İçeriğe geç
KÖK Ara:
KELİME Ara:
ANLAM içinde Ara:
❝ HFZ: ❞ kökünden türeyen kelimeler... 13 Kayıt Listeleniyor.
Aynı Kökten Türeyen: xoxox Hâfız Huffaz Hafaza Hâfıza Hafîziyyet Hıfz istihfaz Mahfaza Mahfuz Muhafaza Muhafazat Muhafız Muhafızîn Mustahfaz Mustahfazin Mutehaffız Mutehaffızîn
xoxox
ح ف ظ HFZ:
Hâfız
ح ف ظ HFZ:

Muhafaza eden. Koruyan. Hıfzeden. Kur'ân-ı Kerim'i tamamen ezbere okuyan.
El Hafız : Muhafaza, hafız edici. Koruyucu fiili.

DuruMeal'de toplam 27 kayıtta geçiyor.
Çğl.HuffazÇğl.Hafaza
Hâfıza
ح ف ظ HFZ:

Muhafaza eden. Ezberleme kuvvesi. Kuvve-i hâfıza.

Hafîziyyet
ح ف ظ HFZ:

Muhafaza edicilik, koruyup esirgeyicilik.

Hıfz
ح ف ظ HFZ:

Saklama. Koruma. Siyanet. Muhafaza. Ezber etmek. Hatırda tutmak. Kur'an'ı ezberde tutmak.

DuruMeal'de toplam 11 kayıtta geçiyor.
istihfaz
ح ف ظ HFZ:

Hıfzetmek. Korumak. Muhafaza etmek. Bir şeyin muhafaza olunmasını birisinden rica etmek.

DuruMeal'de toplam 1 kayıtta geçiyor.
Mahfaza
ح ف ظ HFZ:

Küçük kutu, kap. Zarf.

Mahfuz
ح ف ظ HFZ:

Hıfzolunmuş, saklanılmış. Ezberlenmiş. Hafızaya alınmış. Korunup gözetilmiş. Gizlenmiş, saklanmış.

DuruMeal'de toplam 2 kayıtta geçiyor.
Muhafaza
ح ف ظ HFZ:

Zarar ve ziyandan sakınıp korumak. Himâye ve hıfzetmek. Gözetlemek. Bir şeye devamlı olmak.

DuruMeal'de toplam 1 kayıtta geçiyor.
Muhafazat
ح ف ظ HFZ:

Muhafızlık, koruyuculuk.

Muhafız
ح ف ظ HFZ:

Muhafaza eden. Değiştirmeyen. Saklayan. Koruyan. Bekçi.

Çğl.Muhafızîn
Mustahfaz
ح ف ظ HFZ:

Koruyan, hıfzeden, muhafaza eden.

Çğl.Mustahfazin
Mutehaffız
ح ف ظ HFZ:

Korunup sakınan, tahaffuz eden.

Çğl.Mutehaffızîn
2. BAKARA / 238-239

Salatlara ve salat-ı vustaya hafız olun!
Kanit olarak ALLAH için kıyam edin!

Eğer, yayan ve rakib olarak korku içindeyseniz... emin olmanızın ardından… alim olmadığınız halde sizi alim etttiği gibi (şekilde) ALLAH'ı zikir edin!

2. BAKARA / 255

ALLAH!...
ilah, sadece, O'dur.
Hayydır.
Kayyumdur.
O'nu ne vesn... ne de nevm ahz etmez.
Semalarda olanlar ve arzda olanlar O'nundur.

O'nun izni ile olmadan, O'nun indinde şefaat edecek kimdir?

Ellerinin arasında olanlara ve halfinde olanlara alimdir.
O’nun ilminden, sadece, dilediği kadarını ihata edebilirler!

O'nun kürsüsü, semalara ve arza vasidir... bu ikisini hıfz etmek O'na zor gelmez.

O, aliyydir, azimdir.

4. NİSA / 34

ALLAH'ın bazısını bazısına fazl ettiği ile...
ve mallarından infak ettikleri ile...
erkek kimseler, kadınlara kavvamdır.

Ardından salih kadınlar, kanit olurlar... ALLAH'ın hıfz ettiği şeyle, gayb için hıfz edici olurlar.
Nüşuz etmelerinden korktuğunuz kadınlara... artık vaaz edin ve mazcalarda onları hicr edin ve onları darb edin. Eğer itaat ederlerse, artık üzerlerine sebil ibtiga etmeyin.
Muhakkak ki ALLAH, aliyy, kebir olandır.

4. NİSA / 80

Rasule itaat eden kimse… artık o, kat'iyyetle ALLAH'a itaat etmiş olur!
Tevella eden kimse… BİZ, seni, onlara muhafız olarak irsal etmedik.

