xoxox
د و م
DVM
| |
Daim
د و م
DVM
| Devam eden. DuruMeal'de toplam 8 kayıtta geçiyor. |
Daima
د و م
DVM
| Her vakit, bir düziye, daimî suretde. DuruMeal'de toplam 1 kayıtta geçiyor. |
Daimî
د و م
DVM
| Sürekli, devamlı. |
Devam
د و م
DVM
| Bir halde bulunma, sürekli olma, daimîlik. Bir işe veya bir memuriyete gidip gelme. Sebat. |
Deymumet
د و م
DVM
| Daimlik, devam, dâimiyet. |
Deymumî
د و م
DVM
| Devamlılık, devam, dâimiyet. |
idame
د و م
DVM
| Devam ettirmek. Dâim ve bâki kılmak. |
idman
د و م
DVM
| Alıştırmak. Bir şeyde meleke kazanmak için tekrar tekrar hareket yapmak. Beden terbiyesi. Jimnastik. |
istidame
د و م
DVM
| Bir halin devamını isteme. Bir şeyin devamını arzu etme. |
Mudam
د و م
DVM
| Devam eden. Sürekli. Dâim ve bâki olan. Mübtelâ olan. |
Mudavemet
د و م
DVM
| Devamlılık. Bir işte devamlı çalışmak. Aralıksız bir işe devam etmek. |
Mudavim
د و م
DVM
| Aralıksız devam eden. Devamlı olarak çalışan. Bir yere devamlı olarak gidip gelen kimse. Çğl.Mudavimîn |
Mudmin
د و م
DVM
| Devam eden. İdman eden. |
Mustedam
د و م
DVM
| Sürekli, devamlı. Sürüp giden. Devâmı istenilen. |
Mustedîm
د و م
DVM
| Devamlı, daimî, sürekli. Devamını isteyen, istidame eden. |
3. AL-İ İMRAN / 75-76 Kitab ehliden öyle kimse vardır ki, eğer ona kantar ile emanet etsen eda eder. Bu onların: Bilakis! |
5. MAİDE / 24 Dediler ki: |
5. MAİDE / 96 Sizin metalanmanız için ve seyyarlar için, bahr saydı ve taamı, size helal kılındı. |
5. MAİDE / 117 "Onlara, ancak, bana emir ettiğin şeyi söyledim: |
11. HUD / 107 Semalar ve arz daim oldukça, Rabbinin diledikleri dışında, onlar orada ebedidirler. |
11. HUD / 108 Said olanlar, artık cennettedir. |
13. RAD / 35 Muttakilere vaad edilen cennetin meseli şöyledir; altından nehirler cereyan eder... onun ükülleri ve onun zıllı daimdir. |
19. MERYEM / 30-31-32-33 Dedi ki: |
70. MEARİC / 19-20-21-22-23-24-25-26-27 Muhakkak İnsan, Salat edenlerden şunlar bunun dışındadır; |