İçeriğe geç
KÖK Ara:
KELİME Ara:
ANLAM içinde Ara:
❝ BS:R ❞ kökünden türeyen kelimeler... 13 Kayıt Listeleniyor.
Aynı Kökten Türeyen: xoxox basar Ebsâr Basir basiret Basair besaret ibsar ibtisar istibsar Mubasara Mubsır Mubsırât Mutebassır Tabassur Tebsir
xoxox
ب ص ر BS:R
basar
ب ص ر BS:R

Görme duyusu. Gözün görmesi. Kalble hissetme. Kalb gözü. İdrak. Fikir. Gözleme, takib etme.

DuruMeal'de toplam 62 kayıtta geçiyor.
Çğl.Ebsâr
Basir
ب ص ر BS:R

Gören, görme duyusu çalışan. Basiret sahibi. Anlayışlı olan. Hakikatları anlayan. En iyi ve en çok anlayışlı. Kalb gözü ile gören. İt, köpek, kelp.
El Basir : Her mahluk görür. Görme fiili.

DuruMeal'de toplam 57 kayıtta geçiyor.
basiret
ب ص ر BS:R

Hakikatı kalbiyle hissedip anlama. Kalbde eşyanın hakikatlarını bilen kuvve-i kudsiyye. Feraset. İman-ı dikkat. İbret alınacak hidayet sebepleri. Beyyine. Hüccet. Bir evin iki tarafının arası. Yer üstündeki kan.

DuruMeal'de toplam 9 kayıtta geçiyor.
Çğl.Basair
besaret
ب ص ر BS:R

Göz açıklığı. Dikkatle bakış.

ibsar
ب ص ر BS:R

Dikkatle bakmak, tetkik etmek.

ibtisar
ب ص ر BS:R

Kalb gözüyle görme. Basiret. Görüp hakikatına varma.

istibsar
ب ص ر BS:R

Basiretli olmak. Düşünceli, hesaplı ve dikkatli iş yapmak ve hareket etmek.

Mubasara
ب ص ر BS:R

Görme yarışına çıkma. İki kişinin, "hangimiz evvel görüyor" diye bir yere bakması.

Mubsır
ب ص ر BS:R

Görücü, gösterici, görünen, bilici, bildirici, vazıh ve âşikâr. Mantık. Kelâm ve seyrin mutediline denir.

DuruMeal'de toplam 7 kayıtta geçiyor.
Çğl.Mubsırât
Mutebassır
ب ص ر BS:R

Dikkatle bakan, ilerisini gören, iyice düşünen. Basiretli.

Tabassur
ب ص ر BS:R

Dikkatle bakıp, esasını kavrama. Dikkatle gözetiş.

Tebsir
ب ص ر BS:R

İnsanın gözünü açacak şekilde tarif ve izah etmek ve kalbine basiret vermek.

DuruMeal'de toplam 1 kayıtta geçiyor.
2. BAKARA / 6-7

Muhakkak kafirleri, nezr etsen de veya nezr etmesen de, seviyedir… onlar iman etmezler!
ALLAH, onların,
kalblerini...
ve işitmelerini...
ve gışa olmuş basarlarını...
hatm etmiştir! Azim azab onlaradır!

2. BAKARA / 17

Onların meseli; nar vakd etmek isteyenlerin meseli gibidir:
Havlinde olanlar ziyalandığında… ALLAH onların nuruna zehab eder... ve onları basar olunmaz zulmetler içine terk eder.

2. BAKARA / 20

Berk, neredeyse, onların basarlarını hatf edecektir.
Kendilerine ziya bürüdüğü her defada, onun içinde meşy ederler... ve üzerlerine zulmet çökünce kaim olurlar.
Şayet ALLAH dileseydi, onların işitmelerini de basarlarını da kesinlikle zehab ederdi.
Muhakkak ki ALLAH, herşeye kadirdir.

2. BAKARA / 96

Kesinlikle onları, hayat üzre, nasın ve şirk koşanların en harisi olarak vecd edersin. Onların her biri, bin sene ömür versek, vedd eder. Onların ömürlenmesi azabtan zahzah edecek değildir.
ALLAH, onların amel ettikleri şeylere basirdir.

2. BAKARA / 110

Salat ikame edin!
Zekat verin!
Hayr olandan, nefslerinize takdim ettiğiniz şey (neyse)… ALLAH indinde ona vecd olursunuz.
Muhakkak ki ALLAH, amel ettiklerinize basirdir.

2. BAKARA / 233

Anneler evladlarını iki kamil havl emzirirler. Bu, emzirmeyi tamamlamayı irade eden içindir.
Onların rızkı ve kisvesi, maruf ile evlad kendisinden olan erkeğe aittir.

Nefs, sadece, vasi olduğuna mükellef edilir.

Ne anne evladı yüzünden, ne de baba evladı yüzünden darr edilmesin.
Varise düşen de bunun mislidir.
Eğer kendi aralarında anlaşarak ve teşavür ederek fisal irade ederlerse... artık o ikisine cünah yoktur.
Evladlarınızı emzirtmeyi irade ederseniz, maruf ile vereceğiniz şeyi teslim ettiğinizde, artık size yine bir cünah yoktur.

ALLAH'tan ittika edin ve alim olun ki ALLAH, amel ettiklerinize basirdir.

2. BAKARA / 237

Temas etmenizden önce, onları boşarsanız... ve onlar için farzları farz etmişseniz...
artık onlara farz ettiğiniz şeylerin yarısı onlarındır.

