İçeriğe geç
KÖK Ara:
KELİME Ara:
ANLAM içinde Ara:
❝ K:RB ❞ kökünden türeyen kelimeler... 23 Kayıt Listeleniyor.
Aynı Kökten Türeyen: xoxox akraba Ekarib Akrebiyyet iktirab istikrab karib Kerrubî Kerrubiyyun Mukarrebûn Kırban kurb kurbiyet Kurban Karabin kurbet karabet Mukarebet Mukarib mukarreb Mukarrebun Mukarrib Mustakrib mutekarib Mutekarrib Mutekarribe Mutekarribîn Takarrub Takrib Takriben Takribî
xoxox
ق ر ب K:RB
akraba
ق ر ب K:RB

Aralarında yakınlık olanlar. Yakınlar.

DuruMeal'de toplam 6 kayıtta geçiyor.
Çğl.Ekarib
Akrebiyyet
ق ر ب K:RB

Daha yakın oluş.

iktirab
ق ر ب K:RB

Yanaşma, yaklaşma, takarrüb.

DuruMeal'de toplam 1 kayıtta geçiyor.
istikrab
ق ر ب K:RB

Yaklaştırma, yakınlaştırma. Akraba olma.

karib
ق ر ب K:RB

Çok yakın. En yakın. Yakında. / Yakın hısım.

DuruMeal'de toplam 56 kayıtta geçiyor.
Kerrubî
ق ر ب K:RB

Meleklerin büyüğü.

Kerrubiyyun
Mukarrebûn
ق ر ب K:RB

Sadece ibadetle meşgul olan melekler. Allah'a en yakın olan melekler. Büyük melekler. Kerubiyyun yalnız hamele-i arştır diyenler olmuştur. Aslı Kerubiyun'dur.

Kırban
ق ر ب K:RB

Yakınlık. Cimadan kinâye olur.

kurb
kurbiyet
ق ر ب K:RB

Yakınlık. Yakında oluş. Yakın olmak. Yakınlık kazanmak. (zaman, mekan, mesafe, makam, mensubiyet ve maneviyat açısından) (karşıtı "bu‘d") / İttifak etmek. // Kurb: Tıb: Böğür. Karnın yumuşaklığına kadar olan yer.

DuruMeal'de toplam 19 kayıtta geçiyor.
Kurban
ق ر ب K:RB

Kurbete sebeb olan şey. / Bir maksad uğrunda feda olma. / Beylerin ve meliklerin yakınlarından olan kimse. / Etleri, fakirlere parasız olarak dağıtılmak niyetiyle farz, vâcib veya sünnet olarak kesilen koyun, keçi, deve, sığır... gibi hayvan.

DuruMeal'de toplam 3 kayıtta geçiyor.
Çğl.Karabin
kurbet
karabet
ق ر ب K:RB

Yaklaşmak, yakın olmak. / Kişiyi Allah’a yaklaştıran, sevap kazanmaya vesile olan bütün fiilleri ve davranışlar. / Kurban.

DuruMeal'de toplam 1 kayıtta geçiyor.
Mukarebet
ق ر ب K:RB

Akrabalık, yakınlık.

Mukarib
ق ر ب K:RB

Birbirine yakın ve karib olan. İyi ve kötü ortasında orta hâlli olan.

mukarreb
ق ر ب K:RB

Yakınlaşmış. Yakınlaştırılmış. Yakın. Büyük zât veya padişah gibi kimselere hizmette yaklaşmış olan.

DuruMeal'de toplam 8 kayıtta geçiyor.
Çğl.Mukarrebun
Mukarrib
ق ر ب K:RB

Takrib eden. Yaklaştıran.

Mustakrib
ق ر ب K:RB

Yaklaştırıcı, yaklaştıran.

mutekarib
ق ر ب K:RB

Yaklaşan, tekarüb eden. Birbirine yakın olan, gittikçe birbirine yaklaşan.

Mutekarrib
ق ر ب K:RB

Yaklaşan, yaklaşmağa çalışan, yakın olan, takarrüb eden.

Dşl.MutekarribeÇğl.Mutekarribîn
Takarrub
ق ر ب K:RB

Yakınlaşmak. Yaklaşmak. Zamanı gelmek. Vakti yakın olmak.

Takrib
ق ر ب K:RB

Yaklaştırma. Aşağı yukarı ve tahmin ile kat'i olmayan şey söyleme. Tahmin. Yolunu bulma.

Takriben
ق ر ب K:RB

Tahminen. Yaklaşık olarak. Aşağı yukarı.

Takribî
ق ر ب K:RB

Yaklaşık. İhtimale göre olan. Takribe ait.

