İçeriğe geç
KÖK Ara:
KELİME Ara:
ANLAM içinde Ara:
❝ HSN ❞ kökünden türeyen kelimeler... 13 Kayıt Listeleniyor.
Aynı Kökten Türeyen: xoxox ahsen husna hasan Hasen hasene Hasenat Hasna Husn Husun Husniyyat ihsan İhsanat istihsan Mahasin Mehâsin muhsin Mustahsen Mustahsin tahsin Tahsinat
xoxox
ح س ن HSN
ahsen
ح س ن HSN

En güzel. Çok güzel. İyi zan. Pek güzel. İyi amel ve haslet. Daha iyi.

DuruMeal'de toplam 70 kayıtta geçiyor.
Dşl.husna
hasan
ح س ن HSN

Güzel. İyilik. Güzel muamelede bulunmak.

Hasen
hasene
ح س ن HSN

İyi. Güzel. Hüsünlü. Güzellik. Güzel olmak. Güzel amel.

DuruMeal'de toplam 46 kayıtta geçiyor.
Çğl.Hasenat
Hasna
ح س ن HSN

Güzel kadın. Hüsün ve cemal sâhibesi.

DuruMeal'de toplam 2 kayıtta geçiyor.
Husn
Husun
ح س ن HSN

Güzellik. İyilik. Eksiksizlik.

DuruMeal'de toplam 15 kayıtta geçiyor.
Çğl.Husniyyat
ihsan
ح س ن HSN

İyilik, lütuf, bağışlamak. Sahilik etmek, cömertlik yapmak. Allah'ı görür gibi ibadet etmek. Güzel bilmek. Güzel eylemek.

DuruMeal'de toplam 11 kayıtta geçiyor.
Çğl.İhsanat
istihsan
ح س ن HSN

Beğenmek, güzel bulmak. Bir şeyin iyi olduğu kanaatında bulunmak. Beğenilmek. Fık: Kıyası terkedip, nassa, yani, âyet ve hadis-i şeriflerin hükümlerine en uygun olanı almak.

Mahasin
Mehâsin
ح س ن HSN

İyilikler. İyi ahlaklar. İnsan gövdesinde hüsün ve cemal yerleri. Güzel tavırlar. İnsanın yüzüne güzellik veren bıyık ve sakal.

muhsin
ح س ن HSN

İhsan eden, iyilik eden. Kerim. Cömert. Allah'ı görür gibi O'na ibadet eden.

DuruMeal'de toplam 39 kayıtta geçiyor.
Mustahsen
ح س ن HSN

Beğenilen. Güzel ve herkesin beğendiği. Dinimizin güzel gördüğü şeylerin her biri.

Mustahsin
ح س ن HSN

Beğenen, iyi gören, iyi bulan.

tahsin
ح س ن HSN

Beğenmek ve alkışlamak. Tezyin eylemek, güzelleştirmek. İyi ve güzel bulmak.

Çğl.Tahsinat
2. BAKARA / 58-59

Demiştik ki:
"Bu karyeye dahil olun!
Artık, dilediğiniz yerde ondan ragad olarak yeyin... ve sacidlerin babından dahil olun.
"Hıtta" deyin... BİZ de sizin için, hatalarınıza gafur olalım. Muhsinlere ziyade edeceğiz."

Ardından zalimler, kendilerine kavil edilenleri, gayrı kaville bedellendirdiler.
Ardından zalimlere, fasık oldukları şeyler ile, semadan ricz inzal ettik.

2. BAKARA / 83

BİZ, İsrailoğullarına misak ahz etmiştik:
"ALLAH'tan başka abd olmayın!
Ana-babanıza ve kurb sahiblerine ve yetimlere ve miskinlere ihsanda bulunun!
Nas için hüsn konuşun!
Salatı ikame edin!
Zekat verin!"
Sonra, sizden azınızdan başkası, tevella ettiniz.
Siz muriz olanlarsınız!

2. BAKARA / 111-112

Diyorlar ki:
"Hadü veya nasrani olan kimselerden başkası asla cennete dahil olamaz."
Bu onların emanisidir.
De ki:
"Eğer sadıksanız, burhanınızı getirirsiniz!"
Bilakis!
Muhsin olarak vechini ALLAH'a silm eden kimse... artık onun ecri, Rabbinin indindedir... onlara korku yoktur... ve onlar hüzünlenmezler.

2. BAKARA / 138

ALLAH'ın sıbgası!
Sıbgası ALLAH'tan ahsen olan kimdir!
Biz O'na abd 'ız.

2. BAKARA / 178-179

Ey iman edenler!
Katl hakkında, kısas üzerinize ketb edildi!
hürr ile hürr!
abd ile abd!
dişi ile dişi!

Kendisine onun kardeşinden bir şey afv edilen kimse... artık o, marufa tabi edilir... ve ona ihsan ile eda edilir.
Bu, Rabbinizden tahfif ve rahmettir!

Artık, bundan sonra... düşmanlık eden kimse... artık elim azab onadır!
Eyy lübb sahibleri!...
Hayat, sizin için kısastadır!... umulur ki ittika edersiniz.

2. BAKARA / 195

ALLAH sebilinde infak edin!
Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye ilka etmeyin!
Ahsen olun!... muhakkak ki ALLAH, muhsinlere muhabbet duyar.

2. BAKARA / 200-201-202

Menseklerinizi kaza ettiğinizde… artık, ata-babalarınızı zikir ettiğiniz gibi... veya daha şedid zikir ile ALLAH'ı zikr edin!

Nastan kimseler,
"Rabbimiz!
Bize dünyada ver."
derler. Onlara ahirette, halak yoktur.

Onlardan,
"Rabbimiz!
Bize dünyada haseneler ve ahirette haseneler ver. Bizi narın azabından vaky et."
diyenler… işte onlar, kesb ettiklerinden nasibleri olanlardır.

ALLAH, hesabı seri olandır.

2. BAKARA / 229

Boşanma iki merredir... artık ondan sonra, maruf ile imsak edin veya ihsan ile tesrih edin.

Onlara verdiğiniz şeylerden ahz etmeniz size helal değildir. ALLAH'ın hududuna ikame edemeyeceklerinden korkmaları müstesna.
Eğer siz de, onların ALLAH'ın hududunu ikame edemeyeceklerinden korkarsanız... artık, kadının fidye vermesinde o ikisine cünah yoktur.

İşte bunlar, ALLAH'ın hudududur... artık bunlara düşmanlık etmeyin.

ALLAH'ın hududuna düşmanlık eden kimse... artık işte o, o zalimlerdendir.

2. BAKARA / 236

Temas etmediğiniz veya kendilerine farzları farz etmediğiniz kadınları
boşamışsanız, size cünah yoktur.
Musi kader üzre ve muktir kader üzre maruf meta ile o kadınları metalandırın.
Bu, muhsinler üzre hakktır.

2. BAKARA / 245

ALLAH'a, hasene karz ile ikraz edebilecek kimse… artık ona, çoğunu zıf olarak zıf eder.

ALLAH, kabz eder… ve bast eder. O'na rücu edeceksiniz!

3. AL-İ İMRAN / 14-15

Nas için,
kadınlardan...
ve oğullardan...
ve altından ve gümüşten kantar kantar biriktirilmişlerden...
ve müsevvem atlardan...
ve enamdan...
ve harsdan...
şehvet hubbu ziynetlendi. Bunlar, dünya hayatının metalarıdır.
ALLAH... O'nun indi, hüsn-ü meabtır.

De ki:
"Bunlardan hayr olanı size haber vereyim mi?

İttika edenler için, Rabblerinin indinde,
içinde ebedi olacakları, altından nehirler cereyan eden cennetler...
ve mutahhar zevceler...
ve ALLAH'tan rıdvan vardır."
ALLAH, kendisine abd olanlara basirdir.

