İçeriğe geç
KÖK Ara:
KELİME Ara:
ANLAM içinde Ara:
❝ D:RR ❞ kökünden türeyen kelimeler... 13 Kayıt Listeleniyor.
Aynı Kökten Türeyen: xoxox azarr Darr Izrar Idrar mazrur Mutazarrır Muzırrîn Muztar Muztar Muztarrîn Tadarr Tazarrur Tazrir zarar zarr Azrar Zaruret Zarurat
xoxox
ض ر ر D:RR
azarr
ض ر ر D:RR

Çok zararlı.

Darr
ض ر ر D:RR

Zarar, ziyan.
Ed Darr : Sığınılacak nokta. sığınılan fiilidir. Sığınılacak her yer darr dır. Oturduğumuz yerde darrdır. rica etmek de darrdır.

DuruMeal'de toplam 62 kayıtta geçiyor.
Izrar
Idrar
ض ر ر D:RR

Zarar vermek. Avret üstüne avret almak, evli iken bir daha evlenmek.

mazrur
ض ر ر D:RR

Zarar etmiş. Ziyan görmüş.

Mutazarrır
ض ر ر D:RR

Zarar ve ziyana uğrayan, zarar görmüş olan.

Muzırrîn
ض ر ر D:RR

Zararlar, zarar verenler.

Muztar
Muztar
ض ر ر D:RR

Çaresiz kalmış, zorlanmış. Cebr olunmuş. Mecbur kalış. Çaresiz kalıp başı sıkılan.

DuruMeal'de toplam 8 kayıtta geçiyor.
Çğl.Muztarrîn
Tadarr
ض ر ر D:RR

Birbirine zarar etmek.

Tazarrur
ض ر ر D:RR

Zarar ve ziyâna uğrama.

Tazrir
ض ر ر D:RR

Zarar vermek. Zarara uğratmak.

zarar
zarr
ض ر ر D:RR

Lüzumlu ve kıymetli bir şeyin eksilmesi veya kaybolması. Ziyan. Kayıp.

Çğl.Azrar
Zaruret
ض ر ر D:RR

Çaresizlik. Muhtaçlık. Sıkıntı. Yoksulluk.

Çğl.Zarurat
2. BAKARA / 102

Süleyman'ın mülkü üzre şeytanların tilavet ettiği şeye tabi oldular.
Süleyman kafir değildi... Fakat şeytanlar, nasa...
sihri...
ve Babil'de ki iki meleğe *** Harut ve Marut *** inzal edilen şeyi...
ilim ettirerek kafir olmuşlardı!

O ikisi,
"Muhakkak biz fitneyiz... artık sakın kafir olmayın!"
demeden kimseye ilim ettirmiyordu... ve ardından onlar, o ikisinden, kişi ile zevcesinin arasına fark koyacak şeyleri kendilerine ilim ettiriyorlardı.

Onlar, ALLAH'ın izni olmadan, onunla kimseden darr edemezlerdi... Onlar, kendilerine menfaat veren şeyleri değil de... darr eden şeyleri kendilerine ilim ettirdiler!
Onlar, onu iştira edenin, ahirette kendilerine halak olmayacağına, elbette kat'iyyetle alim idiler!

Nefslerini onunla iştira ettikleri şey ne beistir!...
Keşke alim olmuş olsalardı.

2. BAKARA / 126

İbrahim demişti ki:
"Rabbim!
Bu beldeyi emin kıl.
Ehlinden ALLAH'a ve ahir yevme iman edenleri semerelerden rızıklandır."
Dedi ki:
"Kafirleri... artık onları da biraz metalandırır... sonra nar azabına muztar ederim.
Orası ne de beis masirdir!"

2. BAKARA / 173

Muhakkak size, ancak...
meyyiti (leşi)...
ve kanı…
ve domuz etini...
ve ALLAH'tan gayrısına hilal olunanı...
haram etti!
Bagy ve adv gayrısında muztar olan kimse… artık onun üzerine ism yoktur.
Muhakkak ki ALLAH, gafurdur, rahimdir.

