İçeriğe geç
KÖK Ara:
KELİME Ara:
ANLAM içinde Ara:
❝ FRK: ❞ kökünden türeyen kelimeler... 29 Kayıt Listeleniyor.
Aynı Kökten Türeyen: xoxox Alamet-i Farika Hassa-i Farika Efrak Fârık Fârika Farıkat fark furuk faruk Ferîk fırka Firk Firkat Furkat Furkan Furkat Firâk iftirak infirak istifrak Mefrak Mefrik Mefarik Mefruk Mufarık Muferrak Muferrik Mufterik Munferik Mutefarik Muteferrik Tefarik Tefarik-ul Asa Teferruk Tefrik Tefrika
xoxox
ف ر ق FRK:
Alamet-i Farika
Hassa-i Farika
ف ر ق FRK:

Ayırıcı işaret. Damga. Bir şeyi diğerinden ayıran hususiyet.

Efrak
ف ر ق FRK:

Ayrılmış. Bölünmüş. Çatal ibikli horoz.

Fârık
Fârika
ف ر ق FRK:

Tefrik eden, farkeden, ayıran. Ayrılmasına, farkolunmasına sebeb olan alâmet.

Çğl.Farıkat
fark
ف ر ق FRK:

Ayrılık, başkalık. Ayırma, ayrılma, seçilme. Ayırma vasfı, alameti. Bölüm. / Başın tepesi, baştaki saçın ikiye ayrıldığı yer.

DuruMeal'de toplam 16 kayıtta geçiyor.
Çğl.furuk
faruk
ف ر ق FRK:

Haklıyı haksızı ayırmakta çok mahir olan. Hak ile bâtılı birbirinden ayıran.

Ferîk
ف ر ق FRK:

Tümen (Fırka) kumandanı. Korgeneral. İnsan kalabalığı. Büyük insan bölüğü.

DuruMeal'de toplam 28 kayıtta geçiyor.
fırka
ف ر ق FRK:

Parti. İnsan grubu. Kısım olmak ve ayrılmak. Bölük. Tümen.

DuruMeal'de toplam 1 kayıtta geçiyor.
Firk
ف ر ق FRK:

Parça. Koyun sürüsü.

DuruMeal'de toplam 1 kayıtta geçiyor.
Firkat
Furkat
ف ر ق FRK:

İftirak. Dostlardan ve sâir sevdiği şeylerden ayrılış. Firak. Müfarakat.

Furkan
ف ر ق FRK:

Hak ile batılı birbirinden ayıran. İyi ile kötüyü, doğru ile yanlışı farkedip ayıran. Ayırmak, ayırd etmek. Fârık veya Mefruk.

DuruMeal'de toplam 7 kayıtta geçiyor.
Furkat
Firâk
ف ر ق FRK:

Ayrılık.

DuruMeal'de toplam 2 kayıtta geçiyor.
iftirak
ف ر ق FRK:

Ayrılmak, dağılmak. Hicran. Perişan olmak.

infirak
ف ر ق FRK:

Ayrılma.

istifrak
ف ر ق FRK:

Farkettirmek, ayırdetmeği istemek.

Mefrak
Mefrik
ف ر ق FRK:

Başın tepe kısımları. Başta saçın ikiye ayrıldığı noktalar.

Çğl.Mefarik
Mefruk
ف ر ق FRK:

Bölünmüş, ayrılmış tefrik edilmiş.

Mufarık
ف ر ق FRK:

Ayrılan, ayrılmış. Müfarakat eden.

Muferrak
ف ر ق FRK:

Ayrılmış, tefrik edilmiş.

Muferrik
ف ر ق FRK:

Ayıran, tefrik eden, ayırıcı.

Mufterik
ف ر ق FRK:

Ayrılan, iftirâk eden. Perişan olan, dağılan.

Munferik
ف ر ق FRK:

İnfirak eden, ayrılan.

Mutefarik
ف ر ق FRK:

Ayrı ayrı. Bir birinden farklı olan.

Muteferrik
ف ر ق FRK:

Çeşitli. Kısım kısım. Başka başka. Dağınık.