3. ALİ İMRAN / 37

Rabbi onu, hasene kabul ile kabl etti... hasene nebat olarak nebatlandırdı... ve ona Zekeriyya'yı kefil kıldı.
Zekeriyya, onun yanına, mihraba her dahil olduğunda, onun indinde, rızıka vecd oluyordu.

Diyordu ki:
"Ey Meryem!
Bu sana nereden (geldi)?"

Diyordu ki:
"Bunlar, ALLAH'ın indinden."
Muhakkak ki ALLAH, dilediği kişiyi hesabsızca rızıklandırır.

3. ALİ İMRAN / 120

Eğer size hasene mess ettirilirse… onlar sui olur.
Eğer siz seyyie isabet alırsanız… onlar, onunla ifrah olurlar.
Eğer sabır ederseniz ve ittika ederseniz... onların keydleri sizi darr edemez.
Muhakkak ki ALLAH onlara, amel ettikleri şeyler ile muhittir.

3. ALİ İMRAN / 134

Onlar,
serrada ve darrda infak edenlerdir...
ve gayzlarını kezm edenlerdir...
ve nası afv edenlerdir.
ALLAH, muhsin olanlara muhabbet duyar.

3. ALİ İMRAN / 148

Ardından, ALLAH onlara, dünya sevabını ve ahiret sevabının hüsn olanını verdi.
ALLAH, muhsinlere muhabbet duyar.

3. ALİ İMRAN / 172

Kendilerine karh isabet ettikten sonra ALLAH'a Rasule isticab edenler… onlardan ahsen olanlar ve ittika edenler için azim ecir vardır.

3. ALİ İMRAN / 195

Ardından Rabbleri, onlara isticab etti.
Muhakkak ki BEN, sizden, erkek veya dişi, amil olanın amelini zayi etmem. Bazınız bazınızdansınız (birbirinizdensiniz).
Artık,
hicret edenler...
ve diyarlarından ihrac edilenler...
ve BEN'im sebilimde eza edilenler...
ve katl edenler...
ve katl olanlar...
ALLAH indinden sevab olarak,
kesinlikle onların seyyielerine kafir olacağım
ve kesinlikle onları altından nehirler cereyan eden cennetlere dahil edeceğim.
Sevabların hüsn olanı, ALLAH'ın indindedir.

4. NİSA / 36

ALLAH'a abd olun!
O'na hiçbir şey şirk koşmayın!
Ana-babaya
ve kurb sahiblerine
ve yetimlere
ve miskinlere
ve kurbiyet sahibi civara
ve cünub civara
ve cenbdeki sahibe
ve sebil çocuğuna (yolcu)
ve melekesi yemininizde olanlara ihsanda bulunun.
Muhakkak ki ALLAH, muhtal olanlara, fahur olanlara muhabbet duymaz.

4. NİSA / 40

Muhakkak ki ALLAH, miskal zerre zulüm etmez. Eğer bir hasene olsa onu, KENDİ VARLIĞINDAN azim ecir vererek zıf eder.

4. NİSA / 59

Ey iman edenler!
ALLAH'a itaat edin.
Rasule ve kendinizden emir sahiblerine itaat edin.
Eğer ALLAH'a ve ahir yevme iman edenlerdenseniz... bir şey hakkında tenazu ettiğinizde... onu ALLAH'a ve Rasulüne redd edin. Bu hayrdır ve tevilen ahsendir.

4. NİSA / 62

Nasıl olur da… elleriyle takdim ettikleri şeyler ile kendilerine musibet isabet eder… sonra da (kalkıp)… "Biz, sadece, ihsan ve tevfik irade etmiştik" diye ALLAH'a half ederek sana gelirler!

4. NİSA / 69

ALLAH'a ve Rasule itaat eden kimse… artık işte onlar,
Nebilerden
ve sıddıklardan
ve şahidlerden
ve salihlerden
ALLAH'ın kendilerini nimetlendirdikleriyle beraberdirler.
İşte onlar ne de hüsn refiktirler.

4. NİSA / 78

Nerede olursanız olun, velev ki müşeyyed burclar içinde bile olsanız, mevti idrak edersiniz.

Eğer onlara hasene isabet ederse,
"Bu, ALLAH indindendir." derler.
Eğer onlara seyyie isabet ederse,
"Bu, senin indindendir." derler.

De ki:
"Hepsi ALLAH indindendir."
Neler oluyor bu kavme ki, neredeyse hiç bir hadisi fıkh etmiyorlar!

4. NİSA / 79

Sana isabet eden haseneden mi?… artık (öyleyse), ALLAH'tandır.
Sana isabet eden şey seyyieden mi?… artık (öyleyse), senin kendi nefsindendir.

BİZ seni… şahid olarak ALLAH'a kafi olarak (olacak şekilde)... nas için Rasul irsal ettik.

4. NİSA / 85

Hasene şefaat şefaat edene... kendisi için ondan nasib olur.
Seyyie şefaat şefaat edene de… kendisi için ondan kifl olur.
ALLAH herşeye mukit olandır.

4. NİSA / 86

Tahiyye (hayatın tezahürleri) ile hayatlanma durumunda...
ya ondan ahsen olan ile hayatlanın
ya da onu redd edin.
Muhakkak ki ALLAH, herşeye hasibtir.

4. NİSA / 95

Darr sahibi olanların gayrısında mü'minlerden kaid olanlarla... ALLAH sebilinde mallarıyla ve nefsleriyle cihad edenler istiva olamazlar.
ALLAH, mallarıyla ve nefsleriyle cihad edenleri, derece olarak, kaid olanlara fazl etmiştir.
ALLAH, külliyen hüsna vaad eder.
ALLAH, cihad edenleri, kaid olanlara azim ecir ile fazl etmiştir.

4. NİSA / 125

Vechini ALLAH'a silm edenden...
ve muhsin olandan…
ve Hanif İbrahim'in milletine tabi olandan…
dini ahsen olan kimdir!?
ALLAH, İbrahim'i "halil" ittihaz etti.

4. NİSA / 128

Eğer bir kadın, kocasının nüşuz etmesinden veya iraz olmasından korkarsa, aralarını sulh ile ıslah etmelerinde o ikisine cünah yoktur.
Sulh hayrdır.
Nefsler şuhha ihzar edilmiştir.
Eğer ahsen olursanız ve ittika ederseniz... artık muhakkak ki ALLAH, amel ettiklerinize habir olandır.

5. MAİDE / 12

ALLAH, İsrailoğullarından elbette kat'iyyetle misak ahz etti!
İçlerinden on iki nakıb baas etmiştik.

ALLAH demişti ki:
"Muhakkak ki BEN, eğer;
salat ikame ederseniz...
ve zekat verirseniz...
ve Rasullerime iman ederseniz...
ve taazzür ederseniz...
ve ALLAH'a hasene karz ile ikraz ederseniz...
sizinle beraberim. Kesinlikle sizin seyyielerinize kafir olurum... ve kesinlikle sizi, altından nehirler cereyan eden cennetlere dahil ederim.
Artık bundan sonra, sizden kafir olan kimse seva sebilden dalalet etmiştir!"

5. MAİDE / 13

Ardından, misaklarını nakz etmeleri sebebiyle, onları lanetledik... ve kalblerini kasvetli kıldık.
Kelimeleri mevzilerinden tahrif ediyorlar... ve kendilerine zikir ettirilen şeyden hazz duymayı unuttular.
La zeyl (sürekli olarak) onlardan pek azı dışında, hıyanet üzre olduklarına, muttali olursun.
Artık onları afv et ve safh et.
Muhakkak ki ALLAH, muhsinlere muhabbet duyar.

