xoxox
خ ل ف
H:LF
| |
halef
خ ل ف
H:LF
| Birinin yerine sonradan geçen kimse. Babadan sonra kalan oğul. DuruMeal'de toplam 6 kayıtta geçiyor. |
half
خ ل ف
H:LF
| Ard. Arka. Ardıl. Arkasında. Kendinden sonra gelen. Arka taraf. DuruMeal'de toplam 26 kayıtta geçiyor. |
halife
خ ل ف
H:LF
| Öncekinin yerine geçen. DuruMeal'de toplam 12 kayıtta geçiyor. Çğl.HalaifÇğl.Hulefâ |
Hilaf
خ ل ف
H:LF
| Ters, karşı, zıd. Karşı koymak. Muhalefet etmek. DuruMeal'de toplam 15 kayıtta geçiyor. |
Hilafen
خ ل ف
H:LF
| Zıd olarak. Hilaf olarak. DuruMeal'de toplam 3 kayıtta geçiyor. |
Hilafet
خ ل ف
H:LF
| Bir kimseye halef olmak ve onun yerine geçmek. Din ve dünya işlerinde umumi reislik. |
Hulf
خ ل ف
H:LF
| Ahdinde durmamak. Ahdini bozmak. Sözde durmamak. Nakz. |
ihlaf
خ ل ف
H:LF
| Yemin vermek. Yemin etmek. Yok etmek. Telef etmek. DuruMeal'de toplam 1 kayıtta geçiyor. |
ihtilaf
خ ل ف
H:LF
| Anlaşmazlık, uyuşmazlık, karışıklık, ikilik. Birisinin halifesi olmak. DuruMeal'de toplam 36 kayıtta geçiyor. Çğl.İhtilafat |
istihlaf
خ ل ف
H:LF
| Halef bırakmak. Birisini kendi yerine geçirmek. Kendi yerine başkasını tayin etmek. Kuyudan su çekmek. DuruMeal'de toplam 4 kayıtta geçiyor. |
muhalefet
خ ل ف
H:LF
| Kabulsüzlük. Karşı durma. Uyuşmazlık. Zıt gitmek. Zıddiyet. Muvafık olmamak. |
muhalif
خ ل ف
H:LF
| Uymayan. Birbirine benzemiyen. Birbirine zıt olan. Başka şekilde düşünen. Karşı duran. DuruMeal'de toplam 6 kayıtta geçiyor. Çğl.Muhalifîn |
Muhtelef
خ ل ف
H:LF
| Uyuşmamış. Birbirine uymamış. İhtilâf olunmuş. |
Muhtelif
خ ل ف
H:LF
| Çeşitli. Tek türlü olmayan. Birbirine uymayan. İhtilaflı. DuruMeal'de toplam 9 kayıtta geçiyor. Dşl.Muhtelife |
Mustahlef
خ ل ف
H:LF
| Kendi yerine geçirilmiş. Başkasının yerine konulmuş. |
mustahlif
خ ل ف
H:LF
| Kendi yerine geçiren. Başkasının yerine koyan. |
Mutehalif
خ ل ف
H:LF
| Birbirine muhalif olan. Birbirine uymayan. Birbirini tutmayan. |
tahlif
خ ل ف
H:LF
| Birini kendi yerine bırakmak. DuruMeal'de toplam 1 kayıtta geçiyor. |
2. BAKARA / 30 Rabbin meleklere; |
2. BAKARA / 65-66 Kendinizden, cumartesi gününe düşmanlık edenlere, BİZ'im onlara: Artık BİZ bunu, elinin arasında olanlar ve halfinde olanlar için nekal... ve muttakiler için meviza kıldık. |
2. BAKARA / 80-81 Derler ki: |
2. BAKARA / 113 Kitab tilavet ettikleri halde... Böyledir!... Artık, hakkında ihtilaf etmiş oldukları şeyde, onların aralarında, kıyamet yevminde, ALLAH hüküm verecektir! |
2. BAKARA / 164 Muhakkak; |
2. BAKARA / 174-175-176 Muhakkak, ALLAH'ın kitabtan inzal ettiklerini Kıyamet yevminde... ALLAH, İşte onlar... Bunlar... ALLAH'ın, kitabı bi-hakkın inzal etmesi iledir! |
2. BAKARA / 213 Nas, vahid ümmet idi... ve ardından ALLAH, ibşar eden ve inzar eden Nebiler baas etti. Kendilerine gelen beyyinelerin ardından... onun hakkında ihtilaf etmeleri... ancak, aralarında bagy ederek (sebebiyle) olur. ALLAH, dilediği kimseyi sırat-ı mustakime ihda eder. |
