xoxox
ق ر ن
K:RN
| |
Hz. Zu-l Karneyn Hz. Zulkarneyn
ق ر ن
K:RN
| Yakınlık, bağlılık, liyakat sahibi. / Zaman sahibi, Dönemin kudretlisi. / Kur'ân-ı Kerim'de adı geçen ve Peygamber olup olmadığı tam bilinmeyen büyük bir hükümdar ismi. iki zülüflü, İki boynuzlu yahut da şark ve garbın hakimi olduğu için böyle denilir. DuruMeal'de toplam 3 kayıtta geçiyor. |
iktiran
ق ر ن
K:RN
| Ulaşmak. Mukarin olmak. Yaklaşmak. Yetişmek. İki şeyin bir arada gelmesi. İki nimetin aynı anda bulunması |
karine
ق ر ن
K:RN
| Bilinmeyen bir şeyin anlaşılmasına yarayan ip ucu. Anlaşılması zor olan hususun hak ve hakikatına dair cüz'i delil olan şey. İşaret. |
Karn Karin
ق ر ن
K:RN
| Yakın. Bağlılığı olan. Bir şeyi elde eden, nail olan. Bir şeye ulaştıran iz, bağ. Birbirlerine derece, sınıf, liyakat ciheti ile benzeyen. Emsal. Yakınlık. Asır. Devir. Çağ. Zaman, devre. Bir insanın ortalama ömrü olan altmış sene. Yüz yıllık zaman. Asır. Boynuz. Hayvanda başın boynuz yerleri, boynuz yerinden sarkan saç. DuruMeal'de toplam 26 kayıtta geçiyor. Çğl.AkranÇğl.Kurun |
Karun
ق ر ن
K:RN
| İbranice; “Korah or Kōrach / Ḳōraḥ” şeklinde İncil’de de zikredilmektedir. / kel kafalı. / buz, dolu ve don |
mukarin
ق ر ن
K:RN
| Yakın olan. Bitişen. Ulaşan. Ulaşmış olan. |
Mukarren
ق ر ن
K:RN
| Bağlanmış nesne. DuruMeal'de toplam 3 kayıtta geçiyor. |
Mukarrin
ق ر ن
K:RN
| Birlikte bulunduran. |
Mukrin
ق ر ن
K:RN
| Birlikte. Berâber. DuruMeal'de toplam 1 kayıtta geçiyor. |
Mukterin
ق ر ن
K:RN
| Yaklaşan, yakın gelen, iktirân eden. DuruMeal'de toplam 1 kayıtta geçiyor. |
mutekarin
ق ر ن
K:RN
| Birbirine birleşmiş, bitişmiş olan. Yaklaşmış, yakınlaşmış, tekarün eden. |
takrin
ق ر ن
K:RN
| Birlikte bulundurma. Yaklaştırma. |
tekarun
ق ر ن
K:RN
| Birbirinin yanına gelme. Birbirine yanaşma. Mukarenet. |
4. NİSA / 38 Mallarını nasa riya olarak infak edenler, ALLAH'a ve ahir yevmine iman etmezler. Şeytanın kendisine karin olduğu kimse… artık o, suiye karindir. |
6. ENAM / 6 Öncelerinden, kendilerine karin olanlardan nasıl helak ettiğimizi görmediler mi!? ✦ Onları arzda, sizi imkanlandırmadığımız şeylerle imkanlandırmıştık. |
10. YUNUS / 13 Öncenizden karinleri... Rasulleri kendilerine beyyinelerle geldikleri halde zalim olduklarında, elbette kat'iyyetle helak ettik! Böyledir!... |
11. HUD / 116 Sizin öncenizden karin olanlardan bakiye sahibleri, arzda fesadı nehy eden olsaydı ya!... onlardan necat ettiklerimizden pek azı müstesna. |
14. İBRAHİM / 49 Yevme-izinde, mücrimleri safedler içinde mukarren görürsün. |
17. İSRA / 17 Nuh'un ardından… KENDİ'sine abd olanların zenblerine habir ve basir olarak Rabbine kafi olarak (olacak şekilde)… karin olanlardan nicelerini helak ettik. |
18. KEHF / 83 Sana, Zilkarneyn'den sual ediyorlar. |
18. KEHF / 86 Hatta, güneşin gurub olduğu yere baliğ olduğunda… hamie bir ayn içinde igrab olurken ona vecd oldu… ve onun indinde bir kavme vecd oldu. |
