İçeriğe geç
KÖK Ara:
KELİME Ara:
ANLAM içinde Ara:
❝ G:YR ❞ kökünden türeyen kelimeler... 14 Kayıt Listeleniyor.
Aynı Kökten Türeyen: xoxox Agyer Gayr Gayrı Agyar Gayret Gayriyet Gayur Gayyir Gayyur Gıyer Mugayeret Mugayyer Mugayyir Mutegayyir Tagayyur Tegayyur Tagayyurat Tagyir Tagyirât
xoxox
غ ي ر G:YR
Agyer
غ ي ر G:YR

Çok gayretli adam.

Gayr
Gayrı
غ ي ر G:YR

Diğer. Başka, başkası. Rakib. Yabancı. Artık. (kıskançlık içerir) (İstisnâ edâtıdır. Başlarına getirildiği kelimeyi nefy yapar.)

DuruMeal'de toplam 143 kayıtta geçiyor.
Çğl.Agyar
Gayret
غ ي ر G:YR

Dikkatle ve sebatla çalışmak. Kıskanmak, çekememek. Hareketli ve temiz hislerle çalışmak. Dine, imana, namus gibi kıymetlere tecavüz edenlere karşı müdafaa için harekete gelmek.

DuruMeal'de toplam 1 kayıtta geçiyor.
Gayriyet
غ ي ر G:YR

Ayrılık. Gayrılık.

Gayur
غ ي ر G:YR

Hamiyetli. Çok çalışkan. Dayanıklı. Çok gayretli. Kıskanç.

Gayyir
Gayyur
غ ي ر G:YR

Gayretli kimse.

Gıyer
غ ي ر G:YR

Halden hale dönmek.

Mugayeret
غ ي ر G:YR

Aykırılık. Uymazlık. Başka türlü olma.

Mugayyer
غ ي ر G:YR

Değiştirilmiş, başkalaştırılmış. Tağyir edilmiş.

Mugayyir
غ ي ر G:YR

Tağyir eden, değiştiren.

DuruMeal'de toplam 1 kayıtta geçiyor.
Mutegayyir
غ ي ر G:YR

Değişen. Bir halden başka bir hale geçen. Bozulmuş, bozuk.

Tagayyur
Tegayyur
غ ي ر G:YR

Değişmek. Başkalaşmak. Bozulmak. Renk değiştirmek. Kokmak. Hâlden hâle geçmek, değişmek. Bozulmak. Zıt olmak.

Çğl.Tagayyurat
Tagyir
غ ي ر G:YR

Başkalaştırma. Değiştirme. Bozma. İyiden kötüye değiştirme.

DuruMeal'de toplam 1 kayıtta geçiyor.
Çğl.Tagyirât
1. FATİHA / 6-7

Bize,
sırat-ı mustakimi...
gazaba uğramışların ve dalalette olanların gayrısındaki... kendilerini nimetlendirdiğin kimselerin sıratını...
hidayet eyle.

2. BAKARA / 58-59

Demiştik ki:
"Bu karyeye dahil olun!
Artık, dilediğiniz yerde ondan ragad olarak yeyin... ve sacidlerin babından dahil olun.
"Hıtta" deyin... BİZ de sizin için, hatalarınıza gafur olalım. Muhsinlere ziyade edeceğiz."

Ardından zalimler, kendilerine kavil edilenleri, gayrı kaville bedellendirdiler.
Ardından zalimlere, fasık oldukları şeyler ile, semadan ricz inzal ettik.

2. BAKARA / 61

Siz demiştiniz ki:
"Ey Musa!
Biz vahid taama sabır edemeyiz. Bizim için Rabbini davet et... arzda nebat ettiği şeylerden bize ihrac etsin; bakl (sebze) ve aksee (kabak) ve füvm (sarımsak, buğday) ve ades (mercimek) ve basal (soğan)."

O dedi ki:
"O hayr olan ile... o edna olanı bedellendirmemi mi istiyorsunuz!?
Mısıra hebt olun!...
Artık muhakkak size, sual ettikleriniz kesinlikle vardır."

Onlara zillet ve meskenet darb edildi. ALLAH'tan gazab ile beva oldular. Bu, onların ALLAH'ın ayetlerine kafir olmaları ve Nebileri hakk gayrısında katl etmeleri iledir. Bu, isyan etmeleri ve düşmanlık etmiş olmaları iledir.

2. BAKARA / 173

Muhakkak size, ancak...
meyyiti (leşi)...
ve kanı…
ve domuz etini...
ve ALLAH'tan gayrısına hilal olunanı...
haram etti!
Bagy ve adv gayrısında muztar olan kimse… artık onun üzerine ism yoktur.
Muhakkak ki ALLAH, gafurdur, rahimdir.

2. BAKARA / 212

Kafirlere dünya hayatı ziynetlenir!... ve onlar, iman edenlere sahr ederler.
İttika edenler... kıyamet yevminde onların fevkindedir!

ALLAH, dilediği kimseyi, hesabsızca rızıklandırır.

2. BAKARA / 230

Eğer erkek, zevcesini bir daha boşarsa... artık sonrasında zevce, gayrı nikahlanıncaya kadar kendisine helal olmaz.

Eğer bu da onu boşarsa... ve ardından, eğer onlar ALLAH'ın hududunu ikame edeceklerini zann ederlerse... artık birbirlerine rücu etmelerinde o ikisine cünah yoktur.

Bunlar ALLAH'ın hudududur!
Bunları, alim olan kavim için beyan ediyor.

2. BAKARA / 240

Sizden vefat edip de zevcelerini vezr edenler, bir seneye kadar zevcelerinin, havlinden ihrac edilmeksizin metalanmalarını vasiyet etmiş olmalıdır!

Ancak eğer (kendiliklerinden) ihrac olurlarsa... artık onların maruftan nefslerine fail olacağı şeylerde size cünah yoktur.

ALLAH, azizdir, hakimdir.

3. AL-İ İMRAN / 21-22

ALLAH'ın ayetlerine kafir olanlar
ve Nebileri hakk gayrısında katl edenler
ve nasdan kıst ile emir eden kimseleri katl edenler…
artık onları, elim azab ile ibşar et.
İşte onlar, dünyada ve ahiretde amelleri habt olanlardır. Onlara nasırlardan yoktur.

3. ALİ İMRAN / 27

"Geceyi gündüze ilac edersin ve gündüzü geceye ilac edersin.
Meyyitten hayy ihrac edersin ve hayydan meyyit ihrac edersin.
Dilediğini hesabsızca rızıklandırırsın."

3. ALİ İMRAN / 37

Rabbi onu, hasene kabul ile kabl etti... hasene nebat olarak nebatlandırdı... ve ona Zekeriyya'yı kefil kıldı.
Zekeriyya, onun yanına, mihraba her dahil olduğunda, onun indinde, rızıka vecd oluyordu.

Diyordu ki:
"Ey Meryem!
Bu sana nereden (geldi)?"

Diyordu ki:
"Bunlar, ALLAH'ın indinden."
Muhakkak ki ALLAH, dilediği kişiyi hesabsızca rızıklandırır.

3. ALİ İMRAN / 83

Artık, ALLAH'ın dininden gayrısına mı, bagy ediyorlar!?
Semalardakiler ve arzdakiler, tav'an ve de kerhen O'na silm etmiştir!... ve O'na rücu edeceklerdir.

