İçeriğe geç
KÖK Ara:
KELİME Ara:
ANLAM içinde Ara:
❝ HKM ❞ kökünden türeyen kelimeler... 20 Kayıt Listeleniyor.
Aynı Kökten Türeyen: xoxox hakem hakim Hâkim Hâkime Hukkâm Hâkimiyyet hekim Hukemâ hikmet hikem hukm hukum Ahkâm hukumet Hukûmat Hukumlu Hukumran ihkâm istihkam İstihkâmat mahkeme Mahakim mahkum muhakeme Muhakemât muhkem Muhkemat Mustahkem Mustahkim Tahakkum Tahkim
xoxox
ح ك م HKM
hakem
ح ك م HKM

İki tarafın anlaşmak üzere hükmüne rıza göstermek için seçtikleri kimse. Haklı ve haksızın ayrılmasında aracılık eden.
El Hakem : Haklıyı haksızı ayıran fiili. herkesin hakkını kendi hududunda koruyan.
ALLAH'ın hakem fiili insanda cari olmasına rağmen bu icraya mazhar olamıyoruz. Çünkü insanda devşirme olan akıl, etkiler buna mani oluyor. bundan randıman alınmıyor. olmaya çalışmalı.
HÜKMEDİCİ, İYİYİ KÖTÜDEN AYIRT EDİCİ.

DuruMeal'de toplam 6 kayıtta geçiyor.
hakim
Hâkim
ح ك م HKM

Galib. Haklı ve haksızı ayırıp hak ve adalet üzere hükmeden. Başkasını müdahale ettirmeden idare eden. Memleketi idare eden. Mahkeme reisi.

DuruMeal'de toplam 204 kayıtta geçiyor.
Dşl.HâkimeÇğl.Hukkâm
Hâkimiyyet
ح ك م HKM

Hakim oluş. Hükmediş. Amirlik. Üstünlük. Müdahale ve rakibi kabul etmemek hali.

hekim
ح ك م HKM

Hikmetle muttasıf olan ve mevcudatın hakikatına vakıf olan. Hikmet mütehasssı. İlm-i hikmette mütebahhir ve mütehassıs olan. İş ve emirleri hikmetli ve yanlışsız olan.

El Hekim : İyi edici, şifa verici fiili.

Çğl.Hukemâ
hikmet
ح ك م HKM

İnsanın, mevcudatın hakikatlerini bilip hayırlı işleri yapmak sıfatı. Hakimlik. Eşyanın ahvalinden, harici ve batini keyfiyetlerinden bahseden ilim (İlm-i Hikmet). Herkesin bilmediği gizli sebeb. Kainattaki ve yaradılıştaki İlahi gaye. Sır. Akıl, söz ve hareketteki uygunluk.

DuruMeal'de toplam 21 kayıtta geçiyor.
Çğl.hikem
hukm
hukum
ح ك م HKM

Karar. Emir. Kuvvet. Hakimlik. Amirlik. İrade. Kumanda. Nüfuz. Kadılık etmek. Tesir. Cari olmak. Makam. Bir davanın veya bir meselenin tedkik edilmesinden sonra varılan karar. Man: Fikirler ve tasavvurlar arasındaki rabıtayı tasdik veya inkar etmek.

DuruMeal'de toplam 64 kayıtta geçiyor.
Çğl.Ahkâm
hukumet
ح ك م HKM

Bir memleketi idare edenler. Vekiller heyeti. Devlet.

Çğl.Hukûmat
Hukumlu
ح ك م HKM

Bir hüküm ve emri bildiren. Mahkemece hüküm giymiş kimse.

Hukumran
ح ك م HKM

Hakim, hükümdar. Hüküm ve saltanat süren.

ihkâm
ح ك م HKM

Manen tahkim etmek. Sağlamlaştırma. Muhafaza ile fesaddan menetmek.

istihkam
ح ك م HKM

Sağlamlık. Metin olmak. Kuvvetli ve dayanıklı olmak. Kuvvet ve metanet vermek. Düşmana karşı, hücumlarını savmak için hazırlanmış bulunan siper, askeri yapılar. İstihkam işi ile uğraşan asker sınıfı.

Çğl.İstihkâmat
mahkeme
ح ك م HKM

Davaların görülüp hükme, karara bağlandığı yer. İcra-yı adalet için çalışan resmi daire.

Çğl.Mahakim
mahkum
ح ك م HKM

Aleyhinde hüküm verilmiş olan. Davayı kaybedip cezalanan. Birisinin hükmü altında bulunan. Zorunda ve mecburiyetinde olma. Katlanma.

muhakeme
ح ك م HKM

Dava için iki tarafın mahkemeye baş vurması. İki tarafın mahkemeye baş vurması. İki tarafı dinleyip hüküm vermek. Düşünmek. Zihinde inceleme yapmak. Karar vermek için iyice düşünmek.

Çğl.Muhakemât
muhkem
ح ك م HKM

Sağlam. Metin. Sıkı sıkıya. Kuvvetli. Tahkim edilmiş. Sağlamlaştırılmış. İçinde hüküm bulunan ve manası açık olanlar. İhtimalli olmayan söz.

DuruMeal'de toplam 2 kayıtta geçiyor.
Çğl.Muhkemat
Mustahkem
ح ك م HKM

Sağlamlaştırılmış, istihkam edilmiş.

Mustahkim
ح ك م HKM

Sağlamlaştıran, istihkam eden.

Tahakkum
ح ك م HKM

Tekebbür, zorbalık etmek. Zorla hükmetmek.

DuruMeal'de toplam 1 kayıtta geçiyor.
Tahkim
ح ك م HKM

Hakem tayin etmek. Hakim nasbeylemek. Kuvvetlendirme. Sağlamlaştırmak, kavileştirmek. Birisini fesattan men'eylemek. Mahkemede hasmın davalarının açıkça belli olması için hakimi değiştirmek.

DuruMeal'de toplam 1 kayıtta geçiyor.
2. BAKARA / 32

Dediler ki:
"SEN subhansın!
SEN'in alim ettiğinden başka bizim varlığımızda ilim yoktur.
Muhakkak ki SEN… alimsin, hakimsin SEN."

2. BAKARA / 113

Kitab tilavet ettikleri halde...
Yahudiler diyorlar ki:
"Nasraniler bir şey üzere değildir."
Nasraniler de diyorlar ki:
"Yahudiler bir şey üzere değildir."

Böyledir!...
İlmi olmayanlar da onların kavli mislince kavl ediyorlar.

Artık, hakkında ihtilaf etmiş oldukları şeyde, onların aralarında, kıyamet yevminde, ALLAH hüküm verecektir!

2. BAKARA / 129

"Rabbimiz!
kendi içlerinde kendilerinden… onlara,
SEN'in ayetlerini kendilerine tilavet edecek...
ve kitab ve hikmete kendilerini alim edecek...
ve kendilerini tezkiye edecek...
Rasul baas eyle!
Muhakkak, aziz, hakim olan SEN'sin."

2. BAKARA / 151-152

Aynen BİZ'im size kendinizde irsal ettiğimiz gibi... kendinizdeki Rasul...
ayetlerimizi sizin üzerinize tilavet etmektedir...
sizi tezkiye etmektedir...
kitaba ve hikmete sizi alim etmektedir...
alim olmadığınız şeylere sizi alim etmektedir.

Artık BEN'i zikir edin...! BEN sizi zikir etmekteyim!
BANA şükür edin!... BANA kafir olmayın!

2. BAKARA / 188

Mallarınızı, kendi aranızda batıl ile yemeyin!
Nasın mallarından ferikini ism ile yemek için… alim olduğunuz halde... onlar ile hakimlere delv etmeyin!

2. BAKARA / 208-209

Ey iman edenler!
Kaffeten silme dahil olun!
ve Şeytanın hatvelerine tabi olmayın! Muhakkak o, sizin için mübin düşmandır.

Size beyyine kılınan şeylerin ardından zelle olursanız… artık alim olun ki… ALLAH, azizdir, hakimdir.