2. BAKARA / 35

Dedik ki:
"Ey Adem!
Sen ve zevcen cennete iskan olun.
Şu şecereye karib olmadan… dilediğiniz yerde ragad olarak ondan yeyin.
Yoksa, siz ikiniz zalimlerden olursunuz!"

2. BAKARA / 83

BİZ, İsrailoğullarına misak ahz etmiştik:
"ALLAH'tan başka abd olmayın!
Ana-babanıza ve kurb sahiblerine ve yetimlere ve miskinlere ihsanda bulunun!
Nas için hüsn konuşun!
Salatı ikame edin!
Zekat verin!"
Sonra, sizden azınızdan başkası, tevella ettiniz.
Siz muriz olanlarsınız!

2. BAKARA / 177

Vechlerinize şark tarafı ve garb tarafı kiblasına veliyy ettirmeniz... birrr değidlir!
Fakat birr;
ALLAH'a ve ahir yevmine ve meleklere ve kitaba ve Nebilere iman eden...
ve kurb sahiblerine ve yetimlere ve miskinlere ve sebil çocuklarına (yolcu) ve saillere ve rakabeler içinde olanlara, muhabbet duydukları mallardan veren...
ve salat ikame eden...
ve zekat veren...
ve ahd verdiklerinde ahdlerine vefa gösteren...
ve beiste ve darrda ve beis hiyninde sabır edendir.
Sadakat gösterenler, işte onlardır.
İşte onlar... onlar, muttakilerdir.

2. BAKARA / 180-181-182

Sizden birinize mevt hazır olduğunda... eğer bir hayr tereke edecekse... ana-babası ve akrabaları için maruf ile vasiyet etmesi... muttakiler üzre hakk olarak üzerinize ketb edildi!

İşittiği şeyin ardından, onu bedellendiren kimse… artık muhakkak onun ismi, ancak, onu bedellendirenin üzerinedir.
Muhakkak ki ALLAH, semidir, alimdir.

Vasiyet edenin cenef ile veya ism ile olmasından (davranmasından) korkan... ve ardından onların aralarını ıslah eden kimse… artık onun üzerine ism yoktur.

Muhakkak ki ALLAH, gafurdur, rahimdir.

2. BAKARA / 186

BANA ibadet edenler, sana BEN'den sual ettiklerinde;
Muhakkak ki BEN, dainin davetine icab olmaya karibim!

O ikisi, BEN'im DAVAM üzere olsun!...

Ardından,
BANA isticab etsin…
ve BANA iman etsin!... umulur ki irşad olurlar.

2. BAKARA / 187

Oruç günlerinin gecelerinde, kadınlarınıza refes size helal kılındı.
Onlar sizin için libastır... siz de onlar için libassınız!

ALLAH, muhakkak sizin, nefsinize ihanet eden oldunuza alimdir!...
Artık size tevbe etti... ve sizden afv etti.
Artık el-an... onlara başir olun... ve ALLAH'ın sizin için ketb ettiği şeyi ibtiga edin.

Fecrde, beyaz iplik siyah iplikten belli oluncaya kadar yeyin ve şürb edin!
Sonra leyle kadar... kadınlara başir olmadan ve siz mescidlerde akifler olarak... orucu tamam edin!

İşte bunlar ALLAH'ın hudududur!... artık buna karib olmayın!

Böyledir!...
ALLAH, ayetlerini nas için beyan eder!... umulur ki ittika edersiniz!

2. BAKARA / 214

Yoksa siz, öncenizden halvet olanların meseli size verilmeden cennete dahil olacağınızı mı hesab ediyorsunuz!?

Rasul ve onunla beraber iman edenler,
"ALLAH'ın nasrı ne zamandır!"
deyinceye kadar... onlara
beis
ve darr
ve zilzal
mess olmuştu.

Değil mi ki... muhakkak ki ALLAH'ın nasrı karibdir!?

2. BAKARA / 215

Sana, ne infak edeceklerini sual ediyorlar.
De ki:
"Hayrdan infak edeceğiniz şey;
ana-babanız için
ve akrabanız için
ve yetimler için
ve miskinler için
ve sebil çocukları (yolcu) içindir.

Hayrdan fail olduğunuz şey... artık muhakkak ki ALLAH ona alimdir."

2. BAKARA / 222

Sana mahizden (hayz zamanı) sual ediyorlar.
De ki:
"O bir ezadır."
Artık mahizde (hayz zamanında) kadınları azil edin... tahir oluncaya kadar onlara karib olmayın!
Tahir olduklarında... artık ALLAH'ın, size emir ettiği yerden yaklaşın.