5. MAİDE / 44

Muhakkak, içinde huda ve nur olan Tevrat'ı, BİZ inzal ettik.
ALLAH'ın kitabından istihfaz ettikleri ve üzerine şahid oldukları şeyle...
silm olan Nebiler...
ve rabbaniler...
ve habrlar...
hadüler için hüküm veriyorlardı.

Artık... nasdan haşy etmeyin... BEN'den haşy edin!... Ayetlerim ile az bir semen iştira etmeyin!
ALLAH'ın inzal ettiği şey ile hukm etmeyen kimse... artık işte o... onlar kafirdir.

5. MAİDE / 89

ALLAH, yeminlerinizde ki lagv ile sizi ahz etmez. Fakat akd olarak ettiğiniz yeminler ile sizi ahz eder.
Artık bunun keffareti;
vasat olanlardan aşr (on) miskine, kendi ehlinize taam ettiğiniz şeylerden taam etmektir
veya kisvelendirmektir
veya bir rakabe tahrir etmektir.
Vecd olamayan, üç yevm oruç tutar.
Half ettiğinizde, yeminlerinizin keffareti budur.
Yeminlerinizi hıfz edin!

Böyledir!...
ALLAH, ayetlerini size beyan eder... umulur ki şükür edersiniz.

6. ENAM / 61

O, kahirdir… kendisine ibadet edenlerin fevkindedir.
İfrat etmeyin diye… birinize mevt gelip de Rasullerimiz onu vefat ettirinceye kadar size hafızlar irsal eder.

6. ENAM / 92

Bu kitab… BİZ onu,
mübarek olarak,
elinin arasındakine musaddık olarak…
ve karyelerin anasını (Mekke) ve havlindekileri nezr etmen için…
inzal ettik.
Salatlarına hafız olarak ahirete iman edenler, buna da iman ederler.

6. ENAM / 104

Rabbinizden size basiretler kat'iyyetle gelmişti!
Basar olanlar... artık kendi nefsi içindir.
Kör olanlar... artık kendinedir.
Ben, üzerinize muhafız değilim!

6. ENAM / 107

Şayet ALLAH dileseydi, şirk koşamazlardı.
Seni onlara muhafız kılmadık. Sen onlara vekil değilsin!

9. TEVBE / 112

Tevbe edenler,
ibadet edenler,
hamd edenler,
saih olanlar,
rüku edenler,
sacidler,
maruf'a amir olanlar,
ve münkeri nehy edenler…
ALLAH'ın hududuna hafız olanlardır. Mü'minleri ibşar et.

11. HUD / 57

"Artık eğer tevella ederseniz... artık, bana irsal edileni, onunla üzerinize kat'iyyetle iblağ ettim!
Rabbim sizin gayrınızda bir kavmi istihlaf eder... ve siz, O'na bir şey darr edemezsiniz.
Muhakkak ki Rabbim, herşeye hafızdır."

11. HUD / 86

"Eğer mü'minseniz, ALLAH'ın bakiyesi size hayr olandır. Ben, sizin üzerinize hafız değilim."

12. YUSUF / 12

"Gaden onu, bizimle beraber irsal et… irta etsin ve ilab etsin.
Muhakkak biz ona elbette hafız oluruz."

12. YUSUF / 55

Dedi ki:
"Beni arzın hazineleri üzre kıl. Muhakkak ben, hafızım, alimim."

12. YUSUF / 63

Ardından babalarına rücu ettiklerinde, dediler ki:
"Ey babamız!
Keylden mani olunduk. Kardeşimizi (Bünyamin'i) bizimle beraber irsal et… ki keylimizi alabilelim. Muhakkak ona elbette/kesinlikle hafız oluruz."

12. YUSUF / 64

Dedi ki:
"Onun hakkında sizden… ancak, önceden kardeşiniz üzre emin olduğum kadar... emin olabilirim!
Artık hafızların hayrlısı ALLAH'tır.
O, rahimlerin rahimidir."

12. YUSUF / 65

Metalarını feth ettiklerinde, bidaatlerinin kendilerine redd olunduğuna vecd oldular... dediler ki:
"Ey Babamız!
Daha ne ibtiga ederiz!?
İşte bidaatimiz. Bize redd olunmuş. Ehlimize meyr ederiz. Kardeşimize hafız oluruz. Bair keyl ziyade ederiz. Bu yesir keyldir."

12. YUSUF / 81

"Siz babanıza rücu edin ve deyin ki:
"Ey babamız!
Muhakkak oğlun serak etti. Biz, sadece, alim olduğumuz şeye şahid olduk. Gayb için hafız olamazdık!"