2. BAKARA / 213

Nas, vahid ümmet idi... ve ardından ALLAH, ibşar eden ve inzar eden Nebiler baas etti.
Nas arasında, hakkında ihtilaf ettikleri şeylerde hüküm vermeleri için... onlarla beraber bi-hakkın kitab inzal etti.

Kendilerine gelen beyyinelerin ardından... onun hakkında ihtilaf etmeleri... ancak, aralarında bagy ederek (sebebiyle) olur.
Ardından ALLAH, iman edenlere... hakk olandan hakkında ihtilaf ettikleri şeye... KENDİ izni ile hidayet eder.

ALLAH, dilediği kimseyi sırat-ı mustakime ihda eder.

2. BAKARA / 220

Dünya ve ahirette... sana yetimlerden sual ediyorlar.
De ki:
"Islah etmek, onları için hayr olandır.
Eğer onlara halit olursanız... artık onlar sizin kardeşinizdir."

ALLAH, ıslah olandan ifsad olana alimdir.
Şayet ALLAH dilerse, elbette size anet eder.
Muhakkak ki ALLAH, azizdir, hakimdir.

2. BAKARA / 228

Mutallaka kadınlar, kendi nefsleri ile üç kur tarabbus ederler.

ALLAH'a ve ahir yevme iman etmişlerse, ALLAH'ın rahimlerinde halk ettiği şeyi ketm etmeleri kendileri için helal değildir.

Eğer ıslah olmayı irade ederlerse... kocaları, kadınlarının (kendilerine) redd olmalarına (geri dönmelerine) daha çok hakk sahibidirler.

Kadınların (hakkları) da maruf ile üzerlerine olan mislincedir. Derece, karıları üzerine erkekler içindir.

ALLAH, azizdir, hakimdir.

2. BAKARA / 231

Kadınları talak ettiğinizde... ve ardından ecelleri baliğ olunca... artık onları maruf ile imsak edin... veya maruf ile serh edin.

Düşmanlık etmek için darr ederek onları imsak etmeyin!... buna fail olan kimse... artık kendi nefsine kat'iyyetle zalim olmuştur!

ALLAH'ın ayetlerini hüzüv ittihaz etmeyin!
ALLAH'ın üzerinizdeki nimetini...
ve size vaaz etmek için kitabtan ve hikmetten size inzal ettiği şeyi...
zikir edin!

ALLAH'a ittika edin!
Muhakkak ki ALLAH'ın herşeye alim olduğuna... alim olun!

2. BAKARA / 240

Sizden vefat edip de zevcelerini vezr edenler, bir seneye kadar zevcelerinin, havlinden ihrac edilmeksizin metalanmalarını vasiyet etmiş olmalıdır!

Ancak eğer (kendiliklerinden) ihrac olurlarsa... artık onların maruftan nefslerine fail olacağı şeylerde size cünah yoktur.

ALLAH, azizdir, hakimdir.

2. BAKARA / 251

Ardından... ALLAH'ın izniyle onları hezm ettiler.
Davud, Calutu katl etti... ve ALLAH ona, mülk ve hikmet verdi... ve onu dilediği şeylere alim etti.

Şayet ALLAH'ın, nasın bazısı ile bazısını def etmesi olmasaydı, elbette arzda fesad çıkardı.
Fakat ALLAH, alemler üzre fazl sahibidir.

2. BAKARA / 260

İbrahim;
"Rabbim!
Mevtayı nasıl hayy ediyorsun, bana göster"
dediğinde... ona dedi ki:
"İman etmiyor musun?"

Dedi ki:
"Bilakis!
Fakat, kalbimin itminan olması için..."

Dedi ki:
"Kuşlardan dört tane ahz et... ve ardından onları kendine suretle. Sonra onlardan cüzleri bütün dağlara dağıt. Sonra onları davet et. Say ederek sana gelecekler.

Alim ol ki; muhakkak ki ALLAH, azizdir, hakimdir."

2. BAKARA / 269

O, dilediğine hikmet verir.
Hikmet verilen kimse… artık ona, kat'iyyetle çokça hayr verilmiştir!
Ancak, lübb sahibleri tezekkür edebilir!

3. ALİ İMRAN / 6

O, rahimlerde, sizi, dilediği gibi tasavvur edendir.
O'ndan başka ilah yoktur… Azizdir. Hakimdir.

3. ALİ İMRAN / 7

O, sana kitab inzal edendir.
Ondan bazı ayetler muhkemdirler... onlar ana kitabtır.
Diğerleri de müteşabihtir.

Kalblerinde zeyg olanlar, fitne ibtiga etmek ve tevilini ibtiga etmek üzere, onun müteşabih olanlarına, kendilerini tabi ederler!

Onun te'viline, ancak, ALLAH alimdir.
İlimde rasih olanlar derler ki:
"Biz ona iman ettik. Hepsi Rabbimizin indindendir."
Ancak, lübb sahibleri tezekkür eder.

3. ALİ İMRAN / 18

ALLAH ve melekler ve kıst ile kaim olan ilim sahibleri…
O'ndan başka ilah olmadığına
şahidtir!
O'ndan başka ilah yoktur!... azizdir, hakimdir.

3. AL-İ İMRAN / 23-24

Kendilerine kitabtan nasib verilmiş olanları görmüyor musun!?

Kendi aralarında hüküm vermesi için ALLAH'ın kitabına davet edilirler. Sonra onlardan, muriz olan bir ferik tevella eder.

Bunun sebebi,
"Nar, madud yevmler dışında bize mess etmez."
demeleridir.

İftira atmış oldukları şeyler, onları, dinleri hakkında garr eder.

3. ALİ İMRAN / 48

Onu, kitaba ve hikmete ve Tevrata ve İncile alim edecek.

3. ALİ İMRAN / 55

ALLAH demişti ki:
"Ey İsa!
Muhakkak ki BEN, seni vefat ettireceğim... ve sen, BANA rafi olacaksın.
Sen, kafirlerden mutahharsın.
Sana tabi olanları, kıyamet yevmine kadar kafirlerin fevkinde kılacağım... sonra, sizin merciniz BANA olacak!
Artık ihtilafa düştüğünüz şeyler hakkında, aranızda BEN hüküm vereceğim!"

3. ALİ İMRAN / 58

Böyledir!...
BİZ sana, ayetlerden ve hakim zikirden tilavet ediyoruz.

3. ALİ İMRAN / 62

Muhakkak budur... kesinlikle o, hakk kıssadır. İlah, ancak, ALLAH'tır.
Muhakkak ki ALLAH... kesinlikle O, azizdir, hakimdir.

3. ALİ İMRAN / 79

ALLAH'ın kendisine kitab ve hüküm ve nübüvvet verdiği bir beşerin... bir süre sonra, nasa, "ALLAH'ın gayrısından bana abd olun" demesi imkansızdır!
Fakat "Kitabtan ilim etmiş olduğunuz şeyler ile ve tedris etmiş olduğunuz şeyler ile Rabbaniler olun!" (demesi) mümkündür.

3. ALİ İMRAN / 81

ALLAH, Nebilerden misak ahz etmişti:
"Kesinlikle kitabtan ve hikmetten size verdim... sonra, sizinle beraber olana musaddık bir Rasul kılacağım... mutlaka onu emin kılacak ve mutlaka ona nasr edeceksiniz."
Dedi ki:
"İkrar ettiniz ve üzerinize olan bu ısrı ahz ettiniz mi!?"
"İkrar ettik" dediler.
Dedi ki:
"Artık şahid olun! BEN de sizinle beraber şahid olanlardanım."

3. ALİ İMRAN / 126

ALLAH bunu, sizin için büşra olmasından ve sizin kalblerinizin bununla kesinlikle tatmin olmasından başka kılmaz. Nasr, ancak, aziz ve hakim ALLAH indindendir.

3. ALİ İMRAN / 164

ALLAH, nefslerinden kendilerine…
ayetlerini tilavet eden…
ve tezkiye eden...
ve onları kitaba ve hikmete alim eden…
Rasul baas ettiğinde... mü'minlere elbette kat'iyyetle menn etmiştir!
Muhakkak onlar, önceden elbette mübin dalalet içindeydiler.