Muhakkak ki ALLAH, tevvab olanlara muhabbet duyar... ve de kendini tahir etmiş olanlara muhabbet duyar."

2. BAKARA / 237

Temas etmenizden önce, onları boşarsanız... ve onlar için farzları farz etmişseniz...
artık onlara farz ettiğiniz şeylerin yarısı onlarındır.

Ancak... kendileri afv etmişse... veya nikah akdi elinde bulunan kimse afv etmişse müstesna.
Sizin afv etmeniz, takva için daha karibtir.

Aranızdaki fazlı unutmayın!
Muhakkak ki ALLAH, amel ettiklerinize basirdir.

3. AL-İ İMRAN / 45-46

Melekler demişlerdi ki:
"Ey Meryem!
Muhakkak ki ALLAH, seni... KENDİSİNDEN,
Meryem oğlu İsa Mesih isminde...
dünyada ve ahirette vecih...
ve mukarreb olanlardan...
bir kelime ile ibşar ediyor.
O, nasa mehd içinde de... kehl olduğunda da... kelime edecektir... ve salihlerdendir."

3. AL-İ İMRAN / 166-167

İki cemaatin mülaki olma yevminde size isabet eden şey, ALLAH'ın izni iledir... ve mü'minlere alim olması için ve nifak çıkaranlara alim olması içindir.
Onlara denilmişti ki:
"Gelin! ALLAH sebilinde katl edin veya def edin!"
Dediler ki:
"Şayet kıtal etmeyi bilseydik elbette size tabi olurduk."
Onlar küfürleri için, izin yevminde, iman için olanlardan daha karibtir. Onlar ağızları ile kalblerinde olmayan şeyi söylüyorlar.
ALLAH, ketm ettiklerine alimdir.

3. ALİ İMRAN / 183

"ALLAH; narın yeyeceği bir kurban verinceye kadar Rasule iman etmeyelim diye bize ahd etti."
diyenler… onlara de ki:
"Size, benden önce, beyyineler ile ve bu dedikleriniz ile kat'iyyetle Rasuller gelmişti!
Eğer sadıksanız... onları neden katl ettiniz!?"

4. NİSA / 7

Erkekler için ana-baba ve akrabalarından geriye kalan terekelerden bir nasib vardır. Kadınlar için de ana-baba ve akrabalarından geriye kalan terekelerden bir nasib vardır.
Ondan az veya çok mefruz nasibtir.

4. NİSA / 8

Kurb sahibleri ve yetimler ve miskinler, kısmete hazır olduklarında... onları ondan rızıklandırın. Onlara maruf kavl söyleyin.

4. NİSA / 11

ALLAH, size evladlarınız hakkında, erkek için iki dişinin hazzı mislini vasiyet eder.
Eğer kadınlar ikinin fevkinde ise terekenin üçte ikisi onlar içindir.
Eğer kadın vahid ise yarısı onundur.

Ölenin evladı varsa, ana-babasından her birine, terekeden altıda bir hisse vardır.
Eğer evladı yok da ana-babası ona varis oluyorsa, anasına üçte bir düşer.
Eğer kardeşleri varsa, annesinin hissesi altıda birdir.

(Bunlar) vasiyet etiklerinin veya deyn ardındandır.

Babalarınız ve oğullarınız!...
Hangisinin menfaat yönünden size daha karib olduğuna idra edemezsiniz.

Bunlar, ALLAH'tan farzdır.
Muhakkak ki ALLAH, alim, hakim olandır.

4. NİSA / 17

Muhakkak ALLAH'a tevbe... ancak, cehalet ile sui amel işleyenler… sonra karibden tevbe edenler içindir.
Artık işte onlar… ALLAH, onlara tevbe eder.
ALLAH, alim, hakim olandır.

4. NİSA / 33

Ana-babanın ve akrabanın terekesinden hepsi için mevlalar kıldık. Yeminlerinizi akd ettiği kimselere, artık nasiblerini verin.
Muhakkak ki ALLAH, herşeye şahid olandır.

4. NİSA / 36

ALLAH'a abd olun!
O'na hiçbir şey şirk koşmayın!
Ana-babaya
ve kurb sahiblerine
ve yetimlere
ve miskinlere
ve kurbiyet sahibi civara
ve cünub civara
ve cenbdeki sahibe
ve sebil çocuğuna (yolcu)
ve melekesi yemininizde olanlara ihsanda bulunun.
Muhakkak ki ALLAH, muhtal olanlara, fahur olanlara muhabbet duymaz.

4. NİSA / 43

Ey iman edenler!
Sarhoş iken ne söylediğinize alim oluncaya kadar...
ve sebilde abir olmanız dışında cünüb iken gusl edene kadar...
salata kurb olmayın.

