İçeriğe geç
KÖK Ara:
KELİME Ara:
ANLAM içinde Ara:
❝ CA:L ❞ kökünden türeyen kelimeler... 2 Kayıt Listeleniyor.
Aynı Kökten Türeyen: xoxox Ca'l ceale
xoxox
ج ع ل CA:L
Ca'l
ceale
ج ع ل CA:L

Yaratmak, halk. Almak. İş işlemek. Yapmak.
1.Tafak ve ahz (inşâ ve ikbal) manasına; bir işi işlemeğe müteveccih olup başlamak ve işler olmak.
2. Halketmek, yaratmak.
3. Kavl ve irsal.
4. Tehiyye ve tesviye (tanzim ve düzeltme).
5. Takdir.
6. Tebdil.
7. Bir şeyi bir şeye dahil etmek.
8. Bir şeyi kalbe ilka ve İlham eylemek.
9. İtikat.
10. Tesmiye.
11. Bir şeyi diğer bir şeyden icad ve tekvin.
12. Bir şeyi bir sıfat ve haletten diğer bir sıfat ve halete döndürmek, kılmak, tasyir.
13. Bir nesne üzerine hükmeylemek gerek hak ve gerek batıl olsun - vaz'eylemek bir hususu bir kimse ile bir vecih üzere şartlaşmak ve azv ve nisbet eylemek ve hükm-ü şer'i.

2. BAKARA / 19

Yada… Semadan sayyib gibidir… onda zulmetler ve rad ve berk vardır.
Mevt hazeri… saikalardan parmaklarını kulaklarının içine tıkarlar.
ALLAH, kafirlere muhittir!

2. BAKARA / 22

(Rabbiniz…)
sizin için arzı firaş, semayı bina kılandır…
ve semadan su inzal edendir…
ve ardından onunla, size rızk olacak semerelerden ihrac edendir.
Artık ALLAH'a... alim olduğunuz halde... endad kılmayın!

2. BAKARA / 30

Rabbin meleklere;
"Muhakkak ki BEN, arzda halife kılacağım."
dediğinde... onlar dediler ki:
"Orada, orada fesad çıkaran... ve kan sefk eden mi kılacaksın?
Biz, SEN'in hamd etmen ile... SENİ sebbih ediyoruz ve kuds ediyoruz."
Dedi ki:
"Muhakkak ki BEN, sizin alim olmadığınız şeylere alimim!"

2. BAKARA / 65-66

Kendinizden, cumartesi gününe düşmanlık edenlere, BİZ'im onlara:
"Hasii maymunlar olun!" dememizle... elbette kat'iyyetle alim olmuştunuz!

Artık BİZ bunu, elinin arasında olanlar ve halfinde olanlar için nekal... ve muttakiler için meviza kıldık.

2. BAKARA / 124

Rabbi, İbrahim'i kelimeler ile belv ettiğinde… o, onları tamam etmişti.
Dedi ki:
"Muhakkak ki BEN seni, nasa imam kılacağım."
"Benim zürriyetimden de..." demişti.
Dedi ki:
"BEN'im ahdime zalimler nail olamaz!"

2. BAKARA / 125

BİZ, beyti, nas için mesabe ve emin kıldığımızda... İbrahim'e ve İsmail'e,
taifler için
ve akifler için
ve rüku eden sacidler için
beyti tahir etmelerini ahd etmiştik.
***Makam-ı İbrahim'den musalla ittihaz edin.

2. BAKARA / 126

İbrahim demişti ki:
"Rabbim!
Bu beldeyi emin kıl.
Ehlinden ALLAH'a ve ahir yevme iman edenleri semerelerden rızıklandır."
Dedi ki:
"Kafirleri... artık onları da biraz metalandırır... sonra nar azabına muztar ederim.
Orası ne de beis masirdir!"

2. BAKARA / 128

"Rabbimiz!
İkimizi de SANA Müslüman eyle!
Zürriyetimizden SANA Müslüman ümmet eyle!
Bize mensiklerimizi göster!
Bize tevbe et!
Muhakkak ki SEN… tevvab, rahim olan SEN'sin."

2. BAKARA / 143

Böyledir!...
Sizi...
nasa şahidler olmanız için...
ve Rasulün de size şahid olması için...
vasat ümmet kıldık.

Akabı üzre inkılab edenlerden Rasule tabi olanlara alim olmamız için... üzerine olduğunuz kıbleyi kıldık. Bu, ALLAH'ın hidayet ettiklerinden başkasına elbette kebir gelir.

ALLAH sizin imanınızı zayi edecek değildir.
Muhakkak ki ALLAH, nasa, elbette rauftur, rahimdir.

2. BAKARA / 224-225

Nas arasında...
berr olmaya...
ve ittika etmeye...
ve ıslah olmaya...
(dair) yeminlerinize ALLAH'ı urza kılmayın!
ALLAH, semidir, alimdir.

ALLAH, yeminlerinizde ki lagv ile sizi ahz etmez... fakat kalblerinizin kesb ettiği şeyler ile sizi ahz eder!
ALLAH, gafurdur, halimdir.

2. BAKARA / 259

Yahut... haviyeleri arşları üzre olmuş karyeye merr eden kimsenin;
"ALLAH, mevtinden sonra, bunu nasıl hayy edecek" demesi gibi!...

ALLAH, onu, yüz yıl mevt etti... sonra onu baas etti.
"Ne kadar lebs oldun?"
dediğinde...
"Yevm veya yevmin birazı kadar..."
demişti.
Dedi ki:
"Bilakis!
Seni, nasa bir ayet kılmak için... yüz yıl lebs oldun! Taamına ve şarabının tesennüh etmemiş olmasına nazar et.
Bir de eşeğine nazar et!
Nazar et kemiklere!... (bak) onu nasıl inşaz ediyoruz... sonra da onu etle kisvelendiriyoruz (gör!)"

Ardından kendisine beyan olduğunda, demişti ki:
"ALLAH'ın herşeye kadir olduğuna alim oldum!"

2. BAKARA / 260

İbrahim;
"Rabbim!
Mevtayı nasıl hayy ediyorsun, bana göster"
dediğinde... ona dedi ki:
"İman etmiyor musun?"

Dedi ki:
"Bilakis!
Fakat, kalbimin itminan olması için..."

Dedi ki:
"Kuşlardan dört tane ahz et... ve ardından onları kendine suretle. Sonra onlardan cüzleri bütün dağlara dağıt. Sonra onları davet et. Say ederek sana gelecekler.

Alim ol ki; muhakkak ki ALLAH, azizdir, hakimdir."

3. ALİ İMRAN / 41

Dedi ki:
"Rabbim!
Bana bir ayet kıl?"
Dedi ki:
"Senin ayetin, üç yevm nasa, remz dışında kelime etmemendir. Rabbini çok zikir et. Aşiyy ve ibkar ile O'nu sebbih et."

3. ALİ İMRAN / 55

ALLAH demişti ki:
"Ey İsa!
Muhakkak ki BEN, seni vefat ettireceğim... ve sen, BANA rafi olacaksın.
Sen, kafirlerden mutahharsın.
Sana tabi olanları, kıyamet yevmine kadar kafirlerin fevkinde kılacağım... sonra, sizin merciniz BANA olacak!
Artık ihtilafa düştüğünüz şeyler hakkında, aranızda BEN hüküm vereceğim!"

3. ALİ İMRAN / 61

İlimden sana kıldıklarımızın ardından onun hakkında hacc eden kimse... artık de ki:
"Gelin!... oğullarımızı ve oğullarınızı ve kadınlarımızı ve kadınlarınızı ve nefslerimizi ve nefslerinizi davet edelim. Sonra mübahele edelim ve ardından kaziblere ALLAH'ın lanetini kılalım."

3. ALİ İMRAN / 126

ALLAH bunu, sizin için büşra olmasından ve sizin kalblerinizin bununla kesinlikle tatmin olmasından başka kılmaz. Nasr, ancak, aziz ve hakim ALLAH indindendir.

3. ALİ İMRAN / 156

Ey iman edenler!
Arzda darb eden veya gazi olmuş kardeşleri için "Şayet indimizde olsalardı, mevt olmazlardı ve katl edilmezlerdi" diyen kafirler gibi olmayın!
ALLAH'ın bunu yapması, onların kalblerinde hasret kılmak içindir. ALLAH, yuhyidir (hayy eden) ve yumittir (mevt eden). ALLAH amel ettiklerinize basirdir.

3. ALİ İMRAN / 176

Küfürde seri olanlar seni hüzünlendirmesin.
Muhakkak onlar, ALLAH'a bir şey darr edemezler. ALLAH, ahirette, onlara hazz vermemek irade ediyor. Onlar için azim azab vardır.

4. NİSA / 5

ALLAH'ın size kıyam kıldığı mallarınızı sefihlere vermeyin.
Onları onunla rızıklandırın ve kisveleyin ve onlar için maruf kavil söyleyin.

4. NİSA / 15

Kadınlarınızdan fahiş olanı işleyenler… onlara karşı içinizden dört şahid getirin.
Eğer onlar şahidlik ederlerse, artık o kadınları, mevt vefa oluncaya kadar veya ALLAH onlar için sebil kılıncaya kadar, onları evlerde imsak edin.

4. NİSA / 19

Ey iman edenler!
Kadınlara kerhen ter'is olmanız size helal değildir.
Mübeyyin olarak fahiş olanı işlemeleri dışında... kendilerine verdiklerinizin bazısını zehab etmek için onları azil etmeyin.
Onlara maruf ile aşr olun.
Eğer onlardan ikrah ederseniz... gerekir ki (belki)… sizin ikrah ettiğinize... ALLAH, onda, çok hayr kılmıştır.

4. NİSA / 33

Ana-babanın ve akrabanın terekesinden hepsi için mevlalar kıldık. Yeminlerinizi akd ettiği kimselere, artık nasiblerini verin.
Muhakkak ki ALLAH, herşeye şahid olandır.

4. NİSA / 75

Size ne oluyor da, ALLAH sebilinde ve
"Rabbimiz!
Bizi, şu ehli zalim karyeden ihrac et.
Bize SEN'in VARLIĞINDAN veliy kıl.
Bize SEN'in VARLIĞINDAN nasır kıl!"
diyen istizaf edilmiş erkekler ve kadınlar ve velidler için kıtal etmiyorsunuz?

4. NİSA / 90

Sizinle aralarında misak olan bir kavme vasl olanlar veya sizinle kıtal etmekten veya kendi kavimleri ile kıtal etmekten sadrları hasr olup size gelenler müstesna...
Şayet ALLAH dileseydi, elbette onları üzerinize musallat ederdi... ve ardından sizinle kıtal ederlerdi.

Eğer,
kendilerini sizden azil ederlerse...
ve ardından sizinle kıtal etmezlerse...
ve ardından size seleme ilka ederlerse...
artık ALLAH size, onlara karşı sebil kılmamıştır.

4. NİSA / 91

Başkalarının da hem sizden emin olmak, hem de kavimlerinden emin olmak irade ettiklerine vecd edeceksin. Bunlar fitneye bütün redd oluşlarda, ona reks ederler.
Eğer bunlar
sizden azil olmazlarsa
ve size seleme ilka etmezlerse
ve ellerini keff etmezlerse...
onları ahz edin ve nerede sekf ederseniz katl edin.
İşte size... onlara karşı sizin için mübin sultan kıldık.

4. NİSA / 141

Onlar sizi tarabbus edenlerdir.

Eğer ALLAH'tan size bir fetih vaki olursa,
"Biz de sizine havz olmayı dilemedik mi?" derler.
Eğer kafirler için nasb olursa,
"Size üstünlük sağlayıp, mü'minlerden size mani olmadık mı?" derler.
Artık ALLAH, kıyamet yevminde aranızda hüküm verecektir. ALLAH, kafirler için, mü'minlere karşı sebil kılmayacaktır.

4. NİSA / 144

Ey iman edenler!
Mü'minlerin gayrısından, kafirleri veliy ittihaz etmeyin. ALLAH için, kendi üzerinize mübin sultan kılmayı mı irade ediyorsunuz?

5. MAİDE / 6

Ey iman edenler!
Salata kaim olurken;
vechlerinizi...
ve ellerinizi mirfaklara (dirseklere) kadar gusl edin
ve reislerinize (baş) mesh edin
ve de ayaklarınızı kablarınıza (topuk) kadar...
Eğer cünüb iseniz hemen taharetlenin.
Eğer
mariz iseniz
veya sefer üzre iseniz
veya sizden biriniz heladan gelmişse
veya kadınlara lems etmişse...
ve ardından su mevcud değilse... tayyib saide teyemmüm ederek vechlerinizi ve ellerinizi ondan mesh edin.
ALLAH, (bunu) sizin üzerinize harec olması için irade etmiyor. Fakat sizin taharetlenmeniz ve sizin üzerinize nimetini tamam etmek için irade ediyor... umulur ki şükür edersiniz.