4. NİSA / 11

ALLAH, size evladlarınız hakkında, erkek için iki dişinin hazzı mislini vasiyet eder.
Eğer kadınlar ikinin fevkinde ise terekenin üçte ikisi onlar içindir.
Eğer kadın vahid ise yarısı onundur.

Ölenin evladı varsa, ana-babasından her birine, terekeden altıda bir hisse vardır.
Eğer evladı yok da ana-babası ona varis oluyorsa, anasına üçte bir düşer.
Eğer kardeşleri varsa, annesinin hissesi altıda birdir.

(Bunlar) vasiyet etiklerinin veya deyn ardındandır.

Babalarınız ve oğullarınız!...
Hangisinin menfaat yönünden size daha karib olduğuna idra edemezsiniz.

Bunlar, ALLAH'tan farzdır.
Muhakkak ki ALLAH, alim, hakim olandır.

4. NİSA / 17

Muhakkak ALLAH'a tevbe... ancak, cehalet ile sui amel işleyenler… sonra karibden tevbe edenler içindir.
Artık işte onlar… ALLAH, onlara tevbe eder.
ALLAH, alim, hakim olandır.

4. NİSA / 24

... ve melekesi yemininizde olanlar dışında, kadınlardan muhsan olanlar.

Üzerinize ALLAH'ın kitabı budur.

Bunlardan vera olanlar... müsafeha gayrısında, muhsin olarak mallarınız ile ibtiga etmeniz size helal kılındı.
O kadınlardan buna (bu helal edilen ile) metalanın ve ardından onlara, farz olan ecirlerini verin. Farz olanın ardından... rızalaştığınız şey hakkında size cünah yoktur.

Muhakkak ki ALLAH alim, hakim olandır.

4. NİSA / 26

ALLAH,
size beyan etmeyi…
ve sizi, sizden öncekilerin sünnetlerine ihda etmeyi…
ve size tevbe etmeyi...
irade eder.
ALLAH alimdir, hakimdir.

4. NİSA / 35

Eğer (ikisinin) aralarının şikak etmesinden hafy ederseniz… ardından erkeğin ehlinden bir hakem ve kadının ehlinden bir hakem baas edin.
Eğer ıslah olmayı irade ederlerse, onların aralarını ALLAH vefk eder.
Muhakkak ki ALLAH, alim, habir olandır.

4. NİSA / 54-55

Yoksa... ALLAH'ın, KENDİ fazlından onlara verdiği şeyden ötürü... nasa hased mi ediyorlar!?
BİZ, İbrahim'in aline kat'iyyetle
kitab...
ve hikmet vermiştik!...
ve onlara azim mülk vermiştik...!
Ardından,
onlardan ona iman eden kimseler de vardır...
onlardan... cehenneme seir olarak kafi olarak (olacak şekilde)... kendilerini sadd eden kimseler de vardır.

4. NİSA / 56

Muhakkak, ayetlerimize kafir olanları yakında nara saly edeceğiz. Azabı tatmaları için cildleri nazc oldukça, gayrı cildlerle bedellendireceğiz.
Muhakkak ki ALLAH, aziz, hakim olandır.

4. NİSA / 58

Muhakkak ki ALLAH size,
emanetleri ehline eda etmenizi
ve nas arasında hakem olduğunuzda adaletle hüküm vermenizi emir eder.
Muhakkak, size vaaz ettiği şey ALLAH'ın nimetidir.
Muhakkak ki ALLAH, semi, basir olandır.

4. NİSA / 60

Sana inzal edilene ve senin öncenden inzal edilene iman edenlere... zeam edenleri görmüyor musun!?
"Tagut"a hakemlik vermeyi irade ediyorlar... oysa onlara, ona kafir olmaları kat'iyyetle emir edilmişti!
Şeytan ise kendilerini baid dalalet ile dalalete düşürmeyi irade etmektedir.

4. NİSA / 65

Hayır!
Rabbine yemin olsun ki; onlar,
aralarındaki şecereli (dallı-budaklı) şeyler hakkında sana hüküm verdirip...
sonra da kaza ettiğin şeyden nefslerinde harec mevcud olmayıncaya...
ve teslim oluş ile teslim oluncaya...
kadar iman etmezler (etmiş olmazlar).

4. NİSA / 92

Bir mü'minin, bir mü'mini öldürmesi... hata ile olması dışında... olamaz!
Hata ile bir mü'mini katl eden...
tasadduk ettiklerinin dışında, ehline müsellem diyet (ödeyerek) bir mü'min rakabeyi tahrir etsin!
Eğer, (maktul) size düşman bir kavimden ve de bir mü'min ise... ardından, mü'min bir köle tahrir etsin!
Eğer sizinle kendileri arasında misak olan bir kavimden ise... ardından, ehline müsellem diyet (ödeyerek) mü'min bir rakabe tahrir etsin!
Bunları mevcud edemeyen, ALLAH'tan tevbe olarak, mütetabi iki ay oruç tutsun!
ALLAH, alim, hakim olandır.

4. NİSA / 104

İbtiga-i kavm'de vehn olmayın.
Eğer sizde elem varsa, onlarda da sizin eleminiz gibi elem var. Üstelik siz, ALLAH'tan onların rica edemeyecekleri şeyleri rica edersiniz.
ALLAH, alim, hakim olandır.

4. NİSA / 105

Muhakkak ki BİZ sana kitabı,
nas arasında ALLAH'ın sana gösterdiği şeyle hüküm vermen…
ve sakın ola ki hainlere hasım olmaman…
için bi-hakkın inzal ettik.

4. NİSA / 111

İsm kesb eden kimse… artık muhakkak onu, ancak kendi nefsine kesb etmiştir.
ALLAH, alim, hakim olandır.

4. NİSA / 113

ALLAH'ın fazl ve rahmeti senin üzerine olmasaydı, onlardan bir taife seni elbette dalalete hemm ederdi. Onlar kendi nefslerinden başka dalalete düşüremezler ve sana bir şey darr edemezler.

ALLAH, sana, kitabı ve hikmeti inzal etti ve alim olmadığın şeylere seni alim etti. ALLAH'ın sana fazlı azimdir.

4. NİSA / 130

Eğer tefrik olurlarsa, ALLAH kendi bolluğu ile onların her birini ganiy eder.
ALLAH, vasi, hakim olandır.

4. NİSA / 141

Onlar sizi tarabbus edenlerdir.

Eğer ALLAH'tan size bir fetih vaki olursa,
"Biz de sizine havz olmayı dilemedik mi?" derler.
Eğer kafirler için nasb olursa,
"Size üstünlük sağlayıp, mü'minlerden size mani olmadık mı?" derler.
Artık ALLAH, kıyamet yevminde aranızda hüküm verecektir. ALLAH, kafirler için, mü'minlere karşı sebil kılmayacaktır.

4. NİSA / 158

Bilakis!
ALLAH onu KENDİSİNE ref etti.
ALLAH, aziz, hakim olandır.

4. NİSA / 165

Rasuller; Rasullerden sonra, nasın ALLAH üzre hüccetleri olmaması için ibşar edenlerdir ve inzar edenlerdir.
ALLAH, aziz, hakim olandır.

4. NİSA / 170

Ey nas!
Size kat'iyyetle Rabbinizden bi-hakkın Rasul gelmiştir!
Artık iman etmeniz, sizin için hayrlı olandır.
Eğer kafir olursanız… artık, semalarda ve arzda olanlar muhakkak ki ALLAH'ındır.
ALLAH, alim, hakim olandır.

5. MAİDE / 1

Ey iman edenler!
Akdleri vefa edin!
İhramlı iken sayd etmeyi helal saymamanız şartıyla… size tilavet edilenler dışında, behim enam(ın hepsi) size helal kılındı.
Muhakkak ki ALLAH, irade ettiği hükmü verir.

5. MAİDE / 38

Sarik (hırsız erkek) ve Sarika (hırsız kadın)…
Artık… kesb ettiği şeylere ceza olarak... ALLAH'tan nekal olsun diye ellerini kata edin!
ALLAH, azizdir, hakimdir.

