İçeriğe geç
KÖK Ara:
KELİME Ara:
ANLAM içinde Ara:
❝ DA:V ❞ kökünden türeyen kelimeler... 12 Kayıt Listeleniyor.
Aynı Kökten Türeyen:Da'vâ Dıayet Da'vet Deavi Da'vat Ed'iye Bedduâ Dai Dâiye Duat Davetiye Dı've iddia istid'a Med'uv Med'î Med'uvvîn Med'uvven Muddeâ Muddeayat Muddeî Tedaî
Da'vâ
Dıayet
د ع و DA:V

Belirli bir amaca ulaşmak için gereken tüm fikir ve edimleri üzerine görev edinmek. Takib edilen fikir.
Bir kimsenin hakkını aramak üzere mahkemeye müracaat etmesi. Hak iddia etmek. Birisinin hâkimin huzurunda başka birisinden hak istemesi.
İnat. Ayak diremek.
Çağırma. Ziyafet.
Bir kimseyi bir şeye sevketmek.
Bir fikri kabul ettirmek için deliller söylemek.

DuruMeal'de toplam 15 kayıtta geçiyor.
Dşl.Da'vetÇğl.DeaviÇğl.Da'vatÇğl.Ed'iye
Bedduâ
د ع و DA:V

(farsça) Bed-dua: Bir kimsenin kötülüğünü istemek.

Dai
د ع و DA:V

Dava adamı.
Davetçi, davet eden.
Sebeb.
İnsanı, bir amaca candan bağlamağa sürükleyen iç duygusu. Mucib ve sebep.
Arzu, hırs.
Bahane.

DuruMeal'de toplam 6 kayıtta geçiyor.
Dşl.DâiyeÇğl.Duat
Davetiye
د ع و DA:V

Davet mektubu.

Dı've
د ع و DA:V

Nesep dâvâsı etmek.
Yalan dâvâ etmek.

iddia
د ع و DA:V

İleri sürülen fikir. Edinilen dava. Bir davaya kalkışmak.
Israr etmek. İnat etmek. Bir şeyin müsbet veya menfiliğini ısrarla söylemek.

istid'a
د ع و DA:V

Rica ile istemek.
Davet etmek.
Bir işi için resmî bir daireye verilen ve istek bildiren kağıt, dilekçe.

Med'uv
Med'î
د ع و DA:V

Davet olunan. Çağırılmış. Davetli.

Çğl.Med'uvvîn
Med'uvven
د ع و DA:V

Çağrılarak, davetli olarak, davet olunarak.

Muddeâ
د ع و DA:V

İddia olunan. Dava edinilen şey.

Çğl.Muddeayat
Muddeî
د ع و DA:V

İddia eden. İddiacı. Davacı.
Bir hükümde ayak direyen. Hak olduğunu veya herhangi hakkın zayi olduğunu dava eden.
İnatçı, muannid.

Tedaî
د ع و DA:V

Birbirini bir iş için davet etmek.
Yıkılıp harap olmak.
Bir şeyi hatıra getirmek. Bir şeyin başka bir şeyi hatıra getirmesi. Çağrışım.

2. BAKARA / 23-24

Eğer... BİZ'e abd olana inzal ettiğimiz şeyden rayb içinde olursanız… artık onun mislinden sure ile gelin!
Eğer sadıksanız... ALLAH'ın gayrısından şahidlerinizi davet edin!
Ancak eğer fail olmazsanız... ***ki asla fail olamazsınız***... artık, kafirler için idad edilmiş... nasla ve hacerlerle vakd edilmiş nardan ittika edin!

2. BAKARA / 61

Siz demiştiniz ki:
"Ey Musa!
Biz vahid taama sabır edemeyiz. Bizim için Rabbini davet et... arzda nebat ettiği şeylerden bize ihrac etsin; bakl (sebze) ve aksee (kabak) ve füvm (sarımsak, buğday) ve ades (mercimek) ve basal (soğan)."

O dedi ki:
"O hayr olan ile... o edna olanı bedellendirmemi mi istiyorsunuz!?
Mısıra hebt olun!...
Artık muhakkak size, sual ettikleriniz kesinlikle vardır."

Onlara zillet ve meskenet darb edildi. ALLAH'tan gazab ile beva oldular. Bu, onların ALLAH'ın ayetlerine kafir olmaları ve Nebileri hakk gayrısında katl etmeleri iledir. Bu, isyan etmeleri ve düşmanlık etmiş olmaları iledir.

2. BAKARA / 68

Dediler ki:
"Bizim için Rabbini davet et... onun nasıl olduğunu beyan etsin."
Dedi ki:
"Muhakkak ki O diyor ki; fariz ve de bikr olmayan, bu ikisinin arasında avan bir dişi sığırdır.
Artık, emir olunduğunuzu yapın!"

2. BAKARA / 69

Dediler ki:
"Bizim için Rabbini davet et. Onun rengini beyan etsin."
Dedi ki:
"Muhakkak ki O diyor ki; parlak sarı renkte bir dişi sığırdır. Rengi, nazar edenleri sürur eder."

2. BAKARA / 70

Dediler ki:
"Bizim için Rabbini davet et. Onun ne olduğunu beyan etsin. Dişi sığır bize teşbih edilsin.
Muhakkak biz, inşALLAH, elbette muhtedileriz."

2. BAKARA / 171

-- Dava(ları) ve nida(ları) müstesna --
Kafirlerin meseli... işitmeyeceği şeyle nak edenin meseli gibidir…
Sağırdırlar!...
Dilsizdirler!...
Kördürler!…
ve artık onlar, akıl etmezler.

2. BAKARA / 186

BANA ibadet edenler, sana BEN'den sual ettiklerinde;
Muhakkak ki BEN, dainin davetine icab olmaya karibim!

O ikisi, BEN'im DAVAM üzere olsun!...

Ardından,
BANA isticab etsin…
ve BANA iman etsin!... umulur ki irşad olurlar.

2. BAKARA / 221

Şayet size acayib gelse bile... müşrik kadını, iman edinceye kadar nikahlamayın! Kesinlikle mü'min kadın emet, müşrik kadından hayrdır.

Şayet size acayib gelse bile... iman edinceye kadar, müşrik erkekler ile nikahlamayın. Kesinlikle mü'min erkek abd (köle), müşrik erkekten hayrdır.

İşte bunlar, nara davet ederler.

ALLAH, KENDİ izni ile cennete ve mağfirete davet eder ve ayetlerini nas için beyan eder... umulur ki tezekkür ederler.

2. BAKARA / 260

İbrahim;
"Rabbim!
Mevtayı nasıl hayy ediyorsun, bana göster"
dediğinde... ona dedi ki:
"İman etmiyor musun?"

Dedi ki:
"Bilakis!
Fakat, kalbimin itminan olması için..."

Dedi ki:
"Kuşlardan dört tane ahz et... ve ardından onları kendine suretle. Sonra onlardan cüzleri bütün dağlara dağıt. Sonra onları davet et. Say ederek sana gelecekler.

Alim ol ki; muhakkak ki ALLAH, azizdir, hakimdir."

2. BAKARA / 282

Ey iman edenler!
Birbirinize müsemma ecele kadar, belirlenmiş bir borç ile borçlandığınız zaman onu ketb edin.
Aranızda bir katib onu adaletle ketb etsin.
Katib, ALLAH'ın kendisine alim ettiği gibi yazmaktan kaçınmasın... aynı şekilde ketb etsin.
Üzerinde hakk bulunan kimse (borçlu)... Rabbi olan ALLAH'a ittika etsin ve ondan bir şey bahs etmeden imlal ettirsin.
Eğer üzerinde hakk bulunan kimse (borçlu), sefih veya zayıf ise veya kendisi onu imlal ettirmeye istitaat edemez ise, artık veliysi onu adaletle imlal ettirsin.