18. KEHF / 94 Dediler ki: |
19. MERYEM / 74 BİZ, onlardan önce, karin olanlardan, esas olarak ve gösteriş olarak ahsen olan nicelerini helak ettik. |
19. MERYEM / 98 BİZ, karin olanlardan önce nicelerini helak ettik! |
20. TAHA / 51 Dedi ki: |
20. TAHA / 128 Kendilerinden önce, meskenlerinde meşy eden karinlerden nicelerini helak etmemiz... onları ihda etmedi mi? |
23. MU'MİNUN / 31-32 Sonra onların ardından başka bir karin inşa ettik. Artık ittika etmez misiniz?" |
23. MU'MİNUN / 40-41-42 Dedi ki: |
25. FURKAN / 13 Dıyk bir mekanda mukarren olarak mülaki olduklarında... |
25. FURKAN / 38 Ad ve Semud ve Ress ashabını ve bunların arasında bir çok karinleri!… |
28. KASAS / 43 Elbette kat'iyyetle!... BİZ... ilk karin olanları helak etmemizin ardından... nas için, |
28. KASAS / 45 Fakat BİZ, karin olanlar inşa ettik... ve ardından onlara ömürlerini tetavül ettik. |
28. KASAS / 76 Muhakkak Karun, Musa'nın kavmindendi… ve ardından onlara bagi oldu. |
28. KASAS / 78 Dedi ki: ALLAH'ın kendinden önceki karinlerden, kuvvet bakımından ondan daha şedid ve cemaat olarak daha kalabalık olanları kat'iyyetle helak etmiş olduğuna alim değil miydi!? |
28. KASAS / 79 Ziynetler içinde kavminin karşısına ihrac oldu. Dünya hayatını irade edenler, dediler ki: |
29. ANKEBUT / 39 Karun… Firavun… Haman… |
32. SECDE / 26 Onlardan önce, kendilerine karin olanlardan meskenlerinde meşy eden nicelerini helak etmiş olmamız onları ihda etmedi mi? |
36. YASİN / 31-32 Kendilerinden önce karin olanlardan… kendi kendilerine rücu etmediler diye… onları nasıl helak ettiğimizi görmediler mi!? Herkes cemian, sadece ve ancak, BİZ'im VARLIĞIMIZDA muhdardır! |
37. SAFFAT / 50-51-52-53 Ardından, bazıları bazılarına sual ederek ikbal ederler. Onlardan konuşan birisi der ki: |
38. SAD / 3 Onların öncesinden karin olanlardan nicelerini helak ettik. Ardından, nida ettiler... ancak menas hiyni değildi! |
38. SAD / 36-37-38 Ardından… |
40. MU'MİN / 23-24 Musa'yı, elbette kat'iyyetle ayetlerimiz ile ve mübin sultan ile Firavuna ve Haman'a ve Karun'a irsal ettik!… ardından onlar, "kezzab sihirbazdır" dediler. |
41. FUSSİLET / 25 Onlara karinler (arkadaşlar) kayz ettik... ve ardından onlar, onlara ellerinin arasında olanı ve halflerinde olanı ziynetlendirdiler. |
43. ZUHRUF / 12-13-14 O, |
43. ZUHRUF / 36 Rahmanı zikr etmekten aşu olan kimse… ona şeytan kayz ederiz…ve ardından o, ona karin olur. |
43. ZUHRUF / 38 Hatta, BİZ'e geldiğinde der ki: |
43. ZUHRUF / 53 "Oysa ona, zeheb sivarlar ilka edilmeliydi… ya da mukterin melekler, onun yakınında olmalıydı!" |
46. AHKAF / 17 Ana-babasına, |
50. KAF / 23 Ona karin olan der ki: |
50. KAF / 27 Ona karin olan der ki: |
50. KAF / 36 BİZ, onların öncesinde, karin olanlardan… batş etmek yönünden kendilerinden daha şedid olan nicesini helak ettik! |