13. RAD / 11

Ona, elinin arasından ve halflerinden muakkib olanlar vardır...
Onu, ALLAH'ın emrinden hıfz ederler.

Muhakkak ki ALLAH... nefsleri ile olanı tagyir edinceye kadar... kavim ile olanı tagyir etmez.
ALLAH, bir kavme sui irade ettiği zaman... artık onu redd edecek yoktur... onlara O'nun gayrısından vali de yoktur.

15. HİCR / 9

Muhakkak ki BİZ... zikri BİZ inzal ettik BİZ!
Muhakkak ona, kesinlikle hafız olan BİZ'iz!

15. HİCR / 17-18

Onu, bütün recm edilmiş şeytanlardan muhafaza ettik.
İşiterek istirak eden kimse müstesna… ve ardından ona, mübin şihab tabi olur.

21. ENBİYA / 32

Semayı mahfuz sakf kıldık.
Onlar, oradaki ayetlerden hala murizler!

21. ENBİYA / 82

Şeytanlardan, ona gavs edenler...
ve bunun gayrısında ameller amel eden kimseler…
BİZ, onlara hafız olanlar olduk.

23. MU'MİNUN / 5-6-7

ve Zevceleri veya melekesi yeminlerinde olanlar dışında... fercleri için hafız olanlar…
Artık muhakkak onlar, levm edilmiş olanların gayrısında olurlar. Bunun verasını ibtiga eden kimse… artık işte onlar… onlar, düşmandır.

23. MU'MİNUN / 8-9-10-11

ve Emanetlerine ve ahdlerine riayet edenler…
ve Salatlarını hıfz edenler…

İşte bunlar, Firdevse varis olan, varislerdir… onlar orada ebedidirler.

Sure başından buraya kadar, iman edenler ile ilgili olarak 7 vasıf sayılmaktadır.
24. NUR / 30

Mü'min erkeklere söyle, basarlarından gazz etsinler, ferclerini hıfz etsinler.
Bu onlar için daha zekiy olandır.
Muhakkak ki ALLAH, onların sanat ettiklerine habirdir.

24. NUR / 31

Mü'min kadınlara da söyle, basarlarını gazz etsinler. Ferclerini hıfz etsinler.
Zahir olanları dışında ziynetlerini ibda etmesinler. Onların (görenlere) humar verecek olanını ceblerine darb etsinler.
Ziynetlerini ibda etmesinler, ancak şunlar müstesna:
kocaları,
yahut babaları,
yahut kocalarının babaları,
yahut oğulları,
yahut kocalarının oğulları,
yahut erkek kardeşleri,
yahut erkek kardeşlerinin oğulları,
yahut kız kardeşlerinin oğulları,
yahut kadınlar,
yahut melekesi yeminlerinde olanlar,
yahut erkek kimselerden irbet (akıl,ustalık) sahibi olanlar gayrısında kendilerine tâbi olanlar,
yahut kadınların avreti üzere zuhur olmayan tıfllar.
Hafy ettikleri ziynetlerine alim olunsun diye ayaklarını yere vurmasınlar.
ALLAH'a cemian tevbe edin eyy mü'minler!... umulur ki felaha ulaşırsınız!

33. AHZAB / 35

Muhakkak,
Müslüman erkekler ve Müslüman kadınlar...
ve mü'min erkekler ve mü'min kadınlar...
ve kanit erkekler ve kanit kadınlar...
ve sadık erkekler ve sadık kadınlar...
ve sabır eden erkekler ve sabır eden kadınlar...
ve huşu duyan erkekler ve huşu duyan kadınlar...
ve mutasaddık erkekler ve mutasaddık kadınlar...
ve oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar...
ve ferclerine hafız erkekler ve hafız kadınlar...
ve ALLAH'a çokça zakir erkekler ve zakir kadınlar...
ALLAH, onlar için mağfiret ve azim ecir idad etmiştir.

34. SEBE / 20-21

elbette kat'iyyetle!... onlar üzerine iblis'in zannı sadık oldu!
Artık... ahirete iman edenlere, ondan şekk içinde olanlardan alim olmamız için... mü'minlerden bir ferik dışında, onlar... kendilerine bir sultan olmadığı halde... ona tabi oldular.
Rabbin herşeye hafızdır.

37. SAFFAT / 6-7-8-9-10

Muhakkak ki BİZ, dünya semasını...
Ulvi meleleri (Mele-il Ala'yı) işitemeyen…
Duhur edilerek bütün caniblerden kazf edilen…
Kendilerine vasıb azab verilen...
bütün merid şeytanlardan hıfz ederek... kevkeb ziynetleri ile ziynetlendirdik.
**Hatf ederek hatf eden müstesnadır… ve ardından ona da sakıb şihab tabi olur!

