İçeriğe geç
KÖK Ara:
KELİME Ara:
ANLAM içinde Ara:
❝ HBB ❞ kökünden türeyen kelimeler... 17 Kayıt Listeleniyor.
Aynı Kökten Türeyen: xoxox Ehabb Habb Habbe habbat hubub hububat habib Habibe Ahbab hibab Hubab hubb hubbe hubban hubbe Mahbub Mahbubat Mahabib mahbube Mahbubiyyet muhabbet Muhibb Muhibbe Muhibban Mustehab mutehabb Mutehabbe tahabbub Tehabb tahab
xoxox
ح ب ب HBB
Ehabb
ح ب ب HBB

Çok sevgili. En sevgili.

Habb
Habbe
ح ب ب HBB

Tane, çekirdek. Tohum. / Yuvarlak olarak hazırlanmış ilaç, hap. / Buğday tanesi veya buna benzer tohum. / Sivilce. / İhtiyaç. Parça. Dirhemin 1/48 kadarı.

DuruMeal'de toplam 13 kayıtta geçiyor.
Çğl.habbatÇğl.hububÇğl.hububat
habib
ح ب ب HBB

Sevilen. Sevgili. Seven. Dost.

DuruMeal'de toplam 2 kayıtta geçiyor.
Dşl.HabibeÇğl.Ahbab
hibab
ح ب ب HBB

Dostluk, sevmek. (Habb. C.) Tohumlar, taneler. Haplar.

Hubab
ح ب ب HBB

Muhabbet. / Mahbub, sevgili olan. / Su üzerinde olan kabarcık ki, habab-ül mâ' derler.

hubb
ح ب ب HBB

Tohum. Tane. Hap. Sevgi, muhabbet, bağlılık, dostluk. Bir şeyi birisine sevdirmek. Hulus, lüzum ve sübut. Muhafaza ve imsak.

DuruMeal'de toplam 3 kayıtta geçiyor.
Çğl.hubbeÇğl.hubban
hubbe
ح ب ب HBB

Dostluk.

Mahbub
ح ب ب HBB

Muhabbet edilen. Sevilen.

Çğl.MahbubatÇğl.Mahabib
mahbube
ح ب ب HBB

Sevilmiş veya sevilen kadın. Muhabbet edilen kadın veya kız. Vaktiyle çok kıymetli ve pahalı olan lale cinsinden bir çiçek.

Mahbubiyyet
ح ب ب HBB

Sevilen olmak. Mahbub olmaklık. Sevilecek hâlde bulunuş.

muhabbet
ح ب ب HBB

Sevgi, sevme. Tohumun ekilmesi, ekilen tohumdan semere elde edilmesi, doğanın döngüsünün sağlanması, doğanın insanlığa faydalı hale gelmesi anlamlarındadır. Var olan her şeyden, İnsanlık için fayda üretmek demektir. Sohbet. Haz duyulan şeye meyletmek.

DuruMeal'de toplam 68 kayıtta geçiyor.
Muhibb
ح ب ب HBB

Seven. Muhabbet eden. Dost. Hayrı isteyen.

Dşl.MuhibbeÇğl.Muhibban
Mustehab
ح ب ب HBB

Sevilmiş şey. / Yapılması sevaplı olan.

mutehabb
ح ب ب HBB

Birbirine dost olan. Birbirini dost sayan.

Dşl.Mutehabbe
tahabbub
ح ب ب HBB

Sevgi göstermek, muhabbet beslemek. Bir kimseyi dost ittihaz etmek. Sevdirmeği istemek.

Tehabb
tahab
ح ب ب HBB

Dostluk etme. Muhabbet, sevişme.

2. BAKARA / 165

Nasdan, ALLAH'ın gayrısından endad ittihaz eden kimseler... ALLAH'a hubb eder gibi onlara hubb ederler!
İman edenlerin ALLAH'a hubb etmeleri daha şedidtir.

Keşke, azab görülürken, zalimler,
kuvvetin cemian ALLAH'ın olduğunu...
ve ALLAH'ın azabının şedid olduğunu...
görselerdi.