5. MAİDE / 13

Ardından, misaklarını nakz etmeleri sebebiyle, onları lanetledik... ve kalblerini kasvetli kıldık.
Kelimeleri mevzilerinden tahrif ediyorlar... ve kendilerine zikir ettirilen şeyden hazz duymayı unuttular.
La zeyl (sürekli olarak) onlardan pek azı dışında, hıyanet üzre olduklarına, muttali olursun.
Artık onları afv et ve safh et.
Muhakkak ki ALLAH, muhsinlere muhabbet duyar.

5. MAİDE / 20

Musa, kavmine demişti ki:
"Ey kavmim!
ALLAH'ın size nimetini zikir edin!
Size kendinizde Nebiler kıldığında ve sizi melikler kıldığında, alemlerden tek bir kimseye vermediği şeyleri size vermişti."

5. MAİDE / 48

Kitabtan elinin arasındakine musaddık olarak ve müheymin olarak, sana bi-hakkın Kitab inzal ettik.
Artık onların aralarında, ALLAH'ın inzal ettiği ile hüküm et. Sana gelen hakktan başka, onların hevalarına tabi olma.

Sizden her biriniz için şeriat ve menhec kıldık.
Şayet ALLAH dileseydi, elbette sizi vahid ümmet kılardı. Fakat, verdiği şeylerde sizi belv etmek için (bunu yapmadı)...

Artık hayrlarda istibak edin.
Merciniz cemian ALLAH'adır... ve ardından O, hakkında ihtilafta olduğunuz şeyleri size haber verendir.

5. MAİDE / 60

De ki:
"ALLAH indinde mesube olarak bundan daha şerr olanı size haber vereyim mi?
ALLAH indinde musibete uğrayanlar;
ALLAH'ın lanetlediği kimseler
ve kendilerine gazab ettiği kimseler
ve onlardan maymun ve domuz kıldıkları
ve "tagut"a abd olanlardır.
İşte onlar, mekan olarak şerrdirler. Seva sebilden daha çok dalalettedirler."

5. MAİDE / 97

ALLAH,
Beyt-il Haram KABE'yi
ve haram ayları
ve hedyi
ve kıladeleri nas için kıyam kıldı.
Bu, sizin, semalarda olanlara ve arzda olanlara, ALLAH'ın alim olduğuna, alim olmanız içindir.
Muhakkak ki ALLAH, herşeye alimdir.

5. MAİDE / 103

ALLAH; ne "Bahire", ne "Saibe", ne "Vasile", ne de "Hamm" (diye adlandırılan kurbanlıklar) kılmamıştır. Fakat, kafir olanlar, ALLAH'a karşı kizb iftira ediyorlar.
Onların pek çoğu akıl edemez.

6. ENAM / 1

Hamd etmek...
semaları ve arzı halk eden
ve zulmetleri ve nuru kılan ALLAH'ındır.
Sonra kafirler, kendi Rabbleri ile adil olurlar.

6. ENAM / 6

Öncelerinden, kendilerine karin olanlardan nasıl helak ettiğimizi görmediler mi!?

Onları arzda, sizi imkanlandırmadığımız şeylerle imkanlandırmıştık.
Semayı onlara midrar olarak irsal etmiştik. Altlarından cereyan eden nehirler kılmıştık.
Ardından onları, zenbleri ile helak ettik. Onların ardından başka bir karin inşa ettik.

6. ENAM / 9

Şayet onu, melek kılsaydık... elbette yine erkek kimse kılardık… ve onları, ilbas olduklarına kesinlikle (yine) lebs ederdik.

6. ENAM / 25

Onlardan seni işitenler var. Fıkh etmelerine karşı, kalblerine kinanlar ve kulaklarına vakr kıldık.
Onlar, bütün ayetleri görseler (bile) ona iman etmezler. Hatta, geldiklerinde, seninle cedel ederler.
Kafirler, "bu, sadece, evvelkilerin esatiridir." derler.

6. ENAM / 39

Ayetlerimizi kizb edenler... sağırdırlar ve dilsizdirler!... zulmetler içindedirler!
ALLAH, dilediği kimseyi dall eder… ve dilediği kimseyi sırat-ı mustakim üzre kılar.

6. ENAM / 91

"ALLAH, beşere birşey inzal etmedi" diyerek... O'nun kadrini hakk olarak ALLAH'a kaderleyemediler!

De ki:
" Musa'nın nasa, onunla nur ve huda verdiği...
kırtas haline getirip ibda ettiğiniz...
ne var ki çoğunu hafy ettiğiniz...
sizin de ata-babalarınızın da alim olmadığı şeylere sizi ilimlendiren...
o kitabı kim inzal etti!?"

De ki:
"ALLAH!"

Sonra vezr et onları havzlarına... ilab olsunlar!

6. ENAM / 96

Sabah felak olur. Gece, sükun kılınmıştır… Güneş ve kamer, husbandır.
Takdir budur!... azizdir, alimdir.

6. ENAM / 97

O, berrin ve bahrin zulmetlerinde, onunla ihtida olmanız için, sizin için necmleri kılandır. İlim eden kavme, ayetleri, kat'iyyetle tafsil ettirmiş olduk!

6. ENAM / 100

Halk ettiği cinnleri, ALLAH'a şerik kıldılar!
İlmin gayrısı ile O'na oğullar ve kızlar hark ettiler!
O, subhandır ve onların vasf ettileri şeylerden tealidir.

6. ENAM / 107

Şayet ALLAH dileseydi, şirk koşamazlardı.
Seni onlara muhafız kılmadık. Sen onlara vekil değilsin!

6. ENAM / 112-113

Böyledir!...
Nebilerin hepsi için ins ve cinn şeytanları aduvv kıldık.
Bazısı bazısına (onlar birbirine),
ahirete iman etmeyenlerin fuadlarının kendilerine meyletmesi için…
ve kendilerinden razı olmaları için…
iktiraf edenlerin iktiraf etmeleri (emek çekerek günah kazanmak) için…
garr olarak, zuhruf kaviller vahy ederler. Şayet Rabbin dileseydi, buna fail olamazlardı.
Artık onları iftira ettikleri şeylere vezr et.

6. ENAM / 122

Mevt iken, ardından hayy ettiğimiz... ve kendisine, orada, nasın içinde meşy edeceği nur kıldığımız kimse; zulmetler içinde, ondan haric olamamış kimsenin meseli gibi olur mu?

Böyledir!...
Kafirler için, amel etmiş oldukları şeyler ziynetlenmiştir.

6. ENAM / 123

Böyledir!...
Her bir karyede, onların mücrimlerini, orada mekr etmeleri için ekabir kıldık. Onlar, ancak, nefslerine mekr etmektedirler… şuurunda değiller!

6. ENAM / 124

Kendilerine bir ayet ulaştığında, "ALLAH Rasullerine verilenin misli, bizim kendimize verilinceye kadar iman etmeyiz" derler.
ALLAH, risaletini nereye yapacağına alimdir!
Cürm işleyenlere, mekr etmiş oldukları şey ile... Allah indinde sagar ve şedid bir azab isabet edecektir.

6. ENAM / 125

Artık, ALLAH...
ihda etmeyi irade ettiği kimseyi... İslam için onun sadrını şerh eder.
dall etmeyi irade ettiği kimseyi... onun sadrını, sanki semada suud ediyor gibi, harec ederek dıyk eder.
Böyledir!...
ALLAH, iman etmeyenlere rics kılar.

6. ENAM / 136

Harsdan ve enamdan zer ettiği şeylerden, ALLAH için nasb kıldılar. Ardından, zeam ederek dediler ki:
"Bu, ALLAH'ındır. Bu da, şirk koştuklarımızındır."
Şirk koştuklarına olan ALLAH'a vasl olmuyor.
ALLAH'ın olan, şirk koştuklarına vasl oluyor. Ne sui hüküm ediyorlar!

6. ENAM / 165

Verdiği şeylerin içinde, sizi belv etmek için; sizi arzın halifeleri kılan ve bazınızı bazınızın fevkinde derece olarak ref eden O'dur.
Muhakkak ki Rabbin, ikabı seri olandır.
Muhakkak ki O, gafurdur, rahimdir.

7. ARAF / 10

Elbette kat'iyyetle!...
Sizi arzda temekkün ettik!
Size, orada iaşe edineceğiniz şeyler kıldık!
Ne de az şükür ediyorsunuz!

7. ARAF / 27

Ey Ademoğulları!
Şeytan... sui olanlarını kendilerine irae etmek için libaslarını kendilerinden nez ederek... ana-babanızı cennetten ihrac ettiği gibi... sizi fitneye düşürmesin.

Muhakkak o... o ve kabilesi, sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler.

Muhakkak ki BİZ, şeytanları... iman etmeyenlere veliy kıldık.

7. ARAF / 47

Basarları nar ashabına mülaki olmaya sarf olduğunda,
"Rabbimiz!
Bizi zalimlerin kavmi ile beraber kılma!" derler.

7. ARAF / 69

Kendinizden erkek kimseye, sizi nezr etmesi için Rabbinizden zikir gelmesi acayib midir!?
Zikir edin!
Nuh kavminin ardından sizi halife kılmıştı...
ve halkiyetinizde bast ziyade etmişti.
Artık ALLAH'ın alüvlerini zikir edin!... umulur ki felaha ulaşırsınız!"

7. ARAF / 74

"Zikir edin!
Ad kavminin ardından sizi halife kılmıştı… ve arzda sizi beva etmişti… onun suhuletinden kasrlar ittihaz ediyordunuz... dağlara evler naht ediyordunuz.
Artık, ALLAH'ın alüvlerini zikir edin.
Arzda müfsid olarak asev etmeyin!"

7. ARAF / 138

İsrailoğullarına bahrda cevaz verdik… ardından, kendi sanemleri üzre akif olan bir kavme ulaştılar.
"Ey Musa!
Onların ilahları gibi, bizimi için ilah kılsan..." dediler.
Dedi ki:
"Muhakkak siz, cahillik eden kavimsiniz!"

7. ARAF / 143

Musa, mikatımız için geldiğinde ve Rabbi ona kelime ettiğinde, dedi ki:
"Rabbim!
Bana görün. SANA nazar edeyim."
Dedi ki:
"Sen BEN'i göremezsin... fakat dağa nazar et. Artık eğer o, mekanında karar edebilirse, o zaman, BEN'i göreceksin."
Rabbi dağa tecelli edince, onu dekk kıldı... Musa, saikayla harra oldu... ve ardından, fevk olduğunda, dedi ki:
"SEN subhansın!
SANA tevbe ederim. Ben, mü'minlerin evveliyim."

7. ARAF / 150

Musa, kavmine, gazaba ve esefle rücu ettiğinde, dedi ki:
"Benden sonra, halefimde ne beis işlediniz! Rabbinizin emrine acele mi ettiniz!"
Levhaları ilka etti ve kardeşinin reisini ahz etti. Onu kendine cerr etti. Dedi ki:
"Anamın oğlu!
Muhakkak kavim istizaf oldu. Neredeyse beni katl ediyorlardı. Artık düşmanları bana şemate ettirme! Beni zalim kavim ile beraber kılma!"

7. ARAF / 189

O,
sizi vahid nefsten halk edendir...
ve üzerine sükün olması için, ona kendisinden zevce kılandır.
Ardından onu gışa ettiğinde... hafif hamille hamil olur... ve ardından onu merr eder.
Ardından daha sekal olunca... Rabbleri ALLAH'ı davet ederler:
"Eğer bize salih verirsen, elbette/kesinlikle şükür edenlerden oluruz."

7. ARAF / 190

Ardından o ikisine, salih olanı verdiğinde, kendilerine verdiği şeyde, O'na şirk koşarlar.
ALLAH, onların şirk koştukları şeylerden tealidir.

8. ENFAL / 10

ALLAH bunu, ancak, bununla kalbleriniz itminan olması için büşra olarak kıldı. Nasr, ancak, ALLAH'ın indindendir.
Muhakkak ki ALLAH, azizdir, hakimdir.

8. ENFAL / 29

Ey iman edenler!
Eğer ALLAH'a ittika ederseniz;
sizin için furkan kılar...
ve sizden seyyielerinize kafir olur...
ve size gafur olur.
ALLAH, azim fazl sahibidir.