"sema ed dünya" ifadesi, "dünyanın seması" veya "semanın ednası" (yani en yakın sema) anlamlarında olabilir. (dünya kelimesi hem isim, hem de edna sıfatının dişili/müennesidir.) Eğer, "en yakın sema, semanın en yakını" olarak kullanımış ise, daha uzak semalardan da bahsedilebilir demektir. Burada "sema"yı İnsan duygusunun derinlikleri olarak anlamak mümkündür.
41. FUSSİLET / 9-10-11-12

De ki:
"Siz... arzı iki yevmde halk edene gerçekten kafir misiniz!?... O'na endad mı kılıyorsunuz?
O, Rabb-il alemindir!"
Orada, onun fevkinde rasiyeler kıldı...
ve içini barek etti.
Sail olanlar için seva olarak, orada onların kutlarını dört yevmde kaderledi.
Sonra, henüz duhan halinde olan semaya istiva etti.

Ona ve arza dedi ki:
"Gelin ikiniz de! Ta'van veya kerhen!"
İkisi de
"İtaat ile geldik." dediler.

Ardından, iki yevmde, yedi semaları kaza etti... ve emirlerini, bütün semalarda vahy etti.

Dünya semasını misbahlar ile ziynetlendirdi... ve onlara hıfz etti.
Bu... aziz, alim takdirdir.

42. ŞURA / 6

O'nun gayrısından veliyler ittihaz edenler… ALLAH onlara hafızdır. Sen onlara vekil değilsin.

42. ŞURA / 48

Artık eğer arız olurlarsa... seni, onlara hafız olarak irsal etmedik!
Senin üzerine olan, sadece, belağdır.
Muhakkakki BİZ, İnsana BİZ'den rahmet taddırdığımızda... onunla ifrah olur.
Eğer, kendi elleriyle takdim ettikleri ile kendilerine seyyieler isabet ederse... artık muhakkak İnsan küfürdedir.

50. KAF / 4

BİZ, arzın onlardan neyi naks ettiğine kat'iyyetle alimiz!
BİZ'im indimizde hafız kitab vardır.

50. KAF / 31-32-33

Cennet... muttakiler için baid gayrısında izlaf edilir.
Bu…
gayb ile Rahman'a haşy eden...
ve münib kalb ile gelen…
bütün hafız evvab için size vaad edilen şeydir.

70. MEARİC / 29-30-31-32-33-34-35

Ferclerine... zevceleri veya melekesi yeminlerinde olanlar dışında… hafız olanlar…
ki böylelikle muhakkak onlar, levm edilenlerin gayrısında olanlardır. Bunun verasını ibtiga eden kimse ise... artık işte onlar… onlar düşmandır!
Kendilerine emanet edilenlere ve ahdlerine riayet edenler...
Şahadetlerine kaim olanlar...
Salatları üzre hafız olanlar...
İşte onlar... ikram edilmiş cennetlerdedirler!

70. MEARİC / 29-30-31-32-33-34-35

Ferclerine... zevceleri veya melekesi yeminlerinde olanlar dışında… hafız olanlar…
ki böylelikle muhakkak onlar, levm edilenlerin gayrısında olanlardır. Bunun verasını ibtiga eden kimse ise... artık işte onlar… onlar düşmandır!
Kendilerine emanet edilenlere ve ahdlerine riayet edenler...
Şahadetlerine kaim olanlar...
Salatları üzre hafız olanlar...
İşte onlar... ikram edilmiş cennetlerdedirler!

82. İNFİTAR / 10-11-12

Muhakkak üzerinize kesinlikle hıfz edici, kerim katibler vardır! Onlar fail olduklarınıza alimdirler.

83. MUTAFFİFİN / 29-30-31-32-33

Muhakkak icram edenler, iman edenlerden dıhk edenler olmuştu. Merr ettiklerinde, onlara gamz ediyorlardı. Kendi ehline inkılab ettiklerinde ise, fakihler olarak inkılab ediyorlardı.

Onları gördüklerinde diyorlardı ki:
"Muhakkak işte bunlar, kesinlikle dall olmuştur."
(Oysa) Onlar, onlara hafızlar olarak irsal edilmemişlerdi.

85. BURUC / 21-22

Bilakis!
O, levh-i mahfuzda, mecid Kur'andır.

86. TARIK / 4

Üzerine hafız bulunmayan hiçbir nefs yoktur!

Sure Listesi

Kelam-ı Kadim'de Geçen Kelimeler Sözlüğü;Teolog A.Kadir İmamoğlu tarafından derlenerek hazırlanmıştır.