Erkeklerinizden iki şahidin şahid olmasını sağlayın.
Eğer iki erkek kimse olmuyorsa, o zaman, bir erkek kimse ve şahadetlerinden razı olacağınız iki kadını... ikisinden biri dalalete düşerse, o zaman, ikisinden birisi diğerine zikir ettirsin diye.
Şahidler davet edildikleri zaman kaçınmasınlar.
Sagir veya kebir, vadesine kadar onu yazmaktan sem etmeyin.

Bu, ALLAH'ın indinde en kıst olandır ve şahadet için akvamdır ve rayb etmemeniz için ednadır.
Ancak aranızda devr etmeye hazır olan ticaret ise, o zaman, bunu ketb etmemeniz size cünah değildir.
Bey' ettiğinizde de şahid edinin.

Katib ve şahidler darr edilmesin.
Eğer böyle yaparsanız, artık muhakkak o, sizin için füsuk olur.
ALLAH'a ittika edin. ALLAH sizi alim ediyor.
ALLAH herşeye alimdir.

3. AL-İ İMRAN / 23-24

Kendilerine kitabtan nasib verilmiş olanları görmüyor musun!?

Kendi aralarında hüküm vermesi için ALLAH'ın kitabına davet edilirler. Sonra onlardan, muriz olan bir ferik tevella eder.

Bunun sebebi,
"Nar, madud yevmler dışında bize mess etmez."
demeleridir.

İftira atmış oldukları şeyler, onları, dinleri hakkında garr eder.

3. ALİ İMRAN / 38

Orada, Zekeriyya Rabbini davet etti. Dedi ki:
"Rabbim!
Bana SEN'in VARLIĞINDAN tayyib zürriyet vehb eyle. Muhakkak ki SEN, benim davamı işitmektesin."

3. ALİ İMRAN / 61

İlimden sana kıldıklarımızın ardından onun hakkında hacc eden kimse... artık de ki:
"Gelin!... oğullarımızı ve oğullarınızı ve kadınlarımızı ve kadınlarınızı ve nefslerimizi ve nefslerinizi davet edelim. Sonra mübahele edelim ve ardından kaziblere ALLAH'ın lanetini kılalım."

3. ALİ İMRAN / 104

Hayr olana davet eden…
ve maruf ile emir eden…
ve münkeri nehy eden…
kendinizden bir ümmet olsun!
İşte onlar, felaha ulaşanlar onlardır.

3. ALİ İMRAN / 153

Suud etmiştiniz… Rasul, uhranızda sizi davet ederken kimseye levy etmediniz. Ardından, fevt ettiğiniz şeylere ve size isabet edenlere hüzünlenmemeniz için, size gamam ile (üstüne) gamam esabe etti.
ALLAH, amel ettiklerinize habirdir.

4. NİSA / 117

Onlar, O'nun gayrısında, sadece dişileri davet ediyorlar. Muhakkak onlar sadece merid şeytanı davet ediyorlar.

6. ENAM / 40

De ki:
"Gördünüz mü!?
Eğer ALLAH azabını size verse veya saat size gelmiş olsa… eğer siz sadıklarsanız... ALLAH'tan gayrısını mı davet edersiniz!?"

6. ENAM / 41

Bilakis!
Sizin davet edeceğiniz, yalnızca O'dur!
Artık, eğer O dilerse... davet ettiğiniz şeyi keşf eder... ve siz şirk koştuğunuz şeyleri unutursunuz.

6. ENAM / 52

O'nun vechini irade ederek, gadat ve aşiyy ile Rabblerini davet edenleri tard etme.
Sana onların hesabından bir şey yoktur. Senin hesabından da onlara bir şey yoktur.
Onları tard edersen... artık zalimlerden olursun!

6. ENAM / 56

De ki:
"Muhakkak ben... sizin, ALLAH'ın gayrısından davet ettiklerinize ibadet etmekten nehy olundum."

De ki:
"Ben sizin hevanıza tabi olamam!... o zaman kat'iyyetle dalalete düşmüş olurum!... ve ben, mühtedilerden olamam!"

6. ENAM / 63

De ki:
"Eğer bizi bundan necat ettirirse, elbette şükür edenlerden olacağız... diye... O'nu, tazarru ederek ve hafi olarak davet ediyorsunuz...
Sizi, berrin ve bahrın zulmetlerinden necat ettiren kimdir?"

6. EN'AM / 71-72

De ki:
"ALLAH'ın gayrısında bize menfaat sağlamayan ve bize darr etmeyen şeyleri mi davet edelim!
Ashabı, "Gel bize!" diyerek hudaya davet ettiği halde... şeytanların arzda istihva ettiği hayran gibi... ALLAH'ın bize hidayet vermesinden sonra akabımız üzre mi redd edelim!"

De ki:
"Muhakkak ki ALLAH'ın hudası... huda budur!

Biz,
salat ikame ederek...
ve ittika ederek...
Rabb-il alemine silm olmaya emir olunduk."

Kendisine haşr olacağınız O'dur!

6. ENAM / 108

Onların, ALLAH'ın gayrısından davet ettiklerine sebb etmeyin... sonra onlar da ilmin gayrısında, düşmanca ALLAH'a sebb ederler.

Böyledir!...
Bütün ümmete, kendi amellerini ziynetledik.
Sonra, mercileri Rabblerine olacaktır... ve ardından O, amel etmiş oldukları şeyler ile onlara haber verecektir.

7. ARAF / 4-5

Karyelerden nicesini helak ettik BİZ.
Beisimiz onlara...
beyat ederlerken…
veya kayl ederlerken gelmişti.

Ardından… beisimiz onlara geldiğinde... onların,
"Muhakkak biz zalimler olduk!" demekten başka bir davaları kalmamıştı!

7. ARAF / 29

De ki:
"Rabbim kıst ile emir etti.
Bütün mescidlerin indinde, vechlerinizi ikame edin!
Dinde O'na muhlis olarak O'nu davet edin!
Sizi ibda ettiği gibi, ida edeceksiniz."

7. ARAF / 37

ALLAH'a kizb ederek iftira eden kimseden veya O'nun ayetlerini kizb edenden daha zalim olan kimdir!?
İşte onlar, kitabtan nasblarına nail olurlar.
Hatta; Rasullerimiz geldiğinde, kendilerini vefat ettirirken, onlara "ALLAH'ın gayrısından davet etmiş olduklarınız hani nerede?" dediklerinde...
"Bizden dalalet ettiler ve kendilerinin kafirler olduklarına, nefslerine karşı şahidlik ettiler." derler.

7. ARAF / 55

Tazarru ederek ve hafi olarak Rabbinizi davet edin.
Muhakkak ki O, mutedlere muhabbet duymaz.

7. ARAF / 56

Islah edildikten sonra arzda fesad çıkarmayın. Korku ve tama ile O'nu davet edin.
Muhakkak karib olan ALLAH'ın rahmetidir, muhsinlerden.

7. ARAF / 134

Üzerlerine ricz vuku bulduğunda, dediler ki:
"Ey Musa!
Senin indine ahd ettiği şey ile Rabbini bize davet et. Eğer üzerimizden riczi keşf edersen sana kesinlikle iman edeceğiz... ve israiloğullarını seninle birlikte kesinlikle irsal edeceğiz."