Eğer;
mariz iseniz
veya sefer üzre iseniz
veya biriniz heladan gelmişse
veya kadınlara lems etmişseniz...
ve ardından su mevcud değilse... tayyib saide teyemmüm ederek... vechlerinizi ve ellerinizi mesh edin.
Muhakkak ki ALLAH, afuv, gafur olandır.

4. NİSA / 77

"Ellerinizi keff edin
ve salat ikame edin
ve zekatı verin" denilenleri görmedin mi?
Ardından üzerlerine kıtal yazıldığında, onlardan bir ferik, ALLAH'tan haşy eder gibi, hatta daha şedid haşyetle nasdan haşy ederler.
"Rabbimiz!
Niçin bize kıtal ketb ettin? Bizi karib ecele tehir etseydin ya!" derler.

De ki:
"Dünya metası pek azdır.
Ahiret, ALLAH'a ittika eden eden kimse için hayrdır. Size fetil kadar zulüm edilmez."

4. NİSA / 135

Ey iman edenler!
ALLAH için kıst ile kavvam şüheda olun, velev ki nefsiniz veya ana-babanız veya akrabanız aleyhinde bile olsa.
Ganiy veya fakir de olsalar... ALLAH, ikisine de evladır.
Adil oluyorsunuz diye hevanıza tabi olmayın.
Eğer levy ederseniz veya muriz olursanız, muhakkak ki ALLAH, amel ettiklerinize habir olandır.

4. NİSA / 172

Mesih ve de mukarreb melekler, ALLAH'a abd olmaktan istinkaf etmezler. O'na ibadet etmekten istinkaf edenler ve istikbar edenler… O, onları cemian kendisine haşr edecektir.

5. MAİDE / 8

Ey iman edenler!
ALLAH için kavvam… kıst ile şahidler olun!
Bir kavme şaniniz… size, adil olmamak üzre cürüm işletmesin.
Adil olun!
Bu, takva için daha karibdir.
ALLAH'a ittika edin.
Muhakkak ki ALLAH, amel ettiklerinize habirdir.

5. MAİDE / 27

Adem'in iki oğlunun haberini bi-hakkın onlara tilavet et!

Kurban kurb ettiklerinde… ve ardından birisinden kabl edilip de diğerinden kabl edilmediğinde... demişti ki:
"Seni kesinlikle katl edeceğim."

Dedi ki:
"Muhakkak ki ALLAH... ancak, muttakilerden kabl eder."

5. MAİDE / 82

İman edenlere de... şirk içinde olanlara da... düşmanlıkta nasın en şedidi olarak...
Yahudilere...
vecd olursun.
İman edenlere meveddet olarak en karib olanların
"muhakkak biz nasraniyiz!"
diyenlere vecd olursun.
Bu,
- onlardan kıssisler ve ruhbanlar olması iledir...
- ve onların istikbar etmemesi iledir.

5. MAİDE / 106

Ey iman edenler!
Mevt, birinize hazır olduğunda... vasiyet hiyninde...
kendinizden iki adil zat...
veya... eğer siz, arzda darb ediyorsanız... ve ardından mevt musibeti size isabet etmişse... gayrınızdan iki kimse...
aranızda şahadet etsin!

Eğer raybe düşerseniz... onları salat ardından habs edersiniz... ve ardından ALLAH'a kasem ederler:
"Şayet kurb sahibi bile olsak...
onunla (hiç bir) semen iştira etmeyiz...
ve ALLAH'ın şahadetini ketm etmeyiz.
Muhakkak o zaman, asim kimselerden oluruz!"

6. ENAM / 151

De ki:
"Gelin!...
Rabbinizin size haram kıldığı şeyleri tilavet edeyim:
O'na sakın hiç bir şey şirk koşmayın!
Ana-babaya ihsan üzre olun!
İmlaktan evladlarınızı katl etmeyin!
Sizi ve yalnızca onları rızıklandırıyoruz BİZ!
Fahiş olanlara karib olmayın... ondan zahir olana da, batın olana da!
Hakk ile olmadan... ALLAH'ın haram kıldığı nefsi katl etmeyin!
Bunlara sizi böyle vasiyet ettirdi!... umulur ki akıl edersiniz."

6. ENAM / 152

"Şedidine iblağ oluncaya kadar... ahsen şekilde olması dışında... yetimin malına karib olmayın!
Keyli vefa edin!
Kıst ile mizan edin!
BİZ, nefsi, sadece, vasi olduğuna mükellef ederiz!
Kavil ettiğinizde... şayet kurb sahibi bile olsa... artık adil olun!
ALLAH'a ahdinizi vefa edin!
Bunlara sizi böyle vasiyet ettirdi!... umulur ki tezekkür edersiniz."

