İçeriğe geç
KÖK Ara:
KELİME Ara:
ANLAM içinde Ara:
❝ K:LL ❞ kökünden türeyen kelimeler... 15 Kayıt Listeleniyor.
Aynı Kökten Türeyen: xoxox Ekall Akall Ekall-i Kalil Ekalliyet Akalliyet iklal istiklal kalil Kalail kalilen Kılle Kıllet kulal Laakall Mustakill Mustakillen Mutekallil Takallul
xoxox
ق ل ل K:LL
Ekall
Akall
ق ل ل K:LL

Daha az, en az, pek az. En küçük.

DuruMeal'de toplam 3 kayıtta geçiyor.
Ekall-i Kalil
ق ل ل K:LL

Azın azı, pek az, en az.

Ekalliyet
Akalliyet
ق ل ل K:LL

Bir hükümetin tebaiyyeti altında yaşayan, yabancı din ve milliyete mensub olup, ekseriyeti teşkil etmeyen halk. Azlık. Azınlık.

iklal
ق ل ل K:LL

Azaltma, miktarını indirme. Az bulma, az görme.

istiklal
ق ل ل K:LL

Kendi başına olmak, kimseye bağlı olmayış, müstakil oluş. Az bulma, kafi görmeme. Rey sahibi olup keyfi iş görme ve başkasının emrine ve fikrine tabi olmaktan uzak kalma.

kalil
ق ل ل K:LL

Az. Bodur kimse.

DuruMeal'de toplam 70 kayıtta geçiyor.
Çğl.Kalail
kalilen
ق ل ل K:LL

Az olarak. Biraz.

Kılle
Kıllet
ق ل ل K:LL

Azlık. Nadirlik. Kıtlık. Titremeğe benzer bir halet ki hiddet vaktinde arız olur.

kulal
ق ل ل K:LL

Az, kalil.

Laakall
ق ل ل K:LL

En az. Hiç olmazsa.

Mustakill
ق ل ل K:LL

Kendini idare edebilen. Başlıbaşına. Bağımsız.

Mustakillen
ق ل ل K:LL

Yalnız, ancak. Başlı başına olarak, kendi başına, bağımsız olarak.

Mutekallil
ق ل ل K:LL

Azalan, azalmış olan.

Takallul
ق ل ل K:LL

Azalma, az olma.

2. BAKARA / 41

Beraberinizde olana musaddık olarak inzal ettiğime iman edin!
Ona kafir olanların evveli siz olmayın sakın!
Ayetlerim ile az bir semen iştira etmeyin!
Yalnızca BANA… artık ittika edin!

2. BAKARA / 79

Artık... kendi elleriyle kitab ketb eden kimselerin... vay haline!...
Sonra onunla az bir semen iştira etmek için derler ki:
"Bu ALLAH'ın indindendir."
Artık... elleriyle ketb ettiklerinden!... vay haline onların!...
Vay haline onların!... kendilerine kesb etiklerinden!...

2. BAKARA / 83

BİZ, İsrailoğullarına misak ahz etmiştik:
"ALLAH'tan başka abd olmayın!
Ana-babanıza ve kurb sahiblerine ve yetimlere ve miskinlere ihsanda bulunun!
Nas için hüsn konuşun!
Salatı ikame edin!
Zekat verin!"
Sonra, sizden azınızdan başkası, tevella ettiniz.
Siz muriz olanlarsınız!

2. BAKARA / 88

"Kalblerimiz gulf oldu" dediler.
Bilakis!
Onları, kendi küfürleri ile ALLAH lanetledi!... ve artık ne kadar az iman ederler!

2. BAKARA / 126

İbrahim demişti ki:
"Rabbim!
Bu beldeyi emin kıl.
Ehlinden ALLAH'a ve ahir yevme iman edenleri semerelerden rızıklandır."
Dedi ki:
"Kafirleri... artık onları da biraz metalandırır... sonra nar azabına muztar ederim.
Orası ne de beis masirdir!"

