub olduğu yere baliğ olduğunda… hamie bir ayn içinde igrab olurken ona vecd oldu… ve onun indinde bir kavme vecd oldu.
Dedik ki:
"Ey Zilkarneyn!
Ya azab edersin…
ya da haklarında hüsna ittihaz edersin..."

18. KEHF / 87-88

Dedi ki:
"Zalim kimse ise…
artık ona azab edelim…
sonra Rabbine redd olsun…
ve ardından, O da nükre azabla ona azab etsin!
Salih (iş)lere amil olarak iman eden kimse ise…
artık hüsna ceza onun olsun...
ve ona emrimizden yüsr olanı söyleyelim!"

19. MERYEM / 45

"Ey Babacığım!
Muhakkak ben, Rahmandan sana azab mess olmasından... ve şeytan için veliy olmandan korkuyorum."

19. MERYEM / 75

De ki:
"Dalalet içinde olan kimseler… artık Rahman onlara, medd ederek müdded versin... Hatta; ya vaad edilen azabı... ya da saati gördükleri zaman, mekanı şerr olan kimseye... ve ordusu izaf edilene artık alim olacaklar.

19. MERYEM / 79

Hayır!
BİZ, onun söylediği şeyleri ketb edeceğiz… ve ona, azabı, medd ederek medd edeceğiz.

20. TAHA / 47-48

Varın ona… ve ardınan deyin ki:
"Muhakkak biz senin Rabbinin Rasulleriyiz.
Artık israiloğullarını bizimle beraber irsal et. Onlara azab etme.
Biz, kat'iyyetle Rabbinden ayet ile sana geldik!
Hudaya tabi olanlara selam olsun!
Muhakkak bize, azabın
kizb edenlere...
ve tevella edenlere...
olduğu kat'iyyetle vahy olunmuştur."

20. TAHA / 47-48

Varın ona… ve ardınan deyin ki:
"Muhakkak biz senin Rabbinin Rasulleriyiz.
Artık israiloğullarını bizimle beraber irsal et. Onlara azab etme.
Biz, kat'iyyetle Rabbinden ayet ile sana geldik!
Hudaya tabi olanlara selam olsun!
Muhakkak bize, azabın
kizb edenlere...
ve tevella edenlere...
olduğu kat'iyyetle vahy olunmuştur."

20. TAHA / 61

Musa, onlara dedi ki:
"Yazık size!
ALLAH'a kizb ederek iftira etmeyin. Artık azab ile size suht eder. İftira edenler kat'iyyetle habe olmuştur!"

20. TAHA / 71

Dedi ki:
"Ben size izin vermeden önce ona iman mı ettiniz?
Sihre sizi alim eden, elbette/kesinlikle sizden kebirdir.
Artık elbette/kesinlikle ben sizin ellerinizi ve ayaklarınızı, hilafen (çapraz olarak) kata edeceğim. elbette/kesinlikle sizi, hurma cizlerinde salb edeceğim.
elbette/kesinlikle siz, hangimizin azabının daha şedid ve baki olduğuna alim olacaksınız."

20. TAHA / 127

Böyledir!
İsraf edenleri...
ve Rabbinin ayetlerine iman etmeyenleri…
cezalandırırız.
Elbette ahiret azabı daha şedid ve bakidir.

20. TAHA / 134

Şayet BİZ onları, onun öncesinden, azab ile helak etseydik, elbette/kesinlikle,
"Rabbimiz!
Keşke bize Rasul irsal etseydin. Zelil ve ihza olmadan önce ayetlerine tabi olurduk!" derlerdi.

21. ENBİYA / 46

Eğer, Rabbinin azabından nefha onlara kesinlikle mess etse, elbette;
"Eyvah bize!
Biz zalim kimseler olduk!" derler.

22. HACC / 2

Onu göreceğiniz yevmde, bütün emzikli kadınlar, emzirmekte olduğundan zühul eder... ve haml zatının hepsi, hamllarını vaz eder.
Nası sarhoş görürsün… ancak onlar sarhoş değillerdir... fakat ALLAH'ın azabı şedidtir.

22. HACC / 4

Ona tevella eden kimse... artık o, onu dall eder... ve onu seir azaba ihda eder… diye üzerine ketb edilmiştir.

22. HACC / 8-9

Nasdan... ilim ve huda ve münir kitab gayrısında ALLAH hakkında cedel eden kimseler… ALLAH'ın sebilinden dalalet ettirmek için… kendilerini sani olana atıf ederler.
Onlara…
dünyada hizy vardır...
ve kıyamet yevminde harık azabı tattıracağız.

22. HACC / 18
SECDE AYETİ

Görmez misin?...
Pek çoğuna azab hakk olduğu halde... muhakkak ki ALLAH'a...
semalardakiler...
ve arzdakiler...
ve güneş...
ve kamer...
ve necmler...
ve dağlar...
ve şecereler...
ve dabbeler...
ve nasın çoğu...
O'na secde etmektedir.
ALLAH'ın hevan ettiği kimse... artık ona, ikram edebilecek yoktur.
Muhakkak ki ALLAH, dilediğine faildir.

22. HACC / 22

Gammdan ihrac olmayı irade ettikleri her seferde… orada ida edilirler:
"Tadın harık azabı!"

22. HACC / 25

Muhakkak...
kafirler...
ve ALLAH'ın sebilinden,
ve orada akif olan ve ibda olan nas için aynı seviyede kılınmış Mescid-i Haram'dan sadd edenler...
orada zulüm ile ilhad irade eden kimseler...
BİZ onlara, elim azabtan tattıracağız.

22. HACC / 47

Azaba acele etmeni istiyorlar...
ALLAH, asla vaadinden hilaf etmez! Muhakkak ki Rabbinin indinde bir yevm, sizin adedlemenizden bin sene gibidir.

22. HACC / 55

Kafirler,
saat ansızın geliverinceye kadar…
veya akim yevmin azabı kendilerine gelinceye kadar…
bundan mirye içinde olur dururlar.

22. HACC / 56-57

İzin yevminin mülkü, ALLAH'ındır!
O, aralarında hüküm eder… ve ardından
salih (iş)lere amil olarak iman edenler,
Naim Cennetlerinde olurlar.
Kafirler ve ayetlerimizi kizb edenler ise…
artık işte onlar… onlara muhin azab vardır.

