İçeriğe geç
KÖK Ara:
KELİME Ara:
ANLAM içinde Ara:
❝ K:T:A: ❞ kökünden türeyen kelimeler... 11 Kayıt Listeleniyor.
Aynı Kökten Türeyen: xoxox Ikta' inkıta' kat'a Kat'an Kat'î Kat'iyyen Kat'iyyet Kıt'a Kıtat Kıtaat Maktu' Maktua Makati' Maktuan
xoxox
ق ط ع K:T:A:
Ikta'
ق ط ع K:T:A:

Delil göstererek susturma. Mülkiyeti devlete ait olan bir arazinin menfaatinin hazinede istihkakı bulunan kimseye padişah tarafından verilmesi. Maktuan ihâle.

inkıta'
ق ط ع K:T:A:

Tükenme. Kesilme. Arkası gelmeme.

kat'a
ق ط ع K:T:A:

Kesmek, bölmek, ayırmak. Devre dışı bırakmak, devam edememek, çekilmek. Parça, kısım, bölüm, bir bütünden kesilmiş kısım. Nehir geçme. Yol alma

DuruMeal'de toplam 35 kayıtta geçiyor.
Kat'an
ق ط ع K:T:A:

Kat'a. Aslâ, hiçbir zaman.

Kat'î
ق ط ع K:T:A:

Mutlak. şüphesiz. Tereddütsüz.

Kat'iyyen
ق ط ع K:T:A:

Kat'i ve kesin olarak. Aslâ, hiçbir zaman.

Kat'iyyet
ق ط ع K:T:A:

Kesinlik, kat'ilik.

Kıt'a
ق ط ع K:T:A:

Bölüm. Parça, cüz. Bölük, kısım. Taraf. Kesme, parçalama, kat etme. Haram olan şey. Bir dönüm araziden az olan yer. Büyük kara parçası. Ülke, memleket. Mat: Bir dairenin bir yayı ile onun çapı arasındaki kısım. Tıb: Kesik organın gövdede kalan parçası. Ask: Çok kalabalık olmayan askerî kuvvet. Edb: En az iki beyitten yapılmış manzume parçası.

DuruMeal'de toplam 1 kayıtta geçiyor.
Çğl.KıtatÇğl.Kıtaat
Maktu'
Maktua
ق ط ع K:T:A:

Kesilmiş, kat olunmuş. Pazarlıksız, değeri ve pahası biçilmiş. Götürü.

Çğl.Makati'
Maktuan
ق ط ع K:T:A:

Götürü olarak, toptan.

2. BAKARA / 26-27

Muhakkak ki ALLAH, mesel darb etmekten istihya etmez!
Bazen, bir sivrisineği...
ve hatta bazen, onun fevkinde olanı...
ya da hatta... iman eden... ve ardından hakk olanın Rabblerinden olduğuna alim olanları...
ve hatta... kafir olan... ve ardından "bu mesel ile ALLAH ne irade etti?" diyenleri.

Çoğunu bunlarla dalalete düşürür... ve çoğunu bunlarla ihda eder.

Bunlarla dalalete düşürdükleri, sadece...
misaklarından sonra ALLAH'ın ahdini nakz eden...
ALLAH'ın, vasl olunmasını emir ettiği şeyi kata eden...
ve arzda fesad çıkaran...
fasıklardır!
İşte onlar hüsranda olanlardır.

2. BAKARA / 166-167

Tabi olunanlar, tabi olanlardan teberri olduklarında ve azabı gördüklerinde... onlar ile sebeblerini kata ederler.

Tabi olanlar derler ki:
"Keşke bize bir kerre daha verilse… ve ardından, bizden teberri ettikleri gibi onlardan teberri etsek."

Böyledir!...
ALLAH, kendilerine amellerinin hasretini gösterir! Onlar nardan haric olamazlar.

3. ALİ İMRAN / 127

Kafirlerden bir tarafı kata etmek veya kebt etmek içindir. Ardından haib olarak inkılab ederler.