2. BAKARA / 177

Vechlerinize şark tarafı ve garb tarafı kiblasına veliyy ettirmeniz... birrr değidlir!
Fakat birr;
ALLAH'a ve ahir yevmine ve meleklere ve kitaba ve Nebilere iman eden...
ve kurb sahiblerine ve yetimlere ve miskinlere ve sebil çocuklarına (yolcu) ve saillere ve rakabeler içinde olanlara, muhabbet duydukları mallardan veren...
ve salat ikame eden...
ve zekat veren...
ve ahd verdiklerinde ahdlerine vefa gösteren...
ve beiste ve darrda ve beis hiyninde sabır edendir.
Sadakat gösterenler, işte onlardır.
İşte onlar... onlar, muttakilerdir.

2. BAKARA / 214

Yoksa siz, öncenizden halvet olanların meseli size verilmeden cennete dahil olacağınızı mı hesab ediyorsunuz!?

Rasul ve onunla beraber iman edenler,
"ALLAH'ın nasrı ne zamandır!"
deyinceye kadar... onlara
beis
ve darr
ve zilzal
mess olmuştu.

Değil mi ki... muhakkak ki ALLAH'ın nasrı karibdir!?

2. BAKARA / 231

Kadınları talak ettiğinizde... ve ardından ecelleri baliğ olunca... artık onları maruf ile imsak edin... veya maruf ile serh edin.

Düşmanlık etmek için darr ederek onları imsak etmeyin!... buna fail olan kimse... artık kendi nefsine kat'iyyetle zalim olmuştur!

ALLAH'ın ayetlerini hüzüv ittihaz etmeyin!
ALLAH'ın üzerinizdeki nimetini...
ve size vaaz etmek için kitabtan ve hikmetten size inzal ettiği şeyi...
zikir edin!

ALLAH'a ittika edin!
Muhakkak ki ALLAH'ın herşeye alim olduğuna... alim olun!

2. BAKARA / 233

Anneler evladlarını iki kamil havl emzirirler. Bu, emzirmeyi tamamlamayı irade eden içindir.
Onların rızkı ve kisvesi, maruf ile evlad kendisinden olan erkeğe aittir.

Nefs, sadece, vasi olduğuna mükellef edilir.

Ne anne evladı yüzünden, ne de baba evladı yüzünden darr edilmesin.
Varise düşen de bunun mislidir.
Eğer kendi aralarında anlaşarak ve teşavür ederek fisal irade ederlerse... artık o ikisine cünah yoktur.
Evladlarınızı emzirtmeyi irade ederseniz, maruf ile vereceğiniz şeyi teslim ettiğinizde, artık size yine bir cünah yoktur.

ALLAH'tan ittika edin ve alim olun ki ALLAH, amel ettiklerinize basirdir.

2. BAKARA / 282

Ey iman edenler!
Birbirinize müsemma ecele kadar, belirlenmiş bir borç ile borçlandığınız zaman onu ketb edin.
Aranızda bir katib onu adaletle ketb etsin.
Katib, ALLAH'ın kendisine alim ettiği gibi yazmaktan kaçınmasın... aynı şekilde ketb etsin.
Üzerinde hakk bulunan kimse (borçlu)... Rabbi olan ALLAH'a ittika etsin ve ondan bir şey bahs etmeden imlal ettirsin.
Eğer üzerinde hakk bulunan kimse (borçlu), sefih veya zayıf ise veya kendisi onu imlal ettirmeye istitaat edemez ise, artık veliysi onu adaletle imlal ettirsin.

Erkeklerinizden iki şahidin şahid olmasını sağlayın.
Eğer iki erkek kimse olmuyorsa, o zaman, bir erkek kimse ve şahadetlerinden razı olacağınız iki kadını... ikisinden biri dalalete düşerse, o zaman, ikisinden birisi diğerine zikir ettirsin diye.
Şahidler davet edildikleri zaman kaçınmasınlar.
Sagir veya kebir, vadesine kadar onu yazmaktan sem etmeyin.

Bu, ALLAH'ın indinde en kıst olandır ve şahadet için akvamdır ve rayb etmemeniz için ednadır.
Ancak aranızda devr etmeye hazır olan ticaret ise, o zaman, bunu ketb etmemeniz size cünah değildir.
Bey' ettiğinizde de şahid edinin.

Katib ve şahidler darr edilmesin.
Eğer böyle yaparsanız, artık muhakkak o, sizin için füsuk olur.
ALLAH'a ittika edin. ALLAH sizi alim ediyor.
ALLAH herşeye alimdir.

3. ALİ İMRAN / 111

Onlar size eza etmek dışında darr edemezler.
Eğer sizinle kıtal etseler, dübürlerine tevella ediverirler. Sonra onlara nasr edilmez.