2. BAKARA / 177

Vechlerinize şark tarafı ve garb tarafı kiblasına veliyy ettirmeniz... birrr değidlir!
Fakat birr;
ALLAH'a ve ahir yevmine ve meleklere ve kitaba ve Nebilere iman eden...
ve kurb sahiblerine ve yetimlere ve miskinlere ve sebil çocuklarına (yolcu) ve saillere ve rakabeler içinde olanlara, muhabbet duydukları mallardan veren...
ve salat ikame eden...
ve zekat veren...
ve ahd verdiklerinde ahdlerine vefa gösteren...
ve beiste ve darrda ve beis hiyninde sabır edendir.
Sadakat gösterenler, işte onlardır.
İşte onlar... onlar, muttakilerdir.

2. BAKARA / 190

Size kıtal edenlere... ALLAH sebilinde, muted olmadan kıtal edin!
Muhakkak ki ALLAH, mutedlere muhabbet duymaz.

2. BAKARA / 195

ALLAH sebilinde infak edin!
Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye ilka etmeyin!
Ahsen olun!... muhakkak ki ALLAH, muhsinlere muhabbet duyar.

2. BAKARA / 204-205

Nastan...
dünya hayatı hakkında kavli sana acayib gelen...
ve kalbinde ki şeylere ALLAH'ı şahid eden...
tevella ettiğinde…
fesad çıkarmak için
ve harsı ve nesli helak etmek için,
arzda say eden kimse…
o, hasımların en ledd olanıdır!

ALLAH, fesada muhabbet duymaz.

2. BAKARA / 216

Kıtal, size kerih gelse de, sizin üzerinize ketb edilmiştir.

Gerekir ki (belki)… kerih gördüğünüz şey… o size hayr olandır.
Gerekir ki (belki)… muhabbet duyduğunuz şey… o size şerrdir.
ALLAH alimdir. Siz alim değilsiniz!

2. BAKARA / 222

Sana mahizden (hayz zamanı) sual ediyorlar.
De ki:
"O bir ezadır."
Artık mahizde (hayz zamanında) kadınları azil edin... tahir oluncaya kadar onlara karib olmayın!
Tahir olduklarında... artık ALLAH'ın, size emir ettiği yerden yaklaşın.

Muhakkak ki ALLAH, tevvab olanlara muhabbet duyar... ve de kendini tahir etmiş olanlara muhabbet duyar."

2. BAKARA / 261

Mallarını ALLAH sebilinde infak eden kişilerin meseli, bütün sünbüllerde yüz habbe olan, yedi sünbül nebat eden habbenin meseli gibidir.
ALLAH dilediği kimseye zıf eder.
ALLAH, vasidir, alimdir.

2. BAKARA / 276

ALLAH, ribayı mahk eder… sadakatı irba eder.
ALLAH, hiçbir esim keffara muhabbet duymaz.

3. AL-İ İMRAN / 14-15

Nas için,
kadınlardan...
ve oğullardan...
ve altından ve gümüşten kantar kantar biriktirilmişlerden...
ve müsevvem atlardan...
ve enamdan...
ve harsdan...
şehvet hubbu ziynetlendi. Bunlar, dünya hayatının metalarıdır.
ALLAH... O'nun indi, hüsn-ü meabtır.

De ki:
"Bunlardan hayr olanı size haber vereyim mi?

İttika edenler için, Rabblerinin indinde,
içinde ebedi olacakları, altından nehirler cereyan eden cennetler...
ve mutahhar zevceler...
ve ALLAH'tan rıdvan vardır."
ALLAH, kendisine abd olanlara basirdir.

3. ALİ İMRAN / 31

De ki:
"Eğer siz ALLAH'a hubb ettiyseniz… artık bana tabi olun… ALLAH da size hubb etsin… ve sizin zenblerinize gafur olsun.
ALLAH, gafurdur, rahimdir."

3. ALİ İMRAN / 32

De ki:
"ALLAH'a ve Rasule itaat edin."
Eğer tevella ederlerse, artık muhakkak ki ALLAH kafirlere hubb etmez.

