İçeriğe geç
KÖK Ara:
KELİME Ara:
ANLAM içinde Ara:
❝ D:A:F ❞ kökünden türeyen kelimeler... 8 Kayıt Listeleniyor.
Aynı Kökten Türeyen: xoxox istiz'af iz'af muza'af tezauf za'f zaaf zayıf zı'f
xoxox
ض ع ف D:A:F
istiz'af
ض ع ف D:A:F

Zayıf ve adi görme, küçümseme.

DuruMeal'de toplam 13 kayıtta geçiyor.
iz'af
ض ع ف D:A:F

Zayıflatmak, kuvvetsiz hale getirmek. / İki kat etmek. İki misline çıkarmak.

DuruMeal'de toplam 4 kayıtta geçiyor.
muza'af
ض ع ف D:A:F

Bir kat daha artmış. Bir o kadar daha çoğaltılmış. Bir şeyin iki misli. / Daha ziyade. Daha fazla. // Zayıflamış, kuvveti gitmiş.

DuruMeal'de toplam 1 kayıtta geçiyor.
tezauf
ض ع ف D:A:F

Kat kat olmak, bir misli artmak. İki kat olmak.

za'f
zaaf
ض ع ف D:A:F

Zayıflık. Kuvvetsizlik. İktidarsızlık. / düşkünlük, irade zayıflığı, eksiklik.

DuruMeal'de toplam 3 kayıtta geçiyor.
zayıf
ض ع ف D:A:F

Zayıf.

DuruMeal'de toplam 11 kayıtta geçiyor.
zı'f
ض ع ف D:A:F

İki kat. Bir şeyin miktarca iki katı.

DuruMeal'de toplam 14 kayıtta geçiyor.
2. BAKARA / 245

ALLAH'a, hasene karz ile ikraz edebilecek kimse… artık ona, çoğunu zıf olarak zıf eder.

ALLAH, kabz eder… ve bast eder. O'na rücu edeceksiniz!

2. BAKARA / 261

Mallarını ALLAH sebilinde infak eden kişilerin meseli, bütün sünbüllerde yüz habbe olan, yedi sünbül nebat eden habbenin meseli gibidir.
ALLAH dilediği kimseye zıf eder.
ALLAH, vasidir, alimdir.

2. BAKARA / 265

ALLAH'ın marzasını ibtiga ederek...
ve nefslerinden tesbit ederek...
mallarını infak eden kimselerin meseli;
vabil isabet eden ve ardından ükülünü zıf eden, rubveli cennet meseli gibidir... Vabil ona isabet etmese bile... tall olur.

ALLAH, amel ettiğiniz şeylere basirdir.

2. BAKARA / 266

Sizden biriniz vedd eder mi;
onun, hurma ve üzümlerden, altından nehirler cereyan eden bir cenneti olsun. Orada bütün semerelerden olsun.
Ona, kiber isabet etsin ve onun zürriyeti zayıf olsun.
Ardından isar isabet etsin. Onun içinde nar olsun ve ardından hark olsun!?

Böyledir!...
ALLAH, ayetlerini size beyan eder... umulur ki tefekkür edersiniz.

2. BAKARA / 282

Ey iman edenler!
Birbirinize müsemma ecele kadar, belirlenmiş bir borç ile borçlandığınız zaman onu ketb edin.
Aranızda bir katib onu adaletle ketb etsin.
Katib, ALLAH'ın kendisine alim ettiği gibi yazmaktan kaçınmasın... aynı şekilde ketb etsin.
Üzerinde hakk bulunan kimse (borçlu)... Rabbi olan ALLAH'a ittika etsin ve ondan bir şey bahs etmeden imlal ettirsin.
Eğer üzerinde hakk bulunan kimse (borçlu), sefih veya zayıf ise veya kendisi onu imlal ettirmeye istitaat edemez ise, artık veliysi onu adaletle imlal ettirsin.

Erkeklerinizden iki şahidin şahid olmasını sağlayın.
Eğer iki erkek kimse olmuyorsa, o zaman, bir erkek kimse ve şahadetlerinden razı olacağınız iki kadını... ikisinden biri dalalete düşerse, o zaman, ikisinden birisi diğerine zikir ettirsin diye.
Şahidler davet edildikleri zaman kaçınmasınlar.
Sagir veya kebir, vadesine kadar onu yazmaktan sem etmeyin.