3. ALİ İMRAN / 120

Eğer size hasene mess ettirilirse… onlar sui olur.
Eğer siz seyyie isabet alırsanız… onlar, onunla ifrah olurlar.
Eğer sabır ederseniz ve ittika ederseniz... onların keydleri sizi darr edemez.
Muhakkak ki ALLAH onlara, amel ettikleri şeyler ile muhittir.

3. ALİ İMRAN / 134

Onlar,
serrada ve darrda infak edenlerdir...
ve gayzlarını kezm edenlerdir...
ve nası afv edenlerdir.
ALLAH, muhsin olanlara muhabbet duyar.

3. ALİ İMRAN / 144

Muhammed, ancak, Rasuldür.
Onun öncesinden de kat'iyyetle Rasuller hilv olmuştur!
Artık, eğer o mevt olursa... veya katl olursa... siz akabınız üzere inkılab mı edeceksiniz!?
İki akabı üzere inkılab eden kimse... ALLAH'a bir şey darr edemez. ALLAH, şükür edenleri cezalandıracaktır.

3. ALİ İMRAN / 176

Küfürde seri olanlar seni hüzünlendirmesin.
Muhakkak onlar, ALLAH'a bir şey darr edemezler. ALLAH, ahirette, onlara hazz vermemek irade ediyor. Onlar için azim azab vardır.

3. ALİ İMRAN / 177

Muhakkak, iman ile küfür iştira edenler... ALLAH'a bir şey darr edemezler. Onlara elim azab vardır.

4. NİSA / 12

Eğer evladları yoksa, zevcelerinizin terekelerinin yarısı sizindir.
Eğer evladları varsa, terekenin dörtte biri sizindir.
(Bunlar) vasiyet ettiklerinin veya deyn ardındandır.

Eğer sizin evladınız yoksa, terekenizin dörtte biri onlarındır.
Eğer evladınız varsa, terekenin sekizde biri onlarındır.
(Bunlar) vasiyet ettiklerinin veya deyn ardındandır.

Eğer kendisine varis olunan bir erkek veya bir kadının evladı ve ana-babası olmaz ve bir erkek veya bir kız kardeşi bulunursa, ona altıda bir düşer.
Eğer bundan daha çok olursa, üçte birde şeriktirler.
(Bunlar) darr vermeksizin vasiyet ettiklerinin veya deyn ardındandır.

ALLAH'tan vasiyettir.
ALLAH, alimdir, halimdir.

4. NİSA / 95

Darr sahibi olanların gayrısında mü'minlerden kaid olanlarla... ALLAH sebilinde mallarıyla ve nefsleriyle cihad edenler istiva olamazlar.
ALLAH, mallarıyla ve nefsleriyle cihad edenleri, derece olarak, kaid olanlara fazl etmiştir.
ALLAH, külliyen hüsna vaad eder.
ALLAH, cihad edenleri, kaid olanlara azim ecir ile fazl etmiştir.

4. NİSA / 113

ALLAH'ın fazl ve rahmeti senin üzerine olmasaydı, onlardan bir taife seni elbette dalalete hemm ederdi. Onlar kendi nefslerinden başka dalalete düşüremezler ve sana bir şey darr edemezler.

ALLAH, sana, kitabı ve hikmeti inzal etti ve alim olmadığın şeylere seni alim etti. ALLAH'ın sana fazlı azimdir.

5. MAİDE / 3

Mevt olmuşlar...
ve kan...
ve domuz eti...
ve ALLAH'tan gayrısına hilal olunanlar...
ve zekve ettikleriniz dışında; boğulmuş ve darbe sonucu ölmüş ve yüksekten düşerek (mütereddi) ölmüş ve boynuzlanarak ölmüş ve yırtıcı hayvan tarafından yenilmiş hayvanlar...
ve nasb üzerine zebh edilen hayvanlar...
ve zelmler ile istiksam etmeniz...
size haram kılındı. Bunlar fısktır!

Bu yevmde, kafirler, dininizden yeis içindedir.
Artık onlardan haşy etmeyin. BEN'den haşy edin!

Bu yevmde, dininizi, sizin için ikmal ettim. Üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için, din olarak İslam'a razı oldum.

Artık, isme meyl etmeksizin, mahmasa içinde muztar kimse...
Muhakkak ki ALLAH, gafurdur, rahimdir.