3. ALİ İMRAN / 85

İslam'ın gayrısında din ibtiga eden kimse… artık ondan kabl edilmeyecektir.
O, ahirette hasar alanlardandır.

3. ALİ İMRAN / 112

ALLAH'tan habl ile ve nasdan habl ile olmadıkları sürece... nerede sekf olurlarsa olsunlar!... zillet onların üzerine darb edildi!
ALLAH'tan gazab ile beva oldular!
Miskinlik onların üzerlerine darb edildi!
Bu... muhakkak onların,
ALLAH'ın ayetlerine kafir olmuş olmalarındadır!...
ve Nebileri hakk gayrısında katl etmiş olmalarındandır!
Bu...
isyan ettikleri şey iledir...
ve düşmanlık ediyor olmalarındandır!

3. ALİ İMRAN / 154

Sonra gamamın ardından... size emanet olarak, içinizden bir taifeyi gışa eden nüas inzal etti.
Bir taife de kat'iyyetle kendi nefslerine hemm olmuştu!
ALLAH'a hakk gayrısında cahiliye zannı ile zannda bulundular. Dediler ki:
"Bize emirden şey var mı?"

De ki:
"Muhakkak, bütün emirler ALLAH'ındır."

Nefslerinde sana ibda edemedikleri şeyler hafy ediyorlar. Diyorlar ki:
"Şayet bize emirden şey olsaydı burada katl edilmezdik."

De ki:
"Şayet siz evlerinizde olsaydınız bile... üzerine katl ketb olanlar, mazcalarında bariz olurdu.
Sadrlarınızda olanı ALLAH'ın belv etmesi içindir.
Kalblerinizde olanı mahs etmesi içindir.
ALLAH, sadrların zatına alimdir."

3. ALİ İMRAN / 181

"ALLAH fakirdir ve biz ganiyiz" diyenlerin kavillerini, ALLAH, elbette kat'iyyetle işitti!
Kavil ettikleri şeyleri...
ve Nebileri hakkın gayrısında katl ettiklerini...
ketb edeceğiz… ve diyeceğiz ki:
"Harık azabı tadın!"

4. NİSA / 12

Eğer evladları yoksa, zevcelerinizin terekelerinin yarısı sizindir.
Eğer evladları varsa, terekenin dörtte biri sizindir.
(Bunlar) vasiyet ettiklerinin veya deyn ardındandır.

Eğer sizin evladınız yoksa, terekenizin dörtte biri onlarındır.
Eğer evladınız varsa, terekenin sekizde biri onlarındır.
(Bunlar) vasiyet ettiklerinin veya deyn ardındandır.

Eğer kendisine varis olunan bir erkek veya bir kadının evladı ve ana-babası olmaz ve bir erkek veya bir kız kardeşi bulunursa, ona altıda bir düşer.
Eğer bundan daha çok olursa, üçte birde şeriktirler.
(Bunlar) darr vermeksizin vasiyet ettiklerinin veya deyn ardındandır.

ALLAH'tan vasiyettir.
ALLAH, alimdir, halimdir.

4. NİSA / 24

... ve melekesi yemininizde olanlar dışında, kadınlardan muhsan olanlar.

Üzerinize ALLAH'ın kitabı budur.

Bunlardan vera olanlar... müsafeha gayrısında, muhsin olarak mallarınız ile ibtiga etmeniz size helal kılındı.
O kadınlardan buna (bu helal edilen ile) metalanın ve ardından onlara, farz olan ecirlerini verin. Farz olanın ardından... rızalaştığınız şey hakkında size cünah yoktur.

Muhakkak ki ALLAH alim, hakim olandır.

4. NİSA / 25

Sizden, muhsan, mü'min kandınlarla nikahlanmaya tavl olarak istitaat etmeyen kimse, melekesi yemininizde olandan ve iman etmiş delikanlı kızlarınızdan...

ALLAH, sizin imanınıza alimdir.
Bazınız bazınızdansınız (siz birbirinizdensiniz).

Artık ehlinin izniyle onları nikahlayın.
Müsafeha gayrısında muhsan olanlara, maruf ile ecirlerini verin. Uhsin olmuşken hıdn ittihaz eden olmayın.

Artık eğer fahiş olanı işlerlerse... ardından onlara, muhsan kadınların azabının nısfıdır.

Bu, içinizden, anetten haşy edenler içindir. Sabır etmeniz sizin için hayrdır.
ALLAH, gafurdur, rahimdir.

4. NİSA / 46

Hadü kimselerden, kelimeleri mevzilerinden tahrif edenler, lisanlarıyla levy ederek ve dinde taan ederek;
"İşittik ve isyan ettik", "İşit, işitmez olası!" ve "Ra'ina" derler.
Şayet onlar, "İşittik ve itaat ettik", "İşit ve Nazar et bize" deselerdi, elbette kendileri için hayrlı ve daha kaviy olurdu.
Fakat ALLAH, kendi küfürleri ile kendilerini lanetlemiştir. Artık pek azından başka, iman etmezler.

4. NİSA / 56

Muhakkak, ayetlerimize kafir olanları yakında nara saly edeceğiz. Azabı tatmaları için cildleri nazc oldukça, gayrı cildlerle bedellendireceğiz.
Muhakkak ki ALLAH, aziz, hakim olandır.

4. NİSA / 81

Sana "itaatimiz sanadır!" derler.
Ardından, senin indinden ibraz olunca... onlardan bir taife, senin kavl ettiklerinin garısında beyat ederler.
ALLAH, onların beyat ettikleri şeyleri ketb etmektedir.

Artık sen, onlardan iraz et... ve vekil olarak ALLAH'a kafi olarak (olacak şekilde) ALLAH'a tevekkül et!

4. NİSA / 82

Kur'an'ı tedbir edinmiyorlar mı!?

Şayet o, ALLAH'tan gayrısının indinden olsaydı... elbette onda çok ihtilaf vecd ederlerdi.

4. NİSA / 95

Darr sahibi olanların gayrısında mü'minlerden kaid olanlarla... ALLAH sebilinde mallarıyla ve nefsleriyle cihad edenler istiva olamazlar.
ALLAH, mallarıyla ve nefsleriyle cihad edenleri, derece olarak, kaid olanlara fazl etmiştir.
ALLAH, külliyen hüsna vaad eder.
ALLAH, cihad edenleri, kaid olanlara azim ecir ile fazl etmiştir.

4. NİSA / 115

Kendisine huda beyan olmasının ardından Rasule şikak eden ve mu'minlerin sebilinden gayrısına tabi olan kimse… onu tevella ettiğine veliy ederiz ve onu cehenneme saly ederiz. Ne sui masirdir.

4. NİSA / 119

"Kesinlikle onları dalalete düşüreceğim.
Kesinlikle onları emanilere sokacağım.
Kesinlikle onlara amir olacağım ki... artık elbette, enamın kulaklarını betk edecekler.
Kesinlikle onlara amir olacağım ki... artık elbette ALLAH'ın halkıyetini tagyir edecekler."

ALLAH'ın gayrısında, şeytanı veliy ittihaz eden kimse... artık o, kat'iyyetle mübin hüsranla hasar almıştır!