5. MAİDE / 33

Muhakkak, ALLAH ve Rasulü ile harb edenlerin ve arzda fesad için say edenlerin cezası;
katl edilmeleridir!...
veya salb edilmeleridir!...
veya ellerininin ve ayaklarının hilafen (çapraz olarak) kata edilmesidir!...
veya arzdan nefy edilmeleridir!
Böyledir!...
Dünyada hizy onlaradır! Ahirette de azim azab onlaradır!

5. MAİDE / 38

Sarik (hırsız erkek) ve Sarika (hırsız kadın)…
Artık… kesb ettiği şeylere ceza olarak... ALLAH'tan nekal olsun diye ellerini kata edin!
ALLAH, azizdir, hakimdir.

6. ENAM / 45

Ardından, zalim olan kavmin dübürü kata oldu.
Hamd etmek, Rabb-il alemin ALLAH'ındır.

6. ENAM / 94

Evvel merrede sizi halk ettiğimiz gibi ferd olarak elbette kat'iyyetle BİZ'e gelmiş olacaksınız!
Size havl ettiğimiz şeyleri, zuhurlarınızın verasına terk ettiniz!
Hakkınızda şerik olmalarına zeam ettiğiniz şefaatçilerinizi yanınızda görmüyoruz!? elbette kat'iyyetle sizin aranız kata olmuştur!... ve zeam etmiş olduğunuz şeyler sizden dalalet etmiştir!

7. ARAF / 72

Ardından ona ve onunla beraber olanlara... BİZ'den rahmet ile necat ettik.
Ayetlerimizi kizb edenlerin... ve mü'min olmayanların dübürünü kata ettik.

7. ARAF / 124

"Ellerinizi ve ayaklarınızı hilafından (çaprak olarak) kesinlikle kata edeceğim! Sonra hepinizi kesinlikle salb edeceğim!"

7. ARAF / 160

BİZ onları, on iki sıbt ümmet olarak kata ettik... ve Musa'ya vahy ettik;
"Kavmin istiska ettiğinde, asan ile hacere darb et!"
Ardından ondan, on iki ayn fışkırdı. Bütün ünas, kendi meşrebine kat'iyyetle alim oldu!
BİZ, üzerlerine gamam zıll etmiştik. Onlara, menne ve selva inzal etmiştik.
"Sizi rızıklandırdığımız, tayyib olanlardan yeyin."
Onlar BİZ'e zalim olmadılar... fakat, kendi nefslerine zalim oldular.

7. ARAF / 168

Onları arzda ümmetlere kata ettik... onlardan salihler de vardır... onlardan, bunun gayrısında olanlar da vardır.
Haseneler ve seyyieler ile onları belv ettik… umulur ki rücu ederler.

8. ENFAL / 7

İki taifeden birinin sizin için olduğunu ALLAH size vaad ettiğinde… ve siz, şevketin zatının gayrısında olanın, sizin olmasına vedd ettiğinizde... ALLAH, kelimeleri ile, hakk olanı hakk kılmayı ve kafirlerin dabirinin kata olmasını irade ediyordu.

9. TEVBE / 110

Bina ettikleri binaları, kalbleri kata olmadıkça, kalblerinde raybden öte zeyl olmaz.
ALLAH, alimdir, hakimdir.

9. TEVBE / 121

Onların amel etmiş olduklarının ahsen olanı ile ALLAH'ın onları cezalandırması için onlara ketb edilmiş olmayan
sagir veya kebir infak ettikleri ne bir nafaka…
ne de bir vadi kata etmişlikleri…
yoktur.

10. YUNUS / 27

Seyyieler kesb edenler… onlara seyyienin mislince ceza verilir… ve onları zillet irhak eder. Onlara ALLAH'tan asım yoktur. Vechleri, muzlim geceden kıtalarla gışa olmuş gibidir.
İşte onlar nar ashabıdır… orada ebedidirler.