7. ARAF / 19

"Ey Adem!
Sen ve zevcen cennete iskan olun… ve ardından, şu şecereye karib olmadan… dilediğiniz yerden yeyin.
Yoksa, siz ikiniz zalimlerden olursunuz!"

7. ARAF / 56

Islah edildikten sonra arzda fesad çıkarmayın. Korku ve tama ile O'nu davet edin.
Muhakkak karib olan ALLAH'ın rahmetidir, muhsinlerden.

7. ARAF / 114

Dedi ki:
"Evet!
Muhakkak siz, kesinlikle bana mukarreb olanlardan (olacak)sınız."

7. ARAF / 185

Onlar, semaların ve arzın melekutünde… ALLAH'ın halk ettiği şeylere nazar etmezler mi!?
Gerekir ki (belki)… ecelleri kat'iyyetle karib olmuştur!
Artık bundan sonra hangi hadise iman edecekler!?

8. ENFAL / 41

Eğer;
ALLAH'a
ve Furkan yevminde... iki cemaatin mülaki olduğu yevmde... BİZ'e abd olana inzal ettiklerimize iman etmiş iseniz...
Alim olun!
Ganimet aldığınız şeylerden beşte biri;
ALLAH'ındır
ve Rasulünündür
ve kurb sahiblerinindir
ve yetimlerindir
ve miskinlerindir
ve sebil çocuklarınındır (yolcu).
ALLAH herşeye kadirdir.

9. TEVBE / 28

Ey iman edenler!
Muhakak müşrikler necistir.
Artık bu avmdan sonra, Mescid-i Haram'a karib olmasınlar!
Eğer ayleden korkuya düşerseniz, artık eğer dilerse, ALLAH sizi, fazlından, ganiy edecektir.
Muhakkak ki ALLAH, alimdir, hakimdir.

9. TEVBE / 42

Şayet karib arız ve kasd edilmiş sefer olsaydı elbette/kesinlikle sana tabi olurlardı. Fakat şakk edilecek olan onlara baid geldi.

Onlar, ALLAH'a half edecekler:
"Şayet istitaat etseydi, sizinle beraber elbette/kesinlikle ihrac olurduk."
Onlar kendi nefslerini helak ediyorlar. Onların elbette/kesinlikle kazib olduklarına ALLAH alimdir.

9. TEVBE / 99

Arablardan, ALLAH'a ve ahir yevmine iman edenler vardır. Onlar, infak ettiğini ALLAH indinde karib olmaya ittihaz ederler ve Rasule salatlar ederler.
Değil mi ki... muhakkak o, kendileri için kurbettir!? ALLAH onları rahmetine dahil edecektir.
Muhakkak ki ALLAH, gafurdur, rahimdir.

9. TEVBE / 113

Cahim ashabı olduklarının kendilerine beyan olmasının ardından, Nebi için ve mü'minler için müşriklere, -velev ki kurb sahibi bile olsalar- istiğfar etmek yoktur!

11. HUD / 61

Semud kavmine kardeşleri Salih, dedi ki:
"Ey kavmim!
ALLAH'a abd olun! O'ndan gayrı size ilah yoktur.
O, sizi, arzdan inşa etti... ve sizi orada ömürlendirdi.
Artık O'na istiğfar edin!
Sonra O'na tevbe edin!
Muhakkak ki Rabbim karibdir, mucibdir."

11. HUD / 64

"Ey kavmim!
Bu ALLAH'ın nakası sizin için ayettir… artık onu vezr edin, ALLAH'ın arzında yesin... ona sui ile mess etmeyin!
Yoksa sizi karib azab ahz eder."

11. HUD / 81

Dediler ki:
"Ey Lut!
Muhakkak biz, Rabbinin Rasulleriyiz. Onlar sana vasl olamayacaklar.
Artık ehlin ile, geceden kata ile isra et! Sizden kimse left etmesin...
Ancak, Kadının müstesna... muhakkak o... onlara isabet edecek şeyler... ona da musibet olacak.
Muhakkak onlara vaad edilen sabahtır. Sabah karib değil midir!?"

12. YUSUF / 59-60

Cihazları ile cehz olduklarında, dedi ki:
"Babanızdan olan kardeşinizi bana getirin. Görmüyor musunuz, ben keyli vefa ediyorum ve ben nüzul olanların hayrlısıyım.
Eğer onu getirmezseniz, artık size indimde keyl olmaz… ve bana karib olamazsınız!"