Bu, ALLAH'ın indinde en kıst olandır ve şahadet için akvamdır ve rayb etmemeniz için ednadır.
Ancak aranızda devr etmeye hazır olan ticaret ise, o zaman, bunu ketb etmemeniz size cünah değildir.
Bey' ettiğinizde de şahid edinin.

Katib ve şahidler darr edilmesin.
Eğer böyle yaparsanız, artık muhakkak o, sizin için füsuk olur.
ALLAH'a ittika edin. ALLAH sizi alim ediyor.
ALLAH herşeye alimdir.

3. ALİ İMRAN / 130

Ey iman edenler!
Muzaaf edilerek izaf edilmiş riba yemeyin!
ALLAH'a ittika edin!... umulur ki felaha ulaşırsınız!

3. ALİ İMRAN / 146

Nebilerden nicesi, beraberinde çoğu Rabbani ile katl etti… ardından (buna rağmen) kendilerine isabet eden şeyler için ALLAH sebilinde vehn etmediler ve zayıf olmadılar ve istikane etmediler.
ALLAH, sabır edenlere muhabbet duyar.

4. NİSA / 9

Eğer halflerinden zürriyetlerini zayıf olarak terk etselerdi nasıl korkarlardı ise, öyle haşy etsinler.
Artık ALLAH'a ittika etsinler ve sedid kavl söylesinler.

4. NİSA / 28

ALLAH, sizden hafifletmeyi irade ediyor.
İnsan zayıf olarak halk edilmiştir.

4. NİSA / 40

Muhakkak ki ALLAH, miskal zerre zulüm etmez. Eğer bir hasene olsa onu, KENDİ VARLIĞINDAN azim ecir vererek zıf eder.

4. NİSA / 75

Size ne oluyor da, ALLAH sebilinde ve
"Rabbimiz!
Bizi, şu ehli zalim karyeden ihrac et.
Bize SEN'in VARLIĞINDAN veliy kıl.
Bize SEN'in VARLIĞINDAN nasır kıl!"
diyen istizaf edilmiş erkekler ve kadınlar ve velidler için kıtal etmiyorsunuz?

4. NİSA / 76

İman edenler, ALLAH sebilinde kıtal ederler. Kafirler ise "tagut" sebilinde kıtal ederler.
Artık siz, şeytanın veliylerini katl edin. Muhakkak şeytanın keydi zayıftır.

4. NİSA / 97

Nefslerine zulüm ederlerken vefat edenlere melekler derler ki:
"Ne durumdaydınız?"
Onlar da, "arzda istizaf edilmiştik." derler.
"ALLAH'ın arzı vesia değil miydi? Orada hicret etseydiniz ya!" derler.
İşte onların sığınağı cehennemdir. Ne sui masirdir.

4. NİSA / 98

Hileye itaat etmeyen erkeklerden ve kadınlardan ve velidlerden istizaf edilmiş olanlar ve sebile ihtida olamayanlar müstesnadır.

4. NİSA / 127

Kadınlar hakkında senden fetva istiyorlar.
De ki:
"Onlar hakkında size fetvayı ALLAH veriyor.
Kitabta...
kendileri için ketb edilmiş olanı vermediğiniz yetim kadınlara...
ve nikahlamaya rağbet ettiğiniz kadınlara...
ve velidlerden istizaf edilenlere...
ve yetimlere...
kıst ile olmanız (davranmanız) hakkında size tilavet ediliyor."
Hayrdan fail olacağınız şeye... muhakkak ki ALLAH, ona alim olandır.

7. ARAF / 38

Der ki:
"Öncenizden kat'iyyetle hilv olmuş, cinnden ve insden ümmetlere dahil olun narda!"
Dahil olan herbir ümmet, kendi kardeşine lanet eder. Hatta, orada cemian idrak ettiklerinde ahirdekiler, evvelkiler için derler ki:
"Rabbimiz!
İşte bunlar bizi dalalete düşürdüler. Artık onlara nardan azabı zıf et."
Der ki:
"Hepiniz için bir kat fazladır!... fakat siz alim değilsiniz!"

7. ARAF / 75

Kavminden istikbar eden meleler… kendilerinden, iman ettikleri için istizaf ettikleri kimselere dediler ki:
"Siz, Salih'in, Rabbinden mürsel olduğuna alim misiniz?"
Dediler ki:
"Muhakkak biz, onunla irsal edilene mü'minleriz."

