xoxox
ق ن ي
K:NY
| |
Akna'
ق ن ي
K:NY
| En çok kanaat getiren, en mukni', en kani. |
ikna'
ق ن ي
K:NY
| Kanaat vermek. Râzı etmek. Râzı edilmek. İnandırmak. İnandırılmak. / Ayakta iki tarafa bakmadan durmak. |
Kanaat
ق ن ي
K:NY
| Aç gözlü olmayıp hırs göstermemek. / Kısmetinden fazlasına göz dikmemek. / Helâl ile yetinip haramı istememek. / Az şeyi de olsa kısmetine razı olmak. |
Kani'
ق ن ي
K:NY
| Kanaat eden. / Kendinde olan helâla razı olup, başkasının hiçbir şeyine göz dikmeyen. / Kanmış. İnanmış. Tatmin olmuş. DuruMeal'de toplam 1 kayıtta geçiyor. |
Kanu'
ق ن ي
K:NY
| Kanaat sâhibi. Kanaatkâr, kanaatli. Hakkına razı olan. |
Kunu'
ق ن ي
K:NY
| Kanaat etme, kâfi bulma. / Suâl ve tezellül. |
Makna'
ق ن ي
K:NY
| Kanaat edip râzı olacak yer. / Şâhid, adâlet şâhidi. |
Mukni'
ق ن ي
K:NY
| İkna eden. Kanaat veren. Kâfi derecede izah ve isbât eden. / Başını kaldırıp gözünü önüne dikip duran. |
53. NECM / 36-37-38-39-40-41-42-43-44-45-46-47-48-49-50-51-52-53-54 Yoksa, Musa'nın... ve vefa eden İbrahim'in sahifelerinde olanlar ile kendisine haber verilmedi mi!? |