7. ARAF / 180

Esma-ül hüsna ALLAH'ındır… artık O'nu davet edin onlarla!
İsimleri hakkında ilhad olanları vezr edin.
Onlar, amel etmiş oldukları şeye cezalanacaklar!

7. ARAF / 189

O,
sizi vahid nefsten halk edendir...
ve üzerine sükün olması için, ona kendisinden zevce kılandır.
Ardından onu gışa ettiğinde... hafif hamille hamil olur... ve ardından onu merr eder.
Ardından daha sekal olunca... Rabbleri ALLAH'ı davet ederler:
"Eğer bize salih verirsen, elbette/kesinlikle şükür edenlerden oluruz."

7. ARAF / 193

Eğer onları hudaya davet etseniz, size tabi olmazlar. Onları davet etseniz veya samt etseniz, sizin için sevadır.

7. ARAF / 194

Muhakkak, ALLAH'ın gayrısından davet ettikleriniz, sizin emsalinizde ibadet edenlerdir.
Eğer sadıksanız... davet edin onları... ve ardından size isticab etsinler (bakalım)!

7. ARAF / 195

Meşy edecekleri ayakları mı var!?
Yahut batş edecek elleri mi var!?
Basir olacakları aynları veya işitecekleri kulakları var mı!?
De ki:
"Davet edin şirk koştuklarınızı!... sonra da bana keyd edin... ve ardından nazar ettirmeyin bana!"

7. ARAF / 197

O'nun gayrısından davet ettikleriniz, size nasr etmeye ve de kendi nefslerine nasr etmeye istitaat edemezler.

7. ARAF / 198

Eğer onları, hudaya davet etseniz, işitmezler. Sana nazar ettiklerini görürsün... onlar basar etmezler!

8. ENFAL / 24

Ey iman edenler!
Sizi hayy edecek olana sizi davet ettiğinde… ALLAH'a ve Rasulüne isticab edin!
Alim olun ki…
ALLAH, kişi ile kalbi arasına havl etmektedir...
ve O'… siz, O'na haşr olacaksınız!

10. YUNUS / 9-10

Muhakkak salih (iş)lere amil olarak iman edenler…
onların Rabbi, kendilerini imanları ile ihda eder.
Naim cennetlerinde, nehirler onların altlarından cereyan eder.
Orada, onların davası;
"Subhaneke Allahumme!"
ve orada onların tahiyyeleri;
"Selam!"
ve davalarının ahiri;
"Elhamdulillahi Rabb-il alemin! (Hamd etmek, Rabb-il Alemin Allah'ındır!)" dir.

10. YUNUS / 12

İnsana darr mess olduğu zaman;
cenbinde...
veya kaid olarak...
veya kaim olarak...
BİZ'i davet eder.

Ardından kendisinden o darrı keşf ettiğimizde... kendisine dokunmuş o darr üzre BİZ'i davet etmemiş gibi... merr eder.

Böyledir!...
Amel etmiş oldukları şeyler, müsrifler için ziynetlemiştir.

10. YUNUS / 22

Berrde ve bahrda sizi seyir ettiren O'dur.
Hatta siz gemide olduğunuzda... tayyib rih ile cereyan ederken ve bununla ifrah olurken... asıf rih çıksa ve bütün mekanlardan üzelerine mevc gelse... kendilerinin onunla ihata edildiklerini zann ederler... dinde O'na muhlis olarak ALLAH'ı davet ederler.
"Eğer bizi bundan necat edersen, elbette/kesinlikle şükür edenlerden olacağız."

10. YUNUS / 25

ALLAH, "dar-us selam'a" davet eder.
Dilediği kimseyi de sırat-ı mustakime ihda eder.

10. YUNUS / 38

Yoksa, "onu iftira etti" mi diyorlar?
De ki:
"Eğer sadıksanız,
haydi siz de onun misli bir sure ile gelin!...
ve ALLAH'ın gayrısından, istitaat edenleri davet edin!"

10. YUNUS / 66

Değil mi ki... muhakkak, semalardaki kimseler ve arzdaki kimseler ALLAH'ındır!
ALLAH'ın gayrısından davet edenler, şeriklere tabi olamazlar!... onlar, sadece, zanna tabi olmaktalar! Sadece onlar, hars etmekteler!

10. YUNUS / 89

Dedi ki:
"Davetinize kat'iyyetle icab olunmuştur!
Artık istikametlenin ve ilmi olmayanların sebiline tabi olmayın!"

10. YUNUS / 105-106

ve vechini Hanif dine ikame etmen!...
ve müşriklerden olmaman!...
ve ALLAH'ın gayrısında... sana menfaat verdirmeyen... ve de seni darr ettirmeyen şeyleri davet etmemen!...
Eğer fail olursan... artık muhakkak sen, o zaman, zalimlerdensindir!

11. HUD / 13

Yoksa, "İftira etti" mi diyorlar!?
De ki:
"Eğer sadıksanız, haydi ALLAH'ın gayrısından istitaat eden kimseleri davet edin de onun mislinde iftira edilmiş on sure getirin."

11. HUD / 62

Dediler ki:
"Ey Salih!
Bundan önce sen, içimizde kat'iyyetle mercu kimse olmuştun! Ata-babalarımızın abd olduklarına abd olmaktan bizi nehy mi ediyorsun?
Muhakak biz, bizi kendisine davet ettiğin şeyden, elbette/kesinlikle murib şekk içindeyiz."

11. HUD / 101

BİZ onlara zalim olmadık… fakat onlar nefslerine zalim oldular.
Ardından... Rabbinin emri geldiğinde, ALLAH'ın gayrısından bir şeyden davet ettikleri ilahlar,
kendilerini ganiy etmedi.
ve tebb ettiklerinin gayrısında onları ziyade etmedi.

12. YUSUF / 33

Dedi ki:
"Rabbim!
Benim için sicn… davet edildiğim şeyden daha muhabbetlidir. Keydlerini benden tasrif etmen dışında... onlara asb eder ve cahillerden olurum."

12. YUSUF / 108

De ki:
"Bu benim sebilimdir. Ben ve bana tabi olanlar, basiret üzre ALLAH'a davet ederiz (dava ediniriz).
ALLAH subhandır.
Ben, müşriklerden değilim."

13. RAD / 14

Hakk davet O'nadır!
O'nun gayrısından davet edilenler… fevhine iblağ olması için keffini suya bast edenin buna baliğ olamadığı gibi… kendilerine isticab edemez!
Kafirlerin daveti, ancak, dalalet içinde olmayadır!

13. RAD / 36

Kendilerine kitab verdiğimiz kimseler, sana inzal ettiğimiz şey ile ifrah olurlar.
Hizblerden öylesi de vardır ki... onun bazısını (bir kısmını) inkar ederler.
De ki:
"Muhakkak ben... ancak,
ALLAH'a abd olmaya
ve de O'na şirk koşmamaya emir olundum.
O'na davet ediyorum (dava ediniyorum).
Meab O'nadır."

14. İBRAHİM / 9

Sizin öncenizden Nuh kavmi ve Ad ve Semud... ve onların ardından, kendilerine ALLAH'tan başkasının alim olmadığı kimselerin haberi size verilmedi mi?
Rasulleri onlara beyyineler ile geldi... ve ardından onlar, ellerini ağızlarında redd ettiler.
Dediler ki:
"Muhakkak biz, size irsal edilene kafiriz... ve muhakkak biz, bizi kendisine davet ettiğiniz murib şeyden elbette/kesinlikle şekk içindeyiz."