DuruMeal'de toplam 2 kayıtta geçiyor.
Tefarik
ف ر ق FRK:

Müteferrik olanlar. Tefrikalar. Ayırma ve seçmeler. Taksitler. Ufak tefek şeyler. Ayrıca şeyler. Küçük hediyelik eşya.

Tefarik-ul Asa
ف ر ق FRK:

Bir cins ağaç olup, parçalandıkça her bir parçasından yine faydalı şeyler yapılır. Yani, bir (şey) olmakla beraber, muhtelif fayda cihetleri bulunan şeyler için mecazen bu tabir kullanılır. Deyimdir.

Teferruk
ف ر ق FRK:

Ayrışma. Farklılaşma. Bölünme. Dağılma.

DuruMeal'de toplam 2 kayıtta geçiyor.
Tefrik
ف ر ق FRK:

Birbirinden ayırmak, seçmek, ayırdetmek, ayrı kılmak. Korkutmak. Tefrik Ovdurmak.

DuruMeal'de toplam 8 kayıtta geçiyor.
Tefrika
ف ر ق FRK:

Nifak. Ayrılık. Bozuşma. Bir gazete veya dergide parça parça, bir önceki yazının devamı olarak çıkan uzun yazı. Fırka fırka olmak.

2. BAKARA / 50

size bahrı fark etmiştik…
ve ardından size necat etmiş…
ve Firavun alini gark etmiştik.
Siz de nazar etmiştiniz.

2. BAKARA / 53

Ola ki ihtida olursunuz diye... Musa'ya kitab ve furkan vermiştik!

2. BAKARA / 75-76

Size iman etmelerine mi tama ediyorsunuz!?
Onlardan, ALLAH'ın kelamını kat'iyyetle işiten bir ferik olmuştu! Sonra, akıl ettikleri şey sonrasında... alim oldukları halde... onu tahrif etmişlerdi.
İman edenlerle mülaki olduklarında, "iman ettik" derlerdi. Hali olduklarında ise bazıları bazılarına (birbirlerine),
"ALLAH'ın size feth ettiği şeyleri onlara hadis mi ediyorsunuz? Rabbinizin indinde onu size hüccet etmeleri için mi!? Siz akıl etmiyor musunuz!" derlerdi.

2. BAKARA / 85-86

Sonra siz, işte busunuz!
Nefslerinizi katl ediyorsunuz!...
ve sizden feriki, diyarlarından ihrac ediyorsunuz!...
Onlara ism ve düşmanlık ile tezahür ediyorsunuz!...
ve esirler verirlerse fidyeleşiyorsunuz.
Onları ihrac etmek, size haram edilendi!

Kitabın bazı (kısmına) iman ediyorsunuz da, bazı (kısmına) kafir misiniz!? Artık sizden buna fail olanların cezası... dünya hayatında hizy olmaktan başka değildir!

Kıyamet yevminde, onlar azabın en şedidine redd edilirler.
ALLAH, amel ettiklerinize gafil değildir.
İşte onlar, ahiret ile dünya hayatı iştira edenlerdir. Artık onlardan azab hafifletilmez ve de onlara nasr edilmez.

2. BAKARA / 87

BİZ, Musa'ya, elbette kat'iyyetle kitab verdik!... ve onun sonrasından Rasuller ile kafv ettik.
Meryem oğlu İsa'ya da beyyineler verdik... onu da, Ruh-ul Kuds ile eyd ettik.

Siz, nefslerinizin hevasına uymayan şey ile Rasul kılınanların hepsine mi müstekbir olacaksınız!?
Ardından ferikini kizb ettiniz, ferikini katl ettiniz!

2. BAKARA / 100

Ahd ederek ahd etikleri her seferde, onlardan bir ferik, onu nebz etmedi mi?
Bilakis!
Onların pek çoğu iman etmezler.

2. BAKARA / 101

ALLAH indinden onlara, beraber olduklarına musaddık bir Rasul geldiğinde... kitab verilenlerden bir ferik nebz etti.
Sanki alim değiller gibi... ALLAH'ın kitabını zuhurlarına vera ettiler!

