İçeriğe geç
KÖK Ara:
KELİME Ara:
ANLAM içinde Ara:
❝ DNV ❞ kökünden türeyen kelimeler... 15 Kayıt Listeleniyor.
Aynı Kökten Türeyen: xoxox Daniye denaet Denavet Denes Ednas Deni' denî Deniyyat Denie dun Dunuvv dunya Ednâ dunyevî edna Ednanî madun Ma-dun
xoxox
د ن و DNV
Daniye
د ن و DNV

Yakında olan.

DuruMeal'de toplam 3 kayıtta geçiyor.
denaet
د ن و DNV

Alçaklık, çok fena hareket. Zillet, kötü mizac. Asılsızlık, aslı olmamak.

Denavet
د ن و DNV

Yakın olmak, yakınlık.

Denes
د ن و DNV

Pislikler, necisler, kirler. En aşağılar, âdi ve bayağı kişiler.

Çğl.Ednas
Deni'
د ن و DNV

Hor, zelil.

DuruMeal'de toplam 2 kayıtta geçiyor.
denî
د ن و DNV

Soysuz, alçak, ahlâksız. Ahlâksızlık. Aşağılık şey. Dünyaya âit, fâni ve geçici. Yakın, karib. Alçakta olan, sarkan.

DuruMeal'de toplam 2 kayıtta geçiyor.
Çğl.Deniyyat
Denie
د ن و DNV

Eksik, noksan, nakise.

dun
د ن و DNV

Aşağı, alçak. Kolay. Zayıf. Gölgeli. Aşağılık. Altta, aşağıda.

Dunuvv
د ن و DNV

Ulaşmak, yakın olmak.

dunya
د ن و DNV

Dünya (Denâet veya dünüvv. den) En yakın, en aşağı. Şimdiki âlemimiz.

DuruMeal'de toplam 120 kayıtta geçiyor.
Dşl.Ednâ
dunyevî
د ن و DNV

Bu âleme mensub ve müteallik. Dünyaya âit ve dünya ile alâkalı.

edna
د ن و DNV

Az. Aşağı. Alçak. Pek aşağı, en alçak. Pek az, pek cüz'i. Çok yakın.

DuruMeal'de toplam 12 kayıtta geçiyor.
Ednanî
د ن و DNV

"Beni yaklaştırdı"... mealinde.

madun
Ma-dun
د ن و DNV

Aşağı. Alt. Alt derece.

2. BAKARA / 61

Siz demiştiniz ki:
"Ey Musa!
Biz vahid taama sabır edemeyiz. Bizim için Rabbini davet et... arzda nebat ettiği şeylerden bize ihrac etsin; bakl (sebze) ve aksee (kabak) ve füvm (sarımsak, buğday) ve ades (mercimek) ve basal (soğan)."

O dedi ki:
"O hayr olan ile... o edna olanı bedellendirmemi mi istiyorsunuz!?
Mısıra hebt olun!...
Artık muhakkak size, sual ettikleriniz kesinlikle vardır."

Onlara zillet ve meskenet darb edildi. ALLAH'tan gazab ile beva oldular. Bu, onların ALLAH'ın ayetlerine kafir olmaları ve Nebileri hakk gayrısında katl etmeleri iledir. Bu, isyan etmeleri ve düşmanlık etmiş olmaları iledir.

2. BAKARA / 85-86

Sonra siz, işte busunuz!
Nefslerinizi katl ediyorsunuz!...
ve sizden feriki, diyarlarından ihrac ediyorsunuz!...
Onlara ism ve düşmanlık ile tezahür ediyorsunuz!...
ve esirler verirlerse fidyeleşiyorsunuz.
Onları ihrac etmek, size haram edilendi!

Kitabın bazı (kısmına) iman ediyorsunuz da, bazı (kısmına) kafir misiniz!? Artık sizden buna fail olanların cezası... dünya hayatında hizy olmaktan başka değildir!

Kıyamet yevminde, onlar azabın en şedidine redd edilirler.
ALLAH, amel ettiklerinize gafil değildir.
İşte onlar, ahiret ile dünya hayatı iştira edenlerdir. Artık onlardan azab hafifletilmez ve de onlara nasr edilmez.

2. BAKARA / 85-86

Sonra siz, işte busunuz!
Nefslerinizi katl ediyorsunuz!...
ve sizden feriki, diyarlarından ihrac ediyorsunuz!...
Onlara ism ve düşmanlık ile tezahür ediyorsunuz!...
ve esirler verirlerse fidyeleşiyorsunuz.
Onları ihrac etmek, size haram edilendi!

Kitabın bazı (kısmına) iman ediyorsunuz da, bazı (kısmına) kafir misiniz!? Artık sizden buna fail olanların cezası... dünya hayatında hizy olmaktan başka değildir!

Kıyamet yevminde, onlar azabın en şedidine redd edilirler.
ALLAH, amel ettiklerinize gafil değildir.
İşte onlar, ahiret ile dünya hayatı iştira edenlerdir. Artık onlardan azab hafifletilmez ve de onlara nasr edilmez.

2. BAKARA / 114

ALLAH'ın mescidlerinde... orada O'nun isminin zikir edilmesine mani olan kimseden...
ve onları harab etmeye say eden kimseden...
daha zalim kimdir!
İşte onlar...
Onlar için oraya dahil olmak, ancak, korkuyladır!...
Onlar için dünyada hizy vardır...
Onlar için ahirette azim azab vardır.

2. BAKARA / 130

Nefsine sefih olanlar dışında… İbrahim'in milletinden (başka bir millete) kim rağbet eder ki!

BİZ onu, dünyada elbette kat'iyyetle ıstıfa ettik!… muhakkak o, ahirette de kesinlikle salihlerdendir.

2. BAKARA / 200-201-202

Menseklerinizi kaza ettiğinizde… artık, ata-babalarınızı zikir ettiğiniz gibi... veya daha şedid zikir ile ALLAH'ı zikr edin!

Nastan kimseler,
"Rabbimiz!
Bize dünyada ver."
derler. Onlara ahirette, halak yoktur.

Onlardan,
"Rabbimiz!
Bize dünyada haseneler ve ahirette haseneler ver. Bizi narın azabından vaky et."
diyenler… işte onlar, kesb ettiklerinden nasibleri olanlardır.

ALLAH, hesabı seri olandır.

2. BAKARA / 200-201-202

Menseklerinizi kaza ettiğinizde… artık, ata-babalarınızı zikir ettiğiniz gibi... veya daha şedid zikir ile ALLAH'ı zikr edin!

Nastan kimseler,
"Rabbimiz!
Bize dünyada ver."
derler. Onlara ahirette, halak yoktur.