14. İBRAHİM / 10

Rasulleri dedi ki:
"Semaları ve arzı fatr eden ALLAH hakkında mı şekk ediyorsunuz!? O, zenblerinizden size gafur olmak için sizi davet ediyor... ve sizi müsemma ecele tehir ediyor."
Onlar dediler ki:
"Muhakkak siz, sadece... bizi ata-babalarımızın abd olmuş oldukları şeylerden sadd etmeyi irade eden... bizim mislimizde beşersiniz. Artık bize, mübin sultan ile gelin."

14. İBRAHİM / 22

Emir kaza olduğunda, şeytan der ki:
"Muhakkak ki ALLAH, size hakk vaadi vaad etti. Ben de size vaadde bulundum... ve ardından ben size hilaf oldum.
Benim için, sizin üzerinize sultan, sadece, sizi davet ediyor olmamdı... ve ardından bana siz kendiniz isticab ettiniz.

Artık beni levm etmeyin de... nefslerinizi levm edin!
Size musrih ben değilim... siz de bana musrih değilsiniz. Muhakkak ben, beni şirk koştuğunuz şeye önceden kafir olmuştum."
Muhakkak zalimler... elim azab onlaradır!

14. İBRAHİM / 39

"Hamd etmek... bana, kiberimde, İsmail'i ve İshak'ı vehb eden ALLAH'ındır.
Muhakkak ki Rabbim, benim davetimi (davamı) elbette işitendir."

14. İBRAHİM / 40

"Rabbim!
Beni ve zürriyetimi, salata mukim kıl.
Rabbimiz!
Davamı kabl et."

14. İBRAHİM / 44-45

Nası, kendilerine azab verilecek yevme inzar et!
Artık zalimler derler ki:
"Rabbimiz!
Bizi, karib ecele tehir et ki… senin davetine icab olalım... ve Rasullerine tabi olalım."

Siz değilmiydiniz... önceden,
"size zeval olmadığına" kasem edenler!?
Nefslerine zalim olanların meskenlerinde iskan olmuştunuz.
Onlara nasıl fail olduğumuz size beyan olmuştu.
Sizin için meseller de darb etmiştik.

16. NAHL / 20

ALLAH'ın gayrısından davet ettikleri… bir şey halk edemezler… onlar da halk edilmiştir.

16. NAHL / 86

Şirk koşanlar, şirk koştukları şeyleri gördükleri zaman, diyecekler ki:
"Rabbimiz!
İşte bunlar, SEN'in gayrından davet etmiş olduğumuz şeriklerdir."
Ardından onlara, kavl ilka edecekler:
"Muhakkak siz, elbette/kesinlikle kazibsiniz."

16. NAHL / 125

Hikmet ile ve hasene meviza ile Rabbinin sebiline davet et!... ve olarla ahsen şekilde şekilde cedel et!
Muhakkak ki Rabbin,
O, KENDİ sebilinde dalalette olanlara da alimdir.
O, mühtedilere de alimdir.

17. İSRA / 11

İnsan, hayr (uğrundaki) DAVAsını, şerr (için/uğruna) dava edindi… ve İnsan, çok aceleci oldu.

17. İSRA / 52

Yevmde
O, sizi davet eder...
ve ardından, O'nun hamd etmesi ile isticab edersiniz.
ve sadece, pek az lebs olduğunuzu zann edersiniz.

17. İSRA / 56

De ki:
"O'nun gayrısından zeam ettiklerinizi davet edin.
Artık onlar,
sizden darrı keşf etmeye de…
tahvil etmeye de
malik değildir."

17. İSRA / 57

İşte o davet edilenler...
"hangimiz daha karibdir" diye, Rabblerine vesile ibtiga ederler.
O'nun rahmetini rica ederler.
O'nun azabından korkarlar.
Muhakkak senin Rabbinin azabı mahzur olur.

17. İSRA / 67

Bahr içinde, size darr mess ettiği zaman… yalnızca O'nun dışında... davet ettiğiniz kimseler dall olur. Ardından sizi berre necat edince, iraz edersiniz.
İnsan kafir olandır.

17. İSRA / 71

Bütün İnsleri kendi imamları ile davet edeceğimiz yevmde… kitabı yemini ile verilen kimse… artık işte onlar, kendi kitabını kıraat ederler… ve onlara fetil kadar zulüm edilmez.

17. İSRA / 110

De ki:
"ALLAH'ı davet et veya Rahman'ı davet et!… hangisini davet etseniz… artık, esma-ul husna onundur."

Salatına cehr etme!... ve de ona haft etme!... arasında ki bu sebili ibtiga et!

18. KEHF / 14-15

Onların kalblerine rabt etmiştik.
Kıyam ettiklerinde dediler ki:
"Bizim Rabbimiz, semaların ve arzın Rabbidir... O'nun gayrısından ilah davet etmeyiz... yoksa elbette kat'iyyetle şetat konuşmuş oluruz!
Şu kavmimiz... kendilerine beyan edilmiş sultan gelmemişken... O'nun gayrısından ilahlar ittihaz etmişlerdi."
Artık kim, ALLAH'a kizb iftira eden kimseden daha zalim olabilir?

18. KEHF / 28

Vechini irade ederek Rabblerini davet edenlerle birlikte, gadat ve aşiyy ile nefsine sabır et.
Dünya hayatının ziynetini irade ederek... aynın onlara düşmanlık etmesin!
BİZ'i zikir etmekten kalbini gafil kıldığımız...
ve hevalarına tabi olan...
ve emri ifrat olan...
kimseye itaat etme!

18. KEHF / 52

Yevmde der ki:
"Zeam ettiğiniz şeriklerinize nida edin!"

Ardından davet ederler... ancak onlar kendilerine isticab etmez.
BİZ, onların aralarına mevbik kıldık.

18. KEHF / 57

Rabbinin ayetleri ile zikir ettirilen...
ve ardından onlara iraz eden...
ve eli ile takdim ettiği şeyi unutan...
kimseden, daha zalim olan kimdir!?
Muhakkak ki BİZ, onu fıkh etmelerine... kalbleri üzre kinanlar... ve kulaklarında vakr kıldık.
Sen onları hudaya davet etsen de... artık ebediyyen ihtida olmazlar.

19. MERYEM / 3-4

O, hafi nida ile Rabbine nida ettiğinde... demişti ki…
"Rabbim!
Muhakkak ben… benim azmim vehn oldu. Reisim şeyb ile iştial etti.
SEN'i dava edinmek ile hiç şaki olmadım Rabbim!"

19. MERYEM / 48

"Sizi ve ALLAH'ın gayrısında davet ettiklerinizi azil ediyorum! Ben, Rabbimi dava ediniyorum.
Gerekir ki (belki)… Rabbimin davasına şaki olmam."

19. MERYEM / 90-91

Rahmana evlad davaları var diye...
semalar fatr olacaktır...
ve arz şakk olacaktır…
ve dağlar hedd olarak harra edecektir!

20. TAHA / 108

Yevme-izinde, kendisinde ivec olmayan daiye (dava adamına) tabi olurlar. Savtlar Rahmana huşu eder… artık hems dışında (bir şey) işitmezsin.

21. ENBİYA / 15

Artık BİZ onları, hasid, hamid kılıncaya kadar… bu davaları zeyl olmadı.