3. ALİ İMRAN / 57

Salih (iş)lere amil olarak iman edenler... artık onların ecirleri kendilerine vefa edilir.
ALLAH, zalimlere muhabbet duymaz.

3. AL-İ İMRAN / 75-76

Kitab ehliden öyle kimse vardır ki, eğer ona kantar ile emanet etsen eda eder.
Onlardan öyle kimse de vardır ki, eğer ona bir dinar emanet etsen, onun üzerine kaim olmaya daim olmadıkça sana eda etmez.

Bu onların:
"bize ümmiler hakkında sebil yoktur" demelerindendir... onlar, alim oldukları halde Allah'a kizb konuşurlar.

Bilakis!
Ahdine vefa eden ve ittika eden kimseler… artık muhakkak ki ALLAH, muttaki olanlara muhabbet duyar.

3. ALİ İMRAN / 92

Muhabbet duyduğunuz şeylerden infak edinceye kadar birre nail olamazsınız.
Birşeyden infak ettiğiniz şey… artık muhakkak ki ALLAH, ona alimdir.

3. ALİ İMRAN / 119

İşte siz busunuz!
Onlara muhabbet duyarsınız... ve onlar ise, siz kitaba... onun tamamına iman ettiğiniz halde... size muhabbet duymaz.

Halbuki onlar... sizinle mülaki olduklarında, "Biz iman ettik!" derler... halvet olduklarında ise... gayzlarından parmak uçlarını azz ederler.

De ki:
"Gayzınız ile mevt olun!"
Muhakkak ki ALLAH, sadrların zatına alimdir.

3. ALİ İMRAN / 134

Onlar,
serrada ve darrda infak edenlerdir...
ve gayzlarını kezm edenlerdir...
ve nası afv edenlerdir.
ALLAH, muhsin olanlara muhabbet duyar.

3. ALİ İMRAN / 140

Eğer size karh mess etmişse... artık, o kavme de kat'iyyetle mislince karh temas etmiştir!
O yevmleri,
ALLAH'ın iman edenlere alim olması için...
ve sizden şahidler ittihaz etmesi için...
nas arasında idale ederiz.
ALLAH zalimlere muhabbet duymaz.

3. ALİ İMRAN / 146

Nebilerden nicesi, beraberinde çoğu Rabbani ile katl etti… ardından (buna rağmen) kendilerine isabet eden şeyler için ALLAH sebilinde vehn etmediler ve zayıf olmadılar ve istikane etmediler.
ALLAH, sabır edenlere muhabbet duyar.

3. ALİ İMRAN / 148

Ardından, ALLAH onlara, dünya sevabını ve ahiret sevabının hüsn olanını verdi.
ALLAH, muhsinlere muhabbet duyar.

3. ALİ İMRAN / 152

Onları O'nun izni ile hiss ettiğinizde... ALLAH size vaadine elbette kat'iyyetle sadakat gösterdi!
Hatta feşel etmiştiniz... ve emir hakkında tenazu etmiştiniz! Muhabbet duyduğunuz şeyi size gösterdikten sonra isyan etmiştiniz. Sizden dünya irade edenler de... sizden ahiret irade edenler de vardı.
Sonra sizi belv etmek için onlardan sarf etti... ve sizden kat'iyyetle afv etti!
ALLAH, mü'minler üzre fazl sahibidir.

3. ALİ İMRAN / 159

Ardından, ALLAH'tan rahmet olan ile onlara lin oldun. Şayet kalbin galiz fazz olsaydı, senin havlinden elbette fazz olurlardı.
Artık onları afv et ve onlara istiğfar et.
Emirde onlarla müşavere et.
Azim ettiğinde ALLAH'a tevekkül et.
Muhakkak ki ALLAH, tevekkül edenlere muhabbet duyar.

3. ALİ İMRAN / 188

Verdikleri ile ifrah olanları ve fail olmadıkları şeyler ile ahmed edilmeye muhabbet duyanları hesab etme… artık onların, azabtan fevz olacaklarını hesab etme.
Onlar için elim azab vardır.