2. BAKARA / 253 İşte o Rasullerden bazılarını bazılarına fazl ettik. Meryem oğlu İsa'ya beyyineler verdik. Onu Ruh-ul Kuds ile eyd ettik. Şayet ALLAH dileseydi, onlardan sonrakiler, kendilerine gelen beyyinelerden sonra, birbirlerini katl etmezlerdi. Fakat, ihtilafa düştüler ve ardından onlardan kimi iman etti ve kimi de kafir oldu. Şayet ALLAH dileseydi, birbirlerini katl etmezlerdi. Fakat ALLAH, irade ettiği şeye faildir. |
2. BAKARA / 255 ALLAH!... O'nun izni ile olmadan, O'nun indinde şefaat edecek kimdir? Ellerinin arasında olanlara ve halfinde olanlara alimdir. O'nun kürsüsü, semalara ve arza vasidir... bu ikisini hıfz etmek O'na zor gelmez. O, aliyydir, azimdir. |
3. ALİ İMRAN / 9 "Rabbimiz! |
3. ALİ İMRAN / 19 Muhakkak din, ALLAH indinde, İslam'dır. |
3. ALİ İMRAN / 55 ALLAH demişti ki: |
3. ALİ İMRAN / 105 Kendilerine beyyineler gelmesinin ardından tefrik olup ihtilafa düşenler gibi olmayın. İşte onlar... onlara azim azab vardır. |
3. ALİ İMRAN / 170 ALLAH'ın kendilerine, KENDİ fazlından verdiği şey ile ifrah olmaktadırlar. |
3. ALİ İMRAN / 190 Muhakkak semaların ve arzın halkıyetinde… ve gece ve gündüzün ihtilafında... elbette lübb sahibleri için ayetler vardır. |
3. ALİ İMRAN / 194 "Rabbimiz! |
4. NİSA / 9 Eğer halflerinden zürriyetlerini zayıf olarak terk etselerdi nasıl korkarlardı ise, öyle haşy etsinler. |
4. NİSA / 82 Kur'an'ı tedbir edinmiyorlar mı!? Şayet o, ALLAH'tan gayrısının indinden olsaydı... elbette onda çok ihtilaf vecd ederlerdi. |
4. NİSA / 155-156-157 Ardından, Onlar onu katl etmediler... ve de salb etmediler. |
5. MAİDE / 33 Muhakkak, ALLAH ve Rasulü ile harb edenlerin ve arzda fesad için say edenlerin cezası; |
5. MAİDE / 48 Kitabtan elinin arasındakine musaddık olarak ve müheymin olarak, sana bi-hakkın Kitab inzal ettik. Sizden her biriniz için şeriat ve menhec kıldık. Artık hayrlarda istibak edin. |
6. ENAM / 133 Rahmet sahibi Rabbin ganiydir! |
6. ENAM / 141-142 Arşı olan ve arşı olmayan cennetleri inşa eden O'dur... ve muteşabih olarak; hurmayı ve üküllerinden muhtelif ziraati ve zeytini ve narı... ve müteşabih gayrısında olanları...! Semere verdiğinde semeresinden yeyin ve hasad yevminin hakkını verin. |
6. ENAM / 164 De ki: |
6. ENAM / 165 Verdiği şeylerin içinde, sizi belv etmek için; sizi arzın halifeleri kılan ve bazınızı bazınızın fevkinde derece olarak ref eden O'dur. |
7. ARAF / 16-17 Dedi ki: |
7. ARAF / 69 Kendinizden erkek kimseye, sizi nezr etmesi için Rabbinizden zikir gelmesi acayib midir!? |
7. ARAF / 74 "Zikir edin! |
7. ARAF / 124 "Ellerinizi ve ayaklarınızı hilafından (çaprak olarak) kesinlikle kata edeceğim! Sonra hepinizi kesinlikle salb edeceğim!" |