5. MAİDE / 42

Onlar, BEN'i kizb için dinlerler.
Onlar, suht yerler.
Eğer sana gelirlerse, artık aralarında hüküm ver veya onlardan iraz et. Eğer onlardan iraz edersen, artık sana bir şey darr edemezler. Eğer hakem olmuşsan, aralarında kıst ile hüküm ver.
Muhakkak ki ALLAH, muksitlere muhabbet duyar.

5. MAİDE / 43

Nasıl oluyor da… sana tahakküm ediyorlar!?
Onların indinde, içinde ALLAH'ın hükmü bulunan Tevrat var!... sonra bunun ardından, tevella ediyorlar.
İşte onlar, iman edenler ile değillerdir.

5. MAİDE / 44

Muhakkak, içinde huda ve nur olan Tevrat'ı, BİZ inzal ettik.
ALLAH'ın kitabından istihfaz ettikleri ve üzerine şahid oldukları şeyle...
silm olan Nebiler...
ve rabbaniler...
ve habrlar...
hadüler için hüküm veriyorlardı.

Artık... nasdan haşy etmeyin... BEN'den haşy edin!... Ayetlerim ile az bir semen iştira etmeyin!
ALLAH'ın inzal ettiği şey ile hukm etmeyen kimse... artık işte o... onlar kafirdir.

5. MAİDE / 45

Onda... onlara, şunu ketb ettik:
"Muhakkak, nefs ile nefs... ve ayn ile ayn... ve enf ile enf... ve üzn (kulak) ile üzn... ve sinn (diş) ile sinn... ve cürhler (yaralar) kısas edilir.
Buna tasadduk eden... artık o kendisi için keffaret olur."
ALLAH'ın inzal ettiği şey ile hüküm etmeyen kimse... artık işte o... onlar zalimlerdir.

5. MAİDE / 47

İncil ehli, ALLAH'ın, onda inzal ettiği ile hüküm versinler!
ALLAH'ın inzal ettiği şey ile hüküm vermeyen… artık işte o… onlar fasıklardır.

5. MAİDE / 48

Kitabtan elinin arasındakine musaddık olarak ve müheymin olarak, sana bi-hakkın Kitab inzal ettik.
Artık onların aralarında, ALLAH'ın inzal ettiği ile hüküm et. Sana gelen hakktan başka, onların hevalarına tabi olma.

Sizden her biriniz için şeriat ve menhec kıldık.
Şayet ALLAH dileseydi, elbette sizi vahid ümmet kılardı. Fakat, verdiği şeylerde sizi belv etmek için (bunu yapmadı)...

Artık hayrlarda istibak edin.
Merciniz cemian ALLAH'adır... ve ardından O, hakkında ihtilafta olduğunuz şeyleri size haber verendir.

5. MAİDE / 49

Aralarında, onların hevalarına tabi olmaksızın, ALLAH'ın izal ettiği ile hükmet. ALLAH'ın sana inzal ettiğinin bazısında, seni fitnelemelerinden hazer et.
Ardından eğer tevella ederlerse, artık alim ol ki; muhakkak ki ALLAH, bazı zenblerini, kendilerine isabet ettirmeyi irade ediyor.
Muhakkak nasdan çoğu kesinlikle fasıktılar.

5. MAİDE / 50

Cahiliye hükmünü mü ibtiga ediyorlar!?
Yakin olmuş kavim için, hüküm vermekte, kim ALLAH'tan ahsen olabilir!?

5. MAİDE / 95

Ey iman edenler!
Siz ihramlı oldukça, sayd katl etmeyin. Sizden taammüden katl eden kimse... artık ona, emrinin vebalini tatması için ceza;
KABE'ye baliğ olmak üzere, içinizden adil iki zatın hüküm edeceği, neamdan katl ettiği şey mislince hedydir...
veya miskine taam (miktarı) keffarettir...
veya buna muadil oruçtur.
Selef olmuş olanları ALLAH afv etmiştir.
İda eden kimse... ALLAH ondan intikam alır.
ALLAH, azizdir, intikam sahibidir.

5. MAİDE / 110

ALLAH, demişti ki:
"Ey Meryem oğlu İsa!
Sana ve annene nimetimi zikir et!
Seni, Ruh-ul Kuds ile eyd etmiştim.
Mehd içinde ve kehl zamanında, nasa kelime ediyordun.
Seni kitaba ve hikmete ve tevrata ve incile alim etmiştim.
BEN'im iznimle, kuş heyeti gibi tinden şey halk ediyordun ve ardından ona nefh ettiğinde... artık, BEN'im iznimle o, kuş oluveriyordu.
Ekmeh olanı ve ebrah olanı, BEN'im iznimle beri ediyordun.
Mevt olanları, BEN'im iznimle ihrac ediyordun.
Kendilerine beyyineler ile geldiğinde, israiloğullarını senden keff etmiştim... ve ardından onlardan kafirler,
"Bu, mübin sihirden başka değildir!" demişlerdi.

5. MAİDE / 118

"Eğer onlara azab edersen… artık muhakkak onlar, SANA abd olanlardır.
Eğer onlara gafur olursan… artık muhakkak ki SEN... SEN azizsin, hakimsin."

6. ENAM / 18

O, KENDİSİNE abd olanların fevkinde, kahirdir.
O, hakimdir, habirdir.

6. ENAM / 57

De ki:
"Muhakkak ben, Rabbimden beyyineler üzreyim. Siz onları kizb ediyorsunuz. Acele ettiğiniz şey benim indimde değil!
Hüküm... sadece ALLAH'ındır. O, hakk kıssa eder. O, fasl edenlerin hayrlısıdır."

6. ENAM / 62

Sonra, ALLAH'a redd olunurlar. Onların mevlası, hakktır!
Değil mi ki… hüküm O'nundur!?
O, en seri hasibtir.

6. ENAM / 73

Semaları ve arzı bi-hakkın halk eden, O'dur!
Yevmde "OL!" der... ve ardından olur!
O'nun kavli hakktır!...
Sur'a nefh edilen yevmde…
Mülk O'nundur.
O, gayba ve şahadete alimdir.
O, hakimdir, habirdir.

6. ENAM / 83

İşte bunlar, kavmine karşı İbrahim'e verdiğimiz hüccetlerimizdir. Dilediğimiz kimseyi, derece olarak ref ederiz.
Muhakkak ki Rabbin, hakimdir, alimdir.

6. ENAM / 89

İşte onlar, BİZ'im kendilerine,
kitab...
ve hüküm...
ve nübüvvet...
verdiklerimizdir.
Eğer... şunlar, O'na kafir olursa... ardından BİZ, O'na kafir olmayacak bir kavmi, kat'iyyetle O'na vekil ederiz!

6. ENAM / 114

Kitabı size, mufassal olarak inzal etmişken... ALLAH'tan gayrı hakem mi ibtiga edeyim?
Kendilerine kitab verdiklerimiz, onun, Rabbinden bi-hakkın inzal edildiğine alimdirler.
Artık, mümterlerden olma!

6. ENAM / 128

Cemian haşr olacakları yevmde,
"Ey cinn aşrı! Siz, insden istiksar etmiştiniz."
Onların insden veliyleri derler ki:
"Rabbimiz!
Bazımız bazımızdan (birbirimizden) metalandık ve bize ecel ettiğinin eceline baliğ olduk."
Der ki:
"Mesvanız nardır!
ALLAH'ın diledikleri dışında, orada ebedisiniz!"
Muhakkak ki Rabbin, hakimdir, alimdir.

6. ENAM / 136

Harsdan ve enamdan zer ettiği şeylerden, ALLAH için nasb kıldılar. Ardından, zeam ederek dediler ki:
"Bu, ALLAH'ındır. Bu da, şirk koştuklarımızındır."
Şirk koştuklarına olan ALLAH'a vasl olmuyor.
ALLAH'ın olan, şirk koştuklarına vasl oluyor. Ne sui hüküm ediyorlar!

6. ENAM / 139

"Şu enamın batınlarında olanlar, erkekler için halistir ve zevcelerimize haram edilmiştir." dediler.
Eğer mevt şekilde olursa... ardından onda şeriktirler. Vasf etmelerinin cezaları verilecektir!
Muhakkak ki O, hakimdir, alimdir.