4. NİSA / 140

Size, kitabta, kat'iyyetle şunu inzal etmiştik!
"ALLAH'ın ayetleri hakkında... onlara küfür edildiğini ve onlarla istihza edildiğini işittiğinizde... gayrısında bir hadise havz oluncaya kadar... artık onlarla beraber kuud etmeyin!... Yoksa onların mislinde olursunuz!"
Muhakkak ki ALLAH, münafıkları ve kafirleri, cehennemde cemian cem edecektir.

4. NİSA / 155-156-157

Ardından,
misaklarından nakz ettikleri ile...
ve ALLAH'ın ayetlerine küfür etmeleri ile...
ve Nebileri hakk gayrısında katl etmeleri ile...
"kalblerimiz gulf oldu" demeleri ile...
Bilakis!
ALLAH onları, kendi küfürleri ile tab etmiştir... ve artık onlar, sadece, çok az iman edebilirler.
ve küfürleri ile...
ve Meryem'e karşı azim bühtan sözleri ile…
ve "Muhakkak, ALLAH Rasulü, Meryem oğlu İsa Mesih'i biz katl ettik" sözleri ile...

Onlar onu katl etmediler... ve de salb etmediler.
Fakat onlara şübhe ettirildi!
Muhakkak onun hakkında ihtilafa düşenler, elbette bundan şekk içindedir. Onların zanna tabi olmaktan başka ilimleri yoktur. Onun katl edilmesine yakin değiller!

5. MAİDE / 1

Ey iman edenler!
Akdleri vefa edin!
İhramlı iken sayd etmeyi helal saymamanız şartıyla… size tilavet edilenler dışında, behim enam(ın hepsi) size helal kılındı.
Muhakkak ki ALLAH, irade ettiği hükmü verir.

5. MAİDE / 3

Mevt olmuşlar...
ve kan...
ve domuz eti...
ve ALLAH'tan gayrısına hilal olunanlar...
ve zekve ettikleriniz dışında; boğulmuş ve darbe sonucu ölmüş ve yüksekten düşerek (mütereddi) ölmüş ve boynuzlanarak ölmüş ve yırtıcı hayvan tarafından yenilmiş hayvanlar...
ve nasb üzerine zebh edilen hayvanlar...
ve zelmler ile istiksam etmeniz...
size haram kılındı. Bunlar fısktır!

Bu yevmde, kafirler, dininizden yeis içindedir.
Artık onlardan haşy etmeyin. BEN'den haşy edin!

Bu yevmde, dininizi, sizin için ikmal ettim. Üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için, din olarak İslam'a razı oldum.

Artık, isme meyl etmeksizin, mahmasa içinde muztar kimse...
Muhakkak ki ALLAH, gafurdur, rahimdir.

5. MAİDE / 5

Bu yevmde, tayyib olanlar sizin için helal kılındı.
Kitab verilenlerin taamı size helaldir... ve sizin taamınız onlara helaldir.
Mü'minlerden muhsan kadınlar... ve öncenizden kitab verilenlerden muhsan kadınlar...
- o kadınlara ecirlerini verdiğinizde...
- müsafeha gayrısında muhsan olduklarında...
- ve hıdn ittihaz etmediğinizde...
(size helaldir).

İmana kafir kimse...
artık onun ameli habt olur!...
ve o, ahirette kat'iyyetle hasar alanlardandır!

5. MAİDE / 32

Bu ecelden... İsrailoğullarına ketb ettik ki:
"Muhakkak, nefs gayrısı ile nefs katl eden veya arzda fesad çıkaran kimse... artık, cemian nası katl etmiş gibidir.
Hayy eden kimse ise... artık cemian nası hayy etmiş gibidir."

Rasullerimiz, elbette kat'iyyetle beyyineler ile geldiler!... sonra, muhakkak onlardan çoğu... bundan sonra... arzda kesinlikle müsrif olacaklardır!

5. MAİDE / 77

De ki:
"Ey kitab ehli!
Dininizde, hakk gayrısında gulv etmeyin!
Sakın ola…
önceden kat'iyyetle dalalete düşmüş!...
ve de pek çoklarını dalalalete düşürmüş!...
seva sebilden dalalet etmiş!...
bir kavmin hevasına tabi olmayın!"

5. MAİDE / 106

Ey iman edenler!
Mevt, birinize hazır olduğunda... vasiyet hiyninde...
kendinizden iki adil zat...
veya... eğer siz, arzda darb ediyorsanız... ve ardından mevt musibeti size isabet etmişse... gayrınızdan iki kimse...
aranızda şahadet etsin!

Eğer raybe düşerseniz... onları salat ardından habs edersiniz... ve ardından ALLAH'a kasem ederler:
"Şayet kurb sahibi bile olsak...
onunla (hiç bir) semen iştira etmeyiz...
ve ALLAH'ın şahadetini ketm etmeyiz.
Muhakkak o zaman, asim kimselerden oluruz!"

6. ENAM / 14

De ki:
"Semaları ve arzı fatr eden… taam etmeden taam ettiren ALLAH'tan gayrı veliy mi ittihaz edeyim!?"
De ki:
"Muhakkak bana,
silm olanların evveli olmam...
ve müşriklerden olmamam
emir edildi."

6. ENAM / 40

De ki:
"Gördünüz mü!?
Eğer ALLAH azabını size verse veya saat size gelmiş olsa… eğer siz sadıklarsanız... ALLAH'tan gayrısını mı davet edersiniz!?"

6. ENAM / 46

De ki:
"Gördünüz mü!?
Eğer ALLAH, işitmenizi ve basarlarınızı ahz etse ve kalblerinizi hatm etse, ALLAH'tan gayrı, hangi ilah onları size verebilir?"
Nazar et!
Nasıl da, ayetleri sarf ediyoruz! Sonra, onlar suduf etmekteler!

6. ENAM / 68

Ayetlerimiz hakkında havz olanları gördüğünde, gayrı hadise havz oluncaya kadar, onlardan iraz et.
Eğer şeytan sana unutturursa… artık zikir ettikten sonra, zalimler kavmiyle beraber kuud etme.

6. ENAM / 93

ALLAH'a kizb ederek iftira eden...
yahut kendisine birşey vahy edilmediği halde, "Bana vahy olundu" diyen...
yahut, "ALLAH'ın inzal ettiği şey mislince ben de inzal edeceğim" diyen...
kimseden daha zalim kimdir?
Şayet, zalimleri bir görsen;
mevt gamrı içinde olduklarında...
ve meleklerin ellerini bast ederek; "Nefslerinizi ihrac edin bakalım! Bu yevmde, ALLAH'a karşı hakk gayrısında söylemiş olduğunuz şeyler ile... ve ayetlerine istikbar etmiş olmanız ile muhin azaba cezalanacaksınız!" (denildiğinde)...

6. ENAM / 99

O, semadan su inzal edendir.
Ardından nebatın bütün şeylerini onunla ihrac ettik.
Ardından, ondan hadralar ihrac ettik.
Ondan da müterakib habbeler ihrac ediyoruz...
ve hurmanın tallarından daniye olan salkımlar...
ve üzümden ve zeytinden ve nardan müştebih ve gayr-ı müteşabih cennetler...
Semere vermekteyken ve olgunlaştığında semerelerine nazar edin!
Muhakkak bunda, iman eden kavim için elbette ayetler var!