13. RAD / 31

"Dağları seyir ettirebilen... veya arzı kata ettirebilen... veya mevt olmuşlara kelime ettirilebilen bir Kur'an olsaydı ya!..."
Bilakis!
Emirler cemian ALLAH'ındır!

İman edenler... ALLAH'ın şayet dileseydi, nası cemian hidayete erdireceğine iyas olmadılar mı!

Kafirler, sanat ettikleri şeyler ile... ALLAH'ın vaadi gelinceye kadar...
kendilerine karia isabet ettirmeye...
veya darlarından karib olarak hulul ettirmeye...
zeyl ederler (ara vermeden devam ederler).

Muhakkak ki ALLAH, vaad ettiğine hilaf etmez!

14. İBRAHİM / 44-45

Nası, kendilerine azab verilecek yevme inzar et!
Artık zalimler derler ki:
"Rabbimiz!
Bizi, karib ecele tehir et ki… senin davetine icab olalım... ve Rasullerine tabi olalım."

Siz değilmiydiniz... önceden,
"size zeval olmadığına" kasem edenler!?
Nefslerine zalim olanların meskenlerinde iskan olmuştunuz.
Onlara nasıl fail olduğumuz size beyan olmuştu.
Sizin için meseller de darb etmiştik.

16. NAHL / 77

Semaların ve arzın gaybı ALLAH'ındır.
Saatin emri, ancak, göz açıp kapanana kadar gibidir... veya daha karibdir.
Muhakkak ki ALLAH, herşeye kadirdir.

16. NAHL / 90

Muhakkak ki ALLAH,
adaleti ve ihsanı ve kurb sahiblerine ita etmeyi emir eder.
fahiş olandan ve münkerden ve bagyden sizi nehy eder.
Size vaaz ediyor... umulur ki tezekkür edersiniz!

17. İSRA / 26-27

Kurb sahiblerine…
ve miskine…
ve sebil çocuklarına (yolcu)…
bezr ederek bezr etmeden, hakklarını ver!
Muhakkak bezr edenler... şeytanlara ihvan olurlar.
Şeytan, Rabbine küfür içinde olmuştur!

17. İSRA / 32

Zinaya karib olmayın!... muhakkak bu, fahiş olandır ve sui sebildir.

17. İSRA / 34

En şedidine iblağ oluncaya kadar… yetimin malına, sadece, ahsen ile karib olun!
Ahde vefa gösterin!... muhakkak ahd mesul eder!

17. İSRA / 50-51

De ki:
"Hacer de olsanız... hadid de olsanız!... veya sadrlarınızda kebir olan şey her ne ise... o şeyden de halk edilmiş olsanız!"

Ardından diyecekler ki:
"Bizi kim ida edecek?"

De ki:
"Sizi evvel merrede fatr eden!"

Ardından sana reislerini nagz edecekler ve diyecekler ki:
"Ne zaman?"

De ki:
"Gerekir ki (belki)… karibdir!"

17. İSRA / 57

İşte o davet edilenler...
"hangimiz daha karibdir" diye, Rabblerine vesile ibtiga ederler.
O'nun rahmetini rica ederler.
O'nun azabından korkarlar.
Muhakkak senin Rabbinin azabı mahzur olur.

18. KEHF / 23-24

Bir şey için...
"Muhakkak gaden (yarın) şuna fail olacağım" deme!
ALLAH'ın dilediği müstesna...
Rabbini unuttuğunda… zikir et (hatırla)!
De ki:
"Gerekir ki (belki)… Rabim beni, bu reşid olandan daha karib olana ihda eder!"

18. KEHF / 80-81

"Gılme ise… onun ana-babası mü'min idi. Onlara tuğyan ve küfür ederek, irhak etmesinden haşy ettik. Rabblerinin onları... zekat yönünden ve ruhma kurb yönünden, ondan hayr olanla bedellendirmesini irade ettik."

19. MERYEM / 52

Ona, Tur'un eymen cenbinden nida ettik… ve necv etmek üzere onu karib ettirdik.

21. ENBİYA / 1

Nas için, hesab karib olmuştur!... onlar ise, muriz olarak gaflet içindeler.

21. ENBİYA / 97

Hakk vaad karib edilmiştir!
Artık, kafirlerin basarları şahs olduğunda:
"Eyvah bize!
Muhakkak bundan kat'iyyetle gaflet içinde olduk!
Bilakis, zalimler olmuşuz!"

21. ENBİYA / 109

Eğer tevella ederlerse... artık de ki:
"Size seva üzre ezan ettim.
Vaad olunduğunuz şey, karib mi yoksa baid mi… idra edemem!"