8. ENFAL / 37

ALLAH'ın, habis olanı tayyib olandan meyz etmesi… ve bazısını bazısı üzre habis kılması… ve ardından cemian rekm etmesi ve ardından cehenneme kılması içindir.
İşte onlar hasar alanlardır.

9. TEVBE / 19

Hacc edenlere iska etmeyi ve Mescid-i Haram'ın imarını… ALLAH'a ve ahir yevme iman eden ve ALLAH sebilinde cihad eden kimse gibi mi kıldınız(sandınız)!?
ALLAH indinde istiva olamazlar!
ALLAH, zalimlerin kavmini ihda etmez.

9. TEVBE / 40

Siz ona nasr etmezseniz...
artık (önceden) kafirler onu, iki kişiden biri olarak ihrac ettiklerinde... ALLAH ona, kat'iyyetle nasr etmişti!

O ikisi mağaradayken... o, sahibine demişti ki:
"Hüzünlenme!
Muhakkak ki ALLAH bizimle beraberdir."

Ardından ALLAH,
ona sekinesini inzal etti...
ve onu sizin görmediğiniz ordular ile eyd etti...
ve kafirlerin kelimesini sefil kıldı.
ALLAH'ın kelimesi... o, ulvidir.
ALLAH, azizdir, hakimdir.

10. YUNUS / 5

O, güneşi ziya ve kameri nur kılandır.
Senelerin adedine ve hesabına alim olmanız için menziller kaderlenmiştir.
ALLAH bunu, ancak, bi-hakkın halk etmiştir.
O, ayetlerini alim olan kavim için fasl etmektedir.

10. YUNUS / 14

Sonra, onların ardından sizi... nasıl amel edeceğinize nazar edelim diye... arzda halifeler kıldık.

10. YUNUS / 24

Muhakkak dünya hayatının meseli, ancak, semadan inzal ettiğimiz su gibidir:

Nasın ve enamın yediği, arzın nebatı, onunla ihtilat olmuştur.
Hatta... arz, zuhrufunu ve ziynetlerini ahz ettiğinde ve ehli bunlara kadir olduklarını zann ettiklerinde... ona, gece veya gündüz, emrimiz geliverir... ve ardından bir gün önce ganiy olmamış gibi, onları hasid hale getiriveririz.

Böyledir!...
Tefekkür eden kavim için ayetleri tafsil ederiz.

10. YUNUS / 59

De ki:
"ALLAH'ın rızıktan sizin için inzal ettiği şeyi... ve ardından onlardan haram ve helal kıldığınızı görüyor musunuz!?"
De ki:
"Size, ALLAH izin verdi!
Yoksa ALLAH'a iftira edebilir misiniz!"

10. YUNUS / 67

Size, geceyi onda teskin olmanız için... ve de gündüzü mubsır olarak kılan, O'dur.
Muhakkak bunda, işiten kavim için elbette/kesinlikle ayetler vardır!

10. YUNUS / 73

Ardından, onlar onu kizb ettirdiler.
Ardından, onu ve gemide onunla beraber olan kimselere necat ettik. Onları halifeler kıldık. Ayetlerimizi kizb ettiren kimseleri ise gark ettik.
Nazar et!... inzar edilenlerin akibetleri nasıl oluyormuş!

10. YUNUS / 85-86

Ardından onlar dediler ki:
"ALLAH'a tevekkül ettik.
Rabbimiz!
Bizi zalimler kavmi için fitne kılma!
Rahmetinle, kafirler kavminden bize necat et!"

10. YUNUS / 87

Musa'ya ve kardeşine vahy ettik:
"Kavminiz için Mısır'da evler tebevvü edin. Evlerinizi kıble kılın... ve salat ikame edin...
Mü'minlere ibşar et!"

10. YUNUS / 100

Nefsin iman etmesi, ancak, ALLAH'ın izni iledir!
O, akıl etmeyenlere rics verir.

11. HUD / 82-83

Ardından emrimiz geldiğinde, aliyy olanı sefil kıldık!
Üzerlerine… Rabbinin indinde müsevvem olmuş, siccilden manzud hacerler imtar ettik!
Bu, zalimlerden baid değildir.

11. HUD / 118-119

Şayet Rabbin dileseydi, nası, elbette vahid ümmet kılardı.
Rabbinin rahmet ettikleri dışında… onlar muhtelif olmaktan zeyl etmezler.
Bunun için onları halk etti...!

Rabbinin, "Cehennemi, kesinlikle cinnlerden ve nasdan melaa edeceğim" kelimesi tamam oldu.

12. YUSUF / 15

Ardından, onu zehab ettiklerinde ve cübbün gaybında onu bırakmaya cem olduklarında… BİZ, ona vahy ettik:
"elbette/kesinlikle bu emirleri ile onlara haber vereceksin. Onlar onların şuurunda değil!"

12. YUSUF / 55

Dedi ki:
"Beni arzın hazineleri üzre kıl. Muhakkak ben, hafızım, alimim."

12. YUSUF / 62

Yanında ki delikanlılara dedi ki:
"Onların bidaatlerini rahllerinin içine bırakın. Umulur ki, ehillerine inkılab ettiklerinde buna arif olurlar… umulur ki rücu ederler."

12. YUSUF / 70

Ardından cihazları ile cehz olduklarında, kardeşinin rahline sikaye koydurdu. Sonra müezzine ezan ettirdi:
"Ey kervancılar! Siz elbette/kesinlikle sariksiniz."

12. YUSUF / 100

Ana-babasını arşa ref etti.
Ona sacidler olarak harra ettiler.
Dedi ki:
"Ey Babacığım!
Bu, önceden gördüğüm rüyanın te'vilidir. Rabbim onu kat'iyyetle hakk kıldı!
Şeytanın, benim ve kardeşlerimin arasını nezg etmesinin ardından... beni sicnden ihrac etmekle ve sizi bedvden getirmekle, ahsen olmuş oldu.
Muhakkak ki Rabbim, dilediği şey için latiftir.
Muhakkak ki O, alimdir, hakimdir."

13. RAD / 3

O,
arzı medd edendir…
ve orada rasiyeler ve nehirler kılandır…
ve orada, bütün semerelerden iki zevc kılandır.
Geceyle gündüze gışa etmektedir.
Muhakkak bunlarda, tefekkür eden kavim için elbette/kesinlikle ayetler vardır.

13. RAD / 16

De ki:
"Semaların ve arzın Rabbi kimdir?"
De ki:
"ALLAH"
De ki:
"O'nun gayrısından, kendi nefsleri için menfaate ve de darra melik olmayan veliyler mi ittihaz ettiniz!?"
De ki:
"Kör ve basir istiva mıdır?
Yahut, zulmetler ve nur istiva mıdır?
Yahut, ALLAH'a, O'nun halkıyeti gibi halk eden şerikler mi kıldılar... ve ardından bu halkiyet onlara teşabüh mü etti?"
De ki:
"ALLAH halk etmiştir herşeyi!... O, vahiddir, kahhardır."

13. RAD / 33

Kimler onlar!?... O, bütün nefs üzre, kesb ettikleri şeylerle kaimken... ALLAH'a şerik kılanlar!?

De ki:
"İsimlendirin onları bakalım!...
ya O'nun arzda alim olmadığı bir şeyle haber verirsiniz... ya da kavlden zahir (içi boş laf) ile!?
Bilakis!
Kafirlere, kendi mekrleri ziynetlendirildi... ve sebilden sadd edildi onlar!
ALLAH'ın dall ettiği kimse... artık ona, hadiy yoktur!

13. RAD / 38

Senin öncenden elbette kat'iyyetle... kendilerine zevceler ve zürriyet kıldığımız Rasuller irsal etmiştik!
Bir Rasul yoktur ki… ALLAH'ın izni ile olmadan bir ayet ile gelsin!
Bütün eceller için kitab vardır.

14. İBRAHİM / 30

Sebilinden dalalet ettirmek için ALLAH'a endad kıldılar.
De ki:
"Metalanın… ardından masiriniz naradır."

14. İBRAHİM / 35

İbrahim demişti ki:
"Rabbim!
Bu beldeyi emin kıl. Beni ve oğullarımı sanemlere abd olmaktan cenb et."

14. İBRAHİM / 37

"Rabbimiz!
Muhakkak ben, SEN'in muharrem beytinin (Kabe) indindeki ekin yetişmeyen vadiye, zürriyetimden iskan ettim.
Rabbimiz!
Salat ikame etmeleri için!
Artık nasdan, fuadları onlara heva edilmiş kimseler kıl. Semerelerden onları rızıklandır... umulur ki şükür ederler."

14. İBRAHİM / 40

"Rabbim!
Beni ve zürriyetimi, salata mukim kıl.
Rabbimiz!
Davamı kabl et."

15. HİCR / 16

elbette kat'iyyetle semada burclar kıldık!... ve nazar edenler için onu ziynetlendirdik.

15. HİCR / 20

Orada,
sizin için…
ve kendilerini rızıklandırmadığınız kimseler için…
maişeler kıldık.

15. HİCR / 74

Artık, aliyy olanı sefil olan kıldık!
Üzerlerine siccilden hacerler imtar ettik.

15. HİCR / 89-90-91

De ki:
"Muhakkak ben... ben, mübin nezirim."
Öyle ki… BİZ, Kur'an'ı ize kılan muktesimlere de inzal etmiştik.

15. HİCR / 95-96

Muhakkak ki BİZ... ALLAH'la beraber başka ilah edinen mustehzilere (karşı) sana kafiyiz.
Artık alim olacaklar!

16. NAHL / 56

Alim olmadıkları şeylere, kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden nasib kılıyorlar.
Yemin olsun ALLAH'a... iftira etmiş olduğunuz şeylerden elbette/kesinlikle sual edileceksiniz.

16. NAHL / 57

Kızları, subhan olan ALLAH'a…
iştahlandıkları şeyleri de kendilerine…
kılıyorlar.

16. NAHL / 62

Kendilerine kerih gelenleri ALLAH'a kılıyorlar. Onların lisan ettikleri, "hüsnanın kendileri için olduğu" kizbini vasf ediyor.
Besbellidir ki;
nar, onlar içindir!...
ve onlar, müfrat olacaklardır!

16. NAHL / 72

ALLAH,
sizin için kendi nefslerinizde zevceler kıldı...
ve sizin için zevcelerinizden beninler ve hafidler kıldı...
ve sizi tayyib olanlardan rızıklandırdı.
Ardından batıla iman ediyorlar da... ALLAH'ın nimetine... onlar kafir mi oluyorlar?

16. NAHL / 78

ALLAH, sizi, annelerinizin batnından...
siz hiçbir şeye alim olmadan...
ve size, işitme ve basarlar ve fuadlar kılarak...
ihrac etti… umulur ki şükür edersiniz.

16. NAHL / 80

ALLAH, sizin için, evlerinizden sekeneler kıldı.
Size,
enamın cildlerinden, zan (göç) yevminizde ve ikamet yevminizde hafif olmasını isteyeceğiniz beytler...
suflarından (yün) ve evbarından (yapağı) ve şarlarından (kıl), bir hiyne kadar esas ve metalar...
kıldı.

16. NAHL / 81

ALLAH, halk ettiklerinden,
sizin için, zıllar kıldı.
Sizin için, dağlardan kinanlar kıldı.
Sizin için, sizi harra (karşı) vaky eden eden sirballer
ve sizi beisinize (karşı) vaky eden sirballer kıldı.

Böyledir!...
Üzerinize nimetini, tamam ediyor... umulur ki, silm olursunuz.

16. NAHL / 91

Ahd verdiğiniz zaman, ALLAH'a ahdinize vefa edin!
ALLAH'ı kat'iyyetle üzerinize kefil yaparak tevkid etmenizin ardından, yeminlerinizi nakz etmeyin!
Muhakkak ki ALLAH, fail olduğunuz şeylere alimdir.

16. NAHL / 93

Şayet ALLAH dileseydi, elbette/kesinlikle sizi vahid ümmet kılardı… fakat O, dilediğini dall eder… dilediğini ihda eder.
Amel etmekte olduğunuz şeylerden elbette/kesinlikle sual edileceksiniz!

16. NAHL / 124

Muhakkak Cumartesiler, onun hakkında ihtilaf edenlere kılındı.
Muhakkak Rabbin, hakkında ihtilaf etmiş oldukları şeyde, kıyamet yevminde aralarında elbette/kesinlikle hüküm verecektir.

