İçeriğe geç
KÖK Ara:
KELİME Ara:
ANLAM içinde Ara:
❝ BNY ❞ kökünden türeyen kelimeler... 16 Kayıt Listeleniyor.
Aynı Kökten Türeyen: xoxox bani beni benin benun benna bin Bina' Ebniye binaen binaenaleyh bint Bunni bunyan bunye ibn ibne benin benun ebna ibtina' Tebniye
xoxox
ب ن ي BNY
bani
ب ن ي BNY

Kurucu. Yapan. Yapıcı. Yaptırıcı. Bina eden.

beni
ب ن ي BNY

Oğullar, evlâtlar, çocuklar. (Aslı: Benûn-Benîn)

DuruMeal'de toplam 132 kayıtta geçiyor.
benin
benun
ب ن ي BNY

Akıllı, temkinli, tedbirli kimse. Oğullar, erkek çocuklar.

benna
ب ن ي BNY

Mimar, usta, kalfa. Her türlü bina yapan. Yapıcı.

bin
ب ن ي BNY

Oğlu.

Bina'
ب ن ي BNY

Yapı, ev. Yapma, kurma. Bünye sahibi etme, vücudlama. / Gr: Müteaddi, lâzım, meçhul, mütavaat gibi fiillerin esasını mevzu yapan kitab.

DuruMeal'de toplam 22 kayıtta geçiyor.
Çğl.Ebniye
binaen
ب ن ي BNY

...den dolayı, bu sebepten. Mebni ve müstenid olarak. Dayanarak.

binaenaleyh
ب ن ي BNY

Bunun üzerine, ondan dolayı.

bint
ب ن ي BNY

Kız. Kızı.

Bunni
ب ن ي BNY

Kahverengi

bunyan
ب ن ي BNY

Yapı. Bina. Duvar. / Esas. / Yapı yapmak. / Boy, pos, bünye.

DuruMeal'de toplam 6 kayıtta geçiyor.
bunye
ب ن ي BNY

Bir şeyin vücut yapısı. Vücut, beden. Fıtrat. Şekil, tarz, suret.

ibn
ب ن ي BNY

Oğul. Böyle denilmesinin nedeni, oğlun babası için bir bina oluşundandır. Bir şeyin herhangi bir yönünden kaynaklanan, terbiyesinden geçen, çok aranan, çok hizmet eden ya da işini gören kişi için onun oğlu denir.

Dşl.ibneÇğl.beninÇğl.benunÇğl.ebna
ibtina'
ب ن ي BNY

Bir şeyin üzerine bina etme. Bir dava veya bahiste bir şeye istinad etme.

Tebniye
ب ن ي BNY

Çok bina yapmak.

2. BAKARA / 22

(Rabbiniz…)
sizin için arzı firaş, semayı bina kılandır…
ve semadan su inzal edendir…
ve ardından onunla, size rızk olacak semerelerden ihrac edendir.
Artık ALLAH'a... alim olduğunuz halde... endad kılmayın!

2. BAKARA / 40

Ey israiloğulları!
Zikir edin!... sizi nimetlendirdiğim nimetimi!
Ahdime vefa edin!... BEN'de sizin ahdinize vefa edeyim!
Yalnızca BANA… artık rehb edin!

2. BAKARA / 47

Ey israiloğulları!
Zikir edin!...
sizi nimetlendirdiğim nimetlerimi...
ve sizi alemlere fazl edenin BEN olduğumu!

2. BAKARA / 49

sizi sui azaba sevm eden...
oğullarınızı zebh eden...
ve kadınlarınızı istihya eden...
Firavun alinden sizi necat etmiştik. Bunda, Rabbinizden azim bir bela vardı.

2. BAKARA / 83

BİZ, İsrailoğullarına misak ahz etmiştik:
"ALLAH'tan başka abd olmayın!
Ana-babanıza ve kurb sahiblerine ve yetimlere ve miskinlere ihsanda bulunun!
Nas için hüsn konuşun!
Salatı ikame edin!
Zekat verin!"
Sonra, sizden azınızdan başkası, tevella ettiniz.
Siz muriz olanlarsınız!

2. BAKARA / 87

BİZ, Musa'ya, elbette kat'iyyetle kitab verdik!... ve onun sonrasından Rasuller ile kafv ettik.
Meryem oğlu İsa'ya da beyyineler verdik... onu da, Ruh-ul Kuds ile eyd ettik.

Siz, nefslerinizin hevasına uymayan şey ile Rasul kılınanların hepsine mi müstekbir olacaksınız!?
Ardından ferikini kizb ettiniz, ferikini katl ettiniz!

2. BAKARA / 122-123

Ey israiloğulları!
Sizi nimetlendirdiğim nimetimi...
ve sizi alemlere fazl edenin BEN olduğumu...
zikir edin!
Nefsten nefse bir şey ceza edilmeyeceği...
ve ondan adalet kabl olmayacağı...
ve şefaatin menfaat sağlamayacağı...
ve onlara nasr olunmayacağı
yevmden ittika edin!

2. BAKARA / 131-132

Rabbi ona;
"Silm ol!" dediğinde…
"Ben, Rabb-il alemine silm oldum!" demişti.

İbrahim bunu oğullarına ve de Yakub'a vasiyet etti.
"Ey oğullarım!
Muhakkak ki ALLAH, dini, sizin için ıstıfa etti. Artık siz, sakın Müslüman olmadan mevt olmayın!"

2. BAKARA / 133

Yoksa siz... Yakub mevt olmaya hazırken… oğullarına,
"Bundan sonra abd olacağınız şey nedir?"
diye kavil ettiğine… onların da...
"Senin İLAH'ına...
ve senin ata-babaların İbrahim ve İsmail ve İshak'ın İLAH'ına...
vahid İLAH'a...
abd olacağız. Biz O'na Müslümanız."
dediklerine şahid mi olmuştunuz?

2. BAKARA / 146

Kendilerine kitab verdiklerimiz... ona, oğullarına arif oldukları gibi ariftirler!
Muhakkak onlardan bir ferik... alim oldukları halde… kesinlikle hakkı ketm eder.

2. BAKARA / 177

Vechlerinize şark tarafı ve garb tarafı kiblasına veliyy ettirmeniz... birrr değidlir!
Fakat birr;
ALLAH'a ve ahir yevmine ve meleklere ve kitaba ve Nebilere iman eden...
ve kurb sahiblerine ve yetimlere ve miskinlere ve sebil çocuklarına (yolcu) ve saillere ve rakabeler içinde olanlara, muhabbet duydukları mallardan veren...
ve salat ikame eden...
ve zekat veren...
ve ahd verdiklerinde ahdlerine vefa gösteren...
ve beiste ve darrda ve beis hiyninde sabır edendir.
Sadakat gösterenler, işte onlardır.
İşte onlar... onlar, muttakilerdir.

2. BAKARA / 211

İsrailoğullarına sual et;
beyan edilmiş ayetlerden onlara ne kadar vermişiz!?

Kendisine verdiğimizden sonra ALLAH'ın nimetini bedellendiren kimse… artık, muhakkak ki ALLAH'ın ikabı şedidtir.