23. MU'MİNUN / 63-64

Bilakis!
Kalbleri bundan gamr içindedir.
Onlar için… amel ettikleri... bunların gayrısında ameller de vardır.
Hatta… turfe olanlarına azab ile ahz ettiğimizde, hemen cer ederler.

23. MU'MİNUN / 76-77

BİZ onları, elbette kat'iyyetle azab ile ahz ettik… ve ardından, Rabblerine tazarru ederek istikane etmediler.
Hatta, şedid azab sahibi bab'ı üzerlerine feth ettiğimiz zaman, onlar onun içinde mublis olmuşlardı.

23. MU'MİNUN / 76-77

BİZ onları, elbette kat'iyyetle azab ile ahz ettik… ve ardından, Rabblerine tazarru ederek istikane etmediler.
Hatta, şedid azab sahibi bab'ı üzerlerine feth ettiğimiz zaman, onlar onun içinde mublis olmuşlardı.

24. NUR / 2

Zina yapan kadına ve zina yapan erkeğe... onlardan her birine 100'er celde, celde vurun.
Eğer siz ALLAH'ın dininde, ALLAH'a ve ahir yevmine iman ediyorsanız... o ikisine (karşı) refet, sizi ahz etmesin.
Bu ikisinin azabına mu'minlerden bir taife şahid olsun.

24. NUR / 8-9

Kadının,
dört sefer, "onun muhakkak ki muhakkak kaziblerden olduğuna" ALLAH'ı şahid göstermesi…
ve beşincisi seferde; eğer o sadıklardan ise ALLAH'ın gazabının kendi üzerine olmasını söylemesi...
kendisinden azabı dar eder.

24. NUR / 11

Muhakkak ifk ile gelenler… sizden bir usbedir.
Bunu kendinize şerr hesab etmeyin.
Bilakis!
Bu, sizin için hayrdır.
Onlardan her birine, ismden iktisab ettiği şey vardır. Onlardan, kibrine tevella eden… azim azab onadır.

Hz. Ayşe(ra)'a iftira eden münafıklardan bahsedilmektedir.
24. NUR / 14

Şayet, ALLAH'ın fazlı ve O'nun rahmeti, dünyada ve ahirette üzerinize olmasaydı... hakkında feyz olduğunuz şeyde, azim azab elbette/kesinlikle size mess ederdi.

24. NUR / 19

Muhakkak… iman edenlerin içinde, fahiş olanın şia olmasına muhabbet duyanlar… onlara, dünyada ve ahirette elim azab vardır.
ALLAH alimdir... siz alim değilsiniz.

24. NUR / 23

Muhakkak muhsan, gafil, mu'min kadınlara remy edenler... dünyada ve ahirette lanetlenirler. Azim azab, onlaradır!

24. NUR / 63

Rasulün davetini, bazınızın bazınıza daveti gibi tutmayın!
ALLAH, içinizden livaz ederek tesellül edenlere kat'iyyetle alimdir! Artık onun emrine muhalif olanlar, başlarına bir fitne isabet etmesinden... veya elim azaba uğramaktan hazer etsinler.

25. FURKAN / 19

Artık, söylediğiniz şeyler ile sizi kat'iyyetle kizb ettiler! Artık sarf etmeye istitaat edemezsiniz… nasr da bulamazsınız. İçinizden zulüm eden kimse... ona, kebir azabı taddırız.

25. FURKAN / 37

Nuh kavmi... Rasullerini kizb ettiklerinde, onları gark ettik… ve onları nas için ayet kıldık.
Zalimlere elim azab atid ettik.

25. FURKAN / 41-42

Seni gördükleri zaman, seni, sadece, hüzüv olarak ittihaz ederler:
"Rasul olarak ALLAH bunu mu baas etmiş? Eğer sabır etmeseydik, neredeyse bizi ilahlarımızdan dalalet ettirecekti."

Onlar yakında azabı gördükleri hiynde, sebil olarak kimin daha dalalette olduğuna alim olacaklar.

25. FURKAN / 53

O,
merc edilmiş iki bahrı merc edendir…
biri azb, fürat... diğeri milh, ücactır...
ve bu ikisinin arasına berzah ve mahcur hicr kılandır.

25. FURKAN / 65

Onlar derler ki:
"Rabbimiz!
Bizden cehennem azabını sarf et. Muhakkak onun azabı garam edendir!"

25. FURKAN / 69

Azab, kıyamet yevminde ona zıf edilir… ve orada muhin olarak ebedi olur.

26. ŞUARA / 135

"Muhakkak ben, azim yevmin, sizin üzerinize azabından korkuyorum."

26. ŞUARA / 138

"Biz azab edilecekler ile değiliz."

26. ŞUARA / 156

"Ona bir sui ile mess etmeyin. Yoksa azim yevmin azabı sizi ahz eder."

26. ŞUARA / 158

Artık onları azab ahz etti.
Muhakkak işte bunda, kesinlikle ayet vardır.
Onların pek çoğu mü'min olmadılar.

26. ŞUARA / 189

Onu kizb ettiler… ve ardından, zulle yevminin azabı onları ahz etti.
Muhakkak o, azim yevmin azabı idi.

26. ŞUARA / 200-201-202-203

Böyledir!...
BİZ, onu, mücrimlerin kalblerine selk ettik… (ancak) onlar,
şuurlarında olmadan ansızın kendilerine verilecek elim azabı görünceye…
ardından da; "Bize nazar edilenlerden olur muyuz?" deyinceye…
kadar ona iman etmezler.

26. ŞUARA / 204

Azabımıza acele mi ediyorlar?

26. ŞUARA / 213

Sakın ALLAH ile beraber başka bir ilah davet etme!... Yoksa azab edilenlerden olursun!

27. NEML / 5

İşte onlar, kendileri için en sui azab olanlardır… ve onlar ahirette en hasar alanlardır.

27. NEML / 21

"Şedid azabla elbette ona azab edeceğim...
veya elbette onu zebh edeceğim...
veya mübin sultan ile bana verecek!"

28. KASAS / 64

Onlara denilir ki:
"Şirk koştuklarınızı davet edin!"
Davet ederler… ancak onlara isticab eden olmaz.
Görürler azabı!
Keşke onlar ihtida olanlar olsadı!

29. ANKEBUT / 10

Nasdan,
"ALLAH'a iman ettik!" diyen kimseler... ardından onlara, ALLAH uğrunda eza edildiği zaman... nasın fitnesini, ALLAH'ın azabı gibi kılar.