2. BAKARA / 174-175-176

Muhakkak, ALLAH'ın kitabtan inzal ettiklerini
ketm edenler...
ve ona az bir semen iştira edenler...
işte onlar... batınlarında, ancak, nar yerler!

Kıyamet yevminde... ALLAH,
onlara kelime ettirmez!
onlara tezkiye ettirmez!
ve onlara elim azab vardır!

İşte onlar...
huda ile dalaleti...
ve mağfiret ile azabı...
iştira edenler... artık onlar, nara nasıl sabır ederler!?

Bunlar... ALLAH'ın, kitabı bi-hakkın inzal etmesi iledir!
Muhakkak kitab hakkında ihtilafa düşenler, kesinlikle baid şikak içindedirler.

2. BAKARA / 246

Musa'dan sonra israiloğullarından meleleri görmedin mi!?

Onlar Nebilerine, demişlerdi ki:
"Bize bir melik baas et... ALLAH sebilinde katl edelim."
Demişti ki:
"Üzerinize kıtal ketb edildiğinde... ya katl etmezseniz…!?"
Demişlerdi ki:
"Bizim ALLAH sebilinde katl etmememiz olamaz. Biz ve oğullarımız diyarımızdan kat'iyyetle ihrac edilmiştik!"

Ardından üzerlerine kıtal ketb edildiğinde, onlardan birazı dışında, tevella ettiler.

ALLAH, zalimlere alimdir.

2. BAKARA / 249

Ardından Talut, orduya fasl olduğunda, dedi ki:
"Muhakkak ki ALLAH, sizi, nehir ile belv edecektir. Ondan şürb eden kimse... artık o, benden değildir. Ondan taam etmeyen kimse... artık muhakkak o, bendendir... eliyle garf ederek, garf eden müstesna."

Ardından, onlardan birazı dışında, ondan şürb ettiler.
Ardından, o ve beraberinde iman edenler cevaz olunca, dediler ki:
"Bizim bu yevmde Calut ve ordusuna karşı tavkımız yoktur."

ALLAH'a mülaki olacaklarını zann edenler dediler ki:
"Az fieden nicesi, çok fieye ALLAH'ın izniyle galib gelmiştir. ALLAH, sabır edenlerle beraberdir."

3. ALİ İMRAN / 77

Muhakkak, ALLAH'a ahdlerine ve yeminlerine az bir semen iştira edenler... işte onlar... ahirette onlara halak yoktur.
ALLAH, kıyamet yevminde
onlara kelime ettirmez...
ve onlara nazar etmez...
ve onları tezkiye ettirmez.
Onlar için elim azab vardır.

3. ALİ İMRAN / 187

ALLAH, kitab verilenlerden misak ahz etmişti:
"Onu nasa kesinlikle beyan edeceksiniz ve onu ketm etmeyeceksiniz!"
Ardından onlar... onu zuhurlarının verasına nebz ettiler... ve onunla az bir semen iştira ettiler!
İştira ettikleri şey ne beistir!

3. ALİ İMRAN / 197

Az bir metadır. Sonra, onların mevaları cehennemdir. Ne beis mihadtır.

3. ALİ İMRAN / 199

Muhakkak, kitab ehlinden...
ALLAH'a...
ve size inzal edilene...
ve kendilerine inzal edilene...
iman eden kimseler...
ALLAH'a huşu duyarlar!...
ALLAH'ın ayetleri ile az bir semen iştira etmezler!...
İşte onlar... Rabblerinin indinde, ecirleri onlaradır(verilir)!
Muhakkak ki ALLAH, hesabı seri olandır.

4. NİSA / 7

Erkekler için ana-baba ve akrabalarından geriye kalan terekelerden bir nasib vardır. Kadınlar için de ana-baba ve akrabalarından geriye kalan terekelerden bir nasib vardır.
Ondan az veya çok mefruz nasibtir.