5. MAİDE / 42

Onlar, BEN'i kizb için dinlerler.
Onlar, suht yerler.
Eğer sana gelirlerse, artık aralarında hüküm ver veya onlardan iraz et. Eğer onlardan iraz edersen, artık sana bir şey darr edemezler. Eğer hakem olmuşsan, aralarında kıst ile hüküm ver.
Muhakkak ki ALLAH, muksitlere muhabbet duyar.

5. MAİDE / 76

De ki:
"ALLAH'ın gayrısından, size darra ve menfaate malik olmayan şeylere mi abd oluyorsunuz?"
ALLAH... O, semidir, alimdir.

5. MAİDE / 105

Ey iman edenler!
Nefsiniz üzere olun!
İhtida olduğunuzda... dall olan kimse size darr edemez!
Merciniz cemian ALLAH'adır… ve ardından, amel etmiş olduğunuz şey ile size haber verilir.

6. ENAM / 17

Eğer ALLAH sana darr ile mess etse... ardından onu, KENDİSİ dışında keşf edecek yoktur.
Eğer hayr ile sana mess ederse... artık O, herşeye kadirdir.

6. ENAM / 42

Senin öncenden ümmetlere de elbette kat'iyyetle irsal ettik!… ve ardından onları, beis ve darr ile ahz ettik… umulur ki tazarru ederler.

6. EN'AM / 71-72

De ki:
"ALLAH'ın gayrısında bize menfaat sağlamayan ve bize darr etmeyen şeyleri mi davet edelim!
Ashabı, "Gel bize!" diyerek hudaya davet ettiği halde... şeytanların arzda istihva ettiği hayran gibi... ALLAH'ın bize hidayet vermesinden sonra akabımız üzre mi redd edelim!"

De ki:
"Muhakkak ki ALLAH'ın hudası... huda budur!

Biz,
salat ikame ederek...
ve ittika ederek...
Rabb-il alemine silm olmaya emir olunduk."

Kendisine haşr olacağınız O'dur!

6. ENAM / 119

Ne oluyor size!?
Muztar olmanız dışında... size haram kıldığı şeyler size kat'iyyetle tafsil edilmişken!... üzerine ALLAH'ın ismi zikir edilenlerden yemiyorsunuz!?
Muhakkak onların çoğu, ilmin gayrısında hevalarına uymakla dalalete düşüyorlar.
Muhakkak ki Rabbin... O, mutedlere alimdir.

6. ENAM / 145

De ki:
"Bana vahy olunanlarda;
mevt (leş)
veya mesfuh dem (akıtılmış kan)
veya domuz eti -ki o muhakkak ricstir-
veya fıskla ALLAH'tan gayrısına hilal olunan müstesna olmak üzere; taam edilecek taamlar üzre, haram edilmiş olanlar mevcud değil.
Muztar olan, bagi dışında ve düşmanlık etmeden..."
Muhakkak ki Rabbin, gafurdur, rahimdir.

7. ARAF / 94

BİZ, Nebileri, ancak, tazarru etmelerini umarak ehlini beis ve darr ile ahz ettiğimiz karyelerde irsal ettik.

7. ARAF / 95

Sonra seyyie mekanı hasene ile bedellendirdik... Hatta, afv ettik.
Dediler ki:
"Ata-babalarımıza da kat'iyyetle darr mess olmuştu!... ve serra olmuşlardı!"
Ardından onları da ansızın ahz ediverdik!... onların şurunda olmadı.

7. ARAF / 188

De ki:
"ALLAH'ın dilediğinden başka, ben nefsim için menfaate ve de darra malik değilim.
Şayet gayba alim olsaydım, elbette/kesinlikle hayrdan istiksar ederdim. Bana sui mess olmazdı.
Ben, iman eden kavim için sadece nezir ve beşirim."

9. TEVBE / 39

Nefr etmezseniz…
size elim azab ile azab eder…
ve sizin gayrınızda bir kavmi yerinize istibdal eder.
Siz O'na bir şey darr edemezsiniz.
ALLAH, herşeye kadirdir.

9. TEVBE / 107

Mü'minlerin arasına, darr ve küfür ve tefrik olarak mescid ittihaz edenler... önceden ALLAH ve Rasulüne harb edenleri irsad edenler var.
"Sadece hüsn irade ettik" diye half edecekler.
ALLAH şahidtir ki, muhakkak onlar, elbette/kesinlikle kazibtir.