6. ENAM / 100

Halk ettiği cinnleri, ALLAH'a şerik kıldılar!
İlmin gayrısı ile O'na oğullar ve kızlar hark ettiler!
O, subhandır ve onların vasf ettileri şeylerden tealidir.

6. ENAM / 108

Onların, ALLAH'ın gayrısından davet ettiklerine sebb etmeyin... sonra onlar da ilmin gayrısında, düşmanca ALLAH'a sebb ederler.

Böyledir!...
Bütün ümmete, kendi amellerini ziynetledik.
Sonra, mercileri Rabblerine olacaktır... ve ardından O, amel etmiş oldukları şeyler ile onlara haber verecektir.

6. ENAM / 114

Kitabı size, mufassal olarak inzal etmişken... ALLAH'tan gayrı hakem mi ibtiga edeyim?
Kendilerine kitab verdiklerimiz, onun, Rabbinden bi-hakkın inzal edildiğine alimdirler.
Artık, mümterlerden olma!

6. ENAM / 119

Ne oluyor size!?
Muztar olmanız dışında... size haram kıldığı şeyler size kat'iyyetle tafsil edilmişken!... üzerine ALLAH'ın ismi zikir edilenlerden yemiyorsunuz!?
Muhakkak onların çoğu, ilmin gayrısında hevalarına uymakla dalalete düşüyorlar.
Muhakkak ki Rabbin... O, mutedlere alimdir.

6. ENAM / 140

İlmin gayrısında, sefihçe, evladlarını katl edenler...
ve ALLAH'ın kendilerini rızıklandırdığı şeyleri, ALLAH'a iftira ederek haram kılanlar… kat'iyyetle hasar almışlardır!
Mühtedi olmayanlar, kat'iyyetle dall olmuşlardır!

6. ENAM / 141-142

Arşı olan ve arşı olmayan cennetleri inşa eden O'dur... ve muteşabih olarak; hurmayı ve üküllerinden muhtelif ziraati ve zeytini ve narı... ve müteşabih gayrısında olanları...!
ve enamdan hamil olanları ve firaş yapılanları…!

Semere verdiğinde semeresinden yeyin ve hasad yevminin hakkını verin.
İsraf etmeyin!
Muhakkak ki O, müsriflere muhabbet duymaz.

ALLAH'ın sizi rızıklandırdığı şeylerden yeyin. Şeytanın hatvelerine tabi olmayın. Muhakkak o, sizin için mübin aduvvdur.

6. ENAM / 144

Deveden iki ve sığırdan iki.
De ki:
"İki erkeği mi haram etti yoksa iki dişiyi mi?
Yoksa iki dişinin rahimlerinde iştimal ettiğini mi?
Yoksa, size vasiyet ettirdiğinde bununla ALLAH'a şahid mi oldunuz?
Artık... ilmin gayrısı ile nası dall etmek için ALLAH'a kizb ederek iftira edenden daha zalim kimdir?"
Muhakkak ki ALLAH, zalimlerin kavmini ihda etmez.

6. ENAM / 145

De ki:
"Bana vahy olunanlarda;
mevt (leş)
veya mesfuh dem (akıtılmış kan)
veya domuz eti -ki o muhakkak ricstir-
veya fıskla ALLAH'tan gayrısına hilal olunan müstesna olmak üzere; taam edilecek taamlar üzre, haram edilmiş olanlar mevcud değil.
Muztar olan, bagi dışında ve düşmanlık etmeden..."
Muhakkak ki Rabbin, gafurdur, rahimdir.

6. ENAM / 164

De ki:
"ALLAH'tan gayrı Rabb mı bagy edeyim!? Herşeyin Rabbi O'dur!
Her nefs, sadece, kendine kesb eder!
Vezr eden kimse, başka bir vizri vezr etmez!
Sonra merciniz Rabbinizedir ve ardından hakkında ihtilaf etmiş olduğunuz şey ile size haber verir.

7. ARAF / 33

De ki:
"Muhakkak, Rabbim'in haram ettikleri, ancak;
zahir olan ve de batın olan fahiş olanlar...
ve ism...
ve hakk gayrısında bagy etmek...
ve hakkında sultan inzal etmediği şeyi ALLAH'a şirk koşmak...
ve alim olmadığınız şeyleri ALLAH'a kavl etmektir."

7. ARAF / 53

İllaki onun teviline mi nazar ediyorlar?
Tevil edildiği yevmde, önceden onu unutmuş olanlar derler ki:
"Rabbimizin Rasulleri kat'iyyetle bi-hakkın gelmişti!... artık, bizim şefaatçilerimiz var mı ki bize şefaat etsinler?
Yahut redd edilir miyiz ki; amel etmiş olduklarımızdan gayrısını amel edelim?"
Kendi nefslerine kat'iyyetle hasar verdiler... ve iftira etmiş oldukları şeyler de kendilerinden dalalet etti.

7. ARAF / 59

Nuh'u kavmine, elbette kat'iyyetle irsal ettik! Onlara dedi ki:
"Ey kavmim!
ALLAH'a abd olun! O'ndan gayrı size ilah yoktur.

Muhakkak ben azim yevmin azabının sizin üzerinize olmasından korkuyorum."

7. ARAF / 65

Ad kavmine, kardeşleri Hud, dedi ki:
"Ey kavmim!
ALLAH'a abd olun! O'ndan gayrı size ilah yoktur.

Artık ittika etmez misiniz?"

7. ARAF / 73

Semud kavmine, kardeşleri Salih dedi ki:
"Ey kavmim!
ALLAH'a abd olun! O'ndan gayrı sizin için ilah yoktur.
Rabbinizden size kat'iyyetle beyyineler geldi!
ALLAH'ın şu devesi, sizin için ayettir. Artık onu vezr edin... ALLAH'ın arzında yesin... ve ona sui ile mess etmeyin!
Yoksa, elim azab sizi ahz eder."

7. ARAF / 85-86

Medyen'e kardeşleri Şu'ayb, dedi ki:
"Ey kavmim!
ALLAH'a abd olun! O'ndan gayrı size ilah yoktur.

Rabbinizden size kat'iyyetle beyyineler geldi!
Artık,
keyl ve mizanı vefa edin...
ve nasın eşyasını bahs etmeyin...
ve ıslah edildikten sonra arzda fesad çıkarmayın.
Eğer mü'min iseniz, bunlar sizin için hayrlıdır.
O'na iman edenleri, ALLAH'ın sebilinden sadd etmek üzere... vaad ederek ve ivec ibga ederek... bütün sıratlara kuud etmeyin!
Zikir edin!... siz az idiniz... ve ardından O, sizi çoğalttı!
Nazar edin!... müfsidlerin akibeti nasıl oldu!"

7. ARAF / 140

"Size… O, sizi alemlere fazl etmişken... ALLAH'tan gayrı ilah mı ibtiga edeyim!?"

7. ARAF / 146

Arzda hakk gayrısı ile kebirlenenleri, ayetlerimden sarf edeceğim!
Onlar bütün ayetleri görseler de... ona iman etmezler. Rüşd sebili görseler... onu sebil olarak ittihaz etmezler.
Gaviyy sebilini görseler... onu sebil olarak ittihaz ederler.
Bu, onların ayetlerimizi kizb etmeleri... ve onlardan gafil olmuş olmaları iledir.