Rabbinden nasr gelse, elbette derler ki:
"Muhakkak sizinle beraberdik!"
Alemlerin sadrlarında olana en alim olan, ALLAH değil midir!?

29. ANKEBUT / 21

"Dilediğine azab eder...
ve dilediğine rahmet eder.
O'na inkılab edeceksiniz."

29. ANKEBUT / 23

ALLAH'ın ayetlerine
ve O'na mülaki olmaya kafir olanlar…
işte onlar rahmetimden yeistedirler.
İşte onlar… onlara elim azab vardır.

29. ANKEBUT / 29

"Muhakkak siz erkek kimselere yanaşıyorsunuz ve sebili kata ediyorsunuz ve münkere nadi oluyorsunuz.
Devam edecek misiniz?"

Kaviminin cevabı, ancak, şunu demek oldu:
"Eğer sadıklardan isen, haydi ALLAH'ın azabını ver bakalım..."

29. ANKEBUT / 53

Senin, azaba acele etmeni istiyorlar.
Şayet müsemma ecel olmasaydı, elbette/kesinlikle azab onlara verilirdi.
Onlara, elbette/kesinlikle verilecek!...
ansızın...
ve onlar şuurunda olmadan!

29. ANKEBUT / 54

Senin, azaba acele etmeni istiyorlar.
Muhakkak cehennem, kafirler için elbette/kesinlikle muhittir.

29. ANKEBUT / 55

Azabın, kendilerini, fevklerinden ve ayaklarının altlarından gışa edeceği yevmde… der ki:
"Amel etmiş olduklarınızı tadın!"

30. RUM / 16

Kafirler...
ve ayetlerimizi...
ve ahiret likasını...
kizb edenler… artık işte onlar, azabta muhdar olanlardır.

31. LOKMAN / 6

Nasdan… ALLAH'ın sebilinden dalalete düşürmek için ilmin gayrısı ile
lehv hadis iştira edenler...
ve hüzüv ittihaz edenler…
işte onlara, muhin azab vardır.

31. LOKMAN / 7

Ayetlerimiz ona tilavet edildiğinde,
sanki işitmemiş gibi...
sanki kulaklarında vakr varmış gibi...
müstekbir olmaya tevella eder.
Artık ona, elim azabı ibşar et.

31. LOKMAN / 21

Onlara,
"ALLAH'ın inzal ettiğine tabi olun!" denildiğinde,
"Bilakis!
Biz, ata-babalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye vecd olduğumuz şeye tabiyiz." derler.
Şeytan, kendilerini seir azaba davet ediyor olsa da mı?

31. LOKMAN / 24

BİZ, onları biraz metalandırırız… sonra onlara galiz azaba muztar edeceğiz.

32. SECDE / 14

Artık, yevminizde mülaki olmayı unuttuğunuz şey ile tadın bunu!
Muhakkak ki BİZ de sizi unuttuk!
Amel etmiş olduğunuz şeyler ile ebedi azabı tadın!

32. SECDE / 20

Fasık kimseler… artık onların me'vaları nardır. Oradan ihrac olmayı, her irade ettiklerinde, orada ida ederler. Onlara denir ki:
"Kizb ettiğiniz nar azabını tadın!"

32. SECDE / 21

Elbettte onlara, ekber azabın öncesinde, edna azabından taddıracağız… umulur ki rücu ederler.

33. AHZAB / 7-8

Nebilerden misaklarını ahz ettiğimizde...
Senden... ve Nuh'tan... ve İbrahim'den... ve Musa'dan... ve Meryem oğlu İsa'dan...
Sadıklara, sıdkından sual etmek için… onlardan galiz misak ahz etmiştik.
Kafirler için elim azab idad edilmiştir.

33. AHZAB / 23-24

Mü'minlerden erkek kimseler, ALLAH'a ahd ettikleri şeye sadakat gösterdiler.
ALLAH sadıkları, sadakatleri ile cezalandıracağı için…
onlardan nahbını kaza edenler...
ve onlardan, tebdil ile bedellendirmeden nazar edenler vardır.
Münafıklara ise, eğer dilerse azab eder... veya onlara tevbe eder. Muhakkak ki ALLAH, gafur, rahim olandır.

33. AHZAB / 30

Ey Nebi'nin kadınları!
İçinizden mübeyyin olarak fahiş olanı işleyen... onun azabı zıf edilir.
Bu, ALLAH'a yesir olandır.

33. AHZAB / 57

Muhakkak ki ALLAH ve Rasulüne eza edenler… ALLAH, dünyada ve ahirette onlara lanet etmiştir ve onlar için muhin azab idad etmiştir.

33. AHZAB / 67-68

Diyeceklerdir ki:
"Rabbimiz!
Biz seyyidlerimize ve kibriyamıza itaat ettik… ardından onlar, bizi sebilden dalalet ettirdiler.
Rabbimiz!
Onlara azabtan zıf et ve onları kebir lanetle lanetle."

33. AHZAB / 72-73

Muhakkak ki BİZ, semalara ve arza ve dağlara emanet arz ettik!... ancak bunlar, ona (emanete) hamil olmaktan imtina ettiler!... ve ondan (emanetten) işfak ettiler.

Ona (emanete) İnsan hamil oldu!

Muhakkak o (emanet)… ALLAH'ın, münafık erkeklere ve münafık kadınlara ve müşrik erkeklere ve müşrik kadınlara azab etmesi için... zalum ve cehul idi.

Mü'min erkeklere ve mü'min kadınlara, ALLAH, tevbe eder. ALLAH, gafur, rahim olandır.

34. SEBE / 5

Ayetlerimiz hakkında, aciz bırakmaya say edenler… İşte onlar… onlara riczden, elim azab vardır.

34. SEBE / 7-8

Kafirler dediler ki:
"Mezk olarak tamamen mezk olduğunuzda, sizin muhakkak cedid halkiyet içinde olacağınızı size haber veren bir erkek kimseyi size delillendirelim mi?
ALLAH'a kizb ederek iftira mı attı... yoksa onda cinnet mi var?"
Bilakis!
Ahirete iman etmeyenler, azab ve baid dalalet içindedirler.

34. SEBE / 12

Süleyman'a…
gudüvv vaktinde bir şehr ve revahta vaktinde bir şehr (yol alan) rih... (verdik)
kıtr aynını (bakır madeni) ona seyl ettik.
Cinnlerden, Rabbinin izni ile elinin arasında amel edenler vardı.
Bunlardan emrimize zeyg olana… seir azabtan taddırıyorduk.