Onlardan,
"Rabbimiz!
Bize dünyada haseneler ve ahirette haseneler ver. Bizi narın azabından vaky et."
diyenler… işte onlar, kesb ettiklerinden nasibleri olanlardır.

ALLAH, hesabı seri olandır.

2. BAKARA / 204-205

Nastan...
dünya hayatı hakkında kavli sana acayib gelen...
ve kalbinde ki şeylere ALLAH'ı şahid eden...
tevella ettiğinde…
fesad çıkarmak için
ve harsı ve nesli helak etmek için,
arzda say eden kimse…
o, hasımların en ledd olanıdır!

ALLAH, fesada muhabbet duymaz.

2. BAKARA / 212

Kafirlere dünya hayatı ziynetlenir!... ve onlar, iman edenlere sahr ederler.
İttika edenler... kıyamet yevminde onların fevkindedir!

ALLAH, dilediği kimseyi, hesabsızca rızıklandırır.

2. BAKARA / 217

Sana haram aydan... onda yapılan kıtalden sual ediyorlar
De ki:
"Onda yapılan kıtal kebirdir.
ALLAH'ın sebilinden sadd etmek...
ve O'na ve Mescid-i Haram'a küfür etmek...
ve ehlini ondan ihrac etmek...
ALLAH indinde en kebirdir!

Fitne, katlden daha kebirdir!"

İstitaat edebilseler, siz dininizden redd edinceye kadar sizi katl etmekten zeyl etmezler.
Sizden, dininden redd olan kimse... artık o mevt olursa... o kafirdir... ve artık, işte onların amelleri, dünyada ve ahirette habt olur.
İşte onlar, nar ashabıdırlar ve orada ebedidirler.

2. BAKARA / 220

Dünya ve ahirette... sana yetimlerden sual ediyorlar.
De ki:
"Islah etmek, onları için hayr olandır.
Eğer onlara halit olursanız... artık onlar sizin kardeşinizdir."

ALLAH, ıslah olandan ifsad olana alimdir.
Şayet ALLAH dilerse, elbette size anet eder.
Muhakkak ki ALLAH, azizdir, hakimdir.

2. BAKARA / 282

Ey iman edenler!
Birbirinize müsemma ecele kadar, belirlenmiş bir borç ile borçlandığınız zaman onu ketb edin.
Aranızda bir katib onu adaletle ketb etsin.
Katib, ALLAH'ın kendisine alim ettiği gibi yazmaktan kaçınmasın... aynı şekilde ketb etsin.
Üzerinde hakk bulunan kimse (borçlu)... Rabbi olan ALLAH'a ittika etsin ve ondan bir şey bahs etmeden imlal ettirsin.
Eğer üzerinde hakk bulunan kimse (borçlu), sefih veya zayıf ise veya kendisi onu imlal ettirmeye istitaat edemez ise, artık veliysi onu adaletle imlal ettirsin.

Erkeklerinizden iki şahidin şahid olmasını sağlayın.
Eğer iki erkek kimse olmuyorsa, o zaman, bir erkek kimse ve şahadetlerinden razı olacağınız iki kadını... ikisinden biri dalalete düşerse, o zaman, ikisinden birisi diğerine zikir ettirsin diye.
Şahidler davet edildikleri zaman kaçınmasınlar.
Sagir veya kebir, vadesine kadar onu yazmaktan sem etmeyin.

Bu, ALLAH'ın indinde en kıst olandır ve şahadet için akvamdır ve rayb etmemeniz için ednadır.
Ancak aranızda devr etmeye hazır olan ticaret ise, o zaman, bunu ketb etmemeniz size cünah değildir.
Bey' ettiğinizde de şahid edinin.

Katib ve şahidler darr edilmesin.
Eğer böyle yaparsanız, artık muhakkak o, sizin için füsuk olur.
ALLAH'a ittika edin. ALLAH sizi alim ediyor.
ALLAH herşeye alimdir.

3. AL-İ İMRAN / 14-15

Nas için,
kadınlardan...
ve oğullardan...
ve altından ve gümüşten kantar kantar biriktirilmişlerden...
ve müsevvem atlardan...
ve enamdan...
ve harsdan...
şehvet hubbu ziynetlendi. Bunlar, dünya hayatının metalarıdır.
ALLAH... O'nun indi, hüsn-ü meabtır.

De ki:
"Bunlardan hayr olanı size haber vereyim mi?

İttika edenler için, Rabblerinin indinde,
içinde ebedi olacakları, altından nehirler cereyan eden cennetler...
ve mutahhar zevceler...
ve ALLAH'tan rıdvan vardır."
ALLAH, kendisine abd olanlara basirdir.

3. AL-İ İMRAN / 21-22

ALLAH'ın ayetlerine kafir olanlar
ve Nebileri hakk gayrısında katl edenler
ve nasdan kıst ile emir eden kimseleri katl edenler…
artık onları, elim azab ile ibşar et.
İşte onlar, dünyada ve ahiretde amelleri habt olanlardır. Onlara nasırlardan yoktur.

3. AL-İ İMRAN / 45-46

Melekler demişlerdi ki:
"Ey Meryem!
Muhakkak ki ALLAH, seni... KENDİSİNDEN,
Meryem oğlu İsa Mesih isminde...
dünyada ve ahirette vecih...
ve mukarreb olanlardan...
bir kelime ile ibşar ediyor.
O, nasa mehd içinde de... kehl olduğunda da... kelime edecektir... ve salihlerdendir."

3. ALİ İMRAN / 56

"Kafirler…
artık onlara, dünyada ve ahirette şedid azabla azab edeceğim… ve onlara nasırlardan olmayacak!"

3. ALİ İMRAN / 117

Bu dünya hayatında infak ettikleri şeylerin meseli… nefslerine zulüm eden kavmin harsına isabet eden ve ardından onu helak eden... içinde sırr olan rih meseli gibidir.
ALLAH, onlara zulüm etmez… fakat onlar, kendi nefslerine zulüm ederler.

3. ALİ İMRAN / 145

Nefs için, ALLAH'ın müeccel kitabtaki izni olmadan mevt olmak yoktur.
Dünya sevabı irade eden kimse… ona ondan veririz. Ahiret sevabı irade edene kimse… ona da ondan veririz. Şükür edenleri cezalandıracağız.

3. ALİ İMRAN / 148

Ardından, ALLAH onlara, dünya sevabını ve ahiret sevabının hüsn olanını verdi.
ALLAH, muhsinlere muhabbet duyar.