7. ARAF / 162

Ardından, içlerinden zalimler, kendilerine kavil edilenleri, gayrı kaville bedellendirdiler. Artık, zalim olmuş oldukları şey ile, onlara semadan ricz irsal ettik.

8. ENFAL / 7

İki taifeden birinin sizin için olduğunu ALLAH size vaad ettiğinde… ve siz, şevketin zatının gayrısında olanın, sizin olmasına vedd ettiğinizde... ALLAH, kelimeleri ile, hakk olanı hakk kılmayı ve kafirlerin dabirinin kata olmasını irade ediyordu.

8. ENFAL / 53

Bu;
ALLAH'ın… kendi nefsleri ile olanı tagyir edinceye kadar... bir kavmi nimetlendirdiği nimetlere mugayyir olmayacağındadır.
ALLAH'ın, semi, alim olmasındandır.

9. TEVBE / 2

Artık arzda, dört ay seyahat edin.
Alim olun ki; muhakkak siz, ALLAH'ı aciz bırakacakların gayrısındasınız.
Muhakkak ki ALLAH, kafirlere hızy edendir.

9. TEVBE / 3

ALLAH'tan ve Rasulünden, ekber hacc yevminde nas için ezandır!
Muhakkak ki ALLAH ve Rasulü, müşriklerden beridir.
Eğer tevbe ederseniz, artık bu sizin için hayrdır.
Eğer tevella ederseniz, alim olun ki; siz, ALLAH'ın mucizlerinin gayrısındasınız.
Elim azabı kafirlere ibşar et!

9. TEVBE / 39

Nefr etmezseniz…
size elim azab ile azab eder…
ve sizin gayrınızda bir kavmi yerinize istibdal eder.
Siz O'na bir şey darr edemezsiniz.
ALLAH, herşeye kadirdir.

10. YUNUS / 15

Beyan edilmiş ayetlerimiz kendilerine tilavet edildiğinde... BİZ'e lika olmaya rica etmeyenler derler ki:
"Bundan gayrı Kur'an getir veya bunu bedellendir."
De ki:
"Benim onu kendi kendime bedellendirmem olamaz. Ben, sadece, bana vahy olunana tabi edildim. Muhakkak... eğer Rabbime isyan edersem... azim yevmin azabından korkarım."

10. YUNUS / 23

Ardından kendilerine necat ettiğinde... onlar, hemen, arzda hakk gayrısı ile bagy ederler.
Ey nas!
Muhakkak sizin, dünya hayatının metasına bagyniz, ancak, kendi nefsleriniz üzredir.
Sonra merciniz BİZ'edir... ve ardından amel etmiş olduğunuz şeyleri, size haber veriririz.

11. HUD / 46

Dedi ki:
"Ey Nuh!
Muhakkak o, senin ehlinden değildir. Muhakkak o, salih gayrısında amel etmiştir. Artık, senin hakkında ilmin olmayan şeye BANA sail olma!
Muhakkak ki BEN, cahillerden olacağını, sana vaaz ediyorum!"

11. HUD / 50

Ad kavmine, kardeşleri Hud, dedi ki:
"Ey kavmim!
ALLAH'a abd olun! O'ndan gayrı size ilah yoktur.

Siz, sadece, iftira edenlersiniz."

11. HUD / 57

"Artık eğer tevella ederseniz... artık, bana irsal edileni, onunla üzerinize kat'iyyetle iblağ ettim!
Rabbim sizin gayrınızda bir kavmi istihlaf eder... ve siz, O'na bir şey darr edemezsiniz.
Muhakkak ki Rabbim, herşeye hafızdır."

11. HUD / 61

Semud kavmine kardeşleri Salih, dedi ki:
"Ey kavmim!
ALLAH'a abd olun! O'ndan gayrı size ilah yoktur.
O, sizi, arzdan inşa etti... ve sizi orada ömürlendirdi.
Artık O'na istiğfar edin!
Sonra O'na tevbe edin!
Muhakkak ki Rabbim karibdir, mucibdir."

11. HUD / 63

Dedi ki:
"Ey kavmim!
Görüyor musunuz!?
Eğer ben Rabbimden beyyineler üzreysem... ve O'ndan bana Rahmet verilmişse... eğer O'na asi olursam… artık kim bana, ALLAH'tan nasr edebilir?
Artık siz beni, tahsir gayrısında ziyade edemezsiniz."

11. HUD / 65

Ardından onu akar ettiler.
Ardından dedi ki:
"Darınızda üç yevm metalanın. Bu kizb edilemeyecek vaaddir."

11. HUD / 76

"Ey İbrahim!
Bundan iraz et... muhakkak Rabbinin emri kat'iyyetle gelmiştir! Muhakkak onlara, redd olunamayacak azab verilecektir."

11. HUD / 84

Medyen'e kardeşleri Şu'ayb, dedi ki:
"Ey kavmim!
ALLAH'a abd olun! O'ndan gayrı size ilah yoktur.

Mikyali ve mizanı nakıs etmeyin. Muhakkak ben sizi hayr ile görüyorum... ve muhakkak ben, muhit yevmin azabının size olmasından korkuyorum."

11. HUD / 101

BİZ onlara zalim olmadık… fakat onlar nefslerine zalim oldular.
Ardından... Rabbinin emri geldiğinde, ALLAH'ın gayrısından bir şeyden davet ettikleri ilahlar,
kendilerini ganiy etmedi.
ve tebb ettiklerinin gayrısında onları ziyade etmedi.

11. HUD / 108

Said olanlar, artık cennettedir.
Semalar ve arz daim oldukça, Rabbinin diledikleri dışında, onlar orada ebedidirler. Onlara meczuz gayrısında atadır.

11. HUD / 109

Artık, abd oldukları şeyden mirye içinde olma. Onlar sadece, ata-babalarının önceden abd oldukları gibi abd olurlar.
Muhakkak ki BİZ, nasiblerini, elbette/kesinlikle menkus gayrısında vefa edeceğiz.

13. RAD / 2

ALLAH,
Görebileceğiniz amedlerin gayrısı ile semaları ref edendir...
sonra Arş'a istiva edendir...
ve güneşi ve kameri teshir edendir.

Hepsi, müsemma ecel için cereyan etmektedir.
Emri debre ettirir.
Ayetlerini tafsil eder.
Umulur ki, Rabbinize mülaki olacağınıza yakin olursunuz!

13. RAD / 4

Arzda,
mütecavir kıtalar...
ve inebden (üzüm) ve zerden (ekin) cennetler...
ve sınvan ve sınvan gayrısında nahllar (hurma ağaçları)
vardır. Bunlar, vahid su ile iska olur... ve üküllerinde, bazısını bazısına fazl ederiz.
Muhakkak bunda, akıl eden kavim için elbette/kesinlikle ayetler vardır.

13. RAD / 11

Ona, elinin arasından ve halflerinden muakkib olanlar vardır...
Onu, ALLAH'ın emrinden hıfz ederler.

Muhakkak ki ALLAH... nefsleri ile olanı tagyir edinceye kadar... kavim ile olanı tagyir etmez.
ALLAH, bir kavme sui irade ettiği zaman... artık onu redd edecek yoktur... onlara O'nun gayrısından vali de yoktur.