5. MAİDE / 50

Cahiliye hükmünü mü ibtiga ediyorlar!?
Yakin olmuş kavim için, hüküm vermekte, kim ALLAH'tan ahsen olabilir!?

5. MAİDE / 85

Kavil ettikleri şey ile ALLAH onlara, içinde ebedi olacakları, altından nehirler cereyan eden cennetler esabe ettirdi.
Bu, muhsinlerin cezasıdır.

5. MAİDE / 93

Salih (iş)lere amil olarak iman edenlere...
ittika ederek ve salih (iş)lere amil olarak iman ettiklerinde...
sonra, ittika ederek iman ettiklerinde...
sonra, ittika ederek ahsen olduklarında...
taam ettikleri şeyler hakkında, üzerlerine cünah yoktur!
ALLAH, muhsinlere muhabbet duyar.

6. ENAM / 84

Ona İshak'ı ve Yakub'u vehb ettik.
Hepsine hidayet ettik.
***Nuh'a da önceden hidayet etmiştik.***
Onun zürriyetinden Davud ve Süleyman ve Eyyub ve Yusuf ve Musa ve Harun'a da…

Böyledir!...
BİZ, muhsinleri cezalandırırız.

6. ENAM / 151

De ki:
"Gelin!...
Rabbinizin size haram kıldığı şeyleri tilavet edeyim:
O'na sakın hiç bir şey şirk koşmayın!
Ana-babaya ihsan üzre olun!
İmlaktan evladlarınızı katl etmeyin!
Sizi ve yalnızca onları rızıklandırıyoruz BİZ!
Fahiş olanlara karib olmayın... ondan zahir olana da, batın olana da!
Hakk ile olmadan... ALLAH'ın haram kıldığı nefsi katl etmeyin!
Bunlara sizi böyle vasiyet ettirdi!... umulur ki akıl edersiniz."

6. ENAM / 152

"Şedidine iblağ oluncaya kadar... ahsen şekilde olması dışında... yetimin malına karib olmayın!
Keyli vefa edin!
Kıst ile mizan edin!
BİZ, nefsi, sadece, vasi olduğuna mükellef ederiz!
Kavil ettiğinizde... şayet kurb sahibi bile olsa... artık adil olun!
ALLAH'a ahdinizi vefa edin!
Bunlara sizi böyle vasiyet ettirdi!... umulur ki tezekkür edersiniz."

6. ENAM / 154

Sonra,
ahsen olan üzre tamamlamak…
ve bütün şeyleri tafsilatlandırmak...
ve huda olarak...
ve rahmet olarak...
Musa'ya Kitab verdik… umulur ki Rabblerine lika olacaklarına iman ederler.

6. ENAM / 160

Hasene ile gelen kimse... artık ona, emsalinin aşrı (on katı) vardır. Seyyie ile gelen kimse... artık o, mislinden başka cezalandırılmaz. Onlara zulüm edilmez.

7. ARAF / 56

Islah edildikten sonra arzda fesad çıkarmayın. Korku ve tama ile O'nu davet edin.
Muhakkak karib olan ALLAH'ın rahmetidir, muhsinlerden.

7. ARAF / 95

Sonra seyyie mekanı hasene ile bedellendirdik... Hatta, afv ettik.
Dediler ki:
"Ata-babalarımıza da kat'iyyetle darr mess olmuştu!... ve serra olmuşlardı!"
Ardından onları da ansızın ahz ediverdik!... onların şurunda olmadı.

7. ARAF / 131

Kendilerine hasene geldiğinde, "Bu bizimdir" derler.
Eğer seyyie isabet ederse... Musa ve onunla beraber olanlara uçururlar.
Değil mi ki... muhakkak onların uçucu (uğursuz) şeyleri, ALLAH indindedir!?... fakat pek çoğu alim değiller.

7. ARAF / 137

İstizaf etmiş kavmi, içini barek ettiğimiz arzın şarkına ve garbına varis kılmıştık.
Rabbinin, israiloğulları üzre hüsna kelimesi...
sabır etttikleri şeyle...
ve Firavunun ve kavminin sanat etmiş oldukları şeyleri ve arş etmiş olduklarını demar etmemizle...
tamam oldu!

7. ARAF / 145

Meviza edilen her şeyi...
ve her şeyin tafsilatını...
levhalarda ketb ettik.
"Artık bunları kuvvetle ahz et!... Kavimine de, ahsen ile ahz etmelerini emir et!
Fasıkların darını size göstereceğim!"

7. ARAF / 155-156

Musa, BİZ'imle mikatı için, kavminden, yetmiş adam ihtiyar etti. Ardından recf onları ahz ettiğinde, dedi ki:

"Rabbim!
Şayet dileseydin, onları ve yalnızca beni, önceden helak ederdin. İçimizden sefihlerin fail oduğu şeyler ile bizi mi helak edeceksin?

Bu, sadece, SEN'in fitnendir. Dilediğin kimseyi onunla dall edersin ve dilediğin kimseyi ihda edersin. SEN veliymizsin! Bize gufran ol ve rahmet et. SEN gafurların hayrlısısın.

Bu dünyada ve de ahirette, bizim kendimize hasene ketb et. Muhakkak biz, sana haid olduk."

Dedi ki:
"Azabım dilediğim kimseye isabet eder.
Rahmetim ise herşeye vasidir.
Artık onu;
zekatlarını vererek ittika edenler için...
ve ayetlerimize iman edenler için...
ketb edeceğim."

7. ARAF / 161

Onlara denilmişti ki;
"Şu karyede sükun olun ve dilediğiniz yerden yeyin ve "Hıtta" deyin ve sacidlerin babından dahil olun; sizin hatalarınıza gafur olalım.
Muhsinlere ziyade edeceğiz."

7. ARAF / 168

Onları arzda ümmetlere kata ettik... onlardan salihler de vardır... onlardan, bunun gayrısında olanlar da vardır.
Haseneler ve seyyieler ile onları belv ettik… umulur ki rücu ederler.

7. ARAF / 180

Esma-ül hüsna ALLAH'ındır… artık O'nu davet edin onlarla!
İsimleri hakkında ilhad olanları vezr edin.
Onlar, amel etmiş oldukları şeye cezalanacaklar!

8. ENFAL / 17

Siz katl etmediniz, fakat ALLAH, onları katl etti!
Remy ettiğinde, sen remy etmedin, fakat ALLAH remy etti!
Mü'minleri, hasene belv ile belv etmek için...
Muhakkak ki ALLAH, semidir, alimdir.

9. TEVBE / 50

Sana bir hasene isabet etse, onlar sui olurlar. Musibet sana isabet etse,
"Emrimizi önceden kat'iyyetle ahz etmiştik!"
derler ve ifrah olarak tevalla ederler.

9. TEVBE / 52

De ki:
"Bize, sadece, iki haseneden birini terabbus edin!
Biz de size, ALLAH'ın, KENDİ İNDİNDEN veya bizim elimizden... azabı size isabet ettirmesini terabbus ediyoruz.
Artık terabbus edin... muhakkak biz de terabbus edenleriz."

9. TEVBE / 91

ALLAH ve Rasulü için nasihat verdiklerinde… zayıflara ve marizlere ve infak edecek şeye vecd olamayanlara harec yoktur... muhsin olanlar üzre de sebilden yoktur.
ALLAH, gafurdur, rahimdir.

9. TEVBE / 100

Muhacirlerden ve nasırlardan, evvelde sabık olanlar ve ihsan ile ona tabi olanlar... ALLAH onlardan razı olmuştur... onlar da O'ndan razı olmuşlardır.
Onlar için, içinde ebedi olacakları, altından nehirler cereyan eden cennetler idad etti.
Bu azim fevzdir.