3. ALİ İMRAN / 152

Onları O'nun izni ile hiss ettiğinizde... ALLAH size vaadine elbette kat'iyyetle sadakat gösterdi!
Hatta feşel etmiştiniz... ve emir hakkında tenazu etmiştiniz! Muhabbet duyduğunuz şeyi size gösterdikten sonra isyan etmiştiniz. Sizden dünya irade edenler de... sizden ahiret irade edenler de vardı.
Sonra sizi belv etmek için onlardan sarf etti... ve sizden kat'iyyetle afv etti!
ALLAH, mü'minler üzre fazl sahibidir.

3. ALİ İMRAN / 185

Bütün nefs mevti tadacaktır.
Muhakkak, kıyamet yevminde, sizin ecirlerinize vefa edilir... ve ardından nardan zahzah edilen kimse cennete dahil edilir. Artık o, kat'iyyetle fevze ulaşmıştır!
Dünya hayatı, ancak, garr eden metadır.

4. NİSA / 3

Eğer yetimler hakkında kıst konusunda korkuya düşerseniz, size tayyib olan kadınlardan ikişer, üçer, dörder nikahlayın.
Ancak, eğer aralarında tadil etmemekten korkuya düşerseniz... artık vahidtir veya melekesi yemininizde olandır.
Budur... adaletlik yapmamanız ednadır.

4. NİSA / 74

Ahiret ile dünya hayatı şira edenler... ALLAH sebilinde kıtal etsinler. ALLAH sebilinde kıtal eden kimse... artık o, katl olur veya galib gelirse… ardından BİZ, ona azim ecir vereceğiz.

4. NİSA / 77

"Ellerinizi keff edin
ve salat ikame edin
ve zekatı verin" denilenleri görmedin mi?
Ardından üzerlerine kıtal yazıldığında, onlardan bir ferik, ALLAH'tan haşy eder gibi, hatta daha şedid haşyetle nasdan haşy ederler.
"Rabbimiz!
Niçin bize kıtal ketb ettin? Bizi karib ecele tehir etseydin ya!" derler.

De ki:
"Dünya metası pek azdır.
Ahiret, ALLAH'a ittika eden eden kimse için hayrdır. Size fetil kadar zulüm edilmez."

4. NİSA / 94

Ey iman edenler!
ALLAH sebilinde darb ettiğinizde... artık tebeyyün edin.
Size selam ilka eden kimseye, dünya hayatının arızlarına ibtiga ederek, "Sen mü'min değilsin" demeyin.
ALLAH indinde pek çok magnemler vardır.
Böyledir!...
Siz de önceden böyleydiniz... ve ardından ALLAH, sizi menn etti.
Artık tebeyyün edin!
Muhakkak ki ALLAH, amel ettiklerinize habir olandır.

4. NİSA / 109

Haydi siz, dünya hayatında onlara cedel ettiniz. Ya kıyamet yevminde, onlara ALLAH'ı kim cedel edecek veya kim onlara vekil olacak!?

4. NİSA / 134

Dünya sevabı irade eden kimse… artık dünya ve ahiret sevabı ALLAH indindedir.
ALLAH, semi, basir olandır.

5. MAİDE / 33

Muhakkak, ALLAH ve Rasulü ile harb edenlerin ve arzda fesad için say edenlerin cezası;
katl edilmeleridir!...
veya salb edilmeleridir!...
veya ellerininin ve ayaklarının hilafen (çapraz olarak) kata edilmesidir!...
veya arzdan nefy edilmeleridir!
Böyledir!...
Dünyada hizy onlaradır! Ahirette de azim azab onlaradır!

5. MAİDE / 41

Ey Rasul!
Kalbleri iman etmeden, ağızları ile "İman ettik" diyenlerden ve hadü kimselerden küfürde seri olanlar seni hüzünlendirmesin.
Onlar, BEN'i kizb etmek için dinlerler. Başka kavimler için dinlerler. Bazılarının mevzilerinden kelimeleri tahrif ederler.
"Eğer size bu verilirse hemen ahz edin, eğer verilmezse hazer edin" derler.
ALLAH'ın fitne vermek irade ettiği kimse... artık onun için, ALLAH'tan bir şeye malik olamazsın.
İşte onlar, kalblerinin tahir olmasını, ALLAH'ın irade etmediği kimselerdir.
Onlar için dünyada hizy vardır.
Onlar için ahirette de azim azab vardır.

5. MAİDE / 108

Böyledir!...
Vechleri üzere şahadet ile gelmeleri veya yemin etmelerinin ardından, yeminlerinin redd edilmesinden korkmaları, ednadır.
ALLAH'a ittika edin!... ve O'nu işitin!
ALLAH, fasıkların kavmini ihda etmez!

6. ENAM / 29

Derler ki:
"Hayat, sadece, dünya hayatımızdan ibarettir. Biz mebas edilenler olmayız."

6. ENAM / 32

Dünya hayatı, ancak, laib ve lehvdir!
Elbette dar-ul ahiret, ittika edenler için hayrdır. Artık akıl etmez misiniz?

6. ENAM / 70

Vezr et!...
Dinlerini, laib ve lehv olarak ittihaz edenleri!...
ve dünya hayatını kendilerine garr edenleri!

Zikir ettir ona!...
Nefsin kesb ettiği şeyler ile ibsal olduğunu!...
Onun, ALLAH'ın gayrısında veliysi ve şefaatçisi olmadığını!...
Bütün adil olanlar adil olsa bile... ondan ahz edilemediğini!

İşte onlar... kesb ettikleri şey ile ibsal olanlardır! Onlara, kafir olmuş oldukları şeyler ile hamimden şarab ve elim azab vardır.

6. ENAM / 99

O, semadan su inzal edendir.
Ardından nebatın bütün şeylerini onunla ihrac ettik.
Ardından, ondan hadralar ihrac ettik.
Ondan da müterakib habbeler ihrac ediyoruz...
ve hurmanın tallarından daniye olan salkımlar...
ve üzümden ve zeytinden ve nardan müştebih ve gayr-ı müteşabih cennetler...
Semere vermekteyken ve olgunlaştığında semerelerine nazar edin!
Muhakkak bunda, iman eden kavim için elbette ayetler var!

6. ENAM / 130

Ey cinn ve ins aşrı!
İçinizden, ayetlerimi size kıssa eden ve sizi, bu yevminize lika olacağınıza nezr eden Rasuller gelmedi mi?
"Kendi nefslerimiz üzre şahidiz." derler.
Dünya hayatı onları garr etti ve muhakkak kafirler olduklarına, kendi nefsleri üzre şahidlik ederler.

7. ARAF / 32

De ki:
"ALLAH'ın, kendisine abd olanlar için ihrac ettiği ziyneti ve rızktan tayyib olanları, haram eden kimdir?"