14. İBRAHİM / 37

"Rabbimiz!
Muhakkak ben, SEN'in muharrem beytinin (Kabe) indindeki ekin yetişmeyen vadiye, zürriyetimden iskan ettim.
Rabbimiz!
Salat ikame etmeleri için!
Artık nasdan, fuadları onlara heva edilmiş kimseler kıl. Semerelerden onları rızıklandır... umulur ki şükür ederler."

14. İBRAHİM / 48

Yevmde arz ve semalar... arzın gayrısına tebdil edilir… ve onlar vahid, kahhar ALLAH'a ibraz olunur.

16. NAHL / 21

Onlar, hayy olanların gayrısında mevtalardır. Ne zaman baas olacakları… onların şuurunda değildir.

16. NAHL / 25

Kendi vizrlerine kamil olarak…
ve ilmin gayrısı ile dalalete düşürdüklerinin vizrlerinden (birazına)…
kiıyamet yevminde hamil olmaları içindir.
Değil mi ki... vezr ettikleri şey ne de suidir!?

16. NAHL / 52

Semalarda ve arzda olanlar, O'nundur.
Vasıb din, O'nundur.
Artık ALLAH'tan gayrısına mı ittika ediyorsunuz?

16. NAHL / 115

Muhakkak,
mevt olanlar…
ve kan…
ve domuz eti…
ve ALLAH'tan gayrına hilal olunanlar…
size haram edilmiştir!
Bagi ve düşmanlık etmeden muztar olan... artık muhakkak ki ALLAH, gafurdur, rahimdir.

17. İSRA / 73

BİZ'e onun gayrısında iftira etmen için sana vahy ettiğimizden seni fitneye düşürebilselerdi... o zaman, elbette seni halil olarak ittihaz ederlerdi.

18. KEHF / 74

Ardından, birlikte talak ettiler.
Hatta... gılmeye mülaki olduklarında, (hızır) onu katl etti.
(Musa:) Dedi ki:
"Zekiy olan nefsi, bir nefs gayrısında mı katl ettin sen?
Sen, elbette kat'iyyetle nükre bir şey yapmış oldun!"

20. TAHA / 22-23

"Kübra ayetlerden sana göstermemiz için elini cenahına zamm et!... Başka bir ayet olarak, sui gayrısında beyazlaşmış olarak ihrac olsun."

22. HACC / 3

Nasdan, ilmin gayrısı ile ALLAH hakkında cedel eden kimseler… hepsi, merid şeytana tabidirler.

22. HACC / 5

Ey nas!
Eğer baas edilmekten rayb içindeyseniz... artık muhakkak ki BİZ sizi, kendinize beyan etmek için...
turabdan...
sonra nutfeden...
sonra alaktan...
sonra muhallak ve gayrı muhallak mudgalardan...
halk ettik.

Dilediğimizi müsema ecele kadar rahimlerde kararlarız.
sizi tıfl olarak ihrak ederiz...
ki... sonradan şedidinize iblağ olun!

Sizden kimisi vefat ettirilir...
ve kiminiz de ilme sahib olduktan sonra ilim edemez hale gelmesi için...
ömrün reziline redd edilir.

Arzı hamide görürsün... ardından ona su inzal ettiğimizde...
hezz eder...
ve rubve olur...
ve bütün behic zevclerden nebatlanır.

22. HACC / 8-9

Nasdan... ilim ve huda ve münir kitab gayrısında ALLAH hakkında cedel eden kimseler… ALLAH'ın sebilinden dalalet ettirmek için… kendilerini sani olana atıf ederler.
Onlara…
dünyada hizy vardır...
ve kıyamet yevminde harık azabı tattıracağız.

22. HACC / 31

O'na şirk koşanların gayrısında... ALLAH için Hanifler olun!
ALLAH'a şirk koşan kimse... artık sanki…
semadan harra olmuş da kendisini kuşlar hatf ediyor...
veya rih onu sahik mekanda tehviye ediyor...
gibidir.

22. HACC / 39-40

Kendilerine zulüm edildi diye... katle uğrayanlara izin verildi... ki onlar;
hakk gayrısında; sadece "Rabbimiz ALLAH'tır" demelerinden ötürü diyarlarından ihrac edildiler.
Muhakkak ki ALLAH, onlara nasr üzre elbette/kesinlikle kadirdir.

Şayet ALLAH, nasın bazısını bazısı ile def etmeseydi... içlerinde ALLAH'ın isimlerinin içinde çokça zikir edildiği... manastırlar ve kiliseler ve havralar ve mescidler elbette/kesinlikle hedm edilirdi.
ALLAH, KENDİSİNE nasr edene, elbette/kesinlikle nasr eder.
Muhakkak ki ALLAH, elbette/kesinlikle kaviydir, azizdir.

23. MU'MİNUN / 5-6-7

ve Zevceleri veya melekesi yeminlerinde olanlar dışında... fercleri için hafız olanlar…
Artık muhakkak onlar, levm edilmiş olanların gayrısında olurlar. Bunun verasını ibtiga eden kimse… artık işte onlar… onlar, düşmandır.

23. MUMİNUN / 23

BİZ, elbette kat'iyyetle... Nuh'u kendi kavmine irsal ettik.

O, dedi ki:
"Ey kavmim!
ALLAH'a abd olun! O'ndan gayrı size ilah yoktur.

Artık ittika etmeyecek misiniz?"

23. MU'MİNUN / 31-32

Sonra onların ardından başka bir karin inşa ettik.
Ardından onlara da, kendilerinden...
"ALLAH'a abd olun! O'ndan gayrı size ilah yoktur.

Artık ittika etmez misiniz?"
diyen Rasuller irsal ettik!

24. NUR / 27

Ey iman edenler!
Kendi beytlerinizin gayrısındaki beytlere…
ehline teslim olupta ünsiyetiniz oluncaya kadar dahil olmayın!
İşte bu sizin için hayrdır… umulur ki tezekkür edersiniz.

24. NUR / 29

İçinde metanız bulunması durumunda… meskun gayrısındaki beytlere dahil olmanız size cünah değildir.
ALLAH, ibda ettiklerinize de... ketm ettiklerinize de… alimdir.

24. NUR / 31

Mü'min kadınlara da söyle, basarlarını gazz etsinler. Ferclerini hıfz etsinler.
Zahir olanları dışında ziynetlerini ibda etmesinler. Onların (görenlere) humar verecek olanını ceblerine darb etsinler.
Ziynetlerini ibda etmesinler, ancak şunlar müstesna:
kocaları,
yahut babaları,
yahut kocalarının babaları,
yahut oğulları,
yahut kocalarının oğulları,
yahut erkek kardeşleri,
yahut erkek kardeşlerinin oğulları,
yahut kız kardeşlerinin oğulları,
yahut kadınlar,
yahut melekesi yeminlerinde olanlar,
yahut erkek kimselerden irbet (akıl,ustalık) sahibi olanlar gayrısında kendilerine tâbi olanlar,
yahut kadınların avreti üzere zuhur olmayan tıfllar.
Hafy ettikleri ziynetlerine alim olunsun diye ayaklarını yere vurmasınlar.
ALLAH'a cemian tevbe edin eyy mü'minler!... umulur ki felaha ulaşırsınız!