2. BAKARA / 215

Sana, ne infak edeceklerini sual ediyorlar.
De ki:
"Hayrdan infak edeceğiniz şey;
ana-babanız için
ve akrabanız için
ve yetimler için
ve miskinler için
ve sebil çocukları (yolcu) içindir.

Hayrdan fail olduğunuz şey... artık muhakkak ki ALLAH ona alimdir."

2. BAKARA / 246

Musa'dan sonra israiloğullarından meleleri görmedin mi!?

Onlar Nebilerine, demişlerdi ki:
"Bize bir melik baas et... ALLAH sebilinde katl edelim."
Demişti ki:
"Üzerinize kıtal ketb edildiğinde... ya katl etmezseniz…!?"
Demişlerdi ki:
"Bizim ALLAH sebilinde katl etmememiz olamaz. Biz ve oğullarımız diyarımızdan kat'iyyetle ihrac edilmiştik!"

Ardından üzerlerine kıtal ketb edildiğinde, onlardan birazı dışında, tevella ettiler.

ALLAH, zalimlere alimdir.

2. BAKARA / 253

İşte o Rasullerden bazılarını bazılarına fazl ettik.
onlardan, ALLAH kelime ettirdikleri vardır.
ve bazısını derecelerle rafi etmiştir.

Meryem oğlu İsa'ya beyyineler verdik. Onu Ruh-ul Kuds ile eyd ettik.

Şayet ALLAH dileseydi, onlardan sonrakiler, kendilerine gelen beyyinelerden sonra, birbirlerini katl etmezlerdi. Fakat, ihtilafa düştüler ve ardından onlardan kimi iman etti ve kimi de kafir oldu.

Şayet ALLAH dileseydi, birbirlerini katl etmezlerdi. Fakat ALLAH, irade ettiği şeye faildir.

3. AL-İ İMRAN / 14-15

Nas için,
kadınlardan...
ve oğullardan...
ve altından ve gümüşten kantar kantar biriktirilmişlerden...
ve müsevvem atlardan...
ve enamdan...
ve harsdan...
şehvet hubbu ziynetlendi. Bunlar, dünya hayatının metalarıdır.
ALLAH... O'nun indi, hüsn-ü meabtır.

De ki:
"Bunlardan hayr olanı size haber vereyim mi?

İttika edenler için, Rabblerinin indinde,
içinde ebedi olacakları, altından nehirler cereyan eden cennetler...
ve mutahhar zevceler...
ve ALLAH'tan rıdvan vardır."
ALLAH, kendisine abd olanlara basirdir.

3. AL-İ İMRAN / 45-46

Melekler demişlerdi ki:
"Ey Meryem!
Muhakkak ki ALLAH, seni... KENDİSİNDEN,
Meryem oğlu İsa Mesih isminde...
dünyada ve ahirette vecih...
ve mukarreb olanlardan...
bir kelime ile ibşar ediyor.
O, nasa mehd içinde de... kehl olduğunda da... kelime edecektir... ve salihlerdendir."

3. ALİ İMRAN / 49

İsrailoğullarına Rasul... ki o,
kat'iyyetle Rabbinizden ayet ile size geldi!
"Ben,
size, tinden kuş heyeti gibi halk ederim... ve ardından ona nefh ederim... ve ardından ALLAH'ın izni ile o bir kuş olur.
ekmehi ve ebrası beri ederim.
ALLAH'ın izni ile mevt olana hayat veririm.
Size, evlerinizde yediklerinizi ve zahr ettiklerinizi haber ederim.
Eğer mü'min olmuşsanız, muhakkak bunlarda, kesinlikle sizin için ayetler vardır."

3. ALİ İMRAN / 61

İlimden sana kıldıklarımızın ardından onun hakkında hacc eden kimse... artık de ki:
"Gelin!... oğullarımızı ve oğullarınızı ve kadınlarımızı ve kadınlarınızı ve nefslerimizi ve nefslerinizi davet edelim. Sonra mübahele edelim ve ardından kaziblere ALLAH'ın lanetini kılalım."

3. ALİ İMRAN / 93

Tevrat inzal edilmesinin öncesinden, İsrail'in kendi nefsine haram ettiği şeylerden başka, israiloğullarına bütün taam helaldi.
De ki:
"Eğer sadıksanız, verin Tevratı ve onu tilavet edin."

4. NİSA / 11

ALLAH, size evladlarınız hakkında, erkek için iki dişinin hazzı mislini vasiyet eder.
Eğer kadınlar ikinin fevkinde ise terekenin üçte ikisi onlar içindir.
Eğer kadın vahid ise yarısı onundur.

Ölenin evladı varsa, ana-babasından her birine, terekeden altıda bir hisse vardır.
Eğer evladı yok da ana-babası ona varis oluyorsa, anasına üçte bir düşer.
Eğer kardeşleri varsa, annesinin hissesi altıda birdir.

(Bunlar) vasiyet etiklerinin veya deyn ardındandır.

Babalarınız ve oğullarınız!...
Hangisinin menfaat yönünden size daha karib olduğuna idra edemezsiniz.

Bunlar, ALLAH'tan farzdır.
Muhakkak ki ALLAH, alim, hakim olandır.

4. NİSA / 23

Size şunlarla evlenmek haram kılındı:
Anneleriniz
ve kızlarınız
ve kız kardeşleriniz
ve halalarınız
ve teyzeleriniz
ve erkek kardeş kızları
ve kız kardeş kızları
ve sizi emziren süt anneleriniz
ve süt kız kardeşleriniz
ve karılarınızın anneleri
ve hacerlerinizde (oda) olan kadınlarınızdan dahilde olan üvey kızlarınız -eğer onlarla dahil olmamışsanız size cünah yoktur-
ve sülbünüzden olan oğullarınızın helalleri
ve iki kız kardeşi bir araya cem etmeniz.
Kat'iyyetle selef olmuş olanlar müstesnadır!
Muhakkak ki ALLAH, gafur, rahim olandır.

4. NİSA / 36

ALLAH'a abd olun!
O'na hiçbir şey şirk koşmayın!
Ana-babaya
ve kurb sahiblerine
ve yetimlere
ve miskinlere
ve kurbiyet sahibi civara
ve cünub civara
ve cenbdeki sahibe
ve sebil çocuğuna (yolcu)
ve melekesi yemininizde olanlara ihsanda bulunun.
Muhakkak ki ALLAH, muhtal olanlara, fahur olanlara muhabbet duymaz.

4. NİSA / 155-156-157

Ardından,
misaklarından nakz ettikleri ile...
ve ALLAH'ın ayetlerine küfür etmeleri ile...
ve Nebileri hakk gayrısında katl etmeleri ile...
"kalblerimiz gulf oldu" demeleri ile...
Bilakis!
ALLAH onları, kendi küfürleri ile tab etmiştir... ve artık onlar, sadece, çok az iman edebilirler.
ve küfürleri ile...
ve Meryem'e karşı azim bühtan sözleri ile…
ve "Muhakkak, ALLAH Rasulü, Meryem oğlu İsa Mesih'i biz katl ettik" sözleri ile...