De ki:
"Bunlar, dünya hayatında... kıyamet yevmine halis olarak iman eden kimseler içindir."

Böyledir!...
Alim kavim için ayetleri tafsil ediyoruz.

7. ARAF / 51

Dinlerini lehv ve laib ittihaz edenler ve dünya hayatı kendilerini garr edenler... onların bu yevm ile lika olacaklarını ve ayetlerimiz ile cahd ettiklerini unuttukları gibi… artık bu yevmde, onları unuturuz!

7. ARAF / 152

Muhakkak dişi buzağı ittihaz edenler… dünya hayatında onlara Rabblerinden gazab ve zillet nail olacaktır!

Böyledir!...
Müfterileri cezalandırırız.

7. ARAF / 155-156

Musa, BİZ'imle mikatı için, kavminden, yetmiş adam ihtiyar etti. Ardından recf onları ahz ettiğinde, dedi ki:

"Rabbim!
Şayet dileseydin, onları ve yalnızca beni, önceden helak ederdin. İçimizden sefihlerin fail oduğu şeyler ile bizi mi helak edeceksin?

Bu, sadece, SEN'in fitnendir. Dilediğin kimseyi onunla dall edersin ve dilediğin kimseyi ihda edersin. SEN veliymizsin! Bize gufran ol ve rahmet et. SEN gafurların hayrlısısın.

Bu dünyada ve de ahirette, bizim kendimize hasene ketb et. Muhakkak biz, sana haid olduk."

Dedi ki:
"Azabım dilediğim kimseye isabet eder.
Rahmetim ise herşeye vasidir.
Artık onu;
zekatlarını vererek ittika edenler için...
ve ayetlerimize iman edenler için...
ketb edeceğim."

7. ARAF / 169

Artık, onların hilafında, kitaba varis olan halef... bu ednanın arız olanını ahz ediyor... ve
"(nasıl olsa) bize gafur olunacak" diyorlar.
Eğer mislinde bir arız daha verilse, onu da ahz ederler...!
Onlara, ALLAH üzre hakk dışında kavil etmeyeceklerine, kitab misakı ahz edilmemiş miydi!?... onda olanı ders etmemişler miydi!?
İttika edenler için dar-ul ahiret hayrdır. Akıl etmiyor musunuz?

8. ENFAL / 42

Siz udvanın dünyasında idiniz. Onlar udvanın kusvasında idiler. Rekb ise sizden daha sefilde idi.
Şayet vaad edişmiş olsanız, miadınızda elbette ihtilafa düşerdiniz.
Fakat, ALLAH'ın emri kaza etmesi içindir. Helak olanın, beyyinelerle helak olması için ve hayy olanın beyyinelerle hayy olması için mef'ul olmuştur.
Muhakkak ki ALLAH, kesinlikle semidir, alimdir.

8. ENFAL / 67

Arzda ishan oluncaya kadar esar etmek Nebi için olamaz.
Siz dünya arızını irade ediyorsunuz! ALLAH, ahireti irade ediyor.
ALLAH, azizdir, hakimdir.

9. TEVBE / 38

Ey iman edenler!
Ne oldu size de... "ALLAH sebilinde nefr edin" denildiğinde, arza sekal oldunuz!?
Ahiretten, dünya hayatı ile razı mı oldunuz?
Ahirette, dünya hayatının metası, ancak, pek azdır!

9. TEVBE / 55

Artık onların malları ve de evladları sana acayib gelmesin.
Muhakkak ki ALLAH, dünya hayatında onlara, bunlarla azab etmeyi… ve nefslerinin kafirler olarak zehk olmasını irade ediyor.

9. TEVBE / 69

Öncenizden olanlar gibisiniz.
Kuvvet olarak sizden daha şedid ve mal ve evlad olarak daha kalabalıktılar. Ardından, halakları ile metalanmak istediler.
Ardından, (siz de)... öncenizden olanların, halaklarından metalanmak istedikleri gibi... kendi halaklarınız ile metalanmak istediniz! Havz edenler gibi havz ettiniz.
İşte onlar, dünyada ve ahirette amelleri habt olanlardır... ve işte onlar, hasar alanlardır.

9. TEVBE / 74

Söylemediklerine (dair) ALLAH'a half ediyorlar.
elbette kat'iyyetle söylediler küfür kelimesini!... ve İslamlarından sonra kafir oldular!
Nail olamadıkları şeye de hemm ettiler. Onlar, ancak, ALLAH ve Rasulü fazlından ganiy etti diye onlara nekam ettiler.
Artık,
eğer tevbe ederlerse, onlar için hayr olur.
elbette kat'iyyetle
Eğer tevella ederlerse, ALLAH onlara, dünyada ve ahirette, elim azabla azab edecektir. Onlar için arzda veliy ve de nasır yoktur.

9. TEVBE / 85

Onların malları ve de evladları sana acayib gelmesin. Muhakkak ki ALLAH, ancak, bunlarla dünyada onlara azab etmeyi ve nefslerinin, kafirler olarak zehk olmasını irade ediyor!

10. YUNUS / 7-8

Muhakkak o kimseler ki;
BİZ'e lika olmaya rica etmeyen...
ve dünya hayatı ile razı olan...
ve onunla itminan olanlar...
ayetlerimizden gafil olanlardır!
İşte onlar… kesb ettikleri şey ile onların mevası nardır!

10. YUNUS / 23

Ardından kendilerine necat ettiğinde... onlar, hemen, arzda hakk gayrısı ile bagy ederler.
Ey nas!
Muhakkak sizin, dünya hayatının metasına bagyniz, ancak, kendi nefsleriniz üzredir.
Sonra merciniz BİZ'edir... ve ardından amel etmiş olduğunuz şeyleri, size haber veriririz.

10. YUNUS / 24

Muhakkak dünya hayatının meseli, ancak, semadan inzal ettiğimiz su gibidir:

Nasın ve enamın yediği, arzın nebatı, onunla ihtilat olmuştur.
Hatta... arz, zuhrufunu ve ziynetlerini ahz ettiğinde ve ehli bunlara kadir olduklarını zann ettiklerinde... ona, gece veya gündüz, emrimiz geliverir... ve ardından bir gün önce ganiy olmamış gibi, onları hasid hale getiriveririz.

Böyledir!...
Tefekkür eden kavim için ayetleri tafsil ederiz.

10. YUNUS / 64

Dünya hayatında da, ahirette de büşra onlar içindir.
ALLAH'ın kelimelerinde tebdil olmaz.

Böyledir!...
Bu, azim fevzdir.