2. BAKARA / 102

Süleyman'ın mülkü üzre şeytanların tilavet ettiği şeye tabi oldular.
Süleyman kafir değildi... Fakat şeytanlar, nasa...
sihri...
ve Babil'de ki iki meleğe *** Harut ve Marut *** inzal edilen şeyi...
ilim ettirerek kafir olmuşlardı!

O ikisi,
"Muhakkak biz fitneyiz... artık sakın kafir olmayın!"
demeden kimseye ilim ettirmiyordu... ve ardından onlar, o ikisinden, kişi ile zevcesinin arasına fark koyacak şeyleri kendilerine ilim ettiriyorlardı.

Onlar, ALLAH'ın izni olmadan, onunla kimseden darr edemezlerdi... Onlar, kendilerine menfaat veren şeyleri değil de... darr eden şeyleri kendilerine ilim ettirdiler!
Onlar, onu iştira edenin, ahirette kendilerine halak olmayacağına, elbette kat'iyyetle alim idiler!

Nefslerini onunla iştira ettikleri şey ne beistir!...
Keşke alim olmuş olsalardı.

2. BAKARA / 136

Deyin ki:
"Biz,
ALLAH'a...
ve bize inzal olana...
ve İbrahim'e ve İsmail'e ve İshak'a ve Yakub'a ve torunlarına inzal olana...
ve Musa'ya ve İsa'ya verilene...
ve (bütün) Nebilere Rabblerinden verilene...
iman ettik.
Onlardan hiç birisi arasında fark görmeyiz.
Biz O'na Müslümanlarız."

2. BAKARA / 146

Kendilerine kitab verdiklerimiz... ona, oğullarına arif oldukları gibi ariftirler!
Muhakkak onlardan bir ferik... alim oldukları halde… kesinlikle hakkı ketm eder.

2. BAKARA / 185

Nas için huda...
ve hudadan beyyineler...
ve furkan...
olan Kur'an'ın inzal olduğu Ramazan şehri... artık, sizden bu aya şahid olan kimse... oruç tutsun!
Mariz olan veya sefer üzre kimseler... artık yevmlerin iddeti kadar sonradandır...

ALLAH...
iddeti tekmil etmeniz için...
ve size hidayet verdiği şeye ALLAH'ı kebirlemeniz için...
size yusr irade eder, size usra irade etmez... umulur ki şükür edersiniz.

2. BAKARA / 188

Mallarınızı, kendi aranızda batıl ile yemeyin!
Nasın mallarından ferikini ism ile yemek için… alim olduğunuz halde... onlar ile hakimlere delv etmeyin!

2. BAKARA / 285

Rasul ve mü'minler, Rabbinden inzal olan şeye iman etti. Hepsi,
ALLAH'a...
ve meleklerine...
ve kitablarına...
ve Rasullerine...
iman ettiler.
"Rasullerinden hiç biri arasında fark görmeyiz."

Dediler ki:
"İşittik ve itaat ettik. Gufran ol bize Rabbimiz! Masir sanadır."

3. AL-İ İMRAN / 3-4

Onların ellerinin arasındakine musaddık olan kitabı, sana bi-hakkın inzal etti.
Tevrat ve İncil'i nas için huda olarak önceden inzal etmişti. Furkanı da inzal etmişti.

Muhakkak, ALLAH'ın ayetlerine kafir olanlar... onlara şedid azab vardır.
ALLAH, azizdir, intikam sahibidir.

3. AL-İ İMRAN / 23-24

Kendilerine kitabtan nasib verilmiş olanları görmüyor musun!?

Kendi aralarında hüküm vermesi için ALLAH'ın kitabına davet edilirler. Sonra onlardan, muriz olan bir ferik tevella eder.

Bunun sebebi,
"Nar, madud yevmler dışında bize mess etmez."
demeleridir.

İftira atmış oldukları şeyler, onları, dinleri hakkında garr eder.

3. ALİ İMRAN / 78

Muhakkak, onlardan elbette bir ferik, sizin, onun kitabtan olduğunu hesab etmeniz için kitaba lisanlarını levy ederler… oysa o kitabtan değildir.
"Bu, ALLAH'ın indindendir" derler.
O, ALLAH'ın indinden değildir... alim oldukları halde, ALLAH'a kizb kavl ederler.