Ancak... kendileri afv etmişse... veya nikah akdi elinde bulunan kimse afv etmişse müstesna.
Sizin afv etmeniz, takva için daha karibtir.

Aranızdaki fazlı unutmayın!
Muhakkak ki ALLAH, amel ettiklerinize basirdir.

2. BAKARA / 265

ALLAH'ın marzasını ibtiga ederek...
ve nefslerinden tesbit ederek...
mallarını infak eden kimselerin meseli;
vabil isabet eden ve ardından ükülünü zıf eden, rubveli cennet meseli gibidir... Vabil ona isabet etmese bile... tall olur.

ALLAH, amel ettiğiniz şeylere basirdir.

3. ALİ İMRAN / 13

Mülaki olan iki fie size kat'iyyetle ayet olmuştur!
Bir fie ALLAH sebilinde kıtal ediyordu.
Diğer kafirler... baktıkları ayn ile onları kendilerinin iki misli görüyorlardı.
ALLAH, dilediğini nasrı ile eyd eder. Muhakkak bunda, basar sahibleri için elbette ibret vardır.

3. AL-İ İMRAN / 14-15

Nas için,
kadınlardan...
ve oğullardan...
ve altından ve gümüşten kantar kantar biriktirilmişlerden...
ve müsevvem atlardan...
ve enamdan...
ve harsdan...
şehvet hubbu ziynetlendi. Bunlar, dünya hayatının metalarıdır.
ALLAH... O'nun indi, hüsn-ü meabtır.

De ki:
"Bunlardan hayr olanı size haber vereyim mi?

İttika edenler için, Rabblerinin indinde,
içinde ebedi olacakları, altından nehirler cereyan eden cennetler...
ve mutahhar zevceler...
ve ALLAH'tan rıdvan vardır."
ALLAH, kendisine abd olanlara basirdir.

3. ALİ İMRAN / 20

Ardından seninle hacc ederlerse... artık de ki:
"Ben vechimi ALLAH'a silm ettim... ve bana tabi olanlar da!..."
Kitab verilenlere ve ümmilere de ki:
"Siz de silm ettiniz mi?"
Eğer silm ettilerse, artık kat'iyyetle ihtida olmuşlardır.
Eğer tevella ederlerse, artık muhakkak senin üzerine olan ancak belağdır.
ALLAH, kendisine abd olanlara basirdir.

3. ALİ İMRAN / 156

Ey iman edenler!
Arzda darb eden veya gazi olmuş kardeşleri için "Şayet indimizde olsalardı, mevt olmazlardı ve katl edilmezlerdi" diyen kafirler gibi olmayın!
ALLAH'ın bunu yapması, onların kalblerinde hasret kılmak içindir. ALLAH, yuhyidir (hayy eden) ve yumittir (mevt eden). ALLAH amel ettiklerinize basirdir.

3. ALİ İMRAN / 163

Onlar ALLAH indinde derece derecedirler. ALLAH, amel ettiklerine basirdir.

4. NİSA / 58

Muhakkak ki ALLAH size,
emanetleri ehline eda etmenizi
ve nas arasında hakem olduğunuzda adaletle hüküm vermenizi emir eder.
Muhakkak, size vaaz ettiği şey ALLAH'ın nimetidir.
Muhakkak ki ALLAH, semi, basir olandır.

4. NİSA / 134

Dünya sevabı irade eden kimse… artık dünya ve ahiret sevabı ALLAH indindedir.
ALLAH, semi, basir olandır.

5. MAİDE / 71

Kendilerine fitne olmayacağını hesab ettiler… ve ardından kör oldular ve sağır oldular.
Sonra ALLAH, onlara tevbe etti.
Sonra onlardan çoğu yine kör oldular ve sağır oldular.
ALLAH, onların amel ettiklerine basirdir.

6. ENAM / 46

De ki:
"Gördünüz mü!?
Eğer ALLAH, işitmenizi ve basarlarınızı ahz etse ve kalblerinizi hatm etse, ALLAH'tan gayrı, hangi ilah onları size verebilir?"
Nazar et!
Nasıl da, ayetleri sarf ediyoruz! Sonra, onlar suduf etmekteler!

6. ENAM / 50

De ki:
"Ben size, ALLAH'ın hazineleri indimdedir, demiyorum. Gayba alim değilim. Size, ben bir meleğim, de demiyorum.
Ben, sadece, bana vahy olunana tabi oluyorum."
De ki:
"Kör ve basir istiva olur mu!?
Tefekkür etmez misiniz!?"

6. ENAM / 103

Basarlar O'nu idrak edemez. O, basarları idrak eder.
O, latiftir, habirdir.

6. ENAM / 104

Rabbinizden size basiretler kat'iyyetle gelmişti!
Basar olanlar... artık kendi nefsi içindir.
Kör olanlar... artık kendinedir.
Ben, üzerinize muhafız değilim!

6. ENAM / 110

BİZ onların fuadlarını ve basarlarını inkılab ettiririz. Evvel merrede ona iman etmedikleri gibi… onları tuğyanlarında amih olmaya vezr ederiz.

7. ARAF / 47

Basarları nar ashabına mülaki olmaya sarf olduğunda,
"Rabbimiz!
Bizi zalimlerin kavmi ile beraber kılma!" derler.