10. YUNUS / 70

Onlara, dünyada meta vardır!...
Sonra mecileri BİZ'edir!…
Sonra kafir oldukları şey ile onlara şedid azab tattırırız!

10. YUNUS / 88

Musa dedi ki:
"Rabbimiz!
Muhakkak SEN, Firavun'a ve onun melelerine, dünya hayatında ziynet ve mallar verdin.
Rabbimiz!
Senin sebilinden dall ettirsinler diye mi?
Rabbimiz!
Sen onların malları üzre tams et... ve kalbleri üzre şedid ol... artık onlar elim azabı görünceye kadar iman etmezler."

10. YUNUS / 98

Keşke… Yunus'un kaviminden başka... iman eden... ve ardından imanlarından menfaat gören bir (başka) kavim olsaydı!

İman ettiklerinde... dünya hayatındaki hizy azabını onlardan keşf ettik... ve onları bir hiyne kadar metalandırdık.

Hz. Yunus’un fazileti hakkında, ALLAH Rasulü Hz. Muhammed (sav) Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:
***Hiçbir kula “Yûnus bin Mettâ’dan daha hayırlıyım.” demek yakışmaz!*** (Buhârî, Enbiyâ, 35; Müslim, Fedâil, 166)
11. HUD / 15

Dünya hayatını ve onun ziynetini irade eden kimse… BİZ ona amelini orada vefa ederiz. Onlara orada, bahs edilmez.

11. HUD / 60

Onlar, bu dünyada ve kıyamet yevminde lanete tabi oldular.
Değil mi ki... Muhakkak, Ad Kavmi Rabblerine kafir oldu!
Değil mi ki... Hud'un kavmi Ad için baid oldu!

12. YUSUF / 101

Rabbim!
Bana mülkten, kat'iyyetle vermiştin!
Bana hadislerin te'vilinden ilim vermiştin.
Dünyada ve ahirette benim veliym, semaları ve arzı fatr eden SEN'sin.
Beni Müslüman olarak vefat ettir!
Beni salihlere ilhak et!"

13. RAD / 26

ALLAH, rızkı… dünya hayatı ile ifrah olan... dilediği kimse için bast eder ve ikdar eder.
Ahirette dünya hayatı, ancak, metadır!

13. RAD / 34

Dünya hayatında azab, onlar içindir!
Ahiret azabı ise, elbette/kesinlikle daha şakktır!... ve onları ALLAH'tan vaky edecek de yoktur!

14. İBRAHİM / 3

Ahirete karşı dünya hayatına muhabbet duymayı isteyenler...
ve ALLAH'ın sebilinden sadd edenler...
ve ivec olmaya bagy edenler…
işte onlar, baid dalalet içindedir.

14. İBRAHİM / 27

ALLAH, iman edenleri... dünya hayatında da… ahirette de... sabit kavil ile sabitleştirir.
ALLAH, zalimlere dalalet eder.
ALLAH, dilediği şeye faildir.

16. NAHL / 30

İttika edenlere,
"Rabbinizin inzal ettiği nedir?"
denildiğinde, derler ki:
"Hayr!"

Ahsen olanlar için bu dünyada haseneler vardır… ve kesinlikle (onlar için), dar-ul ahiret de hayrdır.
Muttakilerin darı, elbette naimdir.

16. NAHL / 41-42

Zulme uğradıkları şeyin ardından ALLAH'ta hicret edenler...
sabır edenler…
ve Rabblerine tevekkül edenler…
onlar, dünyada hasene olsunlar diye elbette/kesinlikle onları beva edeceğiz... onların, elbette/kesinlikle ahiret ecirleri ekberdir.
Keşke alim olsalardı.

16. NAHL / 107

Bu,
onların, ahirete karşı, dünya hayatına muhabbet duymayı istiyor olmalarından…
ve ALLAH'ın, kafirlerin kavmini ihda etmeyeceğindendir.

16. NAHL / 122

Ona dünyada hasene verdik… muhakkak o, ahirette, elbette/kesinlikle salihlerdendir.

18. KEHF / 28

Vechini irade ederek Rabblerini davet edenlerle birlikte, gadat ve aşiyy ile nefsine sabır et.
Dünya hayatının ziynetini irade ederek... aynın onlara düşmanlık etmesin!
BİZ'i zikir etmekten kalbini gafil kıldığımız...
ve hevalarına tabi olan...
ve emri ifrat olan...
kimseye itaat etme!

18. KEHF / 45

Dünya hayatının, semadan inzal olan su gibi olduğu meselini onlara darb et!
Arzın nebatı onunla ihtilat olur... ve ardından rihlerin zerv ettiği heşimlere dönüverir.
ALLAH, herşeye muktedir olandır.

18. KEHF / 46

Mallar ve oğullar, dünya hayatının ziynetidir.
Salih bakiyeler ise... Rabbinin indinde sevab olarak da hayrdır... emel olarak da hayrdır.

18. KEHF / 103-104

De ki:
"Sanat ettiklerinin hüsn olduğunu hesab ettikleri halde… dünya hayatındaki bütün sayları dall olarak…
amelleri yönünden en hasar alanları size haber verelim mi?"

20. TAHA / 72

Dediler ki:
"Beyyinelerden bize gelen şeylere ve bizi fatr edene, seni eser etmeyiz. Artık, kaza edeceğin şeye kaza et!… muhakkak sen, ancak, bu dünya hayatında kaza edebilirsin."

20. TAHA / 131

Orada onlara fitne etmemiz için... zevcler halinde onları metalandırdığımız, dünya hayatının parıltısı şeylere aynını medd etme!
Rabbinin rızkı hayrlı ve bakidir.

22. HACC / 8-9

Nasdan... ilim ve huda ve münir kitab gayrısında ALLAH hakkında cedel eden kimseler… ALLAH'ın sebilinden dalalet ettirmek için… kendilerini sani olana atıf ederler.
Onlara…
dünyada hizy vardır...
ve kıyamet yevminde harık azabı tattıracağız.

22. HACC / 11

Nasdan; ALLAH'a harf üzre (tahrif edilmiş olarak) ibadet eden kimse…
Eğer kendisine hayr isabet ederse... onunla itminan olur.
Eğer fitne isabet ederse... onun vechi inkılab eder.
O, dünya da... ahirette de hasar almıştır. Bu, mübin hüsrandır.

22. HACC / 15

ALLAH'ın dünyada ve ahirette ona nasr etmeyeceğini zann etmiş olan kimse…
artık bir sebeb ile semaya medd etsin…
sonra kata etsin...
ve ardından nazar etsin...
Acaba kendi keydi, kendisini gayz eden şeyi zehab edebilecek mi!?