7. ARAF / 87

"Eğer
sizden bir taife, kendisine irsal edilene iman etmiş ise...
ve bir taife iman etmemiş ise...
artık, ALLAH, aramızda hüküm edinceye kadar sabır edin.
O, hakimlerin hayrlısıdır."

8. ENFAL / 10

ALLAH bunu, ancak, bununla kalbleriniz itminan olması için büşra olarak kıldı. Nasr, ancak, ALLAH'ın indindendir.
Muhakkak ki ALLAH, azizdir, hakimdir.

8. ENFAL / 49

Münafıklar ve kalblerinde maraza bulunanlar, "Bunları dinleri garr etmiş" demişlerdi.
ALLAH'a tevekkül eden kimse… artık muhakkak ki ALLAH, azizdir, hakimdir.

8. ENFAL / 63

Onların kalblerinin arasını ülfet edendir.
Şayet sen, arzda olanları cemian infak etseydin, onların kalblerinin arasını ülfet edemezdin. Fakat ALLAH, onların arasını ülfet eder.
Muhakkak ki O, azizdir, hakimdir.

8. ENFAL / 67

Arzda ishan oluncaya kadar esar etmek Nebi için olamaz.
Siz dünya arızını irade ediyorsunuz! ALLAH, ahireti irade ediyor.
ALLAH, azizdir, hakimdir.

8. ENFAL / 71

Eğer sana ihanet etmeyi irade ederlerse... önceden ALLAH'a da kat'iyyetle ihanet etmişlerdi!... ve ardından (seni) onlardan imkanlandırmıştı.
ALLAH, alimdir, hakimdir.

9. TEVBE / 14-15

Onlara kıtal edin!
ALLAH,
sizin ellerinizle onlara azab etsin…
ve onları hızy etsin…
ve onlara karşı size nasr etsin…
ve mü'min kavimlerin sadrlarına şifa versin…
Kalblerinin gayzını zehab etsin.
ALLAH, dilediği kimseye tevbe eder.
ALLAH, alimdir, hakimdir.

9. TEVBE / 28

Ey iman edenler!
Muhakak müşrikler necistir.
Artık bu avmdan sonra, Mescid-i Haram'a karib olmasınlar!
Eğer ayleden korkuya düşerseniz, artık eğer dilerse, ALLAH sizi, fazlından, ganiy edecektir.
Muhakkak ki ALLAH, alimdir, hakimdir.

9. TEVBE / 40

Siz ona nasr etmezseniz...
artık (önceden) kafirler onu, iki kişiden biri olarak ihrac ettiklerinde... ALLAH ona, kat'iyyetle nasr etmişti!

O ikisi mağaradayken... o, sahibine demişti ki:
"Hüzünlenme!
Muhakkak ki ALLAH bizimle beraberdir."

Ardından ALLAH,
ona sekinesini inzal etti...
ve onu sizin görmediğiniz ordular ile eyd etti...
ve kafirlerin kelimesini sefil kıldı.
ALLAH'ın kelimesi... o, ulvidir.
ALLAH, azizdir, hakimdir.

9. TEVBE / 60

Muhakkak sadakalar, ALLAH'tan bir farz olarak... ancak,
fakirlere...
ve miskinlere...
ve onun üzre amil olanlara...
ve kalbleri müellefe edileceklere...
ve rakabe içinde olanlara...
ve garimlere...
ve ALLAH sebilindeki sebil çocuğu (yolcu) içindir.
ALLAH, alimdir, hakimdir.

9. TEVBE / 71

Mü'min erkekler ve mü'min kadınlar...
Onların,
Maruf ile emir eden...
ve münkeri nehy eden...
ve salatı ikame eden...
ve zekatı veren...
ALLAH'a ve Rasulüne itaat eden...
bazısı, bazısının (birbirlerinin) veliyleridir.
İşte onlara, ALLAH rahmet edecektir.
Muhakkak ki ALLAH, azizdir, hakimdir.

9. TEVBE / 97

Arablar küfür ve nifak olarak daha şedidtir. ALLAH'ın Rasulü üzre inzal ettiklerinin hududuna alim olmamaya daha cedirdir.
ALLAH, alimdir, hakimdir.

9. TEVBE / 106

Başkaları, ALLAH'ın emrine irca edilmiştir.
Onlara ya azab eder ya da onlara tevbe eder.
ALLAH, alimdir, hakimdir.

9. TEVBE / 110

Bina ettikleri binaları, kalbleri kata olmadıkça, kalblerinde raybden öte zeyl olmaz.
ALLAH, alimdir, hakimdir.

10. YUNUS / 1

Elif. Lam. Ra.
Bunlar hakim kitabın ayetleridir.

Huruf-u Mukattaa
10. YUNUS / 35

De ki:
"Sizin şirk koştuklarınızdan...
hakk olana ihda edecek bir kimse var mı?"
De ki:
"ALLAH, hakk olana ihda eder!

Hakk olana ihda eden mi tabi olunmaya daha hakktır... yoksa ihda edilmeden ihda olamayan mı?
Ne oluyor size?
Nasıl hüküm veriyorsunuz?"

10. YUNUS / 109

Sana vahy edilen şeye tabi ol!...
ve ALLAH'ın hükmüne kadar sabır et!
O, hakimlerin hayr olanıdır.

11. HUD / 1-2

Elif. Lam. Ra.
Kitab!...
Ayetleri tahkim edilmiştir!
Sonra, hakim, habir LEDUNDAN tafsilatlandırılmıştır.

Değil mi ki... ALLAH'tan başkasına abd oluyorsunuz!…
"Muhakkak ben, sizin için O'ndan nezir ve beşirim."

Huruf-u Mukattaa
11. HUD / 45

Nuh, Rabbine nida etti ve ardından dedi ki:
"Rabbim!
Muhakkak oğlum ehlimdendir. Muhakkak SEN'in vaadin hakktır. SEN, hüküm edenlerin en iyi hüküm edenisin."

12. YUSUF / 6

"Böyledir!...
Rabbin seni ictiba edecek. Hadisin te'vilinden seni alim edecek. Önceden, ataların İbrahim ve İshak'a tamamladığı gibi… nimetini senin ve Yakub alînin üzerine tamam edecek.

Muhakkak ki Rabbin, alimdir, hakimdir."

12. YUSUF / 22

Şedidine baliğ olduğunda… ona hüküm ve ilim verdik.

Böyledir!...
Muhsinleri cezalandırırız.

12. YUSUF / 40

"Siz, O'nun gayrısından, ancak, sizin ve ata-babalarınızın isimlerdirdiği isimlere abd oluyorsunuz!... ALLAH onlara sultandan inzal etmemiştir!
Hüküm, sadece, ALLAH'ındır!...
O, sadece, yalnızca O'na abd olmanızı emir eder.
Bu, kayyime dindir... fakat, nasın pek çoğu alim değildir."

12. YUSUF / 67

Dedi ki:
"Ey oğullarım!
Vahid babdan dahil olmayın... müteferrik bablardan dahil olun!
ALLAH'tan şeyi sizden ganiy edemem. Hüküm sadece ALLAH'ındır. O'na tevekkül ettim.
O'na... artık tevekkül edenler O'na tevekkül etsinler."

12. YUSUF / 80

Ondan yeis olunca necv ederek halas ettiler. Onların kebiri dedi ki:
"Alim değil misiniz!
Babanız sizden, ALLAH'tan mevsuk olarak kat'iyyetle ahz almıştı! Önceden, Yusuf hakkında ifrat ettiğiniz şey de var. Artık, babam bana izin verinceye kadar veya ALLAH bana hüküm edinceye kadar arzdan berh etmeyeceğim.
O, hakimlerin hayrlısıdır."

12. YUSUF / 83

Dedi ki:
"Bilakis!
Nefsleriniz size emri tesvil etti. Artık bana düşen cemil sabırdır.
Gerekir ki (belki)… ALLAH onları cemian bana getirir.
Muhakkak ki O... alim, hakim olan O'dur."