3. ALİ İMRAN / 84

De ki:
"ALLAH'a...
ve bize inzal ettiğine...
ve İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a ve torunlarına inzal ettiğine...
ve Musa'ya ve İsa'ya ve Nebilere Rabblerinden verilene...
iman ettik. Onlardan birisi arasında fark görmeyiz.
Biz O'na Müslümanlarız."

3. ALİ İMRAN / 100

Ey iman edenler!
Eğer kitab verilenlerden bir ferike itaat ederseniz, imanınızdan sonra, sizi kafirler olmaya redd ederler.

3. ALİ İMRAN / 103

ALLAH'ın habline cemian mu'tasım olun!
Tefrik olmayın!
ALLAH'ın üzerinize nimetini zikir edin!

Siz düşman olmuştunuz da ardından kalblerinizin arasına ülfet etmişti... ve ardından onun nimeti ile kardeş oluvermiştiniz. Nardan bir hufrenin (çukur) (şefe) kenarında idiniz ve ardından sizi ondan inkaz etmişti.

Böyledir!...
ALLAH, ayetlerini size beyan eder... umulur ki ihtida olursunuz.

3. ALİ İMRAN / 105

Kendilerine beyyineler gelmesinin ardından tefrik olup ihtilafa düşenler gibi olmayın. İşte onlar... onlara azim azab vardır.

4. NİSA / 77

"Ellerinizi keff edin
ve salat ikame edin
ve zekatı verin" denilenleri görmedin mi?
Ardından üzerlerine kıtal yazıldığında, onlardan bir ferik, ALLAH'tan haşy eder gibi, hatta daha şedid haşyetle nasdan haşy ederler.
"Rabbimiz!
Niçin bize kıtal ketb ettin? Bizi karib ecele tehir etseydin ya!" derler.

De ki:
"Dünya metası pek azdır.
Ahiret, ALLAH'a ittika eden eden kimse için hayrdır. Size fetil kadar zulüm edilmez."

4. NİSA / 130

Eğer tefrik olurlarsa, ALLAH kendi bolluğu ile onların her birini ganiy eder.
ALLAH, vasi, hakim olandır.

4. NİSA / 150

Muhakkak… ALLAH'a ve Rasullerine kafir olanlar, ALLAH ve Rasullerinin arasında kendilerine fark görmeyi irade ederler.
"Bazısına iman ederiz, bazısına kafir oluruz" derler. İşte bunların arasında sebil ittihaz etmek irade ederler.

4. NİSA / 152

ALLAH'a ve Rasullerine iman edenler ve onlardan hiçbiri arasında kendilerine fark görmeyenler... işte onlara pek yakında ecirlerini verecektir.
ALLAH, gafur, rahim olandır.

5. MAİDE / 25

Dedi ki:
"Ey Rabbim!
Muhakkak ben ancak kendime ve kardeşime malik olabilirim. Artık bizim ve fasıkların kavminin arasını fark et."

5. MAİDE / 70

İsrailoğullarından, elbette kat'iyyetle misak ahz ettik!… ve onlara Rasuller irsal ettik.
Hevalarına uymayan şeyler ile gelen bütün Rasulleri…
ferikini kizb ettiler...
ve de ferikini katl ettiler.

6. ENAM / 81

"Sizin şirk koştuklarınızdan ne diye korkayım?
Siz de, ALLAH'ın, hakkında size sultan inzal etmediği şeyleri şirk koşmaktan korkmuyorsunuz!
Eğer alimseniz… artık iki ferikten hangisi, emin olmaya daha hakktır?"

6. ENAM / 153

Bu, BEN'im, "sırat-ı mustakim"imdir.
Artık ona tabi olun!... Sebillere tabi olmayın! Yoksa… O'nun sebilinden size tefrik ettirir.
Bunlara sizi böyle vasiyet ettirdi!... umulur ki ittika edersiniz.

6. ENAM / 159

Muhakkaktır ki…
dinlerinde kendilerini farklı görenler
ve şialar haline gelenler…
var ya... senin onlarla hiç işin olmaz!