4. NİSA / 46

Hadü kimselerden, kelimeleri mevzilerinden tahrif edenler, lisanlarıyla levy ederek ve dinde taan ederek;
"İşittik ve isyan ettik", "İşit, işitmez olası!" ve "Ra'ina" derler.
Şayet onlar, "İşittik ve itaat ettik", "İşit ve Nazar et bize" deselerdi, elbette kendileri için hayrlı ve daha kaviy olurdu.
Fakat ALLAH, kendi küfürleri ile kendilerini lanetlemiştir. Artık pek azından başka, iman etmezler.

4. NİSA / 66

Şayet BİZ onlara... "kendi nefslerinizi katl edin" veya "diyarlarınızdan ihrac olun" diye ketb etmiş olsaydık, içlerinden birazı dışında buna fail olmazlardı.

Şayet kendilerine vaaz edilene fail olsalardı elbette kendileri için hayrlı ve daha şedid tesbit edilmiş olurdu.

4. NİSA / 77

"Ellerinizi keff edin
ve salat ikame edin
ve zekatı verin" denilenleri görmedin mi?
Ardından üzerlerine kıtal yazıldığında, onlardan bir ferik, ALLAH'tan haşy eder gibi, hatta daha şedid haşyetle nasdan haşy ederler.
"Rabbimiz!
Niçin bize kıtal ketb ettin? Bizi karib ecele tehir etseydin ya!" derler.

De ki:
"Dünya metası pek azdır.
Ahiret, ALLAH'a ittika eden eden kimse için hayrdır. Size fetil kadar zulüm edilmez."

4. NİSA / 83

Onlara, emniyetten veya korkudan bir emir geldiğinde, onu zey ederler. Şayet onu Rasule ve kendilerinden ulu-l emre redd etselerdi... kendilerinden onu istinbat edenler elbette ona alim olurdu.

Şayet ALLAH'ın üzerinize fazlı ve rahmeti olmasaydı... birazınız dışında, kesinlikle şeytana tabi olurdunuz.

4. NİSA / 142

Muhakkak münafıklar, ALLAH'a hadia ederler. O'da onlara hadia eder.
Onlar, salata kaim olduklarında… nasa göstriş yaparak, kesil olurlar. ALLAH'ı pek azdan başka zikir etmezler.

4. NİSA / 155-156-157

Ardından,
misaklarından nakz ettikleri ile...
ve ALLAH'ın ayetlerine küfür etmeleri ile...
ve Nebileri hakk gayrısında katl etmeleri ile...
"kalblerimiz gulf oldu" demeleri ile...
Bilakis!
ALLAH onları, kendi küfürleri ile tab etmiştir... ve artık onlar, sadece, çok az iman edebilirler.
ve küfürleri ile...
ve Meryem'e karşı azim bühtan sözleri ile…
ve "Muhakkak, ALLAH Rasulü, Meryem oğlu İsa Mesih'i biz katl ettik" sözleri ile...

Onlar onu katl etmediler... ve de salb etmediler.
Fakat onlara şübhe ettirildi!
Muhakkak onun hakkında ihtilafa düşenler, elbette bundan şekk içindedir. Onların zanna tabi olmaktan başka ilimleri yoktur. Onun katl edilmesine yakin değiller!

5. MAİDE / 13

Ardından, misaklarını nakz etmeleri sebebiyle, onları lanetledik... ve kalblerini kasvetli kıldık.
Kelimeleri mevzilerinden tahrif ediyorlar... ve kendilerine zikir ettirilen şeyden hazz duymayı unuttular.
La zeyl (sürekli olarak) onlardan pek azı dışında, hıyanet üzre olduklarına, muttali olursun.
Artık onları afv et ve safh et.
Muhakkak ki ALLAH, muhsinlere muhabbet duyar.

5. MAİDE / 44

Muhakkak, içinde huda ve nur olan Tevrat'ı, BİZ inzal ettik.
ALLAH'ın kitabından istihfaz ettikleri ve üzerine şahid oldukları şeyle...
silm olan Nebiler...
ve rabbaniler...
ve habrlar...
hadüler için hüküm veriyorlardı.