4. NİSA / 36

ALLAH'a abd olun!
O'na hiçbir şey şirk koşmayın!
Ana-babaya
ve kurb sahiblerine
ve yetimlere
ve miskinlere
ve kurbiyet sahibi civara
ve cünub civara
ve cenbdeki sahibe
ve sebil çocuğuna (yolcu)
ve melekesi yemininizde olanlara ihsanda bulunun.
Muhakkak ki ALLAH, muhtal olanlara, fahur olanlara muhabbet duymaz.

4. NİSA / 107

Nefslerine hainlik edenlerle cedel etme.
Muhakkak ki ALLAH, esim hain olana muhabbet duymaz.

4. NİSA / 148

ALLAH, zulme uğrayan kimse dışında, sui kavlin cehr olmasına muhabbet etmez.
ALLAH, semi, alim olandır.

5. MAİDE / 13

Ardından, misaklarını nakz etmeleri sebebiyle, onları lanetledik... ve kalblerini kasvetli kıldık.
Kelimeleri mevzilerinden tahrif ediyorlar... ve kendilerine zikir ettirilen şeyden hazz duymayı unuttular.
La zeyl (sürekli olarak) onlardan pek azı dışında, hıyanet üzre olduklarına, muttali olursun.
Artık onları afv et ve safh et.
Muhakkak ki ALLAH, muhsinlere muhabbet duyar.

5. MAİDE / 18

Yahudiler ve nasraniler,
"Biz, ALLAH'ın oğullarıyız ve muhabbet duyduklarıyız" diyorlar.
De ki:
"Öyleyse neden size zenbleriniz ile azab ediyor?
Bilakis!
Siz, halk edilmişlerden beşersiniz."
O, dilediğine gafur olur, dilediğine azab eder. Semaların ve arzın ve arasındakilerin mülkü ALLAH'ındır. Masir O'nadır.

5. MAİDE / 42

Onlar, BEN'i kizb için dinlerler.
Onlar, suht yerler.
Eğer sana gelirlerse, artık aralarında hüküm ver veya onlardan iraz et. Eğer onlardan iraz edersen, artık sana bir şey darr edemezler. Eğer hakem olmuşsan, aralarında kıst ile hüküm ver.
Muhakkak ki ALLAH, muksitlere muhabbet duyar.

5. MAİDE / 54

Ey iman edenler!
Sizden, dininden irtidad eden kimseler!...
Yakında ALLAH'ın, kendilerine muhabbet ettiği... onların da O'na muhabbet ettiği kavim gelecektir.
Onlar;
Mü'minlere karşı çok zelildirler.
Kafirlere karşı çok izzetlidirler.
ALLAH sebilinde cihad ederler.
Levm edenlerin levm etmesinden korkmazlar.
Bu, ALLAH'ın fazlıdır. Bunu dilediğine verir.
ALLAH, vasidir, alimdir.

5. MAİDE / 64

Yahudiler, "ALLAH'ın eli magluldur" dediler.
Kavil ettikleri ile kendi elleri gall edildi ve lanetlendiler.
Bilakis!
O'nun eli mebsuttur. Nasıl dilerse infak eder.
Rabbinden sana inzal edilen şey, onlardan kesirinin tuğyanını ve küfrünü, elbette ziyade edecektir.
BİZ, onların arasına, kıyamet yevmine kadar düşmanlık ve buğz ilka ettik.
Harb için nar vakd ettikleri bütün kerreler, ALLAH onu itfa etmiştir.
Onlar arzda fesad say ederler.
ALLAH, müfsidlere muhabbet duymaz.

5. MAİDE / 87

Ey iman edenler!
ALLAH'ın size helal ettiği tayyib olanları haram etmeyin ve de muted olmayın!
Muhakkak ki ALLAH, mutedlere muhabbet duymaz.

5. MAİDE / 93

Salih (iş)lere amil olarak iman edenlere...
ittika ederek ve salih (iş)lere amil olarak iman ettiklerinde...
sonra, ittika ederek iman ettiklerinde...
sonra, ittika ederek ahsen olduklarında...
taam ettikleri şeyler hakkında, üzerlerine cünah yoktur!
ALLAH, muhsinlere muhabbet duyar.