9. TEVBE / 107

Mü'minlerin arasına, darr ve küfür ve tefrik olarak mescid ittihaz edenler... önceden ALLAH ve Rasulüne harb edenleri irsad edenler var.
"Sadece hüsn irade ettik" diye half edecekler.
ALLAH şahidtir ki, muhakkak onlar, elbette/kesinlikle kazibtir.

9. TEVBE / 120

Medine ehline ve onların havlindeki arablara;
ALLAH Rasulünden half olmaları...
ve onun nefsinden kendi nefslerine rağbet etmeleri...
olamaz.
Bu, kendilerine salih amel ketb edilmesi dışında...
kendilerine ALLAH sebilinde, zeme ve nasab ve mahmasa isabet etmesin...
ve kafirleri gayz edecek mevtıya vatı olmasınlar...
ve aduvvdan bir naile nail olmasınlar...
diyedir.
Muhakkak ki ALLAH, muhsinlerin ecirlerini zayi etmez.

9. TEVBE / 121

Onların amel etmiş olduklarının ahsen olanı ile ALLAH'ın onları cezalandırması için onlara ketb edilmiş olmayan
sagir veya kebir infak ettikleri ne bir nafaka…
ne de bir vadi kata etmişlikleri…
yoktur.

10. YUNUS / 26

Ahsen olanlar için... hüsna ve ziyadesi vardır.
Onların vechlerine katere ve de zillet irhak etmez.
İşte onlar cennet ashabıdır… orada ebedidirler.

11. HUD / 3

"Rabbinize istiğfar edin.
Sonra, O'na tevbe edin!
Müsemma ecele kadar hasene metadan sizi metalandırsın…
ve fazl sahiblerine, kendi fazllarını versin.

Eğer tevella ederseniz... artık muhakkak ben, üzerinize kebir yevmin azabından korkarım."

11. HUD / 7

Hanginizin amelinin ahsen olduğunu belv etmek için… KENDİ arşı su üzere iken… semaları ve arzı altı yevmde halk eden, O'dur.
Eğer onlara,
"Muhakkak siz, mevtin ardından mebas olacaksınız."
desen, kafirler,
"Bu sadece, mübin sihirdir."
derler.

11. HUD / 88

Dedi ki:
"Ey kavmim!
Görmüyor musunuz!?
Ya ben, Rabbimden beyyineler üzre isem... ve beni kendinden hasene rızık ile rızıklandırmışsa!...

Ben, sizi nehy ettiğim şeylerde, size muhalif olmayı irade etmiyorum. Benim irade ettiğim sadece, istitaat ettiğim şeyi ıslah etmektir. Benim tevfikim, sadece, ALLAH iledir. O'na tevekkül ettim, O'na inabe ettim."

11. HUD / 114

Gündüzün iki tarafında ve geceden zülfelerde salat ikame et. Muhakkak haseneler seyyieleri zehab eder. Bu, zakirler için zikirdir.

11. HUD / 115

Sabır et!
Artık, muhakkak ki ALLAH, muhsinlerin ecirlerini zayi etmez.

12. YUSUF / 3

BİZ, bu Kur'an'da sana vahy ettiklerimiz ile kıssaların ahsen olanlarını sana kıssa ediyoruz.
Önceden, elbette gafillerden olmuştun.

12. YUSUF / 22

Şedidine baliğ olduğunda… ona hüküm ve ilim verdik.

Böyledir!...
Muhsinleri cezalandırırız.

12. YUSUF / 23

Evinde bulunduğu kadın, onun nefsinden irade etti… ve babları galk ederek… "Sen gelsene bana!" dedi.
Dedi ki:
"ALLAH'a uvz ederim! Muhakkak o, bana rabb oldu. Mesvayı ahsen etti. Muhakkak onlar... zalimler felaha ulaşamazlar!"

12. YUSUF / 36

Onunla beraber sicne iki delikanlı dahil oldu.
Onlardan biri dedi ki:
"Ben rüyamda hamr asr ettiğimi görüyorum."
Diğeri dedi ki:
"Ben de rüyamda resimin (baş) fevkinde, kuşların yediği hubza hamil olduğumu görüyorum.
Bize te'vili ile haber ver. Muhakakk biz seni muhsinlerden görüyoruz."

12. YUSUF / 56

Böyledir!...
Yusuf'u arzda temekkün ettik… o, dilediği yerde tebevvü ederdi.

Rahmetimiz ile dilediğimiz kimseye isabet ederiz… ve muhsinlerin ecirlerini zayi etmeyiz.

12. YUSUF / 78

Dediler ki:
"Ey Aziz!
Onun kebir şeyh babası var. Artık bizden birini onun yerine ahz et. Muhakkak senin muhsinlerden olduğunu görüyoruz."

12. YUSUF / 90

Dediler ki:
"Yoksa sen misin! Yusuf musun sen!?"
Dedi ki:
"Ben Yusuf'um ve bu da kardeşimdir.
ALLAH bize kat'iyyetle menn etmiştir!
Muhakkak, ittika eden ve sabır eden kimse... artık muhakkak ki ALLAH, muhsinlerin ecirlerini zayi etmez."

12. YUSUF / 100

Ana-babasını arşa ref etti.
Ona sacidler olarak harra ettiler.
Dedi ki:
"Ey Babacığım!
Bu, önceden gördüğüm rüyanın te'vilidir. Rabbim onu kat'iyyetle hakk kıldı!
Şeytanın, benim ve kardeşlerimin arasını nezg etmesinin ardından... beni sicnden ihrac etmekle ve sizi bedvden getirmekle, ahsen olmuş oldu.
Muhakkak ki Rabbim, dilediği şey için latiftir.
Muhakkak ki O, alimdir, hakimdir."

13. RAD / 6

Senin, hasenelerin öncesinde seyyielere acele etmeni istiyorlar. Onların öncesinden kat'iyyetle mesulat hilv olmuştu!
Muhakkak ki Rabbin, kendilerine zulüm üzere olan nas için elbette/kesinlikle mağfiret sahibidir.
Muhakkak ki Rabbinin ikabı, elbette/kesinlikle şedidtir.

13. RAD / 18

Rabblerine isticab edenler için hüsna vardır.
O'na isticab etmeyenler... şayet, arzdakiler ve de beraberinde onun misli, cemian kendilerinin olsa, elbette/kesinlikle onu fidye ederlerdi.
İşte onlar… sui hesab onlar içindir. Onların mevaları cehennemdir. Ne beis mihadtır!

13. RAD / 19-20-21-22

Rabbinden sana inzal edilenin hakk olduğuna alim olan... kör olan kimse gibi midir!?
Muhakkak... ancak,
ALLAH'a ahdlerine vefa eden...
ve de misakı nakz etmeyen…
ve ALLAH'ın vasl olunmasını emir ettiği şeylere vasl olan...
ve Rabblerine haşy eden...
ve sui hesabtan korkan...
ve Rabblerinin vechine ibtiga ederek sabır eden...
ve salat ikame eden...
ve kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden, sırr olarak ve alenen infak eden...
ve hasene ile seyyieyi dar eden...
(ulu-l elbab) lübb sahibleri tezekkür edebilir.
İşte onlar... darın ukbası onlarındır!

13. RAD / 27-28-29

Kafirler diyorlar ki:
"Ona Rabbinden bir ayet inzal olaydı ya!"

De ki:
"Muhakkak ki
ALLAH, dilediğini dall eder…
KENDİSİNE inabe edeni ise ihda eder."