7. ARAF / 129 Dediler ki: |
7. ARAF / 142 Musa'ya otuz gece vaad ettik... ve bunu aşr ile tamamladık... artık, Rabbinin mikatı, kırk geceye tamam oldu. Musa, kardeşi Harun'a dedi ki: |
7. ARAF / 150 Musa, kavmine, gazaba ve esefle rücu ettiğinde, dedi ki: |
7. ARAF / 169 Artık, onların hilafında, kitaba varis olan halef... bu ednanın arız olanını ahz ediyor... ve |
8. ENFAL / 42 Siz udvanın dünyasında idiniz. Onlar udvanın kusvasında idiler. Rekb ise sizden daha sefilde idi. |
8. ENFAL / 57 Şayet onları harbte sekf edersen, ardından onları ve halflerinde olanları teşrid et… umulur ki tezekkür ederler. |
9. TEVBE / 77 Onların kalblerine, ALLAH'a vaad ettiklerine hilaf olmaları ile ve kizb etmiş oldukları ile, mülaki olacakları yevme kadar nifak akab edilmiştir. |
9. TEVBE / 81 ALLAH Rasulünün hilafında muhalif olarak, kaid oldukları şey ile ifrah oldular. ALLAH sebilinde malları ve nefsleri ile cihad etmek onlara kerih geldi. |
9. TEVBE / 83 Artık eğer ALLAH seni onlardan bir taifeye rücu ederse ve ardından huruc etmek için senden izin isterlerse, de ki: |
9. TEVBE / 87 Half olanlarla beraber olmaya razı oldular. Kalbleri üzre tab edildi. Artık onlar fıkh edemezler. |
9. TEVBE / 93 Muhakkak sebil, ancak, ganiy olan ve senden izin isteyenlerin üzerinedir. |
9. TEVBE / 118 Half olanların üçü üzre de... |
9. TEVBE / 120 Medine ehline ve onların havlindeki arablara; |
10. YUNUS / 6 Muhakkak |
10. YUNUS / 14 Sonra, onların ardından sizi... nasıl amel edeceğinize nazar edelim diye... arzda halifeler kıldık. |
10. YUNUS / 19 Nas, ancak, vahid ümmet idi. |
10. YUNUS / 73 Ardından, onlar onu kizb ettirdiler. |
10. YUNUS / 92 Artık bu yevmde, senin bedenini… senin halefindeki kimselere ayet olması için necat edeceğiz! |
10. YUNUS / 93 elbette kat'iyyetle!... |
11. HUD / 57 "Artık eğer tevella ederseniz... artık, bana irsal edileni, onunla üzerinize kat'iyyetle iblağ ettim! |
11. HUD / 88 Dedi ki: Ben, sizi nehy ettiğim şeylerde, size muhalif olmayı irade etmiyorum. Benim irade ettiğim sadece, istitaat ettiğim şeyi ıslah etmektir. Benim tevfikim, sadece, ALLAH iledir. O'na tevekkül ettim, O'na inabe ettim." |
11. HUD / 110 Musa'ya elbette kat'iyyetle Kitab verdik!... ve ardından onun hakkında ihtilaf ettiler. Şayet Rabbinden kelime sebak olmasaydı, aralarında elbette/kesinlikle kaza ederdi. |
11. HUD / 118-119 Şayet Rabbin dileseydi, nası, elbette vahid ümmet kılardı. Rabbinin, "Cehennemi, kesinlikle cinnlerden ve nasdan melaa edeceğim" kelimesi tamam oldu. |
13. RAD / 11 ✦ Ona, elinin arasından ve halflerinden muakkib olanlar vardır... Muhakkak ki ALLAH... nefsleri ile olanı tagyir edinceye kadar... kavim ile olanı tagyir etmez. |