17. İSRA / 2-3

Musa'ya kitab verdik… ve onu, BEN'im gayrımdan vekil ittihaz etmesinler diye… BİZ'im, Nuh ile birlikte hamil olduklarımızın zürriyeti(nden olan) israiloğulları için huda kıldık.
Muhakkak o, şükür eden abd oldu.

17. İSRA / 6

Sonra BİZ,
sizi, bir kerre daha onlara redd ettik.
Size mallarla ve oğullarla imdad ettik.
Sizi neferler olarak daha çok kıldık.

17. İSRA / 7-8

Eğer ahsen olursanız... kendi nefsiniz için ahsen olursunuz!
Eğer sui olursanız... artık kendinizedir!
Ardından...
vechlerinizi sui etmeleri için...
ve mescide evvel merrede dahil oldukları gibi dahil olmaları için...
tetbir ederek ulvilendikleri şeye tebar etmeleri için...
ahir vaad geldiği zaman... gerekir ki (belki) Rabbiniz size rahmet eder!
Eğer siz ida ederseniz, BİZ'de ida ederiz!... BİZ, cehennemi kafirler için hasır kıldık.

17. İSRA / 12

BİZ, gece ve gündüzü iki ayet kıldık.
Ardından…
Rabbinizden fazl ibtiga etmeniz için…
ve senelerin adedine ve hesabına alim olmanız için…
gece ayetini mahv ettik… ve gündüz ayetini mubsır kıldık… ve herşeyi tafsilatıyla ona tafsil ettik.

17. İSRA / 18-19-20

Acil olanı irade etmiş olan kimseye…
orada ona, irade ettiğimiz kimseye dilediğimiz şeyi acele ettiririz… sonra ona cehennem kılarız... mezmum ve medhur olarak ona saly olur.
Mü'min olarak ahiret irade eden… ve buna say eden kimse…
artık işte onlar… meşkur olarak say etmiş olurlar.

Rabbinin ata ettiklerinin hepsinden, onlara da bunlara da medd ederiz. Rabbinin ata ettikleri, hazer edilecek değildir.

17. İSRA / 22

Sakın kendine ALLAH'la beraber başka bir ilah edinme!
Yoksa… mezmum ve mahzul olarak kuud eder kalırsın!

17. İSRA / 29

Elini unkuna maglul kılma!... ve de külliyen bastını bast etme!
Yoksa, levm edilmiş olarak… ve mahsur olarak kuud edersin.

17. İSRA / 33

ALLAH'ın haram kıldığı nefsi, bi-hakkın olmadan katl etmeyin!
Mazlum olarak katl edilen kimse… artık BİZ, onun veliyysi için kat'iyyetle sultan kılmış oluruz!... ve artık o, katlde israf etmesin!... muhakkak o, nasr edilen olmuştur.

17. İSRA / 39

Bunlar, Rabbinin, hikmetten sana vahy ettiği şeylerdendir.
ALLAH ile beraber, başka ilah kılma!... yoksa cehennemde, levm edilmiş ve medhur olarak ilka edilirsin!

17. İSRA / 45

Kur'an kıraat edildiği zaman, senin ve ahirete iman etmeyenlerin arasına mestur hicab kılarız.

17. İSRA / 46

Onu fıkh etmelerine...
kalblerine kinan…
ve kulaklarında vakr…
kıldık.
Sen, Kur'an'da... Rabbini, O'nun vahdetini zikir ettiğin zaman… nefretle dübürleri üzre tevella ederler.

17. İSRA / 60

BİZ sana...
"Muhakkak ki Rabbin nası ihata eder."
demiştik!
BİZ, sana gösterdiğimiz rüyayı da...
Kur'an'daki lanetlenmiş şecereyi de...
ancak, nas için fitne kıldık!
Onları korkutuyoruz... ancak (bu), sadece, kendilerine kebir tuğyanı ziyade ediyor.

17. İSRA / 80

De ki:
"Rabbim!
Beni sıdk müdhal ile dahil et ve sıdk ihrac olmak ile ihrac et.
SEN'in VARLIĞINDAN sebeble… bana nasır sultan kıl."

17. İSRA / 99

Semaları ve arzı halk eden ALLAH'ın, onların mislini halk etmeye de kadir olduğunu görmezler mi!?
Onlara... hakkında rayb olunmayan bir ecel kıldı… ancak, kafirler dışında, nasın pek çoğu da imtina etti.

18. KEHF / 1-2-3-4

Hamd etmek...
ivec kılmadığı kitabı... kayyime olarak,
KENDİ VARLIĞINDAN şedid beisle inzar etmek...
ve salih (iş)lere amil olan mü'minlere; içinde ebedi olarak makis olacakları hasene ecirin kendileri için olduğunu,
ibşar etmek...
ve "ALLAH, evlad ittihaz etti." diyenleri de inzar etmek...
için KENDİSİNE abd olana inzal eden ALLAH'ındır.

18. KEHF / 7-8

Muhakkak ki BİZ, hangisinin ahsen amel işlediğini belv etmek için, arz üzerindeki şeyleri onlara ziynet olarak kıldık… ve muhakkak ki BİZ, onun üzerinde ki şeyleri, elbette/kesinlikle cüruz said kılarız.

18. KEHF / 7-8

Muhakkak ki BİZ, hangisinin ahsen amel işlediğini belv etmek için, arz üzerindeki şeyleri onlara ziynet olarak kıldık… ve muhakkak ki BİZ, onun üzerinde ki şeyleri, elbette/kesinlikle cüruz said kılarız.

18. KEHF / 32

Onlara iki adamın meselini darb et!
O ikisinden birine, ineblerden (üzüm) iki cennet vermiştik… ve o ikisini hurmalarla haff etmiştik. Aralarına da ekin kılmıştık.

18. KEHF / 47-48

Yevmde; dağları seyir ettiririz... ve arzı bariz olarak görürsün!
Onları haşr ederiz!... ve ardından onlardan hiç birisini gadr etmeyiz!
Saff saff, senin Rabbine arz edilirler!
Evvel merrede sizi halk ettiğimiz şekilde, elbette kat'iyyetle BİZ'e gelirsiniz!
Bilakis!
Siz, size vaad ettiklerimizi size kılmayacağımıza zeam etmiştiniz!?

18. KEHF / 52

Yevmde der ki:
"Zeam ettiğiniz şeriklerinize nida edin!"

Ardından davet ederler... ancak onlar kendilerine isticab etmez.
BİZ, onların aralarına mevbik kıldık.

18. KEHF / 57

Rabbinin ayetleri ile zikir ettirilen...
ve ardından onlara iraz eden...
ve eli ile takdim ettiği şeyi unutan...
kimseden, daha zalim olan kimdir!?
Muhakkak ki BİZ, onu fıkh etmelerine... kalbleri üzre kinanlar... ve kulaklarında vakr kıldık.
Sen onları hudaya davet etsen de... artık ebediyyen ihtida olmazlar.

18. KEHF / 59

İşte karyeler!…
Zalim olduklarında… helak olmaları için vaad edilmiş bir zaman kılarak... onları helak ettik.

18. KEHF / 90

Hatta, güneşin tulu ettiği yere baliğ olduğunda… onun dışından kendilerine sütre kılmadığımız bir kavmin üzerine tulu ederken ona vecd oldu.

18. KEHF / 94

Dediler ki:
"Ey Zilkarneyn!
Muhakkak Ye'cüc ve Me'cüc arzda müfsid oldular.
Artık, bizim ve onların arasına bir sedd kılman üzere sana harc kılalım mı?"

18. KEHF / 95-96-97

Dedi ki:
"Rabbimin beni, hakkında mekanlandırdığı şey hayrdır. Artık, siz de bana... sizin ve onların arasına radme kılmama... kuvvet ile avn edin. Bana hadid zebrler verin!"
Hatta, iki sadefin arası seva olduğunda… dedi ki:
"Nefh edin!"
Hatta, onu nar kılınca, dedi ki:
"Getirin... üzerine kıtr ifrağ edeyim!..."
Artık,
ona zahir olmaya da istitaat edemediler...
onu nakb etmeye de istitaat etmediler.

18. KEHF / 95-96-97

Dedi ki:
"Rabbimin beni, hakkında mekanlandırdığı şey hayrdır. Artık, siz de bana... sizin ve onların arasına radme kılmama... kuvvet ile avn edin. Bana hadid zebrler verin!"
Hatta, iki sadefin arası seva olduğunda… dedi ki:
"Nefh edin!"
Hatta, onu nar kılınca, dedi ki:
"Getirin... üzerine kıtr ifrağ edeyim!..."
Artık,
ona zahir olmaya da istitaat edemediler...
onu nakb etmeye de istitaat etmediler.

18. KEHF / 98

Dedi ki:
"Bu, Rabbimden rahmettir.
Rabbimin vaadi geldiğinde... onu dekk eder... ve Rabbimin vaadi hakk olur."

19. MERYEM / 5-6

"Muhakkak ben, veramdan mevlalardan korkuya düştüm. Kadınım kısır oldu.
Bana,
bana varis olacak…
ve Yakub aline varis olacak…
razı olduklarından kılacağın…
SEN'in VARLIĞINDAN veliy vehb eyle... Rabbim!"

19. MERYEM / 7

"Ey Zekeriyya!
Muhakkak ki BİZ, seni gılme ile ibşar ediyoruz.
Onun ismi Yahya'dır. Önceden ona adaş kılmadık."

19. MERYEM / 10

Dedi ki:
"Rabbim! Bana bir ayet kıl"
Dedi ki:
"Senin ayetin, nasa, üç gece, seviyye olarak kelime etmemendir."

19. MERYEM / 21

Dedi ki:
"Böyledir!...
Rabbin diyor ki:
O, BANA heyyindir.
Onu, nas için ayet... ve BİZ'den rahmet kılmak için... emir kaza olmuştur."

19. MERYEM / 24-25-26

Ardından onun altından ona nida etti:
"Hüzünlenme. Rabbin senin altında kat'iyyetle seriyye kıldı! Hurma cizini kendine doğru hezz et… ceni rutab üzerine ıskat olsun... ve ardından ye ve şurb et. Aynın karar olsun...
Artık beşerden birisini görürsen... 'Muhakkak ben Rahman için oruç nezr ettim… artık bu yevm, inslere kelime etmeyeceğim' de."

19. MERYEM / 30-31-32-33

Dedi ki:
"Muhakkak ben, ABDULLAH'ım...
O, bana kitab verdi… ve beni Nebi kıldı... ve nerede olursam olayım beni mübarek kıldı.
Beni, hayy olmaya daim oldukça salata ve zekata vasi etti. Beni anneme berran kıldı. Beni cebbar, şaki kılmadı.
Doğum yevmimde...
mevt yevmimde...
hayy olarak baas olacağım yevmde...
bana selam olsun."

19. MERYEM / 30-31-32-33

Dedi ki:
"Muhakkak ben, ABDULLAH'ım...
O, bana kitab verdi… ve beni Nebi kıldı... ve nerede olursam olayım beni mübarek kıldı.
Beni, hayy olmaya daim oldukça salata ve zekata vasi etti. Beni anneme berran kıldı. Beni cebbar, şaki kılmadı.
Doğum yevmimde...
mevt yevmimde...
hayy olarak baas olacağım yevmde...
bana selam olsun."

19. MERYEM / 30-31-32-33

Dedi ki:
"Muhakkak ben, ABDULLAH'ım...
O, bana kitab verdi… ve beni Nebi kıldı... ve nerede olursam olayım beni mübarek kıldı.
Beni, hayy olmaya daim oldukça salata ve zekata vasi etti. Beni anneme berran kıldı. Beni cebbar, şaki kılmadı.
Doğum yevmimde...
mevt yevmimde...
hayy olarak baas olacağım yevmde...
bana selam olsun."

19. MERYEM / 49

Ardından onları ve onların ALLAH'ın gayrısında abd oldukları şeyleri azil edince... ona, İshak'ı ve Yakub'u vehb ettik… ve hepsini Nebilerden kıldık.

19. MERYEM / 50

Onlara Rahmetimizden vehb ettik. Onlar için, aliyy sıdk lisan kıldık.

19. MERYEM / 96

Muhakkak salih (iş)lere amil olarak iman edenler...
Rahman, onlara vedd kılacaktır.

20. TAHA / 25-26-27-28-29-30-31-32-33-34-35-36

Dedi ki:
"Rabbim!
Sadrıma şerh et.
Emrimi yesir et.
Lisanımın ukdesini hall et… kavlimi fıkh edebilsinler.
Ehlimden kardeşim Harun'u bana vezir kıl... ezrimi onunla şedid kıl... ve emrimde onu şerik yap ki... SEN'i çok sebbih edelim, SEN'i çok zikir edelim.
Muhakkak ki SEN, ikimize de basir olansın."