Onlar onu katl etmediler... ve de salb etmediler.
Fakat onlara şübhe ettirildi!
Muhakkak onun hakkında ihtilafa düşenler, elbette bundan şekk içindedir. Onların zanna tabi olmaktan başka ilimleri yoktur. Onun katl edilmesine yakin değiller!

4. NİSA / 171

Ey kitab ehli!
Dininiz hakkında gulv etmeyin!
ALLAH üzre hakktan başka söylemeyin!

Muhakkak, Meryem oğlu İsa mesih, ancak...
ALLAH'ın Rasulüdür
ve O'nun kelimesidir.
Onu... KENDİ'sinden Ruh olarak... Meryem'e ilka etmiştir.

Artık, ALLAH'a ve Rasullerine iman edin... ve "üçtür" demeyin! (Bunu) Kendinize nehy etmeniz, sizin için hayrdır.

Muhakkak ki ALLAH, ancak, vahid ilahtır.
O, KENDİ'sine evlad edinmekten subhandır. Semalarda olanlar ve arzda olanlar... vekil olarak ALLAH'a kafi olarak (olacak şekilde) O'nundur.

5. MAİDE / 12

ALLAH, İsrailoğullarından elbette kat'iyyetle misak ahz etti!
İçlerinden on iki nakıb baas etmiştik.

ALLAH demişti ki:
"Muhakkak ki BEN, eğer;
salat ikame ederseniz...
ve zekat verirseniz...
ve Rasullerime iman ederseniz...
ve taazzür ederseniz...
ve ALLAH'a hasene karz ile ikraz ederseniz...
sizinle beraberim. Kesinlikle sizin seyyielerinize kafir olurum... ve kesinlikle sizi, altından nehirler cereyan eden cennetlere dahil ederim.
Artık bundan sonra, sizden kafir olan kimse seva sebilden dalalet etmiştir!"

5. MAİDE / 17

"Meryem oğlu Mesih... o muhakkak ALLAH'tır." diyenler elbette kat'iyyetle kafir olmuştur!
De ki:
"Eğer, Meryem oğlu Mesih'i ve annesini ve cemian arzdakileri helak etmeyi irade etse... artık, ALLAH'tan bir şeye malik olan kimdir!?
Semaların ve arzın ve bu ikisinin arasındakilerin mülkü ALLAH'ındır. Dilediğini halk eder.
ALLAH, herşeye kadirdir."

5. MAİDE / 18

Yahudiler ve nasraniler,
"Biz, ALLAH'ın oğullarıyız ve muhabbet duyduklarıyız" diyorlar.
De ki:
"Öyleyse neden size zenbleriniz ile azab ediyor?
Bilakis!
Siz, halk edilmişlerden beşersiniz."
O, dilediğine gafur olur, dilediğine azab eder. Semaların ve arzın ve arasındakilerin mülkü ALLAH'ındır. Masir O'nadır.

5. MAİDE / 27

Adem'in iki oğlunun haberini bi-hakkın onlara tilavet et!

Kurban kurb ettiklerinde… ve ardından birisinden kabl edilip de diğerinden kabl edilmediğinde... demişti ki:
"Seni kesinlikle katl edeceğim."

Dedi ki:
"Muhakkak ki ALLAH... ancak, muttakilerden kabl eder."

5. MAİDE / 32

Bu ecelden... İsrailoğullarına ketb ettik ki:
"Muhakkak, nefs gayrısı ile nefs katl eden veya arzda fesad çıkaran kimse... artık, cemian nası katl etmiş gibidir.
Hayy eden kimse ise... artık cemian nası hayy etmiş gibidir."

Rasullerimiz, elbette kat'iyyetle beyyineler ile geldiler!... sonra, muhakkak onlardan çoğu... bundan sonra... arzda kesinlikle müsrif olacaklardır!

5. MAİDE / 46

Tevrattan elinin arasındakine musaddık olarak Meryem oğlu İsa ile eserleri üzre kafv ettik.

Ona, içinde huda ve nur olan ve Tevrattan ellerinin arasındakine musaddık olan, huda ve muttakiler için meviza olan İncil'i verdik.

5. MAİDE / 70

İsrailoğullarından, elbette kat'iyyetle misak ahz ettik!… ve onlara Rasuller irsal ettik.
Hevalarına uymayan şeyler ile gelen bütün Rasulleri…
ferikini kizb ettiler...
ve de ferikini katl ettiler.

5. MAİDE / 72

"Meryem oğlu Mesih, ALLAH'tır" diyenler elbette kat'iyyetle kafir oldu!
Mesih onlara demişti ki:
"Ey israiloğulları!
Benim Rabbim ve sizin Rabbiniz ALLAH'a abd olun!
Muhakkak ki ALLAH'a şirk koşan kimse... artık ona, ALLAH cenneti kat'iyyetle haram kılmıştır!... onun mevası nardır. Zalimler için nasırlar yoktur."

5. MAİDE / 75

Meryem oğlu Mesih, ancak, Rasuldür… öncesinden de kat'iyyetle Rasuller hilv olmuştur! Onun annesi de sıddıklardandır.
İkisi de taam yerlerdi.
Nazar et!... onlara, ayetleri nasıl beyan ediyoruz.
Sonra nazar et!... nasıl da ifk ediyorlar!

5. MAİDE / 78

İsrailoğullarından kafirler, Davud'un ve Meryem oğlu İsa'nın lisanıyla lanetlenmiştir!
Bu, onların isyan ettikleri ve düşmanlık etmiş oldukları şeyler iledir.

5. MAİDE / 110

ALLAH, demişti ki:
"Ey Meryem oğlu İsa!
Sana ve annene nimetimi zikir et!
Seni, Ruh-ul Kuds ile eyd etmiştim.
Mehd içinde ve kehl zamanında, nasa kelime ediyordun.
Seni kitaba ve hikmete ve tevrata ve incile alim etmiştim.
BEN'im iznimle, kuş heyeti gibi tinden şey halk ediyordun ve ardından ona nefh ettiğinde... artık, BEN'im iznimle o, kuş oluveriyordu.
Ekmeh olanı ve ebrah olanı, BEN'im iznimle beri ediyordun.
Mevt olanları, BEN'im iznimle ihrac ediyordun.
Kendilerine beyyineler ile geldiğinde, israiloğullarını senden keff etmiştim... ve ardından onlardan kafirler,
"Bu, mübin sihirden başka değildir!" demişlerdi.

5. MAİDE / 112

Havariler, demişlerdi ki:
"Ey Meryem oğlu İsa!
Bize, semadan maide inzal etmeye, Rabbin istitaat eder mi?"
Demişti ki:
"Eğer mü'minler iseniz, ALLAH'a ittika edin!"

5. MAİDE / 114

Meryem oğlu İsa, dedi ki:
"ALLAHumme! Rabbena!
Bize, semadan maide inzal et! ki… bize, evvelimiz için ve ahirimiz için ıd (bayram) ve SEN'den ayet olsun.
Bizi rızıklandır!
SEN rızıklandıranların en hayrlısısın."

