İçeriğe geç
KÖK Ara:
KELİME Ara:
ANLAM içinde Ara:
❝ K:SM ❞ kökünden türeyen kelimeler... 20 Kayıt Listeleniyor.
Aynı Kökten Türeyen:iksam istiksam Kasame Kasem Kasemât Maksum Muksem Muksim Mustaksim xoxox iktisam istiksam Kısm Kısım Aksam Kısmet Mukassim Munkasım Mustaksim Mutekasim Taksim Tekasum Takasum Uksume Ekasim
iksam
ق س م K:SM

Kasem etme, yemin etme, and içme.

istiksam
ق س م K:SM

Yemin teklif etme.

DuruMeal'de toplam 1 kayıtta geçiyor.
Kasame
ق س م K:SM

Katili bilinmeyen kimsenin bulunduğu, şüphelenildiği mıntıka halkından elli kişiye yemin ettirme.

Kasem
ق س م K:SM

Yemin. Ahdetme.

DuruMeal'de toplam 23 kayıtta geçiyor.
Çğl.Kasemât
Maksum
ق س م K:SM

Taksim edilmiş, ayrılmış, bölünmüş. Kısmet, nasib.

Muksem
ق س م K:SM

Yemin edilmiş, kasem edilmiş.

Muksim
ق س م K:SM

Yemin edilecek yer. Yemin eden, kasem eden.

Mustaksim
ق س م K:SM

Yemin isteyen.

xoxox
ق س م K:SM
iktisam
ق س م K:SM

Bölüşmek, paylaşmak.

DuruMeal'de toplam 1 kayıtta geçiyor.
istiksam
ق س م K:SM

Bölüşmeyi, taksim etmeyi istemek. Paylaşma arzusu.

DuruMeal'de toplam 1 kayıtta geçiyor.
Kısm
Kısım
ق س م K:SM

Bir parça, bölük, takım, kesim. Kapalı avucunun alabildiği miktar.

Çğl.Aksam
Kısmet
ق س م K:SM

Bölmek ve ayırmak. Bahşetmek. Taksim etmek. Düşecek olan payın taksim edilmeden önceki adı. Fık: Hisse-i şâyiayı, yani, taksim olunmamış maldaki hisseleri sahiplerine tahsis etmektir.

DuruMeal'de toplam 4 kayıtta geçiyor.
Mukassim
ق س م K:SM

Ayıran, bölen, taksim eden.

Munkasım
ق س م K:SM

Bölünen, kısım kısım ayrılan, taksim edilen.

Mustaksim
ق س م K:SM

Bölüşen, pay eden, taksim eden.

Mutekasim
ق س م K:SM

Kısmet eden. Aralarında bir şey taksim edenlerin her biri. Birbiriyle kasemleşen, andlaşan.

Taksim
ق س م K:SM

Bölme. Parçalara ayırma.

DuruMeal'de toplam 3 kayıtta geçiyor.
Tekasum
Takasum
ق س م K:SM

Andlaşma. Bölüşme. Kısmet edişmek. Birbirine yemin vermek.

Uksume
ق س م K:SM

Nasib, kısmet. Hisse, pay.

Çğl.Ekasim
4. NİSA / 8

Kurb sahibleri ve yetimler ve miskinler, kısmete hazır olduklarında... onları ondan rızıklandırın. Onlara maruf kavl söyleyin.

5. MAİDE / 3

Mevt olmuşlar...
ve kan...
ve domuz eti...
ve ALLAH'tan gayrısına hilal olunanlar...
ve zekve ettikleriniz dışında; boğulmuş ve darbe sonucu ölmüş ve yüksekten düşerek (mütereddi) ölmüş ve boynuzlanarak ölmüş ve yırtıcı hayvan tarafından yenilmiş hayvanlar...
ve nasb üzerine zebh edilen hayvanlar...
ve zelmler ile istiksam etmeniz...
size haram kılındı. Bunlar fısktır!

Bu yevmde, kafirler, dininizden yeis içindedir.
Artık onlardan haşy etmeyin. BEN'den haşy edin!

Bu yevmde, dininizi, sizin için ikmal ettim. Üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için, din olarak İslam'a razı oldum.

Artık, isme meyl etmeksizin, mahmasa içinde muztar kimse...
Muhakkak ki ALLAH, gafurdur, rahimdir.