Onlar (inabe edenler),
iman edenlerdir...
ve ALLAH'ı zikir etmek ile kalbleri tatmin olanlardır...
== Değil mi ki... Kalbler, ALLAH'ı zikir etmek ile tatmin olur!==
salih (iş)lere amil olarak iman edenlerdir.
==Tuba ve hüsn meab onlar içindir.==

16. NAHL / 30

İttika edenlere,
"Rabbinizin inzal ettiği nedir?"
denildiğinde, derler ki:
"Hayr!"

Ahsen olanlar için bu dünyada haseneler vardır… ve kesinlikle (onlar için), dar-ul ahiret de hayrdır.
Muttakilerin darı, elbette naimdir.

16. NAHL / 41-42

Zulme uğradıkları şeyin ardından ALLAH'ta hicret edenler...
sabır edenler…
ve Rabblerine tevekkül edenler…
onlar, dünyada hasene olsunlar diye elbette/kesinlikle onları beva edeceğiz... onların, elbette/kesinlikle ahiret ecirleri ekberdir.
Keşke alim olsalardı.

16. NAHL / 62

Kendilerine kerih gelenleri ALLAH'a kılıyorlar. Onların lisan ettikleri, "hüsnanın kendileri için olduğu" kizbini vasf ediyor.
Besbellidir ki;
nar, onlar içindir!...
ve onlar, müfrat olacaklardır!

16. NAHL / 67

Hurma semerelerinden ve ineblerden (üzüm),
sekr edici olanlar da…
hasene rızklar da...
ittihaz edebilirsiniz.
Muhakkak bunda akıl eden kavim için elbette/kesinlikle ayetler vardır.

16. NAHL / 75

ALLAH, bir şeye ikdar edemeyen memluk abd ile kendimizden hasene rızk ile rızıklandırdığımız ve ardından ondan sırr olarak ve cehr olarak infak eden kimseyi, mesel darb eder.
Bunlar istiva olabilir mi!?
Hamd etmek, ALLAH'ındır...
Bilakis!
Pek çoğu alim değildir.

16. NAHL / 90

Muhakkak ki ALLAH,
adaleti ve ihsanı ve kurb sahiblerine ita etmeyi emir eder.
fahiş olandan ve münkerden ve bagyden sizi nehy eder.
Size vaaz ediyor... umulur ki tezekkür edersiniz!

16. NAHL / 96

Sizin indinizde olan şeyler nefd olur… ALLAH indinde olan şeyler ise bakidir.
Sabır edenleri, elbette/kesinlikle cezalandıracağız… onların ecirleri, amel etmiş olduklarının ahseni iledir.

16. NAHL / 97

Erkek veya dişiden salih (iş)lere amil olan mü'min kimse… artık onu, elbette/kesinlikle tayyib hayat ile hayatlandıracağız.
Onları elbette/kesinlikle cezalandıracağız… onların ecri, amel etmiş olduklarının ahseni iledir.

16. NAHL / 122

Ona dünyada hasene verdik… muhakkak o, ahirette, elbette/kesinlikle salihlerdendir.

16. NAHL / 125

Hikmet ile ve hasene meviza ile Rabbinin sebiline davet et!... ve olarla ahsen şekilde şekilde cedel et!
Muhakkak ki Rabbin,
O, KENDİ sebilinde dalalette olanlara da alimdir.
O, mühtedilere de alimdir.

16. NAHL / 128

Muhakkak ki ALLAH, ittika edenlerle ve muhsinlerle beraberdir.

17. İSRA / 7-8

Eğer ahsen olursanız... kendi nefsiniz için ahsen olursunuz!
Eğer sui olursanız... artık kendinizedir!
Ardından...
vechlerinizi sui etmeleri için...
ve mescide evvel merrede dahil oldukları gibi dahil olmaları için...
tetbir ederek ulvilendikleri şeye tebar etmeleri için...
ahir vaad geldiği zaman... gerekir ki (belki) Rabbiniz size rahmet eder!
Eğer siz ida ederseniz, BİZ'de ida ederiz!... BİZ, cehennemi kafirler için hasır kıldık.

17. İSRA / 23-24

Rabbin…
yalnızca O'ndan başkasına abd olmamanı...
ve ana-babaya ihsanlı olmanı...
kaza etti.

Eğer onlardan birisi veya ikisi birden senin indinde kibere iblağ olurlarsa... artık,
onlara "of, aman" deme!…
onları nehr etme!
Onlara kerim kavl söyle!
O ikisine, Rahmetten züll cenahını hafz et!
De ki:
"Rabbim!
Beni sagir iken irba ettirdikleri gibi... o ikisine rahmet eyle."

17. İSRA / 34

En şedidine iblağ oluncaya kadar… yetimin malına, sadece, ahsen ile karib olun!
Ahde vefa gösterin!... muhakkak ahd mesul eder!

17. İSRA / 35

Vezni keyl ettiğinizde... keyli mustakim kıstas ile vefa edin!... bu, hayrdır... ve tevil olarak ahsendir.

17. İSRA / 53

BANA abd olanlara de ki:
"Ahsen olanı kavil etsinler!"
Muhakkak onların aralarında nezg eden, şeytandır!… muhakkak şeytan, İnsan için mübin düşmandır.

17. İSRA / 110

De ki:
"ALLAH'ı davet et veya Rahman'ı davet et!… hangisini davet etseniz… artık, esma-ul husna onundur."

Salatına cehr etme!... ve de ona haft etme!... arasında ki bu sebili ibtiga et!

18. KEHF / 1-2-3-4

Hamd etmek...
ivec kılmadığı kitabı... kayyime olarak,
KENDİ VARLIĞINDAN şedid beisle inzar etmek...
ve salih (iş)lere amil olan mü'minlere; içinde ebedi olarak makis olacakları hasene ecirin kendileri için olduğunu,
ibşar etmek...
ve "ALLAH, evlad ittihaz etti." diyenleri de inzar etmek...
için KENDİSİNE abd olana inzal eden ALLAH'ındır.

18. KEHF / 7-8

Muhakkak ki BİZ, hangisinin ahsen amel işlediğini belv etmek için, arz üzerindeki şeyleri onlara ziynet olarak kıldık… ve muhakkak ki BİZ, onun üzerinde ki şeyleri, elbette/kesinlikle cüruz said kılarız.

18. KEHF / 30

Muhakkak salih (iş)lere amil olarak iman edenler…
muhakkak ki BİZ, ahsen olana amil olan kimsenin ecrini zayi etmeyiz!

18. KEHF / 31

İşte onlar… içinde,
zeheb sivarlardan hilyenecekleri...
sündüsten ve istebraktan hudr sevbler ilbas edecekleri...
altından nehirler cereyan eden Adn cennetleri, onlar içindir.
Müttekiler, orada erikeler üzredir.
Ne de naim sevabtır... ve ne de hüsn rıfk yeridir.

18. KEHF / 86

Hatta, güneşin gurub olduğu yere baliğ olduğunda… hamie bir ayn içinde igrab olurken ona vecd oldu… ve onun indinde bir kavme vecd oldu.
Dedik ki:
"Ey Zilkarneyn!
Ya azab edersin…
ya da haklarında hüsna ittihaz edersin..."

18. KEHF / 87-88

Dedi ki:
"Zalim kimse ise…
artık ona azab edelim…
sonra Rabbine redd olsun…
ve ardından, O da nükre azabla ona azab etsin!
Salih (iş)lere amil olarak iman eden kimse ise…
artık hüsna ceza onun olsun...
ve ona emrimizden yüsr olanı söyleyelim!"

18. KEHF / 103-104

De ki:
"Sanat ettiklerinin hüsn olduğunu hesab ettikleri halde… dünya hayatındaki bütün sayları dall olarak…
amelleri yönünden en hasar alanları size haber verelim mi?"