6. ENAM / 59

Gaybın miftahları, O'nun indindedir… sadece, O alimdir.
Berr ve bahr içinde olanlara O alimdir.
O'nun alim olması dışında yaprak (bile) ıskat olmaz.
Arzın zulmetleri içinde habbe yoktur ki… ratb yoktur ki... ve yabis yoktur ki... kitab-ı mübinde olmasın!

6. ENAM / 76

Ardından üzerine gece cenn olduğunda, bir kevkeb görünce;
"Rabbim budur işte!"
dedi… ardından o efl olduğunda, dedi ki:
"Ben öyle efl olanlara muhabbet duymam!"

6. ENAM / 95

Muhakkak ki ALLAH,
habbeyi ve nüveleri felak edendir…
meyyitten hayy ihrac eder… ve hayydan meyyit ihrac edendir.
ALLAH budur!
Artık nasıl da ifk ediyorsunuz!

6. ENAM / 99

O, semadan su inzal edendir.
Ardından nebatın bütün şeylerini onunla ihrac ettik.
Ardından, ondan hadralar ihrac ettik.
Ondan da müterakib habbeler ihrac ediyoruz...
ve hurmanın tallarından daniye olan salkımlar...
ve üzümden ve zeytinden ve nardan müştebih ve gayr-ı müteşabih cennetler...
Semere vermekteyken ve olgunlaştığında semerelerine nazar edin!
Muhakkak bunda, iman eden kavim için elbette ayetler var!

6. ENAM / 141-142

Arşı olan ve arşı olmayan cennetleri inşa eden O'dur... ve muteşabih olarak; hurmayı ve üküllerinden muhtelif ziraati ve zeytini ve narı... ve müteşabih gayrısında olanları...!
ve enamdan hamil olanları ve firaş yapılanları…!

Semere verdiğinde semeresinden yeyin ve hasad yevminin hakkını verin.
İsraf etmeyin!
Muhakkak ki O, müsriflere muhabbet duymaz.

ALLAH'ın sizi rızıklandırdığı şeylerden yeyin. Şeytanın hatvelerine tabi olmayın. Muhakkak o, sizin için mübin aduvvdur.

7. ARAF / 31

Ey Ademoğulları!
Bütün mescidlerin indinde, ziynetlerinizi ahz edin!
Yeyin... ve şürb edin... ancak israf etmeyin!
Muhakkak ki O, müsriflere muhabbet duymaz.

7. ARAF / 55

Tazarru ederek ve hafi olarak Rabbinizi davet edin.
Muhakkak ki O, mutedlere muhabbet duymaz.

7. ARAF / 79

Artık, onlardan tevella etti... ve dedi ki:
"Ey Kavmim!
elbette kat'iyyetle Rabbimin risaletini size iblağ etmiş ve size nasihat vermiş oldum! Fakat siz nasihat edenlere muhabbet duymuyorsunuz!"

8. ENFAL / 58

Şayet kavmin ihanet etmesinden korkarsan, sen de seva üzre onlara nebz et.
Muhakkak ki ALLAH, hainlere muhabbet duymaz.

9. TEVBE / 4

Ahdleşmiş olduğunuz müşriklerden,
sonra bir şey naks etmemiş olanlar…
ve size karşı kimseye zıhar etmemiş olanlar…
müstesnadır.
Artık onlara ahdlerinizi, müddedine kadar tamam edin.
Muhakkak ki ALLAH, muttakilere muhabbet duyar.

9. TEVBE / 7

Nasıl olabilir; müşriklerin ALLAH indinde ve onun Rasulü indinde ahdi olsun!... Mescid-i Haram indinde ahdleştiğiniz kimseler müstesna.
Artık onlar size istikametli oldukça, siz de onlara istikametlenin.
Muhakkak ki ALLAH, muttakilere muhabbet duyar.

9. TEVBE / 23

Ey iman edenler!
Eğer iman üzre küfre muhabbet duymayı dilerlerse (tercih ederlerse)… ata-babalarınızı ve kardeşlerinizi veliy ittihaz etmeyin!
Sizden, onlara tevella eden… artık işte onlar... onlar zalimdir!