5. MAİDE / 53

İman edenler derler ki:
"Muhakkak bunlar mıdır!?... elbette sizinle beraber olduklarına, cehd yeminleriyle ALLAH'a kasem edenler bunlar mıydı!?"

Bütün amelleri habt olmuştur... artık onlar, hasar alanlar oluverdiler.

5. MAİDE / 106

Ey iman edenler!
Mevt, birinize hazır olduğunda... vasiyet hiyninde...
kendinizden iki adil zat...
veya... eğer siz, arzda darb ediyorsanız... ve ardından mevt musibeti size isabet etmişse... gayrınızdan iki kimse...
aranızda şahadet etsin!

Eğer raybe düşerseniz... onları salat ardından habs edersiniz... ve ardından ALLAH'a kasem ederler:
"Şayet kurb sahibi bile olsak...
onunla (hiç bir) semen iştira etmeyiz...
ve ALLAH'ın şahadetini ketm etmeyiz.
Muhakkak o zaman, asim kimselerden oluruz!"

5. MAİDE / 107

Ardından, eğer, o ikisinin ism hakk etmeye meyilli olduklarına asr olunursa, ardından, kendilerine evla olmasını hakk etmeye meyilli olanlardan başka iki kişi, onların makamlarına kaim olur.
Ardından ALLAH'a kasem ederler:
"Kesinlikle şahadetimiz, onların şahadetinden hakktır. Biz düşmanlık etmeyiz. Muhakkak o zaman elbette zalim kimselerden oluruz."

6. ENAM / 109

Eğer kendilerine ayet gelirse, elbette O'na iman edeceklerine, cehd yeminleriyle ALLAH'a kasem ettiler.

De ki:
"Muhakkak ayetler, ancak, ALLAH'ın indindedir… şuur edemezsiniz… gelince iman etmeyecekler!"

7. A'RAF / 20-21

Ardından şeytan... o ikisinin sui olanlarından, kendilerinden vera edilmiş olanı, o ikisine ibda etmek için... onlara vesvese verdi.

"Rabbiniz, bu şecereden... ancak,
siz, iki melek olmayın...
veya siz, ebedi kalanlardan olmayın...
diye sizi nehy etti."
dedi ve o ikisine kasem etti:
"Muhakkak ben sizin için, elbette nasihat verenlerdenim."

7. ARAF / 49

ALLAH'ın rahmetine nail etmeyeceğine kasem ettikleriniz bunlar mıydı?
"Dahil olun cennete!
Size korku yoktur ve siz hüzünlenmeyeceksiniz!"

14. İBRAHİM / 44-45

Nası, kendilerine azab verilecek yevme inzar et!
Artık zalimler derler ki:
"Rabbimiz!
Bizi, karib ecele tehir et ki… senin davetine icab olalım... ve Rasullerine tabi olalım."

Siz değilmiydiniz... önceden,
"size zeval olmadığına" kasem edenler!?
Nefslerine zalim olanların meskenlerinde iskan olmuştunuz.
Onlara nasıl fail olduğumuz size beyan olmuştu.
Sizin için meseller de darb etmiştik.

15. HİCR / 43-44

Muhakkak cehennem, elbette/kesinlikle onlara cemian vaad edilen yerdir.
Ona yedi bab vardır.
Her bir bab için, onlardan taksim edilmiş cüzler vardır.

15. HİCR / 89-90-91

De ki:
"Muhakkak ben... ben, mübin nezirim."
Öyle ki… BİZ, Kur'an'ı ize kılan muktesimlere de inzal etmiştik.

16. NAHL / 38-39

Onlar, cehd yeminleriyle ALLAH'a kasem ettiler:
"ALLAH, mevt olanı baas edemez."
Bilakis!
Bu, onların üzerine,
hakkında ihtilaf ettikleri şeyleri, kendilerine beyan etmek için…
kafirlerin kazib oldukları şeylere alim olmaları için…
hakk vaaddir… fakat nasın pek çoğu alim değil.

24. NUR / 53

Eğer sen kendilerine emir edersen, elbette/kesinlikle ihrac olacaklarına... cehd yeminle ALLAH'a kasem ettiler.
De ki:
"Kasem etmeyin.
Marifetiniz; itaatinizdir!
Muhakkak ki ALLAH, amel ettiklerinize habirdir."