34. SEBE / 14

Ardından ona mevt kaza ettiğimizde… mevtini onlara, ancak, minseesini yemekte olan bir arz dabbesi delillendirdi.
Ardından cinnlere, o harra olduğunda beyan oldu. Şayet gayba alim olmuş olsalardı... muhin azabın içinde lebs olmazlardı.

34. SEBE / 33

İstizaf edilenler, istikbar edenlere şunu derler:
"Bilakis!
Gece ve gündüz mekr ettiniz! ALLAH'a kafir olmamızı, O'na endad kılmamızı bize emir ediyordunuz!"

Azabı gördüklerinde, nedametlerini kendilerine sırr ederler.
Kafirlerin unklarına guller kılarız! Onlar, amel etmiş oldukları şeylerden başka cezalandırılır mı!?

34. SEBE / 35

Demişlerdi ki:
"Biz, malen ve evladen daha kalabalığız. Biz, azab edilecekler olmayız."

34. SEBE / 38

Ayetlerimiz hakkında, aciz bırakmaya say edenler… İşte onlar azabta muhdar olanlardır.

34. SEBE / 42

Artık yevmde, bazınız bazınız (birbiriniz) için ne menfaate… ne de darra malik değildir.
Zalimlere şunu deriz:
"Kizb ettiğiniz narın azabını tadın!"

34. SEBE / 46

De ki:
"Muhakkak ben size, ancak, vahid ile (tek bir şeyi) vaaz ediyorum:
mesna olarak (ikişer ikişer) ve ferd olarak (teker teker) Allah için kaim olun... sonra da tefekkür edin!"
Sahibinizde cinnetten yoktur!?... o, sadece, elinizin arasında ki şedid azaba, sizin için nezirdir.

35. FATIR / 7

Kafirler…
şedid azab onlaradır!

Salih (iş)lere amil olarak iman edenler…
mağfiret
ve kebir ecir onlaradır!

35. FATIR / 10

İzzet irade eden kimse...
artık izzet, cemian ALLAH'ındır!
Tayyib kelime O'na suud olur…
ve O, salih ameli ref eder.

Seyyie mekr edenler...
onlara şedid azab vardır.

Mekr!... işte o… o, bevar olur!

35. FATIR / 12

Hepsinden, tariy et yediğiniz... kendinize ilbas etmeye hilye istihrac ettiğiniz...
şu azb, fürat, şirbi saig olan ile...
şu milh, ücac olan...
iki deniz, istiva olamaz!

Onlarda, fazlından ibtiga etmek için mevahir gemiler olduğunu görürsün!... umulur ki şükür edersiniz.

35. FATIR / 36

Kafirler… onlar için cehennem narı vardır.
Onlara kaza edilmez ki... mevt olsunlar!... ve de azablarından kendilerine hafifletilmez.

Böyledir!...
Bütün kafirleri cezalandırırız.

36. YASİN / 18

Dediler ki:
"Muhakkak biz, sizinle uçurulduk (uğursuzluk yaşadık).
Eğer siz nehy etmezseniz... sizi kesinlikle recm edeceğiz... ve size kesinlikle bizden elim azab mess olacak."

37. SAFFAT / 6-7-8-9-10

Muhakkak ki BİZ, dünya semasını...
Ulvi meleleri (Mele-il Ala'yı) işitemeyen…
Duhur edilerek bütün caniblerden kazf edilen…
Kendilerine vasıb azab verilen...
bütün merid şeytanlardan hıfz ederek... kevkeb ziynetleri ile ziynetlendirdik.
**Hatf ederek hatf eden müstesnadır… ve ardından ona da sakıb şihab tabi olur!

"sema ed dünya" ifadesi, "dünyanın seması" veya "semanın ednası" (yani en yakın sema) anlamlarında olabilir. (dünya kelimesi hem isim, hem de edna sıfatının dişili/müennesidir.) Eğer, "en yakın sema, semanın en yakını" olarak kullanımış ise, daha uzak semalardan da bahsedilebilir demektir. Burada "sema"yı İnsan duygusunun derinlikleri olarak anlamak mümkündür.
37. SAFFAT / 33

Artık muhakkak onlar, yevme-izinde, azabta müşterektirler.

37. SAFFAT / 38-39

Muhakkak siz, elbette/kesinlikle, elim azabı tadacaksınız. Amel etmiş olduğunuz şeylerden başka cezalandırılmayacaksınız.

37. SAFFAT / 56-57-58-59

Der ki:
"ALLAH'a yemin olsun!... Neredeyse beni de redi edecektin!
Şayet Rabbimin nimeti olmasaydı... elbette/kesinlikle, ben de muhdar olanlardan olmuştum.
Artık nasıl!… ilk mevt oluşumuz dışında biz meyyit değil miymişiz!?... Biz azab görecek olanlar değil miymişiz!?"

37. SAFFAT / 176-177

Onlar bizim azabımıza acele mi ediyorlar?...
Ardından onların sahalarına inzal olduğunda… artık o inzar edilenlerin sabahı ne de suidir!

38. SAD / 6-7-8

Onlardan meleler intılak ettiler.
"Meşy edin... ve ilahlarınız üzre sabır edin. Muhakkak, irade edilen şey kesinlikle budur.
Biz bunu, ahir millette işitmedik. Muhakkak bu, sadece, ıhtilaktır.
Zikir, aramızdan ona mı inzal edildi!?"

Bilakis!
Onlar, zikrimden şekk içindeler.
Bilakis!
(Ancak) Azabımı taddıklarında!...

38. SAD / 26

"Ey Davud!
Muhakkak ki BİZ, seni arzda halife kıldık.
Artık nas arasında bi-hakkın hüküm ver... ve sakın hevaya tabi olma... yoksa, seni ALLAH'ın sebilinden dall eder.
Muhakkak ALLAH'ın sebilinden dall olan kimseler...
hesab yevminde onlara, unuttukları şeyler ile şedid azab vardır.

38. SAD / 41

BİZ'e abd olan Eyyubu zikir et.
Rabbine nida etmişti:
"Muhakkak şeytan bana bela ve azabla mess etti."

38. SAD / 61

Derler ki:
"Rabbimiz!
Bunu bize takdim eden kimse… artık ona, nar içinde zıf azabını ziyade et."