Dedi ki:
"Sail oldukların kat'iyyetle sana verilmiştir, ey Musa!"

20. TAHA / 53-54

"Rabbim,
arzı size mehd yapandır
ve onda sebillerden size selk edendir
ve semadan su inzal edendir."

Artık BİZ, onunla… kendiniz yeyin ve de enamınızı ray edin diye... şetta nebattan zevcler ihrac ederiz.
Muhakkak bunda, nehy sahibleri için, elbette/kesinlikle ayetler vardır.

20. TAHA / 58

"Artık elbette/kesinlikle biz de sana, mislince sihrimizi vereceğiz. Bizim ve senin aramızda, bizim de... Senin de vaadinde hilafa düşmeyeceğimiz... seva mekan belirle."

21. ENBİYA / 7-8

Senden önce, kendilerine vahy ettiğimiz, ancak, öyle erkek kimseler irsal ettik ki...
onları da taam yemez cesed kılmadık!
ve onlar da halid değillerdi!
Eğer alim olmuş değilseniz, zikir ehline sual edin!

21. ENBİYA / 15

Artık BİZ onları, hasid, hamid kılıncaya kadar… bu davaları zeyl olmadı.

21. ENBİYA / 30

Kafirler görmezler mi…
Semalar ve arz retk olmuş idi... ve ardından
BİZ, o ikisini fetk ettik...
Hayy olan herşeyi sudan kıldık!?
Artık iman etmezler mi!?

21. ENBİYA / 31

Kendilerini meyd etsin diye…
arzda rasiyeler kıldık…
ve orada fecc sebiller kıldık…
Umulur ki ihtida olurlar.

21. ENBİYA / 32

Semayı mahfuz sakf kıldık.
Onlar, oradaki ayetlerden hala murizler!

21. ENBİYA / 34

BİZ, senin öncenden bir beşeri halid kılmadık.
Artık sen mevt olursan, onlar halid mi olacaklar?

21. ENBİYA / 58

Ardından onları, kendileri için kebir olan dışında cüz cüz kıldı… umulur ki ona rücu ederler.

21. ENBİYA / 70

Ona keyd irade ettiler. Ancak BİZ, onları en çok hasar alanlardan kıldık.

21. ENBİYA / 72

Ona İshak'ı ve Yakub'u nafile olarak vehb ettik.
Hepsini salihlerden kıldık.

21. ENBİYA / 73

Onları, emrimiz ile ihda eden imamlar kıldık.
Onlara,
hayrlara fail olmalarını...
ve salat ikame etmelerini...
ve zekat vermelerini...
vahy ettik.
Onlar BİZ'e abd olanlar oldular.

21. ENBİYA / 91

Fercini hısn eden kadın... ona Ruhumuzdan nefh ettik.
Onu ve oğlunu alemler için ayet kıldık.

22. HACC / 25

Muhakkak...
kafirler...
ve ALLAH'ın sebilinden,
ve orada akif olan ve ibda olan nas için aynı seviyede kılınmış Mescid-i Haram'dan sadd edenler...
orada zulüm ile ilhad irade eden kimseler...
BİZ onlara, elim azabtan tattıracağız.

22. HACC / 34-35

Behim enamdan rızk edindikleri üzre ALLAH ismini zikir etmelerini… bütün ümmete mensek kıldık.
Artık, sizin ilahınız vahid ilahtır.
Artık, O'na silm olun!
İhbat edenleri ibşar et!... ki onlar;
ALLAH'ı zikir ettiklerinde kalbleri vecel olanlardır.
Kendilerine isabet edene sabır ederler.
Salata mukimdirler.
Kendilerini rızıklandırdıklarımızdan infak ederler.

22. HACC / 36

Bedeneleri, sizin için ALLAH'ın şiarından kıldık. Sizin için onlarda hayr vardır.
Artık, saff saff dururlarken onların üzerine ALLAH ismini zikir edin.
Ardından... cünüblarına vücub oldukları zaman, artık onlardan yeyin... ve kanaat edene ve muterr olana taam edin.

Böyledir!...
Onları sizin için teshir ettik!... umulur ki şükür edersiniz.

22. HACC / 53

Şeytanın ilka ettiği şey...
kalblerinde maraz olanlara...
ve kalbleri kasvet bürüyenlere...
fitne kılmak içindir.
Muhakkak zalimler, elbette/kesinlikle baid şikak içindedirler.

22. HACC / 67

BİZ, bütün ummet için nesik ettikleri mensek kıldık… artık emir hakkında sana nez etmesinler.
Sen Rabbine davet et! Muhakkak sen, elbette mustakim huda üzresin.

22. HACC / 78

ALLAH hakkında... O'nun hakk cihadını cihad edin!
O, sizi ictiba etti!... ve dinde üzerinize hiç bir harec kılmadı!
Babanız İbrahim'in milleti...
O sizi,
Rasulün size şahid olması için...
ve sizin de nas üzre şahidler olmanız için...
önceden ve bunda "Müslüman" olarak isimlendirdi.
Artık...
salatı ikame edin...
ve zekatı verin...
ve ALLAH'a mutasım olun!
O, sizin mevlanızdır.
O, ne iyi mevla, ne iyi nasırdır!

23. MU'MİNUN / 12-13-14-15-16

BİZ İnsanı, elbette kat'iyyetle...
tinden bir sülaleden halk ettik.
Sonra onu, mekin kararda bir nutfe kıldık.
Sonra nutfeden alaka halk ettik.
Ardından alakadan mudga halk ettik.
Ardından mudgadan kemikler halk ettik.
Ardından kemiklere et kisvelendirdik.
Sonra onu başka bir halk edişle inşa ettik.

Halk edenlerin ahseni ALLAH ne bereketlidir!
Sonra siz bunun ardından muhakkak mevt olacaksınız.
Sonra muhakkak siz, kıyamet yevminde baas olacaksınız.

12 - 16 ayetlerde, İnsan'ın halk edilişi ile ilgili 9 aşama sayılmaktadır.
23. MU'MİNUN / 40-41-42

Dedi ki:
"Birazdan onlar, nadim oluverecekler!"
Ardından onları o sayha, bi-hakkın ahz etti. Ardından onları gusa halinde kıldık. Artık zalim kavim için bud olsun.
Sonra onların ardından başka karinler inşa ettik.

23. MUMİNUN / 44

Sonra Rasullerimizi vitr ederek irsal ettik.
Hepsi, ümmete gelen Rasulünü kizb etti.
Ardından onları... bazısını bazısına (birbirlerine) tabi ettik ve onları hadis kıldık.
Artık iman etmeyen kavim bud olsun!

23. MUMİNUN / 50

Meryem'in oğlunu ve onun annesini ayet kıldık.
O ikisini, kararın ve suyun zatı rubveye evy ettik.

23. MU'MİNUN / 93-94

De ki:
"Rabbim!
Onlara vaad edilen şeyi, eğer bana göstereceksen… artık beni zalimlerin kavminde kılma Rabbim!"

24. NUR / 40

Yada, lücc bahrda zulmetler gibidir.
Onu... mevc, onun fevkinden yine mevc... onun fevkinden ise sehab gışa eder.
Bazısının zulmetleri, bazısının(diğerlerinin) fevkindedir... (öyle ki) elini ihrac etse, neredeyse onu bile göremez.
ALLAH'ın kendisine nur vermediği kimse... artık ona, nur diye bir şey yoktur!

24. NUR / 43

Görmez misin ki... ALLAH, sehabı izca eder. Sonra onların arasını ülfet eder. Sonra, onları rükam kılar. Ardından hilallerinden ihrac olan vedki görürsün.
O, semadan, oradaki dağlardan berd inzal eder de onu dilediğine isabet ettirir, dilediğinden de sarf eder.
O'nun berkinin senası neredeyse basarları zehab eder.

24. NUR / 63

Rasulün davetini, bazınızın bazınıza daveti gibi tutmayın!
ALLAH, içinizden livaz ederek tesellül edenlere kat'iyyetle alimdir! Artık onun emrine muhalif olanlar, başlarına bir fitne isabet etmesinden... veya elim azaba uğramaktan hazer etsinler.

25. FURKAN / 10

Eğer dilerse,
altından nehirler cereyan eden bu cennetlerden sana hayr kılan...
ve sana kasrlar kılan...
bereketlidir.

25. FURKAN / 20

Mürsellerden senden önce irsal ettiklerimiz de muhakkak taam yerler, suklarda (çarşı-pazar) meşy ederlerdi.
Bazınızı bazınıza fitne kıldık.
Sabır ediyor musunuz?
Rabbin, basir olandır.

25. FURKAN / 23

Amellerden amil oldukları şeylere takdim ettik!... ve ardından onları, mensur heba kıldık.

25. FURKAN / 31

Böyledir!...
BİZ, bütün Nebilere… hadiy olarak ve nasır olarak Rabbine kafi olarak (olacak şekilde)… mücrimlerden aduvv kıldık.

25. FURKAN / 35

elbette kat'iyyetle!... BİZ, Musa'ya Kitab verdik... ve onunla beraber kardeşi Harun'u vezir kıldık.

25. FURKAN / 37

Nuh kavmi... Rasullerini kizb ettiklerinde, onları gark ettik… ve onları nas için ayet kıldık.
Zalimlere elim azab atid ettik.

25. FURKAN / 45

Rabbinin, zıllı nasıl medd ettiğini görmez misin? Dileseydi onu sakin kılardı.
Sonra BİZ, güneşi ona delil kıldık.

25. FURKAN / 47

Geceyi sizin için libas... ve nevmi sübat kılan O'dur… gündüzü de neşr oluş kılmıştır.

25. FURKAN / 53

O,
merc edilmiş iki bahrı merc edendir…
biri azb, fürat... diğeri milh, ücactır...
ve bu ikisinin arasına berzah ve mahcur hicr kılandır.

25. FURKAN / 54

O,
sudan beşer halk eden…
ve ardından ondan neseb ve sıhr (kadın tarafından akrabalık) kılandır.
Rabbin, kadir olandır.

25. FURKAN / 61

Semada burclar kılan…
ve orada sirac…
ve nurlanmış bir kamer kılan…
bereketlidir.

25. FURKAN / 62

O,
tezekkür irade edenler için…
ve şükür irade edenler için…
geceyi ve gündüzü birbirine halife kılar.

25. FURKAN / 74

"Rabbimiz!
Bize, zevcelerimizden ve zürriyetimizden ayn kararı vehb eyle. Bizi muttakiler için imam kıl!" diyenlerdir.

26. ŞUARA / 20-21-22

Dedi ki:
"Ben ona fail olduğum zaman dalalette olanlardandım. Ardından, sizden korkunca, firar ettim.
Artık Rabbim, bana hüküm vehb etti… ve beni mürsellerden kıldı.
Üzerime menn ettiğin bu nimet, İsrailoğullarını köleleştirmendendir."

26. ŞUARA / 29

Dedi ki:
"Kesinlikle, eğer benim gayrımda ilah ittihaz edinirsen, seni elbette mescunlardan kılarım."

26. ŞUARA / 83-84-85-86-87

"Rabbim!
Bana hüküm vehb eyle... Beni salihler ile ilhak et. Ahirlerde bana, sıdk lisan kıl. Beni naim cennetinin varislerinden kıl. Babama gafur ol. ***muhakkak o, dalalette olanlardan oldu*** Baas olunacak yevmde beni hızy etme."

26. ŞUARA / 83-84-85-86-87

"Rabbim!
Bana hüküm vehb eyle... Beni salihler ile ilhak et. Ahirlerde bana, sıdk lisan kıl. Beni naim cennetinin varislerinden kıl. Babama gafur ol. ***muhakkak o, dalalette olanlardan oldu*** Baas olunacak yevmde beni hızy etme."

27. NEML / 34

Dedi ki:
"Muhakkak melikler, bir karyeye dahil olduklarında, orayı ifsad ederler… ve ehlinin daha izzetli olanlarını daha zelil kılarlar.

Böyledir!...
Onlar fail olurlar!"

27. NEML / 61

Yoksa,
arzı karar kılan ve onun hilaline nehirler kılan ve ona rasiyeler kılan ve iki bahrın arasına hacz kılan mı!?

ALLAH'la beraber ilah mı var!?
Bilakis!
Pek çoğu alim değiller.