12. YUSUF / 100

Ana-babasını arşa ref etti.
Ona sacidler olarak harra ettiler.
Dedi ki:
"Ey Babacığım!
Bu, önceden gördüğüm rüyanın te'vilidir. Rabbim onu kat'iyyetle hakk kıldı!
Şeytanın, benim ve kardeşlerimin arasını nezg etmesinin ardından... beni sicnden ihrac etmekle ve sizi bedvden getirmekle, ahsen olmuş oldu.
Muhakkak ki Rabbim, dilediği şey için latiftir.
Muhakkak ki O, alimdir, hakimdir."

13. RAD / 37

Böyledir!...
BİZ onu, arabiyye hüküm olarak inzal ettik…

İlimden sana verilenin sonrasında... eğer onların hevalarına tabi olursan, senin için ALLAH'tan veliy de olmaz… vaky edecek de!

13. RAD / 41

Onlar, BİZ'im arza geldiğimizi, etrafından onu nakıs ettiğimizi görmezler mi?
ALLAH hüküm eder… O'nun hükmüne muakkib yoktur.
O, hesabı seri olandır.

14. İBRAHİM / 4

BİZ, onlara beyan edebilmesi için... Rasullerden, ancak, kavminin lisanı ile irsal ettik.
Artık ALLAH, dilediğini dall eder… ve dilediğini ihda eder.
O, azizdir, hakimdir.

15. HİCR / 25

Muhakkak ki Rabbin… O, onları haşr edecek. Muhakkak ki O, hakimdir, alimdir.

16. NAHL / 58-59

Onlardan biri, dişi ile ibşar edildiği zaman, vechi müsvedde olarak zıll olur… ve o, kezm eder. Kendisine ibşar edilenin suiliğinden, kavminden vera eder.
Hevn üzre imsak mı etsin... yoksa onu turaba dess mi etsin!?
Değil mi ki... hüküm verdikleri şey ne de suidir!?

16. NAHL / 60

Sui meseller, ahirete iman etmeyenlere aittir.
A'la meseller ALLAH'ındır.
O, azizdir, hakimdir.

16. NAHL / 124

Muhakkak Cumartesiler, onun hakkında ihtilaf edenlere kılındı.
Muhakkak Rabbin, hakkında ihtilaf etmiş oldukları şeyde, kıyamet yevminde aralarında elbette/kesinlikle hüküm verecektir.

16. NAHL / 125

Hikmet ile ve hasene meviza ile Rabbinin sebiline davet et!... ve olarla ahsen şekilde şekilde cedel et!
Muhakkak ki Rabbin,
O, KENDİ sebilinde dalalette olanlara da alimdir.
O, mühtedilere de alimdir.

17. İSRA / 39

Bunlar, Rabbinin, hikmetten sana vahy ettiği şeylerdendir.
ALLAH ile beraber, başka ilah kılma!... yoksa cehennemde, levm edilmiş ve medhur olarak ilka edilirsin!

18. KEHF / 26

De ki:
"Lebs oldukları şeye ALLAH alimdir!
Semaların ve arzın gaybı O'nundur… daha basirdir ona, daha işitendir.
O'nun gayrısında onlara veliy yoktur.
O, hükmüne kimseyi şerik etmez."

19. MERYEM / 12-13-14

"Ey Yahya!
Kitabı kuvvetle ahz et."
Ona, (daha) sabi iken
hüküm...
ve BİZ'im VARLIĞIMIZDAN hanan...
ve zekat vermiştik.
O, takva sahibi oldu… ana-babası için berr oldu… cebbar ve asi olmadı.

21. ENBİYA / 74

Lut'a, hüküm ve ilim verdik… habis amel işleyen bir karyeden necat ettik.
Muhakkak onlar, sui, fasık bir kavimdiler.

21. ENBİYA / 78

Davud ve Süleyman...
Kavmin koyunları onun içinde nefş etmişti de... hars hakkında hüküm veriyordu.
BİZ onların hükümlerine şahid olanlar olmuştuk.

21. ENBİYA / 79

Ardından BİZ, Süleymanı buna fehham ettik… hüküm ve ilimden hepsini verdik.
Sebbih eden dağları ve uçucuları, Davud ile beraber teshir ettik.
Fail olan BİZ'dik!

21. ENBİYA / 112

Dedi ki:
"Rabbim, bi-hakkın hüküm verir.
Rabbimiz, vasıfladığınız şeyler üzre istiane eden Rahmandır."

22. HACC / 52

Senin öncenden, Rasulden ve Nebiden irsal etmedik ki... temenni ettiği zaman, ümniyyesi hakkında şeytan ilka etmemiş olsun!
Ardından ALLAH, şeytanın ilka ettiği şeyi nesh eder.
Sonra ALLAH, kendi ayetlerini hakim kılar.
ALLAH, alimdir, hakimdir.

22. HACC / 56-57

İzin yevminin mülkü, ALLAH'ındır!
O, aralarında hüküm eder… ve ardından
salih (iş)lere amil olarak iman edenler,
Naim Cennetlerinde olurlar.
Kafirler ve ayetlerimizi kizb edenler ise…
artık işte onlar… onlara muhin azab vardır.

22. HACC / 69

Kıyamet yevminde, hakkında ihtilaf ettiğiniz şeylerde, aranızda ALLAH hüküm verecektir.

24. NUR / 10

Ya, ALLAH'ın fazlı ve O'nun rahmeti sizin üzerinize olmasaydı!...
Muhakkak ki ALLAH tevvabdır, hakimdir.

24. NUR / 18

ALLAH, size, ayetleri beyan ediyor.
ALLAH, alimdir, hakimdir.

24. NUR / 48

Aralarında hüküm vermesi için... ALLAH'a ve Rasulüne davet edildikleri zaman, kendilerinden bir ferik muriz olmuştur.

24. NUR / 51

Aralarında hüküm vermesi için ALLAH'a ve Rasulüne davet edildikleri zaman, mü'minlerin söyleyeceği söz, ancak, "işittik ve itaat ettik" demeleridir.
İşte onlar felaha ulaşanlardır.

24. NUR / 58

Ey iman edenler!
Melekesi yeminlerinizde olanların ve sizden hulüm iblağ olmayanların, sizden izin istemeleri için günde üç merre vardır;
salat-ı fecr'den önce
ve zahirden sevblerinizi vaz ettiğiniz hiyn
ve salat-ı ışa'dan sonra.
Bu üç vakit, sizin için avrettir.

Bunların dışında size ve onlara cünah değildir. Bazınız bazınız üzre, kendinize (birbirinize) tavaf edebilirsiniz.

Böyledir!...
ALLAH, ayetlerini size beyan eder.
ALLAH, alimdir, hakimdir.

24. NUR / 59

Tıfllarınıza hulüm baliğ olduğu zaman… artık, kendilerinden öncekilerin izin istedikleri gibi izin istesinler.

Böyledir!...
ALLAH, ayetlerini size beyan eder.
ALLAH, alimdir, hakimdir.

26. ŞUARA / 20-21-22

Dedi ki:
"Ben ona fail olduğum zaman dalalette olanlardandım. Ardından, sizden korkunca, firar ettim.
Artık Rabbim, bana hüküm vehb etti… ve beni mürsellerden kıldı.
Üzerime menn ettiğin bu nimet, İsrailoğullarını köleleştirmendendir."

26. ŞUARA / 83-84-85-86-87

"Rabbim!
Bana hüküm vehb eyle... Beni salihler ile ilhak et. Ahirlerde bana, sıdk lisan kıl. Beni naim cennetinin varislerinden kıl. Babama gafur ol. ***muhakkak o, dalalette olanlardan oldu*** Baas olunacak yevmde beni hızy etme."

27. NEML / 6

Muhakkak sen... kesinlikle hakim, alim LEDUNDAN Kur'an'a mülakisin.

27. NEML / 9

"Ey Musa!
Muhakkak ki O'yum! BEN, aziz, hakim ALLAH'ım."

27. NEML / 78

Muhakkak ki Rabbin, onların arasında KENDİ hükmü ile kaza edecektir.
O, azizdir, alimdir.

28. KASAS / 14

En şedid haline baliğ olunca ve istiva edince... ona hüküm ve ilim verdik.