39. ZUMER / 13

De ki:
"Muhakkak ben... eğer Rabbime asi olursam... azim yevmin azabından korkarım!"

39. ZUMER / 19

Azab kelimesi kendisine hakk olan kimse!…
artık, nar içinde olan kimseyi enkaz edebilir misin?

39. ZUMER / 24

Kıyamet yevminin sui azabına… vechi ile ittika edecek kimdir!?
Zalimlere denilir ki:
"Kesb etmiş olduklarınızı tadın bakalım!"

39. ZUMER / 25-26

Kendilerinden öncekilerden kizb edenler... artık azab onlara... şuurunda olmadıkları taraftan gelivermişti… ve ardından ALLAH, onlara, dünya hayatında, hızye (rezillik, zillet, aşağılık) taddırmıştı.
Elbette ahiret azabı daha kebirdir... keşke alim olsalardı.

39. ZUMER / 25-26

Kendilerinden öncekilerden kizb edenler... artık azab onlara... şuurunda olmadıkları taraftan gelivermişti… ve ardından ALLAH, onlara, dünya hayatında, hızye (rezillik, zillet, aşağılık) taddırmıştı.
Elbette ahiret azabı daha kebirdir... keşke alim olsalardı.

39. ZUMER / 39-40

De ki:
"Ey kavmim!
Mekanetiniz üzre amel edin!... muhakkak ben de amilim...
Artık yakında…
ihza eden azabın kime geleceğine…
ve kimin üzerine mukim azab hall olacağına…
alim olacaksınız!"

39. ZUMER / 47-48

Şayet, cemian arzda olanlar ve onunla birlikte misli kadarı, zalimlerin olsaydı...
ihtisab etmedikleri şeyler, ALLAH'tan kendilerine ibda edildiğinde...
ve kesb ettikleri şeylerin seyyieleri kendilerine ibda edildiğinde...
ve istihza etmiş oldukları şeyler kendilerini hayk ettiğinde...
kıyamet yevminin sui azabından (kurtulmaya), elbette onu (hepsini) feda ederlerdi.

39. ZUMER / 54

Azab size gelmeden önce…
Rabbinize inabe edin!
O'na silm olun!
Sonra size nasr edilmeyecek!

39. ZUMER / 55-56

Azab,
siz şuurunda olmaksızın, ansızın size gelivermeden...
Nefs, "ALLAH'ın cenbinde ifrat ettiğim şeyler üzre ey hasret (vah ki vah)!… muhakkak ben, kesinlikle sahirlerden olmuştum." demeden...
önce, Rabbinizden size inzal edilen şeyin ahsenine tabi olun!

39. ZUMER / 58

Yada azabı gördüğü hiynde der ki:
"Şayet benim bir kerrem daha olsa… muhsinlerden olurum."

39. ZUMER / 71

Kafirler, zümreler halinde cehenneme sevk edilir.
Hatta... ona varınca, onun babları feth olunur... ve onun hazinleri onlara derler ki:
"Size, sizin kendinizden, Rabbinizin ayetlerini tilavet eden... ve bu yevminize mülaki olacağınıza sizi inzar eden Rasuller gelmedi mi?"
"Bilakis!" derler.
Fakat azab kelimesi kafirlere hakk olmuştur.

40. MU'MİN / 7-8-9

Arşa hamil olanlar ve onun havlindekiler...
Rabblerinin hamdi ile O'nu sebbih ederler.
ve O'na iman ederler.
ve iman edenler için istiğfar ederler.

"Rabbimiz!
Herşeye rahmet ve ilim olarak vasisin.
Artık SEN... tevbe edenler ve SEN'in sebiline tabi olanlar için gafur ol ve onları cahim azabından vaky et.

Rabbimiz!
Onları... ve ata-babalarından ve zevcelerinden ve zürriyetlerinden salah edenleri… kendilerine vaad ettiğin Adn cennetlerine dahil et.
Muhakkak ki SEN... SEN, azizsin, hakimsin.

Seyyielerden vaky et.
Yevme-izinde seyyielerden vaky ettiğin kimse... artık SEN, ona kat'iyyetle rahmet etmişsindir!"
Bu, azim fevzdir.

40. MUMİN / 45

Ardından… mekr ettikleri şeyin seyyielerinden... ALLAH onu vaky etti... ve firavun aline sui azabla hayk etti.

40. MUMİN / 46

Nar!...
Gudüvv ve aşiyy ona arz olunurlar.
"Saatin kaim olacağı yevmde... firavun alini şedid azaba dahil edin!"

40. MU'MİN / 49-50

Narda olanlar, cehennemin hazinlerine derler ki:
"Rabbinizi davet edin de... yevmde bizden azabı hafifletsin."
Derler ki:
"Size Rasulleriniz beyyinelerle gelmediler mi?"
"Bilakis" derler.
Derler ki:
"Kendiniz davet edin!"
Kafirlerin daveti, ancak, dalaletedir.

41. FUSSİLET / 16

Ardından BİZ de… dünya hayatında, nahis yevmelerde hizy azabı onlara tattırmak için üzerlerine sarsar rih irsal ettik.
Kesinlikle ahiret azabı çok daha hizydir… ve ardından onlara nasr olunmaz.

41. FUSSİLET / 17-18

Semud (kavmi)…
Onlara da hidayet etmiştik... ancak onlar, hudaya kör olmayı habb ettiler… ardından, kesb etmiş oldukları ile hevan azabın saikası onları ahz etti.

BİZ, iman edenlere ve ittika etmiş olanlara necat ettik.

41. FUSSİLET / 27

Artık elbette kafirlere şedid azab tattıracağız.
Elbette amel etmiş olduklarının en sui olanıyla cezalandıracağız.

41. FUSSİLET / 50

Elbette, darr mess etmesinin ardından... eğer ona BİZ'den rahmet tattırırsak... kesinlikle der ki:
"Bu benimdir.
Ben, saatin kaim olacağını zann etmiyorum. Elbette eğer, Rabbime rücu olursam, muhakkak O'nun indinde benim için hüsna vardır."
Artık kesinlikle kafirlere, amil oldukları ile haber edeceğiz... ve kesinlikle onlara galiz azabtan tattıracağız.

42. ŞURA / 16

O'na isticab ettikten sonra ALLAH hakkında hacc edenler... onların hüccetleri,
Rabblerinin indinde idhad olur.
Gazab onların üzerinedir!...
ve şedid azab onlar içindir!