11. HUD / 81

Dediler ki:
"Ey Lut!
Muhakkak biz, Rabbinin Rasulleriyiz. Onlar sana vasl olamayacaklar.
Artık ehlin ile, geceden kata ile isra et! Sizden kimse left etmesin...
Ancak, Kadının müstesna... muhakkak o... onlara isabet edecek şeyler... ona da musibet olacak.
Muhakkak onlara vaad edilen sabahtır. Sabah karib değil midir!?"

12. YUSUF / 31

Ardından onların mekrlerini işitince, onlara irsal etti... ve onlar için itka edilecek şeyler atid etti.
O kadınlardan her birine sikkin verdi... ve dedi ki:
"Karşılarına ihrac ol!"
Ardından (kadınlar) onu gördüklerinde, kebirlediler ve ellerini kata ettiler. Dediler ki:
"Haşa!... ALLAH için... bu beşer değildir. Bu, sadece, kerim melektir."

12. YUSUF / 50

Melik dedi ki:
"Onu bana getirin!"
Ardından rasul kendisine geldiğinde, dedi ki:
"Rabbine rücu et... ve ona sual et; ellerini kata eden kadınların bevlleri ne idi?
Muhakkak ki benim Rabbim, onların keydlerine alimdir."

13. RAD / 4

Arzda,
mütecavir kıtalar...
ve inebden (üzüm) ve zerden (ekin) cennetler...
ve sınvan ve sınvan gayrısında nahllar (hurma ağaçları)
vardır. Bunlar, vahid su ile iska olur... ve üküllerinde, bazısını bazısına fazl ederiz.
Muhakkak bunda, akıl eden kavim için elbette/kesinlikle ayetler vardır.

13. RAD / 25

Misak vermelerinin sonrasında ALLAH'a ahdlerini nakz edenler...
ve kendisine vasl olunmasını ALLAH'ın emir ettiği şeyi kata edenler...
ve arzda fesad çıkaranlar...
işte onlar... Lanet onlaradır! Darın suisi onlaradır!

13. RAD / 31

"Dağları seyir ettirebilen... veya arzı kata ettirebilen... veya mevt olmuşlara kelime ettirilebilen bir Kur'an olsaydı ya!..."
Bilakis!
Emirler cemian ALLAH'ındır!

İman edenler... ALLAH'ın şayet dileseydi, nası cemian hidayete erdireceğine iyas olmadılar mı!

Kafirler, sanat ettikleri şeyler ile... ALLAH'ın vaadi gelinceye kadar...
kendilerine karia isabet ettirmeye...
veya darlarından karib olarak hulul ettirmeye...
zeyl ederler (ara vermeden devam ederler).

Muhakkak ki ALLAH, vaad ettiğine hilaf etmez!

15. HİCR / 65

"Artık, ehlin ile, geceden kata ile isra et ve dübürlerine tâbi ol. Sizden kimse left etmesin. Emir olunduğunuz yere mütemadi olun!"

15. HİCR / 66

Şu emri ona kaza etmiştik: "Sabah vaktinde onların dübürleri kata edilmiş olacak."

20. TAHA / 71

Dedi ki:
"Ben size izin vermeden önce ona iman mı ettiniz?
Sihre sizi alim eden, elbette/kesinlikle sizden kebirdir.
Artık elbette/kesinlikle ben sizin ellerinizi ve ayaklarınızı, hilafen (çapraz olarak) kata edeceğim. elbette/kesinlikle sizi, hurma cizlerinde salb edeceğim.
elbette/kesinlikle siz, hangimizin azabının daha şedid ve baki olduğuna alim olacaksınız."

21. ENBİYA / 93

Emirleri, aralarında kata ettiler.
Hepsi BİZ'e racidir!