7. ARAF / 179

Cinn ve insden pek çoğunu, elbette kat'iyyetle!... cehennem için zer ettik;
kalbleri vardır... onunla fıkh etmezler!
aynları vadır... onunla basir olmazlar!
kulakları vardır... onunla işitmezler!
İşte bunlar, enam gibidir!
Bilakis!
Daha da dalalettedirler!
İşte bunlar... bunlar gafillerdir!

7. ARAF / 195

Meşy edecekleri ayakları mı var!?
Yahut batş edecek elleri mi var!?
Basir olacakları aynları veya işitecekleri kulakları var mı!?
De ki:
"Davet edin şirk koştuklarınızı!... sonra da bana keyd edin... ve ardından nazar ettirmeyin bana!"

7. ARAF / 198

Eğer onları, hudaya davet etseniz, işitmezler. Sana nazar ettiklerini görürsün... onlar basar etmezler!

7. ARAF / 201

Muhakkak, ittika edenler, kendilerine şeytandan bir tayfun mess ettiğinde tezekkür ederler… ve ardından mubsır olurlar.

7. ARAF / 203

Onlara ayet ile gelmediğinde,
"Bunu ictiba etseydin ya" derler.

De ki:
"Muhakkak ben, Rabbimden bana vahy olunana tabiyim.
Bu, iman eden kavim için, Rabbinizden basirettir ve hüdadır ve rahmettir."

8. ENFAL / 39

Fitne kalmayıncaya ve din tamamen ALLAH'ın oluncaya kadar onlarla kıtal edin. Eğer nehy ederlerse, artık muhakkak ki ALLAH, onların amel ettiklerine basirdir.

8. ENFAL / 72

Muhakkak;
iman edenler
ve hicret edenler
ve mallarıyla ve nefsleriyle ALLAH sebilinde cihad edenler
ve evy edenler (sığındıranlar)
ve nasır olanlar ...
işte onlar... onların bazısı bazısının (birbirlerinin) veliyleridir.
İman edenler ve hicret etmeyenler... hicret edinceye kadar, size, onların velayetinden bir şey yoktur.
Eğer dinde nasr isteğinde olurlarsa... sizinle aranızda misak olan bir kavme karşı olması dışında... artık onlara nasr etmek sizin üzerinizedir.
ALLAH, amel ettiklerinize basirdir.

10. YUNUS / 31

De ki:
"Semadan ve arzdan sizi rızıklandıran kimdir?
Yahut işitmelere ve basara malik olan kimdir?
Meyyitten hayy olanı ve hayy olandan meyyiti ihrac eden kimdir?
Emri tedbir eden kimdir?"
Diyecekler ki:
"ALLAH!"
Ardından de ki:
"Hala ittika etmiyor musunuz?"

10. YUNUS / 43

Onlardan sana nazar edenler vardır!
Artık, şayet basar eden olmamışlarsa!… körleri sen mi ihda edeceksin?

10. YUNUS / 67

Size, geceyi onda teskin olmanız için... ve de gündüzü mubsır olarak kılan, O'dur.
Muhakkak bunda, işiten kavim için elbette/kesinlikle ayetler vardır!

11. HUD / 20

İşte onlar, arzda aciz bırakanlar olamazlar. Onlar için, ALLAH'ın gayrısından veliyler yoktur. Onlar için azab izaf edilir. Onlar işitmeye istitaat eden olmadılar. Onlar basir olmadılar.

11. HUD / 24

İki ferikin meseli... kör ve sağır ile basir ve işiten kimseler gibidir.
Bu ikisinin meseli istiva olabilir mi!?
Artık tezekkür etmez misiniz!?

11. HUD / 112

Artık sen ve seninle beraber tevbe edenler…
emir olunduğunuz gibi istikametlenin!...
ve tuğyan etmeyin!
Muhakkak ki O, amel ettiğiniz şeylere basirdir.

12. YUSUF / 93

Dedi ki:
"Bu kamis ile zehab edin. Onu babamın vechi üzre ilka edin… basarı gelsin. Bana bütün ehlinizle gelin."

12. YUSUF / 96

Ardından beşir gelipte... vechi üzre ilka ettiğinde… ve ardından basarı redd olduğunda, dedi ki:
"Demedim mi size!?...
Muhakkak ben, sizin alim olmadığınız şeylere, ALLAH'tan alimim."

12. YUSUF / 108

De ki:
"Bu benim sebilimdir. Ben ve bana tabi olanlar, basiret üzre ALLAH'a davet ederiz (dava ediniriz).
ALLAH subhandır.
Ben, müşriklerden değilim."

13. RAD / 16

De ki:
"Semaların ve arzın Rabbi kimdir?"
De ki:
"ALLAH"
De ki:
"O'nun gayrısından, kendi nefsleri için menfaate ve de darra melik olmayan veliyler mi ittihaz ettiniz!?"
De ki:
"Kör ve basir istiva mıdır?
Yahut, zulmetler ve nur istiva mıdır?
Yahut, ALLAH'a, O'nun halkıyeti gibi halk eden şerikler mi kıldılar... ve ardından bu halkiyet onlara teşabüh mü etti?"
De ki:
"ALLAH halk etmiştir herşeyi!... O, vahiddir, kahhardır."

14. İBRAHİM / 42-43

ALLAH'ın, zalimlerin amel ettiklerine gafil olduğunu hesab etme! Muhakkak onları, ancak,
içinde basarlarının şahs olacakları...
Reislerini mukni ederek hetaa edecekleri...
Tarflarının kendilerine redd olmayacağı...
Fuadlarının heva olacağı...
yevme tehir ediyor.