Muhakkak onların emri ALLAH'a kalmıştır!
Sonra O, fail olmuş oldukları şeyler ile kendilerine haber verecektir.

7. ARAF / 30

Hadiy bir ferik... ve üzerlerine dalalet hakk olan bir ferik…
Muhakkak onlar, ALLAH'ın gayrısından, şeytanları veliyler ittihaz etmişlerdi… ve (buna karşın) kendilerinin mühtedi olduklarını hesab ediyorlardı.

8. ENFAL / 5

Rabbinin seni bi-hakkın evinden ihrac ettiği gibi… muhakkak mü'minlerden bir ferik de, elbette/kesinlikle kerih görüyorlardı.

8. ENFAL / 29

Ey iman edenler!
Eğer ALLAH'a ittika ederseniz;
sizin için furkan kılar...
ve sizden seyyielerinize kafir olur...
ve size gafur olur.
ALLAH, azim fazl sahibidir.

8. ENFAL / 41

Eğer;
ALLAH'a
ve Furkan yevminde... iki cemaatin mülaki olduğu yevmde... BİZ'e abd olana inzal ettiklerimize iman etmiş iseniz...
Alim olun!
Ganimet aldığınız şeylerden beşte biri;
ALLAH'ındır
ve Rasulünündür
ve kurb sahiblerinindir
ve yetimlerindir
ve miskinlerindir
ve sebil çocuklarınındır (yolcu).
ALLAH herşeye kadirdir.

9. TEVBE / 56

Onlar, sizden olmadıkları halde… kesinlikle sizden olduklarına, ALLAH'a half ederler. Fakat onlar fark edilmiş kavimdir.

9. TEVBE / 107

Mü'minlerin arasına, darr ve küfür ve tefrik olarak mescid ittihaz edenler... önceden ALLAH ve Rasulüne harb edenleri irsad edenler var.
"Sadece hüsn irade ettik" diye half edecekler.
ALLAH şahidtir ki, muhakkak onlar, elbette/kesinlikle kazibtir.

9. TEVBE / 117

Nebi'ye ve usra saatinde ona tabi olan muhacirlere ve ensara… elbette kat'iyyetle ALLAH tevbe etti!
Onlardan bir ferikin kalbleri, neredeyse zeyg olacaktı ki… sonra onlara da tevbe etti.
Muhakkak ki O, onlara rauftur, rahimdir.

9. TEVBE / 122

Mü'minlerin kaffeten nefr etmeleri gerekmez.
Artık kendilerine rücu ettiklerinde, dinde fıkh etmek için ve kavimlerini nezr etmeleri için, onlardan bütün fırkalardan bir taife nefr etsinler… umulur ki hazer ederler.

11. HUD / 24

İki ferikin meseli... kör ve sağır ile basir ve işiten kimseler gibidir.
Bu ikisinin meseli istiva olabilir mi!?
Artık tezekkür etmez misiniz!?

12. YUSUF / 39

"Ey sicn sahiblerim!
Müteferrik Rabbler mi hayrdır yoksa kahhar vahid ALLAH mı?"

12. YUSUF / 67

Dedi ki:
"Ey oğullarım!
Vahid babdan dahil olmayın... müteferrik bablardan dahil olun!
ALLAH'tan şeyi sizden ganiy edemem. Hüküm sadece ALLAH'ındır. O'na tevekkül ettim.
O'na... artık tevekkül edenler O'na tevekkül etsinler."

16. NAHL / 53-54-55

Nimetten sizin için olan... artık, ALLAH'tandır.
Sonra, size darr mess ettiği zaman... ardından O'na cer edersiniz.
Sonra, sizden darr keşf ettiği zaman... kendilerine verdiğimiz şeyler ile kafir olmaları için… sizden bir ferik Rabblerine şirk koşar.

Artık temettu edin!… Artık siz, yakında alim olacaksınız.

17. İSRA / 106

Kur'an!
BİZ onu, nasa müks üzre kıraat etmen için fark ettik... ve tenzilen inzal ettik.

18. KEHF / 78

(Hızır) Dedi ki:
"Bu, benim ve senin aranda firaktır.
Sana, sabırla istitaat etmediğin şeylerin te'vilini haber vereyim."