42. ŞURA / 21

Yoksa, onlara, ALLAH'ın izin vermediği şeyleri, dinden kendilerine şer'iat eden şerikler mi var!...
Şayet fasl kelimesi olmasaydı... elbette/kesinlikle aralarında kaza edilirdi.
Muhakkak zalimler... elim azab, onlar içindir!

42. ŞURA / 26

Salih (iş)lere amil olarak iman edenlere isticab eder. Onlara fazlından ziyade eder.
Kafirler… şedid azab onlar içindir!

42. ŞURA / 42

Muhakkak sebil, ancak,
nasa zulüm edenlere...
ve arzda hakk gayrısında bagy edenleredir.
İşte onlara elim azab vardır!

42. ŞURA / 44

ALLAH'ın dall ettiği kimse… artık onun için onun ardından veliyler yoktur. Azabı gördüklerinde... zalimleri,
"Redd olmaya sebil var mıdır?"
derlerken görürsün.

42. ŞURA / 45

Onları görürsün ki... ona arz olunurken, züllden huşuyla, hafi tarftan nazar ederek bakarlar.
İman edenler derler ki:
"Muhakkak hasar alanlar, kıyamet yevminde kendilerini ve ehlini hasara uğratanlardır."
Değil mi ki... muhakkak zalimler mukim azabtadır!

43. ZUHRUF / 39

"Yevmde size menfaati olmaz… muhakkak siz, azabta müşterek olun diye… zalim olmuştunuz!"

43. ZUHRUF / 48

Onlara gösterdiğimiz her bir ayet… bir öncekinden ekber oldu.
Onları azab ile ahz ettik… umulur ki rücu ederler.

43. ZUHRUF / 50

Ardından onlardan azabı keşf ettiğimizde… onlar, hemen, neks etmişlerdi.

43. ZUHRUF / 65

Ardından, aralarından hizbler, ihtilaf ettiler.

Artık, elim yevmin azabından veyl olsun zalimlere!

43. ZUHRUF / 74

Muhakkak mücrimler, cehennem azabında ebedidirler.

44. DUHAN / 10-11

Artık, semanın… nası gışa eden... mübin duhan ile geleceği yevme irtikab et!
Bu elim azabtır.

44. DUHAN / 12

"Rabbimiz!
Bizden azabı keşfet!
Muhakkak biz mü'minleriz."

44. DUHAN / 15

Muhakkak ki BİZ azabı biraz keşf etsek... muhakkak siz ida edersiniz.

44. DUHAN / 30-31

İsrailoğullarını muhin azabtan... firavundan elbette kat'iyyetle necat etmiştik!
Muhakkak o, müsriflerden bir aliyy olmuştu.

44. DUHAN / 48

"Sonra reisinin fevkine hamim azabından sabb edin!"

44. DUHAN / 56

Orada, ula mevt dışında… mevt tadmazlar.
Onları cahim azabından vaky eder.

45. CASİYE / 7-8

Veyl olsun!... bütün esim effaka!

ALLAH'ın kendisine tilavet edilen ayetlerini işitir... sonra da hiç işitmemiş gibi... müstekbir olarak ısrar eder.
Artık onu, elim azab ile ibşar et.

45. CASİYE / 9

Ayetlerimizden bir şeye alim olduğunda... onu hüzüv olarak ittihaz eder.
İşte onlar… muhin azab onlaradır!

45. CASİYE / 10

Cehennem, onların veralarındandır.
Kesb ettikleri şeyler... ve ALAH'ın gayrısından ittihaz ettikleri veliyler... onlardan bir şey ganiy etmez.
Azim azab, onlaradır!

45. CASİYE / 11

Bu hudadır!
Rabblerinin ayetlerine kafir olanlar... elim riczden azab, onlaradır.

46. AHKAF / 20

Kafirler, yevmde nara arz edilirler...
"Siz tayyib olanlarınızı dünya hayatınızda zehab ettiniz... ve onunla metalandınız.
Artık yevmde, arzda hakk gayrısı ile istikbar ettiğiniz şeyler... ve fasıklık yapmış olduğunuz şeyler ile muhin azabla cezalandırılacaksınız."

46. AHKAF / 21

Ad'ın kardeşini zikir et!
Ahkaf ile kavmini nezr etmişti.
Onun elinin arasından ve halfinden nezirler kat'iyyetle hilv olmuştu!…
"Sakın ALLAH'tan başkasına abd olmayın!
Muhakkak ben, azim yevmin azabının sizin üzerinize olmasından korkuyorum!"

46. AHKAF / 24

Ardından vadilerine istikbal eden arızı gördüklerinde dediler ki:
"Bu imtar ettirecek arızdır."
Bilakis!
O, acele istediğiniz… içinde elim azab olan rihtir!

46. AHKAF / 31

"Ey kavmimiz!
ALLAH'a davet edene (DAVA ADAMINA) icab olun!...
O'nun... zenblerinizden sizin için gafur olacağına... ve elim azabtan size cair olacağına iman edin!"

46. AHKAF / 34

Kafirler, yevmde nara arz edilirler...
"Bu, bi-hakkın değil mi?"
Derler ki:
"Bilakis!
Yemin olsun Rabbimize!"
Der ki:
"Artık, kafir olduğunuz şeyler ile azabı tadın!"

48. FETİH / 6

Münafık erkeklere ve münafık kadınlara...
ve ALLAH'a zani olan müşrik erkeklere ve müşrik kadınlara...
azab etmesi içindir.
Sui zannları, kendilerine sui olarak daire eder (döner gelir).
ALLAH,
onlara gazab verir
ve onları lanetler
ve onlara cehennem idad eder.
Ne beis masirdir!

48. FETİH / 14

Semaların ve arzın mülkü ALLAH'ındır.
Dilediği kimseye gafur olur...
ve dilediği kimseye azab eder.
ALLAH, gafur, rahim olandır.

48. FETİH / 16

Arablardan muhalif olanlara de ki:
"Beis şedid sahibi bir kavme karşı davet edileceksiniz... onlarla kıtal edersiniz veya silm olurlar.
Artık eğer itaat ederseniz... ALLAH size hasene ecir verir.
Eğer daha önceden tevella ettiğiniz gibi tevella ederseniz... size elim azab ile azab eder."

48. FETİH / 17

Körlere harec yoktur...
ve de arice (topal) harec yoktur...
ve de mariz olanlara harec yoktur.
ALLAH'a ve Rasulüne itaat eden kimse…
onu altından nehirler cereyan eden cennetlerine dahil eder.
Tevella eden kimse… ona elim azab ile azab eder.