23. MU'MİNUN / 33-34-35-36-37-38

Kafirlerin ve ahirete mülaki olunacağını kizb edenlerin ve kendilerine dünya hayatında turfe ettiklerimizin kavminden meleler, şöyle dediler:

"Bu, sizin mislinizde beşerden başka değildir. Sizin yediğinizden yiyor ve şürb ettiğinizden şürb ediyor. Kendiniz mislinde bir beşere itaat ederseniz, muhakkak siz o zaman elbette/kesinlikle hasar alırsınız.

O, mevt olduğunuz ve turab ve kemik haline geldiğiniz zaman sizin tekrar mutlaka ihrac edilen olacağınızı mı vaad ediyor?

Heyhat!... Heyhat!... Size vaad olunan şeye!

Dünya hayatımız, sadece, budur. Mevt oluruz ve hayy oluruz. Biz mebas olacak değiliz. O, sadece, ALLAH üzre kible iftira eden erkek kimsedir. Biz ona iman etmeyiz."

23. MU'MİNUN / 33-34-35-36-37-38

Kafirlerin ve ahirete mülaki olunacağını kizb edenlerin ve kendilerine dünya hayatında turfe ettiklerimizin kavminden meleler, şöyle dediler:

"Bu, sizin mislinizde beşerden başka değildir. Sizin yediğinizden yiyor ve şürb ettiğinizden şürb ediyor. Kendiniz mislinde bir beşere itaat ederseniz, muhakkak siz o zaman elbette/kesinlikle hasar alırsınız.

O, mevt olduğunuz ve turab ve kemik haline geldiğiniz zaman sizin tekrar mutlaka ihrac edilen olacağınızı mı vaad ediyor?

Heyhat!... Heyhat!... Size vaad olunan şeye!

Dünya hayatımız, sadece, budur. Mevt oluruz ve hayy oluruz. Biz mebas olacak değiliz. O, sadece, ALLAH üzre kible iftira eden erkek kimsedir. Biz ona iman etmeyiz."

24. NUR / 14

Şayet, ALLAH'ın fazlı ve O'nun rahmeti, dünyada ve ahirette üzerinize olmasaydı... hakkında feyz olduğunuz şeyde, azim azab elbette/kesinlikle size mess ederdi.

24. NUR / 19

Muhakkak… iman edenlerin içinde, fahiş olanın şia olmasına muhabbet duyanlar… onlara, dünyada ve ahirette elim azab vardır.
ALLAH alimdir... siz alim değilsiniz.

24. NUR / 23

Muhakkak muhsan, gafil, mu'min kadınlara remy edenler... dünyada ve ahirette lanetlenirler. Azim azab, onlaradır!

24. NUR / 33

Nikah bulamayanlar, ALLAH kendilerini fazlından ganiy edinceye kadar afif olmanın gereklerini yerine getirsinler!

Melekesi yeminlerinizde olanlardan kitab ibtiga edenler... artık onlara... onlar hakkında hayrlı olduğuna alimseniz... size verilmiş ALLAH malından onlara vererek... katib olun (mukatebe/azadlık sözleşmesi yapın)!

Fetalarınızı... eğer tahassun irade ediyorlarsa... dünya hayatının arızını ibtiga için bagy olmaya ikrah etmeyin!
İkrah edilen o (kız) kimse... artık muhakkak ki ALLAH... onların ikrah edilmesinden sonra... gafurdur, rahimdir.

28. KASAS / 42

Bu dünyada onları lanete tabi ettik. Kıyamet yevminde onlar kabih olanlardandırlar.

28. KASAS / 60

Şeylerden size verilenler… artık onlar, dünya hayatının metasıdır ve ziynetidir.
ALLAH indinde olanlar ise hayrlı ve bakidir.
Akıl etmiyor musunuz!

28. KASAS / 61

Kendisine hasene vaad vaad ettiğimiz… ve ardından ona mülaki olacak kimse... dünya hayatının metası ile metalandırdığımız... sonra da kıyamet yevminde muhzar olanlardan olan kimse gibi midir?

28. KASAS / 77

"ALLAH'ın sana verdiği şeylerde, dar-ul ahireti ibtiga et!... Dünyadan nasibini de unutma!
ALLAH'ın ahseni gibi ahsen ol!
Arzda fesad ibtiga etme!
Muhakkak ki ALLAH, müfsidlere muhabbet duymaz!"

28. KASAS / 79

Ziynetler içinde kavminin karşısına ihrac oldu. Dünya hayatını irade edenler, dediler ki:
"Keşke Karun'a verilenin misli bizde olsaydı. O elbette/kesinlikle azim hazz sahibidir."

29. ANKEBUT / 25

Dedi ki:
"Muhakkak, dünya hayatında birbirinizi meveddet için, ALLAH'ın gayrısından vesenler ittihaz ettiniz.
Sonra, kıyamet yevminde, bazınız bazınıza kafir olur ve bazınız bazınızı lanetler.
Mevanız nardır. Size nasırdan da yoktur."

29. ANKEBUT / 27

Ona, İshak'ı ve Yakub'u vehb ettik… ve onun zürriyetine nübüvvet ve kitab kıldık.
Ona, dünyada ecrini verdik.
Muhakkak o, ahirette de elbette/kesinlikle salihlerdendir.

29. ANKEBUT / 64

Bu dünya hayatı, ancak, lehv ve laibdir.
Muhakkak dar-ul ahiret… elbette/kesinlikle o, hayevandır.
Keşke alim olsalardı.

30. RUM / 2-3-4

Rum'a, edna arzda galib gelindi.
Onlar bu galebelerinin ardından yakında… bıd (üç ila dokuz) sene içinde... galib gelecekler.
Emir, önceden ve sonradan ALLAH'ındır.
Yevme-izinde, mü'minler ifrah olacaklar.

30. RUM / 7

Onlar, dünya hayatından zahir olana alimdir.
Ahirete, onlar… onlar gafildir.

31. LOKMAN / 15

Eğer seni, hakkında ilmin olmayan bir şeyi BANA şirk koşmaya cehd ederlerse... artık onlara itaat etme!
Dünyada onlara maruf ile sahib çık!
Ancak, BANA inabe edenlerin sebiline tabi ol!
Sonra rücu yeriniz, BEN'im... ve ardından, amel etmiş olduğunuz şeyleri, size BEN haber vereceğim.

31. LOKMAN / 33

Ey nas!
Rabbinize ittika edin!
Validin evladına ceza olmayacağı... ve evlad olanın validine bir şey ceza olmayacağı yevmden haşy edin!
Muhakkakki ALLAH'ın vaadi hakktır.
Artık dünya hayatı sizi garr etmesin. Garr edenler sizi ALLAH'a garr etmesin!