Böyledir!...
Muhsinleri cezalandırırız.

28. KASAS / 70

O'-ALLAH, O'ndan başka ilah olmayandır!
Ulada ve ahirette hamd etmek, O'nundur.
Hüküm, O'nundur.
O'na rücu edeceksiniz!

28. KASAS / 88

ALLAH'la beraber başka ilah davet etme!
O'ndan başka ilah yoktur.
O'nun vechinden başka herşey helak olacaktır.
Hüküm O'nundur.
O'na rücu edeceksiniz!

29. ANKEBUT / 4

Yoksa, seyyie amel işleyenler... BİZ'i sebk edeceklerini mi hesab ediyorlar!?
Ne kötü hüküm ediyorlar!

29. ANKEBUT / 26

Ardından Lut, ona iman etti… ve dedi ki:
"Muhakkak ben, Rabbime muhacir olacağım.
Muhakkak ki O, azizdir, hakimdir."

29. ANKEBUT / 42

Muhakkak ki ALLAH, onların, O'nun gayrısından, nasıl şeyler davet ettiklerine alimdir.
O, azizdir, hakimdir.

30. RUM / 27

Halk etmeyi ibda eden O, sonra onu ida eder. Bu, O'nun için daha da hevndir.
Semalardaki ve arzdaki a'la misaller O'nundur.
O, azizdir, hakimdir.

31. LOKMAN / 2

Bunlar, mübin kitabın ayetleridir.

31. LOKMAN / 8-9

Muhakkak salih (iş)lere amil olarak iman edenler…
onlar için, içinde ebedi olacakları Naim cennetleri vardır.
ALLAH'ın vaadi hakktır… O, azizdir, hakimdir.

31. LOKMAN / 12

elbette kat'iyyetle!... BİZ, Lokman'a,
"ALLAH'a şükret!"
diye hikmet vermiştik.
Şükür eden kimse… artık muhakkak, nefsi için şükür eder.
Kafir olan kimse... artık muhakkak ki ALLAH, ganiydir, hamiddir.

31. LOKMAN / 27

Şayet arzda ki şecerelerden kalem olsa... ve bahra yedi bahr daha medd olsa... ALLAH'ın kelimeleri nefd olmaz.
Muhakkak ki ALLAH, azizdir, hakimdir.

33. AHZAB / 1

Ey Nebi!
ALLAH'a ittika et!
Kafirlere ve münafıklara itaat etme!
Muhakkak ki ALLAH, alim, hakim olandır.

33. AHZAB / 34

Evlerinizde, ALLAH'ın ayetlerinden tilavet edilenleri ve hikmeti zikir edin.
Muhakkak ki ALLAH, latif, habir olandır.

34. SEBE / 1

Hamd etmek, semalarda olanlar ve arzda olanlar kendisine ait olan ALLAH'ındır.
Hamd etmek ahirette de O'nundur.
O, hakimdir, habirdir.

34. SEBE / 27

De ki:
"O'na lahk ettiğiniz şerikleri bana gösterin!
Hayır, Bilakis!
O'-ALLAH, azizdir, hakimdir."

35. FATIR / 2

Rahmetten ALLAH'ın nas için feth ettiği şeyi… artık onu imsak eden olamaz!

O'nun imsak ettiği şeyi... artık, bunun ardından, onu irsal eden olamaz!

O, azizdir, hakimdir.

36. YASİN / 2-3-4

Yemin olsun hekim Kur'an'a!
Muhakkak sen, kesinlikle sırat-ı mustakim üzre mürsellerdensin.

37. SAFFAT / 154

Neler oluyor size! Nasıl hüküm veriyorsunuz!

38. SAD / 20

Onun mülkünü şedid etmiştik... ve ona hikmet ve hitap faslı vermiştik.

38. SAD / 21-22

Hasımların haberi sana geldi mi?
Onlar mihraba tesevvür ederek... Davud'a dahil olduklarında... onlardan efza olmuştu.
Demişlerdi ki:
"Korkma!
Biz, bazımız bazımıza (birbirimize) bagi olan iki hasımız.
Artık aramızda hakk ile sen ihda et. Şetat etme ve bizi seva sırata hidayet et."

38. SAD / 26

"Ey Davud!
Muhakkak ki BİZ, seni arzda halife kıldık.
Artık nas arasında bi-hakkın hüküm ver... ve sakın hevaya tabi olma... yoksa, seni ALLAH'ın sebilinden dall eder.
Muhakkak ALLAH'ın sebilinden dall olan kimseler...
hesab yevminde onlara, unuttukları şeyler ile şedid azab vardır.

39. ZUMER / 1

Kitabın tenzili, aziz, hakim ALLAH'tandır.

39. ZUMER / 3

Değil mi ki... Halis din ALLAH'ındır!
O'nun gayrısından veliyler ittihaz edenler:
"Ona biz, sadece, bizi ALLAH'a zülfaya kurb ettirmesi için abd oluyoruz."
Muhakkak ki ALLAH, onların arasında, hakkında ihtilaf ettikleri şeyde hüküm verecektir.
Muhakkak ki ALLAH... o kazib keffar olanlara ihda etmez.

39. ZUMER / 46

De ki:
"ALLAHumme!
Semaları ve arzı fatr edensin!
Gayba ve şahadete alim olansın!
SANA abd olanların arasında, hakkında ihtilaf ettikleri şeylerde SEN hükmedersin!"

40. MU'MİN / 7-8-9

Arşa hamil olanlar ve onun havlindekiler...
Rabblerinin hamdi ile O'nu sebbih ederler.
ve O'na iman ederler.
ve iman edenler için istiğfar ederler.

"Rabbimiz!
Herşeye rahmet ve ilim olarak vasisin.
Artık SEN... tevbe edenler ve SEN'in sebiline tabi olanlar için gafur ol ve onları cahim azabından vaky et.

Rabbimiz!
Onları... ve ata-babalarından ve zevcelerinden ve zürriyetlerinden salah edenleri… kendilerine vaad ettiğin Adn cennetlerine dahil et.
Muhakkak ki SEN... SEN, azizsin, hakimsin.

Seyyielerden vaky et.
Yevme-izinde seyyielerden vaky ettiğin kimse... artık SEN, ona kat'iyyetle rahmet etmişsindir!"
Bu, azim fevzdir.

40. MUMİN / 12

"Bu,
ALLAH'a... O'nun vahdetine davet edildiğinizde, kafir olmanız…
ve O'na şirk koşulursa… iman etmeniz iledir.
Hüküm; aliyy kebir olan ALLAH'ındır."

40. MU'MİN / 47-48

Narda hacc ettiklerinde... ardından zayıf olanlar, istikbar edenlere derler ki:
"Muhakkak biz size tebaa olduk... Nardan nasibimizi ganiy eden siz misiniz!?"

İstikbar edenler der ki:
"Muhakkak biz hepimiz onun içindeyiz.
Muhakkak ki ALLAH, abd olanlar arasında kat'iyyetle hakem olmuştur!"

41. FUSSİLET / 42

Hakimden, hamidden tenzil olana… elinin arasından da… halfinden de... batıl giremez!

42. ŞURA / 3

Böyledir!...
Sana ve de senden öncekilere vahy etmekte olan ALLAH, azizdir, hakimdir.

42. ŞURA / 10

Hakkında ihtilaf ettiğiniz şeyde… artık, onun hükmü, ALLAH'adır!
Böyledir!...
ALLAH,
tevekkül ettiğim ve inabe ettiğim Rabbimdir!

Kişi, Allah'ı kendisine vekil edinmeyi ve Allah'a yönelmeyi, ancak, kendi Rabb noktasından temin eder.
42. ŞURA / 51

Beşere ALLAH'ın kelime etmesi, ancak,
vahy ederek...
veya hicab verasından...
veya Rasul irsal ederek… ardından KENDİ izni ile dilediğini ona vahy etmesi ile olur.
Muhakkak ki O, aliyydir, hakimdir.

43. ZUHRUF / 4

Muhakkak o, BİZ'im VARLIĞIMIZDAKİ ana kitabtadır… kesinlikle aliyydir, hakimdir.