21. ENBİYA / 45

De ki:
"Muhakkak ben sizi… ancak, vahy ile nezr ediyorum."
Davaya sağır olanlar, nezr edildiklerinde işitmezler.

21. ENBİYA / 90

Ardından ona isticab ettik…
Yahya'yı ona vehb ettik… ve zevcesini onun için ıslah ettik.
Muhakkak onlar hayrlarda yarışır oldular. Rağbet ve rehb ile BİZ'i davet ederlerdi.
Onlar BİZ'e huşu duyanlar oldular.

22. HACC / 12

O, ALLAH'ın gayrısından… kendisine darr etmeyen ve kendisine menfaati olmayan şeyler davet eder.
Bu, baid dalalettir.

22. HACC / 13

O, elbette, kendisine darrı, menfaatinden daha karib olanları davet eder.
Ne kötü mevla, ne beis aşirdir.

22. HACC / 62

Bunlar,
muhakkak ki ALLAH'ın… O'nun hakk olması iledir…
O'nun gayrısından davet ettikleri şeylerin… onların batıl olması iledir…
muhakkak ki ALLAH'ın… O'nun aliyy, kebir olması iledir.

22. HACC / 67

BİZ, bütün ummet için nesik ettikleri mensek kıldık… artık emir hakkında sana nez etmesinler.
Sen Rabbine davet et! Muhakkak sen, elbette mustakim huda üzresin.

22. HACC / 73

Ey nas!
Size bir mesel darb edildi... artık onu işitin!

Sizin, ALLAH'ın gayrısından davet ettikleriniz... velev ki hepsi ictima etse bile... bir sinek dahi halk edemezler!
Eğer sinek onlardan bir şey selb etse, bunu ondan enkaz edemezler.
Taleb eden de zaaf içinde, taleb edilen de!

23. MUMİNUN / 73

Muhakkak sen, onları, elbette/kesinlikle sırat-ı mustakime davet ediyorsun.

23. MUMİNUN / 117

ALLAH ile birlikte, kendisine burhan olmayan ahir ilah davet eden kimse… artık muhakkak onun hesabı, ancak Rabbinin indindedir.
Muhakkak o, felaha ulaşamaz!...
Kafirler!...

24. NUR / 48

Aralarında hüküm vermesi için... ALLAH'a ve Rasulüne davet edildikleri zaman, kendilerinden bir ferik muriz olmuştur.

24. NUR / 51

Aralarında hüküm vermesi için ALLAH'a ve Rasulüne davet edildikleri zaman, mü'minlerin söyleyeceği söz, ancak, "işittik ve itaat ettik" demeleridir.
İşte onlar felaha ulaşanlardır.

24. NUR / 63

Rasulün davetini, bazınızın bazınıza daveti gibi tutmayın!
ALLAH, içinizden livaz ederek tesellül edenlere kat'iyyetle alimdir! Artık onun emrine muhalif olanlar, başlarına bir fitne isabet etmesinden... veya elim azaba uğramaktan hazer etsinler.

25. FURKAN / 13

Dıyk bir mekanda mukarren olarak mülaki olduklarında...
"Nerdesin Sübur!" diye davet ederler.

25. FURKAN / 14

"Yevmde vahid süburu davet etmeyin, çok süburu davet edin!"

25. FURKAN / 68

Onlar, ALLAH ile beraber, başka bir ilah davet etmezler.
ALLAH'ın haram kıldığı nefsi, bi-hakkın olmadan katl etmezler.
Onlar zina etmezler.
Bunlara fail olan kimse… o, esama mülaki olur.

25. FURKAN / 77

De ki:
"Şayet sizin davanız yok ise... Rabbim size ne diye kıymet versin!
Siz kat'iyyetle kizb ettiniz!... ve artık lüzum eden olacak!"

26. ŞUARA / 72-73

Dedi ki:
"Davet ettiğinizde sizi işitiyorlar mı?... ya da size menfaatleri var mı?... veya size darr ettiler mi?"

26. ŞUARA / 213

Sakın ALLAH ile beraber başka bir ilah davet etme!... Yoksa azab edilenlerden olursun!

27. NEML / 62

Yoksa,
KENDİSİNE davet ettiği zaman muztar olana icab eden... ve sui olanı keşf eden... ve sizi arzın halifeleri kılan mı!?

ALLAH'la birlikte ilah mı var!?
Ne kadar az tezekkür ediyorsunuz!

27. NEML / 80

Muhakkak sen,
mevt olmuşlara işittiremezsin.
Dübürlerine tevella ettikleri zaman, davaya sağır olanlara da işittiremezsin!

28. KASAS / 25

Ardından, iki kızdan biri, istihya üzre meşy ederek, ona geldi. Dedi ki:
"Muhakkak babam, bizim için iska etmenin ecrini ceza etmek için seni davet ediyor."
Ardından ona geldiğinde... kıssaları ona (Şu'ayb) kıssa etti.
Dedi ki:
"Korkma. Zalim kavimden necat oldun."

28. KASAS / 41

BİZ, onları nara davet eden imamlar kıldık. Kıyamet yevminde onlara nasr olunmaz.

28. KASAS / 64

Onlara denilir ki:
"Şirk koştuklarınızı davet edin!"
Davet ederler… ancak onlara isticab eden olmaz.
Görürler azabı!
Keşke onlar ihtida olanlar olsadı!

28. KASAS / 87

Sana inzal olduğu zamandan sonra, ALLAH'ın ayetlerinden seni sadd etmesinler.
Rabbine davet et!... ve Müşriklerden olma!

28. KASAS / 88

ALLAH'la beraber başka ilah davet etme!
O'ndan başka ilah yoktur.
O'nun vechinden başka herşey helak olacaktır.
Hüküm O'nundur.
O'na rücu edeceksiniz!

29. ANKEBUT / 42

Muhakkak ki ALLAH, onların, O'nun gayrısından, nasıl şeyler davet ettiklerine alimdir.
O, azizdir, hakimdir.

29. ANKEBUT / 65-66

Gemiye irkab olduklarında… dinde O'na muhlis olarak ALLAH'ı davet ederler.
Ardından onları berre necat ettiğinde… kendilerine verdiğimiz şeylere kafir olmak için... ve kendilerini metalandırmak için… hemen, şirk koşarlar!
Artık yakında alim olacaklar!

30. RUM / 25

Semanın ve arzın, O'nun emri ile kaim olması...
O'nun ayetlerindedir.
Sonra sizi, arzdan davetle davet ettiğinde… ihrac oluverirsiniz.

30. RUM / 33-34

Nasa darr mess ettiğinde, Rabblerini davet ederek, O'na münib olurlar.
Sonra, O'ndan rahmet taddıklarında, onlardan bir ferik… kendilerine verdiğimiz... ve ardından metalandıkları şeylere kafir olmaları için... Rabblerine şirk koşar.
Artık yakında… alim olacaksınız!

30. RUM / 52

Artık, muhakkak sen, mevt olmuşlara işittiremezsin. Dübürlerine tevella ettiklerinde, davete (davaya) sağır olanlara da işittiremezsin!

31. LOKMAN / 21

Onlara,
"ALLAH'ın inzal ettiğine tabi olun!" denildiğinde,
"Bilakis!
Biz, ata-babalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye vecd olduğumuz şeye tabiyiz." derler.
Şeytan, kendilerini seir azaba davet ediyor olsa da mı?

31. LOKMAN / 30

ALLAH, böyledir!
O, hakktır.
Muhakkak O'nun gayrısından davet ettikleri şey batıldır.
Muhakkak ki ALLAHO, aliyydir, kebirdir.