5. MAİDE / 116

ALLAH dedi ki:
"Ey Meryem oğlu İsa!
Nasa, sen mi,
'beni ve annemi, ALLAH'ın gayrısından iki ilah ittihaz edin'
dedin!?"

Dedi ki:
"SEN subhansın!... bi-hakkın üzerime olmayan bir şeyi söylemeye, bana imkan yoktur!...
Eğer söylemiş olsaydım... buna SEN, alim olurdun.
SEN, benim nefsimde olana kat'iyyetle alimsin!... ben SEN'in nefsinde olana alim olamam!
Muhakkak ki SEN... SEN, gayba alimsin."

6. ENAM / 20

Kendilerine kitab verdiklerimiz, oğullarına arif oldukları gibi ona ariftirler. Nefslerinde hasar alanlar... artık onlar, iman etmezler.

6. ENAM / 100

Halk ettiği cinnleri, ALLAH'a şerik kıldılar!
İlmin gayrısı ile O'na oğullar ve kızlar hark ettiler!
O, subhandır ve onların vasf ettileri şeylerden tealidir.

7. ARAF / 26

Ey Ademoğulları!
Size, kat'iyyetle sui olanlarınızı vera edecek libas ve rişe inzal ettik!

Takva Libası!...

Hayr olan budur!
Bu, ALLAH'ın ayetlerindendir!... umulur ki tezekkür ederler.

7. ARAF / 27

Ey Ademoğulları!
Şeytan... sui olanlarını kendilerine irae etmek için libaslarını kendilerinden nez ederek... ana-babanızı cennetten ihrac ettiği gibi... sizi fitneye düşürmesin.

Muhakkak o... o ve kabilesi, sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler.

Muhakkak ki BİZ, şeytanları... iman etmeyenlere veliy kıldık.

7. ARAF / 31

Ey Ademoğulları!
Bütün mescidlerin indinde, ziynetlerinizi ahz edin!
Yeyin... ve şürb edin... ancak israf etmeyin!
Muhakkak ki O, müsriflere muhabbet duymaz.

7. ARAF / 35

Ey Ademoğulları!
Eğer size, kendinizden Rasuller verilir, ayetlerimi size kıssa ederlerse; ittika eden ve ıslah olan kimseler... artık onlara, üzerlerine korku yoktur ve onlar hüzünlenmezler.

7. ARAF / 104-105

Musa dedi ki:
"Ey Firavun!
Muhakkak ben, Rabb-il aleminden Rasulüm. ALLAH üzre, sadece, hakk kavil etmem üzerime hakikattir.
Size, kat'iyyetle Rabbimden beyyine ile geldim! Artık israiloğullarını benimle beraber irsal et."

7. ARAF / 127

Firavun'un kavminden meleler, dediler ki:
"Musa'yı ve kavmini,
arzda fesad çıkarmaları için...
ve seni ve senin ilahlarını vezr etmeleri için mi vezr edeceksin?"
Dedi ki:
"Oğullarını katl edeceğiz ve kadınlarını istihya edeceğiz.
Muhakkak biz, onların fevkinde kahiriz."

7. ARAF / 134

Üzerlerine ricz vuku bulduğunda, dediler ki:
"Ey Musa!
Senin indine ahd ettiği şey ile Rabbini bize davet et. Eğer üzerimizden riczi keşf edersen sana kesinlikle iman edeceğiz... ve israiloğullarını seninle birlikte kesinlikle irsal edeceğiz."

7. ARAF / 137

İstizaf etmiş kavmi, içini barek ettiğimiz arzın şarkına ve garbına varis kılmıştık.
Rabbinin, israiloğulları üzre hüsna kelimesi...
sabır etttikleri şeyle...
ve Firavunun ve kavminin sanat etmiş oldukları şeyleri ve arş etmiş olduklarını demar etmemizle...
tamam oldu!

7. ARAF / 138

İsrailoğullarına bahrda cevaz verdik… ardından, kendi sanemleri üzre akif olan bir kavme ulaştılar.
"Ey Musa!
Onların ilahları gibi, bizimi için ilah kılsan..." dediler.
Dedi ki:
"Muhakkak siz, cahillik eden kavimsiniz!"

7. ARAF / 141

Sizi, Firavun ailesinden necat ettiğimizde... onlar size sui azab sevm ediyorlardı. Oğullarınızı katl ediyorlar ve kadınlarınızı istihya ediyorlardı.
Bunlarda, Rabbinizden azim bela vardı.

7. ARAF / 150

Musa, kavmine, gazaba ve esefle rücu ettiğinde, dedi ki:
"Benden sonra, halefimde ne beis işlediniz! Rabbinizin emrine acele mi ettiniz!"
Levhaları ilka etti ve kardeşinin reisini ahz etti. Onu kendine cerr etti. Dedi ki:
"Anamın oğlu!
Muhakkak kavim istizaf oldu. Neredeyse beni katl ediyorlardı. Artık düşmanları bana şemate ettirme! Beni zalim kavim ile beraber kılma!"

7. ARAF / 172

Rabbin, Ademoğullarının zuhurlarından zürriyetlerini ahz etmiş... ve kendi nefslerine şahid etmişti:
"BEN sizin Rabbiniz değil miyim?"
"Bilakis! Şahidlik ederiz!" demişlerdi.
Kıyamet yevminde, sakın "Muhakkak biz bundan gafildik" demeyesiniz!

8. ENFAL / 41

Eğer;
ALLAH'a
ve Furkan yevminde... iki cemaatin mülaki olduğu yevmde... BİZ'e abd olana inzal ettiklerimize iman etmiş iseniz...
Alim olun!
Ganimet aldığınız şeylerden beşte biri;
ALLAH'ındır
ve Rasulünündür
ve kurb sahiblerinindir
ve yetimlerindir
ve miskinlerindir
ve sebil çocuklarınındır (yolcu).
ALLAH herşeye kadirdir.

9. TEVBE / 24

De ki:
"Siz;
ata-babalarınıza
ve oğullarınıza
ve kardeşlerinize
ve zevcelerinize
ve aşiretinize
ve iktiraf ettiğiniz mallara
ve kesad olmasından haşy ettiğiniz ticaretinize
ve meskenlerinize...
eğer,
ALLAH'tan
ve Rasulünden
ve O'nun sebilinde cihad etmekten daha fazla muhabbet duyuyorsanız...
artık ALLAH emrini verinceye kadar tarabbus edin!
ALLAH, fasıkların kavmine ihda etmez."

9. TEVBE / 30

Yahudiler dedilerki: "Üzeyr, ALLAH'ın oğludur."
Nasraniler dediler ki: "Mesih, ALLAH'ın oğludur."
Bu, onların… kafirlerin önceden kavil ettiklerine benzeterek... kendi ağızlarıyla kavil ettikleridir.
ALLAH, onları katl etsin. Nasıl da ifk ediyorlar!

9. TEVBE / 31

ALLAH'ın gayrısından...
habrları
ve ruhbanları
ve Meryem oğlu Mesih'i,
kendilerine rabb ittihaz ettiler.
Oysa onlara, ancak, vahid ilaha abd olmaları emir edilmişti.
O'ndan başka ilah yoktur!
O, onların şirk koştuklarından subhandır.