15. HİCR / 14-15

Şayet onlara semadan bablar feth etsek…
ve ardından orada uruc ederek zıll etseler...
elbette,
"Muhakkak, ancak, basarlarımız sekr oldu.
Bilakis!...
Biz, meshur kavmiz." derlerdi.

16. NAHL / 77

Semaların ve arzın gaybı ALLAH'ındır.
Saatin emri, ancak, göz açıp kapanana kadar gibidir... veya daha karibdir.
Muhakkak ki ALLAH, herşeye kadirdir.

16. NAHL / 78

ALLAH, sizi, annelerinizin batnından...
siz hiçbir şeye alim olmadan...
ve size, işitme ve basarlar ve fuadlar kılarak...
ihrac etti… umulur ki şükür edersiniz.

16. NAHL / 108

İşte onlar… ALLAH onların, kalblerine ve işitmelerine ve basarlarına tab etmiştir.
İşte onlar… onlar, gafil olanlardır.

17. İSRA / 1

Kendisine ayetlerimizden göstermek için... mescid-i haramdan, havlini barek ettiğimiz mescid-i aksaya... KENDİSİNE abd olan ile geceleyin isra eden, subhandır!
Muhakkak ki O'… O, semidir, basirdir.

17. İSRA / 12

BİZ, gece ve gündüzü iki ayet kıldık.
Ardından…
Rabbinizden fazl ibtiga etmeniz için…
ve senelerin adedine ve hesabına alim olmanız için…
gece ayetini mahv ettik… ve gündüz ayetini mubsır kıldık… ve herşeyi tafsilatıyla ona tafsil ettik.

17. İSRA / 17

Nuh'un ardından… KENDİ'sine abd olanların zenblerine habir ve basir olarak Rabbine kafi olarak (olacak şekilde)… karin olanlardan nicelerini helak ettik.

17. İSRA / 30

Muhakkak ki Rabbin, dilediği kimse için rızkı bast eder ve ikdar eder.
Muhakkak ki O, KENDİSİNE ibadet edenlere habir ve basir olandır.

17. İSRA / 36

Hakkında ilmin olmayan şeye kafv etme!... muhakkak işitme ve basar ve fuad... işte bunların hepsi ondan mesul olur.

17. İSRA / 59

Ayetler inzal etmekten BİZ'i men eden, ancak, onları öncekilerin kizb etmiş olmasıdır.
Semud kavmine, mubsır dişi develer vermiştik... ve ardından, onlar onlara zalim olmuşlardı.
BİZ ayetleri, ancak, tahvif olsun diye irsal ederiz!

17. İSRA / 96

De ki:
"Sizinle benim aramda şahid olarak ALLAH'a kafidir.
Muhakkak ki O, KENDİ'sine abd olanlara habir ve basir olandır."

17. İSRA / 102

Dedi ki:
"elbette kat'iyyetle sen!... bunları, ancak, semaların ve arzın Rabbinin, basiret olarak inzal ettiğine alimsin.
Muhakkak ben, senin, elbette/kesinlikle mesbur olduğunu zann ediyorum... eyy firavun!"

18. KEHF / 26

De ki:
"Lebs oldukları şeye ALLAH alimdir!
Semaların ve arzın gaybı O'nundur… daha basirdir ona, daha işitendir.
O'nun gayrısında onlara veliy yoktur.
O, hükmüne kimseyi şerik etmez."

19. MERYEM / 38

BİZ'e gelecekleri yevmde, onlara en iyi işitme... ve en iyi basar vardır! Fakat, bu yevmde, zalimler mübin dalalettedir.

19. MERYEM / 42

Babasına demişti ki:
"Ey Babacığım!
İşitmeyen ve de basir olmayan ve de seni bir şeye gani etmeyen şeylere neden abd oluyorsun?"

20. TAHA / 25-26-27-28-29-30-31-32-33-34-35-36

Dedi ki:
"Rabbim!
Sadrıma şerh et.
Emrimi yesir et.
Lisanımın ukdesini hall et… kavlimi fıkh edebilsinler.
Ehlimden kardeşim Harun'u bana vezir kıl... ezrimi onunla şedid kıl... ve emrimde onu şerik yap ki... SEN'i çok sebbih edelim, SEN'i çok zikir edelim.
Muhakkak ki SEN, ikimize de basir olansın."

Dedi ki:
"Sail oldukların kat'iyyetle sana verilmiştir, ey Musa!"

20. TAHA / 96

Dedi ki:
"Onların, onda basar olmadıkları şeye basar oldum.
Ardından Rasulün eserinden kabz ile kabz ettim... ve ardından onu nebz ettim.

Böyledir!...
Nefsim beni tesvil etti."

20. TAHA / 125

Der ki:
"Rabbim!
Neden beni kör olarak haşr ettin? Ben kat'iyyetle basir olandım!"

21. ENBİYA / 3

Onların kalbleri lehvdedir!...
Zalimlerin necvasını sırr ederler:
"Bu, sizin mislinizde bir beşer değil midir? Siz basar edip duruken sihre mi kapılacaksınız?"

21. ENBİYA / 97

Hakk vaad karib edilmiştir!
Artık, kafirlerin basarları şahs olduğunda:
"Eyvah bize!
Muhakkak bundan kat'iyyetle gaflet içinde olduk!
Bilakis, zalimler olmuşuz!"

22. HACC / 46

Arzda seyir etmediler mi!... artık, akıl edecekleri kalbleri veya işitecekleri kulakları yok muydu!?
Muhakkak basarları kör olmadı… fakat sadrlarındaki kalbleri kör oldu!