31. LOKMAN / 32

Onları mevc, zıll gibi gışa ettiğinde… dinde O'na muhlis olarak ALLAH'ı davet ederler. Ardından berre necat ettiklerinde, onlardan muktesid olanlar olur.
Ayetlerimize, hiç bir hattar kafirden başkası cahd etmez.

32. SECDE / 16

Onların cünübları mazcalarından cefa olur.
Korku ve tama ile Rabblerini davet ederler.
Onları rızıklandırdığımız şeylerden infak ederler.

33. AHZAB / 5

Onları babaları için (adıyla) davet edin. Bu, ALLAH indinde en kıst olandır.
Eğer babalarına alim değilseniz, onlar sizin dinde kardeşlerinizdir ve mevalinizdir.
Hata olarak yaptığınız şeyde size cünah yoktur. Fakat kalblerinizde taammüden yaptıklarınız öyle değildir.
ALLAH, gafur, rahim olandır.

33. AHZAB / 45-46-47

Ey Nebi!
Muhakkak ki BİZ seni…
şahid olarak...
ve mübeşşir olarak...
ve nezir olarak...
O'nun izniyle ALLAH'a bir davetçi (dava adamı) olarak...
ve sirac ve münir olarak...
irsal ettik.

ALLAH'tan kebir fazl olduğunu, mü'minlere ibşar et!

33. AHZAB / 53

Ey iman edenler!
Nebinin evine... size izin verilmesi dışında... nazır olanlar gayrısında... taam etmek için ansızın dahil olmayın!
Fakat davet edildiğinizde dahil olun... ve ardından taam ettiğinizde neşr olun.
Hadis için ünsiyet peydahlamayın.
Muhakkak bu nebiye eza oluyor... ancak o sizden istihya ediyor. ALLAH, hakk olandan istihya etmez!
Kadınlardan bir meta sail olduğunuzda... ardından hicabın verasından sail olun. Bu sizin kalbleriniz ve onların kalbleri için daha tahirdir.
Sizin ALLAH Rasulüne eza etmeniz ve kendisinden sonra onun zevcelerini nikahlamanız ebediyen olamaz! Muhakkak bu, ALLAH indinde azim olandır!

34. SEBE / 22

De ki:
"ALLAH'ın gayrısından zeam ettiklerinizi davet edin.
Onlar, semalarda ve arzda zerre miskal malik olamazlar.
Onlar, bu ikisine şerik de değiller.
O'na onlardan zahir olmaz!"

35. FATIR / 6

Muhakkak şeytan, size aduvvdur!... artık siz de onu aduvv olarak ittihaz edin!

Muhakkak o, hizblerini, ancak, seir ashabından olmaya davet eder.

35. FATIR / 13

Geceyi gündüzde ilac eder ve gündüzü gecede ilac eder. Güneşi ve kameri teshir etmiştir. Hepsi müsemma ecele cereyan eder.
Böyledir!...
ALLAH, Rabbinizdir! Mülk, O'nundur!
O'nun gayrısından davet ettikleriniz, bir kıtmire bile malik olamazlar!

35. FATIR / 14

Onları davet etseniz, sizin davanızı işitemezler... velev ki işittiler, size isticab edemezler.
Kıyamet yevminde, şirk koşmanıza kafir olurlar.
Habir mislince, sana nebi olamazlar.

35. FATIR / 18

Vezr eden başkasının vizrini vezr etmez.
Yükü sekal olan, hamil olması için (başkasını) davet etse, ondan bir şey hamil edilmez... velev ki kurb sahibi olsa bile!
Muhakkak sen, ancak...
Rabblerine gayb ile haşy edenleri
ve salat ikame edenleri nezr edebilirsin.
Tezekki olan kimse... artık muhakkak, ancak, kendi nefsi için tezkiye olmuştur.
Masir ALLAH'adır.

35. FATIR / 40

De ki:
"Şirk koştuklarınızı gördünüz mü; ALLAH'ın gayrısından davet ettiğiniz!?
Arzdan neyi halk ettiler, bana gösterin!?"

Yoksa onların semalarda mı şerikleri var?
Yoksa kendilerine kitab verdik de, onlar da ondan beyyineler üzre mi oldular!?
Bilakis!
Zalimler, sadece, bazısını bazısına garr etmeyi vaad ederler.

36. YASİN / 55-56-57

Muhakkak cennet ashabı, fakih şugul içinde olunan yevmde… onlar ve zevceleri, zıllar içinde, erikeler üzre itka edenlerdir.
Fakihler, orada onlar içindir… ve davet ettikleri şeyler de onlar içindir.

37. SAFFAT / 124-125-126

Kavmine demişti ki:
"Siz ittika etmeyecek misiniz?
Halıkların ahsenini vezr ederek… Ba'l (putun adı) 'ı mı davet ediyorsunuz?
ALLAH, sizin Rabbinizdir... evvelde ki ata-babalarınızın da Rabbidir."

38. SAD / 51-52

Oradaki müttekiler... orada, pek çok fakihler ve şarablar davet ederler… ve onların indinde, tarfını kasr eden tirbler vardır.

39. ZUMER / 8

İnsana darr mess olduğunda... O'na münib olarak, Rabbini davet eder.
Sonra ona KENDİSİNDEN nimet havl ettirdiğinde... önceden O'nu davet etmiş olduğunu unutur... ve O'nun sebilinden dall olmak için ALLAH'a endad kılar.

De ki:
"Küfrünle az biraz metalan!
Muhakkak sen nar ashabındansın!"

39. ZUMER / 38

Elbette eğer...
"Semaları ve arzı kim halk etti?" diye onlara sual etsen... kesinlikle,
"ALLAH!" derler.

De ki:
"Artık görüyor musunuz... ALLAH'ın gayrısında davet ettiğiniz şeyleri...
Eğer ALLAH,
benim için darr irade etse... onlar mı O'nun verdiği darrı keşif edecekler!?
yada rahmetini irade etse... onlar mı onun rahmetini engelleyecek!?"

De ki:
"ALLAH bana hasbtır.
Tevekkül edenler O'na tevekkül ederler."

39. ZUMER / 49

Artık,
İnsana darr mess olduğunda… o, BİZ'i davet eder...
Sonra BİZ'den nimet havl ettiğimizde… muhakkak kendisine, ancak, ilim üzre verildiğini söyler.
Bilakis!
Bu bir fitnedir... fakat onların pek çoğu alim değildir.

40. MU'MİN / 10-11

Muhakkak kafirlere nida edilir:
"Kesinlikle ALLAH'ın maktı, sizin kendi nefsinize maktınızdan ekberdir. Siz, imana davet edilmiştiniz… ve ardından, kafir olmuştunuz."

Derler ki:
"Rabbimiz!
Bizi iki kere mevt ettin ve iki kere hayy ettin. Ardından zenblerimizi itiraf ettik… artık huruc üzre sebil var mı!?"

40. MUMİN / 12

"Bu,
ALLAH'a... O'nun vahdetine davet edildiğinizde, kafir olmanız…
ve O'na şirk koşulursa… iman etmeniz iledir.
Hüküm; aliyy kebir olan ALLAH'ındır."

40. MU'MİN / 13-14

O,
ayetlerini size gösterendir...
ve sizin için semadan rızk inzal edendir.
Ancak, nevb edenler tezekkür edebilir.
Artık, şayet kafirlere kerih olsa da... dinde O'na muhlis olarak ALLAH'ı davet edin!