9. TEVBE / 60

Muhakkak sadakalar, ALLAH'tan bir farz olarak... ancak,
fakirlere...
ve miskinlere...
ve onun üzre amil olanlara...
ve kalbleri müellefe edileceklere...
ve rakabe içinde olanlara...
ve garimlere...
ve ALLAH sebilindeki sebil çocuğu (yolcu) içindir.
ALLAH, alimdir, hakimdir.

9. TEVBE / 109

Binasını ALLAH'tan takva ve rıdvan üzre esas eden mi hayrlıdır... yoksa, binasını hevr olacak cürufun şefesi üzre esas eden… ve ardından onunla cehennem narına hevr olan mı!?
ALLAH, zalimlerin kavmini ihda etmez.

9. TEVBE / 110

Bina ettikleri binaları, kalbleri kata olmadıkça, kalblerinde raybden öte zeyl olmaz.
ALLAH, alimdir, hakimdir.

10. YUNUS / 90

İsrailoğullarına bahrda cevaz verdik.
Ardından... Firavun ve ordusu, bagy ederek ve düşmanlık ederek, onlara tabi oldu (takib etti).
Hatta... gark olduklarını idrak ettiklerinde dedi ki:
"İsrailoğulları'nın iman ettiğinden başka ilah olmadığına iman ettim. Ben de Müslümanlardanım."

10. YUNUS / 93

elbette kat'iyyetle!...
BİZ, İsrailoğullarını sıdk mübevve ile bevve ettik...
ve onları tayyib olanlardan rızıklandırdık...
ve ardından onlar, kendilerine ilim kılınıncaya kadar ihtilafa düşmediler.
Muhakkak ki Rabbin, kıyamet yevminde... hakkında ihtilafa düşmüş oldukları şeylerde... onların aralarında kaza eder.

11. HUD / 42

Onunla, dağlar gibi mevcin içinde cereyan ediyordu. Nuh, mazilde olan oğluna nida etti:
"Ey oğlum!
Bizimle beraber irkab et. Kafirlerle beraber olma!"

11. HUD / 45

Nuh, Rabbine nida etti ve ardından dedi ki:
"Rabbim!
Muhakkak oğlum ehlimdendir. Muhakkak SEN'in vaadin hakktır. SEN, hüküm edenlerin en iyi hüküm edenisin."

11. HUD / 78

Kavmi, ona hera ederek geldi... öncesinden de seyyie ameller işlemişlerdi.
Dedi ki:
"Ey Kavmim!
İşte kızlarım! Onlar sizin için daha tahirdir!
Artık ALLAH'a ittika edin! Beni zayf içinde hızy etmeyin. İçinizde reşid adam yok mu!?"

11. HUD / 79

Dediler ki:
"elbette kat'iyyetle alimsin ki!… kızlarında bize hakk yoktur.
Muhakkak sen, irade ettiğimiz şeye elbette/kesinlikle alimsin."

12. YUSUF / 5

Babası:
"Ey oğlum!
Rüyanı kardeşlerine kıssa etme. Yoksa, sana keydle keyd kurarlar.
Muhakkak şeytan, İnsan için mübin düşmandır."

12. YUSUF / 67

Dedi ki:
"Ey oğullarım!
Vahid babdan dahil olmayın... müteferrik bablardan dahil olun!
ALLAH'tan şeyi sizden ganiy edemem. Hüküm sadece ALLAH'ındır. O'na tevekkül ettim.
O'na... artık tevekkül edenler O'na tevekkül etsinler."

12. YUSUF / 81

"Siz babanıza rücu edin ve deyin ki:
"Ey babamız!
Muhakkak oğlun serak etti. Biz, sadece, alim olduğumuz şeye şahid olduk. Gayb için hafız olamazdık!"

12. YUSUF / 87

"Ey oğullarım!
Zehab edin... ve Yusuf'tan ve kardeşinden tahassüs edin.
ALLAH'ın revhinden yeise kapılmayın.
Muhakkak, kafirlerin kavminden başkası, ALLAH'ın revhinden yeise kapılmaz."

14. İBRAHİM / 6

Musa kavmine demişti ki:
"ALLAH'ın üzerinize nimetlerini zikir edin.
O,
sizi sui azaba sevm eden...
ve oğullarınızı zebh eden ve kadınlarınızı istihya eden...
firavun alinden sizi necat etmişti.
Bunda, Rabbinizden azim bela vardır."

14. İBRAHİM / 35

İbrahim demişti ki:
"Rabbim!
Bu beldeyi emin kıl. Beni ve oğullarımı sanemlere abd olmaktan cenb et."

15. HİCR / 71

Dedi ki: "İşte kızlarım... eğer fail olacaksanız!"

16. NAHL / 26

Onların öncesinden olanlar kat'iyyetle mekr etmişlerdi!... Ardından ALLAH, binalarını kaidelerinden yıktı... ve ardından fevklerinde ki sakf, üzerlerine harra oldu.
Onların şuurunda olmayan yerden, onlara azab geldi.

16. NAHL / 57

Kızları, subhan olan ALLAH'a…
iştahlandıkları şeyleri de kendilerine…
kılıyorlar.

16. NAHL / 72

ALLAH,
sizin için kendi nefslerinizde zevceler kıldı...
ve sizin için zevcelerinizden beninler ve hafidler kıldı...
ve sizi tayyib olanlardan rızıklandırdı.
Ardından batıla iman ediyorlar da... ALLAH'ın nimetine... onlar kafir mi oluyorlar?

17. İSRA / 2-3

Musa'ya kitab verdik… ve onu, BEN'im gayrımdan vekil ittihaz etmesinler diye… BİZ'im, Nuh ile birlikte hamil olduklarımızın zürriyeti(nden olan) israiloğulları için huda kıldık.
Muhakkak o, şükür eden abd oldu.

17. İSRA / 4

İsrailoğullarına… kitabta kaza ettik:
"Kebir ulüvvle ulvilenerek… arzda, elbette/kesinlikle iki merre fesad çıkaracaksınız."

17. İSRA / 6

Sonra BİZ,
sizi, bir kerre daha onlara redd ettik.
Size mallarla ve oğullarla imdad ettik.
Sizi neferler olarak daha çok kıldık.

17. İSRA / 26-27

Kurb sahiblerine…
ve miskine…
ve sebil çocuklarına (yolcu)…
bezr ederek bezr etmeden, hakklarını ver!
Muhakkak bezr edenler... şeytanlara ihvan olurlar.
Şeytan, Rabbine küfür içinde olmuştur!

17. İSRA / 40

Rabbiniz, oğulları size esfa kıldı da… meleklerden dişiler mi ittihaz etti?
Muhakkak siz, elbette/kesinlikle azim kavl söylüyorsunuz!

17. İSRA / 70

BİZ, Ademoğullarını elbette kat'iyyetle kerim kıldık!
Berrde ve bahrda onlara hamil olduk.
Onları, tayyib olanlardan rızıklandırdık.
Onları, halk ettiklerimizin çoğu üzre fazl ederek fazl ettik.