10. YUNUS / 12

İnsana darr mess olduğu zaman;
cenbinde...
veya kaid olarak...
veya kaim olarak...
BİZ'i davet eder.

Ardından kendisinden o darrı keşf ettiğimizde... kendisine dokunmuş o darr üzre BİZ'i davet etmemiş gibi... merr eder.

Böyledir!...
Amel etmiş oldukları şeyler, müsrifler için ziynetlemiştir.

10. YUNUS / 18

Kendilerine darr ve de menfaat etmeyen, ALLAH'ın gayrısından şeylere abd oluyorlar.
Diyorlar ki:
"Bunlar, ALLAH indinde bizim şefaatçimizdir."
De ki:
"Siz, ALLAH'a semalarda ve arzda, O'nun alim olmadığı bir şeyi mi haber veriyorsunuz!
O, onların şirk koştukları şeylerden subhandır, tealidir."

10. YUNUS / 21

Kendilerine mess eden darrdan sonra, nasa bir rahmet tattırdığımızda… o zaman… elbette/kesinlikle onlar, ayetlerimiz hakkında mekr edinirler!
De ki:
"ALLAH, mekri en seri olandır."
Muhakkak Rasullerimiz sizin mekr ettiklerinizi ketb etmektedir.

10. YUNUS / 49

De ki:
"ALLAH'ın dilediği şeyden başka... nefsim için darr etmeye de… nafia etmeye de malik değilim.

Bütün ümmet için ecel vardır!
Ecelleri geldiğinde... artık bir saat tehir edilmezler... ve de istikdam olmazlar."

10. YUNUS / 105-106

ve vechini Hanif dine ikame etmen!...
ve müşriklerden olmaman!...
ve ALLAH'ın gayrısında... sana menfaat verdirmeyen... ve de seni darr ettirmeyen şeyleri davet etmemen!...
Eğer fail olursan... artık muhakkak sen, o zaman, zalimlerdensindir!

10. YUNUS / 107

ALLAH,
Eğer sana darr ile mess ederse… artık ona O'ndan başka kaşif yoktur!
Eğer sana hayr irade ederse... artık O'nun fazlına redd olunamaz!
Kendisine ibadet edenlerden dilediğine bunlar ile isabet eder.
O gafurdur, rahimdir.

11. HUD / 10

Mess eden darrın ardından, ona nimet taddırsak, elbette, "seyyieler benden zehab oldu" der.
Muhakkak o, fahurdur, ferihtir.

11. HUD / 57

"Artık eğer tevella ederseniz... artık, bana irsal edileni, onunla üzerinize kat'iyyetle iblağ ettim!
Rabbim sizin gayrınızda bir kavmi istihlaf eder... ve siz, O'na bir şey darr edemezsiniz.
Muhakkak ki Rabbim, herşeye hafızdır."

12. YUSUF / 88

Ardından ona dahil olduklarında, dediler ki:
"Ey Aziz!
Bize ve ehlimize darr mess oldu. Müzca bidaatle geldik. Artık bize, keyli vefa et ve bize tasadduk eyle.
Muhakkak ki ALLAH, tasadduk edenleri cezalandırır."

13. RAD / 16

De ki:
"Semaların ve arzın Rabbi kimdir?"
De ki:
"ALLAH"
De ki:
"O'nun gayrısından, kendi nefsleri için menfaate ve de darra melik olmayan veliyler mi ittihaz ettiniz!?"
De ki:
"Kör ve basir istiva mıdır?
Yahut, zulmetler ve nur istiva mıdır?
Yahut, ALLAH'a, O'nun halkıyeti gibi halk eden şerikler mi kıldılar... ve ardından bu halkiyet onlara teşabüh mü etti?"
De ki:
"ALLAH halk etmiştir herşeyi!... O, vahiddir, kahhardır."

16. NAHL / 53-54-55

Nimetten sizin için olan... artık, ALLAH'tandır.
Sonra, size darr mess ettiği zaman... ardından O'na cer edersiniz.
Sonra, sizden darr keşf ettiği zaman... kendilerine verdiğimiz şeyler ile kafir olmaları için… sizden bir ferik Rabblerine şirk koşar.

Artık temettu edin!… Artık siz, yakında alim olacaksınız.

16. NAHL / 53-54-55

Nimetten sizin için olan... artık, ALLAH'tandır.
Sonra, size darr mess ettiği zaman... ardından O'na cer edersiniz.
Sonra, sizden darr keşf ettiği zaman... kendilerine verdiğimiz şeyler ile kafir olmaları için… sizden bir ferik Rabblerine şirk koşar.