40. MUMİN / 20

ALLAH, bi-hakkın kaza eder!
O'nun gayrısından davet ettikleri şeyler, bir şey kaza edemez!
Muhakkak ki ALLAH... O, semidir, basirdir.

40. MU'MİN / 26-27

Firavun dedi ki:
"Vezr edin beni... Musa'yı katl edeyim. O da Rabbini davet etsin. Muhakkak ben, sizin dininizi bedellendireceğinden veya arzda fesad izhar edeceğinden korkuyorum."

Musa dedi ki:
"Muhakkak ben, hesab yevmine iman etmeyen bütün mütekebbirlerden... benim Rabbime ve sizin Rabbinize uvz ettim."

40. MUMİN / 41

"Ey kavmim!
Benim sizi davet ettiğim necattır… ancak siz beni nara davet ediyorsunuz."

40. MUMİN / 42

"Siz beni, ALLAH'a kafir olmam için... ve hakkında ilmim olmayan şeyi, O'na şirk koşmam için davet ediyorsunuz.
Ancak ben sizi... aziz, gaffar olana davet ediyorum."

40. MUMİN / 43

"Beni davet ettiğiniz şey… ne dünya hakkında… ne de ahiret hakkında bir davet olmadığı... besbellidir!
Bizim redd edilişimiz ALLAH'adır.
Müsrifler… onlar nar ashabıdır."

40. MU'MİN / 49-50

Narda olanlar, cehennemin hazinlerine derler ki:
"Rabbinizi davet edin de... yevmde bizden azabı hafifletsin."
Derler ki:
"Size Rasulleriniz beyyinelerle gelmediler mi?"
"Bilakis" derler.
Derler ki:
"Kendiniz davet edin!"
Kafirlerin daveti, ancak, dalaletedir.

40. MU'MİN / 49-50

Narda olanlar, cehennemin hazinlerine derler ki:
"Rabbinizi davet edin de... yevmde bizden azabı hafifletsin."
Derler ki:
"Size Rasulleriniz beyyinelerle gelmediler mi?"
"Bilakis" derler.
Derler ki:
"Kendiniz davet edin!"
Kafirlerin daveti, ancak, dalaletedir.

40. MUMİN / 60

Sizin Rabbiniz dedi ki:
"BEN'i davet edin (dava edinin)!... size isticab edeyim!
Muhakkak... BANA ibadet etmeye istikbar edenler... dahr olarak cehenneme dahil olacaklar."

40. MUMİN / 65

O, hayydır.
O'ndan başka ilah yoktur.
Artık dinde O'na muhlis olarak O'nu davet edin!
Hamd etmek Rabb-il alemin ALLAH'ındır.

40. MUMİN / 66

De ki:
"Muhakkak ben, bana Rabbimden beyyineler geldiğinde, ALLAH'ın gayrısında davet ettiklerinize abd olmaktan nehy edildim.
Rabb-il alemine silm olmaya emir olundum."

40. MU'MİN / 73-74

Sonra onlara denilecek ki:
"ALLAH'ın gayrısından şirk koşmuş olduğunuz şeyler nerede?"
Diyecekler ki:
"Bizden dalalet ettiler.
Bilakis!
Biz önceden bir şey davet edenler olmamışız!"

Böyledir!...
ALLAH, kafirleri dalalette bırakır.

41. FUSSİLET / 5

"Bizi davet ettiğin şeye karşı
kalblerimiz kinan içindedir
ve kulaklarımızda vakr
ve bizim ve senin aramızda hicab vardır.
Artık sen amel et... muhakkak biz de amil oluruz." dediler.

Kureyşli bir grub Rasululallah'a doğru bakmışlardı. Rasulullah onlara "Sizi İslâm'a gelip de Araplara efendilik etmekten alıkoyan nedir?" buyurdu. Ebu Cehil, kendisiyle Rasulullah'ın arasına bir perde çekip, "Ya Muhammed, Kalplerimiz senin bizi çağırdığın şeyden örtüler içinde, kulaklarımızda da bir ağırlık var ve seninle bizim aramızdan bir perde çekilmiştir" dedi.
Fakat ertesi gün onlardan yetmiş kişi Rasulullah'a gelip,
"Ya Muhammed, bize İslâm'ı anlat" dediler. Arz edip anlatınca İslâm'a girdiler. Rasulullah gülümseyip,
"Elhamdülillah, dün benim davetime karşı kalplerinizde gılîf, kabuk olduğunu, kulaklarınızda ağırlık bulunduğunu söylüyordunuz, bugün Müslüman oldunuz" buyurdu.
"Ya Rasulallah, biz dün yalan söylemişiz, öyle olsa idi asla hidayet bulamazdık" dediler.
41. FUSSİLET / 30-31-32

Muhakkak,
"Rabbimiz ALLAH'tır!"
diyen ve sonra da istikametlenenler... onlara melekler tenezzül eder:
"Korkmayın! Hüzünlenmeyin!
Vaad olunmuş olduğunuz cennet ile ibşar olun. Biz, dünya hayatında ve ahirette size veliyleriz.
Gafur, rahimden nüzul olarak... nefslerinizi iştahlandıran şeyler de orada sizindir... davet ettikleriniz de orada sizindir."

41. FUSSİLET / 33

ALLAH'a davet edenden...
ve salih (iş)lere amil olandan...
ve "Muhakkak ben Müslümanlardanım" diyenden...
kimin kavli ahsendir!?

41. FUSSİLET / 48

Önceden davet etmiş oldukları şeyler onlardan dall olur. Kendileri için mahisden olmadığını zann ederler.

41. FUSSİLET / 49

İnsan, hayra davetten sem olmaz.
Eğer kendisine şerr mess ederse... o zaman yeise kapılır, kanıt olur.

41. FUSSİLET / 51

İnsanı nimetlendirdiğimizde iraz eder... ve canibine ney olur.
Ona şerr mess olduğunda... o zaman, arız bir davet sahibi olur.

42. ŞURA / 13

Nuh'a vasiyet ettiği şeyi...
"Dini ikame edin ve onun hakkında teferruk olmayın!"
diye... dinde şer'iat kıldı.
Sana vahy ettiğimiz... İbrahim'e ve Musa'ya ve İsa'ya vasiyet ettiğimiz şeydir.
Kendilerini davet ettiğin şey, müşrikler üzre kebirdir.
ALLAH, dilediği kimseyi ona ictiba eder... ve inabe eden kimseyi ona ihda eder.

42. ŞURA / 15

Bunun için... artık,
onları, senin emir olunduğun gibi istikametlenmeye davet et!
ve onların hevalarına tabi olma!
De ki:
"ALLAH'ın kitabtan inzal ettiğine iman ettim.
Sizin aranızda adil olmaya emir olundum.
ALLAH, Rabbimizdir ve Rabbinizdir!
Bizim amellerimiz bizimdir... ve sizin amelleriniz de sizindir.
Bizim ve sizin aranızda hüccet yoktur.
ALLAH, bizim aramızda cem olmaktadır.
Masir O'nadır."

43. ZUHRUF / 49

Dediler ki:
"Ey sihirbaz!
İndindeki ahid ile Rabbini bizim için davet et… muhakkak biz, elbette/kesinlikle mühtediyiz."

43. ZUHRUF / 86

Alim olarak hakka şahid olan kimseler dışında… O'ndan gayrısına davet edenler... şefaate malik değildir.