13. RAD / 31 "Dağları seyir ettirebilen... veya arzı kata ettirebilen... veya mevt olmuşlara kelime ettirilebilen bir Kur'an olsaydı ya!..." İman edenler... ALLAH'ın şayet dileseydi, nası cemian hidayete erdireceğine iyas olmadılar mı! Kafirler, sanat ettikleri şeyler ile... ALLAH'ın vaadi gelinceye kadar... Muhakkak ki ALLAH, vaad ettiğine hilaf etmez! |
14. İBRAHİM / 22 Emir kaza olduğunda, şeytan der ki: Artık beni levm etmeyin de... nefslerinizi levm edin! |
14. İBRAHİM / 47 Artık, ALLAH'ın, Rasullerine vaadinden hilaf edeceğini hesab etme! |
16. NAHL / 13 Sizin için arzda, onların muhtelif renklerde zer edilenler vardır. |
16. NAHL / 38-39 Onlar, cehd yeminleriyle ALLAH'a kasem ettiler: |
16. NAHL / 64 Kitabı, ancak, onun hakkında ihtilaf edenlere beyan etmen için sana inzal ettik! |
16. NAHL / 68-69 Rabbin, nahla, şöyle vahy etti: |
16. NAHL / 92 (Başka) Bir ümmetten irba olan ümmet oldunuz diye... aranızda dahil olarak, yeminlerinizi ittihaz edip... gazlını kuvvetle neks ettikten sonra nakz eden kadın gibi olmayın! |
16. NAHL / 124 Muhakkak Cumartesiler, onun hakkında ihtilaf edenlere kılındı. |
17. İSRA / 76 Oradan ihrac etmek için seni arzdan gerçekten istafazz edebilselerdi... o zaman, senin hilafında, sadece pek az lebs olurlardı. |
19. MERYEM / 37 Ardından kendi aralarından hizbler, ihtilafa düştüler. |
19. MERYEM / 59 Ardından… onların bazılarından halefler half olur ki… |
19. MERYEM / 64 "Biz, ancak, senin Rabbinin emri ile tenezzül ederiz. |
20. TAHA / 58 "Artık elbette/kesinlikle biz de sana, mislince sihrimizi vereceğiz. Bizim ve senin aramızda, bizim de... Senin de vaadinde hilafa düşmeyeceğimiz... seva mekan belirle." |
20. TAHA / 71 Dedi ki: |
20. TAHA / 86 Musa, gazban ve esif olarak kavmine rücu etti. |
20. TAHA / 87 Dediler ki: Böyledir!... |
20. TAHA / 97 Dedi ki: |
20. TAHA / 110 O, onların ellerinin arasında olana... ve onların halflerinde olana alimdir. |
21. ENBİYA / 28 O, onların ellerinin arasında olana... ve halflerinde olana alimdir. Onlar, sadece, O'nun razı olduğu kimselere şefaat ederler. Onlar, O'nun haşyetinden müşfiktirler. |
22. HACC / 47 Azaba acele etmeni istiyorlar... |
22. HACC / 69 Kıyamet yevminde, hakkında ihtilaf ettiğiniz şeylerde, aranızda ALLAH hüküm verecektir. |
22. HACC / 76 Onların elleri arasında olana ve halflerinde olana alimdir. |
23. MUMİNUN / 80 O, hayy edendir… ve mevt edendir. |
24. NUR / 55 ALLAH, sizden, salih (iş)lere amil olarak iman edenlere... vaad etmiştir ki: Onlar, |
24. NUR / 63 Rasulün davetini, bazınızın bazınıza daveti gibi tutmayın! |
25. FURKAN / 62 O, |
26. ŞUARA / 49 Dedi ki: |
27. NEML / 62 Yoksa, ALLAH'la birlikte ilah mı var!? |
27. NEML / 76 Muhakkak bu Kur'an, ihtilafa düştükleri şeylerin pek çoğunu, israiloğullarına kıssa etmektedir. |
30. RUM / 6 ALLAH vaad etti. ALLAH, vaadinden hilaf etmez. Fakat, nasın pek çoğu alim değildir. |