43. ZUHRUF / 63

İsa beyyinelerle geldiğinde, dedi ki:
"Hakkında ihtilaf ettiklerinizin bazısını beyan etmek için… kat'iyyetle hikmet ile size geldim!
Artık ALLAH'a ittika edin!... ve bana itaat edin!"

43. ZUHRUF / 84

O, semada da ilahtır... arzda da ilahtır.
O hakimdir, alimdir.

44. DUHAN / 4-5-6

İndimizden emir edilen bütün hakim emirler, onda fark edilir.
Muhakkak ki BİZRabbinden rahmet irsal eden olduk.
Muhakkak ki O'… O semidir, alimdir.

45. CASİYE / 2

Kitabın tenzili, aziz, hakim ALLAH'tandır.

45. CASİYE / 16

İsrailoğullarına... elbette kat'iyyetle kitabı ve hükmü ve nübüvveti vermiştik!… ve onları tayyib olanlardan rızıklandırmıştık… ve onları alemlere fazl etmiştik.

45. CASİYE / 21

Yoksa, seyyieler ictirah edenler...
kendilerini salih (iş)lere amil olarak iman edenler gibi kılacağımızı...
ve hayy olmalarının ve mevt olmalarının seva olduğunu mu hesab ederler!?
Ne kadar kötü hüküm veriyorlar!

45. CASİYE / 37

Semalarda ve arzda, kibriya O'nundur.
O, azizdir, hakimdir.

46. AHKAF / 2

Kitabın tenzili... aziz, hakim ALLAH'tandır.

47. MUHAMMED / 20-21

İman edenler derler ki:
"Keşke sure inzal edilseydi!?"
Muhkem sure inzal edildiğinde... ve onda, kıtal zikir edildiğinde... görürsün ki… kalblerinde maraz olanlar, mevtten üzerlerine gaşy haliyle sana nazar ederler!
Artık onlara, itaat ve maruf kavl evladır.

Ardından, emir azm edildiğinde... şayet ALLAH'a sadakat gösterselerdi... elbette/kesinlikle onlar için hayrlı olurdu.

48. FETİH / 4

O, mü'minlerin kalblerine... kendi imanlarıyla beraber iman ziyade etmeleri için... sekine inzal edendir.

Semaların ve arzın orduları ALLAH'ındır.
ALLAH, alim, hakim olandır.

48. FETİH / 7

Semaların ve arzın orduları ALLAH'ındır.
ALLAH, aziz ve hakim olandır.

48. FETİH / 18-19

Şecerenin altında sana biat ettiklerinde… ALLAH mü'minlerden elbette kat'iyyetle razı oldu!
Kalblerinde olan şeye alimdir…
ve ardından onlara sekine inzal eder…
ve onlara karib fetih...
ve ahz edecekleri çokça magnemler esabe ettirir.
ALLAH, aziz, hakim olandır.

49. HUCURAT / 8

Fazl ve nimet ALLAH'tandır!
ALLAH alimdir, hakimdir.

51. ZARİYAT / 30

Dediler ki:
"Böyledir!...
Rabbin söyledi!"
Muhakkak ki O'… O, hakimdir, alimdir.

52. TUR / 48-49

Rabbinin hükmüne sabır et!
Artık muhakkak sen, aynımız ilesin.
Kıyam ettiğin hiynde,
O'nun hamd etmesi ile Rabbini sebbih et.
ve geceden (bir kısımda)...
ve necmlerin idbarında...
artık O'nu sebbih et!

54. KAMER / 4-5

Onlara, elbette kat'iyyetle içinde müzdecer olan!… baliğ hikmet haberlerinden geldi.
Ancak, bu nezrler onları ganiy etmedi.

57. HADİD / 1

Semalarda ve arzda olan şeyler ALLAH'ı sebbih eder.
O azizdir hakimdir.

59. HAŞR / 1

Semalarda olanlar ve arzda olanlar ALLAH için O'nu sebbih ederler.
O, azizdir hakimdir.

59. HAŞR / 24

O'-ALLAH, halıktır, baridir, musavvirdir. Esma-ül husna O'nundur. Semalarda ve arzda olanlar O'nu sebbih ederler. O, azizdir, hakimdir.

60. MUMTEHİN / 5

"Rabbimiz!
Kafirler için fitne kılma bize!
Bize gafur ol Rabbimiz!
Muhakkak ki SEN... SEN, azizsin, hakimsin."

60. MUMTEHİN / 10

Ey iman edenler!
Mü'min kadınlar size muhacir olarak gelince, o kadınları imtihan edin... o kadınların imanlarına ALLAH alimdir.
Eğer o kadınların mü'min kadınlar olduklarına siz de alim olursanız... artık o kadınları, kafirlere terci etmeyin. O kadınlar, o erkeklere helal değildir... o erkekler de o kadınlara helal değildir... infak ettiklerini onlara (iade) verin.
O kadınlara ecirlerini ödediğinizde... o kadınları nikahlamanızda size cünah yoktur.
Kafir kadınların ismetine imsak etmeyin. Onlara infak ettiğiniz şeylere sail olun ve de onlar da infak ettiklerine sail olsunlar.
Bu, ALLAH'ın hükmüdür... Sizin aranızda hüküm vermiştir.
ALLAH, alimdir, hakimdir.

61. SAFF / 1

Semalarda olanlar ve arzda olanlar ALLAH'ı sebbih ederler.
O, azizdir, hakimdir.

62. CUMA / 1

Semalarda olanlar ve arzda olanlar,
melik…
kuddüs…
aziz…
hakim…
ALLAH'ı sebbih ederler!

62. CUMA / 2-3

O... ümmilerin içinde kendilerinden...
KENDİ ayetlerini kendilerine tilavet eden...
ve onları tezkiye eden...
ve onları kitaba ve hikmete alim eden...
Rasul baas edendir.
Onlar önceden, elbette/kesinlikle mübin dalalet içinde idiler.
Kendilerine ilhak olduğunda, onlardan ahir olanlar da vardı.
O, azizdir, hakimdir.

62. CUMA / 2-3

O... ümmilerin içinde kendilerinden...
KENDİ ayetlerini kendilerine tilavet eden...
ve onları tezkiye eden...
ve onları kitaba ve hikmete alim eden...
Rasul baas edendir.
Onlar önceden, elbette/kesinlikle mübin dalalet içinde idiler.
Kendilerine ilhak olduğunda, onlardan ahir olanlar da vardı.
O, azizdir, hakimdir.

64. TEGABUN / 17-18

Eğer ALLAH'a hasene karz ile ikraz ederseniz... sizin için onu zıf eder... ve sizin için gafur olur.
ALLAH, şekurdur, halimdir… gayba ve şahadete alimdir... azizdir, hakimdir.

66. TAHRİM / 2

ALLAH, yeminlerinizi hall etmeyi sizin için kat'iyyetle farz kılmıştır!
ALLAH, sizin mevlanızdır… O, alimdir, hakimdir.

68. KALEM / 36

Ne oluyor size!
Nasıl hüküm veriyorsunuz!

68. KALEM / 39

Yoksa sizin… hükmettiğiniz şey muhakkak sizindir (diye)… kıyamet yevmine baliğ olacak... üzerimize yeminler mi var!

68. KALEM / 48

Artık sen, Rabbinin hükmü için sabır et... ve nida ederken... mekzum olan hut (balık) sahibi gibi olma!

Balık sahibi olarak bahsedilen Hz. Yunus (as)'dır.
76. İNSAN / 24

Artık Rabbinin hükmü için sabır et!... ve onlardan asim olanlara veya kafirlere itaat etme!

76. İNSAN / 30

Siz, ancak, ALLAH'ın dilediğini dilemektesiniz!
Muhakkak ki ALLAH alim ve hakim olandır.

95. TİN / 7-8

Hala daha... sana dini kizb ettiren nedir!...
ALLAH, hakimlerin en hakimi değil mi!?

Sure Listesi

Kelam-ı Kadim'de Geçen Kelimeler Sözlüğü;Teolog A.Kadir İmamoğlu tarafından derlenerek hazırlanmıştır.