7. ARAF / 137

İstizaf etmiş kavmi, içini barek ettiğimiz arzın şarkına ve garbına varis kılmıştık.
Rabbinin, israiloğulları üzre hüsna kelimesi...
sabır etttikleri şeyle...
ve Firavunun ve kavminin sanat etmiş oldukları şeyleri ve arş etmiş olduklarını demar etmemizle...
tamam oldu!

7. ARAF / 150

Musa, kavmine, gazaba ve esefle rücu ettiğinde, dedi ki:
"Benden sonra, halefimde ne beis işlediniz! Rabbinizin emrine acele mi ettiniz!"
Levhaları ilka etti ve kardeşinin reisini ahz etti. Onu kendine cerr etti. Dedi ki:
"Anamın oğlu!
Muhakkak kavim istizaf oldu. Neredeyse beni katl ediyorlardı. Artık düşmanları bana şemate ettirme! Beni zalim kavim ile beraber kılma!"

8. ENFAL / 26

Zikir edin:
pek azdınız… arzda istizaf edilmiştiniz… nasın sizi hatf etmesinden korkuyordunuz. Ardından sizi, evy etti ve nasrı ile size eyyid etti ve tayyib olanlardan sizi rızıklandırdı… umulur ki şükür edersiniz.

8. ENFAL / 66

Şu anda, ALLAH… kendinizde bir zaaf olduğuna alim olarak, sizden hafifletti.
Artık eğer, sizden sabır eden yüz olsa, iki yüze galip gelir… eğer sizden bin olursa, ALLAH'ın izni ile iki bine galib gelirler.
ALLAH, sabır edenlerle beraberdir.

9. TEVBE / 91

ALLAH ve Rasulü için nasihat verdiklerinde… zayıflara ve marizlere ve infak edecek şeye vecd olamayanlara harec yoktur... muhsin olanlar üzre de sebilden yoktur.
ALLAH, gafurdur, rahimdir.

11. HUD / 20

İşte onlar, arzda aciz bırakanlar olamazlar. Onlar için, ALLAH'ın gayrısından veliyler yoktur. Onlar için azab izaf edilir. Onlar işitmeye istitaat eden olmadılar. Onlar basir olmadılar.

11. HUD / 91

Dediler ki:
"Ey Şu'ayb!
Kavl ettiğin şeylerin çoğuna fıkh etmiyoruz. Muhakkak biz, elbette/kesinlikle seni, içimizde zayıf görüyoruz.
Şayet senin rehtin olmasaydı, elbette/kesinlikle seni recm ederdik. Sen bizim üzerimize aziz değilsin."

14. İBRAHİM / 21

ALLAH'a cemian ibraz olurlar.
Zayıflar istikbar edenlere derler ki:
"Muhakkak biz, size tabi idik. Artık siz, ALLAH'ın azabından bir şeyi bizden ganiy edebilir misiniz?"
Derler ki:
"Şayet ALLAH bize hidayet etseydi, elbette/kesinlikle size hidayet ederdik. Ceza etsek veya sabır etsek bize sevadır, bize mahis yoktur."

17. İSRA / 75

O zaman, hayatın zıfını da mematın zıfını da kesinlikle sana tattırırdık!
Sonra kendin için BİZ'e karşı nasır vecd edemezdin.

19. MERYEM / 75

De ki:
"Dalalet içinde olan kimseler… artık Rahman onlara, medd ederek müdded versin... Hatta; ya vaad edilen azabı... ya da saati gördükleri zaman, mekanı şerr olan kimseye... ve ordusu izaf edilene artık alim olacaklar.

22. HACC / 73

Ey nas!
Size bir mesel darb edildi... artık onu işitin!

Sizin, ALLAH'ın gayrısından davet ettikleriniz... velev ki hepsi ictima etse bile... bir sinek dahi halk edemezler!
Eğer sinek onlardan bir şey selb etse, bunu ondan enkaz edemezler.
Taleb eden de zaaf içinde, taleb edilen de!

25. FURKAN / 69

Azab, kıyamet yevminde ona zıf edilir… ve orada muhin olarak ebedi olur.

28. KASAS / 4

Muhakkak Firavun, arzda ulvilik tasladı… ve ehlini şialar halinde kıldı.
Onlardan bir tahifeye istizaf ediyordu… Oğullarını zebh ediyor, kadınlarını istihya ediyordu.
Muhakkak o, müfsidlerden idi.