17. İSRA / 101

BİZ Musa'ya, elbette kat'iyyetle beyan olunmuş dokuz ayet verdik!
İsrailoğullarına sual et:
O geldiğinde... firavun ona demişti ki:
"Muhakkak ben, senin elbette/kesinlikle meshur olduğunu zann ediyorum… eyy Musa!"

17. İSRA / 104

Bundan sonra israiloğullarına dedik ki:
"Arzda iskan olun!… artık, ahiret vaadi geldiğinde… sizi leff ederek getireceğiz."

18. KEHF / 21

Böyledir!...
Onlara,
ALLAH'ın vaadinin hakk olduğuna...
ve saate... onda rayb olmadığına...
alim olunması için asr ettirdik.

Kendi aralarında, kendilerine emir edilenleri tenazu ederlerken... demişlerdi ki:
"Onların üzerine bünyan bina edin. Rabbleri onlara alimdir."
Galib olanlar, onlara emir edilen üzre... dediler ki:
"Üzerlerine elbette/kesinlikle mescid ittihaz edeceğiz!"

18. KEHF / 46

Mallar ve oğullar, dünya hayatının ziynetidir.
Salih bakiyeler ise... Rabbinin indinde sevab olarak da hayrdır... emel olarak da hayrdır.

19. MERYEM / 34

Hakkında imtira ettikleri hakk kavl olan Meryem oğlu İsa, budur!

20. TAHA / 47-48

Varın ona… ve ardınan deyin ki:
"Muhakkak biz senin Rabbinin Rasulleriyiz.
Artık israiloğullarını bizimle beraber irsal et. Onlara azab etme.
Biz, kat'iyyetle Rabbinden ayet ile sana geldik!
Hudaya tabi olanlara selam olsun!
Muhakkak bize, azabın
kizb edenlere...
ve tevella edenlere...
olduğu kat'iyyetle vahy olunmuştur."

20. TAHA / 80

Ey israiloğulları!
Sizi düşmanınızdan kat'iyyetle necat ettik!
Tur'un eymen cenbinde size vaad ettik.
Size menne ve selva inzal ettik.

20. TAHA / 94

Dedi ki:
"Ey anam oğlu!
Sakalımı ve de reisimi ahz etme.
Muhakkak ben;
***israiloğulları arasında fark gözettin... ve kavlime rakib oldun*** demenden haşy ettim."

21. ENBİYA / 91

Fercini hısn eden kadın... ona Ruhumuzdan nefh ettik.
Onu ve oğlunu alemler için ayet kıldık.

23. MUMİNUN / 50

Meryem'in oğlunu ve onun annesini ayet kıldık.
O ikisini, kararın ve suyun zatı rubveye evy ettik.

23. MU'MİNUN / 55-56

Kendilerini mededlediğimiz mal ve oğullar ile onlar için hayrda seri olduğumuzu mu hesab ediyorlar!?
Bilakis!
Onların şuurunda değildir!

24. NUR / 31

Mü'min kadınlara da söyle, basarlarını gazz etsinler. Ferclerini hıfz etsinler.
Zahir olanları dışında ziynetlerini ibda etmesinler. Onların (görenlere) humar verecek olanını ceblerine darb etsinler.
Ziynetlerini ibda etmesinler, ancak şunlar müstesna:
kocaları,
yahut babaları,
yahut kocalarının babaları,
yahut oğulları,
yahut kocalarının oğulları,
yahut erkek kardeşleri,
yahut erkek kardeşlerinin oğulları,
yahut kız kardeşlerinin oğulları,
yahut kadınlar,
yahut melekesi yeminlerinde olanlar,
yahut erkek kimselerden irbet (akıl,ustalık) sahibi olanlar gayrısında kendilerine tâbi olanlar,
yahut kadınların avreti üzere zuhur olmayan tıfllar.
Hafy ettikleri ziynetlerine alim olunsun diye ayaklarını yere vurmasınlar.
ALLAH'a cemian tevbe edin eyy mü'minler!... umulur ki felaha ulaşırsınız!

26. ŞUARA / 15-16-17

Dedi ki,
"Hayır!
Ayetlerimizle zehab edin. Muhakkak ki BİZ, sizinle beraberiz. Sizi işitmekteyiz.

Firavun'a ulaşın... ve ardından deyin ki:
Muhakkak biz, Rabb-il aleminin Rasulüyüz. İsrailoğullarını bizimle beraber irsal et."

26. ŞUARA / 20-21-22

Dedi ki:
"Ben ona fail olduğum zaman dalalette olanlardandım. Ardından, sizden korkunca, firar ettim.
Artık Rabbim, bana hüküm vehb etti… ve beni mürsellerden kıldı.
Üzerime menn ettiğin bu nimet, İsrailoğullarını köleleştirmendendir."

26. ŞUARA / 59

Böyledir!...
İsrailoğullarını onlara varis ettik.

26. ŞUARA / 88-89

Yevmde, malın ve oğulların menfaati olmaz... sadece, kalb-i selim ile ALLAH'a gelen kimseler…

26. ŞUARA / 128

"Siz bütün rialara ayet bina ederek, abesleniyor musunuz?"

26. ŞUARA / 133-134

"Size nimetler ve oğullar ve cennetler ve aynlar medd etmiştir."

26. ŞUARA / 197

İsrailoğulları ulemasının ona alim olması, onlara ayet olmadı mı?

27. NEML / 76

Muhakkak bu Kur'an, ihtilafa düştükleri şeylerin pek çoğunu, israiloğullarına kıssa etmektedir.

28. KASAS / 4

Muhakkak Firavun, arzda ulvilik tasladı… ve ehlini şialar halinde kıldı.
Onlardan bir tahifeye istizaf ediyordu… Oğullarını zebh ediyor, kadınlarını istihya ediyordu.
Muhakkak o, müfsidlerden idi.

28. KASAS / 27

Dedi ki:
"Muhakkak, sekiz hicac ecirlerin üzere, şu iki kızımdan birini sana nikahlamayı irade ediyorum. Artık, eğer bunu aşra tamam edersen senin indindendir.
Sana meşakkatli olmasını irade etmem. İnşALLAH beni salih kimselerden vecd edeceksin."

30. RUM / 38

Artık,
kurb sahiblerine...
ve miskine...
ve sebil çocuklarına (yolcu)...
hakkını ver!
Bu, ALLAH'ın vechini irade edenler için hayrlıdır.
İşte onlar, felaha ulaşanlardır.

31. LOKMAN / 13

Lokman, oğlu için vaaz ederek... demişti ki:
"Ey Oğlum!
ALLAH'a şirk koşma!
Muhakkak şirk, azim zulümdür."

31. LOKMAN / 16

"Ey oğlum!
Muhakkak, eğer hardaldan habbe miskali olsa, üstüne bir de, sahrın içinde veya semalarda veya arzda olsa, ALLAH onu getirir!
Muhakkak ki ALLAH, latiftir, habirdir."

31. LOKMAN / 17

"Ey oğlum!
Salat ikame et!
Maruf ile emir et!
ve münkeri nehy et!
İsabet edenlere sabır et!
Muhakkak işte bunlar, azim emirlerdendir."