19. MERYEM / 73

Ayetlerimiz kendilerine beyan edilerek tilavet edildiği zaman… kafirler iman edenlere derler ki:
"İki ferikten hangisi makam olarak hayrdır... ve nida olarak ahsendir?"

19. MERYEM / 74

BİZ, onlardan önce, karin olanlardan, esas olarak ve gösteriş olarak ahsen olan nicelerini helak ettik.

20. TAHA / 5-6-7

Rahman, arş üzre istiva etmiştir!
Semalarda olanlar...
ve arzda olanlar...
ve onların arasındakiler...
ve seranın altında olanlar...
O'nundur.
Eğer kavl ile cehr de olsa... sırr da olsa... hafi de olsa artık muhakkak ki O alimdir.

20. TAHA / 8

ALLAHO'ndan başka ilah yoktur!
Esma-ül hüsna O'nundur.

20. TAHA / 86

Musa, gazban ve esif olarak kavmine rücu etti.
Dedi ki:
"Ey kavmim!
Rabbiniz, size hasene vaad ile vaad etmemiş miydi?
Ahd size tavl mı geldi?
Yoksa, Rabbinizden gazabın üzerinize hall olmasını mı irade ettiniz?
Artık bana olan vaadinizden, siz hilaf ettiniz!"

21. ENBİYA / 101

Muhakkak, kendilerine BİZ'den hüsna sebak olanlar… işte onlar ondan baid olanlardır.

22. HACC / 37-38

Onların etleri ve kanları ALLAH'a nail olmaz... fakat sizden takva O'na nail olur!

Böyledir!...
Size hidayet ettiği şey üzre ALLAH'ı kebirlemeniz için onları sizin için teshir etti.

Muhsinleri ibşar et!
Muhakkak ki ALLAH, iman edenlerden def eder.
Muhakkak ki ALLAH, hiçbir hain kafire muhabbet duymaz.

22. HACC / 58-59

ALLAH sebilinde hicret edip... sonra katl olanlar veya mevt olanlar… ALLAH elbette/kesinlikle onları, hasene rızıkla rızıklandıracaktır.
Muhakkak ki ALLAH... elbette/kesinlikle O, rızık verenlerin hayrıdır.
elbette/kesinlikle onları dahil olmaktan razı olacakları yere dahil edecektir.
Muhakkak ki ALLAH alimdir, hakimdir.

23. MU'MİNUN / 12-13-14-15-16

BİZ İnsanı, elbette kat'iyyetle...
tinden bir sülaleden halk ettik.
Sonra onu, mekin kararda bir nutfe kıldık.
Sonra nutfeden alaka halk ettik.
Ardından alakadan mudga halk ettik.
Ardından mudgadan kemikler halk ettik.
Ardından kemiklere et kisvelendirdik.
Sonra onu başka bir halk edişle inşa ettik.

Halk edenlerin ahseni ALLAH ne bereketlidir!
Sonra siz bunun ardından muhakkak mevt olacaksınız.
Sonra muhakkak siz, kıyamet yevminde baas olacaksınız.

12 - 16 ayetlerde, İnsan'ın halk edilişi ile ilgili 9 aşama sayılmaktadır.
23. MUMİNUN / 96

Seyyieyi, o ahsen olanla def et.
BİZ, nasıl vasf edecekleri şeye alimiz!

24. NUR / 36-37-38

ALLAH'ın, içinde KENDİ isminin ref edilmesine ve zikir edilmesine izin verdiği beytlerde...

ticaretin ve bey'in... kendilerini,
ALLAH'ı zikir etmekten...
ve salat ikame etmekten...
ve zekat vermekten...
lehv etmediği erkek kimseler...

ALLAH'ın,
amil oldukları şeylere ahsen cezayı vermesi için...
ve fazlından ziyade etmesi için...

kalblerin ve basarların takallüb edeceği yevmden korkarak… orada, gudüv ve asile ile O'nu sebbih ederler.

ALLAH, dilediği kimseyi hesabsızca rızıklandırır.

25. FURKAN / 24

Yevme-izinde cennet ashabına, müstekarr hayrdır… ve kayl yeri ahsendir.

25. FURKAN / 33

Sana bi-hakkın verdiğimiz ahsen tefsir dışında, onlar sana mesel veremezler.

25. FURKAN / 70

Ancak,
tevbe edenler...
ve salih (iş)lere amil olarak iman edenler müstesna.
Artık işte onlar… ALLAH, onların seyyielerini haseneler ile bedellendirir.
ALLAH, gafur, rahim olandır.

25. FURKAN / 76

Orada ebedidirler... müstekarr ve makam olarak ne de hüsndür.

27. NEML / 11

"Zalimler müstesna!... sonra, sui olanın ardından hüsn olarak bedellendiren (için)… artık muhakkak BEN, gafurum, rahimim."

27. NEML / 46

Dedi ki:
"Ey kavmim!
Neden haseneden önce seyyieye acele ediyorsunuz? ALLAH'a istiğfar etseniz olmaz mı!... umulur ki rahmet edilirsiniz."

27. NEML / 89

Hasene ile gelen kimse… artık ondan hayr olanı onun içindir. Yevme-izinde onlar, faziden emindirler.

28. KASAS / 14

En şedid haline baliğ olunca ve istiva edince... ona hüküm ve ilim verdik.

Böyledir!...
Muhsinleri cezalandırırız.

28. KASAS / 54

İşte onlara, sabır ettikleri şey ile ecirleri iki merre verilir.
Onlar seyyieyi hasene ile dar ederler.
Onlar rızıklandırdığımız şeylerden infak ederler.

28. KASAS / 61

Kendisine hasene vaad vaad ettiğimiz… ve ardından ona mülaki olacak kimse... dünya hayatının metası ile metalandırdığımız... sonra da kıyamet yevminde muhzar olanlardan olan kimse gibi midir?

28. KASAS / 77

"ALLAH'ın sana verdiği şeylerde, dar-ul ahireti ibtiga et!... Dünyadan nasibini de unutma!
ALLAH'ın ahseni gibi ahsen ol!
Arzda fesad ibtiga etme!
Muhakkak ki ALLAH, müfsidlere muhabbet duymaz!"

28. KASAS / 84

Hasene ile gelen kimse… artık ona, ondan hayrlısı vardır.
Seyyie ile gelen kimse… artık onlar, sadece, amel etmiş oldukları seyyie amele cezalanırlar.

29. ANKEBUT / 7

Salih (iş)lere amil olarak iman edenlere…
kesinlikle onların seyyielerine kafir olacağız.
kesinlikle onları amel etmiş oldukları şeylerin ahsen olanıyla cezalandıracağız.

29. ANKEBUT / 8

BİZ, İnsana... ana-babasına hüsna olmasını vasiyet ettik.
Eğer onlar, sende ilmi olmayan şeyi BANA şirk koşman için... sana cehd ederlerse, artık onlara itaat etme!
Rücu edeceğiniz yer BANA'dır!... Ardından amel etmiş olduğunuz şeyler ile size haber vereceğim.

29. ANKEBUT / 46

Zalim olanlar dışında… kitab ehli ile, sadece, ahsen şekilde cedel edin!
Deyin ki:
"Biz, bize inzal edilene... ve size inzal edilene iman ettik. İlahımız ve ilahınız vahiddir. Biz, O'na Müslümanız!"

29. ANKEBUT / 69

BİZ'im MEVCUDİYETİMİZDE cihad edenler... onları elbette/kesinlikle, sebillerimize ihda edeceğiz.
Muhakkak ki ALLAH, elbette/kesinlikle muhsinlerle beraberdir.

31. LOKMAN / 3-4

Salat ikame eden...
ve zekatı veren…
ahiretlerine yakin…
muhsinler için huda ve rahmettir.