19. MERYEM / 73

Ayetlerimiz kendilerine beyan edilerek tilavet edildiği zaman… kafirler iman edenlere derler ki:
"İki ferikten hangisi makam olarak hayrdır... ve nida olarak ahsendir?"

20. TAHA / 94

Dedi ki:
"Ey anam oğlu!
Sakalımı ve de reisimi ahz etme.
Muhakkak ben;
***israiloğulları arasında fark gözettin... ve kavlime rakib oldun*** demenden haşy ettim."

21. ENBİYA / 48-49

elbette kat'iyyetle!... BİZ, ziya ve zikir olarak
Rabblerinden gayb ile haşy eden…
ve saatten müşfik olan…
muttakiler için Musa'ya ve Harun'a Furkan'ı verdik.

23. MU'MİNUN / 108-109-110-111

Der ki:
""Hasii olun orada! Kelime etmeyin!
BANA abd olanlardan bir ferik vardı... şöyle derlerdi:
"Rabbimiz!
Biz iman ettik.
Artık bize gafur ol... ve bize rahmet et! SEN rahimlerin hayrısın!"
Ardından siz onları, sihriyye ittihaz ettiniz. Hatta, BEN'i zikir etmeyi size unutturdu... ve siz, dıhk edenlerden oldunuz.
Muhakkak ki BEN, kendilerinin sabır ettikleri şey ile yevmde, onların cezalarını verdim. Onlar, fevz olanlardır. ""

24. NUR / 47

Derler ki:
"ALLAH'a ve Rasule iman ettik ve itaat ettik!"
Sonra onlardan bir ferik, bunun ardından tevella eder. İşte onlar iman etmiş değillerdir.

24. NUR / 48

Aralarında hüküm vermesi için... ALLAH'a ve Rasulüne davet edildikleri zaman, kendilerinden bir ferik muriz olmuştur.

25. FURKAN / 1-2

Alemlere nezir olması için KENDİSİNE abd olana furkanı inzal eden...
semaların ve arzın mülkü kendisine ait olan...
bereketlidir.
Evlad ittihaz etmemiştir.
O'nun, mülkünde şeriki yoktur.
Herşeyi halk etmiş... ve ardından bir takdir üzere kaderlemiştir.

26. ŞUARA / 63

Ardından Musa'ya vahy ettik:
"Asan ile bahra darb et!"
Artık, infilak etti! Bütün firkler azim tav gibiydi.

27. NEML / 45

ALLAH'a abd olsunlar diye, Semud'a, elbette kat'iyyetle kardeşleri Salih'i irsal ettik!
Ardından onlar, ıhtisam eden iki ferik oldular.

30. RUM / 14

Saatin kaim olacağı yevmde… yevme-izinde tefrik olacaklardır.

30. RUM / 32

Dinlerini farklılaştıranlardan…
ve şialar haline gelenlerden…
hizblerin hepsi, kendi ledalarındaki şey ile ifrah oluyor!

30. RUM / 33-34

Nasa darr mess ettiğinde, Rabblerini davet ederek, O'na münib olurlar.
Sonra, O'ndan rahmet taddıklarında, onlardan bir ferik… kendilerine verdiğimiz... ve ardından metalandıkları şeylere kafir olmaları için... Rabblerine şirk koşar.
Artık yakında… alim olacaksınız!

33. AHZAB / 13

Onlardan bir taife, demişti ki:
"Ey Yesrib ehli!
Size kaim olmak yok… artık rücu edin!"

Onlardan bir ferik de,
"Muhakkak evlerimiz avrettir..." diyerek, Nebiden izin istiyorlardı.
Oysa avret değildi!... onlar sadece firar etmeyi irade ediyorlardı.

33. AHZAB / 26-27

Kitab ehlinden, onlara zahir olanları…
sayasilerinden inzal etti…
ve kalblerine rub kazf etti.
Ferikini katl ediyor, ferikini esir ediyordunuz.
Onların arzlarına... ve diyarlarına... ve mallarına... ve henüz vatı olmadığınız arza... sizi varis etti.
ALLAH, herşeye kadir olandır.