32. SECDE / 23

Elbette kat'iyyetle... BİZ, Musa'ya Kitab verdik. Artık sen, ona mülaki olmaktan mirye içinde olma!
Onu israiloğulları için huda kıldık.

33. AHZAB / 4

ALLAH, bir erkek kimseye... cevfinde iki kalb kılmadı.
Kendilerine zıhar yaptığınız zevcelerinizi, size anne kılmadı.
Karılarınızın eski kocalarından oğullarını (dua), öz oğullarınız kılmadı.
Bunlar, sizin kendi ağızlarınızla kavl ettiklerinizdir.
ALLAH, hakk kavl eder... O, sebile ihda eder.

33. AHZAB / 7-8

Nebilerden misaklarını ahz ettiğimizde...
Senden... ve Nuh'tan... ve İbrahim'den... ve Musa'dan... ve Meryem oğlu İsa'dan...
Sadıklara, sıdkından sual etmek için… onlardan galiz misak ahz etmiştik.
Kafirler için elim azab idad edilmiştir.

33. AHZAB / 50

Ey Nebi!
Muhakkak ki BİZ,
ecirlerini verdiğin zevcelerini
ve ALLAH'ın sana fey ettiklerinden melekesi yemininde olanları
ve seninle beraber hicret eden... amca kızlarını ve hala kızlarını ve dayı kızlarını ve teyze kızlarını
ve diğer mü'min erkeklerin gayrısında sadece sana halis olarak; eğer nefsini nebi için vehb ederse ve nebi de kendisini nikahlamayı irade ederse (herhangi) mü'min kadını sana helal kıldık.

Zevceleri ve melekesi yeminlerinde olanlar hakkında, onlara farz kıldığımız şeylere BİZ kat'iyyetle alimiz!
Bunlar, sana herhangi bir harec olmaması içindir.
ALLAH, gafur, rahim olandır.

33. AHZAB / 55

Kadınlar üzerine;
babaları...
ve oğulları...
ve erkek kardeşleri...
ve erkek kardeşlerinin oğulları...
ve kız kardeşlerinin oğulları...
ve mü'min kadınlar...
ve melekesi yeminlerinde olanlar...
hakkında cünah yoktur.
ALLAH'a ittika edin!
Muhakkak ki ALLAH, herşeye şahid olandır.

33. AHZAB / 59

Ey Nebi!
Zevcelerine
ve kızlarına
ve mü'minlerin kadınlara söyle!...
cilbablarından kendi üzerlerine edna etsinler!
Bu, onlara arif olunmasına... ve ardından onlara eza edilmesine ednadır.

ALLAH, gafur, rahim olandır.

36. YASİN / 60-61-62

"BEN size ahd etmemiş miydim, ey Ademoğulları!...
Şeytana abd olmamanızı;
muhakkak onun sizin için mubin düşman olduğunu;
ve BANA abd olmanızı;
sırat-ı mustakimin bu olduğunu!

Sizin cibilliyetinizin çoğunu elbette kat'iyyetle dall etmişti... akıl etmiyor muydunuz!?"

37. SAFFAT / 97

Dediler ki:
"Ona bir bina, bina edin... ve ardından onu, cahime ilka edin!"

37. SAFFAT / 102

Onunla beraber say edecek baliğe geldiğinde dedi ki:
"Oğulcuğum!
Ben menamımda kendimi... seni zebh ediyorken gördüm. Sen de nazar et… sen ne görüyorsun?"

Dedi ki:
"Ey Babacığım!
Emir olunduğun şeyi ifa et. İnşALLAH beni sabır edenlerden bulacaksın."

İslam kaynaklarına göre; Hz. İbrahim, bu rüyayı, Zilhicce'nin sekizinci, dokuzuncu, onuncu yani terviye, arefe, nahir geceleri sıra ile üç gece görmüştü.
37. SAFFAT / 149

Şimdi onlardan fetva iste bakalım:
"Kız çocukları senin Rabbinin de... erkek çocukları kendilerinin miymiş!?"

Arap müşrikleri; "Melekler Allah'ın kızlarıdır" diyorlardı. Halbuki kendilerinin kız evlatları olsa istemiyorlardı.
37. SAFFAT / 153

Kız evladları, erkek evladlara ıstıfa mı etmiş!?

38. SAD / 36-37-38

Ardından…
emri ile ruh olarak saib yere cereyan eden rihi...
bina yapan ve gavvas şeytanların hepsini…
ve safedler içinde mukarren olan diğerlerini…
ona teshir ettik.

39. ZUMER / 20

Fakat Rabblerine ittika edenler… onlara,
fevklerinden gurfeler…
altlarından nehirler cereyan eden… bina edilmiş gurfeler...
vardır.
ALLAH vaad etmiştir!… ALLAH, miadından hilaf etmez!

40. MUMİN / 25

Ardından onlar, kendilerine BİZ'im indimizden bi-hakkın gelince, dediler ki:
"Onunla beraber, iman edenlerin erkek çocuklarını katl edin... ve kadınlarını istihya edin."
Kafirlerin keydi, ancak, dalalet içindedir.

40. MU'MİN / 36-37

Firavun dedi ki:
"Ey Haman!
Bana sarh bina et. Ola ki sebeblere iblağ olurum... semaların sebeblerine!... ve ardından Musa'nın ilahına muttali olurum.
Muhakkak ben elbette onun kazib olduğunu zann ediyorum."

Böyledir!...
Kendi sui ameli, firavuna ziynetlendi... ve sebilden sadd edildi. Firavunun keydi, sadece, tebab oldu.

40. MUMİN / 53-54

Elbette kat'iyyetle!... BİZ, Musa'ya huda vermiştik.
İsrailoğullarını da… lubb sahibleri için huda ve zikir olan kitaba varis kılmıştık.

40. MUMİN / 64

Size arzı karar kılan...
ve semayı bina eden...
ve sizi tasavvur eden… ve ardından suretlerinizi ahsen eden...
ALLAH... sizi tayyib olanlardan rızıklandırdı.
Böyledir!...
ALLAH, sizin Rabbinizdir.
Ardından, Rabb-il alemin ALLAH, bereket verir.

43. ZUHRUF / 16

Yoksa halk ettiği kız evladlardan ittihaz edinir de... erkek çocukları size mi ıstıfa eder?

43. ZUHRUF / 57

Meryemin oğlu meselini darb ettiğimizde… senin kavmin ondan sadd etti.

43. ZUHRUF / 59

O, sadece, kendisini nimetlendirdiğimiz… ve israiloğulları için mesel kıldığımız bir abddır.

44. DUHAN / 30-31

İsrailoğullarını muhin azabtan... firavundan elbette kat'iyyetle necat etmiştik!
Muhakkak o, müsriflerden bir aliyy olmuştu.

45. CASİYE / 16

İsrailoğullarına... elbette kat'iyyetle kitabı ve hükmü ve nübüvveti vermiştik!… ve onları tayyib olanlardan rızıklandırmıştık… ve onları alemlere fazl etmiştik.