Artık... nasdan haşy etmeyin... BEN'den haşy edin!... Ayetlerim ile az bir semen iştira etmeyin!
ALLAH'ın inzal ettiği şey ile hukm etmeyen kimse... artık işte o... onlar kafirdir.

7. ARAF / 3

Rabbinizden size inzal edilene tabi olun!
Onun gayrısından veliylere tabi olmayın!
Ne kadar az tezekkür ediyorsunuz!

7. ARAF / 10

Elbette kat'iyyetle!...
Sizi arzda temekkün ettik!
Size, orada iaşe edineceğiniz şeyler kıldık!
Ne de az şükür ediyorsunuz!

7. ARAF / 57

O, rahmet elinin arasında, büşra olarak rihleri irsal edendir. Hatta, sikal sehabı azalttığında, onu mevt olmuş beldeye sevk ederiz... ve ardından onunla su inzal ederiz.
Ardından onunla bütün semerelerden ihrac ederiz.

Böyledir!...
Mevt olanları ihrac edeceğiz... umulur ki tezekkür edersiniz.

7. ARAF / 85-86

Medyen'e kardeşleri Şu'ayb, dedi ki:
"Ey kavmim!
ALLAH'a abd olun! O'ndan gayrı size ilah yoktur.

Rabbinizden size kat'iyyetle beyyineler geldi!
Artık,
keyl ve mizanı vefa edin...
ve nasın eşyasını bahs etmeyin...
ve ıslah edildikten sonra arzda fesad çıkarmayın.
Eğer mü'min iseniz, bunlar sizin için hayrlıdır.
O'na iman edenleri, ALLAH'ın sebilinden sadd etmek üzere... vaad ederek ve ivec ibga ederek... bütün sıratlara kuud etmeyin!
Zikir edin!... siz az idiniz... ve ardından O, sizi çoğalttı!
Nazar edin!... müfsidlerin akibeti nasıl oldu!"

8. ENFAL / 26

Zikir edin:
pek azdınız… arzda istizaf edilmiştiniz… nasın sizi hatf etmesinden korkuyordunuz. Ardından sizi, evy etti ve nasrı ile size eyyid etti ve tayyib olanlardan sizi rızıklandırdı… umulur ki şükür edersiniz.

8. ENFAL / 43

ALLAH, menamında, sana onları pek az olarak göstermişti.
Şayet çok olarak gösterseydi, elbette feşel ederdiniz... ve emir hakkında tenazu ederdiniz…
Fakat ALLAH, selim etti.
Muhakkak ki O, sadrların zatına alimdir.

8. ENFAL / 44

ALLAH'ın, meful olacak emri kaza etmesi için… mülaki olduğunuzda, aynınıza onları pek az göstermişti... ve onların aynlarında da sizi kalil ediyordu.
Emirler ALLAH'a rücu eder.

9. TEVBE / 9

ALLAH'ın ayetleri ile az bir semen iştira ettiler… ve ardından O'nun sebilinden sadd ettiler.
Muhakkak... amel etmiş oldukları şeyler suidir.

9. TEVBE / 38

Ey iman edenler!
Ne oldu size de... "ALLAH sebilinde nefr edin" denildiğinde, arza sekal oldunuz!?
Ahiretten, dünya hayatı ile razı mı oldunuz?
Ahirette, dünya hayatının metası, ancak, pek azdır!

9. TEVBE / 82

Artık, kesb etmiş oldukları şeylere ceza olarak… pek az dıhk etsinler ve çok büka etsinler!

11. HUD / 40

Hatta... emrimiz geldiğinde ve tandır fevr olduğunda, dedik ki:
"Herşeyden iki zevc...
ve üzerlerine sebak olarak kavl edilmiş kimseler müstesna... kendi ehlini ve iman edenleri,
onda hamil et."
(Zaten) Onunla beraber, sadece, pek azı iman etmişti.

11. HUD / 116

Sizin öncenizden karin olanlardan bakiye sahibleri, arzda fesadı nehy eden olsaydı ya!... onlardan necat ettiklerimizden pek azı müstesna.
Zalimler, içinde turfe oldukları şeye tabi oldular ve mücrim oldular.