44. DUHAN / 22

Ardından...
"Bunlar mücrimlerin kavmidir" diyerek Rabbini davet etti.

44. DUHAN / 55

Orada emniyet içinde bütün fakihlerden davet ederler.

45. CASİYE / 28

Bütün ümmeti casiye halinde görürsün!...
Bütün ümmet kendi kitabını dava edinmiştir.

"Yevmde, amel etmiş olduklarınız cezalandırılır!"

46. AHKAF / 4

De ki:
"ALLAH'ın gayrısından davet ettiğiniz şeyleri gördünüz mü?
Arzdan neyi halk etti onlar… bana gösterin!?
Yoksa onların semalarda şeriki mi var?
Eğer sadıksanız… bunun öncesinden bir kitab veya ilimden bir eser verin!"

46. AHKAF / 5-6

ALLAH'ın gayrısından… kıyamet yevmine kadar kendisine isticab edemeyecek olanı davet eden kimseden… daha dall olan kimdir!?
Onlar kendi davalarından gafildir!
Nas haşr olduğunda… onlar kendilerine düşman olur... ve ibadetlerine kafir olur.

46. AHKAF / 31

"Ey kavmimiz!
ALLAH'a davet edene (DAVA ADAMINA) icab olun!...
O'nun... zenblerinizden sizin için gafur olacağına... ve elim azabtan size cair olacağına iman edin!"

46. AHKAF / 32

ALLAH'a davet edene (DAVA ADAMINA) icab olmayan kimse... artık arzda, aciz bırakan olmaz… ve kendisine O'nun gayrısından veliyler yoktur.
İşte onlar mübin dalalet içindedir.

47. MUHAMMED / 35

Artık, sakın vehn olmayın!... ve ulvi olan siz olduğunuz halde selme davet etmeyin!
ALLAH, sizinle beraberdir… ve sizin amellerinizi vitr etmez.

47. MUHAMMED / 38

İşte siz böylesiniz!...
ALLAH sebilinde infak etmeye davet ediliyorsunuz! ve ardından, sizden bahl eden kimseler var!

Bahl eden kimse... artık muhakkak... ancak, nefsinden bahl eder!
ALLAH ganiydir... siz, fakirsiniz!

Eğer tevella ederseniz... sizin gayrınızda bir kavmi istebdil eder... sonra onlar, sizin emsalinizde olmazlar.

48. FETİH / 16

Arablardan muhalif olanlara de ki:
"Beis şedid sahibi bir kavme karşı davet edileceksiniz... onlarla kıtal edersiniz veya silm olurlar.
Artık eğer itaat ederseniz... ALLAH size hasene ecir verir.
Eğer daha önceden tevella ettiğiniz gibi tevella ederseniz... size elim azab ile azab eder."

52. TUR / 25-26-27-28

Bazıları bazılarına (birbirlerine) ikbal eder... sual ederler. Derler ki:
"Muhakkak biz, önceleri, ehlimizin içinde müşfik olanlar olmuştuk. Ardından… ALLAH bize menn etti... ve bizi semum azabtan vaky etti. Muhakkak biz önceden O'nu(n davasını) dava edinmiştik!
Muhakkak ki O, berrdir, rahimdir."

54. KAMER / 6-7-8

Artık, onlardan tevella et.
Davetçinin nükre bir şeye davet edeceği yevmde… davetçiye hetaa edenler… basarları huşu içinde… cedeslerinden neşr olan çekirgeler gibi ihrac olurlar.
Kafirler der ki:
"Bu asir bir yevmdir."

54. KAMER / 6-7-8

Artık, onlardan tevella et.
Davetçinin nükre bir şeye davet edeceği yevmde… davetçiye hetaa edenler… basarları huşu içinde… cedeslerinden neşr olan çekirgeler gibi ihrac olurlar.
Kafirler der ki:
"Bu asir bir yevmdir."

54. KAMER / 10

Ardından o,
"Ben mağlub oldum... artık intisar et!"
diyerek Rabbini davet etti.

57. HADİD / 8

Rasul, Rabbinize iman etmeniz için sizi davet ettiği halde… Ne oluyor size… ki, ALLAH'a iman etmiyorsunuz!?
Eğer mü'min iseniz… Sizin misakınız, kat'iyyetle ahz edilmişti!

61. SAFF / 7

İslam'a davet edildiği halde… ALLAH'a kizb ederek iftira eden kimseden daha zalim olan kimdir!?
ALLAH, zalimlerin kavmini ihda etmez.

67. MULK / 27

Artık onun zülfa olduğunu gördüklerinde, kafirlerin vechleri sui olur… ve onlara denilir ki:
"Onunla davet etmiş olduğunuz şey budur!"

68. KALEM / 42-43

Yevmde…
Sekilerin keşf olur!...
ve secdelere davet edilecekleri halde… basarları huşu içinde… kendilerini zillet irhak etmiş halde... istitaat edemezler!
Oysa…
Onlar salimlerken… kat'iyyetle secdelere davet edilmişlerdi!

68. KALEM / 42-43

Yevmde…
Sekilerin keşf olur!...
ve secdelere davet edilecekleri halde… basarları huşu içinde… kendilerini zillet irhak etmiş halde... istitaat edemezler!
Oysa…
Onlar salimlerken… kat'iyyetle secdelere davet edilmişlerdi!

70. MEARİC / 15-16-17-18

Asla!
Muhakkak o,
şivayı nez ettiren…
idbar edeni ve tevella edeni davet eden...
ve cem eden…
ve ardından viai eden...
lazadır!

71. NUH / 5

Dedi ki:
"Rabbim!
Muhakkak ben kavmimi gece gündüz davet ettim."

71. NUH / 6

"Ancak, benim (davam) davetim… sadece... onların firarını ziyade etti."

71. NUH / 7

"Muhakkak ben, onları SEN'in onlara gafur olman için her davet edişimde...
parmaklarını kulaklarının içine tıkadılar...
ve sevblerine istigşa ettiler
ve ısrar etiler
ve istikbar ederek istikbar ettiler."

71. NUH / 8-9

"Sonra muhakkak ben onları, cihar olarak davet ettim.
Sonra muhakkak ben... onlara hem ilan ettim… hem de onlara sırr olarak sırr ettim."

72. CİNN / 18

Mescidler ALLAH'ındır.
Artık ALLAH ile birlikte hiç birini davet etmeyin!

72. CİNN / 19

O… ALLAH'a abd olan… O'nu davet ederek kıyam ettiğinde… kat'iyyetle onun üzre libde (yığın) olarak toplanıverirler!

72. CİNN / 20

De ki:
"Muhakkak ben, ancak, Rabbime davet ederim (dava edinirim) ve kimseyi O'na şerik koşmam!"

84. İNŞİKAK / 10-11-12-13-14-15

Kitabı, zahrının verasından verilen kimse…
artık yakında o,
süburu davet edecek...
ve saire saly olacak.
Muhakkak o, ehlinin arasında sürur içindeydi. Muhakkak o, havr etmeyeceğini zann etmekteydi.
Bilakis!
Muhakkak ki Rabbi kendisine basir olandır.

96. ALAK / 17-18

Artık kendisine nida edeni davet etsin!
BİZ de zebanileri davet edeceğiz!

96. ALAK / 17-18

Artık kendisine nida edeni davet etsin!
BİZ de zebanileri davet edeceğiz!

Sure Listesi

Kelam-ı Kadim'de Geçen Kelimeler Sözlüğü;Teolog A.Kadir İmamoğlu tarafından derlenerek hazırlanmıştır.