30. RUM / 22 ✦ Semaların ve arzın halkıyeti... |
32. SECDE / 25 Muhakkak ki Rabbin… O, kıyamet yevminde, hakkında ihtilaf etmiş oldukları şeylerde... onların arasında fasl edecek. |
34. SEBE / 9 Semadan ve arzdan, ellerinin arasında olanı ve halflerinde olanı görmüyorlar mı? |
34. SEBE / 39 De ki: |
35. FATIR / 27 Görmez misin; ALLAH, semadan su inzal eder. |
35. FATIR / 28 Nasdan ve dabbelerden ve enamdan muhtelif renklerde olanlar vardır. Böyledir!... |
35. FATIR / 39 O, sizi yeryüzünde halifeler kılandır. |
36. YASİN / 7-8-9-10 Kavil, onların pek çoğuna elbette kat'iyyetle hakk olmuştur!... artık, onlar iman edemezler. Muhakkak ki BİZ, onların unklarına, zaknlarına kadar guller kıldık... artık onlar, mukmahtırlar. BİZ, ellerinin arasından sedd ve halflerinden sedd kıldık... ardından onları gışa ettik... artık onlar basar edemezler. Onları nezr etmen yada nezr etmemen onlar için sevadır. |
36. YASİN / 45-46 Onlara denilmiştir ki: Ancak onlar… Rabblerinin ayetlerinden gelen bütün ayetlerden, sadece, muriz olurlar! |
38. SAD / 26 "Ey Davud! |
39. ZUMER / 3 Değil mi ki... Halis din ALLAH'ındır! |
39. ZUMER / 20 Fakat Rabblerine ittika edenler… onlara, |
39. ZUMER / 21 Görmez misin ki... |
39. ZUMER / 46 De ki: |
41. FUSSİLET / 14 Ellerinin arasından ve halflerinden Rasuller gelmişti: Onlar da demişlerdi ki: |
41. FUSSİLET / 25 Onlara karinler (arkadaşlar) kayz ettik... ve ardından onlar, onlara ellerinin arasında olanı ve halflerinde olanı ziynetlendirdiler. |
41. FUSSİLET / 42 Hakimden, hamidden tenzil olana… elinin arasından da… halfinden de... batıl giremez! |
41. FUSSİLET / 45 Musa'ya elbette kat'iyyetle kitab verdik!… ve ardından onun hakkında ihtilaf ettiler. |
42. ŞURA / 10 Hakkında ihtilaf ettiğiniz şeyde… artık, onun hükmü, ALLAH'adır! Kişi, Allah'ı kendisine vekil edinmeyi ve Allah'a yönelmeyi, ancak, kendi Rabb noktasından temin eder. |
43. ZUHRUF / 60 Şayet dileseydik... elbette... arzda halef olacak, sizden melekler kılardık. |
43. ZUHRUF / 63 İsa beyyinelerle geldiğinde, dedi ki: |
43. ZUHRUF / 65 Ardından, aralarından hizbler, ihtilaf ettiler. Artık, elim yevmin azabından veyl olsun zalimlere! |
45. CASİYE / 5 ✦ Gece ve gündüzün ihtilafı… |
45. CASİYE / 17 Onlara, emirden beyyinler vermiştik. |
46. AHKAF / 21 Ad'ın kardeşini zikir et! |
48. FETİH / 11 Arablardan muhalif olanlar, sana diyecekler ki: "Mallarımız ve ehlimiz bizi meşgul etti... artık bize istiğfar et." |
48. FETİH / 15 Magnemlere talak ettiğinizde... muhalif olanlar onları ahz etmek için diyecekler ki: |
48. FETİH / 16 Arablardan muhalif olanlara de ki: |
51. ZARİYAT / 8 Muhakkak siz, kesinlikle muhtelif kavl içindesiniz. |
57. HADİD / 7 ALLAH'a ve Rasulüne iman edin! |
72. CİNN / 26-27-28 O, gayb olana alimdir. |
78. NEBE / 1-2-3 Neyden sual edişiyorlar? |