48. FETİH / 25

O kafirler...
Mescid-i Haram'dan...
ve mahalline iblağ olmaya makuf hedylerden...
sizi sadd ederler.

Şayet, ilmin gayrısı ile...
sizin vatı edeceğiniz...
ve ardından size, onlardan maarlar isabet edecek olan...
kendilerine alim olmadığınız mü'min erkek kimseler ve mü'min kadın kimseler olmasaydı... (keff etmezdi.)

(Bunlar,) ALLAH'ın dilediği kimseyi KENDİ rahmetine dahil etmesi içindir.

Şayet zeyl olsalardı... onlardan kafir kimselere elbette/kesinlikle elim azabla azab ederdik.

50. KAF / 24-25-26

"İkiniz… hayra mani olan, muted, murib anid keffarın hepsini cehenneme ilka edin!...
ALLAH'la beraber başka bir ilah edineni... artık siz ikiniz, onu şedid azaba ilka edin!"

51. ZARİYAT / 37

Orada, elim azabtan korkanlar için... ayet olarak terk ettik.

52. TUR / 1-2-3-4-5-6-7

Yemin olsun…
Tur'a…
ve menşur rakklarda mestur kitaba…
ve mamur beyte…
ve merfu sakfa…
ve mescur bahra…

Muhakkak Rabbinin azabı... elbette/kesinlikle vuku bulacaktır.

52. TUR / 17-18

Muhakkak muttakiler,
cennetlerde ve nimetlerdedirler…
Rabblerinin kendilerine verdikleri ile fakihtirler.
Rabbleri onları cahim azabından vaky eder.

52. TUR / 25-26-27-28

Bazıları bazılarına (birbirlerine) ikbal eder... sual ederler. Derler ki:
"Muhakkak biz, önceleri, ehlimizin içinde müşfik olanlar olmuştuk. Ardından… ALLAH bize menn etti... ve bizi semum azabtan vaky etti. Muhakkak biz önceden O'nu(n davasını) dava edinmiştik!
Muhakkak ki O, berrdir, rahimdir."

52. TUR / 47

Muhakkak zalimler için bunun gayrısında, azab vardır... fakat onların pek çoğu alim değildir.

54. KAMER / 16

Artık, azabım ve nezrlerim nasılmış!?

54. KAMER / 18

Ad kavmi kizb etti.
Artık, azabım ve nezrlerim nasılmış!?

54. KAMER / 21

Artık, azabım ve nezrlerim nasılmış!?

54. KAMER / 30

Artık, azabım ve nezrlerim nasılmış!?

54. KAMER / 37

elbette kat'iyyetle!... onun misafirlerinden irade ettiler… ve ardından onların aynlarını tams ettik:
"Artık, azabımı ve nezrlerimi tadın!"

54. KAMER / 38

Onlara, elbette kat'iyyetle sabahın bükre vaktinde müstakırr azab edildi!

54. KAMER / 39

"Artık, azabımı ve nezrlerimi tadın!"

57. HADİD / 13

Münafık erkeklerin ve münafık kadınların... iman edenlere,
"Bize nazar edin!... nurunuzdan iktibas edelim..."
dedikleri yevmde... onlara denilir ki:
"Veranıza rücu edin... ve ardından nur iltimas edin!"
Ardından, onların aralarına, kapısı olan bir sur ile darb edilir.
İçinde... onun batını Rahmettir... kıbelinden onun zahiri azabtır.

57. HADİD / 20

Alim olun ki... dünya hayatı,
laibdir...
ve lehvdir...
ve ziynettir...
ve aranızda tefahurdur...
ve mal ve evlad içinde tekasürdür.
Şu mesel gibidir:
Gays, küffarın (çifçilerin) nebatına acayib gelir... sonra heyecan olur... ardından sararmış... sonra da hutam olmuş olarak görür.

Şedid azab... ve ALLAH'tan mağfiret... ve rıdvan, ahirettedir!
Dünya hayatı, ancak, garr eden metadır.

58. MUCADELE / 4

Vecd olamayan kimse, temas etmeden önce mütetabi iki ay oruç tutmalıdır.
İstitaat etmeyen, altmış miskin taam ettirmelidir.
Bu, ALLAH'a ve Rasulüne iman etmiş kimseler içindir.
İşte bu ALLAH'ın hudududur.
Elim azab, kafirler içindir.

58. MUCADELE / 5

Muhakkak ki ALLAH'a ve Rasulüne haddi aşanlar, kendilerinden öncekilerin kebt edildiği gibi kebt edilirler.
BİZ, kat'iyyetle beyyine ayetler inzal etmiştik!
Muhin azab, kafirler içindir.

58. MUCADELE / 8

Necvadan nehy edilenleri görmedin mi?
Sonra nehy edildikleri şeye ida ederler... ve ism ve udvan ile Rasule isyan necva ederler.
Geldiklerinde, ALLAH'ın onunla seni hayy etmediği şeyle, seni hayy ediyorlar.
Kendi nefslerinde ise;
"Söylediğimiz şeylere, ALLAH bize azab verse ya!" diyorlar.
Onlara saly olacakları cehennem hasbtır. Ne de beis masirdir!

58. MUCADELE / 14-15

ALLAH'ın kendilerine gazab ettiği kavme tevella edenleri görmedin mi?
Onlar sizden değildir… onlardan da değildir!
Alim oldukları halde... kizb üzerine half ediyorlar.
ALLAH, onlara şedid azab idad etti. Muhakkak onların amel etmiş oldukları şey suidir.

58. MUCADELE / 16

Kendi yeminlerini cünnet ittihaz ettiler… ve ardından ALLAH'ın sebilinden sadd ettiler.
Artık, muhin azab onlaradır.

59. HAŞR / 3

Şayet ALLAH onlara cela ketb etmeseydi, elbette onlara dünyada azab edecekti.
Ahirette narın azabı onlarındır.

59. HAŞR / 15

Aynen, kendilerinin karib olarak öncesinden... kendilerine emir edilen vebali yiyenlerin meseli gibidir.
Elim azab onlaradır.