22. HACC / 61

Bunlar,
muhakkak ki ALLAH'ın, geceyi gündüzde ilac etmesi ve gündüzü gecede ilac etmesi iledir.
muhakkak ki ALLAH'ın, semi, basir olması iledir.

22. HACC / 75

ALLAH, meleklerden de nasdan da Rasuller ıstıfa eder.
Muhakkak ki ALLAH, semidir, basirdir.

23. MUMİNUN / 78

O, sizin için işitmeyi ve basarları ve fuadları inşa edendir.
Ne kadar az şükür ediyorsunuz!

24. NUR / 30

Mü'min erkeklere söyle, basarlarından gazz etsinler, ferclerini hıfz etsinler.
Bu onlar için daha zekiy olandır.
Muhakkak ki ALLAH, onların sanat ettiklerine habirdir.

24. NUR / 31

Mü'min kadınlara da söyle, basarlarını gazz etsinler. Ferclerini hıfz etsinler.
Zahir olanları dışında ziynetlerini ibda etmesinler. Onların (görenlere) humar verecek olanını ceblerine darb etsinler.
Ziynetlerini ibda etmesinler, ancak şunlar müstesna:
kocaları,
yahut babaları,
yahut kocalarının babaları,
yahut oğulları,
yahut kocalarının oğulları,
yahut erkek kardeşleri,
yahut erkek kardeşlerinin oğulları,
yahut kız kardeşlerinin oğulları,
yahut kadınlar,
yahut melekesi yeminlerinde olanlar,
yahut erkek kimselerden irbet (akıl,ustalık) sahibi olanlar gayrısında kendilerine tâbi olanlar,
yahut kadınların avreti üzere zuhur olmayan tıfllar.
Hafy ettikleri ziynetlerine alim olunsun diye ayaklarını yere vurmasınlar.
ALLAH'a cemian tevbe edin eyy mü'minler!... umulur ki felaha ulaşırsınız!

24. NUR / 36-37-38

ALLAH'ın, içinde KENDİ isminin ref edilmesine ve zikir edilmesine izin verdiği beytlerde...

ticaretin ve bey'in... kendilerini,
ALLAH'ı zikir etmekten...
ve salat ikame etmekten...
ve zekat vermekten...
lehv etmediği erkek kimseler...

ALLAH'ın,
amil oldukları şeylere ahsen cezayı vermesi için...
ve fazlından ziyade etmesi için...

kalblerin ve basarların takallüb edeceği yevmden korkarak… orada, gudüv ve asile ile O'nu sebbih ederler.

ALLAH, dilediği kimseyi hesabsızca rızıklandırır.

24. NUR / 43

Görmez misin ki... ALLAH, sehabı izca eder. Sonra onların arasını ülfet eder. Sonra, onları rükam kılar. Ardından hilallerinden ihrac olan vedki görürsün.
O, semadan, oradaki dağlardan berd inzal eder de onu dilediğine isabet ettirir, dilediğinden de sarf eder.
O'nun berkinin senası neredeyse basarları zehab eder.

24. NUR / 44

ALLAH, geceyi ve gündüzü takallüb ettiriyor. Muhakkak bunda, basar sahibleri için elbette/kesinlikle ibret vardır.

25. FURKAN / 20

Mürsellerden senden önce irsal ettiklerimiz de muhakkak taam yerler, suklarda (çarşı-pazar) meşy ederlerdi.
Bazınızı bazınıza fitne kıldık.
Sabır ediyor musunuz?
Rabbin, basir olandır.

27. NEML / 13

Ardından mubsır ayetlerimiz onlara geldiğinde, dediler ki:
"Bu mübin sihirdir."

27. NEML / 54

Lut, kavmine demişti ki:
"Siz basir olduğunuz halde… fahiş olanı mı işliyorsunuz!?"

27. NEML / 86

BİZ'im
geceyi, içinde sükun bulmaları için…
ve gündüzü de mubsır olarak…
kıldığımızı görmüyorlar mı?
Muhakkak bunda, iman eden kavim için, elbette ayetler vardır.

28. KASAS / 11

Kız kardeşine dedi ki:
"Kasas et onu!"
Ardından o da onu, onlar şuurunda olmadan, cenbden basar etti.

28. KASAS / 43

Elbette kat'iyyetle!... BİZ... ilk karin olanları helak etmemizin ardından... nas için,
basiret olarak...
ve huda olarak...
ve rahmet olarak...
Musa'ya kitab verdik… umulur ki tezekkür ederler.

28. KASAS / 72

De ki:
"Gördünüz mü?
ALLAH, gündüzü üzerinize kıyamet yevmine kadar sermed kılsaydı, ALLAH'ın gayrısında, hangi ilah size içinde teskin olacağınız gece verirdi?
Artık basir olmayacak mısınız?"

29. ANKEBUT / 38

Ad... Semud...
Onların meskenleri, size kat'iyyetle beyan olmuştur!
Onlar basiret sahibi olmayı isteyenler oldukları halde… şeytan, onlara amellerini ziynetlendirmiş... ve ardından onları sebilden sadd etmişti.

31. LOKMAN / 28

Sizin halkıyetiniz ve sizin baas edilmeniz, ancak, vahid nefs gibidir.
Muhakkak ki ALLAH, semidir, basirdir.

32. SECDE / 9

Sonra onu sevva etti.
Onun içinde, KENDİ Ruhundan ona nefh etti.
Sizin için, işitme ve basarlar ve fuadlar kıldı.
Ne kadar az şükür ediyorsunuz!