12. YUSUF / 47-48-49

Dedi ki:
"Yedi sene adet üzere ziraat edin.
Hasad etmeyin... ve yiyeceğinizden birazı dışında sünbülünde vezr edin.
Sonra bunun ardından yedi şedid gelecek... hısn ettiğinizden birazı dışında... onlar için takdim ettiklerinizi yiyecek.
Sonra bunun ardından, nasa gays olacak avm gelecek... onda asr edecekler."

12. YUSUF / 47-48-49

Dedi ki:
"Yedi sene adet üzere ziraat edin.
Hasad etmeyin... ve yiyeceğinizden birazı dışında sünbülünde vezr edin.
Sonra bunun ardından yedi şedid gelecek... hısn ettiğinizden birazı dışında... onlar için takdim ettiklerinizi yiyecek.
Sonra bunun ardından, nasa gays olacak avm gelecek... onda asr edecekler."

16. NAHL / 95

ALLAH'a ahdinize az bir semen iştira etmeyin.
Eğer alim olursanız... muhakkak ALLAH indinde olan… o sizin için, ancak hayrdır.

16. NAHL / 117

Pek az metadır… elim azab onlar içindir!

17. İSRA / 52

Yevmde
O, sizi davet eder...
ve ardından, O'nun hamd etmesi ile isticab edersiniz.
ve sadece, pek az lebs olduğunuzu zann edersiniz.

17. İSRA / 62

Dedi ki:
"Benim üzerime kerim ettiğin bu kimseyi görüyor musun!?
Elbette ki… eğer beni kıyamet yevmine kadar tehir ettirirsen... pek azı dışında onun zürriyetini, kesinlikle hank ederim."

17. İSRA / 74

Şayet BİZ seni sebat ettirmeseydik… neredeyse onlara elbette kat'iyyetle biraz rükn olacaktın!

17. İSRA / 76

Oradan ihrac etmek için seni arzdan gerçekten istafazz edebilselerdi... o zaman, senin hilafında, sadece pek az lebs olurlardı.

17. İSRA / 85

Sana, Ruh'tan sual ederler.
De ki:
"Ruh, Rabbimin emrindendir.
Size, ilimden, ancak, pek az verilmiştir."

18. KEHF / 22

Diyecekler ki: "Onlar üç kişidir, dördüncüleri köpekleridir."
Diyecekler ki: "Beş kişidir, altıncıları köpekleridir."
Gayba recm edecekler!...
Diyecekler ki: "Yedi kişidir, sekizincileri köpekleridir."
De ki:
"Onların iddetine Rabbim alimdir! Onlara, ancak, pek az (kimse) alimdir."
Artık onlar hakkında, miryenin zahir olanları dışında imtira etme... ve onlar hakkında hiçbirinden fetva isteme!

18. KEHF / 39-40-41

"Cennete dahil olduğunda
*** MaşaALLAH! Kuvve, sadece ALLAH iledir. ***
desen olmaz mıydı!

Eğer mal ve evlad olarak, beni kendinden daha az görüyorsan… artık, gerekir ki (belki)… Rabbim, bana senin cennetinden hayr olanı verir... ve seninkine semadan husban irsal eder!... ve ardından saidi zelak oluverir.
Ya da onun suyu gavr oluverir de… ardından onu taleb etmeye istitaat edemezsin!"

23. MU'MİNUN / 40-41-42

Dedi ki:
"Birazdan onlar, nadim oluverecekler!"
Ardından onları o sayha, bi-hakkın ahz etti. Ardından onları gusa halinde kıldık. Artık zalim kavim için bud olsun.
Sonra onların ardından başka karinler inşa ettik.

23. MUMİNUN / 78

O, sizin için işitmeyi ve basarları ve fuadları inşa edendir.
Ne kadar az şükür ediyorsunuz!