Artık temettu edin!… Artık siz, yakında alim olacaksınız.

16. NAHL / 115

Muhakkak,
mevt olanlar…
ve kan…
ve domuz eti…
ve ALLAH'tan gayrına hilal olunanlar…
size haram edilmiştir!
Bagi ve düşmanlık etmeden muztar olan... artık muhakkak ki ALLAH, gafurdur, rahimdir.

17. İSRA / 56

De ki:
"O'nun gayrısından zeam ettiklerinizi davet edin.
Artık onlar,
sizden darrı keşf etmeye de…
tahvil etmeye de
malik değildir."

17. İSRA / 67

Bahr içinde, size darr mess ettiği zaman… yalnızca O'nun dışında... davet ettiğiniz kimseler dall olur. Ardından sizi berre necat edince, iraz edersiniz.
İnsan kafir olandır.

20. TAHA / 89

Onlar, onun,
kavil ederek kendilerine rücu edemediğini
ve kendilerine darr ve de menfaat vermeye malik olmadığını görmüyorlar mıydı?

21. ENBİYA / 66-67

Dedi ki:
"Siz... size hiçbir menfaat... ve de hiçbir darr etmeyecek... ALLAH'ın gayrısından şeylere mi abd oluyorsunuz?
Yuh olsun size ve ALLAH'ın gayrısından başka abd olduklarınıza!
Artık akıl etmeyecek misiniz!?"

21. ENBİYA / 83

Eyyub, Rabbine nida etmişti.
"Muhakkak bana darr mess etti.
SEN, rahimlerin rahimisin."

21. ENBİYA / 84

Ona isticab ettik… ve ardından, darrdan ona olanları keşf ettik.
Ona,
indimizden rahmet olarak...
ve abd olanlar için zikir olarak...
ehlini ve onunla beraber mislini verdik.

22. HACC / 12

O, ALLAH'ın gayrısından… kendisine darr etmeyen ve kendisine menfaati olmayan şeyler davet eder.
Bu, baid dalalettir.

22. HACC / 13

O, elbette, kendisine darrı, menfaatinden daha karib olanları davet eder.
Ne kötü mevla, ne beis aşirdir.

23. MUMİNUN / 75

Şayet BİZ onlara rahim olsaydık… ve onları darrdan keşf etseydik... elbette/kesinlikle, tuğyanlarında amih olmaya lecc ederlerdi.

25. FURKAN / 3

O'nun gayrısından,
Hiçbir şey halk etmeyen...
ve zaten kendileri halk edilmiş olan...
ve nefslerine menfaat ve de darr vermeye melik olmayan...
ve mevt etmeye ve hayata melik olmayan...
ve neşr edemeyen...
ilahlar ittihaz ettiler.

25. FURKAN / 55

Onlar, ALLAH'ın gayrısından kendilerine menfaat ve de darr vermeyen şeylere abd oluyorlar.
Kafir, Rabbine karşı zahir olandır.

26. ŞUARA / 72-73

Dedi ki:
"Davet ettiğinizde sizi işitiyorlar mı?... ya da size menfaatleri var mı?... veya size darr ettiler mi?"

27. NEML / 62

Yoksa,
KENDİSİNE davet ettiği zaman muztar olana icab eden... ve sui olanı keşf eden... ve sizi arzın halifeleri kılan mı!?

ALLAH'la birlikte ilah mı var!?
Ne kadar az tezekkür ediyorsunuz!

30. RUM / 33-34

Nasa darr mess ettiğinde, Rabblerini davet ederek, O'na münib olurlar.
Sonra, O'ndan rahmet taddıklarında, onlardan bir ferik… kendilerine verdiğimiz... ve ardından metalandıkları şeylere kafir olmaları için... Rabblerine şirk koşar.
Artık yakında… alim olacaksınız!

31. LOKMAN / 24

BİZ, onları biraz metalandırırız… sonra onlara galiz azaba muztar edeceğiz.

34. SEBE / 42

Artık yevmde, bazınız bazınız (birbiriniz) için ne menfaate… ne de darra malik değildir.
Zalimlere şunu deriz:
"Kizb ettiğiniz narın azabını tadın!"

36. YASİN / 21-22-23-24

"Sizden ecire sail olmayan muhtedilere tabi olun!
Beni fatr edene neden abd olmayayım!? Siz de O'na rucu edeceksiniz!
O'nun gayrısından ilahlar ittihaz eder miyim!?

