Etrafında duvar veya çit bulunan ağıl, bahçe. / Mezarlık. / Az cemaat. / Asker bölüğü. / Yara içinde toplanan kan ve irin. / Eti ufak ufak doğrayıp, çok su ile çömlek içinde pişirip erimeye yakın olduğu anda üzerine un koyup karıştırarak yapılan yemek. (İçinde et olmayınca "aside" derler.)

Bir şeyi takdir ve tahmin etmek, bakarak tahmin etmek. / Çehresini ekşitip çirkin olmak.

Korkulacak ve sakınılacak şeyler. Maniler, engeller. / Haram. Memnu şey. Yasak olan şey.

Şer'an yasaklanmış olan şey. Men ve haram edilmiş şey.

Sakınan, çekinen, korkan.

Menetme, sakındırma, önleme. / Korkutmak.

Bir kişi veya şey vasıtasıyla önlemek, kısıtlamak, yasaklamak, sınırlamak, sınırlamak, kuşatmak, ayırmaya sınır getirmek, korumak veya savunmak.