46. AHKAF / 10

De ki:
"Gördünüz mü!
Eğer...
o, ALLAH indinden ise...
ve siz ona kafir olduysanız...
ve israiloğullarından bir şahid, onun misline şahid olmuşsa...
ve ardından ona iman ederse...
ve siz istikbar ederseniz!..."
Muhakkak ki ALLAH zalimlerin kavmini ihda etmez.

50. KAF / 6

Fevklerindeki semaya nazar etmiyorlar mı!...
Hiç ferc olmadan... onu nasıl da bina ettik ve ziynetlendirdik.

51. ZARİYAT / 47

Sema!...
Onu elimizle, eyd ile bina ettik. Muhakkak musi olan kesinlikle BİZ'iz.

52. TUR / 39

Yoksa kız çocuklar O'nun… erkek çocuklar sizin mi?

57. HADİD / 27

Sonra, eserleri üzre
Rasullerimiz ile kafv ettik...
İncil verdiğimiz, Meryem oğlu İsa ile kafv ettik...
Tabi olanların kalblerinde refet ve rahmet kıldık.

Kendi ibtida ettikleri Ruhbaniyet...
BİZ, onların üzerine... ALLAH'ın rıdvanını ibtiga etmek dışında... bunu ketb etmedik!... ancak onlar, ona da hakk riayetle riayet etmediler!
Artık onlardan iman edenlere, ecirlerini veriririz... ancak onlardan çoğu fasıktır.

58. MUCADELE / 22

ALLAH'a ve ahir yevme iman eden kavmin... ALLAH'a ve Rasulüne haddi aşan kimselere vedd ettiklerine vecd olamazsın...
- velev ki kendilerinin ata-babaları veya oğulları veya kardeşleri veya kendi aşiretleri olsalar bile!
İşte onların kalblerine iman ketb eder.
KENDİSİNDEN Ruh ile onlara eyd eder.
Onları, içinde ebedi olacakları, altından nehirler cereyan eden cennetlere dahil eder.
ALLAH onlardan razıdır... ve onlar da O'ndan razıdır.
İşte onlar, ALLAH'ın hizbidir.
Değil mi ki... muhakkak ki ALLAH'ın hizbi... onlar felaha ulaşanlardır!?

59. HAŞR / 7

Karyelerin ehlinden, ALLAH'ın Rasulüne fey ettiği mallar;
ALLAH için...
ve Rasul için...
ve kurb sahibleri için...
ve yetimler için...
ve miskinler için...
ve sebil çocukları (yolcu) içindir!
sizden ganiy olanlar arasında idale olamaz! Rasulün size verdiğini...
artık onu ahz edin...
sizi nehy ettiği şeyi ise... ondan hemen nehy edin!
ALLAH'a ittika edin!
Muhakkak ki ALLAH'ın ikabı şedidtir.

61. SAFF / 4

Muhakkak ki ALLAH, mersus bünyan gibi saff tutarak, KENDİ sebilinde kıtal eden kimselere muhabbet duyar.

61. SAFF / 6

Meryem oğlu İsa demişti ki:
"Ey israiloğulları!
Muhakkak ben, sizin üzerinize ALLAH Rasulüyüm. Tevrattan elimin arasında olanlara musaddıkım. Sonradan gelecek olan, Ahmed ismindeki Rasul ile mübeşşirim."
Ardından, beyyineler ile geldiğinde, dediler ki:
"Bu mübin sihirdir."

61. SAFF / 14

Ey iman edenler!
Meryem oğlu İsa, havarilere,
"ALLAH'a ensar kimdir?"
dediğinde, havarilerin,
"ALLAH'a ensar biziz"
dedikleri gibi... ALLAH'a ensar olun!

Ardından, İsrailoğullarından bir taife iman etmişti... ve onlardan bir taife kafir olmuştu... ve ardından iman edenlere, düşmanları üzre eyd etmiştik... ve ardından zahir oluvermişlerdi.

66. TAHRİM / 11

ALLAH, iman edenlere, firavun'un hanımını mesel darb eder. O demişti ki:
"Rabbim!
SEN'in indinde, cennette, benim için bir beyt bina et. Beni firavundan ve onun amellerinden necat et. Beni zalimler kavminden necat et."

66. TAHRİM / 12

Fercini hısn eden İmran kızı Meryem… ardından ona Ruhumuzdan nefh ettik… Rabbinin kelimelerine ve O'nun kitablarına sadakat gösterdi… ve kanit olanlardan oldu.

68. KALEM / 10-11-12-13-14

Hiçbir;
mehin hallafa …
hemmaza, nemime ile meşşailere …
hayra mani olunana, esim muatede …
utulle...
bundan başka (bilhassa) zenime;
mal ve oğul sahibi oldular diye itaat etme!

70. MEARİC / 1112-13-14

... (ama) birbirlerine basar ettirilirler!

Mücrimler... yevme-izinin azabından (kurtulmak için),
oğullarını...
ve sahibesini...
ve kardeşini...
ve kendisini evy eden fasilesini...
ve arzda olan kimseleri cemian...
fidye vermeyi... sonra da kendisine necat emeyi vedd ederler.

71. NUH / 12

"Mallarla ve oğullarla size imdad etsin.
Sizin için cennetler kılsın...
ve sizin için nehirler kılsın."

74. MUDDESSİR / 11-12-13-14

Vahid olarak halk ettiğim...
ve kendisine memdud mallar...
ve şahid oldukları erkek evladlar kıldığım…
ve kendisini temhid ederek mehd ettiğim...
kimseyi BANA vezr et!

78. NEBE / 6-7-8-9-10-11-12-13-14-15-16

Arzı mihad ve dağları vetedler kılmadık mı?
ve sizi zevcler halinde halk ettik.
ve sizin nevminizi sübat kıldık.
ve geceyi libas kıldık.
ve gündüzü maişe kıldık.
ve fevkinize yedi şedidleri bina ettik.
ve vehhac sirac kıldık.
ve habbeler ve nebat ve leff olmuş cennetler ihrac etmek için, musır olanlardan seccac su inzal ettik.

79. NAZİAT / 27-28-29

Sizin halkıyetiniz mi daha şedid... yoksa sema mı?
Onu bina etti.
Simkini ref etti
ve ardından sevva etti.
Onun gecesini gataş etti
ve onun duhasını ihrac etti.

80. ABESE / 33-34-35-36-37

Ardından,
sahha geldiğinde…
kişinin,
- kardeşlerinden
- ve annesinden
- ve babasından
- ve sahibesinden
- ve oğlundan
firar edeceği o yevmde...
yevme-izinde,
onlardan her biri için... kendisini ganiy edecek bir şe'n vardır.

91. ŞEMS / 1-2-3-4-5-6-7-8

Yemin olsun!
Güneşe ve duhaya…
Tilv olduğunda, kamere…
Cilalandığında, gündüze…
Gışa olduğunda, geceye…
Semaya... ve onu bina edene…
Arza... ve onu taha edene...
Nefse... ve onu sevva edene…
ve ardından fücuru ve takvayı ona ilham edene!

Sure Listesi

Kelam-ı Kadim'de Geçen Kelimeler Sözlüğü;Teolog A.Kadir İmamoğlu tarafından derlenerek hazırlanmıştır.