24. NUR / 36-37-38

ALLAH'ın, içinde KENDİ isminin ref edilmesine ve zikir edilmesine izin verdiği beytlerde...

ticaretin ve bey'in... kendilerini,
ALLAH'ı zikir etmekten...
ve salat ikame etmekten...
ve zekat vermekten...
lehv etmediği erkek kimseler...

ALLAH'ın,
amil oldukları şeylere ahsen cezayı vermesi için...
ve fazlından ziyade etmesi için...

kalblerin ve basarların takallüb edeceği yevmden korkarak… orada, gudüv ve asile ile O'nu sebbih ederler.

ALLAH, dilediği kimseyi hesabsızca rızıklandırır.

24. NUR / 60

Nikaha rica etmeyen kadınlardan kaide olanlar... ziynetleri ile burc etmek gayrısında... sevblerini vaz etmeleri kendilerine cünah değildir.
Ancak afif olmak istemeleri onlar için hayrdır.
ALLAH, semidir alimdir.

26. ŞUARA / 29

Dedi ki:
"Kesinlikle, eğer benim gayrımda ilah ittihaz edinirsen, seni elbette mescunlardan kılarım."

27. NEML / 12

"Elini cebine dahil et... firavuna ve kavmine dokuz ayet içinde… sui gayrısından beyaz olarak ihrac olsun… muhakkak onlar, fasık kavim oldular."

27. NEML / 22

Ardından, baid gayrısında meks oldu… ve dedi ki:
"Senin ihata edemediğin şeyi ihata ettim. Sana Sebe'den yakin haber ile geldim."

28. KASAS / 32

"Elini cebine selk et. Sui gayrısında, beyaz olarak ihrac olsun. Cenahını rehbden kendine zamm et.

Artık bu ikisi, Firavun ve melelerine, Rabbinden iki burhandır. Muhakkak onlar fasık kavim oldular."

28. KASAS / 38

Firavun dedi ki:
"Ey meleler!
Sizin için benim gayrımda ilaha alim değilim.
Benim için, tin üzre vakd et, ey Haman! Benim için sarh yap. Umulur ki ben Musa'nın ilahına tulu ederim.
Muhakkak ben, elbette/kesinlikle onu kaziblerden zann ediyorum."

28. KASAS / 39

O ve orduları, arzda hakkın gayrısında istikbar ettiler. Muhakkak onlar, BİZ'e rücu etmeyeceklerini zann ettiler.

28. KASAS / 50

Eğer, sana isticab etmezlerse... artık alim ol ki... onlar sadece hevalarına tabi olmaktadırlar.
ALLAH'tan hudanın gayrısı ile kendi hevasına tabi olandan daha dall olan kimdir?

Muhakkak ki ALLAH, zalimlerin kavmine ihda etmez.

28. KASAS / 71

De ki:
"Gördünüz mü?
ALLAH, geceyi üzerinize kıyamet yevmine kadar sermed kılsaydı, ALLAH'ın gayrısında, hangi ilah size ziya verirdi?
Artık işitmez misiniz?"

28. KASAS / 72

De ki:
"Gördünüz mü?
ALLAH, gündüzü üzerinize kıyamet yevmine kadar sermed kılsaydı, ALLAH'ın gayrısında, hangi ilah size içinde teskin olacağınız gece verirdi?
Artık basir olmayacak mısınız?"

30. RUM / 29

Bilakis!
Zalimler, ilmin gayrısı ile kendi hevalarına tabi oldular.
Artık ALLAH'ın daha dall ettiği kimseleri, kim ihda edebilir?... Onlar için nasır yoktur!

30. RUM / 55

Saatin kaim olacağı yevmde... mücrimler, bir saat gayrısında lebs olmadıklarına kasem ederler.

Böyledir!...
Onlar, ifk ederler.

31. LOKMAN / 6

Nasdan… ALLAH'ın sebilinden dalalete düşürmek için ilmin gayrısı ile
lehv hadis iştira edenler...
ve hüzüv ittihaz edenler…
işte onlara, muhin azab vardır.

31. LOKMAN / 10

Semaları, görebildiğiniz amedler gayrısında halk etti.
Arzda, size meyd etsin diye rasiyeler ilka etti.
ve orada bütün dabbeden bess etti.
BİZ,
semadan su inzal ettik...
ve ardından BİZ,
orada bütün kerim zevclerden nebatlandırdık.

31. LOKMAN / 20

ALLAH'ın, semalarda olanları ve arzda olanları size teshir ettiğini ve zahir ve batın nimetlerini sizin üzerinize isbag ettiğini görmedin mi?

Nasdan kimseler, ALLAH hakkında,
ilim...
ve huda...
ve munir kitab...
gayrısında cedel eder.

33. AHZAB / 53

Ey iman edenler!
Nebinin evine... size izin verilmesi dışında... nazır olanlar gayrısında... taam etmek için ansızın dahil olmayın!
Fakat davet edildiğinizde dahil olun... ve ardından taam ettiğinizde neşr olun.
Hadis için ünsiyet peydahlamayın.
Muhakkak bu nebiye eza oluyor... ancak o sizden istihya ediyor. ALLAH, hakk olandan istihya etmez!
Kadınlardan bir meta sail olduğunuzda... ardından hicabın verasından sail olun. Bu sizin kalbleriniz ve onların kalbleri için daha tahirdir.
Sizin ALLAH Rasulüne eza etmeniz ve kendisinden sonra onun zevcelerini nikahlamanız ebediyen olamaz! Muhakkak bu, ALLAH indinde azim olandır!

33. AHZAB / 58

Mü'min erkeklere ve mü'min kadınlara, iktisab ettiklerinin gayrısında eza edenler… artık bühtan ve mübin ism hamili olmuşlardır.

35. FATIR / 3

Ey nas!
ALLAH'ın üzerinize nimetini zikir edin!

Semadan ve arzdan sizi rızıklandıracak, ALLAH'tan gayrı halık var mı?

O'ndan başka ilah yoktur!... artık nasıl da ifk ediyorsunuz!

35. FATIR / 37

Onlar orada sarha ederler:
"Rabbimiz!
Bizi buradan ihrac et, amel etmiş olduklarımızın gayrısında, salih amel işleyelim."

Tezekkür olacak kimsenin tezekkür edeceği kadar, sizi orada ömürlendirmedik mi?
Size nezir de geldi.
Artık tadın! Artık zalimler için nasır yoktur.

38. SAD / 39

"Bu, BİZ'im verdiğimizdir.
Artık, hesabsızca menn et veya imsak et."

39. ZUMER / 10

De ki:
"Ey BANA abd olan, iman edenler!
Rabbinize ittika edin!
Bu dünyada ahsen olanlar için haseneler vardır. ALLAH'ın arzı vasidir. Muhakkak sabır edenlere, hesabsızca, ancak, ecirleri vefa edilir."

39. ZUMER / 28

İvec sahibi olmayan, arabiyye Kur'an!... umulur ki ittika ederler.

39. ZUMER / 64

De ki:
"Bana, ALLAH'tan gayrıya abd olmamı mı emir ediyorsunuz... ey cahiller!"