23. MU'MİNUN / 112-113-114-115

Der ki:
"Arzda, kaç aded sene lebs oldunuz?"
Onlar der ki:
"Yevm yada yevmin birazı kadar lebs olduk… artık bunu, adedleyenlere sual et."
Der ki:
"Sadece, çok azdan lebs oldunuz! Keşke siz buna alim olmuş olsaydınız!
Sizi abes olarak halk ettiğimizi... ve BİZ'e rücu etmeyeceğinizi mi hesab etmiştiniz!"

26. ŞUARA / 53-54-55-56

Ardından Firavun, medinelere haşr ediciler irsal etti.
"Muhakkak bunlar, elbette/kesinlikle az bir şirzimedir. Muhakkak onlar bizi elbette/kesinlikle gayz ediyorlar. Muhakkak biz, elbette/kesinlikle cemian hazer etmekteyiz."

27. NEML / 62

Yoksa,
KENDİSİNE davet ettiği zaman muztar olana icab eden... ve sui olanı keşf eden... ve sizi arzın halifeleri kılan mı!?

ALLAH'la birlikte ilah mı var!?
Ne kadar az tezekkür ediyorsunuz!

28. KASAS / 58

BİZ, maişet içinde betar olan karyelerden nicesini helak ettik. Onların meskenleri işte şunlardır! Onların sonrasında, pek azı müstesna, oralarda sükun olunmadı. Oraların varisleri, BİZ olduk BİZ!

31. LOKMAN / 24

BİZ, onları biraz metalandırırız… sonra onlara galiz azaba muztar edeceğiz.

32. SECDE / 9

Sonra onu sevva etti.
Onun içinde, KENDİ Ruhundan ona nefh etti.
Sizin için, işitme ve basarlar ve fuadlar kıldı.
Ne kadar az şükür ediyorsunuz!

33. AHZAB / 16

De ki:
"Eğer siz mevtten veya katlden firar ediyorsanız, firar size menfaat sağlamaz!
O durumda, sadece, pek az metalanabilirsiniz!"

33. AHZAB / 18-19

ALLAH içinizden,
avk edenlere...
ve kardeşlerine "Haydi! Bize lemm edin" diyenlere...
kat'iyyetle alim oldu!
Onlar... size şuhh olarak, sadece, beise pek az gelirler!
Ardından, korku geldiğinde... onların, üzerleri mevtten gışa olmuş gibi aynlarını devr ederek sana nazar ettiklerini görürsün.
Ardından korku zehab olunca, hayr üzre şuhh olarak, hadid lisan ile sizi selk ederler.
İşte onlar iman etmediler... ve artık, ALLAH onların amellerini habt etti.
Bu, ALLAH'a yesir olandır.

33. AHZAB / 20

Hizblerin zehab olmadığını hesab ediyorlar.
Eğer hizbler gelse… bedv olmayı, Arabların içinde sizin haberlerinizden sual etmeyi vedd ederlerdi.
Şayet içinizde olsalardı, sadece, pek azı katl ederdi.

33. AHZAB / 60-61

Eğer,
münafıklar...
ve kalblerinde maraz bulunanlar...
ve medinedeki mürcifler...
nehy etmezlerse, seni elbette/kesinlikle onlara igrav ederiz. Sonra, biraz dışında, orada seninle komşulukları olamaz!... Onlar, lanetlenmişlerdir!
Nerede sekf edilirse ahz edilirler... ve katl edilerek katl edilirler.

34. SEBE / 13

Mihrablardan (savaş malzemeleri) ve temsillerden (heykeller) ve cabiyeler (havuzlar) gibi cefnelerden (su tekneleri) ve revs olmuş kıdrlardan (yemek pişirme kabları)... dilediği şeyleri ona amel ediyorlardı.

Şükür ederek amel edin! eyy Davud ali!
BANA ibadet edenlerden şükür edenler pek azdır.

34. SEBE / 16

Onlar, iraz ettiler… ve ardından BİZ, üzerlerine Arim seylini irsal ettik!
Onların iki cenneti ile...
hamt (çürümüş, acı) üküllerin zat olan...
ve eseleye ve sidreden şeylere zat olan...
iki cenneti bedellendirdik.