32. SECDE / 21

Elbettte onlara, ekber azabın öncesinde, edna azabından taddıracağız… umulur ki rücu ederler.

33. AHZAB / 28

Ey Nebi!
Zevcelerine de ki:
"Eğer dünya hayatına ve onun ziynetine irade edenler olduysanız, gelin size meta vereyim ve sizi cemil serah ile serh edeyim."

33. AHZAB / 51

O kadınlardan dilediğine rica edersin. Azil ettiklerinden ve dilediklerinden ibtiga ettiklerini yanına evy edersin.
Artık sana cünah yoktur.
Bu onların aynlarının karar olması ve hüzünlenmemeleri ve hepsinin senin verdiklerinle razı olmaları için ednadır.
ALLAH, kalblerinizde olana alimdir.
ALLAH, alim, hakim olandır.

33. AHZAB / 57

Muhakkak ki ALLAH ve Rasulüne eza edenler… ALLAH, dünyada ve ahirette onlara lanet etmiştir ve onlar için muhin azab idad etmiştir.

33. AHZAB / 59

Ey Nebi!
Zevcelerine
ve kızlarına
ve mü'minlerin kadınlara söyle!...
cilbablarından kendi üzerlerine edna etsinler!
Bu, onlara arif olunmasına... ve ardından onlara eza edilmesine ednadır.

ALLAH, gafur, rahim olandır.

35. FATIR / 5

Ey nas!
Muhakkak ALLAH'ın vaadi hakktır!

Artık sakın ola dünya hayatı sizi garr etmesin… ALLAH'a garr eden sizi garr etmesin!

37. SAFFAT / 6-7-8-9-10

Muhakkak ki BİZ, dünya semasını...
Ulvi meleleri (Mele-il Ala'yı) işitemeyen…
Duhur edilerek bütün caniblerden kazf edilen…
Kendilerine vasıb azab verilen...
bütün merid şeytanlardan hıfz ederek... kevkeb ziynetleri ile ziynetlendirdik.
**Hatf ederek hatf eden müstesnadır… ve ardından ona da sakıb şihab tabi olur!

"sema ed dünya" ifadesi, "dünyanın seması" veya "semanın ednası" (yani en yakın sema) anlamlarında olabilir. (dünya kelimesi hem isim, hem de edna sıfatının dişili/müennesidir.) Eğer, "en yakın sema, semanın en yakını" olarak kullanımış ise, daha uzak semalardan da bahsedilebilir demektir. Burada "sema"yı İnsan duygusunun derinlikleri olarak anlamak mümkündür.
39. ZUMER / 10

De ki:
"Ey BANA abd olan, iman edenler!
Rabbinize ittika edin!
Bu dünyada ahsen olanlar için haseneler vardır. ALLAH'ın arzı vasidir. Muhakkak sabır edenlere, hesabsızca, ancak, ecirleri vefa edilir."

39. ZUMER / 25-26

Kendilerinden öncekilerden kizb edenler... artık azab onlara... şuurunda olmadıkları taraftan gelivermişti… ve ardından ALLAH, onlara, dünya hayatında, hızye (rezillik, zillet, aşağılık) taddırmıştı.
Elbette ahiret azabı daha kebirdir... keşke alim olsalardı.

40. MUMİN / 39

"Ey kavmim!
Muhakkak bu dünya hayatı, ancak, metadır.
Muhakkak ahiret… orası, karar darıdır."

40. MUMİN / 43

"Beni davet ettiğiniz şey… ne dünya hakkında… ne de ahiret hakkında bir davet olmadığı... besbellidir!
Bizim redd edilişimiz ALLAH'adır.
Müsrifler… onlar nar ashabıdır."

40. MUMİN / 51

Muhakkak ki BİZ;
Rasullerimize...
ve dünya hayatında iman edenlere...
şahidlerin kaim olacağı yevmde nasr ederiz.

41. FUSSİLET / 9-10-11-12

De ki:
"Siz... arzı iki yevmde halk edene gerçekten kafir misiniz!?... O'na endad mı kılıyorsunuz?
O, Rabb-il alemindir!"
Orada, onun fevkinde rasiyeler kıldı...
ve içini barek etti.
Sail olanlar için seva olarak, orada onların kutlarını dört yevmde kaderledi.
Sonra, henüz duhan halinde olan semaya istiva etti.

Ona ve arza dedi ki:
"Gelin ikiniz de! Ta'van veya kerhen!"
İkisi de
"İtaat ile geldik." dediler.

Ardından, iki yevmde, yedi semaları kaza etti... ve emirlerini, bütün semalarda vahy etti.

Dünya semasını misbahlar ile ziynetlendirdi... ve onlara hıfz etti.
Bu... aziz, alim takdirdir.

41. FUSSİLET / 16

Ardından BİZ de… dünya hayatında, nahis yevmelerde hizy azabı onlara tattırmak için üzerlerine sarsar rih irsal ettik.
Kesinlikle ahiret azabı çok daha hizydir… ve ardından onlara nasr olunmaz.

41. FUSSİLET / 30-31-32

Muhakkak,
"Rabbimiz ALLAH'tır!"
diyen ve sonra da istikametlenenler... onlara melekler tenezzül eder:
"Korkmayın! Hüzünlenmeyin!
Vaad olunmuş olduğunuz cennet ile ibşar olun. Biz, dünya hayatında ve ahirette size veliyleriz.
Gafur, rahimden nüzul olarak... nefslerinizi iştahlandıran şeyler de orada sizindir... davet ettikleriniz de orada sizindir."

42. ŞURA / 20

Ahiret harsı irade etmiş olan kimse… onu kendi harsında ziyade ederiz.
Dünya harsı irade etmiş olan kimse... ona da ondan veririz. Ahirette ona nasib olmaz!

42. ŞURA / 36

Şeyden size verilenler… artık onlar, dünya hayatının metasıdır.
Allah indinde olanlar...
iman edenler ve Rabblerine tevekkül edenler için...
hayr ve bakidir!

43. ZUHRUF / 32

Rabbinin rahmetini onlar mı taksim ediyorlar!?

BİZ, dünya hayatında onların maişetlerini aralarında kısmetlendirdik. Onların bazısının bazısına sihriyy ittihaz edinmeleri için bazısını bazısının fevkinde derece olarak ref ettik.
Rabinin rahmeti, onların cem ettiklerinden hayrdır.

43. ZUHRUF / 33-34-35

Şayet, nas vahid ummet olacak olmasaydı... Rahman'a kafir olan kimselere… elbette,
evlerine gümüşten sakflar
ve üzerinde zuhur edecekleri miraclar…
ve evlerine bablar
ve üzerinde itka edecekleri serirler…
ve zuhruf (yaldızlı gösterişler, süsler)...
kılardık.