22. HACC / 15

ALLAH'ın dünyada ve ahirette ona nasr etmeyeceğini zann etmiş olan kimse…
artık bir sebeb ile semaya medd etsin…
sonra kata etsin...
ve ardından nazar etsin...
Acaba kendi keydi, kendisini gayz eden şeyi zehab edebilecek mi!?

22. HACC / 19-20

Şu iki hasım... Rabbleri hakkında hasım oldular.
Ardından, kafirler… onlar için nardan sevbler kata edilmiştir. Reislerinin fevkinden hamim sabb edilirek… batınlarının içindekiler ve cildleri ıshar edilir.

23. MU'MİNUN / 51-52-53-54

Ey Rasuller!
Tayyib olandan yiyin ve salih (iş)lere amil olun. Muhakkak ki BEN, sizin amel ettiklerinize alimim.

Muhakkak bu sizin ümmetiniz, vahid ümmettir.
BEN, sizin Rabbinizim!
Artık, BANA ittika edin!

Onlar kendi aralarındaki zeburlarla, kendilerine emir edilenleri kata ettiler. Bütün hizbler kendi ledalarındaki şey ile ifrah oldu.

Artık onları gamrları içinde bir hiyne kadar vezr et!

26. ŞUARA / 49

Dedi ki:
"Ben size izin vermeden ona iman mı ettiniz!?
Muhakkak o, kesinlikle sizi sihre alim eden kebirdir. Artık yakında alim olacaksınız. Kesinlikle ellerinizi ve ayaklarınızı hilafen (çapraz) kata edeceğim. Sizin hepinizi salb edeceğim."

27. NEML / 32

Dedi ki:
"Ey meleler!
Emrim hakkında fetva verin.
Ben, siz şahid oluncaya kadar emirleri kata eden olmam."

29. ANKEBUT / 29

"Muhakkak siz erkek kimselere yanaşıyorsunuz ve sebili kata ediyorsunuz ve münkere nadi oluyorsunuz.
Devam edecek misiniz?"

Kaviminin cevabı, ancak, şunu demek oldu:
"Eğer sadıklardan isen, haydi ALLAH'ın azabını ver bakalım..."

47. MUHAMMED / 15

Muttakilere vaad edilen cennetin meseli... orada,
asin gayrısında, sudan nehirler...
ve taamı tegayyür olmamış, lebenden nehirler...
ve şürb edenlere lezzet veren, hamrdan nehirler...
ve musaffa aselden nehirler vardır.
Kendileri için orada... bütün semerelerden ve Rabblerinden mağfiret olanlar,
narda ebedi olacak...
ve hamim suyla iska edilecek...
ve ardından bağırsakları kata olacak...
kimse gibi midir!

47. MUHAMMED / 22-23

Eğer tevella ederseniz… artık, gerekir ki (belki)…
arzda fesad çıkarırsınız...
ve erhamınızı kata ettirirsiniz…
öyle mi!?
İşte bunlar, ALLAH'ın lanetledikleridir… artık bunları sağır eder... ve basarlarını kör eder.

56. VAKIA / 28-29-30-31-32-33-34

Mahzud sidre…
ve manzud talh…
ve memdud zıllar…
ve meskub sular…
ve kata edilmemiş ve memnu edilmemiş bir çok fakihler…
ve merfu firaşlar içindedirler.

59. HAŞR / 5

Hurma ağaçlarından kata ettikleriniz veya aslı üzere kaim olarak terk ettikleriniz… artık, fasıkların hızy olmaları için ALLAH'ın izni iledir.

69. HAKKA / 44-45-46-47

Şayet BİZ'e karşı bazı kaviller kavil etseydi…
Kkesinlikle yeminimiz ile onu ahz ederdik!
Sonra, onun elbette vetinini (şahdamarı) kata ederdik…
Sizden hiç biriniz de buna hacz edemezdi!

Sure Listesi

Kelam-ı Kadim'de Geçen Kelimeler Sözlüğü;Teolog A.Kadir İmamoğlu tarafından derlenerek hazırlanmıştır.