9. TEVBE / 24

De ki:
"Siz;
ata-babalarınıza
ve oğullarınıza
ve kardeşlerinize
ve zevcelerinize
ve aşiretinize
ve iktiraf ettiğiniz mallara
ve kesad olmasından haşy ettiğiniz ticaretinize
ve meskenlerinize...
eğer,
ALLAH'tan
ve Rasulünden
ve O'nun sebilinde cihad etmekten daha fazla muhabbet duyuyorsanız...
artık ALLAH emrini verinceye kadar tarabbus edin!
ALLAH, fasıkların kavmine ihda etmez."

9. TEVBE / 108

Ebediyyen orada kıyam etme!
Evvel yevmden (beri), takva üzre esas edilen mescid (Kuba mescidi)... orada kıyam etmene daha hakktır.
Orada tetahhur etmeye muhabbet duyan erkek kimseler var.
ALLAH, mütetahhir olanlara muhabbet duyar.

12. YUSUF / 8

Dediler ki:
"Biz usbe olduğumuz halde, Yusuf ve kardeşi (Bünyamin) babamıza bizden daha muhabbetlidir. Muhakkak babamız elbette/kesinlikle mübin dalalettedir."

12. YUSUF / 30

Medinedeki kadınlar dediler ki:
"Aziz'in karısı delikanlının nefsinden irade etmiş. Ona kat'iyyetle muhabbeti şegaf etmiş! Muhakkak biz onu mübin dalalet içinde görüyoruz."

12. YUSUF / 33

Dedi ki:
"Rabbim!
Benim için sicn… davet edildiğim şeyden daha muhabbetlidir. Keydlerini benden tasrif etmen dışında... onlara asb eder ve cahillerden olurum."

14. İBRAHİM / 3

Ahirete karşı dünya hayatına muhabbet duymayı isteyenler...
ve ALLAH'ın sebilinden sadd edenler...
ve ivec olmaya bagy edenler…
işte onlar, baid dalalet içindedir.

16. NAHL / 23

Besbellidir ki; ALLAH, onların sırr ettiklerine de… ilan ettiklerine de… alimdir.
Muhakkak ki O, müstekbirlere muhabbet duymaz.

16. NAHL / 107

Bu,
onların, ahirete karşı, dünya hayatına muhabbet duymayı istiyor olmalarından…
ve ALLAH'ın, kafirlerin kavmini ihda etmeyeceğindendir.

20. TAHA / 37-38-39

"BİZ sana, başka merrede de, elbette kat'iyyetle menn etmiştik!
Vahyimizi, annene vahy etmiştik:
***Onu sandığın içine kazf et… ve ardından ummana kazf et! ki... ardından umman, onu sahile ilka etsin. BANA düşman olan... ve ona düşman olan, onu ahz edecektir.***
Aynım üzre sanat olman için, sana KENDİMİZDEN muhabbet ilka etmiştim."

21. ENBİYA / 47

Kıyamet yevmi için kıst mizanlar vaz ederiz… ve ardından nefslere hiçbir zulüm edilmez. Hasib olarak BİZ'e kafi olarak (olacak şekilde)… hardaldan habbe miskali olsa, onu getireceğiz.

22. HACC / 37-38

Onların etleri ve kanları ALLAH'a nail olmaz... fakat sizden takva O'na nail olur!

Böyledir!...
Size hidayet ettiği şey üzre ALLAH'ı kebirlemeniz için onları sizin için teshir etti.

Muhsinleri ibşar et!
Muhakkak ki ALLAH, iman edenlerden def eder.
Muhakkak ki ALLAH, hiçbir hain kafire muhabbet duymaz.

24. NUR / 19

Muhakkak… iman edenlerin içinde, fahiş olanın şia olmasına muhabbet duyanlar… onlara, dünyada ve ahirette elim azab vardır.
ALLAH alimdir... siz alim değilsiniz.