Bütün bunlar, ancak ve sadece, dünya hayatının metalarıdır.
Ahiret, Rabbinin indinde muttakilerindir.

45. CASİYE / 24

Dediler ki:
"Olan, ancak, dünya hayatıdır… mevt oluruz ve hayy oluruz… bizi, ancak, dehr helak eder."
Bunda onlara ilimden yoktur... onlar, sadece, zann ediyorlar.

45. CASİYE / 35

Bu,
sizin ALLAH'ın ayetlerini hüzüv olarak ittihaz etmeniz…
ve dünya hayatının sizi garr etmesi...
iledir!
Artık bu yevmde ondan ihrac olamazlar… ve itab etmek isteyemezler.

46. AHKAF / 20

Kafirler, yevmde nara arz edilirler...
"Siz tayyib olanlarınızı dünya hayatınızda zehab ettiniz... ve onunla metalandınız.
Artık yevmde, arzda hakk gayrısı ile istikbar ettiğiniz şeyler... ve fasıklık yapmış olduğunuz şeyler ile muhin azabla cezalandırılacaksınız."

47. MUHAMMED / 36-37

Muhakkak dünya hayatı, ancak, laibdir ve lehvdir.
Eğer iman ederseniz ve ittika ederseniz... ecirleriniz size verilir... ve mallarınıza sail olunmaz.

Eğer bunlara sail olursa... ve ardından hafiy olursa... bahl edersiniz... ve O da zıgnınızı ihrac eder.

53. NECM / 4-5-6-7-8-9-10

O, sadece, vahy edilen vahydir.
Onu, mirre sahibi şedid kuvve alim eder… ve ardından o, istiva eder…. ve o, a'la ufuktadır.
Sonra deni olur...
ve ardından delv olur.
ve ardından, kab-ı kavseyn veya daha deni olur!
ve ardından, O, KENDİSİNE abd olana vahy edeceği şeyi vahy eder.

53. NECM / 4-5-6-7-8-9-10

O, sadece, vahy edilen vahydir.
Onu, mirre sahibi şedid kuvve alim eder… ve ardından o, istiva eder…. ve o, a'la ufuktadır.
Sonra deni olur...
ve ardından delv olur.
ve ardından, kab-ı kavseyn veya daha deni olur!
ve ardından, O, KENDİSİNE abd olana vahy edeceği şeyi vahy eder.

53. NECM / 29

Artık…
BİZ'i zikir etmekten tevella eden...
ve dünya hayatından başka (bir şey) irade etmeyen...
kimselerden iraz et!

55. RAHMAN / 54

Batnları istebrakdan firaşlara itka edenlerdir. İki cennetin de cenleri denidir.

57. HADİD / 20

Alim olun ki... dünya hayatı,
laibdir...
ve lehvdir...
ve ziynettir...
ve aranızda tefahurdur...
ve mal ve evlad içinde tekasürdür.
Şu mesel gibidir:
Gays, küffarın (çifçilerin) nebatına acayib gelir... sonra heyecan olur... ardından sararmış... sonra da hutam olmuş olarak görür.

Şedid azab... ve ALLAH'tan mağfiret... ve rıdvan, ahirettedir!
Dünya hayatı, ancak, garr eden metadır.

58. MUCADELE / 7

Görmüyor musun... ALLAH'ın semalarda ki şeylere ve arzda ki şeylere alim olduğunu!?
Necvada... dördüncüsü O olmadan üç olmaz!... Altıncısı O olmadan beş olmaz!... Bundan edna da olsalar... çok da olsalar... her nerede olsalar... onlarla beraber olan muhakkak O'dur.
Sonra, kıyamet yevminde, amil oldukları ile kendilerine haber verir.
Muhakkak ki ALLAH herşeye alimdir.

59. HAŞR / 3

Şayet ALLAH onlara cela ketb etmeseydi, elbette onlara dünyada azab edecekti.
Ahirette narın azabı onlarındır.

67. MULK / 5

Dünyanın semasını elbette kat'iyyetle misbahlar ile ziynetledik!
BİZ onları, şeytanlar için recm eden kıldık… onlar için seir azabı atid ettik.

69. HAKKA / 19-20-21-22-23-24

Kitabı yemini ile verilen kimse var ya... ardından o der ki:
"İşte, kıraat edin kitabımı!... muhakkak ben hesabıma mülaki olacağımı zann etmiştim."
Artık o… katfları daniye olan aliyy cennette, razı olunacak ayş içinde olur.
"Hali olmuş yevmlerde islaf ettiğiniz şeyler ile heni olarak yeyin ve şürb edin."

73. MUZZEMMİL / 20

Muhakkak ki Rabbin, senin ve seninle beraber olan bir taifenin... gecenin üçte ikisinden edna ve yarısı kadar ve üçte biri kadar kıyam ettiğine alimdir.

ALLAH geceyi ve gündüzü kaderlendirir.
Onu ihsa edemeyeceğinize alimdir... ve ardından size tevbe eder.

Artık Kur'an'dan yesir olanı kıraat edin!

O...
Sizden (bazınızın) mariz olacağına...
diğerlerinin arzda darb edeceğine...
ALLAH'ın fazlından ibtiga edeceklerine...
ve diğer bir kısmının ALLAH sebilinde kıtal edeceklerine...
alimdir!

Artık ondan, yesir olanı kıraat edin!

ve salatı ikame edin!
ve zekatı verin!
ALLAH'a hasene karz ile ikraz edin!
Nefsleriniz için hayrdan takdim ettiğiniz şey... ona, ALLAH'ın indinde hayr ve daha azim ecir olarak vecd olursunuz.
ALLAH'a istiğfar edin!
Muhakkak ki ALLAH gafurdur, rahimdir.

76. İNSAN / 13-14

Orada, erikelere müttekidirler.
Orada, güneş ve de zemheri görmezler.
Zılları kendilerine daniyedir… ve kendi katfları tezlil edilerek züll edilmiştir.

79. NAZİAT / 37-38-39

Dünya hayatını eser ederek tuğyanda olan kimse… artık muhakkak onun mevası cahimdir.

87. A'LA / 16-17-18-19

Bilakis!
Siz dünya hayatını eser ettiniz.
Ahiret, hayrdır ve bakidir!
Muhakkak bu, elbette ilk sahifelerde... İbrahim ve Musa'nın sahifelerinde de vardı.

Sure Listesi

Kelam-ı Kadim'de Geçen Kelimeler Sözlüğü;Teolog A.Kadir İmamoğlu tarafından derlenerek hazırlanmıştır.