27. NEML / 49

ALLAH'a kasem ederek, şunu dediler:
"Ona ve ehline beyat edelim… sonra onun veliysine, ***Muhakkak biz, onun ve ehlinin helak edilmesine kesinlikle şahid olmadık. Biz sadıklardanız.*** deriz."

30. RUM / 55

Saatin kaim olacağı yevmde... mücrimler, bir saat gayrısında lebs olmadıklarına kasem ederler.

Böyledir!...
Onlar, ifk ederler.

35. FATIR / 42

Eğer kendilerine nezir gelirse, ümmetlerin her birinden elbette/kesinlikle daha hidayetli olacaklarına... cehd yeminleriyle ALLAH'a kasem etmişlerdi.
Ardından onlara nezir gelince, artık onların, ancak, nefretleri ziyade oldu.

43. ZUHRUF / 32

Rabbinin rahmetini onlar mı taksim ediyorlar!?

BİZ, dünya hayatında onların maişetlerini aralarında kısmetlendirdik. Onların bazısının bazısına sihriyy ittihaz edinmeleri için bazısını bazısının fevkinde derece olarak ref ettik.
Rabinin rahmeti, onların cem ettiklerinden hayrdır.

51. ZARİYAT / 1-2-3-4

Yemin olsun...
zerv eden zariyata...
ve ardından vıkra hamil olanlara...
ve ardından yüsr olarak cari olanlara...
ve ardından emirleri taksim edenlere!

53. NECM / 22

O zaman, bu diza (haksız) bir kısmettir!

54. KAMER / 28

Suyun kendi aralarında kısmetlendirildiğini onlara haber ver. Bütün şürb ediciler muhtazar olsun.

56. VAKIA / 75-76

Artık hayır!...
Kasem olsun ki… necmlerin mevkilerine!
*** Şayet alim olsanız… muhakkak ki bu, elbette/kesinlikle azim bir kasemdir! ***

56. VAKIA / 75-76

Artık hayır!...
Kasem olsun ki… necmlerin mevkilerine!
*** Şayet alim olsanız… muhakkak ki bu, elbette/kesinlikle azim bir kasemdir! ***

68. KALEM / 17-18

Muhakkak ki BİZ, sabah vaktinde sarm etmeye… istisna koymadan (“İnşaallah” demeden) kasem eden cennet sahiblerine belv ettiğimiz gibi... onlara da belv ettik.

69. HAKKA / 38-39

Artık… Hayır!
Kasem olsun… basar ettiğiniz şeylere... ve basar edemediğiniz şeylere!

70. MEARİC / 40-41

Artık Hayır!...
Kasem ederim... şark tarafının ve garb tarafının Rabbine!

Muhakkak ki BİZ,
(onları) kendilerinden hayr olana bedellendirmeye elbette kadiriz!...
ve BİZ, sebk edilebilen değiliz!

75. KIYAME / 1

Hayır!
Kasem ederim, kıyamet yevmine!

75. KIYAME / 2

Hayır!
Kasem ederim, levm eden nefse!

81. TEKVİR / 15-16-17-18

Artık Hayır!
Kasem ederim!...
hannaslara…
cari olan kanislere…
ve asase olduğunda geceye…
ve teneffüs ettiğinde sabaha!

84. İNŞİKAK / 16-17-18-19

Artık Hayır!
Kasem ederim!
Şafağa…
ve geceye...
ve vesk ettiği şeylere...
ve vesk edildiğinde kamere!
Mutlaka siz, tabakadan tabakaya terkibleneceksiniz.

89. FECR / 5-6-7-8-9-10

Bunda hicr sahibleri için kasem yok mu!?
Görmedin mi… Rabbin,
Ad (kavmi) 'a...
beldeler içinde, onun misli halk edilmemiş olan... amedlerin zatı İrem (şehrin) 'e...
vadide sahrları cevb eden Semud (kavmi) 'a...
Vetedler sahibi firavuna...
nasıl da fail oldu!

90. BELED / 1-2-3

Hayır!
Sen, bu belde ile hallenirken… Kasem olsun, bu beldeye!
Yemin olsun, ana-babaya ve evlad olana!

Sure Listesi

Kelam-ı Kadim'de Geçen Kelimeler Sözlüğü;Teolog A.Kadir İmamoğlu tarafından derlenerek hazırlanmıştır.