27. NEML / 62

Yoksa,
KENDİSİNE davet ettiği zaman muztar olana icab eden... ve sui olanı keşf eden... ve sizi arzın halifeleri kılan mı!?

ALLAH'la birlikte ilah mı var!?
Ne kadar az tezekkür ediyorsunuz!

27. NEML / 86

BİZ'im
geceyi, içinde sükun bulmaları için…
ve gündüzü de mubsır olarak…
kıldığımızı görmüyorlar mı?
Muhakkak bunda, iman eden kavim için, elbette ayetler vardır.

28. KASAS / 4

Muhakkak Firavun, arzda ulvilik tasladı… ve ehlini şialar halinde kıldı.
Onlardan bir tahifeye istizaf ediyordu… Oğullarını zebh ediyor, kadınlarını istihya ediyordu.
Muhakkak o, müfsidlerden idi.

28. KASAS / 5-6

BİZ,
arzda istizaf edilenlere menn etmeyi...
ve onlara imamlar kılmayı...
ve onları varisler kılmayı...
ve onları arzda temekkün etmeyi...
ve Firavun'a ve Haman'a ve ordularına, hazer ettikleri şeyleri göstermeyi…
irade ediyorduk.

28. KASAS / 7

Musa'nın annesine vahy ettik:
"Onu emzir!
Ardından, onun üzerine korku duyduğun zaman, onu ummana ilka et.
Korkma!... ve Hüzünlenme!
Muhakkak ki BİZ onu, sana redd edeceğiz… ve onu mürsellerden kılacağız."

28. KASAS / 35

Dedi ki:
"Sana azudu kardeşin ile şedid kılacağız. İkinize de sultan kılacağız. Artık size vasl olamazlar. Ayetlerimiz ile, siz ikiniz ve size tabi olanlar galibler olacaksınız."

28. KASAS / 38

Firavun dedi ki:
"Ey meleler!
Sizin için benim gayrımda ilaha alim değilim.
Benim için, tin üzre vakd et, ey Haman! Benim için sarh yap. Umulur ki ben Musa'nın ilahına tulu ederim.
Muhakkak ben, elbette/kesinlikle onu kaziblerden zann ediyorum."

28. KASAS / 41

BİZ, onları nara davet eden imamlar kıldık. Kıyamet yevminde onlara nasr olunmaz.

28. KASAS / 71

De ki:
"Gördünüz mü?
ALLAH, geceyi üzerinize kıyamet yevmine kadar sermed kılsaydı, ALLAH'ın gayrısında, hangi ilah size ziya verirdi?
Artık işitmez misiniz?"

28. KASAS / 72

De ki:
"Gördünüz mü?
ALLAH, gündüzü üzerinize kıyamet yevmine kadar sermed kılsaydı, ALLAH'ın gayrısında, hangi ilah size içinde teskin olacağınız gece verirdi?
Artık basir olmayacak mısınız?"

28. KASAS / 73

Gece ve gündüzü,
onda teskin olmanız için...
ve fazlından ibtiga etmeniz için...
sizin için rahmetinden kıldı… umulur ki şükür edersiniz!

28. KASAS / 83

İşte dar-ul ahiret... onu, arzda, ulüvv ve fesad irade etmeyen kimselere kılarız.
Akibet, muttakiler içindir.

29. ANKEBUT / 10

Nasdan,
"ALLAH'a iman ettik!" diyen kimseler... ardından onlara, ALLAH uğrunda eza edildiği zaman... nasın fitnesini, ALLAH'ın azabı gibi kılar.

Rabbinden nasr gelse, elbette derler ki:
"Muhakkak sizinle beraberdik!"
Alemlerin sadrlarında olana en alim olan, ALLAH değil midir!?

29. ANKEBUT / 15

Onu ve sefine ashabını necat ettik… ve bunu alemler için ayet kıldık.

29. ANKEBUT / 27

Ona, İshak'ı ve Yakub'u vehb ettik… ve onun zürriyetine nübüvvet ve kitab kıldık.
Ona, dünyada ecrini verdik.
Muhakkak o, ahirette de elbette/kesinlikle salihlerdendir.

29. ANKEBUT / 67

Nas, havllerinden hatf edildikleri halde… BİZ'im, emin haram kıldığımızı onlar görmediler mi!?
Ardından onlar, batıla mı iman ediyorlar?… ve ALLAH'ın nimetine kafir mi oluyorlar?

30. RUM / 21

Nefslerinizden sizin için, onlarla teskin olmanız için zevceler halk etmesi...
sizin aranızda meveddet ve rahmet kılması…
O'nun ayetlerindendir.
Muhakkak bunda, tefekkür eden kavim için elbette/kesinlikle ayetler vardır.

30. RUM / 48

Rihleri irsal eden ALLAH, sehabı tesvir eder... ve ardından semada onu dilediği gibi bast eder... ve onları kisfler halinde kılar.
Ardından, hilallerinden ihrac olan vedki görürsün.
Artık, KENDİSİNE abd olan dilediği kimseye onu isabet ettirdiğinde... onlar istibşar olurlar.

30. RUM / 54

Zaaftan sizi halk eden ALLAH, sonra zaafın ardından kuvvet kıldı, sonra kuvvetin ardından zaaf ve şeyb kıldı. O, dilediğini halk eder.
O, alimdir, kadirdir.

32. SECDE / 8

Sonra onun neslini, mehin sudan sülaleden kıldı.

32. SECDE / 9

Sonra onu sevva etti.
Onun içinde, KENDİ Ruhundan ona nefh etti.
Sizin için, işitme ve basarlar ve fuadlar kıldı.
Ne kadar az şükür ediyorsunuz!

32. SECDE / 23

Elbette kat'iyyetle... BİZ, Musa'ya Kitab verdik. Artık sen, ona mülaki olmaktan mirye içinde olma!
Onu israiloğulları için huda kıldık.

32. SECDE / 24

Sabır ettiklerinde...
ve ayetlerimize yakin olduklarında...
kendilerinden, emrimiz ile ihda eden imamlar kıldık.

33. AHZAB / 4

ALLAH, bir erkek kimseye... cevfinde iki kalb kılmadı.
Kendilerine zıhar yaptığınız zevcelerinizi, size anne kılmadı.
Karılarınızın eski kocalarından oğullarını (dua), öz oğullarınız kılmadı.
Bunlar, sizin kendi ağızlarınızla kavl ettiklerinizdir.
ALLAH, hakk kavl eder... O, sebile ihda eder.

34. SEBE / 18

Onlarla, barek karyeler arasında… orada zahir karyeler kıldık... ve onda seyri kaderledik.
"Gecelerde ve yevmlerde, orada emin olarak seyir edin!"

34. SEBE / 19

Ardından onlar, dediler ki:
"Rabbimiz!
Seferlerimizin arasını baid et."
ve nefslerine zalim oldular.
Ardından onları hadis kıldık... ve onları mezk ederek küliyyen mezk ettik.
Muhakkak bunda, sabır edenlerin ve şükür edenlerin hepsi için elbette/kesinlikle ayetler vardır.

34. SEBE / 33

İstizaf edilenler, istikbar edenlere şunu derler:
"Bilakis!
Gece ve gündüz mekr ettiniz! ALLAH'a kafir olmamızı, O'na endad kılmamızı bize emir ediyordunuz!"

Azabı gördüklerinde, nedametlerini kendilerine sırr ederler.
Kafirlerin unklarına guller kılarız! Onlar, amel etmiş oldukları şeylerden başka cezalandırılır mı!?

35. FATIR / 1

Hamd etmek…
semaları ve arzı fatr eden...
melekleri, ikişer ve üçer ve dörder cenahlı (eksenli) Rasuller kılan...
halkıyette dilediğini ziyade eden...
ALLAH'ındır.

Muhakkak ki ALLAH, herşeye kadirdir.

35. FATIR / 11

ALLAH sizi,
turabdan halk etti.
Sonra nutfeden...
sonra sizi zevcler kıldı.

O'nun ilmi dışında, hiç bir dişi
hamil olamaz...
ve vaz olamaz!

Kitabta olan dışında...
ömür sahibi ömürlendirilmez...
ve onun ömrü nakıs edilmez.
Muhakkak bu, ALLAH'a yesirdir.

35. FATIR / 39

O, sizi yeryüzünde halifeler kılandır.
Kafir kimseler… artık küfürleri kendilerinedir.
Rabblerinin indinde...
kafirlerin küfürleri, sadece, maktlarını ziyade eder...
ve kafirlerin küfürleri, sadece, hasarlarını ziyade eder.

36. YASİN / 7-8-9-10

Kavil, onların pek çoğuna elbette kat'iyyetle hakk olmuştur!... artık, onlar iman edemezler.

Muhakkak ki BİZ, onların unklarına, zaknlarına kadar guller kıldık... artık onlar, mukmahtırlar.

BİZ, ellerinin arasından sedd ve halflerinden sedd kıldık... ardından onları gışa ettik... artık onlar basar edemezler.

Onları nezr etmen yada nezr etmemen onlar için sevadır.
Onlar iman etmezler!

36. YASİN / 7-8-9-10

Kavil, onların pek çoğuna elbette kat'iyyetle hakk olmuştur!... artık, onlar iman edemezler.

Muhakkak ki BİZ, onların unklarına, zaknlarına kadar guller kıldık... artık onlar, mukmahtırlar.

BİZ, ellerinin arasından sedd ve halflerinden sedd kıldık... ardından onları gışa ettik... artık onlar basar edemezler.

Onları nezr etmen yada nezr etmemen onlar için sevadır.
Onlar iman etmezler!

36. YASİN / 26-27

Ona denildi ki:
"Cennete dahil ol!"

Dedi ki:
"Ya kavmim!?...
Keşke Rabbimin bana gafur olduğuna... ve beni ikram edilenlerden kıldığına alim olsalardı!"

36. YASİN / 34-35

Semerelerinden yemeleri için… orada hurmadan ve ineblerden (üzüm) cennetler kıldık!... ve orada aynlardan fecr ettik!
Bunlara elleriyle amil olmadıklar ki!
Hala şükür etmezler mi!

36. YASİN / 80

Sizin için ahdar şecereden nar kılan…
artık siz ondan vakd etmektesiniz!

37. SAFFAT / 62-63-64-65

Nüzul olarak, bu mu hayrdır... yoksa zakkum şeceresi mi?
Muhakkak BİZ onu zalimler için fitne kıldık.
Muhakkak o, cahimin aslında ihrac olan şeceredir.
Onun talları şeytanın reisleri gibidir.

37. SAFFAT / 76-77-78

Onu ve ehlini, azim kerbeden necat ettik. Ona, baki olan bir zürriyet kıldık… ve onu geleceğe tereke ettik.

37. SAFFAT / 98

Ona, keyd irade ettiler… ve ardından BİZ, onları en sefil kıldık.

37. SAFFAT / 158

O'nunla cinnler arasında neseb uydurdular.
Cinler, muhakkak kendilerinin, elbette kat'iyyetle muhdar olacaklarına alimdirler!

38. SAD / 4-5

Onlara, kendilerinden bir inzar eden gelmesi acayiblerine gitmişti.
Kafirler demişlerdi ki:
"Bu kezzab sihirbazdır!
İlahları vahid ilah mı kılıyor?
Muhakkak bu, kesinlikle acayib bir şey."

38. SAD / 26

"Ey Davud!
Muhakkak ki BİZ, seni arzda halife kıldık.
Artık nas arasında bi-hakkın hüküm ver... ve sakın hevaya tabi olma... yoksa, seni ALLAH'ın sebilinden dall eder.
Muhakkak ALLAH'ın sebilinden dall olan kimseler...
hesab yevminde onlara, unuttukları şeyler ile şedid azab vardır.

38. SAD / 28

Yoksa, BİZ… salih (iş)lere amil olarak iman edenleri... arzda müfsid olanlar gibi kılarmıyız!?
Ya da BİZ... muttaki olanları, facirler gibi kılarmıyız!?

39. ZUMER / 6

Sizi vahid nefsten halk etti.
Sonra sizin için ondan zevce kıldı.
Size enamdan sekiz zevce inzal etti.
Zulmetler içinde üç halk ediş ardından,
annelerinizin batınlarındaki halk edişle sizi halk etti.
Böyledir!...
ALLAH, sizin Rabbinizdir, mülk O'nundur, O'ndan başka ilah yoktur.
Artık nasıl da sarf olup gidiyorsunuz!

39. ZUMER / 8

İnsana darr mess olduğunda... O'na münib olarak, Rabbini davet eder.
Sonra ona KENDİSİNDEN nimet havl ettirdiğinde... önceden O'nu davet etmiş olduğunu unutur... ve O'nun sebilinden dall olmak için ALLAH'a endad kılar.