22. HACC / 13

O, elbette, kendisine darrı, menfaatinden daha karib olanları davet eder.
Ne kötü mevla, ne beis aşirdir.

24. NUR / 22

Sizden fazl ve vüsat sahibleri,
kurb sahiblerine...
ve miskinlere...
ve ALLAH sebilinde muhacirlere...
vermekten alüv etmesinler!
Afv etsinler ve safh etsinler.
ALLAH'ın size gafur olmasına muhabbet duymaz mısınız?
ALLAH, gafurdur, rahimdir.

26. ŞUARA / 42

Dedi ki:
"Evet, muhakkak siz bana mukarreb olanlardan olacaksınız."

26. ŞUARA / 214

Sen, en karib aşiretini inzar et!

30. RUM / 38

Artık,
kurb sahiblerine...
ve miskine...
ve sebil çocuklarına (yolcu)...
hakkını ver!
Bu, ALLAH'ın vechini irade edenler için hayrlıdır.
İşte onlar, felaha ulaşanlardır.

33. AHZAB / 63

Nas, saati sual ediyor.
De ki:
"Muhakkak onun ilmi ALLAH indindedir."
İdra edemezsin… ola ki saat karib olmuştur!

34. SEBE / 37

Mallarınız ve de evladlarınız, sizin İNDİMİZE kurb olmanıza zülfa değildir.
Salih (iş)lere amil olarak iman edenler müstesna!... Artık işte onlar... onlara, amel ettikleri şeyle cezaları zıf edilir. Onlar gurfelerde emindirler.

34. SEBE / 50

De ki:
"Eğer dall olursam... artık muhakkak, ancak, kendi nefsim üzre dall olurum.
Eğer ihtida olursam… artık bu, Rabbimin bana vahy ettiği şey iledir.
Muhakkak ki O, semidir, karibdir."

34. SEBE / 51

Efza olduklarında, şayet onları bir görsen!...
Artık fevt olamazlar! Karib mekanda ahz olmuşlardır!

35. FATIR / 18

Vezr eden başkasının vizrini vezr etmez.
Yükü sekal olan, hamil olması için (başkasını) davet etse, ondan bir şey hamil edilmez... velev ki kurb sahibi olsa bile!
Muhakkak sen, ancak...
Rabblerine gayb ile haşy edenleri
ve salat ikame edenleri nezr edebilirsin.
Tezekki olan kimse... artık muhakkak, ancak, kendi nefsi için tezkiye olmuştur.
Masir ALLAH'adır.

39. ZUMER / 3

Değil mi ki... Halis din ALLAH'ındır!
O'nun gayrısından veliyler ittihaz edenler:
"Ona biz, sadece, bizi ALLAH'a zülfaya kurb ettirmesi için abd oluyoruz."
Muhakkak ki ALLAH, onların arasında, hakkında ihtilaf ettikleri şeyde hüküm verecektir.
Muhakkak ki ALLAH... o kazib keffar olanlara ihda etmez.

42. ŞURA / 17

ALLAH, kitabı ve mizanı, bi-hakkın inzal edendir.
İdra etmezsin!... ola ki saat karibdir.

42. ŞURA / 23

Bu, ALLAH'ın, salih (iş)lere amil olarak iman etmek suretiyle kendisine ibadet edenlere ibşar ettiğidir.
De ki:
"Sizden ona karşı, kurbta meveddetten başka ecire sail değilim."
Haseneler iktiraf eden kimse... BİZ kendisine ondan hüsnayı ziyade ederiz.
Muhakkak ki ALLAH, gafurdur, şekurdur.

46. AHKAF / 28

Ardından, kurban ittihaz ettikleri... ALLAH'ın gayrısından ilahlar, kendilerine nasr etselerdi ya!?
Bilakis!
Onlar kendilerinden dall oldular.
Bu, onların ifkleri... ve iftira etmiş oldukları şeydir.

48. FETİH / 18-19

Şecerenin altında sana biat ettiklerinde… ALLAH mü'minlerden elbette kat'iyyetle razı oldu!
Kalblerinde olan şeye alimdir…
ve ardından onlara sekine inzal eder…
ve onlara karib fetih...
ve ahz edecekleri çokça magnemler esabe ettirir.
ALLAH, aziz, hakim olandır.

48. FETİH / 27

ALLAH, Rasulünün rüyasına, elbette kat'iyyetle bi-hakkın sadakat gösterdi!
elbette/kesinlikle, inşALLAH siz, Mescid-i Haram'a emin olarak, reisleriniz traş olmuş ve mukassır olarak korkusuzca dahil olacaksınız.
O, sizin alim olmadığınız şeye alimdir... ve ardından size, bunun gayrısından karib bir fetih (daha) kılındı!