31. LOKMAN / 22

Vechini, muhsin olarak ALLAH'a silm eden kimse… artık o, urvet-il vuskaya istimsak etmiştir.
Emirlerin akibeti ALLAH'adır.

32. SECDE / 7

Halk ettiği herşey, ahsendir…
İnsan'ın halkiyeti de... tinden bed oldu.

33. AHZAB / 21

elbette kat'iyyetle!...
ALLAH'a ve ahir yevmine rica etmiş kimselere...
ve ALLAH'ı çokça zikir eden kimselere…
sizin için, ALLAH Rasulünde hasene üsve vardır!

33. AHZAB / 29

"Eğer ALLAH'ı ve Rasulünü ve dar-ul ahireti irade edenler olduysanız... artık muhakkak ki ALLAH, içinizden muhsin olanlar için azim ecir idad etmiştir."

33. AHZAB / 52

Hüsn oluşları sana acayib gelse bile… bazı kadınlar sana helal değildir. Zevcelerinden, o kadınlar ile tebdil edemezsin! Melekesi yemininde olanlar müstesna.
Muhakkak ki ALLAH, herşeye rakib olandır.

35. FATIR / 8

Kendi sui amelini kendisine ziynetlendiren kimse... ardından onu (kendi amelini) hasene gördü!...

Artık muhakkak ki ALLAH, dilediği kimseyi dall eder... ve dilediği kimseyi ihda eder... ve artık senin nefsin, onların üzerine hasretler zehab etmez.

Muhakkak ki ALLAH, onların sanat ettikleri şeylere alimdir.

37. SAFFAT / 80

Böyledir!...
Muhakkak ki BİZ, muhsinleri cezalandırırız.

37. SAFFAT / 103-104-105

Ardından ikisi de silm olduğunda… ve onu cebinine tell ettiğinde... ona nida ettik:
"Ey İbrahim!
Sen rüyaya kat'iyyetle sadakat göstermiş oldun!

Böyledir!...
Muhakkak ki BİZ, muhsinleri cezalandırırız."

37. SAFFAT / 110

Böyledir!...
Muhsinleri cezalandırırız!

37. SAFFAT / 113

Onu ve İshak'ı barek ettik.
O ikisinin zürriyetinden, muhsinler de var… kendi nefsleri için mübin zalimler de.

37. SAFFAT / 121

Böyledir!...
Muhakkak ki BİZ, muhsinleri cezalandırırız.

37. SAFFAT / 124-125-126

Kavmine demişti ki:
"Siz ittika etmeyecek misiniz?
Halıkların ahsenini vezr ederek… Ba'l (putun adı) 'ı mı davet ediyorsunuz?
ALLAH, sizin Rabbinizdir... evvelde ki ata-babalarınızın da Rabbidir."

37. SAFFAT / 131

Böyledir!...
Muhakkak ki BİZ, muhsinleri cezalandırırız.

38. SAD / 25

Ardından ona gafur olduk.
Böyledir!...
Muhakkak onun için İNDİMİZDE kesinlikle zülfa ve hüsn meab vardır.

38. SAD / 40

Muhakkak onun için... İNDİMİZDE kesinlikle zülfa ve hüsn meab vardır.

38. SAD / 49-50

Bu zikirdir.
Muhakkak muttakiler için...
kesinlikle hüsn meab…
babları kendilerine müfettah Adn cennetleri vardır.

39. ZUMER / 10

De ki:
"Ey BANA abd olan, iman edenler!
Rabbinize ittika edin!
Bu dünyada ahsen olanlar için haseneler vardır. ALLAH'ın arzı vasidir. Muhakkak sabır edenlere, hesabsızca, ancak, ecirleri vefa edilir."

39. ZUMER / 17-18

Taguta abd olmaya ictinab edenler... ve ALLAH'a inabe edenler… onlara büşra vardır.
Artık,
kavli işiten…
ve ardından onun ahsenine tabi olan...
abdlarımı ibşar et!
İşte onlar, ALLAH'ın kendilerine hidayet ettikleridir… ve işte onlar, lübb sahibleridir.

39. ZUMER / 23

ALLAH, hadisin ahsenini... mesna muteşabih kitab olarak inzal etti.
Rabblerinden haşy edenlerin cildleri ondan akşar olur.
Sonra onların cildleri de... kalbleri de... ALLAH'ı zikir etmeye lin olur.
Bu, ALLAH'ın... onunla dilediği kimseye ihda ettiği hudasıdır.

ALLAH'ın dalalette bıraktığı kimse... artık onun için hadiy yoktur.

39. ZUMER / 34-35

Rabblerinin indinde diledikleri şey onlarındır.
Muhsinlerin cezası...
ALLAH'ın, amellerinin sui olanına kendilerinden kafir olması için…
ve ecirlerini, amel etmiş olduklarının ahseni ile cezalandırması için…
böyledir.

39. ZUMER / 34-35

Rabblerinin indinde diledikleri şey onlarındır.
Muhsinlerin cezası...
ALLAH'ın, amellerinin sui olanına kendilerinden kafir olması için…
ve ecirlerini, amel etmiş olduklarının ahseni ile cezalandırması için…
böyledir.

39. ZUMER / 55-56

Azab,
siz şuurunda olmaksızın, ansızın size gelivermeden...
Nefs, "ALLAH'ın cenbinde ifrat ettiğim şeyler üzre ey hasret (vah ki vah)!… muhakkak ben, kesinlikle sahirlerden olmuştum." demeden...
önce, Rabbinizden size inzal edilen şeyin ahsenine tabi olun!

39. ZUMER / 58

Yada azabı gördüğü hiynde der ki:
"Şayet benim bir kerrem daha olsa… muhsinlerden olurum."

40. MUMİN / 64

Size arzı karar kılan...
ve semayı bina eden...
ve sizi tasavvur eden… ve ardından suretlerinizi ahsen eden...
ALLAH... sizi tayyib olanlardan rızıklandırdı.
Böyledir!...
ALLAH, sizin Rabbinizdir.
Ardından, Rabb-il alemin ALLAH, bereket verir.

41. FUSSİLET / 33

ALLAH'a davet edenden...
ve salih (iş)lere amil olandan...
ve "Muhakkak ben Müslümanlardanım" diyenden...
kimin kavli ahsendir!?

41. FUSSİLET / 34-35

Haseneler ve seyyieler istiva olamaz… Ahsen şekilde onu def et! Artık o zaman, seninle onun arasında ki düşmanlık, sanki hamim veliy gibi olur.
Buna, ancak, sabır edenler mülaki olur… ancak, azim hazz sahibi mülaki olur.

41. FUSSİLET / 50

Elbette, darr mess etmesinin ardından... eğer ona BİZ'den rahmet tattırırsak... kesinlikle der ki:
"Bu benimdir.
Ben, saatin kaim olacağını zann etmiyorum. Elbette eğer, Rabbime rücu olursam, muhakkak O'nun indinde benim için hüsna vardır."
Artık kesinlikle kafirlere, amil oldukları ile haber edeceğiz... ve kesinlikle onlara galiz azabtan tattıracağız.

42. ŞURA / 23

Bu, ALLAH'ın, salih (iş)lere amil olarak iman etmek suretiyle kendisine ibadet edenlere ibşar ettiğidir.
De ki:
"Sizden ona karşı, kurbta meveddetten başka ecire sail değilim."
Haseneler iktiraf eden kimse... BİZ kendisine ondan hüsnayı ziyade ederiz.
Muhakkak ki ALLAH, gafurdur, şekurdur.

46. AHKAF / 12

Onun öncesinde, Musa'nın kitabı imam ve rahmet idi.
(Şimdi) Bu musaddık kitab, arabiyye lisanındadır.
zalimleri nezr etmek içindir…
ve muhsinler için büşradır.