De ki:
"Küfrünle az biraz metalan!
Muhakkak sen nar ashabındansın!"

39. ZUMER / 21

Görmez misin ki...
ALLAH'ın, semadan su inzal eder...
ve ardından onu arzda neba olanlara selk eder...
Sonra onunla muhtelif renklerde ekinler ihrac eder.
Sonra onlar heyecan olur...
ve ardından onları sararmış görürsün.
Sonra onları hutam kılar.
Muhakkak bunda, lübb sahibleri için kesinlikle zikir vardır.

40. MUMİN / 61

Size, içinde teskin olamanız için geceyi... ve mubsır gündüzü kılan, ALLAH'tır.
Muhakkak ki ALLAH, kesinlikle nas üzre fazl sahibidir… fakat nasın pek çoğu şükür etmiyorlar!

40. MUMİN / 64

Size arzı karar kılan...
ve semayı bina eden...
ve sizi tasavvur eden… ve ardından suretlerinizi ahsen eden...
ALLAH... sizi tayyib olanlardan rızıklandırdı.
Böyledir!...
ALLAH, sizin Rabbinizdir.
Ardından, Rabb-il alemin ALLAH, bereket verir.

40. MU'MİN / 79-80

Onlardan irkab etmeniz ve onlardan yemeniz için sizin için enam kılan ALLAH'tır.
Onda size, sadrlarınızdaki hacetlere iblağ olmanız için menfaatler vardır.
Onların üzerinde ve gemiler üzerinde hamil olunursunuz.

41. FUSSİLET / 9-10-11-12

De ki:
"Siz... arzı iki yevmde halk edene gerçekten kafir misiniz!?... O'na endad mı kılıyorsunuz?
O, Rabb-il alemindir!"
Orada, onun fevkinde rasiyeler kıldı...
ve içini barek etti.
Sail olanlar için seva olarak, orada onların kutlarını dört yevmde kaderledi.
Sonra, henüz duhan halinde olan semaya istiva etti.

Ona ve arza dedi ki:
"Gelin ikiniz de! Ta'van veya kerhen!"
İkisi de
"İtaat ile geldik." dediler.

Ardından, iki yevmde, yedi semaları kaza etti... ve emirlerini, bütün semalarda vahy etti.

Dünya semasını misbahlar ile ziynetlendirdi... ve onlara hıfz etti.
Bu... aziz, alim takdirdir.

41. FUSSİLET / 9-10-11-12

De ki:
"Siz... arzı iki yevmde halk edene gerçekten kafir misiniz!?... O'na endad mı kılıyorsunuz?
O, Rabb-il alemindir!"
Orada, onun fevkinde rasiyeler kıldı...
ve içini barek etti.
Sail olanlar için seva olarak, orada onların kutlarını dört yevmde kaderledi.
Sonra, henüz duhan halinde olan semaya istiva etti.

Ona ve arza dedi ki:
"Gelin ikiniz de! Ta'van veya kerhen!"
İkisi de
"İtaat ile geldik." dediler.

Ardından, iki yevmde, yedi semaları kaza etti... ve emirlerini, bütün semalarda vahy etti.

Dünya semasını misbahlar ile ziynetlendirdi... ve onlara hıfz etti.
Bu... aziz, alim takdirdir.

41. FUSSİLET / 29

Kafirler derler ki:
"Rabbimiz!
Cinnlerden ve inslerden bizi dalalete düşüren (ikisini) bize göster. En sefillerden olmaları için onları kademlerimizin altına alalım."

41. FUSSİLET / 44

Şayet Kur'an'ı, acemiyye kılsaydık, kesinlikle derlerdi ki:
"Keşke ayetler fasl edilseydi... arabiyye yerine acemiyye mi?"

De ki:
"O, iman edenler için hudadır ve şifadır.
İman etmeyenler için ise... kulaklarında vakrdır. O onların üzerine körlüktür."

İşte onlara, baid mekandan nida edilmektedir.

42. ŞURA / 7-8-9

Böyledir!...
BİZ...
hakkında rayb olmayan cem yevmine nezr etmen için…
karyelerin anasını (Mekke) ve onun havlindekileri nezr etmen için...
arabiyye Kur'an'ı sana vahy etmekteyiz.

Bir ferik cennettedir… bir ferik ise seirdedir!
Şayet ALLAH dileseydi, elbette onları vahid ümmet kılardı... fakat rahmetine, dilediği kimseyi dahil eder.

Zalimler... O'nun gayrısından (bir çok) veliyler ittihaz etse bile... onlara (gerçek bir) veliy ve nasır yoktur!

ALLAH!...
Veliy de O'dur!
Mevt olanları hayy eden de O'dur!
Herşeye kadir olan da O'dur!

42. ŞURA / 11

Semaları ve arzı fatr etmiştir.
Size... sizin nefsinizden zevceler... ve enamdan zevceler kılar.
Orada sizi zer eder.
Hiçbir şey O'nun misli gibi değildir.
O, semidir, basirdir.

42. ŞURA / 50

Yada onları erkekler ve dişiler olarak zevcelendirir…
dilediği kimseyi ise akim (kısır) eder.
Muhakkak ki O, alimdir, kadirdir.

42. ŞURA / 52

Böyledir!...
Sana emrimizden Ruh vahy ettik.

Sen kitab ve iman etmek nedir, idra etmiş değildin… fakat onu... onunla, BİZ'e ibadet edenlerden dilediğimiz kimseyi ihda edeceğimiz nur kıldık.
Muhakkak sen, kesinlikle sırat-ı mustakime ihda ediyorsun!

43. ZUHRUF / 3

Muhakkak ki BİZ onu arabiyye Kur'an kıldık… umulur ki akıl edersiniz.

43. ZUHRUF / 10

O,
arzı sizin için mehd kılandır...
ve size orada sebiller kılandır.
Umulur ki ihtida olursunuz.

43. ZUHRUF / 12-13-14

O,
bütün zevcleri halk edendir...
ve size… onların zuhurlarına istiva etmeniz için... gemilerden ve hayvanlardan irkab edeceğiniz şeyler kılandır.
Sonra oraya istiva ettiğinizde Rabbinizin nimetini zikir edin... ve deyin ki:
"Bunu bizim için teshir eden subhandır. Biz O'na mukrin olamazdık. Muhakkak biz, elbette/kesinlikle Rabbimize inkılab edenler olacağız."

43. ZUHRUF / 15

O'na ibadet edenlerden… O'na cüz kıldılar.
Muhakkak İnsan, kesinlikle mübin küfürdedir.

43. ZUHRUF / 19

Rahmana abd olan melekleri dişi kıldılar!
Onların halk edilişine şahid mi oldular!?
Onların şahadetleri ketb edilecek... ve onlar sual edilecekler!

43. ZUHRUF / 28

Bunu kendi akibeti içinde bakiye kelime kıldı… umulur ki onlar rücu ederler.

43. ZUHRUF / 33-34-35

Şayet, nas vahid ummet olacak olmasaydı... Rahman'a kafir olan kimselere… elbette,
evlerine gümüşten sakflar
ve üzerinde zuhur edecekleri miraclar…
ve evlerine bablar
ve üzerinde itka edecekleri serirler…
ve zuhruf (yaldızlı gösterişler, süsler)...
kılardık.

Bütün bunlar, ancak ve sadece, dünya hayatının metalarıdır.
Ahiret, Rabbinin indinde muttakilerindir.

43. ZUHRUF / 45

Rasullerden, senin öncenden irsal ettiğimiz kimselere sual et… Rahman'ın gayrısından, abd olunacak ilahlar kılmış mıyız?

43. ZUHRUF / 56

Ardından onları, ahirdekiler için selef ve mesel kıldık.

43. ZUHRUF / 59

O, sadece, kendisini nimetlendirdiğimiz… ve israiloğulları için mesel kıldığımız bir abddır.

43. ZUHRUF / 60

Şayet dileseydik... elbette... arzda halef olacak, sizden melekler kılardık.

45. CASİYE / 18

Sonra seni… emirden şeriat üzre kıldık… Artık, ona tabi ol!... ve alim olmayanların hevalarına tabi olma!

45. CASİYE / 21

Yoksa, seyyieler ictirah edenler...
kendilerini salih (iş)lere amil olarak iman edenler gibi kılacağımızı...
ve hayy olmalarının ve mevt olmalarının seva olduğunu mu hesab ederler!?
Ne kadar kötü hüküm veriyorlar!

45. CASİYE / 23

Kendi hevasını kendine ilah ittihaz edineni gördün mü?
ALLAH onu ilim üzre dall etti... ve onun işitmelerini ve kalbini hatm etti... ve basarı üzre gışa kıldı!
Artık ALLAH'ın ardından, onu kim ihda eder!?
Tezekkür etmiyor musunuz!?

46. AHKAF / 26

Onları, elbette kat'iyyetle sizi mekanlandırmadığımız şeyler içinde mekanladırmıştık!... ve onlara işitme ve basarlar ve fuadlar kılmıştık!
Ardından, işitmeleri de... ve basarları da... ve fuadları da... onları hiçbirşeyden ganiy etmedi.
ALLAH'ın ayetlerine cahd etmişlerdi!... istihza etmiş oldukları şey ile onları hayk etti!

48. FETİH / 26

Kafirler, kalblerinde, hamiyeti... ***cahiliye hamiyetini*** yerleştirmişti.
Ardından da ALLAH, Rasulüne ve mü'minlere sekineler inzal etti... onlara, takva kelimesi elzem oldu!... ve buna daha çok hakk sahibi ve ehil oldular!
ALLAH, herşeye alim olandır.

48. FETİH / 27

ALLAH, Rasulünün rüyasına, elbette kat'iyyetle bi-hakkın sadakat gösterdi!
elbette/kesinlikle, inşALLAH siz, Mescid-i Haram'a emin olarak, reisleriniz traş olmuş ve mukassır olarak korkusuzca dahil olacaksınız.
O, sizin alim olmadığınız şeye alimdir... ve ardından size, bunun gayrısından karib bir fetih (daha) kılındı!

49. HUCURAT / 13

Ey nas!
Muhakkak ki BİZ sizi, zekerden ve ünsadan halk ettik.
Kendinize arif olmanız için... sizi şubeler ve kabileler halinde kıldık.
Muhakkak ALLAH indinde sizin daha kerim olanınız, daha çok ittika edeninizdir.
Muhakkak ki ALLAH alimdir, habirdir.

50. KAF / 24-25-26

"İkiniz… hayra mani olan, muted, murib anid keffarın hepsini cehenneme ilka edin!...
ALLAH'la beraber başka bir ilah edineni... artık siz ikiniz, onu şedid azaba ilka edin!"

51. ZARİYAT / 41-42

Ad hakkında!...
Onlara... üzerine geldiği hiçbir şeyi rimme gibi yapmadan vezr etmeyen... akim rih irsal etmiştik.

51. ZARİYAT / 51

ALLAH ile beraber, başka ilah kılmayın!
Muhakkak ben, sizin için, O'ndan, mübin nezirim.

56. VAKIA / 35-36-37-38

Muhakkak ki BİZ... onları (müennes), inşa ile BİZ inşa ettik… ve ardından, BİZ onları, yemin ashabı için tirb, arub bakireler kıldık.

56. VAKIA / 63-64-65

Görüyor musunuz... hars ettiklerinizi?...
Siz mi onu ziraat ediyorsunuz yoksa onu ziraat eden BİZ miyiz?
Şayet dileseydik... elbette/kesinlikle onu hutam kılardık… tefekküh ederek zalil kalırdınız.

56. VAKIA / 68-69-70

Şürb ettiğiniz suyu görüyor musunuz?
Siz mi bulutlardan onu inzal ettiniz... yoksa BİZ mi inzal edicileriz?
Dileseydik onu ücac yapardık!… Artık keşke, şükür etseniz!

56. VAKIA / 71-72-73

Çaktığınız narı görüyor musunuz?
Onun şeceresini siz mi inşa ettiniz... yoksa BİZ mi inşa ediciyiz?
BİZ onu, tezkir ve mukvin olanlar için meta kıldık.

56. VAKIA / 82

Siz kendi kizb ettiklerinizi, kendinize rızk ediniyorsunuz!

57. HADİD / 7

ALLAH'a ve Rasulüne iman edin!
Hakkında müstahlef kılındığınız şeylerden infak edin!
Sizden,
iman edenler...
ve infak edenler...
onlar için, kebir ecir vardır.