38. SAD / 24
SECDE AYETİ

Dedi ki:
"Kendi koyunlarının yanına senin koyununa da sail olmakla... sana elbette kat'iyyetle zalim olmuş!"
Muhakkak... salih (iş)lere amil olarak iman edenler dışında ***ki onlar pek azdır***... halit olanlardan çoğu, bazısı bazısına (birbirlerine) kesinlikle bagy ederler.

Davud, BİZ'im kendisine fitne ettiğimizi zann etti... ve ardından Rabbine istiğfar etti. Rüku ederek harra etti ve inabe etti.

39. ZUMER / 8

İnsana darr mess olduğunda... O'na münib olarak, Rabbini davet eder.
Sonra ona KENDİSİNDEN nimet havl ettirdiğinde... önceden O'nu davet etmiş olduğunu unutur... ve O'nun sebilinden dall olmak için ALLAH'a endad kılar.

De ki:
"Küfrünle az biraz metalan!
Muhakkak sen nar ashabındansın!"

40. MUMİN / 58

Kör ve basir…
salih (iş)lere amil olarak iman edenler ve sui olanlar…
istiva olamaz!
Ne kadar az tezekkür ediyorsunuz!

44. DUHAN / 15

Muhakkak ki BİZ azabı biraz keşf etsek... muhakkak siz ida edersiniz.

48. FETİH / 15

Magnemlere talak ettiğinizde... muhalif olanlar onları ahz etmek için diyecekler ki:
"Bizi vezr edin, size tabi olalım."
Onlar ALLAH'ın kelamını bedellendirmeyi irade ediyorlar.
De ki:
"Siz asla bize tabi olamazsınız!
Böyledir!...
Önceden ALLAH'ın dediği budur."
Ardından diyecekler ki:
"Bilakis!
Siz bize hased ediyorsunuz."
Bilakis!
Onlar, sadece, pek az fıkh ederler.

51. ZARİYAT / 17-18

Gecenden (bir kısımda) pek az uyurlardı… ve seher vakitlerinde istiğfar ederlerdi.

53. NECM / 33-34

Tevella edeni...
ve pek azını vereni...
ve cimrileşeni...
gördün mü!

56. VAKIA / 13-14

Sülleti evvelkilerdendir… Birazı da ahirdekilerdendir.

67. MULK / 23

De ki:
"O, sizi inşa eden ve sizin için işitmeyi ve basarları ve fuadları kılandır.
Ne kadar az şükür ediyorsunuz!"

69. HAKKA / 41

O, bir şairin kavli değildir… ne kadar az iman ediyorsunuz!

69. HAKKA / 42

Bir kahinin kavli de değildir… ne kadar az tezekkür ediyorsunuz!

72. CİNN / 24

Hatta, vaad olundukları şeyi gördüklerinde... artık kimin nasır olarak daha zayıf, aded olarak daha az olduğuna alim olacaklar.

73. MUZZEMMİL / 1-2-3-4

Ey müzzemmil!
Leylde,
birazı dışında…
veya yarısı kadar…
veya ondan biraz daha nakıs…
veya ondan ziyade…
kıyam et!
Kur'an'ı tertil üzre retl et!

73. MUZZEMMİL / 1-2-3-4

Ey müzzemmil!
Leylde,
birazı dışında…
veya yarısı kadar…
veya ondan biraz daha nakıs…
veya ondan ziyade…
kıyam et!
Kur'an'ı tertil üzre retl et!

73. MUZZEMMİL / 11

Nimet sahibi mükezzibleri BANA vezr et!... biraz mühlet ver onlara!

77. MURSELAT / 46

Yeyin ve biraz metalanın!
Muhakkak siz, mücrimlersiniz.

Sure Listesi

Kelam-ı Kadim'de Geçen Kelimeler Sözlüğü;Teolog A.Kadir İmamoğlu tarafından derlenerek hazırlanmıştır.