46. AHKAF / 15

İnsana, ana-babasına ihsanı vasiyet ettik!
Annesi ona kerh halinde hamil oldu... ve onu kerh halinde vaz etti (doğurdu). Hamil olması ve onun fisal olması otuz aydır.

Hatta, şedidine iblağ olunca ve kırk seneye baliğ olunca dedi ki:
"Rabbim!
Beni ve ana-babamı nimetlendirdiğin nimetine şükür etmemi...
ve SEN'in razı olacağın salih amel işlememi...
bana vaa'z et.
Benim zürriyetimdekileri ıslah et.
Muhakkak ben, SANA tevbe ediyorum.
Muhakkak ben, Müslümanlardanım."

46. AHKAF / 16

İşte o… amel ettikleri şeyleri kendilerinden ahsen olarak kabl edeceğimiz ve seyyielerinden tecavüz edeceğimiz kimseler…
cennet ashabı içindedirler.
Onlara vaad olunmuş olan sıdk vaaddır.

48. FETİH / 16

Arablardan muhalif olanlara de ki:
"Beis şedid sahibi bir kavme karşı davet edileceksiniz... onlarla kıtal edersiniz veya silm olurlar.
Artık eğer itaat ederseniz... ALLAH size hasene ecir verir.
Eğer daha önceden tevella ettiğiniz gibi tevella ederseniz... size elim azab ile azab eder."

51. ZARİYAT / 15-16

Muhakkak muttakiler… Rabblerinin kendilerine verdiğini ahz ederek... cennetlerde ve aynlardadır.
Muhakkak onlar, bundan önce muhsinler olmuşlardı.

53. NECM / 31

Semalardakiler ve arzdakiler...
amil oldukları şeylere daha sui cezayı vermesi için...
ve hüsnaya ahsen cezayı vermesi için...
ALLAH'ındır.

55. RAHMAN / 60

İhsanın cezası ihsandan başka olabilir mi?

55. RAHMAN / 70

İkisinde de hayr olan hasnalar vardır.

55. RAHMAN / 76

Muttekiler ve abkari hasnalar, hudr refref üzredirler.

57. HADİD / 10

Semaların ve arzın mirası ALLAH'ın olduğu halde... Ne oluyor size... ki, ALLAH sebilinde infak etmiyorsunuz!?
Sizden... fetih öncesinde infak ederek katl eden kimse istiva değildir... bunlara, sonradan infak ederek katl eden kimselerden daha azim derece vardır.
Külliyen... ALLAH hüsna vaad etti... ALLAH amel ettiklerinize habirdir.

57. HADİD / 11

ALLAH'a hasene karz ile ikraz eden kimseye… artık ona zıf edilir… ve ona kerim ecir vardır.

57. HADİD / 18

Muhakkak…
hasene karz ile ALLAH'a ikraz eden, musaddık erkekler ve musaddık kadınlar…
onlara zıf edilir… ve onlara kerim ecir vardır.

59. HAŞR / 24

O'-ALLAH, halıktır, baridir, musavvirdir. Esma-ül husna O'nundur. Semalarda ve arzda olanlar O'nu sebbih ederler. O, azizdir, hakimdir.

60. MUMTEHİN / 4

İbrahim'de ve onunla beraber olanlarda, sizin için kat'iyyetle hasene üsve vardır!
Onlar kendi kavimlerine demişlerdi ki:
"Muhakkak biz,
sizden...
ve sizin ALLAH'ın gayrısında abd olduğunuz şeylerden...
beriyiz... biz size kafiriz.
Siz ALLAH'a, O'nun vahdetine iman edinceye kadar... sizin ve bizim aramızda ebedi olarak adavet ve buğz bede oldu."
İbrahim'in, babası için:
"elbette sana istiğfar edeceğim... ancak ben senin için ALLAH'tan bir şeye malik değilim"
demesi müstesna.
"Rabbimiz!
Biz SANA tevekkül ettik... ve SANA inabe ettik. Masir SANA'dır."

60. MUMTEHİN / 6

ALLAH'a ve ahir yevmine rica etmiş olan kimse için ve tevella eden kimse için...
Onlarda, size, elbette kat'iyyetle hasene üsve vardır!
Muhakkak ki ALLAH... O, ganiydir, hamiddir.

64. TEGABUN / 3

Semaları ve arzı bi-hakkın halk etti!
Sizi tasavvur etti...
ve ardından suretlerinizi ahsen etti!
Masir O'nadır!

64. TEGABUN / 17-18

Eğer ALLAH'a hasene karz ile ikraz ederseniz... sizin için onu zıf eder... ve sizin için gafur olur.
ALLAH, şekurdur, halimdir… gayba ve şahadete alimdir... azizdir, hakimdir.

65. TALAK / 11

Salih (iş)lere amil olarak iman eden kimseleri zulmetlerden nura ihrac etmek için... Rasul size ALLAH'ın mübeyyin ayetlerini tilavet etmektedir.

ALLAH'a, salih (iş)lere amil olarak iman eden kimse...
onu, içinde ebedi olacakları, altından nehirler cereyan eden cennetlere dahil eder.
Kat'iyyetle ALLAH'ın ahseni ona rızk olur!

67. MULK / 1-2-3

Mulk elinde olan…
ve herşeye kadir olan...
amel yönünden hanginizin ahsen olduğunu belv etmek için mevti ve hayatı halk eden...
ve aziz, gafur olan...
yedi semaları tabaka tabaka halk eden…
bereketlidir.

Rahmanın halk edişinde fevt olmuşlardan göremezsin. Ardından, basarını rucu et (bakalım), fatırlar var mı?

73. MUZZEMMİL / 20

Muhakkak ki Rabbin, senin ve seninle beraber olan bir taifenin... gecenin üçte ikisinden edna ve yarısı kadar ve üçte biri kadar kıyam ettiğine alimdir.

ALLAH geceyi ve gündüzü kaderlendirir.
Onu ihsa edemeyeceğinize alimdir... ve ardından size tevbe eder.

Artık Kur'an'dan yesir olanı kıraat edin!

O...
Sizden (bazınızın) mariz olacağına...
diğerlerinin arzda darb edeceğine...
ALLAH'ın fazlından ibtiga edeceklerine...
ve diğer bir kısmının ALLAH sebilinde kıtal edeceklerine...
alimdir!

Artık ondan, yesir olanı kıraat edin!

ve salatı ikame edin!
ve zekatı verin!
ALLAH'a hasene karz ile ikraz edin!
Nefsleriniz için hayrdan takdim ettiğiniz şey... ona, ALLAH'ın indinde hayr ve daha azim ecir olarak vecd olursunuz.
ALLAH'a istiğfar edin!
Muhakkak ki ALLAH gafurdur, rahimdir.

77. MURSELAT / 44

Böyledir!...
Muhakkak ki BİZ, muhsinleri cezalandırırız.

92. LEYL / 5-6-7

Ata eden…
ve ittika eden…
ve hüsna ile sadakat gösteren…
kimse... artık ona BİZ, yüsrü yesir edeceğiz!

92. LEYL / 8-9-10

İstigna ederek bahl eden…
ve hüsna olana kizb eden...
kimse… artık ona BİZ, usrayı yesir edeceğiz!

95. TİN / 4-5-6

elbette kat'iyyetle!... İnsanı "ahsen-i takvim" içinde halk ettik!
Sonra…
salih (iş)lere amil olarak iman edenlerin
*** ve kendilerine gayrı memnun ecir olanların***
dışındakileri… sefillerin en sefiline redd etik.

Sure Listesi

Kelam-ı Kadim'de Geçen Kelimeler Sözlüğü;Teolog A.Kadir İmamoğlu tarafından derlenerek hazırlanmıştır.