24. NUR / 22

Sizden fazl ve vüsat sahibleri,
kurb sahiblerine...
ve miskinlere...
ve ALLAH sebilinde muhacirlere...
vermekten alüv etmesinler!
Afv etsinler ve safh etsinler.
ALLAH'ın size gafur olmasına muhabbet duymaz mısınız?
ALLAH, gafurdur, rahimdir.

28. KASAS / 56

Muhakkak sen, ahbabını ihda edemezsin.
Fakat ALLAH, dilediği kimseyi ihda eder. O, mühtedilere alimdir.

28. KASAS / 76

Muhakkak Karun, Musa'nın kavmindendi… ve ardından onlara bagi oldu.
BİZ ona, kenzlerden vermiştik ki; onların miftahları, kuvvet sahibi usbeye ağır geliyordu.
Kendi kavmi, ona,
"Küstah olma!" demişti.
Muhakkak ki ALLAH, ferih olanlara muhabbet duymaz.

28. KASAS / 77

"ALLAH'ın sana verdiği şeylerde, dar-ul ahireti ibtiga et!... Dünyadan nasibini de unutma!
ALLAH'ın ahseni gibi ahsen ol!
Arzda fesad ibtiga etme!
Muhakkak ki ALLAH, müfsidlere muhabbet duymaz!"

30. RUM / 45

Salih (iş)lere amil olarak iman edenlerin, O'nun fazlından cezalanması içindir.
Muhakkak ki O, kafirlere muhabbet duymaz.

31. LOKMAN / 16

"Ey oğlum!
Muhakkak, eğer hardaldan habbe miskali olsa, üstüne bir de, sahrın içinde veya semalarda veya arzda olsa, ALLAH onu getirir!
Muhakkak ki ALLAH, latiftir, habirdir."

31. LOKMAN / 18

"Nasa haddini tasir etme!
Arzda merah olarak meşy etme!
Muhakkak ki ALLAH, fahur muhtal olanların hiç birisine muhabbet duymaz."

36. YASİN / 33

Mevt olmuş arz, onlara ayettir!
Onu hayy ettik... ve ondan habbeler ihrac ettik… ve ardından onlardan yemekteler!

38. SAD / 31-32-33

Ona aşiyy ile, ciyad safinler arz edildiğinde… demişti ki:
"Muhakkak ben, Rabbimi zikirden hayr hubbuna ahbab oldum"
Hatta… hicab ile tevari edince…
"onu bana redd edin!"
Ardından sekilerini ve unklarını mesh etmeye tafk etti.

41. FUSSİLET / 17-18

Semud (kavmi)…
Onlara da hidayet etmiştik... ancak onlar, hudaya kör olmayı habb ettiler… ardından, kesb etmiş oldukları ile hevan azabın saikası onları ahz etti.

BİZ, iman edenlere ve ittika etmiş olanlara necat ettik.

42. ŞURA / 40

Seyyielerin cezası, mislince seyyiedir!
Ancak, afv eden ve ıslah eden kimse… artık onun ecri, ALLAH üzredir!
Muhakkak ki O, zalimlere muhabbet duymaz.

49. HUCURAT / 7

Alim olun ki... kendinizde ALLAH Rasulü vardır!
Şayet emirlerin çoğunda size itaat etseydi... elbette/kesinlikle siz anet olurdunuz.
Fakat ALLAH, size, iman etmeye muhabbet duyurdu... ve onu kalblerinizde ziynetlendirdi. Küfür ve füsuk ve isyan size kerih gelmektedir.

İşte onlar... raşid olanlar onlardır!

49. HUCURAT / 9

Eğer mü'minlerden iki taife kıtal ederlerse... onların arasını ıslah edin!
Eğer ikisinden birisi, diğerine bagy etmişse... artık onlar ALLAH'ın emrine fey edinceye kadar bagy edenle kıtal edin!
Eğer fey ederlerse... artık onların aralarını adalet ile ve en kıst olan ile ıslah edin.
Muhakkak, muksitlere muhabbet duyan ALLAH'tır!