32. SECDE / 12

Şayet Rabblerinin indinde, mücrimlerin reisleri neks olduğunda, onları görsen...
"Rabbimiz!
Basar olduk ve işittik… artık bizi rücu ettir... salih amel işleyelim.
Muhakkak biz mukiniz."

32. SECDE / 27

Görmezler mi;
BİZ, suyu arzın cüruzuna sevk ediyoruz...
ve ardından onunla, enamının ve nefslerinin yediği ziraat ihrac ediyoruz.
Artık basir olmayacaklar mı!?

33. AHZAB / 9

Ey iman edenler!
ALLAH'ın üzerinize nimetini zikir edin!
Size ordular geldiğinde, onlara rih ve görünmeyen ordular irsal etmiştik.
ALLAH amel ettiklerinize basir olandır.

33. AHZAB / 10

Onlar sizin fevkinizden ve sefilinizden gelmişlerdi. Basarlar zeyg olmuştu ve kalbler hançerelere belağ olmuştu. ALLAH'a zann ile zann ediyordunuz.

34. SEBE / 10-11

elbette kat'iyyetle!... Davud'a KENDİMİZDEN fazl verdik;
"Ey dağlar ve uçucular!
Onunla beraber evvab olun!"
Sabigalar amel emesi...
ve serd içinde kaderlenmesi…
için ona hadidi lin etmiştik.
Salih amel işleyin... muhakkak ki BEN, amel ettiklerinize basirim.

35. FATIR / 19-20-21-22-23

Kör ile basir istiva değildir.
Ne zulmetler ne de nur...
Ne zıll ne de hararet...
Hayy olanlar ve mevt olmuşlar...
istiva olamaz.
Muhakkak ki ALLAH, dilediğine işittirir. Sen, kabirler içindeki kimselere işittiremezsin. Sen, sadece, nezirsin.

35. FATIR / 31

Kitabtan sana vahy ettiğimiz… o, hakktır... elinin arasında olana musaddıktır.
Muhakkak ki ALLAH, kendisine abd olanlara elbette/kesinlikle habirdir, basirdir.

35. FATIR / 45

Şayet ALLAH, kesb ettikleri şeyler ile nası ahz etse, onun zahrı üzre dabbeden kalmazdı.
Fakat onları müsemma ecele kadar tehir ediyor.
Ecelleri geldiğinde... artık muhakkak ki ALLAH, kendisine abd olanlara basir olandır.

36. YASİN / 7-8-9-10

Kavil, onların pek çoğuna elbette kat'iyyetle hakk olmuştur!... artık, onlar iman edemezler.

Muhakkak ki BİZ, onların unklarına, zaknlarına kadar guller kıldık... artık onlar, mukmahtırlar.

BİZ, ellerinin arasından sedd ve halflerinden sedd kıldık... ardından onları gışa ettik... artık onlar basar edemezler.

Onları nezr etmen yada nezr etmemen onlar için sevadır.
Onlar iman etmezler!

36. YASİN / 66

Şayet dilersek, onların aynlarına da elbette tams ederiz!... ve ardından, basar olacakları sırata istibak ederler!

37. SAFFAT / 174-175

Artık, bir hiyne kadar onlardan tevella et... ve onlara basar et… artık onlar da yakında basar edecekler.

37. SAFFAT / 178-179

Bir hiyne kadar onlardan tevella et... ve onlara basar et… artık onlar da yakında basar edecekler.

38. SAD / 45

BİZ'e abd olan İbrahim ve İshak ve Yakub'u zikir et.
Eyv ve basar sahibleri idiler.

38. SAD / 62-63

Derler ki:
"Şerrlilerden add etmiş olduğumuz erkek kimseleri neden görmüyoruz?"
Biz onları sihriyye mi ittihaz etmiştik...
Yoksa basarlarımız onlardan zeyg mi oldu?"

40. MUMİN / 20

ALLAH, bi-hakkın kaza eder!
O'nun gayrısından davet ettikleri şeyler, bir şey kaza edemez!
Muhakkak ki ALLAH... O, semidir, basirdir.

40. MUMİN / 44

"Artık size söylediğim şeyi yakında zikir edeceksiniz. Emri ALLAH'a havale ediyorum.
Muhakkak ki ALLAH abd olanlara basirdir."

40. MUMİN / 56

Muhakkak... ALLAH'ın ayetleri hakkında, kendilerine verilmiş bir sultan gayrısında cedel edenler… onlar, sadece, kendi sadrlarında kibir olanlardır... ki onlar, ona baliğ olamazlar.
Artık sen, ALLAH'a uvz et.
Muhakkak ki O, semidir, basirdir.

40. MUMİN / 58

Kör ve basir…
salih (iş)lere amil olarak iman edenler ve sui olanlar…
istiva olamaz!
Ne kadar az tezekkür ediyorsunuz!

40. MUMİN / 61

Size, içinde teskin olamanız için geceyi... ve mubsır gündüzü kılan, ALLAH'tır.
Muhakkak ki ALLAH, kesinlikle nas üzre fazl sahibidir… fakat nasın pek çoğu şükür etmiyorlar!

41. FUSSİLET / 19-20

Yevmde, ALLAH'ın düşmanları nara haşr olur.
Ardından onlar, oraya varıncaya kadar...
işitmeleri...
ve basarları...
ve cildleri...
amel etmiş oldukları şeylere şahid olarak vaa'z ederler.