Yahudilerden, Beni Kaynuka kavmi, hicretin yirminci ayında, Medine'den sürülmüştü. Bunlar, Bedir'den sonra ilk vebal yaşayanlar oldu.
61. SAFF / 10-11-12

Ey iman edenler!
Elim azabtan sizi necat edecek ticarete delil göstereyim mi?
ALLAH'a... ve O'nun Rasulüne iman edin!...
ve ALLAH sebilinde mallarınız ve nefsleriniz ile cihad edin!
Eğer alim olmuş olursanız… sizin için hayr işte budur!
Sizin için, zenblerinize gafur olur.
Sizi altından nehirler cereyan eden cennetlere
ve Adn cennetlerindeki tayyib meskenlere dahil eder.
Azim fevz işte budur!

64. TEGABUN / 5-6

Önceki kafirlerin... ve ardından kendilerine emir edilenlerin vebalini tadanların haberi gelmedi mi size!?
Elim azab onlaradır!

Bu;
Rasullerinin kendilerine beyyineler ile gelmesi...
ve ardından "Bizi beşer mi ihda edecek!" demeleri...
ve ardından kafir olmaları!...
ve tevella etmeleri!...
iledir.
ALLAH istigna etmektedir! ALLAH ganiydir, hamiddir.

65. TALAK / 8

Karyelerden niceleri, Rabblerinin emrinden ve O'nun Rasullerinden atiy ettiler.
Ardından onları şedid hesabla hesaba çektik ve nükre azabla onları azablandırdık.

65. TALAK / 10

ALLAH, onlar için şedid azab add etti.
Artık, ALLAH'a ittika edin ey iman eden lübb sahibleri!
ALLAH, size, kat'iyyetle zikir inzal etti!

67. MULK / 5

Dünyanın semasını elbette kat'iyyetle misbahlar ile ziynetledik!
BİZ onları, şeytanlar için recm eden kıldık… onlar için seir azabı atid ettik.

67. MULK / 6

Cehennem azabı, Rabbine kafir olanlar içindir! O, ne beis masirdir!

67. MULK / 28

De ki:
"Görüyor musunuz!?...
Eğer ALLAH beni ve benimle beraber olanları helak etse… veya bize rahim olsa… ardından... kafirlere elim azabtan kim cair olur?"

68. KALEM / 33

Böyledir!...
Azab budur!...
Kesinlikle ahiret azabı daha da kebirdir. Keşke alim olmuş olsalardı.

70. MEARİC / 1-2-3-4

Sual eden kimse…
meleklerin ve Ruhun, miktarı elli bin sene olan yevmde uruc edebildikleri miracların sahibi ALLAH'tan vuku olacak...
kafirler için def edilemez olan…
azabı sordu.

70. MEARİC / 1112-13-14

... (ama) birbirlerine basar ettirilirler!

Mücrimler... yevme-izinin azabından (kurtulmak için),
oğullarını...
ve sahibesini...
ve kardeşini...
ve kendisini evy eden fasilesini...
ve arzda olan kimseleri cemian...
fidye vermeyi... sonra da kendisine necat emeyi vedd ederler.

70. MEARİC / 19-20-21-22-23-24-25-26-27

Muhakkak İnsan,
kendisine ceza olarak şerr mess ettiğinde...
ve kendisine mani olarak hayr mess ettiğinde...
hela (sabrı az, hırsı çok, aceleci ve fazla şikayetçi) olacak şekilde halk edilmiştir.

Salat edenlerden şunlar bunun dışındadır;
Salatları üzre daim olanlar.
ve mallarında, sail ve mahrum için malum hakk olanlar.
ve din yevmine sadakat gösterenler.
ve Rabblerinin azabından müşfik olanlar.

70. MEARİC / 28

Muhakkak Rabblerinin azabı, me'mun olunmayandır.

71. NUH / 1

Muhakkak ki BİZ, Nuh'u kavmine,
"elim azab gelmeden önce kendi kavmini nezr et!" diye irsal etik.

72. CİNN / 16-17

Şayet tarık üzre istikametlenirlerse... bu konuda onları fitne etmek için... onları elbette gadak su ile iska ederiz.
Rabbini zikir etmekten iraz olan kimse… O, onu, azabın saadesine islak eder.

73. MUZZEMMİL / 12-13

Muhakkak BİZ'im VARLIĞIMIZDA
enkal vardır…
ve cahim vadır…
ve gussalı taam vardır…
ve elim azab vardır.

76. İNSAN / 31

Rahmetinde dilediği kimseyi dahil eder.
Zalimler...
Onlar için elim azab idad etmiştir!

78. NEBE / 27-28-29-30

Muhakkak onlar, hesab rica etmiyordu… ve ayetlerimize kezzab olarak kizb etmişlerdi.
BİZ, herşeyi kitabta ihsa etmiştik.
Artık, tadın!
Artık muhakkak size, sadece, azabı ziyade edeceğiz.

78. NEBE / 40

Muhakkak ki BİZ sizi...
kişinin, eliyle takdim ettiği şeye nazar edeceği...
kafirin, "Keşke ben turab olaydım!" diyeceği...
yevmdeki karib azaba nezr ettik!

84. İNŞİKAK / 22-23-24-25

Bilakis!
Kafirler kizb ederler. ALLAH, onların viai ettikleri şeylere alimdir.
Artık onlara, elim azabı ibşar et.

Salih (iş)lere amil olarak iman eden kimseler müstesna. Onlara gayrı memnun ecir vardır.

85. BURUC / 10

Muhakkak, mü'min erkeklere ve mü'min kadınlara fitne edenler, sonra da tevbe etmeyenler... artık
onlar için cehennem azabı...
ve onlar için harık azab vardır!

88. GAŞİYE / 21-22-23-24

Artık, zikir ettir!
Muhakkak sen, ancak, zikir ettiricisin!... sen onlara musaytır değilsin!
Tevella edenler ve kafirler müstesna!...
Artık onlara ALLAH, ekber azab azablandırır!

89. FECR / 11-12-13-14

Bunlar; beldelerinde tuğyan eden… ve ardından orada fesadı daha çoğaltan… kimselerdi!
Artık Rabbin onlara azab savtını sabb etti!
Muhakkak ki Rabbin, kesinlikle, mirsad iledir.

89. FECR / 25-26

Artık yevme-izinde, kendine ettiği azabı, kimse azab edemez!
Kendine yaptığı vesakı, kimse vesak edemez!

Sure Listesi

Kelam-ı Kadim'de Geçen Kelimeler Sözlüğü;Teolog A.Kadir İmamoğlu tarafından derlenerek hazırlanmıştır.