40. MUMİN / 34-35

Önceden, elbette kat'iyyetle beyyinelerle Yusuf size gelmişti!... ve ardından onunla gelen şeyden şekk içinde olmanız zeyl olmamıştı.
Hatta helak olduğunda siz demiştiniz ki:
"Kesinlikle ALLAH ondan sonra Rasul baas etmez."

Böyledir!...
ALLAH'ın indinde ve iman edenlerin indinde kebir makt olarak… kendilerine gelen ALLAH'ın ayetleri hakkında sultan gayrısında cedel eden… mürtab müsrif kimseyi ALLAH, dalalette bırakır.

Böyledir!...
ALLAH, bütün cebbar mütekebbirlerin kalbleri üzre tab eder.

40. MUMİN / 40

"Seyyielere amil olan… artık sadece, mislince cezalanır.
Erkek veya dişiden... salih olanlara amil olan kimse… o mü'mindir... ve ardından işte onlar, cennete dahil olurlar. Orada hesabsızca rızıklanırlar."

40. MUMİN / 56

Muhakkak... ALLAH'ın ayetleri hakkında, kendilerine verilmiş bir sultan gayrısında cedel edenler… onlar, sadece, kendi sadrlarında kibir olanlardır... ki onlar, ona baliğ olamazlar.
Artık sen, ALLAH'a uvz et.
Muhakkak ki O, semidir, basirdir.

40. MUMİN / 75

Bu,
arzda hakk gayrısıyla ifrah olmuş olduğunuz şey iledir...
ve merah etmiş olduğunuz şey iledir.

41. FUSSİLET / 8

Muhakkak salih (iş)lere amil olarak iman edenler...
onlar için gayrı memnun ecir vardır.

41. FUSSİLET / 15

Üstelik Ad... hakk gayrısı ile arzda istikbar etti.
Dediler ki:
"Kuvvet olarak bizden şiddetlisi kimdir?"
Kendilerini halk eden ALLAH'ı... O'nun kuvvet olarak kendilerinden şiddetli olduğunu, görmediler mi!?
Onlar, ayetlerimize cahd etmiş oldular.

42. ŞURA / 42

Muhakkak sebil, ancak,
nasa zulüm edenlere...
ve arzda hakk gayrısında bagy edenleredir.
İşte onlara elim azab vardır!

43. ZUHRUF / 18

Mübin gayrısında hısam içinde olan... hilye içinde neşet ettirilen kimse mi!?…

46. AHKAF / 20

Kafirler, yevmde nara arz edilirler...
"Siz tayyib olanlarınızı dünya hayatınızda zehab ettiniz... ve onunla metalandınız.
Artık yevmde, arzda hakk gayrısı ile istikbar ettiğiniz şeyler... ve fasıklık yapmış olduğunuz şeyler ile muhin azabla cezalandırılacaksınız."

47. MUHAMMED / 15

Muttakilere vaad edilen cennetin meseli... orada,
asin gayrısında, sudan nehirler...
ve taamı tegayyür olmamış, lebenden nehirler...
ve şürb edenlere lezzet veren, hamrdan nehirler...
ve musaffa aselden nehirler vardır.
Kendileri için orada... bütün semerelerden ve Rabblerinden mağfiret olanlar,
narda ebedi olacak...
ve hamim suyla iska edilecek...
ve ardından bağırsakları kata olacak...
kimse gibi midir!

47. MUHAMMED / 38

İşte siz böylesiniz!...
ALLAH sebilinde infak etmeye davet ediliyorsunuz! ve ardından, sizden bahl eden kimseler var!

Bahl eden kimse... artık muhakkak... ancak, nefsinden bahl eder!
ALLAH ganiydir... siz, fakirsiniz!

Eğer tevella ederseniz... sizin gayrınızda bir kavmi istebdil eder... sonra onlar, sizin emsalinizde olmazlar.

48. FETİH / 25

O kafirler...
Mescid-i Haram'dan...
ve mahalline iblağ olmaya makuf hedylerden...
sizi sadd ederler.

Şayet, ilmin gayrısı ile...
sizin vatı edeceğiniz...
ve ardından size, onlardan maarlar isabet edecek olan...
kendilerine alim olmadığınız mü'min erkek kimseler ve mü'min kadın kimseler olmasaydı... (keff etmezdi.)

(Bunlar,) ALLAH'ın dilediği kimseyi KENDİ rahmetine dahil etmesi içindir.

Şayet zeyl olsalardı... onlardan kafir kimselere elbette/kesinlikle elim azabla azab ederdik.

50. KAF / 31-32-33

Cennet... muttakiler için baid gayrısında izlaf edilir.
Bu…
gayb ile Rahman'a haşy eden...
ve münib kalb ile gelen…
bütün hafız evvab için size vaad edilen şeydir.

51. ZARİYAT / 36

Ancak orada... Müslümanlardan, bir ev gayrısında vecd olamadık.

52. TUR / 35

Yoksa onlar, her şeyin gayrısından mı halk edildi?
Yoksa onlar mı halık!?

52. TUR / 43

Yoksa onların ALLAH'tan gayrı ilahları mı var?
ALLAH, şirk edindikleri şeylerden subhandır.

56. VAKIA / 86-87

Eğer siz, medinler gayrısında iseniz… eğer siz sadık iseniz… onu rücu ettirseniz ya!

68. KALEM / 3

Muhakkak senin için elbette/kesinlikle gayrı memnun ecir vardır.

70. MEARİC / 28

Muhakkak Rabblerinin azabı, me'mun olunmayandır.

70. MEARİC / 29-30-31-32-33-34-35

Ferclerine... zevceleri veya melekesi yeminlerinde olanlar dışında… hafız olanlar…
ki böylelikle muhakkak onlar, levm edilenlerin gayrısında olanlardır. Bunun verasını ibtiga eden kimse ise... artık işte onlar… onlar düşmandır!
Kendilerine emanet edilenlere ve ahdlerine riayet edenler...
Şahadetlerine kaim olanlar...
Salatları üzre hafız olanlar...
İşte onlar... ikram edilmiş cennetlerdedirler!

74. MUDDESSİR / 8-9-10

Nakura nakr edildiğinde… artık bu yevme-izin, asir yevmdir... kafirlere, yesir gayrısındadır.

84. İNŞİKAK / 22-23-24-25

Bilakis!
Kafirler kizb ederler. ALLAH, onların viai ettikleri şeylere alimdir.
Artık onlara, elim azabı ibşar et.

Salih (iş)lere amil olarak iman eden kimseler müstesna. Onlara gayrı memnun ecir vardır.

95. TİN / 4-5-6

elbette kat'iyyetle!... İnsanı "ahsen-i takvim" içinde halk ettik!
Sonra…
salih (iş)lere amil olarak iman edenlerin
*** ve kendilerine gayrı memnun ecir olanların***
dışındakileri… sefillerin en sefiline redd etik.

100. ADİYAT / 1-2-3-4-5

Yemin olsun!
Dabh şeklinde adv edenlere!
ve ardından, kadh ederek ira edenlere!
ve ardından, subhada gayretli olanlara!
ve ardından, nak ederek havaya karıştıranlara!
ve ardından, cemaat içinde vasat duranlara!

Sure Listesi

Kelam-ı Kadim'de Geçen Kelimeler Sözlüğü;Teolog A.Kadir İmamoğlu tarafından derlenerek hazırlanmıştır.