49. HUCURAT / 12

Ey iman edenler!
Zanndan çokça ictinab edin! Muhakkak zannın bazısı ismdir.
Tecessüs etmeyin!
Bazınız bazınıza (birbirinize) gıybet etmeyin! Herhangi biriniz meyyit kardeşinin etini yemeye muhabbet duyar mı? Artık bu, size kerihtir.
ALLAH'a ittika edin!
Muhakkak ki ALLAH, tevvabdır, rahimdir.

50. KAF / 9-10-11

Semadan mübarek su inzal ettirdik.
Ardından onunla, ibadet edenler için rızk olarak... cennetler ve habbeli hasad ve nazid talları olan basik hurma ağaçları nebat ettik.
Onunla meyyit beldeyi hayy ettik.
Böyledir!...
Huruc budur!

55. RAHMAN / 10-11-12

İçinde...
fakihler
ve kemmlerin zatı hurma ağaçları...
ve asıf ve reyhan sahibi habbeler olan
arzı, enam için vaz etmiştir.

57. HADİD / 23

Fevt ettiğiniz şey üzre sakın üsve olmayın!...
Size verilen şeye ifrah da olmayın!...
diye (böyle)dir.

ALLAH, muhtal fahur olanların hiçbirisine muhabbet duymaz...

59. HAŞR / 9

Önceden iman ederek, bu dara tebevvü edenler... kendilerine hicret edenlere muhabbet duymaktadır. Onların sadrında, verdikleri şeylerden hacet vecd olmaz.
Şayet kendilerine hass olsa bile... onların nefsleri üzre eser ederler.
Nefsini şuhhdan vaky eden kimse... işte onlar, felaha ulaşanlardır.

60. MUMTEHİN / 8

ALLAH, size…
din hakkında sizinle kıtal etmeyenlere…
ve sizi diyarınızdan ihrac etmeyenlere…
teberru etmenizi ve onlara kıst olmanızı nehy etmez!
Muhakkak ki ALLAH, muksitlere muhabbet duyar.

61. SAFF / 4

Muhakkak ki ALLAH, mersus bünyan gibi saff tutarak, KENDİ sebilinde kıtal eden kimselere muhabbet duyar.

61. SAFF / 13

Muhabbet duyacağınız uhraya mü'minleri ibşar et!
ALLAH'tan nasr...
ve karib fetih.

75. KIYAME / 20-21

Hayır, bilakis!
Siz acil olana muhabbet duyuyorsunuz... ve ahir olanı vezr ediyorsunuz.

76. İNSAN / 8

Muhabbet duydukları taamı... miskinlere, yetimlere ve esirlere taam ettirirler.

76. İNSAN / 27

Muhakkak, bunlar...
acele etmeye muhabbet duyuyorlar...
ve sakil yevmi veralarına vezr ediyorlar.

78. NEBE / 6-7-8-9-10-11-12-13-14-15-16

Arzı mihad ve dağları vetedler kılmadık mı?
ve sizi zevcler halinde halk ettik.
ve sizin nevminizi sübat kıldık.
ve geceyi libas kıldık.
ve gündüzü maişe kıldık.
ve fevkinize yedi şedidleri bina ettik.
ve vehhac sirac kıldık.
ve habbeler ve nebat ve leff olmuş cennetler ihrac etmek için, musır olanlardan seccac su inzal ettik.

80. ABESE / 27-28-29-30-31-32

Ardından orada... sizin için ve enamınız için meta olarak... habbeler ve ineb (üzüm) ve yoncalar ve zeytinler ve hurmalar ve galba hadikalar ve fakihler ve ebb (otlaklar) nebat ettik.

89. FECR / 17-18-19-20

Hayır!
Bilakis!
Siz yetime ikram etmiyorsunuz!
ve miskine taamı hazza etmiyorsunuz!
ve size miras bırakılanı, lemme yeyiş ile yiyorsunuz!
ve mala, cemm muhabbetiyle muhabbet duyuyorsunuz!

100. ADİYAT / 8

Muhakkak o, hayra muhabbet için elbette şedidtir.

Sure Listesi

Kelam-ı Kadim'de Geçen Kelimeler Sözlüğü;Teolog A.Kadir İmamoğlu tarafından derlenerek hazırlanmıştır.