50. KAF / 16

elbette kat'iyyetle!... İnsanı halk ettik!...
Onun nefsinin, kendisine ne vesveseler verdiğine alimiz.
BİZ ona, şahdamarından daha karibiz.

50. KAF / 41

Münadinin, karib mekandan nadi olduğu yevmde onu işit!

51. ZARİYAT / 27

Ardından onu onlara karib etti... ve dedi ki:
"Yemez misiniz?"

54. KAMER / 1

Saat iktirab oldu!... ve kamer şakk oldu!

56. VAKIA / 11-12

İşte onlar, naim cennetlerinde mukarreb olanlardır.

56. VAKIA / 83-84-85

Artık keşke boğaza iblağ olduğunda… siz, izin hiynine nazar etseydiniz!
BİZ, ona sizden daha karibiz... fakat siz basar edemezsiniz.

56. VAKIA / 88-89-90-91-92-93-94

Artık,
Ya mukarreblerden olur… ve artık revh ve reyhan ve Naim cenneti (onadır).
Ya yemin ashabından olur… ve artık, "Yemin ashabından sana selam olsun!" (denir ona).
Ya da mükezzib dallerden olur… ve artık ona hamim nüzul olur… ve o, cahime saly edilir!

59. HAŞR / 7

Karyelerin ehlinden, ALLAH'ın Rasulüne fey ettiği mallar;
ALLAH için...
ve Rasul için...
ve kurb sahibleri için...
ve yetimler için...
ve miskinler için...
ve sebil çocukları (yolcu) içindir!
sizden ganiy olanlar arasında idale olamaz! Rasulün size verdiğini...
artık onu ahz edin...
sizi nehy ettiği şeyi ise... ondan hemen nehy edin!
ALLAH'a ittika edin!
Muhakkak ki ALLAH'ın ikabı şedidtir.

59. HAŞR / 15

Aynen, kendilerinin karib olarak öncesinden... kendilerine emir edilen vebali yiyenlerin meseli gibidir.
Elim azab onlaradır.

Yahudilerden, Beni Kaynuka kavmi, hicretin yirminci ayında, Medine'den sürülmüştü. Bunlar, Bedir'den sonra ilk vebal yaşayanlar oldu.
61. SAFF / 13

Muhabbet duyacağınız uhraya mü'minleri ibşar et!
ALLAH'tan nasr...
ve karib fetih.

63. MUNAFİKUN / 10

Sizden birisine mevt gelmeden... ve
"Rabbim!
Şayet beni karib ecele tehir edersen, artık ben sadakat gösteririm... salihlerden olurum!"
demeden önce!... sizi rızıklandırdığımız şeylerden infak edin!

70. MEARİC / 6-7

Muhakkak onlar, onu baid görüyorlar… BİZ ise onu karib görüyoruz!

72. CİNN / 25

De ki:
"Vaad olunduğunuz şey karib midir... yoksa Rabbim ona med mi kılmıştır, idra edemem."

78. NEBE / 40

Muhakkak ki BİZ sizi...
kişinin, eliyle takdim ettiği şeye nazar edeceği...
kafirin, "Keşke ben turab olaydım!" diyeceği...
yevmdeki karib azaba nezr ettik!

83. MUTAFFİFİN / 19-20-21

"İlliyyin"in ne olduğunu sana idra ettire nedir?
Mukarreb olanların şahid olduğu merkum kitabtır.

83. MUTAFFİFİN / 25-26-27-28

Onlara, hitamı misk olan… hatm edilmiş rahikden iska edilir.
Bunun hakkında... artık tenafüs etsin, tenafüs edenler!
Onun mizacı tesnimdendir.
Ayn!... mukarreb olanlar ondan şürb eder.

90. BELED / 12-13-14-15-16-17-18

"Akabe"nin ne olduğunu, sana idra ettiren nedir?
Rakabe fekk etmektir.
Yahut, akrabalık sahibi yetimi veya metrebe sahibi miskini, mesgabe sahibi (açlık) yevmde taam etmektir.
Sonra,
iman eden...
ve sabır tavsiye eden...
ve merhamet tavsiye eden...
kimselerden olmaktır.
İşte onlar, meymene ashabıdır.

96. ALAK / 19
SECDE AYETİ

Hayır!...
Sakın ola… sen ona itaat etme!
Sen secde et!... ve karib ol!

Sure Listesi

Kelam-ı Kadim'de Geçen Kelimeler Sözlüğü;Teolog A.Kadir İmamoğlu tarafından derlenerek hazırlanmıştır.