34. SEBE / 20-21

elbette kat'iyyetle!... onlar üzerine iblis'in zannı sadık oldu!
Artık... ahirete iman edenlere, ondan şekk içinde olanlardan alim olmamız için... mü'minlerden bir ferik dışında, onlar... kendilerine bir sultan olmadığı halde... ona tabi oldular.
Rabbin herşeye hafızdır.

42. ŞURA / 7-8-9

Böyledir!...
BİZ...
hakkında rayb olmayan cem yevmine nezr etmen için…
karyelerin anasını (Mekke) ve onun havlindekileri nezr etmen için...
arabiyye Kur'an'ı sana vahy etmekteyiz.

Bir ferik cennettedir… bir ferik ise seirdedir!
Şayet ALLAH dileseydi, elbette onları vahid ümmet kılardı... fakat rahmetine, dilediği kimseyi dahil eder.

Zalimler... O'nun gayrısından (bir çok) veliyler ittihaz etse bile... onlara (gerçek bir) veliy ve nasır yoktur!

ALLAH!...
Veliy de O'dur!
Mevt olanları hayy eden de O'dur!
Herşeye kadir olan da O'dur!

42. ŞURA / 13

Nuh'a vasiyet ettiği şeyi...
"Dini ikame edin ve onun hakkında teferruk olmayın!"
diye... dinde şer'iat kıldı.
Sana vahy ettiğimiz... İbrahim'e ve Musa'ya ve İsa'ya vasiyet ettiğimiz şeydir.
Kendilerini davet ettiğin şey, müşrikler üzre kebirdir.
ALLAH, dilediği kimseyi ona ictiba eder... ve inabe eden kimseyi ona ihda eder.

42. ŞURA / 14

Ancak, kendilerine ilim gelmesinin ardından aralarında bagy edenler... teferruk olurlar.
Şayet Rabbinden, "müsemma ecele kadar" kelimesi sebak olmasaydı... kesinlikle aralarında kaza edilirdi.
Muhakkak onların ardından kitaba varis kılınanlar da... elbette ondan murib şekk içindedirler.

44. DUHAN / 4-5-6

İndimizden emir edilen bütün hakim emirler, onda fark edilir.
Muhakkak ki BİZRabbinden rahmet irsal eden olduk.
Muhakkak ki O'… O semidir, alimdir.

65. TALAK / 2-3

Ecellerini belağ ettiğinizde... ardından... onları maruf ile imsak edin... veya maruf ile fark edin.
Sizden adil iki kişi şahid olsun... ve şahadeti ALLAH için ikame edin!
ALLAH'a ve ahir yevmine iman etmiş olanlara... vaaz olunan budur.
ALLAH'a ittika eden kimse... O,
ona mahrec kılar...
onu hesaba katmadığı yerden rızıklandırır.
ALLAH'a tevekkül eden kimse… artık O,
ona hasbtır.
Muhakkak ki ALLAH'ın emri baliğ olur.
ALLAH, herşey için kat'iyyetle kader kılmıştır!

75. KIYAME / 26-27-28-29-30

Hayır!
Köprücük kemiğine belağ olduğunda, (can verirken)...
"Raky eden kim?" denildiğinde...
kendisinin firak olduğunu zann ettiğinde…
ve sekileri sekilerine leff olduğunda…
Yevme-izinde... mesak senin Rabbin üzredir.

77. MURSELAT / 1-2-3-4-5-6-7

Yemin olsun,
örfün mürsellerine...
ve ardından, asıfın asıflarına...
ve neşrin naşirlerine...
ve ardından, farkın farıklarına...
ve ardından, özür veya nezr olarak zikir ilka edenlere!...

Muhakkak… ancak, size vaad edilen, kesinlikle vaki olur.

98. BEYYİNE / 4

Kitab verilenler... ancak, kendilerine beyyine olarak verilen şeyin ardından tefrik oldular!

Sure Listesi

Kelam-ı Kadim'de Geçen Kelimeler Sözlüğü;Teolog A.Kadir İmamoğlu tarafından derlenerek hazırlanmıştır.