28. KASAS / 5-6

BİZ,
arzda istizaf edilenlere menn etmeyi...
ve onlara imamlar kılmayı...
ve onları varisler kılmayı...
ve onları arzda temekkün etmeyi...
ve Firavun'a ve Haman'a ve ordularına, hazer ettikleri şeyleri göstermeyi…
irade ediyorduk.

30. RUM / 39

Sizin, Ribadan, nasın mallarının içinde irba olması için verdiğiniz hiç birşey… artık, ALLAH indinde irba olmaz!
ALLAH'ın vechini irade ederek, zekattan verdiğiniz şey... artık işte onlar... onlar izaf ettirenlerdir.

30. RUM / 54

Zaaftan sizi halk eden ALLAH, sonra zaafın ardından kuvvet kıldı, sonra kuvvetin ardından zaaf ve şeyb kıldı. O, dilediğini halk eder.
O, alimdir, kadirdir.

33. AHZAB / 30

Ey Nebi'nin kadınları!
İçinizden mübeyyin olarak fahiş olanı işleyen... onun azabı zıf edilir.
Bu, ALLAH'a yesir olandır.

33. AHZAB / 67-68

Diyeceklerdir ki:
"Rabbimiz!
Biz seyyidlerimize ve kibriyamıza itaat ettik… ardından onlar, bizi sebilden dalalet ettirdiler.
Rabbimiz!
Onlara azabtan zıf et ve onları kebir lanetle lanetle."

34. SEBE / 31

Kafirler diyorlar ki:
"Biz bu Kur'an'a da... elimizin arasında olana da iman etmiyoruz."
Şayet zalimlerin, Rabblerinin indinde mevkuf olduklarını görsen!...
Bazısı bazısına (birbirlerine) kavl rücu eder durur.
İstizaf edilenler, istikbar edenlere derler ki:
"Siz olmasaydınız, biz elbette/kesinlikle mü'minler olurduk!"

34. SEBE / 32

İstikbar edenler, istizaf edilenlere şunu derler:
"Huda size verildikten sonra... biz mi sizi sadd ettik!

Bilakis!
Siz kendiniz mücrimler oldunuz!"

34. SEBE / 33

İstizaf edilenler, istikbar edenlere şunu derler:
"Bilakis!
Gece ve gündüz mekr ettiniz! ALLAH'a kafir olmamızı, O'na endad kılmamızı bize emir ediyordunuz!"

Azabı gördüklerinde, nedametlerini kendilerine sırr ederler.
Kafirlerin unklarına guller kılarız! Onlar, amel etmiş oldukları şeylerden başka cezalandırılır mı!?

34. SEBE / 37

Mallarınız ve de evladlarınız, sizin İNDİMİZE kurb olmanıza zülfa değildir.
Salih (iş)lere amil olarak iman edenler müstesna!... Artık işte onlar... onlara, amel ettikleri şeyle cezaları zıf edilir. Onlar gurfelerde emindirler.

38. SAD / 61

Derler ki:
"Rabbimiz!
Bunu bize takdim eden kimse… artık ona, nar içinde zıf azabını ziyade et."

40. MU'MİN / 47-48

Narda hacc ettiklerinde... ardından zayıf olanlar, istikbar edenlere derler ki:
"Muhakkak biz size tebaa olduk... Nardan nasibimizi ganiy eden siz misiniz!?"

İstikbar edenler der ki:
"Muhakkak biz hepimiz onun içindeyiz.
Muhakkak ki ALLAH, abd olanlar arasında kat'iyyetle hakem olmuştur!"

57. HADİD / 11

ALLAH'a hasene karz ile ikraz eden kimseye… artık ona zıf edilir… ve ona kerim ecir vardır.

57. HADİD / 18

Muhakkak…
hasene karz ile ALLAH'a ikraz eden, musaddık erkekler ve musaddık kadınlar…
onlara zıf edilir… ve onlara kerim ecir vardır.

64. TEGABUN / 17-18

Eğer ALLAH'a hasene karz ile ikraz ederseniz... sizin için onu zıf eder... ve sizin için gafur olur.
ALLAH, şekurdur, halimdir… gayba ve şahadete alimdir... azizdir, hakimdir.

72. CİNN / 24

Hatta, vaad olundukları şeyi gördüklerinde... artık kimin nasır olarak daha zayıf, aded olarak daha az olduğuna alim olacaklar.

Sure Listesi

Kelam-ı Kadim'de Geçen Kelimeler Sözlüğü;Teolog A.Kadir İmamoğlu tarafından derlenerek hazırlanmıştır.