Eğer Rahman, darr etmeyi irade ederse... onların şefaati bir şey ganiy etmez... ve nakz edemezler. Muhakkak ben, o zaman, kesinlikle mübin dalalet içinde olurum."

39. ZUMER / 8

İnsana darr mess olduğunda... O'na münib olarak, Rabbini davet eder.
Sonra ona KENDİSİNDEN nimet havl ettirdiğinde... önceden O'nu davet etmiş olduğunu unutur... ve O'nun sebilinden dall olmak için ALLAH'a endad kılar.

De ki:
"Küfrünle az biraz metalan!
Muhakkak sen nar ashabındansın!"

39. ZUMER / 38

Elbette eğer...
"Semaları ve arzı kim halk etti?" diye onlara sual etsen... kesinlikle,
"ALLAH!" derler.

De ki:
"Artık görüyor musunuz... ALLAH'ın gayrısında davet ettiğiniz şeyleri...
Eğer ALLAH,
benim için darr irade etse... onlar mı O'nun verdiği darrı keşif edecekler!?
yada rahmetini irade etse... onlar mı onun rahmetini engelleyecek!?"

De ki:
"ALLAH bana hasbtır.
Tevekkül edenler O'na tevekkül ederler."

39. ZUMER / 49

Artık,
İnsana darr mess olduğunda… o, BİZ'i davet eder...
Sonra BİZ'den nimet havl ettiğimizde… muhakkak kendisine, ancak, ilim üzre verildiğini söyler.
Bilakis!
Bu bir fitnedir... fakat onların pek çoğu alim değildir.

41. FUSSİLET / 50

Elbette, darr mess etmesinin ardından... eğer ona BİZ'den rahmet tattırırsak... kesinlikle der ki:
"Bu benimdir.
Ben, saatin kaim olacağını zann etmiyorum. Elbette eğer, Rabbime rücu olursam, muhakkak O'nun indinde benim için hüsna vardır."
Artık kesinlikle kafirlere, amil oldukları ile haber edeceğiz... ve kesinlikle onlara galiz azabtan tattıracağız.

47. MUHAMMED / 32

Muhakkak,
kafirler...
ve ALLAH sebilinden sadd edenler...
ve kendilerine beyan edilen hudadan sonra Rasule şakk olanlar...
ALLAH'a bir şey darr edemezler.
Onların amelleri habt olacaktır.

48. FETİH / 11

Arablardan muhalif olanlar, sana diyecekler ki: "Mallarımız ve ehlimiz bizi meşgul etti... artık bize istiğfar et."
Onlar lisanları ile kalblerinde olmayan şeyi söylüyorlar!
De ki:
"Eğer size darr irade ederse...
veya size menfaat irade ederse...
kim sizin için ALLAH'tan bir şeye malik olabilir?
Bilakis!
ALLAH amel ettiğiniz şeylere habir olandır."

58. MUCADELE / 10

Muhakkak necva, ancak, şeytandandır!... iman edenleri hüzünlendirmek içindir!... (ne var ki) ALLAH'ın izni olmadan, hiçbir şey onlara darr veremez.
ALLAH'a… artık mü'minler, tevekkül etsinler.

65. TALAK / 6-7

İskan olduğunuz yerde, vecd olduğunuz kadar o kadınları iskan edin. Onları dıyk etmek için onları darr etmeyin.
Eğer onlar hamile iseler... artık onlara yüklerini vaz edinceye kadar infak edin.

Ardından eğer sizin için emzirirlerse... artık onların ecirlerini ödeyin. Aranızda maruf ile temir edin.
Eğer teasür olursa... vüsat sahibinin, vüsatından infak etmesi için… artık ona başkası emzirecektir.

Rızkı kendisine ikdar olunan kimse... artık o da, ALLAH'ın kendisine verdiğinden infak etsin!
ALLAH, nefsi, sadece, kendisine verdiği şeye mükellef eder!
ALLAH, usra ardından yüsr kılacaktır.

72. CİNN / 21

De ki:
"Muhakkak ben, sizin için... ne darra… ne de reşid etmeye melik değilim."

Sure Listesi

Kelam-ı Kadim'de Geçen Kelimeler Sözlüğü;Teolog A.Kadir İmamoğlu tarafından derlenerek hazırlanmıştır.