41. FUSSİLET / 22

İşitmelerinizin...
ve basarlarınızın...
ve cildlerinizin…
size karşı şahidlik etmesinden kendinizi setr etmemiştiniz.
Fakat... amel ettiklerinizin çoğuna ALLAH'ın alim olmadığını zann ediyordunuz.

41. FUSSİLET / 40

Muhakkak ayetlerimize ilhad edenler... BİZ'e hafy olmaz!
Artık, kıyamet yevminde,
nara mülaki olan mı hayrdır...
yoksa emin olarak gelen mi!?
Dilediğiniz şeyi amel edin.
Muhakkak ki O, amel ettiklerinize basirdir.

42. ŞURA / 11

Semaları ve arzı fatr etmiştir.
Size... sizin nefsinizden zevceler... ve enamdan zevceler kılar.
Orada sizi zer eder.
Hiçbir şey O'nun misli gibi değildir.
O, semidir, basirdir.

42. ŞURA / 27

Şayet ALLAH, kendisine ibadet edenler için rızkı bast ederse... elbette/kesinlikle arzda bagy olurlar. Fakat O, dilediği şeyi kader ile inzal eder.
Muhakkak ki O, kendisine ibadet edenlere habirdir, basirdir.

43. ZUHRUF / 51

Firavun kavminde nida ederek dedi ki:
"Ey kavmim!
Mısır'ın mülkü benim değil mi?... ve benim altımdan cereyan eden bu nehirler!
Basir değil misiniz!?"

45. CASİYE / 20

Bu, nas için basirettir.
Huda ve rahmet yakin olan kavim içindir.

45. CASİYE / 23

Kendi hevasını kendine ilah ittihaz edineni gördün mü?
ALLAH onu ilim üzre dall etti... ve onun işitmelerini ve kalbini hatm etti... ve basarı üzre gışa kıldı!
Artık ALLAH'ın ardından, onu kim ihda eder!?
Tezekkür etmiyor musunuz!?

46. AHKAF / 26

Onları, elbette kat'iyyetle sizi mekanlandırmadığımız şeyler içinde mekanladırmıştık!... ve onlara işitme ve basarlar ve fuadlar kılmıştık!
Ardından, işitmeleri de... ve basarları da... ve fuadları da... onları hiçbirşeyden ganiy etmedi.
ALLAH'ın ayetlerine cahd etmişlerdi!... istihza etmiş oldukları şey ile onları hayk etti!

47. MUHAMMED / 22-23

Eğer tevella ederseniz… artık, gerekir ki (belki)…
arzda fesad çıkarırsınız...
ve erhamınızı kata ettirirsiniz…
öyle mi!?
İşte bunlar, ALLAH'ın lanetledikleridir… artık bunları sağır eder... ve basarlarını kör eder.

48. FETİH / 24

Mekke'nin batnında, onlara karşı zafer elde etmenizin ardından… onların ellerini sizden ve sizin ellerinizi onlardan keff eden, O'dur.
ALLAH, amel ettiklerinize basir olandır.

49. HUCURAT / 18

Muhakkak ki ALLAH, semaların ve arzın gaybına alimdir.
ALLAH amel ettiklerinize basirdir.

50. KAF / 7-8

Arz!...
münib abd olanların hepsi için zikir ve tebsir olarak...
Onu medd ettik...
Onda rasiyeler ilka ettik...
Onda bütün behic zevclerden nebat ettik.

50. KAF / 22

"Sen bundan elbette kat'iyyetle gaflet içinde olmuştun!
Artık sana gıtanı keşf ettik... ve ardından, yevmde basiretin hadid oldu."

51. ZARİYAT / 20-21

Mukinler için ayet, arzdadır… ve kendi nefslerinizdedir.
Artık basar etmez misiniz?

52. TUR / 15

"Sihir miymiş bu!?... yoksa siz mi basir değildiniz?"

53. NECM / 16-17

Gışa eden şey Sidreyi gışa ettiğinde… basar zeyg olmamıştı ve de tagy etmemişti!

54. KAMER / 6-7-8

Artık, onlardan tevella et.
Davetçinin nükre bir şeye davet edeceği yevmde… davetçiye hetaa edenler… basarları huşu içinde… cedeslerinden neşr olan çekirgeler gibi ihrac olurlar.
Kafirler der ki:
"Bu asir bir yevmdir."

54. KAMER / 50

BİZ'im emrimiz, ancak, vahiddir… göz açıp kapamak gibidir.

56. VAKIA / 83-84-85

Artık keşke boğaza iblağ olduğunda… siz, izin hiynine nazar etseydiniz!
BİZ, ona sizden daha karibiz... fakat siz basar edemezsiniz.

57. HADİD / 4

O, semaları ve arzı altı yevmde halk eden... sonra arş üzre istiva edendir!
Arzda ilac olana... ve ondan ihrac olana... semadan inzal olana... ve onda uruc edene… alimdir.
Nerede olursanız olun... O, sizinle beraberdir.
ALLAH amel ettiklerinize basirdir.

58. MUCADELE / 1

ALLAH, zevci hakkında seninle cedel eden ve onu ALLAH'a iştika eden kadının sözlerine kat'iyyetle semi oldu!
ALLAH, havr ettiklerinize semidir.
Muhakkak ki ALLAH semidir, basirdir.