57. HADİD / 26

Nuh'u ve İbrahim'i elbette kat'iyyetle irsal ettik!…
Onların zürriyetlerinde, nübüvvet ve kitab kıldığımız kimseler de vardır…
onlardan, mühtediler de vardır…
ancak onlardan çoğu fasık oldular.

57. HADİD / 27

Sonra, eserleri üzre
Rasullerimiz ile kafv ettik...
İncil verdiğimiz, Meryem oğlu İsa ile kafv ettik...
Tabi olanların kalblerinde refet ve rahmet kıldık.

Kendi ibtida ettikleri Ruhbaniyet...
BİZ, onların üzerine... ALLAH'ın rıdvanını ibtiga etmek dışında... bunu ketb etmedik!... ancak onlar, ona da hakk riayetle riayet etmediler!
Artık onlardan iman edenlere, ecirlerini veriririz... ancak onlardan çoğu fasıktır.

57. HADİD / 28

Ey iman edenler!
ALLAH'a ittika edin!... ve Rasulüne iman edin!... ki;
Size rahmetinden çift kifl versin.
Sizin için kendisine meşy edeceğiniz nur kılsın.
Sizin için gafur olsun.
ALLAH, gafurdur rahimdir.

59. HAŞR / 10

Onların ardındakiler (sonradan iman edenler) de der ki:
"Rabbimiz!
Bize ve imanda bizi sebk eden kardeşlerimize mağfiret et!
İman edenler için kalblerimizde gıll kılma!
Rabbimiz!
Muhakkak ki SEN, raufsun, rahimsin."

60. MUMTEHİN / 5

"Rabbimiz!
Kafirler için fitne kılma bize!
Bize gafur ol Rabbimiz!
Muhakkak ki SEN... SEN, azizsin, hakimsin."

60. MUMTEHİN / 7

Gerekir ki (belki)… ALLAH, sizin ve onlardan düşman olduklarınızın arasına meveddet kılar.
ALLAH kadirdir… ALLAH gafurdur, rahimdir.

65. TALAK / 2-3

Ecellerini belağ ettiğinizde... ardından... onları maruf ile imsak edin... veya maruf ile fark edin.
Sizden adil iki kişi şahid olsun... ve şahadeti ALLAH için ikame edin!
ALLAH'a ve ahir yevmine iman etmiş olanlara... vaaz olunan budur.
ALLAH'a ittika eden kimse... O,
ona mahrec kılar...
onu hesaba katmadığı yerden rızıklandırır.
ALLAH'a tevekkül eden kimse… artık O,
ona hasbtır.
Muhakkak ki ALLAH'ın emri baliğ olur.
ALLAH, herşey için kat'iyyetle kader kılmıştır!

65. TALAK / 2-3

Ecellerini belağ ettiğinizde... ardından... onları maruf ile imsak edin... veya maruf ile fark edin.
Sizden adil iki kişi şahid olsun... ve şahadeti ALLAH için ikame edin!
ALLAH'a ve ahir yevmine iman etmiş olanlara... vaaz olunan budur.
ALLAH'a ittika eden kimse... O,
ona mahrec kılar...
onu hesaba katmadığı yerden rızıklandırır.
ALLAH'a tevekkül eden kimse… artık O,
ona hasbtır.
Muhakkak ki ALLAH'ın emri baliğ olur.
ALLAH, herşey için kat'iyyetle kader kılmıştır!

65. TALAK / 4

Kadınlarınızdan,
mahizden yeis içine (menapoz) girenler...
ve henüz hayz görmemiş olanlar...
eğer rayb ederseniz... artık onların iddeti üç aydır.
Hamile olanlar ise... onların eceli, yüklerini vaz etmelerine (doğum yapmalarına) kadardır.
ALLAH'a ittika eden kimse... O, ona emrinden yüsr olanları verir.

65. TALAK / 6-7

İskan olduğunuz yerde, vecd olduğunuz kadar o kadınları iskan edin. Onları dıyk etmek için onları darr etmeyin.
Eğer onlar hamile iseler... artık onlara yüklerini vaz edinceye kadar infak edin.

Ardından eğer sizin için emzirirlerse... artık onların ecirlerini ödeyin. Aranızda maruf ile temir edin.
Eğer teasür olursa... vüsat sahibinin, vüsatından infak etmesi için… artık ona başkası emzirecektir.

Rızkı kendisine ikdar olunan kimse... artık o da, ALLAH'ın kendisine verdiğinden infak etsin!
ALLAH, nefsi, sadece, kendisine verdiği şeye mükellef eder!
ALLAH, usra ardından yüsr kılacaktır.

67. MULK / 5

Dünyanın semasını elbette kat'iyyetle misbahlar ile ziynetledik!
BİZ onları, şeytanlar için recm eden kıldık… onlar için seir azabı atid ettik.

67. MULK / 15

Sizin için arzı zelul kılan O'dur… artık menkiblerinde meşy edin... ve rızkından yeyin.
Neşir O'nadır.

67. MULK / 23

De ki:
"O, sizi inşa eden ve sizin için işitmeyi ve basarları ve fuadları kılandır.
Ne kadar az şükür ediyorsunuz!"

68. KALEM / 35

Müslümanları, mücrimler gibi kılar mıyız!

68. KALEM / 50

Ancak Rabbi onu ictiba etti… ve ardından onu salihlerden kıldı.

69. HAKKA / 11-12

Muhakkak ki BİZ, su tuğyan ettiğinde (tufanda)...
size tezkir kılmak için…
ve viai edebilen kulakların onu viai etmesi için...
cari olanların içinde size hamil olduk.

71. NUH / 7

"Muhakkak ben, onları SEN'in onlara gafur olman için her davet edişimde...
parmaklarını kulaklarının içine tıkadılar...
ve sevblerine istigşa ettiler
ve ısrar etiler
ve istikbar ederek istikbar ettiler."

71. NUH / 12

"Mallarla ve oğullarla size imdad etsin.
Sizin için cennetler kılsın...
ve sizin için nehirler kılsın."

71. NUH / 16

"Kameri o ikisinin içinde bir nur yaptı...
ve güneşi sirac kıldı."

71. NUH / 19-20

"ALLAH arzı, sizin için fecc sebillerde ondan islak etmeniz için bisat yaptı."

72. CİNN / 25

De ki:
"Vaad olunduğunuz şey karib midir... yoksa Rabbim ona med mi kılmıştır, idra edemem."

73. MUZZEMMİL / 17

Artık eğer küfür ederseniz, velidleri şeyb kılan yevmden nasıl ittika edeceksiniz?

74. MUDDESSİR / 11-12-13-14

Vahid olarak halk ettiğim...
ve kendisine memdud mallar...
ve şahid oldukları erkek evladlar kıldığım…
ve kendisini temhid ederek mehd ettiğim...
kimseyi BANA vezr et!

74. MUDDESSİR / 31

BİZ, nar ashabını, ancak, melekler kıldık.
BİZ onların iddetini, ancak, kafirler için fitne kıldık!...
Kitab verilenler, yakin olmayı dilesinler diye!...
ve iman edenlerin imanları ziyade olsun diye!...
ve kendilerine kitab verilenler ve mü'minler rayb etmesinler diye!...
ve kalblerinde maraz olanlar ve kafirler,
"ALLAH bu mesel ile ne irade etti." desinler diye!

Böyledir!...
ALLAH dilediği kimseyi dall eder... ve dilediği kimseye ihda eder.
Rabbinin ordularına alim olan, ancak, O'dur!
Bu, beşer için, ancak, zikirdir!

75. KIYAME / 37-38-39

O,
meni edilmiş meniden bir nutfe değil miydi ?
Sonra alaka oldu.
Ardından halk etti
ve ardından sevva etti.
Ardından, ondan da erkek ve dişi iki zevc kıldı.

76. İNSAN / 2

Muhakkak ki BİZ, İnsanı…
belv ettiğimiz meşc haldeki nutfelerden halk ettik...
ve ardından onu semi, basir kıldık.

77. MURSELAT / 20-21-22-23

Sizi, mehin sudan halk etmedik mi!?
Ardından onu, malum kadere kadar mekin karar içinde kıldık!
Ardından da kader ettik!...
Ne de naim kadir olanız!

77. MURSELAT / 25-26-27

Hayy olanlara ve mevt olanlara kifat kılmadık mı arzı!?...
Orada şemih rasiyeler kıldık...
ve fürat su iska ettik size!

77. MURSELAT / 25-26-27

Hayy olanlara ve mevt olanlara kifat kılmadık mı arzı!?...
Orada şemih rasiyeler kıldık...
ve fürat su iska ettik size!

78. NEBE / 6-7-8-9-10-11-12-13-14-15-16

Arzı mihad ve dağları vetedler kılmadık mı?
ve sizi zevcler halinde halk ettik.
ve sizin nevminizi sübat kıldık.
ve geceyi libas kıldık.
ve gündüzü maişe kıldık.
ve fevkinize yedi şedidleri bina ettik.
ve vehhac sirac kıldık.
ve habbeler ve nebat ve leff olmuş cennetler ihrac etmek için, musır olanlardan seccac su inzal ettik.

78. NEBE / 6-7-8-9-10-11-12-13-14-15-16

Arzı mihad ve dağları vetedler kılmadık mı?
ve sizi zevcler halinde halk ettik.
ve sizin nevminizi sübat kıldık.
ve geceyi libas kıldık.
ve gündüzü maişe kıldık.
ve fevkinize yedi şedidleri bina ettik.
ve vehhac sirac kıldık.
ve habbeler ve nebat ve leff olmuş cennetler ihrac etmek için, musır olanlardan seccac su inzal ettik.

78. NEBE / 6-7-8-9-10-11-12-13-14-15-16

Arzı mihad ve dağları vetedler kılmadık mı?
ve sizi zevcler halinde halk ettik.
ve sizin nevminizi sübat kıldık.
ve geceyi libas kıldık.
ve gündüzü maişe kıldık.
ve fevkinize yedi şedidleri bina ettik.
ve vehhac sirac kıldık.
ve habbeler ve nebat ve leff olmuş cennetler ihrac etmek için, musır olanlardan seccac su inzal ettik.

78. NEBE / 6-7-8-9-10-11-12-13-14-15-16

Arzı mihad ve dağları vetedler kılmadık mı?
ve sizi zevcler halinde halk ettik.
ve sizin nevminizi sübat kıldık.
ve geceyi libas kıldık.
ve gündüzü maişe kıldık.
ve fevkinize yedi şedidleri bina ettik.
ve vehhac sirac kıldık.
ve habbeler ve nebat ve leff olmuş cennetler ihrac etmek için, musır olanlardan seccac su inzal ettik.

78. NEBE / 6-7-8-9-10-11-12-13-14-15-16

Arzı mihad ve dağları vetedler kılmadık mı?
ve sizi zevcler halinde halk ettik.
ve sizin nevminizi sübat kıldık.
ve geceyi libas kıldık.
ve gündüzü maişe kıldık.
ve fevkinize yedi şedidleri bina ettik.
ve vehhac sirac kıldık.
ve habbeler ve nebat ve leff olmuş cennetler ihrac etmek için, musır olanlardan seccac su inzal ettik.

87. A'LA / 1-2-3-4-5

Halk eden… ve ardından sevva eden...
ve kaderleyen... ve ardından hidayet eden...
ve merayı ihrac eden… ve ardından onu gusa halinde ahva kılan…
a'la Rabbinin ismini sebbih et!

90. BELED / 7-8-9

Kimsenin kendisini görmediğini mi hesab ediyor!?
Ona, iki ayn ve lisan ve iki dudak vermedik mi!

105. FİL / 1-2-3-4-5

Rabbin, fil ashabına nasıl fail oldu… görmedin mi!?
Keydlerini dall ettirilmiş duruma kılmadı mı!?...
ve üzerlerine, siccilden hacerler ile remy eden uçucu ebabilleri irsal etmedi mi!?
ve ardından onları, yenmiş asıf gibi kılmadı mı!?

105. FİL / 1-2-3-4-5

Rabbin, fil ashabına nasıl fail oldu… görmedin mi!?
Keydlerini dall ettirilmiş duruma kılmadı mı!?...
ve üzerlerine, siccilden hacerler ile remy eden uçucu ebabilleri irsal etmedi mi!?
ve ardından onları, yenmiş asıf gibi kılmadı mı!?

Sure Listesi

Kelam-ı Kadim'de Geçen Kelimeler Sözlüğü;Teolog A.Kadir İmamoğlu tarafından derlenerek hazırlanmıştır.