59. HAŞR / 2

Kitab ehlinden kafirleri, haşrın evveli için diyarlarından ihrac eden O'dur.
Siz onların ihrac olacaklarını zann etmemiştiniz. Onlar da, ALLAH'tan, hısnlarının kendilerine mani olacağını zann etmişlerdi.
Ardından ALLAH, ihtisab etmedikleri cihetten onlara geldi. Kalblerinde rub kazf etti... evlerini kendi elleriyle ve mü'minlerin elleriye harab ettiler.
Artık, ibret alın, ey basar sahibleri!

Medine civarında yaşayan Beni Nadir kabilesi, Hayber yahudilerinden Beni Kureyza gibi büyük bir kabile idi. Bu iki kabileye, Kahin b. Harun soyundan geldikleri için "Kahinan" denirdi. Kabilenin reisi olan Ka'b b. Eşref, evlendiği gün kendi evinde katledilince, kabile halkının kalbine korku düştü.
Kendileri için sağlam ve yüksek binalar inşa etmiş olan Beni Nadir kabilesi, Allah Rasulü ile yaptıkları anlaşmaya uymadıkları için, Hicretin dördüncü senesinde Medine'den sürgün edildiler.
60. MUMTEHİN / 3

Kıyamet yevminde... rahimlerinizde ve evlatlarınızda size menfaat olmayacak... aranızın fasl edilecek!
ALLAH, amel ettiklerinize basirdir.

64. TEGABUN / 2

Sizi halk eden O'dur!
Ardından, kafir de sizdendir... mu'min de sizdendir!
ALLAH, amel ettiklerinize basirdir.

67. MULK / 1-2-3

Mulk elinde olan…
ve herşeye kadir olan...
amel yönünden hanginizin ahsen olduğunu belv etmek için mevti ve hayatı halk eden...
ve aziz, gafur olan...
yedi semaları tabaka tabaka halk eden…
bereketlidir.

Rahmanın halk edişinde fevt olmuşlardan göremezsin. Ardından, basarını rucu et (bakalım), fatırlar var mı?

67. MULK / 4

Sonra, basarını iki kerre (daha) irca et.
Basarın sana hasii olarak ve hasir olarak inkılab eder.

67. MULK / 19

Fevklerinde saff halinde ve kabz ederek (uçan) uçucuları (kuşları) görmüyorlar mı?
Onları, Rahman'dan başkası imsak edemez.

Muhakkak ki O, herşeye basirdir.

67. MULK / 23

De ki:
"O, sizi inşa eden ve sizin için işitmeyi ve basarları ve fuadları kılandır.
Ne kadar az şükür ediyorsunuz!"

68. KALEM / 5-6-7

Artık, hanginizin meftun olduğuna… sen de basar edeceksin... onlar da basar edecekler!
Muhakkak ki Rabbin...
O, kimin KENDİ sebilinden dall olduğuna alimdir…
ve O, mühtedilere alimdir.

68. KALEM / 42-43

Yevmde…
Sekilerin keşf olur!...
ve secdelere davet edilecekleri halde… basarları huşu içinde… kendilerini zillet irhak etmiş halde... istitaat edemezler!
Oysa…
Onlar salimlerken… kat'iyyetle secdelere davet edilmişlerdi!

68. KALEM / 51

Eğer kafirler kaid olsalar... zikri işittiklerinde, elbette seni basarları ile zelak ederler.
"Muhakkak o, elbette mecnundur." diyorlar.

69. HAKKA / 38-39

Artık… Hayır!
Kasem olsun… basar ettiğiniz şeylere... ve basar edemediğiniz şeylere!

69. HAKKA / 38-39

Artık… Hayır!
Kasem olsun… basar ettiğiniz şeylere... ve basar edemediğiniz şeylere!

70. MEARİC / 1112-13-14

... (ama) birbirlerine basar ettirilirler!

Mücrimler... yevme-izinin azabından (kurtulmak için),
oğullarını...
ve sahibesini...
ve kardeşini...
ve kendisini evy eden fasilesini...
ve arzda olan kimseleri cemian...
fidye vermeyi... sonra da kendisine necat emeyi vedd ederler.

70. MEARİC / 43-44

Yevmde, sanki nusblara vefz eder gibi... basarları huşu içinde... onları zillet irhak etmiş halde… cedeslerinden süratle ihrac olacaklar!

O yevm… onlara vaad olunmuş olandır!

75. KIYAME / 7-8-9-10

Ardından...
basar, berak olduğunda...
ve kamer hasf olduğunda...
ve güneş ve kamer cem edildiğinde…
yevme-izinde… insan der ki:
"Firar yeri neresi?"

75. KIYAME / 14-15

Bilakis!
Şayet mazeretlerini ilka etse bile... İnsan, kendi nefsi üzre basirdir.

76. İNSAN / 2

Muhakkak ki BİZ, İnsanı…
belv ettiğimiz meşc haldeki nutfelerden halk ettik...
ve ardından onu semi, basir kıldık.

79. NAZİAT / 9

Onların basarları huşu içindedir.

84. İNŞİKAK / 10-11-12-13-14-15

Kitabı, zahrının verasından verilen kimse…
artık yakında o,
süburu davet edecek...
ve saire saly olacak.
Muhakkak o, ehlinin arasında sürur içindeydi. Muhakkak o, havr etmeyeceğini zann etmekteydi.
Bilakis!
Muhakkak ki Rabbi kendisine basir olandır.

Sure Listesi

Kelam-ı Kadim'de Geçen Kelimeler Sözlüğü;Teolog A.Kadir İmamoğlu tarafından derlenerek hazırlanmıştır.